24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 15 Mayıs 1973 MtftAKTAN BıZ OUrliM VE İ?ıl MAMAU.,. Ö/i ÖJMAMlıiArt ETE KE Y*?A£A4< TAHMİH SÖHDdfcEYÎM İSA'NIN GÜNCESİ MELİH CEVDET ANDAY 28 Ne oldu sana* diyordu Ben kanşmaz«am, sen büsbütün kapıp Koyuvereceksin kendini îşınden çıkar çıkmaz dogru bana gel Içmek lstiyorsan beraber ıçeriz. Bojıe oımaz, kendını ziyan etmege hakkın yok. Sonra beni de düşünmen Ianm Benrnı kimım var nem var bu dunyada' Senden başka" Darılma ama bencıllık edıyorsun bana karşı. Senden b:r şey befc lemıyorum, hattâ beni sevmeni bıle Yo sozutnu kesme, bu yuzden mutsuzum demıyeceğım, ama şunu da kabul ct KI, tek yanlı bır ılışkıdır bızımkısı Veren hep ben oldura şıkâyetçi de değılim. Senden sidece şunu istıyorum, kendıne bakmanı Ama s>>n kapıp koyuverırsen, ne yapayım kl, gözetimini ben alırım Uzerime Bu yüzden her akşam uğruyordum ona Karım Ikınci çocuğunu da duşürdü Ama bunu beklenmedık bır olgunlukla karşıladı Çok sâkındi Yeni çareler araştırmak, böylece yeni blr deneye daha kalkışmak yolunda hlç heveslı görünmüyordu Çocuksuz bir kadın olarak yasamağı kabul etmis gıbiydı Bu konuda ona yardımım olur umudu lle, Ben de gerçekte pek ıstemıyurdum dedlm Bundan otünl üzülmen yersız Bak D<ma yUzüme bak! Bende bır üzüntü görüyor musun? Gerçekten de yoktu. Hattâ blr gun uzun bır soyleve glrişttğım büs oldu. Ben de bfr zamanlar çocuktum dıye başladım Beni de elbet anam doğurmuştu ve bır babam vardı. Ama ben dofınasavdım, anam babam gene var olmayacak mıydı' Bu yuzden uzulmeye hakkım yoktur Onlaı da benun doğmamış oldufumu bıldıklerı içın benden oturu umutsuzluga kapt rmayacakiardı kendılerinı Çünkü doğum, doğumdan oncekı durum demek değıldır. Bunlar hıç benzemez birbırlerıne. Bır baba, doğacak çocuğuna olduğu kadar, doğmaj'acak çocuguna karjı da sonımludur. Anayı bundan ayırmaga hakkımız yok Sen daıma bır ana olarak kaiacaksın. Bundan hlç kuşkun olmasın Sözlerim çok etklll oldu zavallı karırrun gozlerı yaşardı, başını orauzlarıma kovdu. Teşekkür edenm, dedl, bent teselli ettiğın için. Ama durum hıç de senın büdıgin gıbı değıl. Ben oleceğım. Şaştım. Nerden çıkanyorsun bunu'' dedırn. önune baktı Sonra anlayacaksın, dedı. Sankı kesın bır şey bıhyordu da oyle konuşuyordu, sesı, halındekı durgunluk bunu göstenyordu Ama olacaJc şey degıldi bu. Doğuramaması ile ortaya çıkan boyle blr tehlıke soz konusu olsaydı, bunu ondan once bızırn dğrenmemız gerekırdı, yanı bacanağımın, baldızımın ve benlm Oysa hıç bırımıze boyle bır söz söylenmış değlldı. Bunu boyle düşunduğum halde gene de palas oandıras bacanagıma gıtf'm Karunla konu$tukl&rımı anlattım ona O zan^arJar baldızım, uyku dönemınde ıdı bulunamadı yanımızda. Biz ıkJmıZ konuştuk. Sonunda, bunun ruhsal bir tepkı behrtisı olduğurıa karar verdık. Bekleyecektık, durumun gelışimlne bakacaktık ve ona gbre çarelerlnl düşünecektik. Ben guzel kararları sevenm, ama hıç bır guzel kararın Işe yaradığmı gormedı|ım içın, zamanla, guzel kararları ve bu kararlara uy. gun davranışlan kesın olarak bırbırinden ayırmasını oğrendım Karımda olum saplantısı git tıkçe arttı ve bız, bacanagımla ben, Du saplantınm her yenı gorünüşunde, bıı toplantı yaptık aramızda. Doktorlara da başvurmadık degıl, ama hıç bır kesın bır açıklamada buluramadılar bıze Daha dognısu yorumlar en korkunç olan ihtımalden en oremsız anlatımına degın yukardan aşagı sıraıanıyorau Kanmdakı bu kdtumserlık en nıkarıda, henuz belırtüerını gostermeğe baslamanuş korkunç bır hastauğın bnsezısı olabıleceğı gıbı, en aşagıda, uzüntuden doğma, bır kendıni cezalan dırma bılinçsız onyargısımn ürunü de olabılırdi. Karıma bunlardan sadece bırlıu, karamsarlığm bır ruhsal bunalımdan ilen geldığı yorumunu anlattım. Eessızce dırJedı beni lyi oyleyse, dedı. lyıleşırım yakında. Fakat bunun hemen arkasıraan olum hazırlıklarına gırişmeğı d" savsamadı Bunları gormezlıkten gelmem (gormeyınce olmamış sayılır ınancmdan) zaman znman kızdırıyordu onu Bu yuzden beni dujgusuzlukla suçluyordu Zaman zaman da geçıyoıdu bu gergınlık, hattâ lyileştıgını, kendlne geldığjıı, artık ölumü düşunmedığuu soyiuyordu Şunu kesın olarak bellrtmek ıstenm ki, evde olum krizleri başladığı zam<»n, ben de olüm havasına gırıyor, bunun ardınaan pelen kurtulma dönemınde ise mucızeye ınanmaktan kendımi alamıyordum; ya da kanm, kımsenın bılmedıfi bır nastalıkla, zaman zaman elume yaklaşıp gerı donüyordu Belkı bunu bılen bır doktor da vardı, onu bızden gızlıyordu karım Belkı de hem o doktora, hem de mucizeye benzer şeyler yapan bır büyucüye gıdoyordu. Bırı öldürüyor, otekı kurtarıyordu. (Devamı var) MAHKÛM DÜNYASI Röportaj: Necati YILDIRIM Particilik uğruna cinayet işleyen, "Şimdi oy bile kullanmam,, diyor Beş bin donümluk bır arazlsıyle bir çıftlıje benzıjordu. Kımı şerı portakal, mandalına bahçesı ldl.. Kıml > en boş bırakılmıştı. Koyun, sığır gUdülüyordu . Klmi yerınde sebzecılik yapılıvordu.. Kimi jerıne pamuk, susam, ayçıçeğl ekilmiştj Dolaştık, konuştuk . «Geçen yıl 400 ton pamuk geldı» «Kaça sattınız'» «465 kuruşa. thale ile sattık. Çekırdekli olarak toptan verdık » Vanımda bir gardıjan vardj. Sulej man admda, uzun boylu, bıraz zayıfça, teni buğday renginde blrl. O anlatıyordu «Salça yaptık. 5 ton geldl. Hem de mahkum ylyip lçtikten sonra kalan domatesleri » «Koyunlan da satuor musunuz9» «Onlan satmıyona. HafUda on onbeşını kesıyoruz. Mahkumlar için. înek de var aynca. Montofon ve san güney cınsı. Arada da dana keseriz » «Sütlen?» «GUnde 300 Mloyu geçer. Mahkumlara çok gelıyor.» «Kalanı'» «îşçılere satıvoruz Kağıt fabrıkasmdaki isçilere » «Kaça?» «Kılosu 130 luru?a » zançtan, ana babadan mahrumuz Duşünüyorum Dışarının hayatı tatlı. Tek dıleğım hurnyetime bır an once kavuşmak, eller gibı yaşamak » Bir demeç ve binierce sevinç Elınde küçuk bir naylon su bıdonu vardı. Sakalık yapıjordu Bıraz fazlaca eğlenmıştı «Arkadaşlara su vereyun.. Susadılar glbi. Iyı çahssınlar'» dıyerek yanımızdan ayrıldı. «Dian Bursalıl Gelecek işte.. Pat Kimi başına genia föİKelikli razhk bir sryler çeçirmiş, kimi de kirli ve ter kokan yaglılclannı örtmuftü. Kiminin de başı açıktı, Kizgın rftne* omurundm degıldi. o kara yaa vazılmıs «Jınlaniidaa terler damlıyordu. Toprağa kaıısıyordu tozlu ter damlalsrı. Çapalar inip kalkıyordu. Kimi üt makıneje bakı^ordu.. lama'» diye ellndeki küçük su bidonunu sallayarak yürüdü gıttı Yoldan su dolu bir kağııı arabası geçıyordu. HergUn boyle üç ton su taşırmıs İs yerlerindekı mahkumlara.. Hurnyete susamış mahkumlar içın umut kapısı gibi bırşey olu yordu haber bültenlerı, Meclıs saatleri ve gazeteler. Gelıp gaj çıcı jie olsa sevındırıyor, neje. i canlan4ırıyor, bir canlıuk, verjyordu. Akşam üstu arazıden, fab rıkadan, kanaldan, köprü işlerinden gelmişlerdır. Uşaklı Efe dayının temızledıği yeşil çünenlerin üzenne uzanarak, bağdaş kurup oturarak sigara içiyorlar, konusu>orlar, türkuler dınlıvorlardı Ve bu arada saat ondokuza gelmiçti. Konuşmalar, tıirküler ken dıliğinden kesUdi. Afla UgUİ bir haber var mı, yok mu diye kulaklar radyoya venlmlşö. O gün, yurdun her kösesine Adalet Bakanının şu sözleri yayıldr «Vatanda? gibi biz poUtikacılar da Cumhunyetın 50. yıldonumu gıbi mesut bir günün arefeslnde bir şeyler bekleriz...» Bu sozler üzerine «mahkum dünyasınnda bir bayratn havası estı. Klmüeri sevlndl, umutlandı.. Kimİ3rt türkÜ söyledi, oyna dı. Birçok mahkum da hurnyete susadık» dıye af için mazda, dua ettı.. na «Gazeteler af yazıyor okuyun arkadaşlar» Ve bır mahkum da umutlarını, sevınçlerını, beyçcanlannı iıir şure dokmuştü: «Yüce milletin trnrtulusonda Çok yEkıadır titana gun ıstğında Çoklan ölmfiş kavuşacağu ıat• larunıza Gazetelerde af yazıyor okuyun arkadaşlar « Çok pismamz yaptığımız suçlara Kırmayacağız bir insanı bizi varsa da Affı duydunuz rau sizler radyoda Gazetede af yazıyor oku>un arkadaşlar» MALKOCOĞLU yazan veçizen:Ayhan BAŞOGLU BEYAZ İLÂHE Özgürlüğe susanhşlık Gardıyanla, pamuk çapalayan mahkumların >anına geldık. ögle \aklaşmıştı, yakıcı bır sıcak vardı. Kımj başına geniş gölgehklı jazlık blrşeyler geçırmış, kımi de kirli ve ter kokan yaflıklannı örtmüştti. Klminin de ba?ı açıktı, kızgm guneş umurunda degıldı... «Kolay gelsın'» Gardı>"an da seslendi: «Kolay gelsın'» «Sağ olun'» «Bujurun » Yaşı kırkın ustünde gıbl gorünen bır mahkum doğruldu, arkadaşlarını gosterdı: «Çek şojle bir » O kara \azı vazılmış alınlarından terler damlıyordu Toprafa karışıyordu tuzlu ter damlaları Çapalar inıp kalkıyorau. «Çek gazeteci bey'» «Çek şojle'. Gazetede çıksın'« «Sankı mahkum değilız abı'» «Bıze af yok mu hemşenm9» «Gazetenm bır koşesıne bir af dusur..» «Mahkumsak gâvur mu olduk'u «Susadık gazeteci agam' Susadık1» Yoldan su dolu bir kafıu arabası feçiyordu. Her fün böyle fiç ton su tasırmıs iş yerlerindekı mahkumlara.. Y A RI N: Toplumun ittiği kişi olmak DİŞİ BOND ^ O K S AS1PAG4E BEKJ9<7 TİFFANY JONES / NASH.OL.OO? B'BOSut. lSttTIN< DE Particilik marticilik derken... îşhk elbıselerı iyıce ağartnış, kısa bojlu bır mahkum duruyordu vanımızda Sıgarasını çekiyordu sık sık .. «Hepsı boş şev1» dedı Afyon'lu Abdurrahman «Ne oldu'» dedım. «Particilik Yaşlı bır kadın ytlzunden Gozleri gormuyordu.. Oy kullandırmak istemedı karşı taraf Bız de kullandırmak is tedık Sonu cınayete vardı...» «Yıne particilik yapar mı9 sın » «îmkanı mı var1 Oy bıle kullanmak ıstemıyorum artık. Hepsı boş şey1» 7 «Neden » «Yaptığımız suçtan nedamet duymuş durumdayız Her şeyden mahrumuz Particilik içın hayatımız öldü 6 sene 7 aydır yatıyorum gunü gunüne. Nerde? Nasıl? Bunlan bılen yokl Şımdıye kadar bır kazana kulp olamadım. Aıle yuvasından, ka GARTH
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear