26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHÜRÎYET 16 Mayıs 1973 umhuriyet'in 50. yıldönümünü kutlamak lçin girişilen hazırlıklar arasında en ilginç bulduğum, çeşitli kuruluş ve derneklerc* dülerüenen yarışraalardır. Fikir ve sanat alanlarında düzenlenen bu yarışmalar, Cumhuriyet'in ilk 50 yılmda ulaşılan aşamanuı değerlendirilmesinde somut örnekleri karşımıza koyacaktır. Başka bir deyişle, «egemenlik ulusundur» ilkesinden yola çıkan bir yönetimın bilim, düşün ve sanat planında yanşacaklar açısıiıdan değerlendirilmesi söz konusudur. Yanşmalar. venl yapıtlann yanı sıra yeni değerleri de kamuoyura mal edecek, böylece Cumhuriyet'in verimleri nesnel tartışmalara konu olabilecektiı. Temelde. bu tür yarışmalar zamanla bir hesaplaşmadır. Düzenlenen yanşmalar içinde anlam olarafe en çok ilgimi çeken «Köy Öğretmenleriyle Haberleşme ve Yardımlaşma Derneği»nin köy öğretmenleri arasmda açtığı, üç sorunun bütiia halinda cevaplandırılmasını amaçlayan «Cumhuriyet'in Türk Köyüne Getirdikleri» konulu yanşmadır. Bu ödüllü yarışmaya katılacak köy öğretmenlerinin, 3 bin kelimeden az olmamak Uzere, şu soruJan yanıtlamalan istenmektedir: a> Yakından tanıdığmız köy veya köylerde Cumhuriyet döneminde toplumsal. ekonomik ve kültürel alanlarda meydana gelen değişmeler nelerdir? b) Bu değişmeleri yeterü buluyor tnusunuz? c) Gerçekçi bir görüşle nelerin, nasıl yapılmasını öneriyorsunuz? 1972 yılında nüfusunun V» 62'sinin tarsal alanlarda oturduğu Türkiye'de 'köy öğretmeni»nin gözüyle köye bakmanın derin bir anlamı vardır. Hemen belirtelim ki, binlerce köy okuldan ve ögretnıenden yoksun bulunsa da, ulusal eğitimin köye yönelişi Cumhuriyet döneminin olumlu eylemlerinden biri olmuştur. Gerçi köy öğretmenini horlayanlar, on'ara destek olmalan gerekirken güçlük çıkaranlar hiç bir zaman eksik olmamıştır. Ne var ki, köye yararlı olan ögretmenler her zaman saygıyle amlagelmiştir. C Olaylar ve görüşler Köy Öğretmeninin Etkenliği Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL Devlet Planlama örgütü tarafından 1970 yılmda yay:mlanan «Türk Köyünde Modernleşme Eğilimleri Araştırması» muhtar köy ağası köy imamı yanı sıra öğretmenin köydeki etkenliği konusunda bilimsei verilere dayanan düşündüriicü sonuçlar getirmektedir Bu araştırmaya göre. köyün yaşantısında önemli bir yeri olan öfretmen, «yalnız vazifesi icabı köy çocuklarını eğitmekle kalmayan, fakat aynı zamanda köyün sosyal, iküsadi ve öbür problemlerinin hallinde yardımcı olan, köylünün akıl danıştığı ve yaptığı vazifeye hürmet duyduğu bir şahıs olarak belirlenebilir.» (Rapor I, s. 125). blçiminl ve dayanı$ma sağlayan ' flrgUtleşmeyi içerraektedir. Köy öğretmeni görevinl yaparken ona yardımcı olanlar ve güçlük çıkaranlar vardır. Daha doğru bir deyişle, yarduncı olaalarla güçlük çıkaranlar ayra kişilerin iki a y n bölüğtidür. Bu durum, köylere ve kisilere göre değişmektedir. Adı geçen araştırmanın 126. sayfasında yer alan aşağıdaki çizelge bu konuda aydınlatıcıdır: öjfretmene yardımcı olan Teya güçlük çıkaranlar Yardımcı •» / Güçlükçü '/• 9.3 3.7 1.9 runhıdtrr. Mflll Eğitim örgütü, bakanından deneücisina kadar, bu konuda öteki kuruluş ve kurumlara örnek olmak durumundadır. Cumhuriyet'in öğretmenine sahip çıkmak, 1923 sonrası atıhralaTina ve yeni değerlere sahip çıkmak demektir. Gerçeğe dayanan bir araştırma niteliğindeki «yarışma. nedeniyle Köy öğretmenleri yalnız tanık olduklan ve karınca karannca katkıda bulundukları sosyo ekonomik ve kültürel değişmeleri saptamakla kalmayacaklardır. Aynca, bu değişmeleri yeterli bulmuyorlarsa, nelerin, nasıl yapılacağmı da önereceklerdir. Bu öneriler itibar gördügü ölçüde, köy öğretmeninin etkenliği daha da güçlenecektir. Köy sorunlannm çözümlenmesinde onun da söz sahibi oldugu onaylanacaktır. PENCERE Aydın Kime Derler? nadolu'nun bir yerinden aldığım mektubu birllkte okuyalım: «Kıymetli abira Her kö.vlü çocufn enbi bende bazı nedenlerle ükoknldan sonra tahsil yapamadım. bu nedenleri bir Cnmhnriyet okuru olarak size izah etmcme lüznm yok. Çünkü sizin ba konnları bir vazar, bir düşün adamı olarak ve gerek siz ve diğer Cumhuriyet'te yazan kalemler. ben ve benim gibi milyonlarca anadolu insanının dertlerini sık sık anlamlı bir sekilde dile getiriyorsunuz. bnnlan günü sriinüne takip ediyor, kabiliyetimîzin elverdifi ölçüde faydalanıyoruz. Ben 1948 doîumln Hçesinin köyünden 10 yaşından bu yana tahmin edebileceJHniz kadar zor ve insanlık dışı bir cahsma ile hayatımı devam rttiıdim. 1H64.6.1 tarihinden bu yana elektrik idare. sinde isçi olarak çalışmaktayım. topluma faydalı olmak ajmindevim. ancak sizin deyiminizle Hün?=a olmadığım Jçin maalesef vıllık terfi dnrumlarımi7 çok yavaş ilerliyor. ikinci bir mani de Frrdiyetci bir düşün yapısına sahip olmadıçımdan ileri seliror. fakat sizin sn dörtlök mısranız bizim için ışık oldu. yine bir yazınızın sonundan not almıstım. Doğru olsan ok gibi / Elden atarlar seni / Eğri oisan yav gibi / Elde tutarlar sizi / Menzil alır doğru ok / Elde kalır eğri yay. yine önümde 4 ve 5 Mavıg tarihli Comhoriyet var. 5 tarihlisini hpnüz oknmadım, 4 tarihlisini okndnm. •Yumma ş'özün kör pîbi» demisti ünlü «Tanımıı. «Akıl akıldan iistiindür» baslıklı yazınız, Ne kadar bilimsei, ne kadar acık, ve yarasa özelliği olmayanlar için oknnması ne kadar bilinçlendirici. Çevremdekiler EUseriyetle , buna benıerlerini oknrlar. dikkat edivorum düsiinlerinde hiç m] hiç detisiklik yok. haksız da sayılmazlar zamanla ba olanaktan yoksun mu kalrrmlar ne. ama acınacak bir dnrnm. bazılan içinse sevinilpnecek bir dnrnm. Biz işçi ve kö.vlü kesiminin Refahı için. Tiirkiyemirin ekonomik Ö7çürlö{ü için Mücadele eden Bülent beye bir yılbası tebriîi yazmKtım. cevabını aldıiımda arkadaşlar bir tuhaf bakmıslardı. Kendi kendime Ne var bnnda dedim. isçi olnp t3 o tarafta olmamak bir nevi Billnçlrnmemek demckti. Bu gün yine dayıı. darmadan çarklar çalısıyor ama bnndan favdalanan kim. Eeemen ziîmreml. yoksa Amerikan sermavesimi. bizler emekçileriz. çofnmnz ozanın sözüne kulağımızı kapadık: (Yumma gözün kör gibi) GfılOnç bir dönemde yaşıyonı*. Tozlaştıntmış bîr toplamda yasamak azap verivor bizim gibilere. Bo|nlnyormusnz çibl bir durum var. Nefrslendifcimiz bir an varsa o da Cnmhnriyet oknrken. raSımızın içinde oldninmnza fark ediyor ve size cnmhnriyetin difer dejerll kalemlerine bizi boSnlmaktan kortardıklsn ve bir anda ça$ımızin gerçeklerini avdınlattıklan icin tesekkürü borç biliyor bizleri yalnız bırakmamanızı nmnt ediyorn*. Rn flmîtİprimizi yüz üstö bırakmıvaca!hni7i sizin fibi düşün ve fikir adamlanmızdan beklemekteyiz. 1yi günler ve basarı dilekleriyle.» A Halkın Desteği Köy koşullarınm ögretmenin önüne çıkardığı güçlüklere ancak «hizmet aşkı» ile karşı konabilir. Cumhuriyet'in öfretmen kuşaklan, yaşlı / genç ayrımı olmaksızm, karşılaştıkları güçlükleri bu aşhla göğüsîemişler, aksi halde bencil bir tutumla günü gün etmek \olumı tu*muşlardır. Ülkemizin ışıması. köy ögretmeninin bilinçli v» ülkücü çalışmalan oranında gerçekleşir. Halkın desteğinüı sağlanması. köy öğretmenine sahip çıkıldığı oranda kendiliğinden srtar. Giderek, öğretmen güçlük çıkaranlann da, başta «halktan bazılan» olmak uzere, öğretmene sahip çıktıkları görülebilir. Ozan Cahit Külebi «Köy ÖSretmenJeri» adlı siirinin şu dizelerinde ne kadar gerçekçi ve yapıcıdır: «Siı fcara KÖklerin yıldızlan Işıtın yurdumnzu sabaha kadar! Araa düçe kalka, a n » yiğit, atna nmutlu.Alın bcnim tönlümden de o kadar.» Bilimsei çauşmalaria şiirler bir konuda buluştukça, doğrunun ita yanı da aydınlanır ki bu noktadan sonra iyimser oknak görev haline girer. Yenilik Getirenler Köylülere göre, köye yenilik getirenler arasmda muhtar «» 27.3, öğretmen °o 14.1, ağa »' ' , • 3.4, tarımcı % 3.4, imam V 1.1 ve ihtiyar heo yeti • 1.1 oranlarıyls yer almaktacur. öfret» ' menlerin köye getirdikleri yenilıkler yüzde olarak önemlerine. göre şöyle sınılanabilir: 21.6 yeni tesisler. 14.8 tarım yöntemlen. 13.6 yeni fikirler, 10.2 yeni araçlar, 9.1 hayat tarz» ve 4 5 örgütleşme. Görüldüğü eibı köy öŞretmeninin etkenliği, çeşitli alanlarda «yeni» olanlan kuruluş'tan fikre kadar, toplumu etkileyen hayat Muhtar İmam Köy agası Halktan bazüan Başka Cevapsıa T o p 1a m 63.3 1.9. 2.5 265 6.8 100.0 61.7 11.7 11.7 100.0 Görevini yaparken «halktan baztları»nın öğretmene çıkardığı büyük ölçüdeM güçlük çetin çalışma ortamı hakkında açık bir fikir verebilir. Cumhuriyet'in getirdiği değerter sistemini ilk siperlerde savunmak, tamtmak ve benimsetmek göreviyle köye gönderiien öğretmenlerin yalnızlık duygusundan kurtanlmalan zo " 0 DA OLMEK Ml DERSIN,, OKTAY AKBAL Evet Hayır İnanmak Güç, Ama Gerçek! ikinci yansın gazeteci Jean •Heller inanılması güç bir haber verdi: Amerika Birleşik Devletleri Kamu Sağlık örgütü (USPHS), kırk yıldan beri Alabama'nm Tuskegee kasabasında 412 frengili ve 204 sağlam erkek üzerinde bir araştırma ya pıyordu. Amacı, tedavi edilmeyen frenginin doğal gidişini incelemek olan bu araştırmanın bazı ilginç yönleri vardı. Frengi tesbit edilenlere hastalıklan söylenmemiş ve herhangi bir tedavi yapılmamıştı. Hatta, penisilinin frengi tedavisinde çok etkili oldugu anlaşıldıktan sonra bile hastalar tedavisia bırakılmış ü. ! DURU TURİZM \ Alabama'da Maoon llçesinin merkezi olan 6750 nüfuslu Tus kegee halkınm çoğu eencidir TB pamuk lsçiliği yapmaktadır. 1930 yıllanna doğru, bazı gönül lü kuruluşlann bağışlanyle ABD nin güney kesimindeki sağlık durumu ineelenmiş ve frenginin Tuskegee'de, çok yaygın olduğu tespit edilmişti. «1930 yülannda, Avrupa ve Amerika'da çeşitli yönleri hakkında Soru: Kamu Sağlık örgütü bir İnsanlığa Aykın dolusu yayın yapilmasına toplumda araştırma yaparken, ki sm, hastalığın ömrü kısaltıp kışilere durumu anlatanak ve ancak Kamu Sağlık örgütü Cinsel saltrnadıgı hususunda güvenilir gönüllü olarak işbirliği yapanlan HastalıMar Bölümü Araştırma araştırma kapsamma almak zorun bilgi yokrur. Tedavi edilmeyen Laboratuvarından Dr. Donald da değil midir? hastalarda merkezi atoir sistemi H. Rockwell ve arkadaslan, 1964 ve dolastm sistemi frengisi komp Cevap: Belki, ama Kamu Sağlık yılında yaptıklan bir yayımda likasyonlannm nasıl oluştuğu bi 30 yıldan beri izlenen bu hasta Örgütü nraştırma kapsamma giren hastalan tedavi etmek «orunda linmemektedir. Bu durumu or larm %59'unun, sağlamların lse arğildıı. öte yandan, o zamanlar taya çıkarmak...» gerekçesiyle %45'inin öldugünü bildirdiler. ABD Kamu Sağlık örgütü, *932 Gazeteci Jean Heller, 1972 yılın frenginin etküi bir tedaviai de yılında Tuskegee'de bilimsei bir da durumu halkoyuna duyurun yoktu. Penisilin keşfedüinceye ka dar, frengi tedavisinde civ» ve caya kadar frengili hastalara hiç araştırmaya baslamıştır. Oysa arsenik bileşikleri gibi toksik mad bir tedavi uygulanmamıstı. 1890 • 1910 yıllan arasmda Osdeler kullanılıyor ve birçok helo Ünlversitesi Cilt Hastalıklan Bu ara«tırmanm ba«langıcın kim, tedavinin yol »çacsğı tehllProfesörü Caesar Boeck bu koda Tuskegee de sorumlu hekim kesinin hastalığın tehlikesinden nuyu tncelemişti. O günler fren olarak çalışan Dr. John R. Hel daha büyük olduğuna inanıyorgi tedavisinde civa bileşikleri ler, 1943 . 48 yıllan arasında Ka du. kullanıhyordu. Prof. Boeck, civa mu Sağlık Örgütü Cinsel HasSoru: 1943 48 yıllan arasında bileşiklerlnln vücudun savunma talıklar Bölümü Başkanlığı yap Kamu Sağlık örgütü Cinsel Hasmekanizmasını olumsus yönde mış olup, halen ABD. Milll Kan talıklar Bölümü başkanlığı ynpetkUedlgine tnandıjh için. senri ser Enstitüsünde uluslararası prog tmız. O zaman penisilinin çok et sine yatırdıgı primer ya da sekonder frengisi bulunan 21.181 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• hastaya, lezyonlar kendiliğinden kayboluncsva kadar herhnngi bir tedavi uygulamamıştı. 1910 yılında, frengi tedavisinde arsphenamine (Compound 6061 kullanılmaya baslayınca araştırmayı bı rakmıştı. Prof. Boeckten sonra aynı kllniğin yöneticisi olan Dr Bruusgaard, 19251927 yllan ara aında, eski hastalarm durumunu incelemiş ve 473 kişiden 309 unun halen hayatta olduğunu tes bit etmlşti. Tedavi edilmeyen frengililerin 340 yıl yaşadığıni gösteren bu inceleme, çeşitli yön lerden eleştirilmts v* değersizliği ortaya konulmuştu. w Tuskegee araştırmasının başlangıcında 1ıer hastanın 6* ve soy geçmişi tesbit edilmiş, tam • • • • • • • • • • » • • • » • • • • • • • * bir fizik muayen* yapılmış, gö• • • • • • • • •• • • •• • • • • • • » ğüs filrfıl ve elektrokardiogram ahnmıştı. En vı üç kez Wa?sermann testi uygulanmıçtı. Bundan «onra, her hasta, yılda bir kez kan musyenesine ve 7aman YAZ GEZİLERİNİ SUNAR : • zaman fizik muayeneye tabi tu6 HAZlRAN'da tulmuştu. Kontrol grubu olarak, aynı yerde yaşayan, »osyo • eko• nomik ve kültürel durumu i!e ANTALYA ALANYA yaşlan hastalannkine benzeyen Uçakla gidip gelme, 5 gün, her şey dahil 1.100 TL. ve yapılan miıayenelerle sağ? lam oldugu tesbit edilen 204 er7 HAZlRAN'da kek seçilmişü. Tuskegee sağlık • t BAYRAMOĞLU'nda hafta sonu tatilleri; • örgütü ve hastanesiyle işbirliği 3 gün, her şey dahil 350 TL. • vardı. Görevli bir hemsire. kenBÜYÜK BAYRAM ÇEKİLİŞİNDE: t di otomobiliyle hasta ve sağlam9 HAZÎRAN'da J lan muayene yerine cBtüröyor EN KÜÇÜK İKRAMİYE 100 LİRA | ve muayene günü ücretsiz sıcak IHLARA VADİSİ ÜRGÜP GÖREME • yemek veriliyorrfu. Hasta ve BÜYÜK İKRAMİYE 1 MİLYON LİRA • 4 gün 55ü TL. • kontrol grubundakilerden ölenlerde otopsl yapılmasına izin • 18 HAZtRANda £ veren ailelere. otopsi başma 100 t FİNİKE FETHİYE MARMARİS'de t atil; : dolar, ayrıca 81ü gömme masraflarını karsılamak üzere 150 J 9 gün 1.400 TL. J dolar ödeniyordu. • Aynca; bütün AKDENİZ, KARADENtZ, ANADOLU'yu kapsaArastırmaya ait bulgular ilk J yan vapur ve otobüslerle bağlantılı, eğlenceli ve ilgins turlar. kez 1936 yılında yayımlandı. Bu• Brosürlerimiz isteyenlere derhal gönderilir ra göre, tedavi edilmeyen fren• Beyogln, tstiklâl Caddesi No. 184 Tel: 44 81 28 49 19 42 gililerin dörtte biri normal bu•••••••••••••••••••••••••»•••»••••••••••••» lunmus, anormal bulgulann ço5u dolaşım sisteminde görülmüş (Cumhuriyet 3614) tü Yaslan 40'tan az olan teda • • visiz frengililerde aynı va$lardakl kontrol grubuna eöre dolasım slstemini, merkeri sinir si«' • teminl, kemik ve mafsal sistemi • ni ilgilendiren hastatıklsnn dön îstanbul Erkek Lisesi'nin 89. kuruluş yıldönümü töreni kat fazla olrfugu tesbit edilmiş20.5.1973 Pazar günü saat 9,30 da başla.vacaktır. ti. 1946 yılmda yayımlanan arasMezun ve mensuplanmızı naravana başında bekleyeceğiz. tırma sonuçlanna göre 2550 • I.E.L. Mezun ve Mensnplan Cemlyett yas grubundaki hastalarm bek ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Cumhuriyet 3611 lenen ömrü, kontrol grubunda(Basın: 14855 • 3603) » M i r ihtimal daha var» der <îemez başladılar hep bir l l K a ğ ı z d a n «O da ölrnek mi dersin»... Hemen ölmek, başka " i h t i m a l gelmiyor akla. lçersiniz, yersiniz, sonra başlar•ınız ölümü düşünmeye. En mutlu anımızda bile böyle. Sanki başka şey yokmus gibi, yaşamak, mutlu olmak lhtimali yok mu hiç? Koca koca adamlar, hanımlar hcp bîr ağızdan katıhyorlar pistte sarkı söyleyen adamın sesine. cVuslatın başka âlem, sen bir ömre bedelsin». ömür dediğin cfe ne kl, geçivermiş işte. Sonra baska şarkılar: «Gözlerini gözlerimden ayırma hiç, ayırma hiç». GSzleri ayırmamakla iş bit«e. Yaşam nice seyi kırıyor, ayırıyor. Umutları, düşleri. Bir şarkı daha «Sevil de sevme». Kadeh kaldırıyorlar şarkıcı deUkanlıya. Bir bayram sevindni yaşıyorlar. Bir yıldönümü toplantısı bu. Kimin? Söylemeyeeeğim. Ne yararlı ne yararsız propaganda olmasın. Siyasal bir kuruluş diyeyim siz anlayın ya da anlamayın. Ne olack yani çu ya da bu desem. Bir kesit bu toplumumuzdan. Bakıyorum çevreme bir yığm tanınmış kişi, yurt sorunlarında rol oynayan, rol oynamak isteyen... Nasıl da seviyorlar kafayı çekip şarkılar söylemeyi! Bu beğeni çizgisini aşamayacaklar, sşmak lstemedikleri lçin. Belki lsteseler d* a?amayacaklannı bildiklerl için!.. Bir sürü politikacı... «Vuslatın başka Jlem» dlyen. Nedir e vuslatî Seçiml kazanmak, yeniden seçilmek, lktidara gelebilmek. Hep kendileri için, toplum için değil! Simdiden hayallere dalmaya başladı böylelerl. Seçim bölşeleri, seçmenleri kazanma yanşı, «antfığa bir girme bir çıkma, »onra yıllarca yan gelip yatma kazanılan güveninifistünde... Şu alaturka ?arkıla.n dlnleyip bayılan ki^iler, hem de en önemli görevlerde bulunmus ya da bulunmakta olart kimseler... Nasıl da böylesine büyük bir tad duyarlar bu çeşit şarkılarda? Ben de dinlerim, belki bir an duygulanınm da ama kendini yitirmek bu düzeysel sarkıların, raanrumelerin afırlığında ezilmek... Bu kişüer Avrupa^a^a gitmişlerdir, lyl kötu beUrll 6grenim koşullarından üeçmişlerdir, az çok yabancı diller de öğrenmişlerdir. ama kötü begeniler, ahşkanhklar, ilkel anlamsız yaşantılardan vaıgeçemezler bir türlü. Devrtand geçinirler, ilerici sayarlar kendilerini, Atatürk admı anarlar meydan söylevlerinde. Anlamadan, anlamak istemeden... Oy almanın, önemli yerlere eeçmenin yoludur börün bu dlalı sözler. yaşantılar. Gitferler sigara paketinin arkasına çiziktirirler yurttaşın derdini. Göstermelik dindarlığı bırakmazlar elden. Bütün is bir köprüden geçmektir öte yana. Bütün sorun bu toplumun üst çizgilerine ulasmaktır. «Bir thtimal daha var» deyip Slümü hatırlamak, »onra rakıyla, votkayla, viskiyle unutmak; yaşamın bencil «evklerine bırakmaktır kendini... Insanların gerçek kimligi böyle kalabaiık, içklll, «arkıiı. törkülü toplantılarda meydana çıkar. Dayanmıştır, «abretmiştir, kendini tutmuştur, bir ağırlıg» lahip oldugu kanısını Termiştir çevresine. Clddt a*am rolü oynamı»tır. Birden bozulur üç kadehten sonra. hele oynak ya da hüzünlC beylik bir şarkı da çınladı mı bir garinonun, bir meyhanenin dumanlı havasında, biter gider o clddilik, o agır baîlılık... Insanoğlu neyse, o çıkar ortava... Belki bu anlarda daha incandırlar, daha canlıdırîar, daha yafam doludurlar, neyseler odurlar kısaeası... Bıraktım o kaJabalık, dumanlı. Rflrültüia «alona çıktım sokağa. Sesler azaldı azaldı yitip gitti. Ne «Bir ihthna!» var, ne «O da ölmek mi» sorusu. Ne de eüzelllgl ortadan kalkmıs «Vuslatlar»! Serin bir gece tokat gibi iniyor klşinin yüzüne. Varsın o salondakiler alaturka şarkılarda kendilerini bulup bağırsınlar seslerinin olanca gücüyle. Hanımlar bir yandan baylar bir yandan... Sandıktan nasıl çıkacaSını d"üsünOp tath düşler kuranlar ihtimal hesaplan vapsın şarkı sözlerinde... Neyse ki. her sarkı bir ölüm gerçegini getlrir, hatırlatır kişilere. Bu ölüm korkusu varken böyle oluyorl Bir de ölüm diye bir şev olmasa, böyle kaçınılmaz bir eerçejin korkusu da duyulmasa ne olurdu. neler olurduT Düşünme'si bile korkunç, ölümden beter... «Bir fhtimal daha var, o da ölmek mi dersin». Bunu unutmayın bari her isinizde... AMERÎKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE, FRENGİLİ OLDUGU BİLÎNEN 412 ZENCİ, ARAŞTIRMA AMACİYLE TAM 40 YIL TEDAVİSİZ YAZGISİYLE BAŞBAŞA BIRAKILDI. Prof. Dr. M. Rahmi DİRİCAN Erzurum Tıp Fak. Toplum Hekimliği Kürsusünd» kilere göre 0/o20 oranında azalmıştı. Frengi tedavisinde penisilinin çok olumlu sonuçlar verdiğirjn bütün dünyada kabul edildiği 1946 yılından lekiz yıl sonra, 1954'te yayımlanan bir başka raporda, hâlâ hiç bir tedavi uygulanmayan frengililerln durumları şöyle bildiriliyordu : Beklenen ömür süresi, sağlamlara göre 50 vaşından kücük hastalarda ^ol7; 5065 yaş grubundakilerde "'ol4 ve 65 yaşından büyük olanlarda */'o6 oranında azalmıştı. ramlar özel yardımcısıdır. Olayı ortaya çıkaran gazeteci ile ayni soyadını taşıması bir raslantıdır. Dr. Heller'in bu konuda bir C"zetecinin sonılarına verdigl cevaplar ilginçtir. Soru: Hastalara frengili oldukla rını söylüyor muydunuz? Cevap: Hatırlıyorum. Ancak o bölgede frengiye «kan bozukluğu> denir. Ben bazılarına bunil söyledim. Bazüarma söylenmemiş oiabülr. Eğer söyleseydik bile, orüar bu dunnnu sizin ve benim anladığım sekilde kavrayamazlardı. kili oldugu biiiniyordu. Niçin kul lanılmasını tavsiye etmediniz? Cevap: Eğer 1950 yıllarınm ba«ında bu hastalardan sorumlu olsaydım onlan penisilin tedavisine alırdım. Sorumluiarın niçin bu yola başvurmadıklannı bilemem. Belki de bu tedavinin iyi olduğuna inanmıyorlardı. Neden bu arastırma üzerinde bu kadar duruluyor ve bazılan dehşete kapılıyor anlamıyorum. Araştırman:n ırk ayrımıylt ilgisi yokrur. Zenci bir toplumda yüriitülmüş ol ması tamamen bir raslantıdır Bu araştırmanın meslek ahlâkına uy gunsuzluğu söz konusu değildir. Büyük Yankılar Olayın bütün açıkhğıyle kamu ojTina duyurulması büyük yankı. lara yol açtı. Zenci hekimler ba? ta olmak üzere birçok senatör durumun resmen incelenmesini istediler. Amerika Birleşilc Devletleri Sağhk ve Eğitim Bakanlığı tarafından seçilen dokuz kisilik bir yarkurul (komisyon) incelemeler yapmaya başladı. Be« üyesi zenci olan bu yarkurulun kesin raporu henüz yayımlanma mıştır. Ancak zenci bir hekimin, 18 Ekim 1Î72 tarihli Medical Tribune and Medical News dersisine gönderdiği mektuptan aldığımız şu kısımlar Uginçtln «Dr. Heller s&vunnıasında durumu örtbas etmek için büyük bir çaba harcıyor. Ama «hastalıklarını söyleseydik bile anlamazlardı» demekje, bu hastalan insan olarak görmediğini açıkça ortaya koyuyor. Arsenik cileşüderlnin toksik oluşunu ve tedaviden öorumlu olmadığını telirtirken de gerçekleri saklıyor. O günler Dt. Heller gibi kedilerin, Wassermann pozitii olan kaç beyazı bu toksik maddelerle teoavi etmek fırsatıru yakalamaya uğraştuüarını bilmeyen var mı? Tedaviden sorumlu olmasa bile, hastaya mut lak tedavisi gerektiğini inaodırıcı bir sekilde *nlatmak onun görevi değil mivdi?.» Millî Hekiraler Birligi Başkanı olan zenci Dr. Edmund C Casey bu olay rıakkındakl görüşlerini şöyle belirtiyordu: «Tuskegee'de olanlanu ciddlyet1« incelenmesmi istedik. Fakat bu suç, tıbbi araştırma söz k»nusu olunca Amerika Birleşitc Devletlerinin başka yerlerinde eskiden beri işlenen suçlardau daha büyük değildir. Tıpta yeni bir hususun incelenmesâ önce farelerde ve sonra zencllerde denenir. ÇünkU şempanzeler çok pahahdır. Bunaan 89 yıl önce, tetrasiklinin bazen tam onüriye sebep oldugu ve bunua gebe kadınlarda daha sık göriildüğü iddia edilmişü. Bu ıddianm geçerli olup olmadığını anlamak üzere, o zarüanlar Güneyde bir başka enstitüde zenct gebelere deneme maiuyeünd» tetrasiklia verilmişti.» Bu olay nedeniyle Dr. John R. Heller'in meslek hayatının çeşitli vönleri incelenmlştir. 194890 yUlan ansmda Millî Kanser Enstitüsü B&şkam olan Heller, bu tarihten ıtıbaren 1965 yılına kadar New York'ta Sloan . Kettering Kacser Merkezi Başkanlığı yapmışar. 1963 yılmtia bu merkezde Dr. Cbester Southam isimll birisl, kronik hüstaJığı olan y&şiı insazılAr& canlı kanser UOcreleri enjekte etmiş ve bu işı yaptığını hastalardan gızlemişü. Sonralan DT. Southam, yaptığı bu isten dolayı suçiu bulunmus, a n » Dr. Heller «benim haberirn yok Us lelik Enstitüde olup bitenlerin hepsini başkana bildinnek adet değildir» şeklintle kendısinı savunarak temize çıkmıştı. Wisconsin Senatorü Willian> Porxmire'in dedigi pbi «Tuskegee'de olanlar igrecçtir.» YUz yıllardan beri sliregelen çeşitli olaylarm etkisinde kalan zendlerin, bu araştırmayı bir «genoSıd» veya «nrkçılık» olarak nitelendirmeleri do yathrganmamahd;r. «Acaba hastalığın doğal gidişi nasıl oluyor?» sorusuna güvenilir bir cevap bulmak için hastalarm etküi bir tedaviden yoksun bırakılması ve hastalıklannın söylenmemesl, bu araştırmanın hekimlik ahlSkiyle ba* daşmayacak yönleri olduğunu or taya Jcoymaktadır. Bütün bunlar bilim adma yapılmış olsa bile olayın aifedilecek yön'î yok tur. Yazımızın başlığı «Aydın kime derler» forusuydHı. Yukandaki mektupta bu »orunun cevabını buluyoruı. Okullar üniversiteler bitiren, marifetler diller öjrenen, ama »Onra bir sistem içinde duşünmekten yoksun kalıp dünya ve yurt olay lan karşısında ne yapacajını şaşıran kişi aydın değfldir. Yukandakl mektup lahlbt gibi, dünyamn, yurdun, yaşadığı toplumun neresinde olduğunu saptayan ve bunun bilincine varan kisi aydın kişidir. Klmügini vermediBim okurum, mektubı^nda güçltl ve güzel anlatımına rağmen barı ylnlıslar yapmış. Ama nlce yanlışsız mektup'sahibi aydın değildir de, işte böyle imlâ yanlıslan yapan ki;i bazan aydın dü'öncelidir. KöySüden ve işçiden ne rfenli aydm yetişirs», Türkiy»» miz mutluluğa o denli yaklaşacak. Okuyucu Mektupları Açık mektup: SAY1N DEVLET BAKANI Bu satırlann yazan, binlerce nvallı «ivil emeklilerden Wrisl olup, kendlsl 1971 yüı Temmua ayında DenizoUik Bankan Denis YoUarı laletmesinden emekli olmuatur. Devlet oaba: «Senin maaşı• nı her yü geçim durumuna gö re ayarlayacağım» diye bir ka MECBURİ DERS nun çıkartmış, lâkin bu kanu SAATİNİN nu Utbik etmemls veya edemeraiştır. Kıs3ca biz emekliYÜKSELTİLMESİ lerl ihmal etmiş ve onlan yüz üstu bırakmıstır. Ağzma bir HAKSIZLIK.r elma şekeri venniş, hepsi o Bakanh|m 19.9.1973 tarflı kadar. •e 44901 sayıh emirlerl gereğlnce unlverslteyl blürip, kadGene aynı Devlet baba: «Ey emekli, seni devlet hastanele romua llkOğretimde kalmak rinde parasa muayene Te te çartıyle orta öğretlm<to gf> davi edecekler, tlâcuu vere revlendirildü. Lfselerde 15 sacekler, hatta gerekirse tedavi at mecburt, 15 saat de Ocretli lçin yurt ouşına gönderecek derslere glrmekta ldüt. Nisan sin> demis, âemls ama bu bol 1973'de kadrormızun tlköğrekeseden vaad barajına ne ya tim'de bulunması bahane edizak ki hâlâ su dounamis. Gö lerek mecburt ders saaömiz rUluyor ki, bunda da Devlet (22 ders saarine) çıkanldı. Aybaba sözünü tutmamıs veya nı eamanda esJdden verllen tutamamıştır. (15 llâ 22 saat) arasmdakl fazBaşka memJeketlerde bir e la Ocretler kesflmeğe başlanmekli bunlan ctiştiDmez. U öı. Usede kadrolu öfretmennun Allahtan sağlık dileğin lerle aynı görevl yapügımıza den başkm arzusu yoktur. E ve Unlversite mezunu oldugumeldi, ner yerde hürmet ve iti muza göre, mecburi ders saabar görtlr. Biadeki gibi Itilip tinin 22*ye çıkanlması haksızkakılmaz. Herkes, yann bir lık olmaktadır. Aynca çalıştıemekli olacağın' ve elden a ğımıa yerlerde açık kadrolar yaktan düsebileceğinl natırdao buhmduğuna gOre, orta öğreçıkarmamalıdır. tim kadrosuna almmamami2f. bizleri üzmektedir. ADI SARLI DenizdUk Bankası tnensup ve emeklilerintn bir yardımlaşma cemiyeti vardır. YerDaha kaç kuzu sizlikten köprü altma sıgınmıştır. Bu cemiyet, kendi bün yedireceğiz? yesinde kayıtlı bulunan 1000* Ankara Vİlâyetinin den fazla emeklisini bir yazı İle bankanın hastanesine gön Sulakyurt Paraşlı köyü balkıderir, orada gerekli tedavi ya yjz. pılır ve banka bu masrafları 1967 tarihinden tHbaren her karşılardı. Bir aydan beri bu yıl «KöyünUzün lçme suyu ve yardım da keslldi? Cemiyet köyunüzle Alışeyhll kOyO araüyelerine sosyal yardımlan ya sındaM yol programda, bu sepamadıktan sonra mevcudiye ne yapılaeak» diyerek YSE tinln manası ne olaT teşldlâtından bellrll kimseler köyümüze geHp etüt yapıp kaDifer taraftan, su mahlyetl Hk çakmaktaİ8r re buna fcarmeçhul bulunan rparasız mu stlık köy halkın8 koç • kuzu ayene ve tedavi yönetmeliği» de bir tOrrtl çısacağ] yerden kurban kestirip yemektedirler. çıkamadı» Bu satırlann yaza Pakat Mçbir yıl ne yo! ve ne n. her ay I15c Darası olarak de lçme suyumuz yapılmamak100150 lira öder, ev örası 600 tadır. Yine 1973 vılı Nlsan ayı Uradır. Eline de ayda 1600 U lçerlsinüe aynı belirH Mmseler ra geçer. Perhlj yemetüerini BÖ8 konusu vsadlerle köyOmüze gellp bir ktızu yiytp gltmlslerunuttuk. dir. KRvümfteün 1cme suyu ve însarun bu haksn ve Kayı yolu proCTamı 1973 mall yıh na muameieler Karsısında proşrrammda var mıdır? tlsfM«Yangın var» deyrp kendini ler tarafından acıklanma«ım: savet merVflr in«ant.lsr ornen». bilmem Kaçmeı Kattan aşnğı mında yoksa, fakir hallnTni7«ı atası geliyor. Ölse tyi ya 61 mtısal!flt ol«n bn eiw Mmvlor mez işte Biraz ılg) sayın De» hakkında kanııni takibat açılmasını savfrrvia arz ederlz. let Bakanı. Bir emekli tStM VE ADRES SAKLI : DİKKAT DİKKAT1 19 MATISTA YİNE SERVET YAĞDIRIYOR MiLLî PiYANGO İ Toplam ikramiye j h i Milyon94BinLira| l BİR BİLFTLE SANS DUYURU l KAP1N1Zİ ARAL1K TUTUNUZ:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear