Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYin 6 Kasım 1973 rtık bir Sosyal Yardım Bakanhğı kumlrnasının zamanı gelmiştir dense, çok kişi bir şeyler hatırlar gibi olur, amg «dogru, kurulmaIıdır» der. Oysa, Türkiye'de Sosyal Yardım Bakankğı kurulmuştur Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanhğı adını taşıyan bu Bakanlığımız, sağlık konularının dofal olan büyük ağırhğı altında kalmış ve kamuoyunda böyle tanınmıştır. Geneltikle hastahklar hastaneler, hekimler, hemşireler gibi sağlığı ilgilendiren hergünkü olaylarla birlikte hatırlanan Sağlık Bakanhğı, çahşmalannda da buna uygun bir çizgide jürümiiştür. Gelişen toplum içinde sosyal yardım biçim değiştirmis ve sosyal güvenlik konuian daha büyük bir ağırlık taşımaya başlarrustır. Buna karşın sosyal yardım ihtiyacı azalmış, artmıştır. Fakat ihtiyaçları zamanmda görememek. gerekli tedbirleri zamanmda alamaraak ve çalışmaları birleştirip bütünleştirememek ytizünden amaçlara varamıyoruz. Yardım, güçsüz olana yapılır. Sosyal yardım da. güçsüz olanlara toplumun yapması gereken yardımdır. Kimler güçsüzdür? Önce çocuklar gelir akla. Kimsesiz çocuklar. Anası babası olma3an, sokağa bırakılan çocuklar. Sonra kimseli görünen. ama. gerçekte kimsesiz sayılması jrereken çocuklar. Evlâthklar, aileler içinde çeşitli nedenlerle kötü davranılan çocuklar. Sonra yaşhlar gelir akla. Yine, kimsesi olmayan yaşlılar. Aile içinde istenmez duruma gelen. kötü davranılan yaşhlar. Sonra, çocuk ve yaşlı olmadığı halde kişisel hastalık ya da sakatlık nedeniyle çalışamıyan insanlar gelir akla. Çalışamıyan, bu nedenle de ailesine de gelir sağlayamayan kişiler ve aileler geimeüdir akla. Sonra. hastalığı ve sakatlığı olmadığı halde. bir iş bulamadığı için güçsüz kalan kişiler düşünülmelidir. Kısaca, kişisel güçsüzlük, sosyal güçsüzlük ve ekonomik güçsüzlük sosyal yardım çemberi içine giren niteliklerdir. Toplumlardaki güçsuzlük nedenleri ve güçsüz sayılan, bu çemberln alanını belirler. A Olaylgr ve gfiüşler 200.000 civarmda olduğu tahmln edilen evet tahmin, çünkü sayı belirsizcTir korunmaya muhtaç çocuğun 17.000 olan 0/o8'ini korumakla da devlet görevini yapmış sayılmaz (1). Öyleyse'?. ATATÜRK'E BORÇLUYÜZ Dr. Erdal ATABEK lukn. hatta «arkadaşlık» bağlan, so.= yal yardım için yeterlıydı. Bir mahalle, bir büyük aile sayılırdı. Bir komşunun güçsüzlüğu bütün bir mahallenin ortak sorumluluğu savıardı. İsiâm din:, bu sorumluluk duygusunu «din kardeşliği» ve «cemaat» kavramları içinde yaygmlaştırd;. İnsan içgüdüsel olarak bencil, toplumsal olarak yardımcıdır. Eğer toplumsal düzen bencilliğini desteklerse, daha çok bencil olur. Yardımcıhğım desîeklerse daha çok yardımcı olur. Gerek Türk töreleri. gerekse İslâm dini, hem kişİ5'i kendi güCünü arîtırmaya hem de toplumu yardımcı olmaya ittiği için. Türk toplumu so?yal yardımı yaygın olarak gerçekleştirmiştir. Fakaî. sosyal yapının değişmesi ile değişen aile yapısı, değişen kültürel öğeler, geüşen teknoioji. buna bağlı olarak değişen verleşme birimleri, değer, yargıları, din duygusunun gerilemesi ve daha ba=ka etkenlerle alışılan biçimde sosyal yard:m. yapılcmnz duruma gelmiştir. Artık, kişisel yardım yfıe gerçek sosyal yardımın yapılraası zorunluluktur. Oysa, bur.u yapacak olan devlet ya da kamu kurumları konunun güçlük yaratan kapsamı karşısında büyük bir yetersizliğe düşmüştür. Bu alantfa birleştirilerek gücü arttırılabilecek olanaklar, düzenieme (organizasyon) olmayışı yüzünden etkinlik kazanamamıştır. Kapitaiıstleşme süreci içincfe kişiler bireysellik çpmberrae İtilirken, dünyarın kapitalist kesiminde kurulaa sosyal yardım birimleri de kurulmadığııv dan, kor.u röportajlarda fıkralarda ara sıra hatırlanar, «ah. larla, •vah» larla geçiştirilen bir düzeyde kalmıştır. Bu tabloya eklenen görüntü, fakir çocuklara yardım toplayan rahat çevre insan!arımn gösterişli ve özentili fctoğraflarıdır. Değişen sosyal ve ekonomik yapının değiştirdiği insanlar, değiçtirdîği davranıslar. Çözüm Yolları Eğer bir sosyoekonomik yapı insanlan işsizliğe, güçsüzlüğe, kadınları fuhşa itij'orsa, yapılacak temel iş, sonuçlarla uğraşmaktan önce, bu bozuk sosyoekonomik yapıyı değiştirmektir. Bunu başarmadan yapılacak her şey yüzeysel kalacaktır. Bununla birlikte yapılacak işleri bilmek gerekir. Öncelikle yarınların doğal olarak suç tehlikesi içinde büyüyen korunmaya muhtaç çocukları açıklıkla ele aknmalıdır. Bu çocuklar bütün bir toplumun sorumluluğu olan çocuklardır. Gene, güçsil.; yaşlılar. hiç bir emeklilik hakkma ulaşmadar. çahşma çağını bitirmiş insanlar, hurdaya çıkmıs makineler dıye bakılmadan insanca yaşam?. düzeyine kavuşturıılmalıdır. Sosyal yarrfımla sosyal güver.ük birbırlerinin tamamlayıcısı olarak birleşmiş bir organizasyona kavuşturulmalıdır. Dernekler yolu yerine, bütün yardım kayr.akları ve yardım yclları bir kamu kuruluşunda birleştirilrr.elidir. Bu konudaki madde ve enıek kaynakîan. bağışlar, ödenekler, sönüllü'.erin, gençlerin ve emekli olmuş yaşliların emekleri, «düzenli bir sosyal yardım» kurulıışunda etkenlik kazar.malıdır. Devlet çapındaki orgar.izasyonda da da5:nıkhk giderilmeü, sosj'al yardım konusu Sağlık Bakanhsmdan, sos>al güvenlik konusu da Çahşma Bakanlığmdan ayrılarak b:r Sosyal Güvenlik Bakanhğı» nda birleştirilmelidir Merkez organizasyon üç hizmete kadar etker.ligi arttıracak her yol tartışılabiîir, her yol İncclenebilir, yeîer ki sorunu çözelim. Sorunu çozelim. çünkü cözmeye mecburuz. Eğer, sosval devletsek, eğer ınsana deîer verijorsak. eğer yarınların gerçek güvenliğini düşünüyorsak. (1) Turkiyede Sosyal Güvenlik Çıkmazı. Taner Karaha.sanoğlu, 1973. Duvarın Dili olsaydı.. n yıl kadar önce Maçka Teknik Okulunun karşısındaki duvara bir öğrenci: Petrolü millileştireceğiz.. diye yazıyordu. Bir resmi cip durdu öğrencinin yanıbaşında. İçinden bazı adamlar çıkıp genci hırpa'.amaya başladılar: Ns yazıyorsun ulan? Yazarım. Yazarsm, yazamazsın, derken öğrenci selâmeti kaçmakta buldu. On yıl, insanın hayatında azımsanmıyacak bir süredir. Ortaokul öğrencisi bu sürede üniversite>n bitirip askerliğini yaparak toplumda görev ve sorum vüklenir. Milll petrol kampanyası on yıl önce açıldı. Devlet vönetiminde İhsan Topaloğlu davanm başmı çekiyordu. Yardımcısı Muammer Aksoy. bütün heyecanıyla yüklenivordu olayın Ustüne Yazarı, çizeri, gazetecisi, genci, yaşhsı birer ucundan tutmuşlardı konuyu... O sıralar îsmet Paşa'nm koalisyon hükümeti iktidardaydı. Bu hükümet içindeki ikilem, milliyetçilerin işine yanyordu. Ne var ki kısa sürede kabine devrildi. Adalet Partisi, olanca ağırlığıyla iktidara çökünce, yönetimden milliyetçi genel müdür ve müdürleri temizledi. O sıralar Suudi Arabistan ise bir üaşka âlemdi. Bu ülkede petrol 1936 yılında Necid'de bulunmuşrur. 1938 rie Krallığm geiiri 3 milyon Sterlin iken, 1954'te 110 milyon Sterline fırlamıştır. Suudi Arabistan'da alfabesi2 bir halkın v e hastahktan körleşmiş voksulların başmdakı kral ve prensler petrol geliriyle donamnca ne yapacaklannı şaşırmışlardı Avrupa gezilerine çıkan şeyhler. lüks otellerin bahçelerine çadır kurduruyorlar. dolar rumaklanm yataklarının altma saklıyorlardı. Bilinçsizliğin üstüne yığılan zenginlik yasayışlarını yuguruyordu Doğulu egemenlerin... Aradan geçen sürede ne oldu? Bugün Suudi Arabistan ve öteki Arap şeyhliklerinde düzen gerinin de gerisindedir. Yeni yetişerr pren=ler, Ingiltere'nin. Amerika'nın meşhur üniversite'ıermde yetişmişler, Hanyayı Konyayı öğrenmişler, petrolden sağlanan zenginlikleri halklann uyutulması yolunda nasıl kullanacaklarını bümışlerdlr. Bunun yanısıra Batılı petrol kumpanyalarıyla müzakere masasına oturdukları zaman kendi çıkarlarını cin gibi korıımaktadırlür. Batı bankalar.nda öylesine bir dolar birikimi sağlamışlardır ki, barsada piyasada bu güçle isteriikleri oyunu tezgâhlavabilirler. Nitekim Ortadogu Savası nedeniyle petrol silâhını kullanmak olanağına erişmişlerdir. Bu yüzden dünyada petrol sıkmtısı başgöstermiştir. Bize gelince... Aradan geçen on yıl süresinde millî petrol, lâfı güzaf oldu. Isbirlikçi »ermayenin istediği politika ülkede yürütüldü. Suudi Arabistan ?eyhlerinden daha bilinçsiz politikacıların parmak hesabında gelecejimizi düşünemedik. On yıldan beri ülkemizde uygulanan petrol politikası bir cümleyle özetlenebilir: Tflrkiye'de petrol tükctimini pompalsyanlar. Türkiye' y! petrol ürrtiminde dışarıya bağımlı kılmıslardır. Bu politika eloğlunun işine gelir, bizim işimize gelmez. Ama eloğlunun isine geldiğince sürdü ve yürüdü işler.. Şimdi geldik. dar kapıya dayandık. OrtadoŞu bunahmı nedeniyle petrol sıkın tısı dünyayı sararken Türkiye bir örümcek ağının içindedir Hem dışarıya bağımlıyız, hem daha pahalıya alacağız. öyleyse kıssadan hisseyi alalım: Kovalat.r mısın «petrolB millileştirecejHz» diyen genci, resmî cipteki adamlarınla... Kovalatırsm. Aynı ilkeyi gazeteye yazanı da içeri atarsm. Olmazsa, reklâmını. ilânını kesersin. tşte simdi de koskoca Türkiye'yi bunalımın ortasına atarsın. Petrol bulamayan sanayici, kaloriferine marot bulamayan apartrr.an sahibi. arabasına benzıni daha pahahya dolduracak olan kamyorvcu, likit gazından gazyağına dek her tür ürüne muhtaç tuketici vatanrlaş, sakın unutma! Duvara «petrolü millileîtirelim» diye yazan genç, güya devlet yöneten zamane iktidarından daha akıllı ve daha haklı çıktı. O Sınırlı Sosyal Güvenlik Daha çahfanların sosyal »üvenliğini yeterli oranda sağlayamamış durumdayız. Xe var ki, belirli bir düzeyde sosyal güvenlik hakkını alanların hak düzeyi tartışmaları aylarca kamuoyunda sürerken. çalıçtıgı halde sosyal güvenlik hakkı olmayanların, çalışacak İş buîamayanların, ortalarda kalmtş çocuklann, yaşhlann acı dcrlieri «bayramdan bayrama» güçlükle hatırlanab'.imektedir. Çahştığı halde sosyal güvenliği olmayan tarım işçüeri yanında, «osyal süvenlik haklarıtv d*an işverenlerce uzak tutulan işçiler yanında, işsizler. kimsesiz ve çalışacak yaşta olmayan çocuklar, yaslılar nasıl büyük bir sorunla karşı karşıya clduğumuzu anlatmaya yeterlidir. Evlâthklar. fuhşa sürüklenen kadmlar ülkemizde kadın sorununun acı bir yanıdır. Korvuyu d'.rneklerin lyi niyetiyle, Bakanhklarm sır.ırlı ödenekleriyle cözülür sanmak. soruna gözünü yummaktan çok faıklı değildir. Toplumumuzda Türk toplumunun çok belirli özelliği sosyal yardım duygusunun güçlü oluşudur. Eski toplum yapısında sorumluluk duygusu yüklenen sosyal birimler olan «akrabalık», «hemşerilik», «komşu TUTUKLAMA YASAĞI FARUK EREM T. BAROLAR BİRLİĞÎ BAÇKANI Arada Devrimci Tutum Kurtuiuştur Bir Hukuk Kuralı SANlGlN SAVUNMA HAKKI KISITLANAMAZ Sırtını hukukun Ustünlüğü prensibine dayamış, insan hakları beyannamelerine, milletlerarası sözleşmelere temel ilkeler olarak girmiş, Anayasamızın lafız, ruh ve felsefesine sinmiş «savunma hakkiumn bir hak olarak tanınmasırun önemi pek büyüktür. Ceza yargılamasında di yalektik olarak «tez, antitez ve sentez» yani «iddia, savunma ve karar» olarak üç ana. unsur söz konusudur. Karan oluşturan iddia ve müdafaadır. îddia ve müdafaa unsurlarmdan birisinin ek sikliği, karan karar olmaktan çıkarır. Sanık sıfatiyle yargılama makam; önüne gelmiş bir kirrjee suçlu olabileceği gibi* suçsuz da oFabilir. Bütün sanıilar süçlu deinek değildir. Sanık suçsuz ise suçsuzluğu nu savunmasiyle ortaya koyar. İsnat ile doğup şüphe ile kuvvetlenen her iddia; karşısında r antitez olarak müdafaayı bu lur. Müdaiaar.m önemi kendini suçsuzun suçsuzluğunu isbatta göstermektedır. Yargılama teraisini dengede tutan müdafaadır. Herhangi bir suç isnadı ile itham edilen kimse bu safhada he nüz sanıktır, kendisinden ancak şüphe edilebilir. Fakat asla suç ludur damgası vurulamaz. Âdil bir hâkim vermiş olduğu her âdil kararla göğsüne bir şeref madalyası takar. Karar olarak bu madalyanın bir yüzü iddia, öbür yüzü ise savunmadır. Ceza yargılamasmda sanık ken dine aynlan yerde bir makam iş gal eder ve orada hiç bir kuvvetin etkisi altında kalmaksızm, sadece savunma hakkma dayanarak kendini müdafaa eder. Hiç bir zaman unutulmamahdır ki yargılama salonunda sanığın yanında «müdafaa hakkı» son söz söyleninceye kadar dimdik durur. Bu hak hiç bir şekil ve surette samktan aynlmaz, aynlamaz. Sanık bu hakkım ya bizzat ya da bir yardımcı vasıtasiyle kullanır. Sanığa kendisini ilgilendi ren iddiaların bildirilmesi savunma yönünden zorunludur. Sa nık neticede lehine sonuçlar doğurabilecek cihetleri rahatça belirtebümelidir. Bütün bu müdafaası için de yeterli zamana sahip olmalıdır. Savunmada en önemli husus budur. Sanığa müdafaası için bü tün imkânlan tanıyıp ve fakat ona bunlan kullanacak zamam tanımamak tanınan hakları aka mete uğratmaktır. Savunma hak kının kilit noktası olan sürenin tahdldi hiç bir mantıkla bağdaşa maz. FT.AT ATEŞOGLU Stajyer Avukat BERGAMA Hukukçular bilgisayan dertlerine deva d:ye ele aldılar ve bilgisayara tüm zorluklarını kolaylıkla halledecek Alâattinin lâmbası gibi sanldılar. Adli sicili düzeltir. herşey en kısa sürede en yanlıssız. en ucuz, en adil biçimde hallolunur rierıildi. Başka birileri Yargıtay'ın çelişen hatta aynı dairenin, aySöz konusu günün sabahi, Top larının ve kişisel çıkarlannın nı günde verilmiş birbirınin taçu Okulunun, 1. ve 2.. sınıf öğ düşkünü olarak, O'nun, DU Dev mamen tersi kararlanndan bahrimini, reformlarını, yozlaştırıp rencileri (Topçu teğmen ve asteg setti, deva aradı. Bir başkası da menleri ki halen bunlardan, iki geriye dönüştürdüler: Ezanın, bugün Türkiye'de 9950 yasa var, si, görevli orgeneraldir) topçu tekrar Arapça okunmasına, Ana kullanılanlar 950 tanedir işe yaatışlarını görmek amaciyle, Edir yasanın. eski terimlerle deyimramayanlardan bu araç ile ayıknekapıdan, Büyükderbent'e, uza lenmesine, okullarda, Arapça, layalım dedi. Farsça terimlerin Osmanlıcalannan, Istabul Caddesinin, onuncu Amerika'dan, Hollanda'ya, Finkilometresindeki yol kavşağının, nın kullanılmasına, göz yumdudoğusunda bulunan tepede top lar. Ama, çok şükür dil devrimi landiya'dan. Japonya'ya, Sovyet tuttu ve dilimiz iyiden iyiye ann Rusya'dan, Habeşistan'a kadar lanmışlardı. sayılarım vermek suretiyle bilgiBurasının, birkaç yüz metre dı. sayar makinalarmın ne işler beM. FAZIL KARLIDAĞ batısındaki, 155 rakınılı Baştabya cerdiklerini, modern matematik Em. Alb. ANKARA tepesine, Atatürk'ün, aynı günün ve fizik kurallan ile nasıl yamsabahi. aeleceğj, ^duyuldu. lîp gelişttğirıî, nasıl küllanılaelAtâlürK'e 9e •defrirmellneİ öanğını hukukçularm emrine de nadan bağlt olan, 'genç topçu susal girecegini güzel güzel anlatbayları, Ata'larını, daha yakından tılar. görebümek için, Baştabya'ya gitVe dediler ki: Siz her şeyden mek ısrediler; fakat Topçu Okuönce dil konusunda anlaşm. Bilu Komutanı, Albay Arif (Korgeriniz «Tanık» biriniz «Şahit», neral Tanyeri). müsaade etmedi. SİBERNETİK VE ELEK biriniz «Savcı», biriniz «MüddeiBunun üzerine bu satırlann TRONİK BEYNİN HUKUKA umumî», biriniz «Taşınmaz», biyazarı, sorumluluğu göze alarak, riniz «Gayrimenkul» v.b derseUYGÜLANMASI TARTIŞILDI Atatürk'ün, gelrniş olduğu Başniz bilgisayar yanılır, dilinizi atabya'ya, gltti. Heyecan verlci G«çenlerde Istanbul Barosu, yıklayın ve Kars'tan, Edime'ye gözlemlerimin görüp işittiklerikadar hukukçular aynı dil üzemin içinde dil devrimleriyle ilgi sibernetik ve elektronik beynin hukuka uygulanması konusunda rinde anlaşsınlar, aynı dili koli olanı şudur: nuşsunlar. Grubun, birkaç adım ilerisin ve Türkiye Barolar Birliği BaşAvusturya Başbakanlık uzmanı de, muharebe durumunu açıkla kanı Prol Dr. Faruk Erem yöyan, albayın, konuşmasını, Ata netiminde bir seminer yaptı. Otto Zimmler aynı fikre katıldı, Avusturya tam 2 yıl eski ve türk ve oradakilerin tümü, dik Çok ilgi gördü. Ancak, «Sibernetik» sözcüğü yeni Almanca'yı taradı ölmüş katle dinliyorlardı. Bir ara Altoplantıda bulunmayan meslek sözcükleri attı, geçer terimlerl ve bay açıklamasmda şöyle dedi: « Mavi ku\vetler, ricat etti taşlarımız tarafından bir merak j eni Almancayı bilgisayara verdi. Bu iş sadece Anayasa çevrekonusu olmakta devam ediyor. ler...» sinde kaldı, dedi. «Ricat ettiler...» deyimini işiten, Sibernetik her ne kadar eski Sonra bu teknik, insanların saAtatürk, anlamlı bir davramşla Yunan'dan gelme Kübermetes'gruba dönüp. baktı. Güçlü irade den dönüşme ve hükümet etme dece Hukuk Fakültesinde değil. (Gouvernement) sözcüğunün a üniversitenin tüm bölümünde sini ve yüksek zekâsmı yansıtan, yetiştirilmesiparlak gözleri, daha çok keskin nası ise de; yeni dünyada 1973 Sibernetikçilerin nin modern atılımların yapılmaleşmiş, yüz kaslan daha çok ge Türkiye'mizde de 1315 yıldan rümiş, bir halde: « Ricat etti beri tanınan ve kuHamlan bir te sının zamanının geldiğini, çağıler değil. geri çekildiler, yüzgeri rimdir. Sibernetik'in asıl anlamı mızın sibernetik çagı olduğunu da «Kendi kendine idare etme, söylediler. ettiler!» dedi. O, tarihten sonra «ricat» sözü, kendine çahşma» dır. Bugün TUrkiye'mizde Siberneaskerî terim olarak jrerini «geri Elektronik beynin (Bilgisayar'tik'in hukukta uygulanmasına glçekilme» ye, bıraktı.. ın) dilimizde isö adını meşhur rişilirse tam 4 yıl sonra verim adolayısıyle hnabileceğinin hesabını yaptılar. Atatürk'ten, sonra gelen yöne Universite sınavlan ticilerden bazıları; siyasal tutku duymayan kalmamıştır. Bundan sonra Hukukçular yönünde endişeler belirdi. Çünkü teknik adamlar kesin konuşmalarmda biraz daha ileri gitmişlerdi. Bir gün yargı makinaları yapılacak, bu makinalar belleğinde hiç bir şeyi unutmadan tutacak. Hislerden uzak karar verecek diyenler oluverdi. Sonuçta makinanm yargıcın yerini alamayacağı ancak yargı organlanna yardımcı olacağı kanısı ağır bastı. İlk uyPersonel Kanunu hükümlerine göre ücret verilmek ve gulama adlî sicilden başlayacak. Emekli Sandığı statüsüne tâbi olarak Bölgemiz merkezinde Seminer sonunda hukukçularla, çalıştınlmak üzere askerlikle ilişiği olmayan ve 35 yasını Sibernetikçiler anlaştılar! Birbirlerini çok sevdiler, aksi de düşügeçmemiş bulunan bir sağlık memuru alınacaktır. nülemezdi, çünkü fizik. matemaTaliplerin, tahsil vesair belgeleri İle Karaköy'dekl Böltik ve hukuk mantıkta birleşiyor' ge Müdürlüğümüze başvurmaları rica olunur. du. Sonuç bilmeyiz ne olur? ( (Basın: 235629085) [ Selçnk C. Bengü Eyüp C. Savcı Yar. utuklama «zaruri haksızlık» diye tanımlanır. Zamar. zaman hiç bir «zaruret» olmadan tutukUma uygulamasına gidildlği de görülmektedir. Bir kimsenin haksız yere tutuklandıktan bir füre »onra sahverilmesi basit bir colay» değildir. Haksızhk, devlet adına yapıhrsa etkisi daha büyük oluyor. Haksız tutuklama ile haksız hükümlülük arasında fark yoktur. Tutuklama cyeni zamanlar» ın icadıdır. Bu icatlara «gözaltına alma> gibi daha haksızları eklendi. Eski Yunan ve Roma'da tutuklama usulü yoktu. Carrara, büyük eserinde (1877) ölüm cezasına çarptırılan Sokrat'ın son ana kadar özgürlük içinde kaldığına i.şaret eder. Tutuklamaya yer vermeyen bir usul sisteminin başanlı olmayacağı sadece bir iddiadan ibarettir. Kisînin özgürlüğünden daha zaruri bir şeyin varlığı kabul edilirse bunun sonu gelmez. Zor tedbirleri birbirini kovalar. «Tutuklama, hükümlülük değildir» denir. Söz olarak doğrudur da. Fakat her tutuklamanın halk nazarınd'a bir suçluluk karinesi doğurduğu da bir gerçektir. Tutuklama yetkisinin kanunda gösterilen amaçlar dışında, siyasal nedenlerle kullanılmasına, sindirme aracı niteliğıne dönüşmesine de rastlanmıştır. Yetkinin bu tür uygulanması hukuk dışı ve sorumluluğu gerektiren bir haldir. Bir vazarm detfiği £ibi usul hukukunun amacına aykırı kullanılırsa «koruma tedbirleri köt bir kaba kuvvet olarak görülebılecektir. Oysa insanlık şimdiye dek çeşitli şekillerde bununla savaşmıştır» (Erol Cihan). Kurucu Meclis'te Anayasa Komisyonu sözcüsü şunlan söylemişti: •Türkiye'de hiç bir müessese tevkif kadar suiistimal edilmemiştir». Bu söz hâlâ geçerliliğini sürdürmektedir. Yetkinin kötü kullanılmasından, başka ülkelerde de, şikâyet edilmektedir: Fransız parlamentosuna 1973 yıhnrfa bir kanun tasarısı sunuldu. Bu tasarıya göre, evvelce bir hükümlülüğü bulunmayan ve kendisine isnat edilen suçun cezası beş seneyi aşmayan sanıklar tutuklanamayacaklardır. Şüphesiz bu tasarı bir tepkiyi yansıtır. Memleketimizde «tevkif suiistimali» ni Snlemek için •haksız tutuklamalarda devletçe tazminat verilmesi» usulü Anayasamızda kabul edildi. Bu konuda özel bir kanun yapıldı. Fakat bu kanun dahi yetkinin kötu kullanılmasını engellevemedi. Eski uygulamanın aşırıhklarına yenileri eklendi Memlcketimizd"e tutuklama uygulamasının. büyük bir kısmının, u<ul kanur.unda gösterilen «tutuklama nedenleri» ilp ilsisi yoktur. Kanuna aykırı bir gelenek sürüp gitmektedir. Eger bu lür uygulamalar önlenemeyecek olursa, tutuklamanın tümden kaldırılmasmdan gayrı çare bulunamayacağın: iieri sürenler haklı çıkacaklardır. Î ATATÜRK, HER AN UYANIK BİR DEVRİMCİYDİ HUKUKUN ANA KURALLARINI ÇİĞNEMEK DE DEVRİME İHANETTİR. Hukuk ve Elektronik Beyin SAYIN DİŞ TABİBLERİ MOBİLPET AİRATÖRLERİ YENİ PARTİSİ GELMİŞTİR Dikkat: İTHALÂTÇI FİATINA yalnız SAKİ CANLISOY'da satılmaktadır. YüksekkBİdırım Cad. No. 75 izmirjioğlu Han Tel: 49 49 85 Telg : SAKİCAN İSTANBUL 400.000 devirli (îlâncıhk: DENÎZCİLÎK BANKASI T.A.O. GENEL MÜDÜtfLÜGÜNDEN Izmir Alaybey Ter?anesi çelik konströksiyon makine ve motor atelyesi inşaatı işi kapalı flyat teklifi alınmak sureıiyle yaptınlacaktır. Isin keşif bedeli 3.611.983.82 lira olup teçiei temmatı 180.000, liradır. Eksi'.tme dosyası Bankamuın Salıpazarı orta blok 4. katta bulunan lnşaat lşlerl Müdürlüğünden lOt). TL. karştlığında temin edilebilir. (Dosya aynı mahalde ve Alaybey Tersanesi Müdürlüğünde bedelsiz olarak tetkik edilebilir. Ancak teklif verecekler înşaat İşleri Müdürlüğünden dosya satın almak zorundadırlar. Yalnız dosya satışı, ihale gunüntlen bir gün evvel çalışma saati sonuna kadar devam eder. Bundan sonra dosya satışı yapılmaz.) Bu is için lüzumlu profil, saç ve betonarme demiri Bankamızca bedeli karşılığında verilecektir. Teklifler en geç 20/11/1973 tarıhme rastlayan Salı günü saat 12'ye kadar yukarıda adı geçen Müdürlüğe verilmesi şarttır. Posta ile gönderilecek tekliflerin postada vaki gecikmeleri kabul olunmaz. 2490 sayılı Kanuna tabi olmayan Bankamız, ihaleyı yapıp yapmamakta ve teklifler arasında lercih hakkını kullanmaRta veya dilediği ile pazarhk yapmakta tamamen serbesttir. (Basın: 25507/9033) ÖZEL TEST TEKHİ6İ İLE ÜNİVEnSITEYE HAZIRLAMADA 5. OfiRETİM YILI Toprak Mahsülleri İstanbul Bölge Müdürlüğünden İSTANBUL BEŞİKTAŞ, Çınıgan C«d. No. 1 İSTANBUL Tel : 48 46 19İSTANBUL "Sağlık Memuru Alınacaktır,, Baflanaıç Tarlhlcri : 14 KASIM 20 KASi* aitlf Tarihlcri : S HAZİRAN 197* 13 HAZİRAN 1074 33 HAZİRAN 1074 Öniversifeye tıozırlık sınıfları Clddi Ğitlm ciddi bir Istikbal demıktir (Ilâncıhk: 44H7) 9U96 Her gun 4 saat FEN DERSLERİ ile her kursa 60 saat sosyal dersler. «Ricat» Yerine «Geri Çekilme» ATATÜRK, TOPÇU ALBAYIM UYARINCA, BİR TERİM YERİNİ TÜRKÇESİNE BIRAKTI Atatürk, 1932 yılı, Kasım ayının ilk günü, T.B. Millet Meclisini açış konuşmasında şöyle diyordu: « Türk dilinin kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenglnliğine kavuşması için, bütün devlet teşkilâtımızın dikkatli, alâkalı olmasmı isteriz.» Atatürk, bu uyarmayı yaptık tan sonra. DİL DEVRİMİNİN ivedilikle, amacına ulaştınlması. DİLDE BEFORMUN, Türkiyenın her yerinde benimsenmesi için. insanüstü çalışmalara koyuldu: O, yalnız: ü, ilçe, bucak ve köy lerde değil; umulur savaş alan lanndaki, mansvralarda. harp oyunlarında, topçunun atış tat bıkatlarında bıle, dil devrimi sa vaşının zaferle sonuçlanması içm uyarmalarda bulunuyordu. Devrimci Atatürk'ün, yaptıkla rı Dil Devrimi uyarmalarındsn birine, bu satırların yazarı, 1933 jnlının eylül ayında, bir gün tanık oldu: ARI SİZİMLE BEflABER SİZİN YANINIZDADIR Malive Bakanlığmdan Stajyer Bütçe Kontrolörlüğüne atanmak üzere, sınavla eleman alınacaktır. Yazılı Sınavlar 4.12.1973 günü Ankara'da yapılacak ve yazılı sınavı kazananlara sözlü smavın tarihi aynca yazı ile bildirileoektir. Sınavlara; Siyasal Bilgiler. tktisat, Hukuk, Ortadogu Teknik Üniversitesi İdart llimler Fakülteleri, îkttsadi ve Ticari İlimler Akademilerj veya bunlara denkliği Milll Egitim Bakanlığınca kabul edilen yabancı fakülte. akademı ve okullan bitirmiş olanlar katılabilirler. Giriş sartlarını ve suiav konularını ayrıntılı olarak gösteren SINAV BROŞÜRÜ Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüfü İdari ve Mali tşler Şubesinden sağlanabilır tsteyenlerin adreslerine gönderilir. Sınavlara girmek isteyenlerin dılekçelenm, en geç 20 Kasım 1973 günu akşamına kadar Ankara'da Maliye Bakanhğı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürliigü tdari ve Ma!S tşler Ş.ubesinde olacak şekilde vermeleri gerekmektedir. (Basın: 25412/9080) UNIVERSITEYE GIRIS FEN SINIFI DEVRELER: 5 KASIM 1973 19 KASIM 1973 1 TEMMUZ 1974 j 1 9 KASIM 1973 1 HAZİRAN 1974 1 TEMMUZ 1974 |iO ARALIK 1973 1 TEMMUZ 1974 24 ARALIK 1973 24 ARALIK 1973 1 TEMMUZ 1974 1 HAZİRAN 1974 Dilediği Fakülte veya Yüksek Okula giremeyen ve beklcmeli öğrencilere BİR ÖĞRETİM YILI SÜRELİ Köklü bir fen eğitimi görmek isteyen!er:telefonla veya broşür isteyerek genis bilgi almız l'..î BEYAZIT İSTANŞUL İBİ2/5I32 LKABATAS İSTANBUL |(|: 44 0198 (Cumhuriyeİ . MS"ı)