26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 2 Kasım 1973 ABDUL •• î>AYAYALiM... tfifUANİVENıH örLfc DîftEftı &j NE Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN . 42 Z&ptiyebaşı eğilip baktı: Herkes aklı kadar konuşmalı. Müslüman adam keadi üstüne düşeni yapar. Dinimirin emri bu... Molla Mahmut ağzımn içinde homurdandı: Hıı, bu. Yanındakiler eteğini çektiler: Aman, sus... Zaptiyebaşı durup biraz düşündü: Böyle zamanda bütün müslümanlar birlik olmalı, diye sürdürdü konuşmasını. Bozulmak, parçalanmak yok! Sürüden ayrüanı kurt kapar. Askere çağrılan hemen askere koşacak. Vergiler günü gününe ödenecek. Bir gün bile geciirtirmek yok! du: Irnam Ziver yerinde kıpırdanıp duruyorKöylüler mmldandılar. Herkes birşey söy lüyordu. Zaptiyebaşı birden bagırdı: Susun! Mendeburlar! Böyle âsi köy gör medim ben. Şimdi ayaklarımın altına alır çiğnerim hepinizi! Devlete karşı mı geliyorsunuz uien? Vergi istiyorum sizden yezitler! Keseme bahşiş istemiyorum! Ibrahim bey gsride kendikendine gülüyor, basım sallıyordu. tçkiUydi ama susmak gerektigini düşünüyordu. Zaptiyebaşı biraz durdu. Kızınca sesi iyice degişmişti. Güzellikle vermezseniz, devlet hakkını zorla alır! Bunu bilmeyen var mı içinizde? Yok, dedi bir iki kişi. Vergi vermek sevaptır oğlum. Aha sorun imamınıza. Öyle, dedi Ziver efendi. Doğru söz. Kltapta yeri var. Hıh... diye soludu Mahmut. Başım kaldınp dık dik baktı. Yalak dürzü! Hemen buldu kitapta yerini. Başka söylenenler de oldu. Bir mınltıdır gitti. Karanlıkta kimin söylediği belli olmuyordu. PARIS 73/74 Necla SEYHUN Kuyruklu Damat.. Hayır, Paris'te kedi olmak bir şans değil, bu kesin. İsterseniz cins bir kedi olun, bir siyara kedi si ömeğin. Gene de faydasız. Kimsenin akhna gelmez daha siz doğar doğmaz suda boğmak, ya da sahibiniz olmadığı için bir kürkçü dükkânına yollamak. Ama özgürlüğünüze sahip olmadıktan, sokaklarda, damlarda keyfinizce gezemedikten, ağız tadıyla kavga edeceğiniz bir hemcinsiniz olmadıktan sonra, neye yarar?.. Neye yarar evet, mağazaları tıka basa dolduran balıklı, tavuklu, ciğerli vitaminli boy boy, çeşit çeşit mamalar, şişe şişe şampuanlar, kokular, şıklığınızı güzel liğinizi düşünen butikler, berberler neye yarar?... Ben ordayken bir veterinere git tiler. Kısırlık ameliyatmın ücreti, bir gecelik damat parasma eş. «Şu feryadı ile birlikte fırlıyorlar ya ateşli günleri geçsin, getirin> dedi veteriner. Yattı akılları. taklarından. Bir Kosta alıyor nöbeü, bir Athena. Birer saat, biOysa yazık. Siyam bebelerinin rer saat sabahı buluyorlar. Oyu fiyatı binlerce lira. Böyle bir ge nun, şaklabanlığın türlüsü. Sa çim kajnağını kurutmak ne debahleyin onlar yorgun. argın işrece akıl kân?. lerine gidiyorlar, Sirikit geceye « Dök şu işi ticarete. dedim güç toplamak için serilip uyuyor Kosta'ya. Hem Sirikit çıksm dügün boyu. ze, hem de siz. Doğacak yavruia rın birazını sat, birazını sakla. Bu derde bir çare gerek. .Bir damat bulalım» diyorlar bir ara. Dişi kedileri çoğalt. Damatları ki rala. Büyüt işi. Atılmaktan korkCins damat nerde bulunur?.. İlân tuğun su apartmanm tümünü salarda. Onlar da başlıyorlar ilânları okumaya. Nihayet birinde karar tın al. Çck altına bir Mercedes..» kılıp telefon ediyorlar. Bu işlerin Ama söz dinleyen kim?.. Kedici erbabı olduğu belli, kart sesli bir lik değil de, ille de gazetecilik ya madam açıyor telefonu. «Bir er pacak.. Yap bakalım!.. Hikâye bir kek siyam kediniz varmış..» di sonuca bağlanmadan ben ayrüdım yorlar. • Evet» diyor madam ku Paris'ten şu anda altm yumurüa rumla. .Hem de ne erkek kedi!> yacak tavuğu kestirdiler belki Peki fiyatı?.. Bir gece için bizim de. Eh. ne yapalım. Kendi düsen paramızla 750 lira. Aman!.. ağlamaz!... Bir kerelik hikâye değil ki bu. YARIN: Yılda birkaç kerelik de değil. En azmdan ayda bir damat parası ge Çingene güzeli rekli. Peki ne olacak?... Yok he, dedi. Doğru... Bir kadm ilerden seslendi: Kocası askerde olanlara bari acı baş efendi gardaş. Onlar bari gelecek yıl versinler. Zaptiyebaşı kızdı: Olmaz be! diye azarladı. Kim o konuşan? Köylüler kadmı susturdular. Susun! diye bağırdı zaptiyebaşı. Hadi Istemem böyle bozgunculuk. Asker kaişinize, yallah! Dediklerimi unutmayın. Eessız nsı ise ne yapalım? Herkes asker kansı. Asgidin, karışmam ha! ker olmayan var mı içimizde? Bakıyorum bu köy biraz ağırdan alıyor. Vallahi karışmam Köylüler kalkıp yürüdüler. Köşeyi dönünha! Aha isimleriniz burada yazılı. Yukardan ce bir gürültüdür yükseldi. emir var, herkes borcunu ödeyecek. Vergisini Fazla yazdılar be! Nerden buluruz o ka vermeyen kâfirdir ulen! dar buğdayı? Birden bağırmaya başladı: Onlara verip de biz ne yiyeeeğiz? Kış Gâvura mı veriyorsunuz dürzülerl Siü ortasında çoluk çocuk aç kalacağız sonra... verginizi vermezseniz devlet nasıl ayakta du Gâvur bunlar gâvur! Din iman yok. rur? Vatanımız, dinimiz ne olur? Padişah e Gâvur olsa böyle yapmaz, tövbe. fendimız işlerin hakkmdan nasıl gelir? Cep Mal vergisi. arazi vergisi, âşâr vergisi... helerde ordumuz nasıl beslenir? Ulen soyuyoıiar bizi.. Kaldırdığımızın yansını Molla Mahmut mırıldandı: alıyorlar be. Hoca hakkı, ayan hakkı... Onları da Nerden bulup vsreceğiz, hiç söylemiyor unutma. dürzü. Canrmın.;ais»lar da temelli kurtulşak. ^Haceli koluna asıldı: . | ! I: './,••! Aman Molia, şuss... i . ı . C Molla Mahmuî susmuştu. Başmı «|;nTiş dü şünüyordu. Haceli omuzuna dokundu: Yanmdaki kadın'fısıldadı: Ulen arkideş, ne yaptın sen öyle? Du Molla kardaş agzını tut, kurban olim. yuverecekler diye ödüm koptu. Zaptiyebaşınm sesi çatallaşmıştı. Ama or Ben venniyecegim, dedi agır ağır. Ne dusuna hiUbeden komutan gibi hâlâ dikti. olursa olsun. Inceldıği yerden kopsun, vermi Biz yarın buradayız, dedi. Öbür gün d8 yeceğim. buradayız. Âşârcılar da burada. Yarından te Aman yavaş, duyan olur. zi yok, buğday arpa... Ne kaldırdıysanız, bir Duysunlar! denesini esirgemeden verginizi verin. Sakın ha Cık cık cık... etti birisi. Bu Molla Mahsaklamaya falan kalkmayın. Vallahi billahi çok mut başma iş açacak emme bakalım nasıı aça kötü yaparım! Urgana bağlayıp kasabaya göcak? türürüm. Divanıharbe veririm. Geri geleeeği(Devaım Var) niz şüpheli. Emir böyle, duydunuz mu? Zincirli sevgi Değil mi ki özgür değilsiniz, değil mi ki binde bir sokağa çıkacak olsanız bile, sahibiniz şık bir tasma ile taşıyacak sizi. Kapının önünde gene zincirle bağlı otura caksınız minderlerin üstüne. Pen cere dışına bırakılsanız bile zincir siz olamıyacaksmız, tüm çabalar neye yarar?... Bu sefer de bir kedi gördüm gene, bir' apartmanıh önündeki bir karış çimenin üstünde. Boynundaki tasmadan kapıya bağlıydı. Oysa iki adım ötedeki ağacm üstünde cıvıldaşıyordu kuşlar. He yecandan çenesi titriyordu kedinin. Garip, küçük, ağlamaklı ses ler çıkarıyor, ipini zorladıkça zor luyordu. Çıldınyordu ağaca tırmanmak için. Hayat mı bu? Paris'te bir dostumun, Paris mu habirimiz Kosta Daponte'nın de bir kedisi var, siyamlı. Sirikit adı. İri, mavi, zekî gözleri kara şirin suratının ortasında ışıldıyor. Siyam'ın güzel kraliçesinden almış adını. Yediği önunde, yemediği ardında. Kosta ile eşi Athena üstüne titriyorlar onun. Buna kar51lık Sirikit mutlu mu?.. Mutsuz.. Sahipleri de mutsuz ama.... ^.:: j?,nM Guy Laroche'un çam yeşili ve kahverengi kumlu tweedden deri garnitürlü bir tayyörü. Koyu kahverengi çoraplarla giyilen bu uzun etekli kıyafeti rönar kollar tamamlıyor. YILAN HİKÂYESI Nedir moda dünyasının yılan hikâyesi?. Eteklerin boyu el» bette. Uzun mu?. Kısa mı?. Yılda iki kez aynı sorun. Bazen kesinlikle uzun, bazen kesinlikle kısa. Ban yıilarda ise hem kısa, hem uzun, hem de orta. Nasıl hoşunuza giderse artık. Adım başında bir başka boy. Bir karmaşıklık ki, deme>in gitsin!. Ama bu kış başında öyle değil işler. Kefede uzun etelc agır basıyor, kesinlikle. Ama az ağır basıyor, ama çok agır basıyor, mutlaka basıyor. Kimi modacılar dizi hemen örten bir etek boyuyla yetiniyorlar. Kimi diz kapağını bir iki parmak aşağı ıniyor, kimi bir iki kanş. «Dizkapağından yere kadar..» Yeni modanm kuralı bu. Etek boylannızı ayarlarken unutmayın bunu. Şıklık aşağı doğru bu kış. Yukarı doğru değil. MALKOÇOĞLU yazan veçb.en.Ayhan BAŞOĞLU ŞÜPHELl ZAFER Ateşli belâ Sıcakkanlı, ateşli bir dişi kedi. Paris'te insanın başına gelebilecek en büyük belâlardan bi ri. İnanmıyan varsa, Kosta'ya sor sun. Öylesine bir belâ ki, insan aksamdan sabaha evsiz barksız kala bilir. Eşyaları dakkada kapısımn önüne yığılmacasına. «Bu a?k serenadları, bu miyavlamalar canımıza yetti» dedi mi apartman sahipleri, derdini Markopaşaya anlat!.. Paris'te ev bulmak kolay mı?. Bu nedenle Sirikit'i nöbetıeşe bekliyorlar Kosta ile Athena. Ge cenin ortalık yerinde «miyav!..» Işte Paris'i Kosta'ya dar eden Sirikit. Masum durusuna bakmajm DİŞİ BOND VEFATUR İÇİN oiduou. Merde. durdu KıymetlJ hocalar ve du»hanlardan müteşekki) cenaze merasım ekibimiı bir telefonla emrinizdedir. Ga/ete ılSnı ve umum muamelât için ayn ücret ahnmaz. Cenaze ışlerını ışletmemiz denıhte eder. Acı günlerinizi paylasınz. TİFFANY JONES SONÖA TEL: 47 20 06 İslâm Cenaze İşleri Bütün tnuameleleı !*• letmeye ait olmak Qzare yurt ıçı, yurt dışı, yuıi dışından ıruraa cenaze aakll yapılır. Günün heı saatinde emrinizdedir. [Çiçek Reklâm: 1621) 8952 NOT: KONGRE Sıvas Koyulhisar Yalnıztepe Köyü Kalkmdırma ve Güzelleştir me Derneğinin olağanüstü genel kurul toplantısı 11.11.1973 pazar günü saat 10'da Şişli Kâğıtbane Ortabayır Bacadibi Sokaktakı 45 nolu Sıvas Kıraathanesinde yapılacaktır. Ekseriyet temin eti'lenıe diği takdirde 18.11.1973 tarihinde aynı yer ve saatte >apılacaktır. Saym üyelere duyurulur. Yönetim Kurulu GÜNDEM: 1 Yoklama 2 Açılış ve saygı duruşu 3 Kongre divanı seçimi 4 Tüzük tadili 5 Dilekler 6 Kapanış. Cumhuriyet 8973
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear