Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 23 Mayıs 1973 /froıl5KhıXî V/UÜUM iTÛ<f / j^ CEKSıNAMA s^ıziuî ö£Lü EfMEVtct / fri)ZLlı|<lü.J XİTviHPİ"' hM 1 A ÎSA'NIN GÜNCESI MELİH CEVDET ANDAY 36 Adem elmmn ge!ml« gene. Benünfcl onu gorunce koıkmuş, ama korittuğuau belli etmemş. Hıç bir töz soytemeden bakmıs yuzune. Adam çok nazikmıs gene, şapVgmni çıkanp yerlere kadar eğUerek selamlamıs sevgüımi, oair dıiemış ve durumu&un bıraz acaip olduğunu bildj&ni söylemıs, üzenne bır takım kuskular çe'.tigi içın uzgunmiış, fakat ne yap•ınnut, karuı arada bir onu bdyie zor durumlar» aalkımktm hoslanırmış, hattA bu artık hosİMmt «mrtra da. aşzp ••? « »! bır hal almış, * »> • ) ' kocam Amıpada <lfjnı«liMl* bir eakınca yokmu|, her kadın bu (fM yalaalar söyiermis, fakat hem boyle deyıp, hn» 4* onu tuvaleü alması içın tcrasioe &öod«nne«* yanlışmtş, üstelüc bu sefer is bUtbtHfln kansmıs; çünkü giysinın teslim edüecefi (Oaden bir gün. önce yoUamış buraya onu, ya giysi o sırada hazır oUaymıs ne o l y k m ı ş ? Elbette gıysiyi slıp erine, kaneına CMtiraecfcınic. Pekl, o zaman öa, fcarısı, ben bftjrle Mrini tanımıyonım, kocam Arrupa'dadır dijebilecek mıymi*? Kocan Arrupa'da ise giysiyi alıp gc'ıren kım dıye sormazlar mıymış ona? Gıy«iyl aldıguu da inkar eâacek degilmiş ya! Böylece ne oluyormuş, toplumda ınsinlar birbirlerinden lcuşkuUruyorlanaı? boş yere. Sonra adam, o alcşam sevgüîmin göfüslerinin «çık olrrasmdan öturü de özur dilemış, bunun dAİgınlıktan olduğunu hiç anlamaz olur muymuş, ama benim merdivenleri inerken goğüslerin açık anlammda işaret edişim doğrusu ona biru dokunmuş, boyle bır v>sxet yapılmasa imiş de o raten balcmayacakıruş bu goğüslere, insanlara namuslaruu tanıtlamak için fırsat verUmeli imiş, bir çıplak goğus yuzunden insanlık ayaklar altınd* çi4ncn:nemeli imiş, evet goğusler güzelmış am» bu SJTI bir sorunmuş, zaten benimle kapaJı durakta konuşması da onu korkutmuş nerdeyse, ben niçin Tanrıya ınanmıyor mu>um ve karanlıklarda bunu ne cesaretle söyliyebiliyor muşum? Bu i*e o anda pousin el koyraası iyi olacakmış ama ben otobıise atladığım gıbi kaçmışım, uste11te bu otobüBÜn içi J»ranlıkm»fc beUa de bıMıtitnLs otobüiLerden degilnıiş bu, berıi oradan a!ıp kaçırmak için gelmiş olabilirmlş, benim kim crtdugvunu corma£a hakkı yolcmuş elbet, bir terzievine her çefit buan gelebilirmiç, ama bu konu uzerinde yakinda gene konuşacaklsnnı »amyorTOUf... NASIL BlR SENDİKACILIK ? Prof. Dr. Cahit TALAS Hırır h»rır, obnaz, dedl. Bu âurumda Hangi durumdan söz ettijinl anlayamadım, dedim. U mi n r içerde yoksa? Kızlar çalıftjroriar BU nâü? Yok cmnım, dedi, o adam gittikten tonra kızlan savdım, erken erken evlerine dönmelerini de sıkı sıkı tembıh ettim. HattA bu gece yatılı iççüenn de eve çıkma geceleri oldufiu içın bütün işi durdurdum. Yalnız başıma, sinir içinde seni beklıyordum. Aklıma bin turlü şey geldi, bu adamın söyiedikleri zehir gibi işledi içime. Düçun, polis ça^ırtıyor, seni yakalatmak uzere iken kaçıyovsun .. Bunlan ben kendi başıma çözemem ki, cerü bekleyecegım elbet. Ama sen gelip bana dunımu açıklayacağına yatalım diyorsun. Biraz galip degıl mi? Ben ondan kaçmadım ki, dedim. OtobUsüm gelmifti, bindim. O kadar. Bu yüzden adamın polis çağırmata kalkmaaını aana ben mi açıklayayım istiyorsun? Evet, o akfam kapalı durakta onunla yemin ve din konusu üzerinde konuştuk kısaca, ama konuyu açan oydu, bense kısa kestim. Belki kısa kesip aynlmama kızmıştır. Ama şunu kabul edersin ki, tanımadığırn bir adamla sokak ortasında bunca önemli sonınlzn tartışmağa kalkatnazdım. Hem bu yüz den bız neden yatmayacakmışız? Anhyamıyorum. Beni bundan ötürii, eli bo? göndermen dogru mu? Yoksa artık sevmiyor musun beni? Sereilim kısılmı? gözlerle gözlerimin içıne baluyordu. Niçin bu kadar kuşkulandıguu anlayamamıçtım. Cevap versene, dedim. Sevmez olur muyum, dedi. Ama ne bileyim işte, beni şa?ırttı bu i?. Gel hadi! Hangi odayı istersin? Burada, dedim. Fısıltı ile: Ya o dışarda ise? dedt. Sonra oracıkta yere uzanıverdi Daha temasa geçmeden inlemeğe başlardı. Bunu bilir ve ceverdim. Ama şaşardım da... Ruhunun derinltklerinden kopup gelen bu iniltilerin, sevışme değışıldığtnden değıl, sevi^ecegi duşüncesinden doğdugunu söylerdim ona. O da bana, «Gözlük de öyle degü mi?» derdi, «Elime ne zaman bir dikiş almagı düşunsem gözlerim agrımaga ba$lar, boylece gözlUgümii hatırlanm, dikişi ondan sonra alınm.» Ama o akşam gözleri önceden agnmamıj olacak kl, dikişi sonradan da olsa almadı eline hiç, ben tek b*kaldım. (Deramı rar) Siyaseti ayırmanın guçlugu Elconomik ile siyııalın, sosyal ile styasalın sımrlarını belirlemek, bu «ınırların nerede baglayıp nerede bittiğıni açık olarak kestırmek kolay değildır. Çogu kez ekonomik ile sosyal ve siyasal birbiri içine girmışür. Bazan birbirine karışmıştır. Türk sendikacılık hareketı bır lüre, en azından 1961 Anayasasına kadar bu karışmiflıgın ve iç içe girmişlığin sıkıntısım çekmiftir. Çeyrek yüzyıl öncelerine kadar sendıkalar, pamuğun ham olarak değil, hıç olmazsa iplık haline getirildikten sonra ihraç olunması, Kore sava|i sıralarında pamuğun fiyatının artmasından ötürü içerde iflenmesi gereken pamukların da ihraç olunarak mensucat işkolunda i*»izliğe yol açılmaması için kampanyaya koyuldukları zaman, karfilarına «liyaaet yapıyorsunaz» diye çıkılmış ve kapatılma ile tehdıt olunmutlardır. 1954 seçimlerine yakla?ıldıgı günlerde bazı sen dikacıların, işçılere dost ve yakın saydtkları milletvekıli adaylannı seçtirmeğe çalısacaklarını ka muoyuna duyurmalan üzerine tavcılıklar harekete geçirilerek öncü sendıkacılarm ifadeleri alın tnt| ve baflarında bulunduklan sendikaların mahkemeye verilmesi ve başka tiırliı tehdıtlerle ve «sen dilular siyasete alet ediliyor» ba. hanesi ile bu hareket kıvılcım ha lınde iken »öndürülmüştür. Bu du rum 1M1 yılına kadar sürmüftür. nu içinde esuen siyaset yapmak tadır. Bütün sorun bu siyaseti tek tek veya örgütlenmi| isveren lere karsı mensuplarınm ekonomik menfaaUerını savunarak mu yoksa suyun başmda, Parlamentoda da yer alarak mı yapman yü rütmesidir? Başansız denemeler Turk sendikacılık hareketinin büyük bir kanadı, fimdi çok tar tıçılan. geçerlüigini büyük ölçüda yitiren ve denenmis olan bir yolda yürümekte israrlı görünerek suyun baçına gitmeyi reddetmektedir. Fakat, işverenlerin tutumları.Ortakpazar ve enflasyonun kül fetlerini ijçılerin zayıf omuzlanna yüklemek eğilimleri ve Dev. letin ijlerıni açık, kapah yollar I urklt'in 1966 genel kurulunda Genel Ba;kan Demirsoy, konusmasını yaparkea. dan etkileri altına almak kararla rında sınırlan a?ıp yadırganacak davraruslan benimsemis olmalan, öyle anlaşılıyor ki, büyük kanadın lider kadrosunun direnimini de çok geçmeden sona erdırecektir. Direnmenın isçilerin hakları, özgurlükleri ve menfaatleri ile bağdaşmadığı geçirilen bajan sıt deneylerden sonra sanıyoruz ki simdi anlaşılmıştır. Başka sınıf lann menfaatlerinin ve düjünca sıstemlerinin somutlaşmış anlatımı olan siyasal örgütlerden, partilerden ve yalnız onlann oluştur duğu Parlamentolardan işçiler lehine köklü kararlar almalarmı beklemek, esyanın tabiatına aykın olur. Kitle particiliği elsanesi ise artık geçerlilığini yitirmek tedir. Çünkü bu tür partilerde de yine bir sınıfın ağır basmakta ol duğu görülüyor. direrek yanus ve haksız, Işçilerin çıkarları ile bağdaşması mümkün olmayan bir politika izlemekte ol duklarım saptamalıdırlar. Yanlış lığı statükocu partilerin, sendıka cılık hareketinin siyasetle ilgilen melerine karşı olduklannı tesbtt ederek de anlayabilirlar. Akılcı bır ölçüye vurulduğu za man kabulü kolayca mümkün olmamakla beraber, denilebilir mi ki, Türk sendikacılık hareketinin bir kanadımn «partilerüstü politikada direnmesınin bir önemli ne. deni de, DİSK'in başlangıçtan iti baren işçilerden yana bir siyasal partiyi destekleyeceğini ilân etmış olmasıdır? Türkîş belki bu konuda da DtSK ile aynı paralele düşmek istememektedir. Eğer böy le ise, bu derecede duygusal bir davramş, büyük ve gerçekten düşündürücü bir hatamn sonucu bla rak kabul olunmalıdır. Bırılan soluk soluğa anlattıkUn tevgilim göz lerünin içine b&karak: Ştmdl ne yapacağtz? dedl. Vaktin varsa yalahm, dedim. Atı? yeriııdeki kızın göğsune ni»an dan beri canım fena halde Utiyordu. Partilerüstü politika taraflı politikadır Kaldı ki, .Partilerüstü politika» ile siyaset yapılmaktadu*. Çünkü, böylece değijikliklerden, daha derin ve yaygın sosyal adaietten, daha geniş haklardan ve özgürlük lerden yana olmayan tutucu, sta tükocu partüerin politikaları des. teklemektedir. O halde tarafsızhk sözde kalmaktadır. Bu basit gerçeğin büinmemesi mümkün değil dır. Partilerüstü politika ile muha fazakâr, statükocu partiler destek lenmekte olduğundan tarafsızlık bozulmustur. Liderler kadrosu bütün Batı dünyasındaki uygula malara bakarak, bunlan değerlen MALKOCOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOĞLU BEYAZ İLÂHE Y AR I N : Sendikacıhğmra siyasete yabancı değil Siyaset nedir? Konuya bir kez daha biraz yakından bakmak gerekmektedir. Bi lıyoruz ki siyaset, toplumun «ınıfla rı arasında bir ekonomik menfaat çekiımesi olup bu menfaatleri ger çeklejtirmek için barışçı yollardan siyasal ıktidara ulasmayı veya bu ıktıdan öteki menfaat grupları ile paylaşmayı da kapsamaktadır. Sen dikanın klasık, geleneksel fonksi yonu isçilerin işverenlere karfi özellıkle ekonomik çıkarlarını korumak, savunmak, gelijtirmek ol duğuna göre, sendika bu fonkjiyo Teltflf isçüeri, bir grer nrasında... DIŞI BOND TİFFANY JONES HALÎL TÜNÇ DOKTOR Tarık Z. Kırbakan Dert Saç va ZUhrevl Hastalıklan Mütehasgısı İstiklâl Cad. Pamıakkap] No: «6 TEL: 44 10 7J KONGRE TAR4BYA GENÇLtK KULÜBÜ DERNEĞİNİN 9 MayiS 1973 günu yapUacagı ilân edilen yıllık Genel Kurul ve tuzuk tadil kongresı ekserıyet bulunmadığından kongrenm 30 Mayıs 1*73 çarşamba günü saat 15 de kulüp lokalınde yapüacağı üyelere duyurulur. GÜNDEM: Açılış Dıvan seçimi Yönetım ve hesap raporlannın okunması Tüzuk tadıli Yönetim KuruJu »brası . Seçimler. (Cumhuriyet 3829) GARTH COM. PAP . BUPACÜ Sl C KcaT APiJM VAP v£ O