Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CITMHURIYET 10 Ka<nm 1973 Tarihin Silindiri Tarih, kendine emanet edilen hatıralar lçln, o kadar da vefalı değildir. Tarihin silindiri, zamanın akışı içinde ilerlerken, yollarına serilen bu hatıraları insafsızca çiğner. Bu çipne rıen hatıralar daha ziyade; sanlar, şöhretler, dünya ihtişamlandır. Voksa, zamanın tahrip edemeyeceği hatıralar da var. Meselâ biz, Aristo'yu. Eflatur.'u ve hikmet. leri Eflatun tarafından bize aktarılan Sokrafı, hâlâ aramızda yaşıyorlarmış gibi biliriz de, Mtkedonya'dan lran'a, Hindistan'a, Ortaasyaya kacıaı koca bir dünyayı fetheden Iskenderin kabrinin yerini hâlâ bilmeyiz. Büyük Darâ da öyle. Cengiz de öyle. Çin, Hir.t kapıları, Tunduralar ve Akdeniz arasında kab:na sığmayan Aksak Timur'un. Semerkant'ta tek bir kubbenin altında. bütün yakınları ile nasıl silinip kaybolduğunu gördüğüm zamanki ziyaret aününü. daima hatırlanro. Kendilerinin mezarları dâhi olmayan, ama çoğu kaybolmuş kâSıtlar üzerine yszdıkları ile, bugün de bütün dünyanın amel ettiği Aristo'nun, Eflatun'un. Sokrat'ın ebedilikleri yanınd'a Guru Emir, yani Timurlengin türbesi, ne kadar boş kalıyordu... Olaylar ve Yarınları Sezen Atatürk Şevket Süreyya AYDEMİR bir devlet kurucusu muyö"u? Elbette değil... Hem onu tarih içinde ebedileştirecek, yalnız, adına dikilen heykeller, yahut Anıtkabir'in heybeti midir? Adına marşlaı yapıp, geçit törenieri düzenler ve yıldönümleri tertiplerken, onun getirdiği değerleri ifade etmiş oluyor muyuz? Hele o enstitüler, akademiler projeleri ki, daha baştan kısırdır. Ölümünrten 34 yıl geçtikten sonra bile zaten, ne adına bir kitaplık, ne mÜ2esi, ne sistematik bir arşivi, hatta ne de en tarihi belgelerin, araştmcılarır» hizmetine sunulduğu bir belgeler (evrak) hazinesi vardır. Örneğin, yalnız i\i tarihi şahsiyet arasındaki haberleşmevi değil, birbirine bağlı iki dör.em arasmdaki hesaplaşmayı da açığa vuracak olan, Mustafa Kemal ve Talat Paşa aranndaki mektupların. hem Çankaya arşivinde, hem Harp Tarihi Teşkilâtı'nda mevcut olmadıgı, bize kesinlikle ifade edilmiştir! Halbuki bu mektuplar vardı. Ve kaldı ki biz, yıllarca süren şahsi gayretlerimlzle, bu tür belgelerin binlercesinin, en münasip arşive teberru ve intikalini laglamıs bulunuyoruz. Bunlann ancak pek az bir kısmını eserlerimize aktarabildik. Bu arada înldlâp Tarihi Enstirüsü'nün kamuya açılamayan, herkese yayılamayan, bazı belge ve yayınları için de, sessiz sedasız ve yokluklar içinde çalışan çok dar yönetici kadrosunu, ayrıca hatırlatmalıyız... Demek ki, hatıralar vardır. Ve bu hatıralar, dağınık, perişan, hatta kayıptır. Bunlar üzerinde bir derleme sistemimiz de yoktur. Ama Cumhuriyetin her dönüm yılı ile, Atatürk'ün her ölüm yılında, aşağı yukan, hep aynı nutuklar, mesajlar yayınlanır, aynı sözler haykırılır ve gerçek şudur ki, bütün bunlar, rüzgâr gibi geçer... Hele müzesizlik? Bu yoksunluk ağlatıcıdır. örneğin Anıtkabir'de Atatürk Müzesi denilen tek saloncukta, Atatürk'e ait tarihi değerli ev yamn hepsini, bir tek vitrine toplamak kabildir. Antdolu da vardı) parça parça taksim edildiğt günlerde, dünya tarihinde sömürge'.iliğin nrtılc sona erdifini haber veren odur. «Şu dağın ardından doğan güneşi nasıl görüyorsam, yarın, bütün Aşya ve Afrika'daki esir milletlerin özgürlügünü de öyle görürüm» diyen odur. Insanlığm tek bir vücut teşkil ettiğini, onun en uzak parças.ndaki bir acıdan, kendi vücudumuzdaki b:r yara gibi acı duymamız gerektiğini söyleyen odur. Baskının. şiddetin, İstilânın, artık hiç bir şeye yaramadığını, açlığm, kıskançhğın, harplerin yerini, bütün milletler arasında işbirliğinin alması gerektiğini ve bütün dünyada evlâtlarımızı, hür, özgür milletler içinrle. birer riünva vatandaşı olarak terbiye etmemiz gerektiğinj tavsiye eden odur. Ve bunlar gibi, daha nice dünya değerlerinden haber vermiştir. 35'inci Yılda. edi yıl kadar önce Amerıka'da yaşâyan bir okurumdan bir armağan aldım. Gumrükten çıkan kocaman bir paketi açarken, armağanın ne olduğunu bilmiyordum. Çlka ç«' ka silindir biçıminde bir çöp kutu.su çıktı paketten... Ne var ki bu çöp kutusunun üstünde George Washington'dan başhyarak Lyndon Johnsoıı'a dek bütün Amerikan Cumhurbaşkanlarmın resımleri vardı. Şimdi bu kutu. yazı masamın altında durur; Chicago'da yapıldığına göre Birleşik Devletlerde çoğu kişinin bu tür çöp sepetini kullandığı anlaşılıyor. Amerikah. bu tür şakalara ahşıktır. Piyasada Amerikan bayrağı desenli donlar satılır. eŞlonce yerlerinde, ktılüplerde, operetlerde elli yildızlı bayrakla türlü biçimlerde alay edilir. Yalnız Ameriks'da degil Batı Avrupa'da siyasî hicvın ve «layın her çeşidine hoşgörüyle bakılır Ama bizde böylesine hosgcrüye zinhar yer yoktur. Cumhurbaşkanlarının fotoâraflarını çöp sepetlerine basacak vatandaşın ocağ:na.' sülalesini kurutacak incir ağacmı dikeriz. Yalnız bizde mı böylcdir? Çin'da Mao'ya kim dil uzatabilir ki? Sovyetlerde Lenin, veya geemiş bir dönemde Stalin tanrılaştırılmadı mı? Küba'da Fidel'e kimse yan bakamaz. Feodal ilişkilerden ve yan sömürgelikten yeni annmış, ya da arınamamış ülkelerde liderler Tannlaştırılır. Dünyanın her yerinde geçerli bir kanundur bu. Mısırlıya. Nâsınn yüceliğinde ânötede" bir lukmeti benimsetmek olanaksizdır. Türkiye de aynı süreçten geçmiştir. Ne var ki aydın kişi. çevresindeki olaylara yalnız kendi ölkesinin sınırları çerçevesinde bakarfa çoçu zaman aldanır. Ünlü bir Frenk sözüne göre •gerçek Mans denizinin İki yakasinda ajnı değildir. Bir yazar sınırlarla kısıtlanmıj gerçekler peşinde koşar mı? Koşarsa yazar olabilir mi?. Öyleyse Atatürk'ün smtrlsnrmzı aşan gerçekler açuından anlamının ne olduğunu düşünmeliyiz. Bu anlamı tartacak olan terazi bilim terazisidir. Atatürk •Hayatta en serçek yolgösterici bilfmdir.» dediğine göre, gerçek Atatürk'ün değeri bilimle ölçülecektır. Bilim diyor ki, insanlık tarihinde mazlum uluslarııı sömürsecilere karşı ilk kurtuluş savaşı, Anadolu'da Atatürk önderliğinde verildi. Gazi Mustafa Kemalin Türkiye sınulannı aşan tarihtekı yeri budur. Sömürgelerle metropoller arasındaki evrensel çeliski, dünya tarihine bieim vernıektedir. Asya'nın mazlum ulusları, bu oluşta kişiliklerini ve özgurlüklerini buluyorlar. Bu cat]5madır yirminci ytizyıl tarihinde Türkiye'nin yerini »aptayan... Dogru mutiur bu sav, değil midlr? Tartısılır, irdelenir. araştırılır. incelenir. Türkiye'de bilim özşürlügü yoktur ama, "Varatmaya çalışmalıyız. Bu çaba, aynı zamanda demokraşi gereqidir. Büim açısından Atatürk'ün degerini verli yerine oturtamadıkça yurdumuza borcumuzu ödeyemeviz. Ülkemizde Atarürk e bilir bilmez tapanlar. ya gene bilir bilmez. Atatürk'ten nefret edenler varrfır. 12 Mart'tan sonra Atatürk «dını kaba bır Şark faşizminin bayragı yapmak isteyenler fırsatlar bulmuşlardır. Bu çevreler Atatürk'e en büyük kötülCcü yaptılar. ÇUnkü Atatürkçülüğü Albay Papadopnlos taklitçilifine indirgemek, Atatürk'e vapılacak er. büyük kötülüktür. Y Yaşatmak Sanatı O halde bütün bunlar, onun çagında, baska bir ça$ liderinin müjdelemediği ve yeni bir çağın açılışınrfan nisan veren müjdelerdir. B»ınlar. Aristo"nun, Eflatun'un, Sokrat'ın, tarihin de tahrip edemeyereîini kaydettiğimiz cinsten değerlerdir ki, son topraklar üstünde son Türklerden yetlşen bir büyük insan, yani bizim topraklarımızın bir evlâdı tarafından söylenmiştir... Ama bütün bunlan yaşatmak ve ebedilestirmek için biz ne yaptık? Yaptıklarımız bizi tatmin ediyor mu? Kaldı ki, aleyhine zaman zaman kin ve inkâr daleaları yayılan, heykelleri kırılan yine odur. Hâlâ bu yolda devam edenler, partilerin içinde bile çöreklenenler vardır. Ama değerll insanlar, kendi değerlerini tarihin içinde ve tarihin bütün vefasızlığına rağmen, yine kendi değerleri ile korurlar. Yine de öyle olacaktır. Eger yaşatmak ve ebedileştirmek sanatımızı biz başaramıyorsak, Mustafa Kemal'in Anıtkabirinden tfünvaya yayılan bu büyük gerçekler, dünyanın başka ülkelerinde, onları dile getirecek gerçek aydınları mutlaka bulacaktır... Müze Yokluğu Evet tarih, hem ve'asızdır. Kendine emanet edilen hatıraları, insafsızca siler, süpürür. Ama, tarihi şahsiyet dediğimiz ins«n, yani tarihih akışına, insanoğlunun haynna mtdahalesi olan kahraman, eğer bu tarih hazinesine bir takıra üstün değerler katmışsa.ve bu değerler bize, bir takım müjdelerden nişın veriyorlarsa, o insanların hatırası, ehramların, kalelerin. anıtların da heybetlerini aşarak, hem kendi çağıra, hem kendinden sonraki çağlara perçinler. Tarihin kutsal hazineleri, bu tür insanların getirdikleri değerlerdir. Bugün ölümür.ür» yeni bir yıl dönümünü, hem hüzünle, hem de, onun getirdiği değerlere bağlıhğın gururu ile andığımız Mustafa Kemal Atatürk, tarihin hazinesine, işte bu tür değerler getiren insanlardan biridir... Atatürk, yalnız bir asker miydi? Bir komutan, ileri görüşlü bir önder, hatta yalnız Gören, Sezen Lider Ama Atatürk gibi, yalnız bize değil, bütün lnsanhğa, yeni haberler vermiş, yeni değerler katmıs bir tarihi sahsiyetin, asıl ruhlarda ve fikirlerde yaşaması ve onun hatırasının, tarihin silindiri tarafından da tahrip edilememesi için yaşatılacak değerleri, yalnız bu eşya kolleksiyonlan değildir. Onun. kendi çağmdaki bütün Hderlerden daha önce gördüğü. sezdiği, haber verdiği değerler ve yarınlar vardır ki, Mustafa Kemal'in tarihi şahsiyetliliğinde bunlar, yüz yıllara varan basamak taşları gibidirler. örneğin, Birinci Dünya Savaşı sonunda sömürgeciliğin zirve noktasına vardığı ve son Osmanlı topraklarının (ki, bunlann İçinde ATATÜRR'Ü DUYMAK OKTAY AKBAL Evet Hayır Gençlikten ve Öğretmenden Korkanlar E llinci yılını kutladığımız Cumhuriyet yönetimi, çok partili olmalıdir kuşkusuz. Atatürk iki kez denemiştir çok parti'.i halk yönetimıne geçmeyi; yüzyıllarca unurulmuş, bilgısız bırakılmış halkımızı kutsal duygulanndan avlamaya çalışmıslardır karşı devrimcıler. Yeniden padişahlığın, hilâfetin getirilmesi yollu söz verişlerle oy avına girişilmesi, yurdun bazı bölgelermde gerici eylemlere geçilmesı, çok partili halk yönetiminin gerçekleşmesini bir süre için engellemiştir. «Topkapı» adıyla filmi çevrilen. Eric Ambler'in «The Light of Day» adlı bir romanı var. Olayı Istanbul'da geçen bu romandc; bir Türk binbaşısının agzından çok ilginç bir söz aktarı lıyor. Atatürk Dolmabahçe'de ölümünden önce, «Yaşarsam onbeş yıl içinde demokrasiyi mem leketime yerleştirebilirim. Ölürsem bunun için üç kuşaklık bir zaman ister» demiş. Bu söz ister doğru olsun, ister yakıştırma, bir gerçeği dile getirmektedir. 1946Ma başlayan çok partili halk yönetimi, ulusal devrim ilkelerinden ödünler verme yarışıyle başladı. Olgun filtir tartışmaiarı yerine, Türk ulusunu iki kesime, iki düşman kesime ayı ran kaba kuvvet çekişmeleri biçiminde gelişti. 1950'de halkın, tek partiden, değışmez yönetimden, bürokratlann horgörüsün>n, koiluk kuvvetleririin yanlış davranışlarından bıkkınlığı, tkinei Dünya Savaşı sırasında çekilen sıkıntılar, karşı devrimci gtiç lerin halkm kutsal duygularindan yararlanması Demokrat Par tiyi kazandırdı. Savaş sonrası, dış yardımlar, kısa süren bir bol luk... Ulusal istemle iradeyle işbaşına gelme, başlannı döndürmüştü politikacılann. İşler ba? langıçtaki gibi gitmemeye, ekoi.omik sıkıntılar halkı zorlamaya başlayınca. devrimlerden ödün verme, egemen smıflardan yarar ianma, halkı iki düşman safta top lama, özgürlükleri kısıtlama, bilimi ve öğretim üyelerıni hor görme yollarına gidilmişti. Büyük Millet Meclisi ktirsüsünden mi'.letvekillerine «Siz isterseniz B ugün 10 Kasım. Hepimiz Atatürk'ü duyacağız bugün. Bir an... Yetecek Atatürk'ün varlığını yaşamaya Evet, Atatürk vardır, yafamaktadır, canlıdır, ölümsüzdür. Boş edebiyat sözleri gibi gelir bunlar. Sen ölmedin, sen yasıyorsun çiEİıklarını çok duyduk, gözjaşlarını seyrettik. Atatürk için yalan değil bu söz: sen jaşıyorsun. Evet, yaşıyor, bir ulus olmuş, bir yurt olmuş, bir bayrak olmuş, yenilmez bir umut, bir güç... A T A T Ü R K , ÖĞRETMENLERE VE GENÇLİĞE GÜVEN DUYUYORDU. OYSA GÜNÜMÜZÜN POLİTİKACILARI GENÇLİK VE ÖĞRETMENDEN, YANİ UYANIŞTAN KORKUYOR Gösterin tarihte bir benzerini. Yıkılmış bir ulusu. ba. ğjmsızlıgınj yitirmiş bir ülkeyi, dünyanın en güçlü devletlerine teslim olmuş bir eski imparatorluğu kurtarmış, diriltnüş, yaratmış yeniden. Yeryüzünün egemen güçlcrine Türk varlığını kabul ettirmiş silâh gücüyle. Sonra da zekâsıyle, ailıyle, bilgisiyle, eşit duruma sokmuş. Bitmemiş bu kadarla, bilgisiziiğin karanlığından kurtarmış insanımızı, tutsaKkktarj sıyırmış kadınımızı. Okumak, yetişmek hakkından yoksun yığınlara aydınlanmak yolunu açmış, uygarlut denen ışıgı tamtrruş, bilimin üstünlüğiinü öğretmiş... Yeru bir devlet kurmakla'kalmamış, yeni bir ulus da yaratmış. Sayfalar dolusu süren basarılan, yapıtları... O Kadar çok ki harcamakla bitiremiyoruz, yıkmakia ortadan kaldıramıyoruz! Otuz beş yıl sonra bile Atatürk'e dayanıyor Türk ulusu. Onun yaktıgı ışığa, çizdigi yola, önerdığı duşünceye, sunduğu ilkelere... Atatürk'ten öncesini bir düşünün, İSliı'lan, 2u"ieri, başkent Istanbul'un karmakarışıklığını, yenilmişliğin bezgjnliğini, devlet "adamlannın, yazarların; şairlerin, düşünürlerîn Amerfta np daha iyi, yökşa tngiltere mi .dly« birbirlerine girişini' tlle de bagımlılık, ille de büyük bir devletin kanatları altına girmek, bunun dışında başka bir umut görmemek umutsuzlugunu .. Bir adam çıkıyor, bir konıutan, o yıkık, o yenilmiş, o bitip tükenmiş ülkeyi üç dört yılda dünyanın saygı gösterdiği bir Cumhuriyet haline getiriveriyor. Uygarlığın bürün verilerine açık. çağdaş bilimi kendine amaç edinmiş bir toplum, bir anlayış. Sonra da «Fakat yaptılclanmızı asla kâfı göremeyiz» diyebilmiş... Benimle herşey bitmedi, daha çok iş var demektir bu. «Daha büyük işler yapmak mecburiyetir.de ve azmindeyiz.» Kendisi yapamazsa, ardmdan gelenler yapacak. Onlar da yapamazsa, başkalan. . Niye Cumhuriyetı pençliğe emanet etmiştir? En çok gençlige güvendiğinaen... Yarınkı kuşaklarm getireceği aydıniığa inandıgından.. Bir takım kişiler var. yüksek öğrenim görmüşler. saygıd?ğer birer kişi olmuşlar. Ama nedense garip duygulara kap" tırmı^lar kendilerini! Atatürk'e «karşı» çıkmanın bir üstünlük, bir ileri'lik, bir yücelik olduğunu sanıyorlar! «Kemalizm» bir dondunılmu? yöntrm sanki! İlle de kırk elli yıl öncenin öneriîerinden dışarı çîkılama»mı$ Ribi... Oysa Atatürk bir yön çizrniştir. bir ilke vermiştir: çağdaş bilimin sereklerine minak, ileriye doğru yüriimek, hiç bir zaman geriliklere kaptırmamak ulusu... «Atatürk'üm eğiimiş vatan haritasına Gormedim tunç yüzünde böylesine geceler Atatürk neylesin memleketin yarasına Uçup gitmiş elinden, eski makbul çareler» diye yazrmştı dsha 1947'de Tarancı... Ölümünden on yıl geçmeden başlamış bezginliğimiz, umutsuzlugumuz, Atatürk"ün devrimci yolundan kopuş, aynlış, yan çizişlerimiz... Zordu Atatürk'ün yolundan yürümek, ödün vermeden, devrimci hızı durmadan arttırarak, yarım kalan atılımlan tamamiayarak Türk halkını gerçek mutluluğa. insanca bir düzene götürmek... «Resimlerinde bile melul mahzun görülUr* diyordu Tarancı o şıirinde. Evet, bizler, Atatürk'ün güvendiği kusaklar. tamamJavamadık devrimini. Yanr.ı kalajı her yapıt gibi günden güne güçsüzleşti. Ama j'aşıyor daha. Mustafa Kemal otuz beş yıl sonra canlı da ondan... YanıbF.şımızda, ardımızda, önümüzde, içımızde... Melul mahzun be'.ki. beklediğini bulamamıs belkı, ama herşeîe rağmen gençlik adını verdifi o ölümsüz güce, o sonsuz kaynağa güven dolu. Muzaffer HACIHASANOĞLU Hilâfeti de getirebilirsiniz...» de> nilmiştı. «Ben istersem odunu bile milletvekili seçtirebüirim» demişti o çağın başbakanı. Şimdi politikacılar «hor görülüyoruz» diye kizıyorlar. Kizacak bir şey yok ekilen tohumlar biçiliyor. Sonra bunalımlar, bunalımlar... 1960 devrimi, 12 mart muhtırasi™ yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri. sizin bccerikliliginiz, özverileriniz ölçüsüyle oranlı olacaktır. Cumhuriyet; düşünce. bilim, fen vücut bakımlarından güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni kuşağı bu nitelikte ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir.» Egemen sınıflara dayananlar, öğ retmerüerin gençleri özgür düşünce, özgür vicdan, özgür bilim sahibi yapmalanndan, halkı yurdun çeşitli sorunlarmda aydınlatmalanndan, halkyönetimine daha bilinçlı şekilde katılmalannı sağlamalanndan korktular. korkuyorlar; bu yüzdendir öfkeleri. Aynı politikacılar korktular, korkuyorlar Atatürk'ün cumhurîyett emanet ettiği genç kuşaklardan. Neden mi? Gençler, daha, çok biliyorlar yurdun çeşitli sorunlarını, bilimsel yönden de geçmiş durumdalar kendilerini, araş tırmalar yapıyorlar, kitaplar okuyorlar, gevezelikle vakit yitirmiyorlar, onlar gibi «Devlet bu>ukleri bizden lyi bilir» deyip çekiüvermiyorlar bir kıyıya, cesurca, söyleyebiliyorlar. ve dışında, seni bu kaynaktan yoksun etmek ısteyen kötücüller tıılunacaktır. Bir gün bağımsızlığını ve cumhuriyetini savunmak zorunda kahrsan; ödeve atılmak için, içinde bulunacağın durumun olanaklarını ve koşullanm düşünmeyeceksin! Bu olanak ve koşullar çok elverişsiz olabilir. Bagımsızlığınü ve cumhuriyetine kıymak isteyecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmedik bir utku kazanmış olabilirler. Zor la ve aldatıcı düzenlerle sevgili yurdunu.: bütün kaleleri alınmış, bütün gemilikleri ele geçirilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve yurdun her köşesine düşman ginniş olabilir. Bütün bu koşullardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, yurdunda, işbaşında bulunanlar, aymf.zlık ve sapkmlık içinde olabilirler; üstelik hayınlık da yapabilirler. Daha kötüsü, iş başında bulunan kiçiler, kendi çıkarlannı, yurduna girmiş olan düşmanlann siyasal erekleriyle birleştirebillrler. Ulus, yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş Olabilir. Ejr Türk geleceğinin gençliği! îşte, bu ortAm ve koşullar içinde bile ödevin, Türk bağımsızlığını ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Bunun için gereken güç, damarlanndaki soycul kanda vardır!» (T. Dil Kurumunun yayınladığı Atatürk'ün Söylev'inden) Atatürk'ün adını işbirlikçi sermaye sınıfımn ç»karları uSrunda kullanmak isteyenler, Atatürk'e muhalefette dinse! akımlan kullananlardan daha beterdirler. Çünkü, Narcnsu, Sfileymancısı. Atatürk'e bilinC^tzlikle karşıdır, öyle eğltilmiştir, övlesine inançlldır Bir rie Atatürkçü görünüp Anıtkabir'de secdeye geldikten sonra İşbirlikçi *ermayenln eavrimilli Istemlerine Atatürkçülügü alet eden ikiyüzlüler vardır. Bütün bu akımlara karsı Atatürk'ü savunmak.' ancak Milli Kurtuluj Savasının eylemini ve anlamını bilimsel çahşmalarla ortaya koymakla mi.mkün. Biz Utiklil S»vaşımızın mazlum ulusların uyanışında ilk tafer olduguna inanıyoruz. Mill! bağımsızlık ve antıempervaljzm ilkeierinden »nnmıs bir Atatürk zıten varol»maz. Atatürk büıme baghyriı; bilim Atatürk'ün degerini yalnız harafecilere degil, çıkarcılara karşı da savunacaktır. Öğretmenin Atatürk askerin politikaya kanşmasmdan yana değildi. ' Arkadaşlanndan politikayı ya da askerliği seçmelerini istemişti. Yeni kurulan Cumhuriyet yönetiminin de güven altına alınması gerekiyordu. Atatürk, «Cumhuriyet» in fiili teminatını ise, orduda ve cumhuriyet fikriyle yetiştirilecek yeni nesillerde görmüştür. Bu görüsunde ne kadar haklı olduğunu zaman göstermiştir. Bugün halk, yönetimi tam rayma oturamamışsa bundan, hırslanna yenilen, «Genç» kalabilmeyi beceremiyen, Ata'nın üd eski devrim arkadaşı sorumludur. Atatürk: «Gen; demek, genç fikirli demektir» demişti. Bugün horlanıyor, kıyıma uğruyor öfretmenler; oysa Atatürk şöyle seslenmişti onlara: «Hiç bir zaman hatırınızdan çıkmasın ki, Cumhuriyet sizden fikrl hür, vicdanı hür, irfam hür kusaklar ister.» Yaşadıgı sürece öğretmenlerle birlik olmuş. sürekli olarak korumuş, kuvvet vermiştir; «Öğretmenler; Yeni kuşağı, Cumhuri yetin öz\erili ögretmen ve eğitim cileri sizler yetiştireceksiniz. Ve AÇTKLAMA: «Talu ve NİTon» başlıklı dünkü yazımızda, MSP'nin koalisyonâ katılmama kararındsn Bajbakan Talu'nun bir gece önce bazı ıstihbarat «ervisleıınce haberdar edîldiği yolunda basında çıkan yayıniardan söz açmıştık. Sayın Talu konuyla ilgilenmiş. Bajbakanlık Basın Bürosu'ndan bize te'.efon edilersk bu yayınların doğru olmadığı bildirilmijtir. Sayın Başbakanın ilgisıne teşekkür eder, durumu açıklarız. OKUYUCU MEKTUPLARI hnar ve Iskân Bakanlığının açıklaması Gazetenizde 31.7.1973 günü yayınlanan Hasan Gezici'nin slkâyetleri incelendi: Sincan Gecekondu örüeme Bölgesi 100.000 nüfusa göre planlanmış ve tesisler kısım kısım yapılmaktadır. Bölgede yaşıyan vatandaşları hiç bir hizmetten mahrum btrakmamak içm ait yapı tesisleri inşaatına süratle devam edilmektedir. Içme suyu proje ve keşiflerl ÎHer Bankası tarafından 100.000 nüfus'a göre hazırlanmış olup, mevcut konutlara 1969 yılından beri su veren depoya bu yıl da klorlama cihazı takılmı} bulunmaktadır. Uzun vadeli işler tamamlan.ncaya kadar bölgeyi susuz bırakmamak için Ankara Beledivesi Sular ldaresi ile bir protokol düzenlenîniştir. Bölgeyi Ayaş yoluna bağlıya cak olan yol Ankara Valiliği tl lmar Müdürlüğünce ihale edi lerek yaptırılacaktır. Bu yıl bölgeye yine Valilik eliyle yete ri miktarda dükkfin insa etti rilmiştir. Bakanlığımızın icra alanı dı;mda kalan konularda ise şu çalışmalar yapılmı? ve neticeler alınmıştın TEY konutlardan iki daire sajî hk tesisleri yapılmak. üç daire de bu tesislerde çalışacak per sonele lojman olmak üzere Bakanlığımızın teklifı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanhğına kiraya verilmiştir. Halkm posta, telgraf ve telefon ihüyaclarını gidermek için PTT Genel Müdürlüğü ile gerekli temaslar yapılmış ve bir nüve konut PTT binası olarak tahsis edilmiştir. Bu binada ö' nümüzdeki günlerde PTT açıla caktır. Ankara ValUiğl, MU11 Eğitim Müdürlüğü 1973 yılında be; ders hanelik bir ilkokul'un yapımını' programlamıştır. Bakaglığımız ilkokulun yerini Valiliğe teslim etmiştir. Bölgenln emniyetl konusunda da Bakanlığımızca birçok temas yapümıştır tlgili kuruluslardan, jandarm» bölgesi sınırla n içinde olan gecekondu önle me bölgesinde bir Jandarma Karakolunun tesisi istenmiştir. Ancak, gecekondu önleme bölgfesi ile Sincan Bucağı arasındaki me safenin uzak olmaması, gece ve gündüz jandarma devriyesi ile bekçi dolaştırmak suretiyle mez kur bölge'nin emniyet ve âsayi şi'nin saflanmakia olduğu belir tilerek bugün için karakol açıl mssının miimkün olmadığı belirtilmiştir. * Bölge sakinlerinin ulaşım flıti yaçlan da gözönCne ahnarak, Ankara Belediyesinden, bölgeye otobüs seferleri düzenlenmesi is tenmiştir. Gecekondu önleme bölgesi Sincan Belediyesi sınırla n içinde bulunduğundan Ankara Belediyesinin otobüs tahsisi ilgili Belediye 51e vanlacak anlaşmaya göre mümkün olabilp cektir. Bu temaslar da her iki Belediye arasında sürdürülmektedir. BASIN MÜŞAVtRt ERŞEN Gençliğe Sesleniş TJnutmayalım! Yineleyelim, on. lar radyolarda okutmaktan, okul duvarlarına asmaktan korksalar da. yineleyelim, fırsat buldukça yineliyelim Atatürk'ün gençliğe sesienişini: «Ey Türk gençliği! Birinci ödevin; Türk bağımsızlığıru, Türk Cumhuriyetini, sonsuzluğa değin korumak ve savunmaktır. Varuğuun ve geleceğinin birlcik temeli budur. Bu temel, senin en değerli güven kaynağındır. Gelecekte de, yurt içinde Moda'daki Vakıf arazisine çocuk bahcesi vaDilmalı Modn Camısınl çevreieyen ve Vakıflam ait Dulunsn arazi bugün bakımsı/. terkecijlmis bır rıalderiir Bıı /am»hların eül Dahçe«l olan hu verler. simdl oasıbos «eîen lcöpekierın sıîındıklan verlet olmustur Bir ara ourası ııçık hava sınemasi Jialıne cetiriimek ıstendi, mahalleltnln siddetll tepktsl ve Vakıflar BasmüdürlüSünun çok yerinde bir karan Ü8 bundan vaifeçildi. Şimdl Bakıyoruı burası tesviye edilmekte ve »Bylendiğine göre buraya .benzin ıstasyonu ye otopark yapılacakmış. Moda g;bl tehrln mutena bir yerine hiç henzin istasyonu yapılır mı? Moda Camisini çepçevre lçine alan bu arazi kı«mı, şehir imar planında yeşil saha olarak görünmektedir. Şu halde böyle bakımsız bir şektlde bırakılacağına tz bir para sarfı ile burısı çocuk bahçesi haline getirilse ne iyi olacaktır. Küçük Moda'da oturanlann da katkılarıyla bu sahanın sehir imar plınındakl gayesins uygun hale getirilmesi çok yerinde olacaktır. Moda sskinleri bunu cından arzu etmekte ye Ilcililerden bunu beklemektedirter. Saygılanmızla. M. Okta» KANSU • Mods, Yusuf Kâmü Pa;a Sok. 12 EĞİTİM CİODİ KURUML ARIN İŞİDİR ME VL1T Hicabî Akarmcriç'in ruhuna ithaf edilmek üzere 11 Kasım 1973 Pazar günü Mecidiyeköy Likör Fabrikası karşı sokagı Yenicamide ikindi namazmdan sonra Mevlidi Şerif okunacaktır. Arzu eden dost, akraba ve arkadaşlan ile din kardeşlerirnızin buyurmalarını rica ederiz. Cumhuriyet 9252 Kıymetlt oğlumuz FEN BİLİMLERI MERKEZİ ÜNJVERSİTEYE HAZIRLIK SINIFLARI KAYITLAR DEVAM EDİYOR Beşiktaş Çırağan Caddesi 71 İSTANBULTel 48 09 50 Ajanstür: 441&9227 İL N Kartal îcra Tetkik Merci Hakimliğinden 1973/249 Esaı 1973 23ü Ek karar Kartal Yakacık Ankara Yolu Örenler mevki 5/1'de Ukur Kontraplak Sanarl ve Ticaret A.Ş. vekili Av. Kemal Necdet Serimazın tarafından 22 8.1973 tarihli dilekçe ile müvekkili jirketin borçlarmın •• 100 ilk bir yılı ödemesiz geçmek kaydı ile / be? yılda ödeme istemi ve bu şekilde Konkardato mehli talebinde bulunmuş talebin l.l.K 'nun 285. 286 ve 287 maddeleri gereğince kabulü ile İlkur Kontraplak Sansyi ve Ticaret A. Ş.'ne Kartal îcra Tetkik Merci Hâkimliğinin 4.9.1973 tarih ve 1973/ 239 karar sayılı ilâmında iki aylık. Konkardato mehli verilmesine, karar verilerek garete ile ilân edilmiş ve gerekli İJlemler yapılmış bu kere tayin edilen Konkardato Komiseri işlerini bitiremediğinden bahisle iki aylık bir mehil talep etmis bu talep mahkemece uygun görülerek 1973/249 esas ve 1973/239 ek karar sayıh 4.11.1973 tarihinden itibsren iki aylık mehil verilmiş oiduğundan. gerekli masrafların be? gün içinde bas kitabete yatırılmasma bu masraflar müddetinde yatınlmadığı takdirde ve bu hususları tatbike koydurmazlar ise verüen mühletlerin kendilieinden kalkmasma ve yine aynı kanunun 289. madrîesi gereğince rehinli alacskhlar müstesna olmak üzere mühlet içinde hiç bir takip yapılamıyacağı gibi evvelce başlamış icra takipleri de duracssından icra dairelerine, tapu dairelerine. Ticaret Odaina. Ticaret Borsasın» ve Ticaret Sicil Mpmurluklanna müzekkereler yazümasma bu ilâmın gazete ile ilân ediMiJirH?r> vedi eün sonra ilânm kesinlesmesine. itiraz yolu açık olmak üzere 5.11.1973 tarihinde verüen karar özeti ilân olumır. 7.11.1973 (Basın: 7603/9235) Güreşçilerimizin Yenilgisi, Odacı Maaşı Almalarındanmış! Seneler var ki güreşte galibiyet yürü göremiyoruz. Her yenilgiden sonra nedeni aranıyor, fakat bir türlü bulunamıyordu. Nihaj'et bulundu. Meğer nedeni güreşçilerimizin odacı maaşıyle çalışmalarındanmış. (Sayın Beden Terbiyesi Genel Müdürü böyle diyor). Eskiden Avrupa ve Dünya şampıyoniuklannı bep biz kazandığımıza göre o zaman güreşçilerimiz genel müdü r maa şı mı alıyorlardı? Hayır, fakat kuv\etlı bir disiplin Içinde cahşıyorlardı. Şimdı ıse bütün spor dallannda iâubalilik ve disiplinsizlik vüzünden yenilıyoruz. Odacı maaşı almalanndan değil. Bu d:sipün sağlandığında güreşçı lerımızın rakıplerınin sırtını yere getireceğine şüpho yoktur. Sıtki AŞAN '• Ankara Pulhan Illrk Pullan Katalogu XII. BASKI 3 8 4 0 Mülıiir ı l e v r i n ı l e n teıiaviile 197;; yılı s o n u n a k.ııi.ır resinı, eser k o ı ı u l ı ı n bütfiıı pııll;ırınıızıtı 1040 s a y f a l j k j t n s i k l n p e d i k b i l g i ve e n s o n d e j i e r l e r i u i i b t i v a e d e n , i p l i k ılikişli ve bez rillli Cumhuriyetimizin öO.Yıldönümü Şerefine tamamen yeniden tertiplenen Karışık ızgara fiyatı serbest mi? Gazstenlztn 23.8.1973 tarihli nüshastnda vayınlanan «2 porsiyon kanşık ızgara tam 40 11ra» başlıkh yazı ilgilller tarv fından incelenmiştir. «Kanşık tzgars et HyBtlan serbest bırakıldıgından b«his konusu durum Beledlyenln kontrol yetkisi dışında kaİmaktadır. OrtaktSy'de müfettişlerlmbee yapılan kontroUarda Btlediy* yasaklanna uymayan lokmotalara para ve kapams cerası uygulanmıştır. Bileılerinizl rica ederim. ISTANBUt BELEDtYESt fiyatı 12S liradır 16 sayfalık bir ııuuıuue b a s k ı , ilgile:.eıılere ücrelsiz ularak ^ömJerilir. ALİ NUSRET PULHAN Meşruiiyet Caddesi 207 Beyoğlu/Istanbul Telefon : 44173i CCuıniıuıljet • 9246)