24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 3 Ekim 1973 emirel, Anayasaya terı bir siyasal llderdir. Bunun kanıtı pek boldur: Yürütme olarak birçok tasarruflan, Anayasa hukukunun dıkalmıştır. Onun için bnnlar, Danıştay'ca Dzulmuştur. Yasamanın motor merkezı olarak aptıfc. Taptırdığı birçok yasama tasarrufu da Mahkemesince boztümuştur. (Daha e i J a s a olan yasamında, Anayasa Mahkemesirun bu kadar çok iptal karan vermesi bundandı). Siyasal olarak Anayasaya ter» bir görüj doktrin sahibi, ve bu doktrinin uygulayıcısı olarak gösterdiği tutum da 12 Mart öncesi bunahmı yaratmıştır; Meclise ve hükümete agır suçlamalarla yüklü blr «muhtıraiyı getirmiştir. (Bu muhtıra, aslında, onun hükümetini ve onua meclis çoğunluğunu suçlamaktadır. Bunlar da, Demirel'in siyasasmın araçlan olduklarından bu ouruma düşmüslerdir). Dernirel'iıı Anayasa tersliğinln en «on kanıtı da 24 ve 25 Eylül tarihli gaj«etelerde çıkan seçim savaşı sözleridir. Bunlarda da gene, demokrasiyi, bir parti oligarşisirun ve onun içinde de liderliğinin mutlakiyetini biçimsel olarak meşrulaştıran bir dıa sureçten ibaret gönuesinin kanıtı vardır. Demirerin bu merkezd otorit* oligarşisi ve liderliği göriişü artık, Anayasamıza tam ters bir doktrin durumuna gelmiştir. ÇünkU bu görüş, «tercih» yaratma, bu tercihl türlü merkezlerin katkısı ile «karar»a dönüştürme, bu karan türlü hukuksal ve siyasal odaklann t d e netimsi altmda uygulamaya ulaştırma sorumluluğunun oluşması demek olan modern demokrasi olgusuna aykındır. Bu yüzden, 1961'in kendisine de terstir: Hem metin, hem ruh olarak, Demırel, 24 ve 25 tarihli gazetelerdeki sözlerl ile, bu Anayasanın sosyal ve ekonomik düzenin yanlısı ve dolayısıyle, Jcoruyucusu olduğunu söylemek istiyor. Ama bu koruyuculuğu yapnıada elinde yeteri kadar yasal yetkisı olmadığından da yakmıyor. Böyle bir vetkiye kavuşarak, gönüllüsü olduğu hukuk 'JstünlüŞunü gerçekleştirme vaadlnde bulunuyor. Son iki yılda yapılan Anayasa değişmelerirnn, Anayasad3 Tbelirlenen sosyal ve ekonomik düzeni belirleyici hükümlerden kurulu olduğunu, bu bakımdan Anayasa defişmelerinin, rejimîn korunmasma yönelik olduğunu belirtiyor. Rejimın ds bir ulusal lrade rejiml olduğuna Işaret ederek, D Olaylar ve görüşler •kovret merkezlesmesi» ister. AnaİMm bunu istemez. Katılma Düzeni Anayasamızın slyasal sistemlne gSre. «karar. her a» kadar merkezsel organlann elinde ise de, Anayasamızın siyasal ve hukuksal sistemine göre tekel ve mutlakiyet yoktur. Demirel kabul etmese de ulusal iradenin başka organlan da var. Ve asıl »iyasal sistemimizde, Parlamento içi ve dışı kanun sal odaklarm, gruplann, örgütlerin, ve en sonunda tüm halkın «katılma> olgusu var. Siyasal düze nimiz «katılma düzcni.dir. Anayasanın kabul ettiği türlü kuruluşların, örgütlerin, akımların, kendi kuruluşları yoluyle, merkezsel organlann «tercih» lerine ve «karar.lanna etki ve katkı getirmesi düzenidir. Çünkü batıh demokrasi de böyle bir düzendir. Bunun Szgürluk anlayışı da pek açıktır. Anayasamızda sakh (mahfuz) kurumlar olarak var olan mülkiyet miras özel girişim çok parti siyasal ve sosyal haklar gibi kurumlar, özlerinde komnmak üzere her düşüne ve siyasal oluşuma, belirleme olanağı tanımak; bunlann siyasal tercihi ve karan etkileme ve onun olusumuna katkı getirme gücünü ve bu gücün yasal hareketliliğini tanımak; ortamı öyle hazırlamaktır. Anayasamızın özgürlük prensibi budur. Demirel ise bunu istemez. O şumı ister: «Devlet organlan öyle bir yapıya vurulsun ki, ben ulusal irade tem silcisi olarak, merkezde ola>nm. Siyasal süreç, benim tercihim ve karanmı devlet tercih ve karan düzeyine getirsin. Anayasa Mahkemesi, Damştay, serbest düşün odaklan olan basın ve üniversite, katkı grubu olan sendikalar ve öteki partiler gibi Anayasa kuruluşları ve kimi kurumların tümü, benimle uyumlu olmak zorunda kalsın. Devletimi zin yapısı böyle olsun.» İşte bu yanlıştır. Evet siyasal modernleşmede de bir merkezleşme olayı vardır. Fakat bunda. çoğu'.cu toplumun sosyal ve siyasal kuvvet odaklannın, siyasal tercihi etkilemesi ve karara katılması gibi bir dengeleme de vardır. Aynca merkezsel organlann tüm taaarruflarmın da köküne kadar denetimi vardır. Bizim Anayasamız ve modern demokrasi buradadır. Demirel'in soyutlamaları buna ters aldat macalardan başka sey değildir. Anayasa'ya ters düşen birlider Prof. Bahri SAVCI ooun fcu nitelik ve Bzelliklerine sığmayan <Jurumlan olusumlan <ömefin baskı gnıplan, Anayasa dışı muhalefet gibi durumlan oluşumlan) kurumlan ve bunlann etkilerini tarurnadığını açıklıyor. karak, siyasaya ve ülkenin kaderine, fum «osyal tabakalann katk: getirmesi düzenidir. Egemen «nıfların gerçekten halk ile değişmesi düzenidir. Bunda, Demirel'in düzeninde olduğu üzere, halk üzermden ekonomik birikimler yaparak ve doğal zenginlik kaynaklannı yabancıya açarak, var olan egemen kategorilerini gelişme hizmetıne sunmak yoktur. Demirel'de ise, işte bu vardır. O hukuk üstünlüğünü da bu kendi düzer.ını sağlayan bir üstün irade fistenç) yaratmak için istiyor. Bu da aslmda hukukun soyut üstünlüğü değil ki Anayasamızın içerdiği hukuk üstünlüğü budur kendi kuracağı kuramın üstünlüğüdür. Demirel böyle bir düzenin kunılmasında yeteri kadar yasal yetkisi olmadığııu; böyle bir düzenin korunmasında devletin hukuksal olanaklara ve ya pıya sahip bulunmadığım; son Anayasa değiîmele rinin de gereksinme duyduğu yasal yetkiyi, hukuk sal olanakları verme yolunda, hiç olmazsa var olan rejimi koruma yolunda bulunduğunu ekliyor. Bunlar da yanlış. Demirel'in düzeni ve rejimi korumada yasal yetkisi elbette vardı. Çünkü Parlamento ile bütünleşen tek siyasal kuvvet, kendisi idi. Ama o. normal yasal yetki istemiyor. Tüm siyasal kuvvet merkezlerini, düşün odaklannı kendine «râm» edecek bir mutlakiyet istiyor. Oysa ki Anayasamız böyle bir tekele ve mutlakiyete karşıdır. Bu tekel ve mutlakiyetin, demokrasi, ulusal irade görüntüsü altında kendini zorla uygulamasına karşıdır. Yani Demirel demokrasi ve ulusal lrade g6 Bir Tuvalet Olayı «Sayın îlhan abi, Hürmetlerimle saygılar sunar, ellerinizden »ıkanm abi. Ben 9 senedir Cumhuriyet gazetesini okuyorum. Sigarayı bıraktım, gazetemi asla ve asla bırakamam. Şimdl bu rfokuz sene içinde gazetemden ve slz îlhan abimden bir istırhamım: Köşenizde şu kadarcık yazıma yer verirleniz, çok memnun olurum. Sayın abi, şu acı duruma bir bakın. Geçen gün Almanya'dan izinli bir arkadaşım geldl. Bu arkadaşım senelik iznini eeçirmek için izinli olarak gellyor ve bu araria beni de zivaret etmek için Ankaraya geliyor. Benim oturduğum semt Ulubey gecekondu semti. 250 lira kira veriyorum gecekonduya. Çıksam bu oturduğum yere 350 • 400 hemen verecekler. Neyse bunu burda bırakalım. Bes nüfuslu bir »ileyiı. 33 lira yevmiyeîi işçivim. Vasıflı isçi. 33 lirava çünün 24 saatinde bir tas çorbaya talim eden İşçivim. Vurguncu, soysuncu. aracı. tefeci değjliz dedim ya, işçi og!u işçiyiz. Bu Almanya'dan gelen arkadaşım da isçi. Geldi evimize hoş beş. Altmda Ford arabası var. Gezelim dedl. gezelim, dedim ama cepte 5 kuruş yok. Evde misafire yemek hazırlanacak veresiye. Su celir veresiye. Ekmek veresiye. Yemeklik veresiye. Bakkal baba sağolsun, hep veresiye. Arkadaşa «gezelim gezelim» dedim ya, veresiye gezilmez. Ne yapalım avıp olur kabüinden bir şey söylemedim. Arabanın önüne bindîm. Şurası, burası. Geldik Gençlik Parkına. Giriyoruz ya, ayaklarım hiç gitmiyor. Çünkü dedim ya cepte 5 kurus yok. Neyse girdik Genclik Parkma, gezdik tozduk. Arkadaş demez mi orda s'Jrdan birer piliç yiyelim. Al sana bir kaya. nereye davarsan dava. Gene sesimi çıkarmarfım. Girdik. O püiç dönen havuzun üstündeki adava. Piliçler geldi yiyoruz. Ama ben rüiç mi yiyorura, yoksa bir yıkmtı altındayım başıma tajlar yağıyor. O srkadaşım habire yedi ve ikincl pilld de yemek için garsona seslendi. Bana da dedl kit Yahu kardeşim nasıl yiyorsun? Cabuk bitir de bir de yenisi gelsin. Zaten bpnim bogazımda duranlar duro*u. arkadaş ikinci piliçten dem vuruyor. Rakı Içelim mi? dedl. Kuüanmam dedim. Votka? Hayır. Şarap? Hayır. O zaman demez mi bana meslektaşım: Sen yakında uçarsin diye. Haddl zatında benım bu «rkadaşa teklif etmem 18nm, sunu içelim. bunu yiyelİTi diye Zaten ben slgarayı bıraktım, içki kullanmam. Arkadasım bana yakında uçar«ın demişti ya, dogru, ben her gece çeşitli hayaller kurarak uçuyorum. Neyse yemek faslı da bitti. Tam o arada benim aklıma gelen ilk iş tuvalet oldu. Gittim tuvalete. Bekle bakalım bekle. Nihayet çıktım ki hesap ödenmiş. Tabii bekleme salonunda epey bek'emışiz. Zaten arkadaş olgun, anlayışlı, hesabı hemen ödemis. O arkadas demez mi, ben bir av iznimi yurdumda geçirmek için 20.000 lira cetirdim, iznimde yiyip eğlenmek İçin. Para hususunda ne kadar ihtiyacın varsa hemen temin edebilirim, çekinme, dedl bana. Gel de kahrolma. Abi, bu acı durum degil de nedirî Böyle rezaletlik olur muT Memleketimizi yurdumuzu ağır şartlar «ltma «okan, her seyi başıboş bırakıp fakir yoksul halkı ezdirenlerin, müreffeh mamur Türkiye yaratacagız rfiye dar gelirli halkı tuvalette bekletenlerin Allah belâlanm versin. Vatandas ne bekliyor bunlardan ben anlamıyorum. Şimdl bütün dar gelirli yurttaşlara sesleniyorum, gelin bu seçimde sandık basma mutlaka gidelim, oylanmızı akgünler için verelim. Yoksa gene uyur, gene eski hamam eski tas dersek, yakında başımızda «aç da kalmaz. düşüne düşüne kel oluruz. Zaten veresiye yiye yiye bir lira oluyor iki lira. Dikkatli olalım bu bu seçimde, düzenbaz sömürücülere inanmıyalım. Allah bütün bütün uyuyan kalpleri gözleri uyandirsın. Hürmetlerimi saygılanmı t u n a n m . Not: Abi özür dilerim, kelimelerde noksan olursa düzeltirseniz çok memnun olurum.» •*• Noksan Veya Yanlış Aslında bu söyledikleri ya noksandır, ya da yanlıştır. Bu arada bir tek doğmyu ve güzeli söylemektedir. O da halkın kendi haklarma sahip çıkması, ama hak korumanın meşru yolıarla yap:lması, hukuk düzeninin üst güç halina getirıimes:, bunun ötesinin tanınmaması konusundakı sözüdür. Seçim kampanyasında AP adına ileri sürtllen bu görüşlerin yanlışlıklannı AP karşısındaki partilerin siyasal ve hukuk teorüeri, pozitif hukukçulan göstermelidirler. Biz kendl adımıza kısa bir belirtme yapmak istersek Demirel'in yanlışlarını ve onların altında yatan asıl amacını şöyle açığa vurabiliriz: Evet Demirel, sosyal ve ekonomik düzenin yanlısı gözükmek istiyor. Ama onun bu sosyai düzeni, Anayasaya ters bir düzendir. Seçira bildirgelerinde, kendi yaptırdıgı kalkmma planlarında ve bütçelerinde, bir tek sözcük ile tüm politikasında gözüktügü üzere, onun düzeni, egemen sırufların ekonomik sosyal siyasal gelişmesi düzenidir; onlann «tercih»lerinin, «siyasal karar» olması ve uygulanması düzenidir. Oysa ki Anayasamızın düzeni, bu tekelin kal ŞUKUFE NIHAL OKTAY AKBAL Evet Hayır EMEKLILER VE GELECEK evlet Plânlama Teşkilâtımn sosyal güvenlik konulan üzerinde hazırladıgı değerli bir rapordan esinlenerek gazetelerde, Sosyal Güvenlik Bakanlıgı kurulacağı, Emekli Sandıgı ile Sosyal Sigortalar Kurumunun ve BağKur'un birleştirilecegi yolunda bir haber yayımlanmıştır. DPT raporunun bütünüyle yayımlanamaması yüzünden gazetelerde bu konuda çıkan haberlerde endişe uyandıncı bir hava sezinlenmesi tabiidir. Yıllardanberi emeklilik konulariyle ilgilenmiş ve yazılar yazmış birisi olarak, DPT'nin raporundan esinlenen haberler üzerinde görüşlerimizi belirtmeyi, yetkilileri uyarmayı görev saymaktayız. D •• M lr zindana attılar / Kapıyı kapattılar / Kimseler »eI I K zemedi / Zindanda bir ışık var. / Insanlar orta yer™ de / Gözleri perde perde. / Toprak tüy kaöTar rahat / Gökler önunda kat kat / Zindandaki «uçlunun • Zindanda bir luçlu var / O herkesten bahtiyar.» 1950'de yayımlanmıştı bu şiiri. Büyük bir şairin bağışlanmas; içteniyordu, açlık grevleri yapılıyor, imza toplanıyordu. Ünlü şairler o şair için çiirler yazıyorlardı. İşte bu dizeler de o günlerin anısıdır. Bir kachn şairimiz yazmıştı bunu. Hececiler adı verilen şiir kuşağının tek kadın sanatçısı, Şükufe Nihal... «Zindanda bir ışık var» diyordu. Nerde olursa olsun o ışıSın söndürülemiyeceğini, onun herkesten daha mutlu olduğunu... Gün geçti, yıl geçti, Şükufe Nihal de yaşlandı, kendi isteğiyle çekildl bir köşeye, son yıllarını bir dinlenme evinin loş odasmda yaşadı. Herkesten daha mutlu muydu, sanatıyla, geçmişin anılarıyla avutabiiiyor muydu kendini? Hep istedim bir gün kalkıp o dinlenme evinde kendisini ziyaret etmeyi, olmadı, yapamatfım. Garip bir sıkılganlık dujarak. Hastaydı, yaslıydı. bir de kaza geçirmişti üstelik. Oysa Î940'lardan tanıyordum onu, Şişli'deki büyük evinin salonlarında konuklarıyla konuşurken, şiirden söz ederken, o günlerin genç sanatçılannı ağırlarken, onlara güç verirken... Birkaç kez katıldım Şişli'deki evde yapılan bu toplanülara. Asaf Halet Celebi, Celâl Sılay. bazan Sait Faik, üniversite öğretim üyeleri, günün en ünlü kişileri... llgiyle izliyordu yazdıklanmızı, ilk denemelerimizi. Güzel bir kadmdı o günlerde de, alımlı, ince, duyarlı... Şiirlerini okumuştum, kendisi için en ünlü şairlerin şiirler yazdıklarını duymuştum, romanlan da vardı. Bir çağın en önemll tek kadın şalriydi. Yıllardır öğretmenlik yapıyordu, özellikle kız liselerinde. öğrencileri onu hep sevgiyle anarlardı. Etkisini yaşam boyu duyduklannı söylerlerdi. 1896 da doğmuştu, demek 1940 larda kırk bes yaşlanndaymıs. Sonra zaman geçti acımasızca... Bir çok şeyi değiştirerek. O yaşlandı, biz yaslandık. Siirleri anılmaz oldu, kitaplan yayınlanmaz... Yalnızlığa itildl. Benimsedi bunu tam bir sanatçı soyluluğuyle. Çekildi bir köşeye, sanatıyla, anılanyla başbaşa... «Rüya mıydı gördüğüm/Sen ben blr rüya mıyız?/Milyonlarla varhğın içinde yalnız/Bakar da yıldızlara senden haber beklerim.» Hep düş sanınz yaşadığımızı. içinde yasarken hiç de düşe benzemez. Kaskatıdır, acıdır. kabadır, arada bir de yumusak, tatlı. hoş... Yaşam böyledir an an yasarken... Kosuşmalar, çalışmalar, çabalamalar, taşkmhklar, venilgiler... Çocuklar büyür kopar gider. Şairsen yazarsan yazılannı en yakın dost sayarsm kendine, eş de çocuk da senden ayrıdır, yabancıdır. Bir dizen, bir satırın sana geçmiş anların güzelligini duyurur yeniden yeniden. Yazdığm, yazacağın şiirler, öyküler, yazılar yaşama dlrenci, avuntusu verir sana. Bir gün gel'ir kopuverir yasam. koptu kopacak diye beklersin laten yıllarca, acılarla, yalnızlıklarla. birden kopar, aon nokta konur bir sanatçmın yasam öyküsüne... Şükufe Nihal'in bütün şiirlerini bir tek kitapta tcplamak gerekir. Sanınm oğlu Necdet Sander bunu yapacaktır. Bir çağı şöyle ya da böyle etkilemiş sanatçılarm vapıtıan bir yana atümamalı, en seçme, en kalıcı parçalan secilip yenl kuşaklara sunulmalı. Sürekli bir zincirdir edebiyat dediglmiz. Herkes bir iki halka ekler buna. Hep bizden bir öncesi vardır. «Sanki Babil kulesinde kalan avareleriz» dlyordu, «Aramızda bir duvar / Geçti belki yüz yıllar / iki y<ım.ıda sen ben. benzedik birer taşa» diyordu. Yaşam gerçek de olsa düş de, sonu bir. Ha var ha yok... Geriye kalan oöyıe dizeler. bir de bu çeşit dizelerde kendi yaşam serüverüerıni duyan bizler, gelip geçici kişiler... EMEKLİ SANDIĞI, SOSYAL SİGORTALAR KURUMU VE BAĞKUR'UN BİRLEŞTİRİLECEGİ YOLUNDAKİ HABERLER, KİŞİNİN GELECEĞE GÜVENİNİ AZALTIYOR. Hasan Refik ERTUĞ Nedenler vaktinde ödemeyenler hakkında hukukî mtiejyidenin yanında başka müeyj'ideler bulmak zarureti dogmuştur, geç bile kalınmıştır. Umanz ki, yenl hükümetler, bu konuya önemle eğileceklerdir. 3 Bagımsız çahsanlara öıtiyarlıklannı teminat altma almak için meydana getirilen BağKur, farklı bir amaca yönelmiştir, diğer iki kurumla birleşmesine yapılan ve amaçlan engeldir. BağKur'un, daha doğuşunda bazı noksan ve fazlalıklar ortaya çıkmıştır. Ornegin, sadece, kanun hUkroO gereği şirket ortagı görünen ve ço»u aile ortaklığınm sonucu olarak ortak durumunda bulunan bir çok kimseler (büyük kısmı ka dın), bu kurumun sağlayacağı ihtiyarlık yardımına muhtaç degillerdir. Büyük kâr getiren şirketlerin bazı ortakları için de aynı sey söylenebilir. Pakat bunlann BağKur'a girmeleri zorunludur. 1 Yukarıda adları yazılı sos yal güvenlik kurumlan, birbirleTürkiye'de sosyal güvenlik kap rinden tamamiyle farklı ihtiyaçsamına girmesl gereken nüfusun lan karşılamak için farklı prenhızla arttığı, bu alanda yeni yeni siplerden hareket edilerek kurulsorunlar ve zorluklar doğdugu, muş, farklı tarihsel geleneklere m«vcut sosyal güvenlik kurumla ve uygulama yöntemlerine sahip n arasında sistem ve yöntem baörgütlerdir. TC. Emekli Sandığı, kımmdan birlik ve uyum bulunOsmanlı împaratorluğu'ndan amadığı gerçektir. Bu konulan kıp gelen geçmişinden de kuvbirlikte incelemek, çeşitli sorunvet almakta, gerek sorunlan, gelara bilimsel çözümler getirmek rekseu. bunlann .çözüra biçjrjoleri ve bunlan bir elden uygulamak artık belirmiş ve yerleşmiş buiçfa, Sosyal Güvenlik Bakanlrğı lunmaktadır. Asker ve sivil milkurulmasını biz de zorunlu görüyona yakın emekli ile bunlann yoruz. Bu Bakanlık, memurlann, dul ve yetimlerine tek ümit ışıişçilerin ve bagımsız çalışanlann ğı olan Emekli Sandığı, sağlam sosyal güvenliklerinden başka, kaynaklara maliktir. En büyük şimdi Sağlık Bakanlıgı görevleri noksanı, şimdilik. elinde toplanan arasında olan sosyal yardım komuazzam sermayeyi, matematik nusunu da çağımızın ileri görürezervleri, daha verimli ve daha süyle ele almalıdır. Bunlara kargüvenli yatınmlara yöneltememiş şı çıkacak değiüz. olmasıdır. Emekli Sandığı işletmelerinde, yüksek kadrolar, baPakat Emekli Sandığı, Sosyal zı hallerde uygulanan indirimli Sigortalar Kurumu ve BağKur'u tek bir dev örgüt halinde ör tarifeler yüzünden kâr oram bir türlü yükselememektedir. Maliye neğin Türkiye Sosyal Güvenlik Kurumu adiyle • birleştirmek ha Bakanlığının disiplinli havası talann en büyüğü. şimdiki emek içinde yetişmiş yeni Genel Mülilere ve sonrakilere yöneltilmiş dürün bu konulan da ele alacayanılmalann en dayanılmazı olağmdan. emeklilere ferahlık vericaktır. Bu yargımızın nedenlerici tedbirlere yöneleceğinden kuşni kısaca açıklayalım: ku duymuyoruz. 2 Sosyal Sigortalar Kurumunun sorunlan büsbütün başkadır. tşçilerimize, dul ve yetimlerine en genis anlamiyle (analık dahil) sağlık ve ihtiyarük yardım lan için kurulan bu kurumun gelir kaynaklannın dikkatle izlenmesi gerekmektedir. Işverenler, işçilerinden kestikleri primlerinl ve kendilerince ödenecek prim paylanm, Kuruma kendileri yatırmakla ödevlidirler. îşverene gösterilen bu güven, sadece hulıu&i mrJeyyideye baglanmıştır. Tfa tırmayanlar icra yolundan takip edilirler. îcra yoluna gidilmesi çe şitli nedenlerle, primin tahakkuk tarihinden bir veyafid,hatta Uç yıl sonra olabilmektedir. Bu arada lsverenin mali durumunda olumsuz değişiklikler mey dana gelmektedir. İşçinin geçimini darlaştırma pahasına eünde liginden kesilen prim de böylece işverenin elinde kalmış, zimmetine geçml? olmaktadır. Yıllarca süren takip sonunda işverenin varlığı kalmamışsa SSK alacağı alınamaz hale gelmektedir. tşte SSK hesaplannda milyan aşan prim alacaklarutın doğuş öyküsü budur. Artık, prim alacaklan taki bini hızlandırmak, prim tahsilâtını peşin hale (avans) getirmek. OkBromun mektnbnnn hio düzeltmeden yornmsnı koyuyornm. Yalnu adını caklı tntnyortım, neme lânm. Spnuç ., Yukarıda anılan kurumlann üçü de, ellerindeki muazzam sermaye birikimleriyle, gerek politikacılarm, gerekse kredi piyasasının arzulannı tahrik etmektedir • kimlerinin, politik etkilerle kredi piyasasma ucuz ve kolay şartlarla aktanlmasmdan ötedenberl endişe duyulmaktadır. Amaç ve kuruluş bakımmdan birbirlerlnden çok farklı durumda olan bu üç kururmı bir araya getirmek için yapılacak bir opsrasyonda, gelirleri farklı kaynaklardan toplanan bu kurumlara sağlıklannı ve ihtiyarlık günlerinin teminatını bağlamış olanlann yersiz endişelere uframalan önlenmelidir. ler Bu muazzam sermaye biri t A . U . TIP FAKÜLTESİ DEKANLIGINDAN A .• v •. ( n rıı/iiiTPPİ n r ı , . ... . x , . m ... ! ELEMAN ALINACAKT1R Fakültemiz içJn muhtellf sınıf ve derecelerde açık bulunan kadrolara, 1327 sayılı kanun gereğince naklen veya yeniden elemanlar ahnacaktır. • ) Hastabakıcı ve hademe olarak kadın eleman tercih edilir. b) Memur olarak alınacaklann askerliğini yapmış ve hiçbir okulla ilisiği bulunmaması gereklicHr. tsteklilerin Personel Müdürlüğünden alarak dolduraeaklan formu dilekçelerine eklemek suretiyle 10 Ekim 1973 Çarşamba günü saat 16.00'ya kadar A. Ü. Tıp FaküU tesi Dekanlığma basvurmalan. tmtihan 12 Ekim 1973 Cuma günü caat 9.00'da Dekanlık Morfoloji binasında yapılacaktır. Duyurulur. (Basın 24068) 7824 VEFAT Şirketimiz Îdare Meclisi Reisi, İZZET AKOSMAN Vefat etmiştir. Cenazesi 3 Ekim 1973 Çarşamba (bugün) Teşvikiye Camii'nd'e kılınacak öğle namazır.ı müteakip Rumeli Hisarı'ndaki aile kabristar.ına defnolunacaktır. Ailesine ve dostlarma başsaglığı dilcriz. TtjRK PtRELLt LASTtKLERt A.Ş. Not: Rahmetlinin arzusuna uyeun olarak çelenk gönderilmemesi rica o;unur. îstanbul Devlet Senfoni Orkestrası Açılış Konseri Şef: Aaron COPLAND Solist: İdil BİRET L. BERNSTEİN S. PROKOFİEFF W. A. MOZART G. FAURE COPLAND PROGRAM : Candide Uvertüra . . Klasik Senfoni „ . „ . . Piyano Konçertosu Kv. 595 Süit «Peleas ve Melisande» „.„ Rodeo îstanbul Vilâyeti | Daimi Encümeninden 1 îstanbul 1 1 dahilindeM llkokullara lüzumlu 1544 1 tane öğrenci sıra ve bankı ile 60 tane sınıl dolabı, 60 tane kürsü, 153 tane sandalye, 80 tane yazı tahtası, 12 tane öğretmen odası masası, 75 tar.e çöp kutusu, 4'lü 76 takım as> küığın 999598, lira çevresinde yaptırılması. .n 999598, lira çevresinde yaptırılması. 2 I l n d macîdede yazılı eşyanm 999.998, lira çevreitnde yaptırılması. Clns ve miktarlan yukarıda yazılı okul ilk tesis eşya•mın gösterilen bedel çevresinde a y n a y n imali 9 Ekim 1973 Salı günü saat 15.00'de Sultanahmet Yerebatan Caddesindeki özel îdare binasında toolanan Daimt Encümende kapalı zarf suretiyle lhale edilecektir. Her grubun gecid teminatı 43.750, liradır. Şartnamelerl Daim! Encümen kaleminden ahnacaktır. Isteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu 1973 yılı Ticaret Odası vesikası ile Vilâyet Makamına ıhaleden 3 gün evvel (tatil günleri hariç) dilekçe ile müracaat edilerek alınrmş yeterlik belgesini havi olarak hazırlayacaklan kapalı zarflan ihale günü caat 14.00'e kadar Daımi Encümene vermeleri lâzımdır. :,.ı:':,,,r,,i;!;::r;;::i::: .ii'^ıHHnımıınıımnıii'g (Rektaş 1056) 7854 FATÎH'TE SATILIK 1 KIYMETLI GAYRİMENKUL 1 Fatih Muhtesip tskender Mahallesi, Eski Alırjasa Caddesi ş Başkâtip Sokak 9 kapı sayılı ve Tapuda ı78 paita ıril «da, i 29 parselde kayıtlı 2 katlı kârgir ev 8.10.1d73 Pizaıtesı günü = saat 14.00'de Şişii Halâskârgazi Caddesi No; 291. Kat: 6'da 3 pazarkk yoluyla satılacaktır. = îmar Plânlama Müdürlüğünün 24.8.1973 günlü. 6054 sayıU | imar durumuna göre : ş înşaat nizamı: Bitişik. ş Bina yüksekliği: 9.50 metre olup çatı katı yapüabilir. 5 Arka bahçe mesafesi: Krokide gösterildığı g:bi. ş îsteklilerin pazarlıktan önce (yirmibin) lira teminat veya i bu miktar bloke çek yatırmaları gerekir. 3 Görevli Komîsyon satış karan verip vennemekte taına ş men serbesttir. Ş Satış peşin bedelledir. = Ek bilgi için telefon: 48 08 75 47 03 59 (Cumhuriyet: 7846) 1 VEFAT Şirketimiz Idare Meclisi Azası, Teknik Üniversite Maden Fakültesi Salonu MAÇKA 5 Ekim Cuma Saat 21.00 6 Ekim Cumartesi Saat 16.00 İL İZZET AKOSMAN Vefat etmiştir. Cenazesi 3 Ekim 1973 Çarşamba (bugün) Teşvikiye Camii'nde kılınacak öğle namazmı müteakip Rumeli Hisarı'ndaki aile kabristanına defnolunacaktır. Kederli ailesine ve dostlarına başsaglığı dileriz. Not: Tl'RK PİRELLİ TİCARET A.Ş. Rahmetlinin arzularma uygun olarak çelenk gönderümemesi rica olunur. Biletler: Hilton karşısı THY Umum Müdilrlüğü glşelerinde ve Cuma 20.00'den, Cumartesi 15.00'ten itibaren Maden Fakültesi gişelerinde. {Basın 23302) 7832 (Rektaş 1057) 7855 r i I ' (Basın: 7844 Adana Ticaret Borsası Başkanlığından Borsa Meclisf 28.9.1973 tarihli toplantısında Turkiye Ticaret Borsalan Mumelât Yönetmeliginin 1. martdesine ıstinaden ktitlü alım • satımlannda uygulanacak olan azam! rütubet nisbeti ile ilgili aşaSıdaki karan almıstır. ACI BİR KAYIP Şirketimiz Îdare Meclisi ikinci başkanı S A I I î. ı V 1 Gümrük ve Tekel Bakanlığından 19/7/1972 tarihli 1615 «ayıh Gümrük Kanunu hükümlerine göre bu yıl bütün yurda şamil olmak üzere Gümrük Komisyonculuğu yazılı lmtihanlan S Kasım 1973 Paz°.tesi £Ünü, Komisyoncu Yardımcılığı yazılı «ınavlan da 6 Ka ? l m 1973 Sah günu saat 9'da îstanbul, tzmir GCmrüklerı Başmüdürlükleri İle Ankara Gümrük Müdürlüğünde yapılacaktır. Gümrük Komisyonculugu yazılı sınavlannı kazananlar 3 6 / Aralık / 1973 tarihlerinrfe Bakanlık merkezinde ayrıcs sözlü sınava tabl tutulacaklardır. Sözlü tmtihanlara sabah saat 9.30'da başlanacaktır. Gümrük Komisyoncusu ve Komisyoncu Yardımcılığı sınavlarına girmek isteyenlerin bulunduklan mahal ıtıbariyle yukanda «nılan en yakın GümrCk Başmiidürlüklerine ve Ankara Gümrök Müdürlüğüne bu tarihten önce basvurmalan flan olunur. (Basın 24069) 7825 MAKİNE, CİHAZ VE Kütlü Alım Satımlarında Uygulanacak Rütubet Nisbeti Hakkında Karar «Kütlüde azam! rütubet nisbet! V» 9'dur. RUtuhetln "Zo'9 den fazla olması halinde alıcı. malı reddetmPkre VRVS DU fazlalığa tekabül eden miktar nısoetinde tenzilât vaparak satuı almakta muhtardır.» Türkîye Ticaret Borsalan MııamelSt YNnetmeHffnin 4. maddesine eöre üyelerimizin ve • Borsa maddpsı olar fctiMuvi\. satan müstahsil ve âmillerin bu karara uymalan mecburidlr. Keyfiyet olunur. aynı yönetmeliSir 3. tnaddesi gere&inee llân (Basın: Ç. 1310 • 24101/7821) AKSAM SATIN AUNACAK Üniversitemiz lâboratuarlarında ders aracı olarak kullanıiacak makine cihaz ve aksam kapalı zarfla satm alınacaktır. Bu işe ait şartname Satmalma Amirliğinden 75. TL. bedel karşılıgında temin edilebilir. Son teklif verme günü 24 Ekim 1973 günü saat 10'dur. Üniversitemiz ıhalevı vapıp yapmamakta serbesttir. Telefon : 63 56 50 223 63 33 50 131 Bnğaziçi Üniversitesi P.K. 2 BEBEK <Basm 655'i İZZET AKOSMAN 9) 7İ Ailahın rahmetir.e kavuşmuştur. I^'âşı 3 Ekim 1973 Çarşamba (Bugün) Teşvikiye Camiind'eki öğle namazım müteakip Rumeli Hisanndaki Aile Makberıne tevdı edilecektir. Kederli ailesine başsaglığı, kendisine rahmet diieriz. ASLAN ve ESKtHtSAR MÜ1TEAHİT ÇİMENTO ve SU KtRECl FABRtKALARI A.S. y y (Rektaş 1058) 785«
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear