26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHIJRÎYET 23 Ekîm 1973 M asnl blr insan yetistlrmeliyiz? Bugün ejitfm denilince akla gelen ük soru bu genellikle. Olaylar ve ğorüşler Bir Ust yapı kurumu olarak eğitımden bu denli görev beklemek büyük ölçüde iyimserlıktlr. özellikle devletln ideolojisini topluma yayma görevinin yerine getirilmesinde eğitim sistemlerl çoğunlukla başarısız olmuslardır. Bu durumun başlıca nedeni, eğitlm sisteminin çarpık da olsa bireye çevre ve doğasını değerler.dirme olanaklannı verebilmesidir. Eğitim sistemi bu niteliği nedenivle de toplumun evıi« minde alt yapıda gerekli yenl iliskiierin çekirdeklerinin atılabilmesini sağlamaktadır. Btr başka anlatımla eğitim girdileri ile çıktılan çoJunlukla »aşırtıcı sonuçlar vennektedir. öte yandan «nasıl bir İnsan vetiştireceğiz?» «orusuna hükümetlerin gelişmeleri izleyecek oir pçıklıkta cevap bulamamaları onlar açısından önemli bir sorundur. Başka bır deyişle hükümetler, devletin ideolojisini, bzellıkle bizim gihi ülkelerde karmasıklıktan kurtaramamaktadırlar. ömeğin Türkiye'de. Üçüncü Beş Yıllılc Kalkınma Pianmda. eğitim sisteminden beklenen bu görevm nitelıŞi söyledir. «... Bireyleri milli şuur ve ülküler etraftnda, kaderde, kıvançta, tasada ortak böliinmez bir bütün halinrt» toplamak, milli, demokratik, layik, sosyal bir hukuk dev'.eti olan Türkive Cumhuriyetine kar5i görev ve sorumluluklannı bllen, kişiliğe va teşebbüse değer verer., topluma karşı sorunjıuluk duyan. cağdaş bilim ve teknolojinın gerek lerine uygun ve Türk toplumunun planlı kalkınma hedeflerine cevap veren bir kişi olarak retıştirmek...» Bu teme! görevin öğeleri ayn ayn bir çozümlemeye tutuldugunda kavramsal duzeyde önemü tutarsızlıklar bulunduğu anlaşılmaktadır. Yetiştirilmesi amaçlanan bireylenn bir yandan toplumcu, öte yandan kapıtalist ze lişme sürecine uygun gırişimci ve bireyci bencıl, bir yandan lâv:k, öte yandan uiusal değerler içinde ağırhğı bnemli ölçülere varan maneviyatçı; bır yandan uiusal değer ve kultür unsurlarına sıkı sıkıya bağh, öte yandan evrensel ekonomik, sosval, sijasal, kü'.türel degerlere açık olmalannı sağlamak bunun gerçek göster gesidir. Kanımızca bu denli tutarsızlıklar özellıkle ulusçuluk kavramının gerçek içeriğinin bı NASIL BİR İNSAN? Cem AREL llnmemesinden ya da çesitli amac'arla gizlenmesinden Ueri gelmektedir. Her yöne çekilebilecek bu tür eğitim anlayv şmırı kolayhk'.a egemen güçlerin gerçek eğilimleri yönünde hizmet etmesı sağlanırken, içeriğin deki bu çelişkiler ve tutarsızlıklar nedeniyle varınm toplumunu oluşturacak çekirdeklen ürelmes;ne de engel olunamamaktadır. Eğıtım sistemme ve içerığine verilmek ıstenen biçim :Ie 1960!ardan bu 5ana beürg.nleşen Türk toplumunun on vıliık geli5mesi bu yargımızı destekler nıtelikte görülmektedir. Oysa eğitim «isteminin dayanması gerekll temel felsefe, bireylerin doğa ve çevresi ile oian iliski düzeylerinin niteliğtai geliştirmektir. Başka bir anlatımla toplumun doğa ve çevresi üıerindekl kontrol gücünü, egemenliğini arttıracak, giderek iyileştirecek, bilgl birikiml ve değerlendirme olanagını bireye verebilecek bir eğitlm içeriğinin sağlanm»sıdır. Bu tür bir etitim !ç«riği ancak toplum«*l verimliliğe dayandmlmn ekonomik ve sosval slstemlerin geliştirilmesi 1İ8 oluşan bır üst vmpı kurumunda vaygınlaştın:»bilir. Böylece örgütlü bilgl Uretiminden. bu bılgi'.erin üretim süreci İle bütünleşmesinden söı edilebi'.ir ve toplumun ekonomik ve sosyal çüvenlik, özgürlük ve katılma düzeyinln dinamiltleri olujturulmus sayılabilir. Ne var ki, her liç planda da egitlm sisteminin böylesıne bir felsefeden yoksun olması. ka'.kmma planlannın toplumsal verimlilik açısından mevcut sistemlert yaklasamamasından llerl gelmektedir. Planlann bu eksikliğinin en çok egitım planlamasında vansıması doğal bir sonuçtur. Çünkü kalkınma. toplumu oluşturan bireyîerin ekonomik, sosyal. küitürel ve sivasal alandaki ortak çabalarının toplumsal verimlıligi artürmada bütünsel bir özümlemesı ve buradan türetilen meyvalann aynı düzev ve ölçekte paylasılmasıdır. Toplumsal verimlilifi oluşturmadaki katılma ve paylasmanın nitekği ve niceiiğini degiştirecek. seh?tırecek ve paylaşmanın denge ve adaletin; sağlavacak unsurlann basında efitim gelmektedir. Etitim p'.anlaması ancak bo'ylesine bir kalkınma kavramına dayandırıldığında kendisinden beklenen amacı saglıklı bir biçimde verebillr. Üçüncü Plan, onun her satınnda »gırhgını duyuran kapıtalist biiyume sürectnin bir öğesi nitellfinde kalacsktır. KapiUlist kalkınma süreci esasen sosyal dengesizliklerl arttırıcı. ada leti bozucu blr nitelik tasımaktadır. Aslında, gelir da£ılımuıa deginmeyen. egitimi bir toplumsal »hskanlık aracı olarak bile bellrlemeyen Üçüncü Plamn getirdijh Egıttm Planlaması Planın kendl yaklasımı İle tutarlı olmasın» rajmen, gerçek kalkınms kavramı ile bajdasmıyan niteliginl açıkça ortaya koymaktadır. almakta ve efitim »istemlne bu yönde şekil vermektedir. Bu, ilk bakifta gelismif ülke olm» öz 1JT13ti lemini yansıtan içten bir yaklaşım niteliği taj tadır. Gerek stratejide, gerek Üçüncü Plamn çe litli bölümlerinde yer alan teknoloji ile ilgili tedbirler incelendiğinde, bu aland» ulusçu bir yakla(imm, Türkiye'nin dışa bağımhhğının azaltılması ilkesinin gerçekleşmesinde araç olarak kuüanümak istendiği anlaşılmaktadır. Oysa Üçüncü Plan dışa bağımhhğın azaltılrnasını jçıkça tanımlayamamak tadır. Bir noktada Ortakpazara kapılarıru açmakta ve böylece dünya ölçeğinde serbest rekabet kofullarını ve ihtisaslaşmayı kabul etmekte, öte yandan teknolojik alanda kendi örgütlü bilgisini üret meyi hedef almaktadır. Bu çelışki ya plancıların dıkkatinden knçmı? bir teknik hata, ya da yukarıda belirtilen duygusal davranısın bir yansıması ola rak değerlendirümelidir. Ya da uiusal tercıhlerde içıne düîülmüş bir başka kavram kargaşası. Oysa gelişmekte olan bir ülke için gerekli ve gerçekçi olan, dışa bağımhlığı azaltmak ilkesi de izlenerek, doğrudsn bilgi üretmek yerine. yeni organize bilgi yi ahp kendi ekonomik, toplumsal ve küitürel ni telıklerine özümlemek ve benimsetmektir. Bu amaçla eğitim sisteminde yapılacak düzenlemeler kaynak tahsislerinde tasarruf sağlarken Üçüncü Planın an» yaklaşımma da daha uygun düşecektir. Böylece Ortakpazar gerçeği karşısında plan bu alanda en azından daha akılcı bır kaynak tahsisi yapmı; olacaktı. Üçüncü Plan. Ortakpazar sorunu n» yakla^ırken kulland^ğı yöntemi bu sorunun çö zümünde de kullanabümış olsaydı teknoloji politikasında ve bunun gereği olan eğitim düzenlenmesindt kendl iç tutarlılığmı korumuş olacaktı. Sonuç olarak. 1995'lere gelindiğinde Ortakpazarm getirdiği smırlamalar nedeniyle ister istemez ba Ulı kapitalist sanayileşme sürecinin özellıklerine uygun olarak yetiştirılmiş insan gücünün ve belirli ölçüde biriktirilmıs •bilgi birikimınin» çok ucuıa yine Batıya aktarılacağı görülecektir. Bilgi üretimi ve teknoloji konusunda karjılaşılacak bu sorun Üçüncü P'.anm insan gücü hedefleri için de aöz konusu olacaktır. Boyle bir süreç daha bugünden kendisinj bellı etmekte ve hızlanarak olu;maktadır. .Batı ülkelerinin teknolojisinin ve ekonomik sistemlerinin tutsak insanlarım. mı yetistirmeliyiz, yoksa her »landa kendıne özgü bir ekonomik ve sosyal sistemin sahibi insanlan mı?. Tanrı Kolaylık Versm .1 er m«»sleğin kendıne göre kolay ve zor yanları vardır. Her gun milyonlarla oyn»yan iş adamı, gece kulübünde çeşitli numaralar yapaq cambazı hayranhkla seyreder: N'e zor meslek! Sofray» oturur gibi ameliyat masasının ba}ina geçip en karmaşık operasyonlara soğukkanhhkla bajlayan doktor, sirkte vahşi hayvanların kafesine duraksamadan giren kijıye saşar: Ne cesur adam! Gazetedeki köşe yazarını da ip cambazı gibi seyreden merakhlar eksik değüdir. Bunlar ilk konusmada sorarlar. Her gün nası! konu buluyorsunuz? Kimisi minarenin külâhını tamir etmek için iskele kurmuş ustaya korkuyla bakar, kimisi ömrü havada geçen püotlann o karışık düğmelere nasıl akıl erdirdiğini düşünür, kimisi suç üe ceza arasında kıl payını hesaplamak zorunda buK nan yargıcm geceleri nasıl uyuduğunu anlayamaz. İnsan yaptığı işe alıştıgı ve emeginde u^talaştıjı için kendisint yabancı gelen mesleklere ürküntü duyar. Vaktiyle bir marifetli adamı Padişahın huzuruna çıkarmışlar Hünkâr. Nedir marifetin? diye sormus. Adam elindeki dikiş iğnesini bir yere dikmiş. ve elindekı ipliği on metre öteden savurup iğneyt geçirmig. Apışıp kalmış herkes.. Padişah gene sormuş: Bu marifeti kaç yılda öğrendint Yirmi yıl çalıstım tultanun. Ellerini çırpmı» Hünkâr: Bu herife mârifetinden ötürü on kese alrın ihsan ettim. Derhal verile' ve sonra da kellesi vurula! Zira böyle yararsız bir işe yirmi yılını harcamıştır.. Kişinin topluma yararsız işlerde ustalık kazanmasınm anlamı nedir kı? Herif gidip yabancı bir ülkede ejitim görmül, işkence yöntemlerini öğrenmiş. Fala knnin ustası. Ayak parmaklarını kırmadan. tabanlan patlatmadan, en bilimsel biçimde sopayı kullanıyor. Ya da elektrik işkencesl uzmanl. Neye yarar?. Kumarın tüm araçlannda birind sınıf bir oyuncunun topluma katkısı ne? Emek kutsaldır, diyonız ama emeğiıt niteliii Bnemlidir. Topluma zararlı emeğe de saygı mı duyacağız? Aynı değer olçüsü yazarlık için de (ecerüdîr. I*ıga değil de karanlîğa. ileriye değil de geriye yönelik bir yazar saygıya dejer sayılır mı? Hiç kuşkusuz. hayır. Bizim Babıali'de ilerici gazeteler de vardır, tutucu ga»teler de... Devrimci köse yazarlan da vardır, karşıdevrımci köşe yazarlan da... tlericl vazarlar zaman zaman zor durumlara düşerler. Mahkeme. hapishane, tuttıklanma; ljkence v.b. Buna kar«ılık tutucu vazarlar rahattırlar. bol para alırlar, güvenlidirler. Ne var ki bazan onlann Işl de zorlaşıyor. Ortadoğu savası basladığından beri tutucu ve gerid ya7arlan izlivonım. Bir kari'ik bilmece karşısında şaşırmışlar fibi ne yBpscaklarını bilmiyorlar. Bilmecenin parcalan Amerika. Rusya. Suudt Arabistan. tsrail. Surive, Ürdün. Mısır. Cezayir. Libya. vb. Simdi bu parçalan okurla» rın karşısında öyleslne birleştirmek ve övle«ine kar«ı karsı va getirmek gerekiyor ki mantık tamamlansm. Ümmet1 Muhammet savaşı ilgiyle izlivor. Amerika. tsrail'in vanında. Rusya Arapların. Tutucu köse yazarının okuru da hıç kuşkusuz gönlünü Hazreti Muhammet'in ümmetin» verrniş.Şimdi bizim vazarın vay haline!... Hem Amerikan uyduluğuna halel netirmlvecek. hem Ortadoğu savasındakl durumlan ve taraflan okuruna açıklıyacak... Nasıl olacak bu iş? Müslüman kardeslerin başma vafan atcjin Cehennem yalazına benzer ruzgirı B4bı âlı kapısmdan htllul edıp geçerken tutucu meslektasın suratı meteoroloji raporu gıbl nasıl da bozuluveriyor bilir mismiz? Dedim ja, kolay dejil bu ıs... , Hem Siyonlzme karsı olmak, hem Amerika'nın yanında olmak; hem Arapları tutmak. hem de Washington'a k»vuk sallamak hangi cambazm (ıarcı olabthr? . , Binbır çesit aynalı lunapark pavyonuna girmış mliştert gibi, bpdeni ve ruhu çarpılmıs görüntülerin çetelesini köşa ^ i şıkBTmak VSllâh Bıllâh katlanılır Iş değüdir. .£ Tann kolaylık versin hepsinp... H Teknoloji Transferi Bütün bu eksikliklerine ragmen Uçüncfl Plan teknoloji transferini kontrol altına almak istemekte, uzun dönemde teknoloji üretiminl hedef YJRICI BİR TURİZM Hıfzı TOPUZ SEÇİM SONÜÇLARINA BİR BAKIŞ ğustos »yında Büyük Millet Meclisinde Sajr. Ecevit'l» konusuyorduk. Kendisi yorucu b:r yurt gezisinden dönmüştü. Seçim sonuçlannı nasıl gordüğünü sorduk. Çok kesın karşılık verdi: «En az Adalet Partisine eşit sayıda milletvekill çıkaracağız.» Bunu ben de dahil, anlattığım herkes çok ıyimser bir tahmin olarak niteljyorlardı. Ama son haftada vurtta o!aylarl ve basını yakından izleyenler durumun C H.P. lehıne açık farklı bir sonuoa varacağmı sövlemeye basladılar. Şimdı bu tahminler tuttu. Biz C HP.'nin ve Saym Ecevit'in bugün ulaştıkları asama ile yurda en yararlı kadro ve lıder olduklarına ınanıyoruz. Ne var ki aydın karam sarlığı ile, son haftaya kadar halkın bu doğru seçime varacağında kuşkuluyduk. CHP'de de sadece dar bir çevre ve başta Ecevit halka manıyor, sonuca güvenıyordu. Bu dar .çevre dışmı da CHP ilgilileri' de son haîtaya k'adar b^yle bir sonuç beitlenâf. * yorlardı. Bu yazıda verilen oyların bir tahlilini japarak okuyuculanmızı aydmlatmak isteriz. A 6 eçenlerde Romanva'da Uluslararası Turizm Gazetecileri ve Yazarları Federasyonunun yıllık kongresi toplandı. Turk Turizm Gazetecileri Derneğl de katıldı bu toplantıya. Çok ilgınç konuşmalar dinledik. Yepyenı konular ortaya atıldı. Bırçok ulkelerde turizm derken gazetecilerin çok onemli konulara parmak bastıkltrını görduk. CHP KENTLEŞMENIN GELİŞTİĞİ İLLERLE TABAN FÎYATLARININ ETKİLEDİĞİ KÖYLÜ OYUNA DAYANAN KIRSAL BÖLGELERDE ETKİLİ OLDU Arslan Başer KAFAOĞLU mının çok adaletsiz olduğu ilçelerdir Bu sayede C.H.P., Hatay ve Adana'da parlak seçim zaferlen kazanmıştır. Uç ilimizm (Ankara, Aydın ve Aaana) toprak dağılımı çok adaletsiz olan Uç ilçesindeki sonuçıar, bu açıdan ilgınçtir: masına karşıiık Manisa'da milletvekili sayısını koruması, basan sayılabilir. Fakat CHP'nin ası[ basarısız kaldığı btilge, Ankara duındakı Orta Anadolu bb'lresidir. Bu bölgeye su iller girmektedir: Konya, Sivas, Kayseri, Tokat, Çorum, Kastamonu, Yoz iki ilde (toplam 21 milletvekili) en çok milletvekUini DP çıkardı (8 milletvekili') Biraz da CGP'den söz edelim. Bu parti sınıf ve tabakalar tarafından değerlendirilifi il« değil. kijisel etkilerle oy aldı. Van' da Ferit Melen. Kayseri'de Feyzioğlu ve Doğu illerind* liste baş larının gücü İle grup çıkarmayı başarabildi. Vaktiyle Başbakanlıkta ve benzeri makamlarda bulunmuş kişilerin yönettiği bır partinin bu kadar kö'ksüı kalma sı cidden ibret vericidir. Turizm bugün basın gibi, radyo ve televizyon gibi kitleleri etkileyen bir guç. Neden? Istatistiklere gore 1972 yılında dunyadaki turist savısı 700 milyonmuş. Bunların 200 milyonu da yabarvcı turist. Bu sayınm 2000 yıhnda 3 milvara yukselmesi bekleniyor. Xe muazzam sayılar bunlar! Demek ki, geçen yıl 200 milyon kişi yabancı ulkelerl dolajmış. Kendi ülkelerinden, kendi çevrelerinden oralara bir şeyler gbtürmüşler. Orada bir seyler görmüş, bir şeyler öğrenmişler, onîarı da kendi ülkelerinde duyurmayı, tanıtmaya çalısmışlar. GüçlC ve yaygın bir haberleşme eyleml değil mi bu? Ama turist, bu rfuyurma, tanıma ve tanıtmı işinl yaparken zararlı da olabllıyor, yararlı da. Turıst zararlı ve yıkıcı olabillr. Bunun çeşitlt örnekleri var. Turist gittlği ülkeye kötü örnekler goturebilir, halkın ahlâkını bozar, geleneklere ve kutsallıklara saygı göstermez, tarıhsel değeri olan seyleri kaİırmaya kalkar, gerginlik yaratır, halkın yabancılardan nefret efinesfne sebep olur. Doğal güzelükleri kirletir, tuketir. 3îalkın sanat javilnl. ve duygularuıı soynjzlasUrıı; Vristiiihoşuna gitsin diye revksiz, kötü, uydurma şeylerin yapımına başlanır turistik bolgelerde. Taklit ve gahte işporta mallarıyla dolar bütün her yer. Gerçeği bulamaz olursunuz. Lokantalar, oteller turist salgınına uğrar. Yabancı sayılırsınız kendl yurdunuzda; kimse yüz vermez olur yerlilere. Yenl bir çeşit emperyalizm yaratır turizm. Halkın gelenek^el konukseverligi de yok olur yavas yavaş. Turistin {irdıği yerlerde bir çıkarcılık baslar. ülkenizin butün özellikleri, uiusal nitelikleriniz yok olabilir. Geçerli olan tek sey paradır. Her şeyl satarklar çıkar. Düşman kesilirsinu butun yabancılara.. Bunlar bizim sorunlarımız değil, turizmin gellftiği bütün ulkelerde bu çeşıt sorunlar var. Peki, ne yapmalı öyleyse? Turizmden vaz mı geçmeli? Olmaz, turizm birçok ülkelere sonsuz gelirler sağlıyor. Ulusal gelirin yuzde 24'ünü turizmden elde eden ülkeler var. îspanya'ya turistler yılda bir milyar dolar bırakıyorlar. Turistlerin yabancı ulkelerde harcadıkları para yılda 15 milyarı buluyor. Yalnız Amerikalı turistler yılda bırbuçuk milyardan fazla harcıyorlar rfışanda. Turizm geliriyle kalkınan ülke az mı? Tarihsel anıtlar onanhyor. Turizm endüstrisi kıuuluyor. Bölge halkları geçimlerini sağlıyorlar bu yüzden. Kolay değil turistlerden vazgeçmek. Öyleyse turizmden gelecek zararlan bnleyecek oaska yollar bulmalı. En önemli yol da turisti yetiştirmek. Modern turist efitimi diye bir sey var şimdl dünyada. Bu eğitimde «n büyük görev gazeteciye düşüyor. «Turizm gazeteciligi» diye yeni bir ıhtisas dalı belirdi. Bu gazetecinin gbrevi Turton Bakanlığınm propagandasını yapmak veya turism acentelen çıkarına çalışmak değil elbette. Turism gazetecisi bu çıkarcı davranışlann Uzerine yütselebıldigi zaman kişıhğını buimu* oluyor. Bu yolds çalışan gazetecilerin üç çeşit görevl var: Birincisi, yabancılara kendi ulkemizin zengınliklerini tarutmak. Onların koyun süriıMi gibi dolasmalarını önlemek. Onlara kendi insanlanmızı, geleneklerimtzi, sanatımızı, uygarlığımızı sevdirmek. Halkımıza saygılı davrannıalan için neler yapmaları gerektiğıni anlatmak tkincisi, kendi halkımıza turistlerle ilişkilerinde yol göstermek. Üçüncüsü de yine kendi halkımıza yabancı ulkeleri nasıl gezmeleri gerektiğıni anlatmaya çalışmak. örneğm, ne yapmalı da Paris'e yalnız La Fayette ve Printemps mağazalarından alış veriş ıçm giden turıste Fransa'da gezılecek birtakım müzeler ve gorülecek bırgok anıtlar ve yapıtlar olduğunu anlatmalı? Xe yapmalı da yabancı turiste Fransız uygarlığıran özgür duşünceye, hoşgörüye ve her türlü akımın yayılmasını sağlayacak bır özgürlük ortanur.a dayandiğını göstermeli? Ne yapmalı da Kapalıçarşı'dan başka yer görmeyen bazı turistlere gerçek Türkiyfc'yı tanıtabilmeli? Turistlere nasıl baska insanlan, başka uluslan sevme. yı oğretmeli? Bu, işte egitici turizm, kültür tunzmı Turizm gazetecisi bu işi başarabilıyor rau? Gerçekte bu, bütün gazetecilerin görevi. Herkes vabancı ülkelerle iç turizmle ilgili yazılar yazıyor ama kendini «turizm gazetecisi» saymıyor. Kendini «turizm gazetecisi» sayanlar da örgütlenıyorlar. Onlar için de bir eğitim sorunu çıkıyor. Mesleğe yeni girenlerın egitilmesi, turizm ahlâkı kurallarının uygulanması gibi birtakım ek sorunlar beliriyor. Kendıliğinden olmuyor bu işler. Bu turizm konusu bizde de o kadar önemli ki... Yıllarca alabıldigine şımartmışız turisti, tepemize çıkartmışız Bır yagmacıhktır başlamış. Biz de degişiyoruz oir yandan Bazı nıteliklerimiz yok oluyor. «Modern turizm efıtimı» bellu hıç bir Ulkede bizdeki kadar önemli olamaz. Liderler ve Etkileri Kimlerden ve Hangi Bölgelerden ! ODTÜ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ Çevre Mühendisliği Bölüm Baskanlığından ÜVÎVERStTEMÎZ Mühendislik Fakültesı Çevre Mühendisliği Bölümü, Çevre Sorunlarıyle ilgili KonuUı vv bilhassa Su, Hava ve Toprak Kaynaklarımızı koruıımasını. amaç edilen yüksek lisans (M.S > eğitırr progran.ı içüı Mühendislik Fakültelerı Mezunlannm nıüracaatıarını kabul etmektedir Gerekli şartlan haiz olanların belgeleriyıe hırıılcte ugili Bolüm Başkanlığına baş vurmalan duyiıniıur (Basırı .«»13 8698) Şimdi bir soru soralım: Liderler ve kişiler, kampanyada ne derec» etkili oldular? Kampanya yı en çok etkileyen lider şüphesiz Bülent Ecevit idi. Ecevit hem konuşma ve hem de gezi taktiği tlçeri AP MSP CHP DP CGP ile son derece etkili idi. Kendisi ^««elliye AP'nin güçlü clduğu ilPolath (Ankarâ): ' t262 52Î2 1112 33U 76Ö«. 'lerin (Sarnsun, Çanakkşle, Balı10*48 7935 Sök« (Aydm): 2282 bazılan ile kiüt Jlçelerde Kadirll 4878 2727 (Adana): 1145 15St" (Bandırma, Çarşamba ve Biga) 5«54 rakibini vurmayı amaç edinmişti. lyi bir seçün analizi ile düzen lenmifti geziler. îl merkezleri ile Görtildüfü gibi bu üç ilçede gat, AJTHSV», Çankın, Nevsehir, birlıkte. il sonuçlannı etkileyen C H.P. genel oy yüzdesinin ve Niğde ve Kırşehir. T7 milletvekihele köylerde tutturduğu oy yüz lı çıkaran bu bölgede CHP sade ilçeler rlskenderun. Bandırma. Bi desinin (tahminen *« 27) çok üs. ga, Lüleburgaz, Babaeskl, Düzce 24 railletvekılı çıkarabilmiştır. tüne çıkmıştır. ce, Çargamba, Akhisar) isabetle Bu bölgede özellıicle Çankın ve gezi programına »lınmıjtı. Az ve Niğde de kaydolunan başansızlık Bu tabakalara Karşıiık C.H.P Partilerin geleneksel olarak, dikkat çekicidir. Ancak bölgede öz konuıtu. Sınıflar açısından öz küçük esnaftan ve bunların fıkir en kara günlerinde, en zayıf yılAP ve DP de basarısız kalmıştır, gürlükler açısmdın temiz ve vuonderliğini yaptığı çevrelerden lannda çoğunluit oyunu aldığı bölgenin en başarılısı MSP olrucuydu. Ecevit'ten sonra etkili oy alamamıştır. Orta Anadolu iller vardır. CHP için bu ülerin muştur. CHP geleneksel olarak ile Ege kasabalanndan alınan oy lider Erbakan oldu. Feyzioğlu ve basında Kars ve Malatya gelir. güçlü olduğu iller (Mslatya, Kars ların azlığı buna deul sayılabiDemlrel topluluklan coîturamaBu iki il CHP"ye partinin en kave Tunceiı) dısında Doğuda da lir. dılar. İl merkezleri dısmda kilit ranlık günlerinde bile oylarım basarılı sayılamaz. ilçeleri amaç tutmayışları da hjC.H.P. bölge olarak en çok esirgememiştir. 1960 yılından talıydı. milletvekilim istanbul ve TrakCHP'nin kazandığı tabaka ve sonra bunlara Tunceli eklendi. ya'dan çıkarmıstır. Bu ıllerden bölgeler, AP'nin kaybettikleridir. Bu üç ilde CHP 16 milletvekilliseçüen 49 mUletvekilinin 27'sinı En dikkatı çeken sonuç, AP'nin Adaylara gelince: Adaylann ğinden ll'ıni aldı. C.H.P. çıkarmıştır. Trakya 1950' iki geleneîtsel propaganda silâhışeyh ve mezhep tarafına dayanEğer Türkiye'nin her yöre«inds den berı çızilen çızgiyi izlemişnın elinden alınışınuı bu partiyi ması halind* nasıl yenilmez olbu oranda oy alsaydı, milletvetir. Yani istanbul ili yönünde oy sarsmasıdır. Bunlardan iîki. d:n duğunu ortaya koydu. kıli sayısı 290300'ü bulurdu. Bu verrhiştir 1961 dısında yapılan propagandası, MSP tarafından üç geleneksel CHP'li ilden çıkan seçımlerde ayni şey görülmüştür Seçimleri radyo, televizyondan daha usta'ıkla yürütülünce, AP mılletvekillerini bir yana bıraC.H.P.'ve oy veren ikinci önemve basından yogun şekilde izlekırsal ve yoksul bölgelerde bütün kırsak, CHP'nin kalan 174 milletli bölge Orta Güney Anadolu ov dayanağmı kaybetti. Yozgat, dik, baa gezilere liderlere görün vekihnden 48'ı kentsel nüfuslann (Çukurova) bölgesidir. Bu oölge Çorum, Tokat, Konya. Erzurum meden katıldık, ya da liderler ağır bastığı şu dört en buyük ilde seçilen 35 milletvekılınden 18' köylerinde MSP hemen hemen aynldıktan sonra uğrayıp nabız den çıkmıştır: İstanbul 20, Anni C.H.P. çıkarmıştır. Bu bölge• CHP dışındaki oylann yarısım yokladık. Her türlü yazüı propa yi Karadeniz bolgesi izlemektekara 13. Izmir 9, Adana 6. aldı. Buna karşıiık refahın ve gandayı (her partinin) okuduk, dır (Sinop, Samsun. Ordu. Gi gelir düzeyinin yüksek Bu dört ilde bütün partilerin edindiğimiz belll baslı aonuçlar olduğu resun, Trabzon, Rize, Artvin). çıkardığı milletvekiline yakın bu oldu. Şimdi akla gelebilecek Çukurova, Ege bölgelerinde MSP Bu bolgeden seçilen 43 milletvemilletvekili çıkaran CHP artılc bir soru var. Seçim başka şeçok cıhz kaldı. Orta Anadolu'kilinden hemen hemen yarısım işçı oylarmı alabildiğinı isbat etkilde sonuçlanabilir miydi? Bu (21) C.H.P. çıkarmıştır. Karade dan 16 mille'vekili çıkaran (Bolu, kolay bir soru degü mıstır. kentleşmenın gehştiği cevaplaSakarya, Bllecik ve Kocaeli'den nize kıyısı olan illerden Kastayerlerde demek daha doğru olur. mak için, yalnız su denebilir: olusan bölgede epeyce oy alan) monu öteden ben Orta Anadolu Gerçekten de yukanki kentlerden CHP örgütü, eğer Ecevit kadar gibi oy verir. Bu kez de öyle oı MSP Çukurova'dan sadece 2 ve en basarılı sonucu köylerin oy halka inansaydı, CHP örgütlerikoskoca Ege'den 4 milletvekill muştur. Bu nedenle Kastamonu oramnın çok düşük okiuğu lstan çıkarabildi. Karadeniz'de de çare nin basma kadar yansıyan (öeel yu Orta Anadolu ili gibi inceiebul almış, mılletvekillerınin yarı likle seçim tahminlerinde) kas: • kaldı. yeceğiz. Bır eşüc bölge vardır. dan fazlasmı CHP kazanmıştır. ramsar ve çeklngen davranışlaEskisehir, Alyon, Uşak. KUtahİkinci en ıj1 sonucu kövıeri kapa 1 MSP eski Iktidar partisl AP"y« n olmasaydı, her 1 lanlr örgü ya, Burdur ve Isparta'dan olulı ekonomiden kurtulmus tzmir tü gibi çahşsaydı, her aday Dekarsı <din» açısından karsı çıkar şur. Bu bolge oylan hep aynl CHP örgütü almıştır. İşçi oyların ken, DP de «vefa» açısından kar nia Baykal kadar kendini aeçiyönlerde dalgalanır ve Uşak dıda CHP'nin ilerde gittiğinin bir sı çıktı ve AP'yi 1961 . 1965 «i n » verebüseydi, CHP »imdl koşında hep D.P. ve A.P. için vebaşka kanıtı da yine Kocaeli ve lâhı ile vurdu. Vefa ailâhı mer alisyonsuz iktidar olma durumu rımlı olmuştur. Ömeğin 1969da Zonguldak merkez ilçe sonuçlahum Menderes'in anılarının ya na gelebilirdi. Seçimin en ağır bu bölge 29 milletvekılınden, 20' rıdır. Eskiden, 1946dan ben şadığı bölgelerde çok geçerli ol yüklerinden blrini taşıyan CHP sıni A.P.'ye ve 8'ini C.H.P.'ye CHP'nin karşısındaki partilerin du. tzmir ve Bursa dışında (bu Izmir örgütü. köylere kadar flvermişti. C.H.P bu kez bu eşikoy deposuydu buralar. ralarda DP birer milletvekili çı kirleri sazdırma olanağını buldu. te bazan başarıh olduğu Uşak dı kardı). Ege bölgesinde DP için Sadece endUstri Işlerinde değil, şında Burdur ve Eskısehir'de da C.H.P., taban fıyatlan ile ilgiBayındır, Tire, Bergama gibi gt den koptuğu AP ile adım adım A.P. ovlanna yaklaşmıştır. £ a . li bölgelerde köylu oylannın olenekçi kasabalarda bile AP ü* yarıştı. AP'nin' basarılı olduğu dece Kütahya ve Isparta'da eskinemli bır kısmını almıştır öreşdeğer bir güç varatmasını büikinci bölge. tıpkı MSP gibi orta si gibi büyuk farkla kaybetmişneğin yıllaraır D.P. ve A.P 'nin di. Ne aday yoklamalannda, na Anadolu oldu. DUckati çeken tir. kalesi olmuş ilçelerde (Bergfcma. MSP'nin orta Anadolu'nun kuze de daha sonralan anlaşmıa bir Baymdır. M. Kemalpasa, SalihCHP, Ege bölgeslnde sadece Iz yinde basarılı olurken, DP'nin bu ekip kişiliğınden uıaklasU. h gibi) C.H.P.. A P.'ye yak;n cy bölgenin güneyinde (Konya ve mır'de büyuk başarı kazanmıştır almıştır. Ama C.H.P'nın aldığı Niğde) basan kazanmasıdır. Bu ve bir de milletvekili sayısı azalasıl köylü oylan. toprak dağıhBiraz da propaganda araçlan Uzerlnde duralım: Partl organlan dışında basın taraf tutar görUnmekten (baa besleme aşırılar hariç) kaçındı. Kiml gazet» ler AP'yi daha güçlü gösteren an ketler yayınladüarsa da bunlann sonuçlan ne derece etkilediği bi linemez. Bir de Ecevit'in gerçekten etkili gezilerinin tam hava c ımnueUe T oÖNCMÎNoeıti CN ÖNCMLÎ sıyle basının büyük kısmına yan55 UIİ24H YulABlHiN HuY/İTl ABI, $&NSTL&gl Ûllg'lhîl sımayışı CHP'nin kendı kabahaMAe \/e sf(uM?f e» ouzcı M'UAH'Î es£rt.E*i ti oldu. Buna karşüık radyoyu ?O UNIU YAlAB 55 MİluH V&lAZlNt özellikle TBP, MSP ve bir de sayın Ecevit gayet etkili şekilde kullandj' j . Buna karşıiık CGP \» KP konusmalan hep tekrarla ma şeklinde oldu. Ücret tatminkârdır. Müracaat: özgaçmislarinl balirtan bir maktupla: P.K. 2 9 0 KaraköyİSTANBUL KİMYA NÜHENOİSLBIİ ARANIYOR Laboratuar Araştırma v galiştirma çalısmaları için İ.T.Ü. Elektrik Fakültesi * Dekanlığından Cumhuriyetin 50. yıldönümü dolayisiyle 2225 Ekim E inleri saat 14.00 ile 16.00 arasında Faİalltemizin Gümıişsuyu binasındaki çeşitli laboratuarlan ile Maçka Madım Facültesi binasında bulungn Radyo ve Teievızyon stüayoian halkın ziyaretine açık bulundurulacaktır. Duyurulur. g (Basın: 250598595) JBM HÜRDA SATISI Hava Kuvvetlerinı GUçlendırme Vaktı varanns takriben 17.000 kg. muhtelif hurda malzerne satışı vaoııacaKrır Müracaat: Emniyet Saadığı Genel Müduriük Sekreterliği. Cağaloglu • tstanbul. Cumhur.yet 8607 ^lllllllllllinilllllülllllllllllıllHIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII'! ""••••ı '•l'MiMMiııııHımmıır AZİZ NESİN TURK MIZAHI | | 1 = = İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi | Dekanlığından: | DOKTOR Tank Z. Kırbakan Deri, Saç ve ZUhrevi Hastalıklar MUtehassısı Fakültemiı Dene! Plzik. Analiz ve Astronomi Kürüİ lerinde çalıştırılmak üzere a^ağıda sınıf ve derecesı ile adet= leri gösterilen personel ahnacaktır. i Onvanı I Sınıfı *dct Kiirsüsü 1 Teknik Hizmetler Matematikçi 10 1 Anaıi7 Kiirstlsii § | Teknik Hizmetler Fızikçi 10 a Dene, r>zm = = Teknik Hizmefler Flzıkç! 12 1 O r » Pi7ik | Ş Yardımcı Hizmetler Odaei 16 1 D<»neı Mzık = â Teknik Htzmetler Lâborant 10 1 Astrnn^mı = = TekniK Hizmetler Lâborant 9 g ğ 1 I g H p ? 1 657 ve 1327 savılı Kanunların şartları haiz olmak memurlar ıçm araaığı î I § = I f Bu eser, AKBABA nın CUMHURİYETİMİ2İN 50 YILOÖNÜMÜ ARMAĞANIOIR tstıklftl Cad ParmskkanNo 66 TEL: 44 10 73 2 A'kerlikle llgisı olmamak 3 Ögrenrilikle iltrisı olmamak 4 1.11.1973 günü saat 17'ye kadar dilekçe Ue müracaat etmelerı Dekanlığa Cumhuriyet 8 0 M I M H H M M M M M H 64 5 2.11.1971 tarihinde yapuacak smav vrv» mîiıâkatı ıcazanmak (Basın 25042 «596) .llllllllllllllllllllliniHll.n,ll!!l!lllllllllllinillllllllllllllllllllllllMllllll:iMIIIIIIII,llllllllll|li!llinilll:n,lllllllî?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear