26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 8 Mayıs 1973 aşörtüsü ile mahkeme nuzurnna çıkmak istedığı ıçm Ankara Barosu tarafmdan nıeslekten atılan genç fcızımız hukuk mezunudur, avukattır. Her mes!eğır« kendıne ozgü bazı şeklî ıcaplan olduğunu bilir. Bı subay, Kafasmda sılmdır şapka ile nasıl börüğünün karşısına çıkamazsa, bır polis karnav&l eıbısesıyıe nasıl asayışi sağlayamazsa, bır haıdm palvaçc kılığında nasıl kursuye çıkıp durusma ıdare edemezse, bir aviikat da başörtüsü ıle gorev ıfa edemez. B Olaylar v£ ğ0rüşler ŞERİAT VE KADIN Prof. Dr. İlhan ARSEL vaızlan dinlemesml kendısine safck verırdık ama korkarız kı bu davranışı dahi pek hoş fcarşılanmayacaktır ve esasen gitse de onu erkeklerın en gerısme. en son sırada (veya oralarda bır yere) yerleştıreceklerdır. Bu da f abıi hı.kuk sıralarında kadın erkek eşıtlığı nakkında bazı sozler dınlemış Wr kımse olarak kendısıni rahatsız edecektir. Imam Gazalı. kı tblâro diınyasında Psygamberden sonra en onemlı kışi olarak kabul edılır. «Mutluluğun Kımyası» adlı eserınde Muhamrr.ed zamanıntia kadınianrj camıye gıtmelenne; fakat, camıde erkeklenn arkasında ve en son sıralarda durmalanna ızın venldiÇinı bu gelenegın daha sonralan turnden kaıdırıldığıru soyler. Gazalı'den başlamışken yıne onunla V 9 onun cerhedılemıyecek sağlamlıktakı Hadıs va Kur'an atıflarryle devam edehm. Bılındıgı Uzere Gazali, kadın ile llgili Islâm! esaslar daha zıyade «Nasihatul Muluk» ve «Evlılığm hn Kurallan» adlı kitaplarında eleştırmlstır «Nasıbatül Mülük» adlı kitabında erkeğın ksdına karsı üstunltığünU bclırtir ve bunlan Kuı'an ve Hada kaynaklarına dayatır. Şoyle diyor Gazaoı: kitabında Kur'an'ın 4. ve 12. surelerinm çeşitll âyetlerine ve yıne Peygamberin Hadıslenne dayanarak kadının esas ıtıbarıyle kotu bu varatık olduğunu. zekâca geri bulunduğımu ve b'jndan dolayı kadma karşı sert ve hatta onu tahkır eder cesine öavr?nmak gerektığini, hemen her fırsatta kocarın kansına karsı memnunıyetsızlıgıni ve hıddetmı ızhar etmesı luzumunu belırten Gazalı, Halıie Ömer'den naklen şu tavsıyede bulanur: «Onlan daıma tersleyınız, zira bu bir hayırdır.. Onlara damsınız ve fakat daima dedıklerırun aksını yapınız.» Evhlık hayatı içerisinde kadm »adec» köle değıl fakat hakir gorulmesi gereken bir yaratıktır. Çünkü KADIN, HİZMETÇİ ve FELLAH, Tanrının bu maksatla yarattığı kimselerdır ve bunlan erkek ne derece savarsa onlardan o derece hakır karşılık gorur. Buna karsılık onlan re kadar kııçuk gorurse onlardan o derece savgı bulur. Kadın daima kotudur ve daıma zayıftır. Kadm'ın fazıletlısi olamaz. Çunku Peygamber «Ba^kalarının arasında fazlletll kadın, yuzlcrce karga arasında karnı beyaz bir karga clbirfır» dıje söylemıştir Gazali bu sözü kendısine tema yaparak fazıletli kadınm bile karga nitehğınden fazla değeri olmayacağma temasla: «Goruluyor ki» diye ekler, «kadmda kötulükten ve aciz'den ba«ka bir sey yoktur. Bu itıbarla onlara karsı sert ve kaba muamele onların kötülüklerine kar^ı bir üâçtır .». Davak bu çarelerden bir başkasıdır. Boşama tebdjdi ve daha nice tedbırler, bu serivi tamamlar. cNasihatül Müluk» kitabında kadınları on tıpe avırır ve her biri'îini havvanlann en aşafiılık olanlann» (knpsk, akrep. fare, domuz, mavmun, v^..) benzetır. Ve en makbul kadın tıpi koyuna benzeyenriır, çunku hem mutidir hem de her sevden faydalanmak mumkundur. Bu benzetmeyi yapar ken muhtemelen Musüm'den naklen gelen (Ebu Hureyra'nın ağzıyle Peygamberin sozü): «Kadın, maymun ve köpek (geçerse önünüzden) namaz bozulmus olur» şeklindeki Hadis'ten müîhem olmuştur. Şimdi, kısa kesmij olmak için Gazalî'yi burada bırakahm, öbür hükümlerden bazılarına bakalım: Bakara Suresinin 282. ayetınde iki kadm'ın tanıklığının bir erkeğin tanıklığma bedel olduğu: Nisâ Suresinin 11. ayetinde erkeğin payının ıki kızın payı kadar olduğu; Bakara Suresınin çeşitli ayetlerinde (227, 229, 230, 231) erkeğin boşama imtiyazlan; Nisâ Suresinin 34. ayetmde erkeğin kadına fistün yaratıldığı ve çünkü erkeğın kadını mallanyle geçindirdiği» belirtilır. A. Gölpınarh'nm Türkçeye çevirdıği Hadisler arasında: kadin'ın sözü ile is görmenin caiz olmadığı, çünkü Peygamberin «îşlertniz kadın larınızın sözü İle görülüyorsa yerin dibı yeryu zunden daha hayırlıdır size» diye emir verdığı; kadın erkek tokalaşmasının baram ve gunah ol duğuna daır «Elin zınası el teması (tokalaşma) dır.. Ben kadmlarla tokalaşmam» veya yabancı bir kadınla tenhada başbaşa kalmanın aynı şekilde haram bulunduğuna dair söz ve emirleri; veya kadına yalan yere bir şey vaat etmi? olmanın caiz olabıleceğıne dair beyanlan vardır. Evet, kadın öylesine kdledlr ki, kocasının ker.disıne kotü muamele etmesi ya da kuçültmesı hallerınde bile kocasından ancak kendidne hürriyetini iade etmesmi ıstevebilır ve üstelik rfe kocava tazminat ödemek kavdıyle ve tazmınatı da koca tavın edecektir. Buvuk Gazali «Evlılığin tjri KuraUarı» adlı kitabında Kur'an' ın 2. Suresinin 229. ayetinl mcelerken böyle bir halde dahi kadın'ın kendi hürriyetinı satm almağa teves^ul etmemesıni uveun bulur ve bu konuda Hadisler getirır. Kı=acası kadın, kocasına âdeta tapmakla mükellef+ır ve ancak bu suretle kendi kölelik durumunu dile getırmis olabılecektır. Gazali bu konuda da Pevgamberden gelme Hadı^lere sarılır ve «Pevgamber sovle dedi: Şavet bır insanm baska bir insan önünde secde etmesini emretmis olsam, kocanın kadın üzerindeki haklannı gözöninde tutarak kadına kocasına tapmasım emrederdım» dive ilâve eder. Kadını köle ve hatta daha a<;agı durumlara indirmek, hizmetçi kılmak, erkegin malı ve aleti yapmak, en faziletli kadını büe karga sevivesine indirmek, ya da havvanlarla kıyaslandıkta yılan, akrep, mavmun v.s 'den gavrı en İvi şeklivle koyuna berzer k'lmak ve mutlaka kaba ve sert davranılacak, hakır eorulecek bir varatık halıne getirmek vetmez bızım Şprıat u'tadımıza; bir de her şeye ragmen onu cehennernlerin irsanı vapmak gerek. Yme S'rtını Hadıslere daypvarak «(Peygamber) îöyle dedi: Bır gün ceheineme bakıvorıîum. Sunu gordüm ki, sakinlennin çoğu kadınlardır. Kendısine neden bu bovle diye »oruldukta: çünku kötülüklerinl çoğaltıvorlar ve kocalarını sinirlendiriyorlar..». Sanki erkek kusurlu olmazmış gibi. PENCERE Çağdaş Oluncaya Dek Sılâh trafiği, dünya politikasının duğüm noktalannı işaretler. Yeryuzunde hangi bolgede bır anlaşmazlık varsa, ya da çatışma olanağı hangi bolge\e kaynorsa. o yone doğru akmava baslar sılâhlar... Clnslararası Banş u Arastırma Enstitbsü'nun geçen seneki vıllıgında ılginç bilgiler verilmısti. Bu kaynaktan öSrendigimize gore 1971 yılı içinde sanayi ülkelerınden Üçuncu Du"\a ulkelenre sılâh sevkıvatı rekor duzeyıne ulaşrruş*ır Uçur.cu Dunya' ya gonderılen silâhların vüzde 80'i de Ortadoğu ve Gımeydoğu Asva'ya yollanmıstır. Ararian geçen zaman içinde Guneydoğu Asva'da barıs imzalandı. Geriye Oıtadoğu ülkeleri kalnor. 1971 yılında • askeri ma«raflarda en büvük artısın OrtadoSu ülkelerinde goruldugü açıklanmı^tır. Avnı vıl tum Üçuncu Dunva ülkeleri 1 milvar 800 mılvon dolarlık sılâh ve askeri malzeme satın almıslarnır Bu satısın vuzde 87'sl Amerıka, Sovyetler, tngıltere ve Fransa tarafından yapılmıştır. Yoksul ülkeler birbirine gırdikçe kimlerin kazandığı boylece ortava çıkıyor Gene avnı kavnağa gore Ortadoğu'da lran, silâh ve askeri malzeme muşterisı olarak Mısır' dan sonra ikinci sırayı tutmaktad'r Şah, Amenka' dan en modern silâhları satın almaktachr. 2 mll>ar dolara varan petrol gelıri savesinde zengın bır alıcı olan îran'a, Amenka istediği silâhlan vermektedir. Gorülduîü eibi vervüzCnde s'lâh trafigı Ortariogu'da düSumİpnmektPdır Ortadnsu. Arap dü'nva^ı cfemektır her sevden önce . Bu dünva Israil'e ka r «ı dü^manlıkta bırle?mekte, ama kendi içinde bolunmokte; bır yanda ılerıve dönıık askeri rejimler, bir yanda feodal şeyhlik ve krallıklar bulunmaktadır. AraD rfevletlerinde askeri r«iimler, geri ka'mıs bir yapı üzerıne givdırilmiş üniformalar gibidir Kavnagını tslâm flkelerinden alan bir çeşit sosvalizm söz konusudur. Bu ulkelerin her şeve rajmen antiempprvalist bır tavır içinde buhınduSunu «övlemek eerekir. Reıimleri ne olursa ol=un, tüm Arap devletlerinde t'rail'e karsı düşmanlıkta blrle=en bu tavn sürdürmek zorunluîu vardır. Anglo • Amerikan petrolcCleriyle ortak şevh ve krallar da t<;rail düşmanhğını heslemeJc zorundadırlar. Arap sosyahzmi kavnaginı Kur'an'dan alHıgını ileri surmekted'r Amerikan karitalîrmîrp a<=ılanmı« «sevh ve krallar da Kur*an'a davandıklannı sövlemPktedırler Bu kavram kargaşası arasında ^nııriî Arshictan PSPmpnİPri: Komünizme ve «ivonizme kar^ıvız. dpmok+edırler. Ve a>nı zamanda Sıvonizmi besleyen tekelci kapitalizmia Ortadoğudaki kalesi olduklannı bilmektedirler. • Bu ikilem nereye kadar sürecektir? . Feodal flişkiler ve itaat içinde bulunan sessiz halk yıgınlan $eyh ve krallara şimdilik payanda vurmaktadır. Petrol Relirleri de bu payandayı sağlamlaştırmak için büyük para»al güçtür. Ne var ki AraD dünyası uluslaşmak için gerekli dil, din, kültür birligi içindedir Arap halklannm parçalanmasında çıkarlan bulunan dış güçler ne denli çabalasa saa<in yelkovanı durmıvacaktır îsrail Arap çatışma«ı gerçekte Arap dünyasındaki bilinçlenmeye yatırım yapmaktadır. Ortadoğu sorununa bir îsrarl Arap sottınu gibi bakmak yanlış ve aldatıcıdır Ortadoğu sorunu temelde petrol sorunudur Yeraltı kavnaklanna sahio çıkamamış insanlar, veraltı kaynaklarıns sahip çıkmcsya kadar Ortadoğu bımahmı sürecektir Çağımız. uluslarm tabil kaynaklarına sahıp çıkmai çaçıdır. tnsan haklan gibi birşeydir bu! Yüzeyde görünen «Siyonizm, antisemitizm» gibi Ortsçağa yakıştr inançlan bir yana iteleyip çağdaş değerlendirmeyle Ortadoğu'ya bakarsak gerçeği görürüz. Bir uzman demiştir ki: * • Suudî Arabistan Krallığının ve öteki petrol şeyhliklerinin yeraltı kaynaklan zengın kelimesıyle anlatılamaz. Îşte Ortadoğu'ya silâhlar bu nedenle akıyor. Ve Ortadoğu çagdaşlajuıcaya dek akacak. Kadını kötüîük kaynağı olaraK gören, yani erkeğın bastan çıkmasına ve ahlâksızlığa yonelmesme vesıle yaratır bır şeytan şekhnfle ıcabul eden duşunuş, bugun artk sadece mzım gıbı geri kalmış toplumlarda taraf'ar bulur Bu tutum medeni sevıyenın ınsanına göre ilkel bır tutumdur. Avnca, aslında erkeğe en "jüyuk hakareti lâyık goren, erkeğı hayvan kertesıne mdıren bır davranışın ifadesıdır. Çunku erkek ne kadar âcız, ne kadar zayıf, zavallı ve kendmı ne derece kontrol edemez bır varlık, dara doSrusu hayvan orneğı ıçguduîenne Karşı kovamayan bır yaratık olmalı kı kadını çarsafsız ya da kısa kollu, kısa eteklı, başörtüsüz gordüğu an vahşileşsın ve ona saldırmaktan Kendıni alamasın. Şayet erkek butun bunlan yapacak sevıves'zhkten ve basıthkten, vahşetten kendıni kurtaracak olgunluğa kavuşamaz goruluyor ve kacLnı çuvala sokmakla (başını örtmekle) erkeğın ahlâkıleşeceğı düşünülUyorsa bu, her şeyden önce msan denılen varlığa «Mantık ve traae» ile yaratmada ısrar eden kudreıe »n tüvuk haknret olur. Insana ve onu varatana güvpnsızhl' dempktır bu. Boyle bır güvensızlığı kendısıne temel si.yan bu sıstem kısmın «şahsiyet» gelışnıesıne hizmet edemez. Nitekim şerıat toplumlarında edememiştır de. 1400 yıllık şeriat jygulaması denemesi gostermiştır kı kadını çarşa/Iara ve ortulere sarmakla müspet hıçbır çey elde edılemıyor. Aksıne kadmı sardıkça erkek cerkek» olmaktan çıkıyor ve yan vahşı b'r varank nıtelığine gıriyor. Çarşaf ve basdrtimi nedır bıl. meyen Batı Ulkelerinde erkek, sokakta vanından geçen yan çıplak kadma sa+aşmaz ve başını çavırıp bakmaz bıle. Kadm konusunda işlenen suçlar ve kadına k8tü ve saygısız davranışlar va saldırılar bakımından şerıat UİKelerivle hıçbır Batı ulkesi başa çıkarnaz. Fakat bütütı bunlar ayn bır yazı konusu. Biz şımdılik meseıenln bır başka ilgmç yonune eğilelim. Çarşaf ve başörtüsü ile katıanıp sofcağa çıkma gelpneği şerıatın getırdığı ılkel kavım karakterıne uygun bır gelenektir. Turk'ün şerıat öncesi yasantılarında kadını kapamak ve erkekten kaçmak diye bır özentı yoktu. tmdı, şerıat özlemi asıl olunca bu bzlemın nılmçli olması jçerek. Geri gelmesinı istedığı şenacın Jcadın hakkında ne gıbi hükümler sevk>ttıöınl Kadını ne mevkıye indirdiğini, kadını nasıl bir cmal» (erkeğin kulu ve kölesı) halme getirdiğıni bğrenmesı yerinde olacaktır. Serıatm kadın Komıstmda ihtiva ettiği hükümlenn tamamını bu kısa yazıya sıgdırmak elbetteki mumkün aeğıl. Fakat kendısınin de rüylerinı diken diken edeceğinden emın bulunduğumuz bazılarını burava sıralamak ivı olacaktır. Hemen natırlatalım V a bu esaslar Kur'an ve Hadıs kaynaklanndan alm mıstır. Yar.ı inkârı ve değıştırıîmesı mümkun olmavan hükümlerdir, tevsıkı kolaydır; bütun camilerde ve dın okullarında mılyonlarca ınsanımıza gece gunduz teıc gerçek olarnk ögretiimektedır. Ara sıra camiyo gıdıp bu sor.udaki Gazali'nin Dedikleri «1 Siz (yani erkekler) kadınlannıa ne zaman istersenız boşayabıldiğınız halde onlar sızi boşayamazlar; 2 Kadınlannızd&n her ıstedığınızı, onların izni olmadan alabUdıgınız halde onlar sızın izninız olmadan hlçbir şey alamazlar: 3 Sizınle beraber olduklan sü'ece onlar başka koca alamazlar ama siz başka kan slabUirsır.iz; 4 Sizin ızniniz olmadan k^nlannız dısan çıkamaz ama siz onlardan ızmsız çıkabıhrsımz: 5 Onlar sizden korkarlar ama sii onlardan korkmazsıraz; 6 Karılannız sızın eüleryuzunüzle veya tatlı birkaç sözünuzle mutlu (memnun) olacaklardır ama siz onların hıçbır davranışı ile memnun göriınmeveceksmız, 1 Onlar sızın ugrunuza ana babaıannı terkemnşlerdır ama siz arzu ettığiniz hiç kimseden avn kılınmamışsınızdır; 8 Siz istedığıniZ t4bı carıye (köle) alabilir ve bunlan kanlannıza terclh edebilirsinız ve onlar buna tahammul göstermeğa mecburdurlar; 9 Hasta olduğunuz zaman kannız sızın Için parçalanacak ve Uzu.ecektır ama o oldüğu zaman siz aldırıs dahl etmevsceksınız: 10 O sizin daima hızmetçıniz olacak ama sı* ona hizmet etmeyeceksiniz.» Peygamberin, zekâ bakımından KadırJann erkeğe nazaran asagı durumda olauguna daır sarfettigı sözü hazırlatarak Gazali koca.ara. bovlesıne zavallı durumda bırakılmıs kanlanna kar şı kötü davranmamalannı tavsiye eoeı Bu tavsıyeden sonra yine kadının zavallı durumunu de? meğe devam eder. cEvliliğın lyl KuraUarı» adlı Kendimize Dönüş Yukarıda belirttığimiz felsefe, Türk'ün kadmı yücelten ve onu devletin başına «hukümdar» yapan emsahız karakterıne uvmaTan bir felsefedir. Türk din adamının affetfılmez günahı vukarıdakı hükümlerı (ve daha vüzlerce benzerlerini) Turkün nitelıklerine uvdurmamış, yani değıştirmemis olmasıdır. Eğer Türk, kendi kadınına o ilk donemlerdekı deferı ve savgıvı gostermekte devam etmiş olsaydı, eğer Arabm geleneklerine ozenip kacfın saygıstnı kaybetmemis ve kadını kümese tıkarcasına sosyal hayattan, erkeğin yanından avırmamış olsaydı, erkekle birlikte gunluk vasantılan pavlaşmasına ve toplum havatı üzerindekı o eski güzel etkisinin gelişmesine imkân versevdî, Türkün gelismesi ve medenılesme'i kımbilır nasıl kolaylasmış, nasıl parlamıs olurdu Fakat bunu seriatçıya anlatamazsınız. Atatürk'ün Turk kartnını şeriat pençesinden kurtanp bir değere kavuşturarak erkeğin havatına kazandırması sonucurj. da Türk toplumunun 20 vıl içen^ındeki gelısmesinin ve bütün öbür t'lâm ülkeleri arasınrfa ön safa geçmesinin değennı bilmek, bğrenmek istemez şeriatçı. Uj'gar olmanın olçülerınden haberi yoktur onunl "Kemalîlerin Hezimeti...,, OKTAY AKBAL Evet Hayır TARIMSAL ÜRÜN FİYATLARI er ülkede tarımsal ürünlerın fiyatlan sorunu onem h siyasal tartışma konusudur. Gerçekten Birleşık Ama rikadan Sovyet Rusya'ya kadar gelısmıs ve gelişmemis butun ülkelerde tanm kesıminin genel ekonomi politikası içindeki den gesi ve tanmsal üreticilerin korunması en önemli tartışma ko nusudur. örneğin Amerika'd» en az devletçi uygulamalann yer aldığı Eisenhower yönetiminde, en çok elestriye uğrayan konu Tanm Bakanının fiyat destek politikası olduğu gibi, Sovyet Rusya'da Kruşçev'in iktidarcFan düşmesini yanlıs tanm politikasına bağlayanlar olmuştur. Bugün Ortakpazar bir lesmesinl tehlikeye düşüren ko nu da ortaklann tanmsal urün ve koruma politikalannı uyuma sokma alanında aralannda çıkan tartışmadır. H A cı bir yaza Sami N. özerdım'inki.. «Kemalîlerin Hezlmeti»... 1920'de Istanbul'un ünlü gazetelerindeı. tknam böyle yazarmış: «Yunan kıtaatıyle Ke'natıler arasında vukua gelen bir müsademede Kemalıleı ır^ğuo olarak firara. mecbur kalrruşlardır. Adapazannda da Kemalî'er içın hezimet aver müsademeler vukubulmaktadır ftdana'da Haülaga geçidınde birçok Kemaliler esir edılrmşlerdır » îkdam bu haberleri Fransızca «Bosfor» gazetesınden alırmış Bosfor. belkl de Rumlann bir gazetesiydi, sevınç duyartuc Terıvordu Kemalilerin bozguna uğradıkıarma ait haberlerı. Bızım tkdam gazetest de alıp yayımlıyordu. Aynı zevkle ml, korkuyla mı, baskıyla mı, neyle bilınmez. Anadolu'da bağmsızlık sf\vaş\ veren Kemalıst güçlerın yenılgilerınden zevk duvacak bır Türk'ün varlığına şımdi kimse manmak Istemez, ama o günlerde pek çoktu çıkarlarını dıs duşmanların çıkarlanyle blrleştirenler... Kemalilerin hezimeti!.. Ikide bir böyle baslıkıar verirdl Istanbul basınının bir takım adı büvuğp çı'<rcış gazeteleri. Kemaliler kımdır? Turk ulusunun tek umudu Mustafa Kemal Paşa'nm komutanlığında Türklüğün blüm xalnn savaşını verenler. Istanbul'dala koşklerınde van gelıp Hgaıci güç)erl«» işbırlığı eden bır takım yazarlar, gazetorıl"rr Türk tarihinın en buyuk yurtseverlik, kahramanük olayıarıru «hezımet» saymak, Istanbul'dakı halkı bezgmliğe. ynilmişiık ruh falina düşurmek ıstiyorlardı. Gözlennı kapatıyonaıdı TutsakliJt altında yasamaktan korkmuyorlardı. Ikıde oır «Kemalîıer bezi. mete uğradı» diye başlıklar atıp, yazılar vazıvorlardı. Mustafa Kemal düşmam tzmır'de denize döktükten sonra o korkaklar, hainler, çıkarcılar hızaya geldıler Musta'a Kemal'e bvguler düzduler; ya yeni düzene uymaya çaiıştılar. ya da korkulanru yenemej'erek kaçtılar. Türk vurdu ancak dıs düşmandan kurtulmuştu. Savaş bıtmıştı, ama gorunurdeki savaştı sona eren... Mustafa Kemal «Daha ışımiz bitmedı» derken kurtulus savaşının Yunan'ı denize dokmekle, vedi dt)vele diz çöktürmekle Türk ulusunun savaşının bıtmeyecp&ıni anlatmak istıyordu. Daha pek çok savaş vardı verüeceıt, daha çok düsman vardı gozle gorulen ve gorulmeyen yenilecek, yok edılecek... O duşmanlann kökü kazınamadı bır türlü. Atatürk'ün temelıni attıgı devrimler aynı hızla surdurülemedı. Daha doğrusu sürdurmek kimsenın işine gelmedı. Özellık'e r r u n vennl alanlann böyla bır uğraşın altından kaıkabııscPjf eüçleri yoktu Atatürk devrımlen buyuk bır hesaba dayanır buvuk bır kafanm ürunlerıdır oysa küçuk hesaplarla ış cören orta kafalar gunübırlık basarılarla vetmdıler 1938'in onbır kasımından ıtıbarsn Turkiye'nin devnmcı kışıhğı aevnmcı vonü adım adım gerıys dondurüldü. o ılkeler o kuraiar o devrımci manç vozlaştınlıp tanınmaz hale sokuıdu îlk asama 1939' da Atatürk devrimlerıne karsı çıkmalarıyle tanınmış bir takım unlu kişileri eskı «itıbarlarma» kavuşturmakla basladı. 1946'da sozum ona çok nartıh demokra!»ve eeçis oyutıuyle ıkincı perde açıldı Sağı alabıldığıne lzinli, ama solu CHP' nın hem de Sırer kafasmdakı bir CHP'nın çizgısiyle smırlı bir demokrasi anlayısıydı bu. 1950'de DP'nın zaferi bir sure gozleri boyadı lse de bu basarının kımın, kimlerin yararına olduğu kısa zamanda ortava çıktı. Oy a\cıi'gı alıp yTJrüdü Atatürk devnmlerı bozuk para gıbı harcandı, bır Ata+ürk adı dıllerde sövlendi durctu ictensızlıkle 27 Mayıs 1960'ta Atatürkçü devrimciler bır başkaldırma vaptı Bır r ı d a yenık düştu. Yıne o oy avcılığı. >ıne o devrim harcamacılığı, yine o sola kapalı ama sağa adamakıllı açık politika tüccarlığı başladı Bİabildigme . Sonra«n ortada: Demirel, Demireleilik, derken 12 Mart Gıderek Ataiurk cîevrımclllğinin gerçek anlamına ters duşüs... «Varlık» m Mavıs ^avıçında özerdimtn «Kemalilerin HezirreM» nl okurken bunlan hatırladınn bir kez daha. Diveceksınız hep yaznorsun bıınları. bi? okumaktan bıktık sen bıkmadm mı yazmaktan' Istedıkl^n bu. bıktırmak .. Adını anmak, ama o acim taşıdığı ?ımge\i vok etmek. Kupkunı bir adın yirelenmesinin yarattığı bıkkınlığl kazımak kafalara, yureklere... özerdim dogru söylemis: «Turkiye'nin bugünkü görünümüncfe Atatürkçülüğun yeri olmadıîı ortada . Karar vermek gerek: Ya Atatürkçüvöz, bu açıdan bir politikaya sokaru Türkiye'ji: va da degillz. ha?ır elde bir kuşak varken Atatürk devnmine «on verıriz Sagcı da sevlnir buna lolcu da' Atatürkçü dediŞimiz surada bir avue insan kalmısız.» Ataturk devrımı kaldı mı zatfn? Yığın vığın gazete dur rradan «altanat gunlennin OsmanlılıÇın Bvgüsürü yapıyOr bzlerrını çekıvor E^ki «olcuların bir bölümü d"e onlara katıl dı bir suredir Var«a yoksa Osmanlı tmparatorlugunun sanlı günlerı, AbdClhamit Vahdettin'. Nasıl vazmıs özerdim'in sozünü ettiSi o gazete «Dirayetli, hamiyetli, milliyetçi, vstansever, müşfik hükümdar . • Bir «Padişahım çok vaşa» eksik. Onu da özerdim eklemiş! îşte Atatürk cumhıiriyetinin ellinci yıhnda «manzarai umumîye...». Tarımda Eziklik Bu neden böyledirT Çünkü t«rtmsal çalışma büyük ölçüde ha va ve yer koşullanna yani doğaya bağhdır. Doğaya egemen olamadıkça da, kitlesel Oretimin koşullanndan yararlanıp teknolojiyl gelistirme üretimi büyük ölçüde arttırıp maliyetleri duîürmeye ımkân bulunamaz. Tanmda kârlan endüstri ve ticaret aîanındakine yaklaştırma olanağı bulunamamıştır. Böyle o lunca da tanm ne teknolojik ve ne de ekonomik yönden gelişma ye ayak uvduramamıştır. Bu du rumda endüstri, ticaret ve öbur hizmet kesimlerivle eşıt yarısma kosullan lçine sokulunca ta nm ezilıp kalmaktadır. Guçlu bir koruyucunun araya girıp tanmsal Creticileri bu ezıklikten sıyırıp alması gerekmektedir. Bu koruvucu devlet olagelmi':tir. Korumamn hem ekonomik ve hem de sosval vararlan var dır. önce tanm kesımi güçlü b'r «atınalma düze^nden yoksun bırakıhrsa endüstri ürünle rini ve öbür üretimi pazara sür rre olanaîı bulunamaz Ekonominin tamamı bunalıma düçer. Zaten Birlçşik Amerika'da tanmsal fivat desteklemesinin 19 29 bunalımından sonra ortava çıkması rastlantı değildir O zaman tanm kesimine satmalma gücü aşılayıp, endüstri Urünlerire pazar olanagı açılmış, bu yolla Amerikan ekonomi=i b\ınalımdan kurtanlmıştır Sonra, tanm vazgeçllemevecek bir ca lışma alanıdır Ekotıomlk olarak ne kadar sar«ıntı dogur c a da ta rım üretiminden vazgeçilemez. Tanmı tfurmadan dü'ük ee'ir düzeyi ile başbaşa bırakırssk tanm kesimi silinir ki, bu vi>den ekonominin bütünü tehlike ye düşmüs olur. Son olarak ta nmda çok büyük bir nüfus peçim saglamaktadır. Devlet fivat desteklemesi yspmazsa bu in>;an vıSmlan yoksulluga ve çaj fteriîl bir yajantıva bırakılmı? olur. yecegı açıktır. Çunkü üretim ve tuketım ilıskileri en önemli şekılde buradan etkilenmektedır. Üstelık plansız olduğu üretim alanına karşılık kaynaklarda «Planlı» olma özentisi ekonomıyı büyük dengesizliklere sürüklemektedlr. Yapılacak şey asljn da ekim alanlanndan başlayaArslan Başer KAFAOĞLU ' rak üretim ilıskılenni duzenlemektir. Bu yapıldıktan sonra, örneğm çav alanında verilen bir milyarlık destekle, oradaki ekiSonra aynı lktidann bu endazeÇay bilindiği gibi ülkemizin ciler başka bir tarım çeşidlne yi daralttığına tanık olunmuşçok sınırh bir kısmında ekılen aktarılabılir va da kurulacak iş tur. Bunun gibi 1961 seçimlerinve zor yetişen bir bitkidir. Ama çive yoğun bir endü^trinin ilk den sonra gelen koalisyon hüçay maliyetleri (yani üreticinin adımları atılabılir. Tutün alanın kümetlerind'e cömert davranılçayı yetiştirirken yaptığı harda yapılacak sey de aynıdır. Ya mıştır, sonra aynı iktidarlar ha camalar), çayın Tekel'ce satış ni kalitesiz tütun ekilen alanlan yat pahalılandığı halde fiyatfiyatlannın üstünde, çok üstün başka tarım çesitlerine dönü«lan sabit tutmuşlar, köylünün dedir. O kadar ustündedır ki, turmek ve buralarda sanavıles büyük tepkilerl ile karşı karşıTekele bu yıl destekleme alımı ya kalmışlardır. için bir milyar lıralık fon dev me programlanm hızlandırmaktır. Ama af\ on konusundaki yaretmek gerekmiştır. Çok dar bir BugCn konu yine bütün sıcak vas gıdışı gnrünce önerilerımiz uretıci kitlesıne bu kadar bülığı ve pürüzü ile politika piyaters anlaşılacak diye korkuyoyük bir destekleme fonu ayrılsasına çıkmıştır. Tanm desteğin ruz. Tekrar edehm, gbruçümüz masının sosyal adalet ile ilci^iz de oldukça ekonomik, sosyal, po bır vıllık tutün ve çav destek liğini bir tarafa bırakarak ekolitik etken rol oynar. Bunlaryukünü bu alanlann en elverişü nomik yönüne bir goz atmak*a dan, bizım ülkede, isin polıtık ürun çe^idıne donmesıne çevrılyarar vardır. Çay ekllen toprak yönü açıklama gerektirmeyecek lar yurdumuzun en iyi toprakla mesi ve bu alanlarda endüstrikadar meydandadır. En buyuk lesmeyı hızlandırmaktadır Ta rıdır. Bu destekleme alımlan ve oy kitlesini temsil ettiğine göre kı, üreticinin eline avnı para geç destek fivatlan ile bu en iyi top tanmsal ürünlerde cbmert bir raklar ekonomiye yararlı olaca sm. Bir yılın uygulampsı bu davranışm sağlayacağı büyük ğı yerde yük olmaktadır. Bigehsmeyi sağlavamazsa daha bır oy toplama gücü elbette kayda zim aldığımız ve topladığımız kaç yıl avnı volda gidılir. Ama değer bir ağırlık taşır. Sosyal bilgilere göre Türkive'nin çav en çok üç vılda kesm çözüme tarafı da meydandadır. Topluihtiyacını karşılamak 250 mılvanlmıs olur. BugCnkü uvgulamun en düşük gelirliler grubu yon liraya mümkün olabilir. 25" manın ise sınırsız bir zaman her yıl bir devlet desteği almısmilyon lirayla karsılanabüecek içinde çözümü voktur, hattâ lardır. Sosyal yarar hıç söz gö bir ihtivaç, hem de en verimii problem gun geçtikçe ağırlaşatürmeyecek kadar »<cıktır. Destopraklanmızda bu is için kulcaktır. teğin ölçüsünü ise her partinın lanılarak bir milvar liranm üssosyal görüsü ve özellikle ekoBöyle bir çözüme gitmeyen bl tünde bir vüke malolmaktadır. nomik koşullar belirlevecektlr. Iimsel kılıklı spektllâsyonlar ve Aslında toprakların bir kısm'n TARIMI, DUR^IADAN DÜŞÜK GELİR DÜZEYİ' İLE BIRAKIRSAK, BU KESİM SİLİNİR; BUNDAN DA EKONOMİNİN TÜMÜ ZARAR EDER. Serbest Çalısan Elehtrik, İnsaat, Makina Mühendisleri ve Mimarlara Önemli Duyuru 28 Nisan 1973 gün ve 14520 sayıîı Resmî Gazetede yayimlanıp yürürluğe gıren Yonetmelıkle Türkıyedeki butun yapıların Mimari, statık, elektnk, sıhhı ve kalorifer tesisat projelerini >apacak ve Tek nik uvgulama sorumluluğu^yüklenecek bütün üyelerimizin ruhsat mercilerıne başvurmadan önce projelerini Odalarımıza vize ettirmeleri ve TUS İçin belge almalan zorunlu kılmmıştır. îlgili üyelerin Odalarımızdan, gerekli bilgl ve dokümanlan istemesı rıca olunur. ELEKTRÎK, INŞAAT, MAKtNA MüHENDtSLERt ve MtMARLAR ODAS1 YÖNETİM KURULLAB1 (Cumhurivet 3330) • • • • • • • • • • O • • • • • • • • • • UUI1UK Opr. Orolog Bizde geçmişte cömertçe yapıl dığı sanüan tanmsal destek politikalan sırasında önemli ölçüde emisyona gicfilmis vani para basılmı? bulurımaktadır. Aslırda bu gibı fivat artıslarmdan varar lanan ilk yıllarda kövlüdür. va da büvük toprak «ahinleridir. Ama bir süre gectikten sonra yü zü eülenler is+ifçiler, tüccarlar ve âtıl kapa<=iteleri harekete ge cen >;anaviciler olur Ezilen de büvük kısmivle isçi xre özellikle memurlardır Bövle olunca bürokra!îinln a5ır bastıgı ikrldarlsr döneminde. k5vlü ezilir Ov la selenlerin agır ba«tı*ı iktidar larda i'e ölcü kaçırılır Dar ve tre&ismez gelirliler ile özellikle memurlar ve lsçiler ezilirler. O halde sosval bazı sınırlar da var d>r ve olmalıdır bu konuda. Ama anl sınırlar pkonomiktir. Bu smırlar sunlardır: Ekonomi nin rlprjçp.:! Ihracat kârlanmn a7alma«ı. endüstri bitkileri 1«1»ven pndM=tTil°rd»» malivetl«>nn da çav yetişme kalitesi bulunma sa bile. elveris'i destekleme fivatlarının etkisivle bu topraklarda da çav ekimi vapılmaktadır. Bu suretle kalite elverişli fivatlara ragmen bozulmaktadlr. demagojik politik çıkıslann gö= teriş degerleri olsa bile gerçek değerleri olamaz Tarık Z. Kırbakan ! • • DOKfOR Gelecek hafta bütünüyle «Tanmsal Ürunler Fiyat Politikası»nı ele alacağız. İ Uert, Sae ve Zflhrevl Hastalıklan Mütehassm Istltüâl Cad. Parmakkapı No: S ITSL.: «4 I» 73 O i Süreyya ATAMAL i SıraselvıleT 6» TAKStM O Telf: 44 51 44 X • • • » • »• • • • • • • •• •» • • • • Cay ve Tütün Aynı olma«a da benzer bir uvçulama da tütün alımlannda söz korumdur. Burada da elve risli fivatlara raSmen kalite dur rrar'an <îü«mpktedir En arırdan bu iki üründe ekonomimiz bir çıkmaz içindedir. Destek alımla n finansmanmı agırlaştırmaktadır fT>!telIk bu fînan'man yükü dolavı^ıvle de?erli. kaliteli çav ve tütüne de?eri verilememekt», özelTikle tCtünde ivi kaiitell olanlar vabancı fîrmalara kaptınlmalrtadır Fivat arti'lan oldukca. çav ve tütün fivatlanrın srttmlmaması çe«itll acıiara ve sızlanmalara mevrtan vermektedir. Fivatîar eereSi ölcüd» tutul «a, mall eüç vetlemevio Hazine durumu açılmakta. tutulnıavınca büvük üretlci kitlesi bir kaç vıl siva«!al mekanizmayı zorla Istanbul'da kurulu bir konfeksiyon firmasmda genel müdüre sorumlu ularak çalışacak bir pazarlama müdürü görevlendirilecektir. Özellikle satış, strateji tespiti vetanıtımsahalarında yeniden düzenleyici, plâniayıcı ve uygulayıcı olarak çaiışabilecek yetenekteki adayların: • Konu ile ilgili yüksek tahsil yapmış, IPazarlama ve diğer işletmecilik konularında fiilen çalışmış, •Yabancı bir dile îyî derecede vakıf. •iç ve dış seyahatler yapabilecek, 135 yaşını geçmemiş ve askerlik görevlerini tamamlamış olmaları gerekmektedir. îsteklilerin bir fotoğrafla birlikte aynntılı ha! tercümelerini, ücret ve çalışma şartları ile ilgili talsplerini, en 'geç bir hafta içinde, aşağıdaki adrese yalntzposta ile iletmeieririca olunur. Müracaatlar gizii tutulacaktır. PAZARLAMA MUDURU ARANIYDR Yurdumutdaki tanmsal fivst de=tp5inin teorik ve pratlk bovutlanndan sonra bu politikanın Hr de<*erlendirme«inl de vap malıvi7 Bizde tanmsal fiyat rtp'tekİPme=i ^on deTece sınırlıdır En büvük desteSl eSrm»si eoreken hawan < ;al Crüilpr Yani tanm ürünlerinin desslcine nartılnrla baikiva alınır teklenmesinin teorik ve politik açıdan önemli nedenieri ve te Burıun eibi sebze ve mevvelerde (kabuklu mpvveler dısında> melleri vardır Bu destekleme deetek voktur Bu da «on derecp doSa kanunu kadar zorunludur büviik hir ekoiktir Bu Ama bu desteklemenin derecesi ler kı«!a 7amanrt ve vapılıs sekli ülkeien lilkeve rpkpn hoshıklardır Amn dah» baskalık eösterir Bazı iktidarbüvük elestiri o><itpklpme valar bazı dönemlerde bu ölçülepılan flrünlerde rfldülen poliH ri (tenis tutarlar, ömeSın Adnan Vava vSneltilmpHdlr Bunlsrdan Mendereg ikrfdannm ilk dönem Szellîkle çar VP tfltün konu««lerinde bu fivatlar blraz geni? na değlnmek lsteriz. bir endaz* ile ele «Unmıstır. Plansızlık Acısi Çektiklerimlz bu alanda da «Planlı Plansızhk. tandır. Ekim alanlannı planlamayan bir ekonomiye planlı ekonomi denemi Kîralık Daîreler Eîtller, oto talim sahası karşısında, kaloriferll, gömme banyora. MUracaat: Gazete Muhabirlert Yapı Kooperattfi Şantiyesi. Cumhurlyet 3327 epo Etüd, Eğitim, Pazarlama ve Organizasyon Hizmetleri A.Ş. P.K. 593 Beyoğlu, Istanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear