24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 CUMHURİYET 23 Ocak 1973 BİffÜK ttütft illtHEM PİVftDEM S*M ( 1 KAFASı KıVBAK ,fETTAN PİLBEpiDift. <AKVAKAN ftiLE&E?!.. İ, KOMUŞMA , Bu OftiM 8URAPA gjfMEZ Hi İMSE JCMJÜP &İTMFEK ^iMPjiıiîi...KA«VE HMlcl£W>E ĞÖePÜ&JNÜz. IMJKVA tuZÖJ TASVl'ftaA SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI • 12 Bir tflrlü uyayamryordu. Yatakta dBnflyor, gBzlerini yumuyor, duşünmek lstemiyordu. N» ki ylne de uyuyamıyordu. Sinirlenerek yataktan kslfctı. Bazdolabmdan Ikl tablet uyku ilaa aüp yuttu. Sonra yatağuıa gelip tekrar yattu ötekl odada, çocuklann lçlnda yatan kan«mı düjündü, sinlrlendi; «Yine ne oldu, ne dflşündü orada yatıyor acaba? Akıl erdireiniyorum bu tarfinm küsmelerlne... Can sıkmttsından patlıyorum, anlamıyor. Her asaman bir olunmas, gülünmes ki Sonra gülecek, sevinecek çok sey ml oluyor? Patlayacak gibi bir durumdayım. Ortam kötü. Buna]ıyorunı..Ji Baska şeyler düîOnmeye çalıştL Ylne akl> na, başlangıcını yazıp, güç sırasmda yitirdigi romanın yazılması geldi. Ylüriliçtal düşünmeye başladı: «Kitap sandığmın birinia lçindeydi. Bindirlp lndirmelerde gözümüzü açamadık. Kitap sandıklanndan biri gfttt gürültüye. Sandığı yürüten umduğunu bulamamıştır. Kitap, dergi, başlanmış roman, gazete kestntllerl lşine yaramıyacak, bakakalacak... Kitaptan anlasa gam yemem. Ama nerdee!... Hırsız, ihtiyacı için yapar hırsızlığı. Kitaplar ülkemizde alıcısmı büe gtlç buluyor. Diplomahlann çogu kitaplarm karşı ilgisiz. Kaldı M, bir göç sırasında, bir sandığı aşıran, içinde kitap oldugunu bilse. hiç de o sandığa yanaşmaz. Kimbilir bizimkini alan adamcağız, kap yahut başka bir şey sandığı mı sanmıştı?» Böyle düşünürken uyuya kaldı^ Sabahleyta külçe gibi kalktı yatağından... Tıraş oldu, yüzünü yıkadi, sonra yemek masasına oturdu. Bir zeytinle bir bardak çay 'çeblldl. Canı istemiyordu. Bır sigara yaktı. Oğluna ve kızına, dersleriyle ilgill. Mr. 1M soru sordu. Kansma: «Nesrin, ne oldu yine?» diye sordu. Kansı seslenmeyince: «Sana söylüyorum, ne oldu, gene suratın ceden asık?» dedi. Nesrin, bakmadan: «Sen bilirsin!» dedi. «Neyi?» «Neyl olacak!» «Söyte de ögrenelimjı «Bir dergi karıştırmaya başladın mı tamam... Bir şey sormaya gelmiyor. Bağınyorsun!» «Cansıkıntısmdan patliyorum da oodan Nesrin.» «Dunırken neden cansıkıntısı...» «Bümiyorum.» Ben de kesin olarak nedenlnl bilmlyorum.» «öyleyse hastasmjı «Sana göre öyle Anlayamaısm ki.3 «Yani o kadar aptal mıyım?» «Değılsin canım.» «E ne ar.layamazsın dtyorstmî» «Benim ayrı yönsemeienm, UgUertm, doyumsuzluklanm olabilir...» «Ne doyumsuzlu£u?» «Ne anlatayun «ana $lmdi? Huzursuzum, tedirgjnlm, canskjntısındaa patlıyorum, bunalıyortun!» «Huzursuz olacak ne Tar canım ştmdi?» «Hoppalaa!» «Kann mı yok? Çocugun mu yok? Açıkta mısın? Aç mısın? Işsia misin?» «Nesrin, değil bunlar... Karrm da, çocukianm da var. tyi bir ev olmasa da, birimizin ayUğınm yanaını vererek bir evde otunıyoruz. Ahım şahım yemesek de, karnımızı doyurabiliyoruz. Bir slire işsiz kaldıysam da, şimdi ceza clarak verilen blr işlm var.» «Eee?» «însanoğlu yalnız bunlarla mı huzurlu oluyor samyorsun?» «Elbet.» «Değil işte.» «öyleyse âşıksın.» «Sus!» dedi, çocuklan göstererek, gösleriyle. Yemek masasmdan kalktı. Saloca gitti. Kitaplığmna önüne otunıp, bir sigara yaktı. Kızı Aynil'e bir kahve yapıvermesini söyledi. Aynil, ortaokul blrinci sınıftaydı. Böyle lfleri yapabiliyordu; yapmaktaa aerioQ âuyuyordu. Oğlu Aydın yanına geldi: cBaba,» dedi <tş dersi için mukmrTa, kola, makas istiyor öğretmen.» (Deraan rar) Bu mütevazi davramşım Ustfl ne büsbütün öfkelenen Selimol: Bak, bir de utanmadan ya lan söylüvnr, bu hayasızlıktırdiyo bağırdı. Sabrımı taşıran bu bagınç oldu. Selimora: THan Eus köpegl, sana bir Türksün diye hürmet ettim» dedlm, ve arkamdaki subaya: Al bu herifi, neferlerm y»> nına hapset, lâf söylerse TUT! diye emrettim. [ Yüzbaşı Selâhattin'in Romanı ) Paşa kandırılıyor Mürsel Paşanın yersiz çıkışı, herkesi İstasyon Müdürü önünde maskara etmiştl. gimia kararlar hükümsüzdür. Bekliyelım. Once onların maksadı meydana çıksın. Sonra birlık olarak kendıniz ıçın en iyi bulacağınız çareyi gal^. devletlere kabul ettirmeye çalısm. Bu sözlerden sonra oradan ayrıldık. Vakıtsiz Turan emellerinın sonu boyle bitiyordu. TiRis istasyonunda kalmış ikı tren cephanemiz vardı. Bunlar Baku*ya vollanırken mütareke imzalanınca burada kalmışü. Pakat MUrsel Paşaya lâf anlatmak kabil degildi. Paşa bunların ne olursa olsun Batum'a gönderilmesini söylüyordu. Tiflısten aynlacagı gün durumu kendisine bir daha açıklamaya çalışttm. Bunlan Gürcülerin bize bırakmıyacaklarını, çünkii ellerınde bulunan silâhların Biivük Harbin baslangıcmda Buslann bizden Sankamış'ta aldıklan silânlar oldugunu, ama ellerınde cephane bu lunmadığını, oysa şimdi Ermeni saldınlanna karşı bu süâhlan kullantnak zorunda bulunduklannı anlattun. Eger biz cephaneyi Batum'a götiirörsek tngilizler vasıtasiyle Ermeniler eline geçecekti, ve vatanımız aleyhine kriUanılacaktı. Paşa gene: Olmaz, dedi. Beraberce Gürcistan Harbiy* Nazırına gittik. Nazır eephanelerin derhal Batum'a gönderileceğiıu söyledi. Bizim yanımızda telefonu açtı, biriyle GCrcü dilinde bir şeyler komıştu. Biz de teşekkürle aynldık. Derleyen : tlhan SELÇUK Bana Harbiye Nazınnı bul, görüşeceğim, dedi. Müdün Buradan görüşülmez, istiyor san git, bul, görüs diye sırünı çeviriverdi. Paşanın yersiz çıkışj hepimizi bir İstasyon Müdürü önünde maskara etmişti. Ama tstasyon Müdörüne emil veremiyen Paşa Hazretlen bana: Her ne pahasına olursa ol« sun bunlar BatumJa gidecek Ak si halde sizi sorumlu tutanm.« diye emir vererek azametini tatmine ufraştı. Paşa o gece Batum'a hareket etti Ertesi aksam ben de Tiflis'ten ayrüacakum. TATA GtTStN Müşir İçin hazırlanan trenl lokomotiften ayırttnn, yarnndaki subaya da dedim ki: Git müşinne söyle, milletl kan dökmemiş, subayı döğüsmemiş bir müçire bizim yapac» gmuz muamele budur. Nereyo istiyorsa oraya yaya gitsin! Üç saat sonra, olayın tanıgı olan ve o tarihte bizim adımıza Baku Valisl bulunan Kurmay Yarbay Pethi bey yanıma geldi. Benden rica etü. SeUmofu tahliye ettim ve Mihmandorofa bir tren vererelt gflnder dlm. tşte bizim Turaa macerasındaki emellerimizin sonunda kar çıiaşhginnıı Aıerbaycao aydını buydu. Bu keşmekes İçinde TUlis'e geldik. Orada birçok tren yolun açü masını bekliyordu. Ben Batum'a giden trenlere birer subay koyuyordum. Bu subaylar Batum' da treni boşalttıktan sonra geri getiriyorlardı. Böyle yapmassak Batum'a giden treni bir daha ele geçirmeye imkân yoktu. Bu subaylann getirdiği haberlere göre Batum îngilızlerce işgal edilmişti. tngiliz birlikleri peyderpey Kafkas hattını lçgal e'diyordn. HÂLÂ KORKU Dı?an çıkmca Pa«a bana majrur bir edayla: Hani göndennezler diyordun, biz yenildik ama, herkesin yureğinde korku yatıyor. Dedim ki Nazann kime ne söylediğinl bilmiyoruz Söylediği doğnj olss bile biz de sonra aksini söyleyebilifiz, ben inanıyorum ki bunlar cephaneyi bize bırakmıyacaklar. I^ünel Paşa beni bastan ayağa sözdü: Sen bukumet işlerini çocuk oyuncağs mı sanıyorsun, bir Nazır yalan söyler mi? Bu saf bir cevaptı. Akjam istasyona geldik. Cephane trenleri yerinde duruyor. Jstasyon Müdürü böyle bir emir almamıştı. Paşa kızdı, İstasyon Müdürüne: SEFERBERLİK TAĞMA Fakat sabah erkenden birden bire benün ysttığım tren oynadL Ben sürekii olarak bir vagonda yahp kalkıyordum Bu» nun üzenne uyandım. Katar subayı İstihkâm Teğmen Sükru geldi. Gürtülerin bizirn cephane . trenlerinı yağma etmek istediklerini, hattâ bhira trene bağh kendi birliğimizin cephanelerini de almak istediklerini söyledi. Dürum biziro için ağırdı. Silâh ve cephanesini tesUm eden derekesine düçüyorduk. Hemen elimdeki taburta îstasyonu ügal ve cephane trenleripe giden Gürcü askerlerini dipcik sille istasyon dışına atmak emrinl verdim Bu hareketi yönetebîlecek birkaç arkadaala ahldık Celâl yammdaydı Biraz sonra durnm defisti. Demirvollsn Genel Müdürü Abelof ,geldi önce cephaneyi vermemizi rica etti Ken dilerine iki gün önce bunlan Ba tum'a göndemek için Harbiye Nazırlannın söz verdiğini söyledim. Gürcüler seferberlik llân edınce bu cephaneleri bizden parayla istediler. Her mermıye 50 kuruş vermeyi teklif ettıler. Ben Batum un durumunu bildiğim için bu teklifi yerinde buldum. 4 0 j Yıl önce Cumhuriyet 23.1.1934 KOBDON Zaten bla Tiflise geldigimlz caman, bir süvari, bir piyade alayından meydana gelan bir JngUiz birligi Tiflis'e varmıştı. Batum'a varan trenler istasyonda tngiliz kordonuna ahnıyor. 1894, 1895, 1896 doğumlu erat asker durumunda subaylarma tesllm ediliyor, üst yamnın «fl»hiarı alınıyor, bu silâhlar orada bulunan Ennenilere teslim edilerek derbâl Ermeni birlikleri düzenleniyor. Silânb askerlerimiz karayoluyle Türklyeye, silâhsızlar da vapurlarla memleketlertne ve Istanbula sevkediliyor. Asker kalanların da herbirine 150'şer Gşek bırakılıyor, fazla ceohane Ennenilere aktarılıyor. Gene Batumdan alman baber lere göre Istanbula tngilizler girmişler ve yavaş yavaş Türkiyenin her tarafını işgal ediyorlannı?. Ve daha bunlara benser bir sürü ıstırap verici haber... Biz günlük çalışmalannuza devam ediyorduk. N OSKOVA, <a.a.) Komü ( nist Partisi Genel Sekreteri M. Kazanoviç, Moskova Komiinist Partisi Konfederasyonunda Sovyet Rusya'nın milletlerarası siyaseti hakkında mühim bir nutuk söylemistir. Bu nutukta özellikle Japonya'ya ait olan önemli kısım sudur: «En mühim mesele Japonya lle olan münasebetlerimizdir. Biz Japonya'ya karşı bir barış siyaseti izlemek istiyoruz. Şere{ hıslerımize yapılan tecavüzlere rağmen azami derecede kendimizi zaptettik. Japonlar, Sovyet Rusya'ya ait Çin Doğu Şömendöferleri üzerinde teca HER AN BİR PATLAMA BEKLENMELİDİRff vüzkârane hareket etmeğe baslamışlardır. Fakat biz gücenme hislerimize kapılmadık ve cfurumu ihtiyatla tahlil ettik. Hükümetimiz. Şark Şömendöferlerini uygun bir fiyatla almak istedi. Aramızda müzakereler başladı. Japonlar blzimle alay edecek blr fiyat istediler. Elbette reddettik. Japonlar demiryolundaki Sovyet memurlannı tevMf ettiler. Şurası bilinmelidir ki, ordumuı birincl sınıf bir ortiudur. Topraklarımıza tecavüzde bulunacak olanı mahvetmesini bilir.» MALKOÇOĞLU vazan veckenrAyhan BAŞOGLU NİS4NUMA UUS\ ZAGREPTEN büdirildiğine göre, Bulgaristan, Balkan Anlaşmasma girmeyecegini açıklamıştır. TOKTO'DA staj yapmaku olan Deniz Harp Yüzbasımız Şevket bey, tedavi edildigl hastanede vefat etmiştir. Japonlar büyük cenaze merasimi yapmıslardır. BİR SÜRE önce Halk Partisi Uraöndan açılan kimsesiz dul kadınlan çalıştırma yurdu, alet ve edevat yokluğu yüzünden fabrikalarla rekabet edemiyeceği nedeniyle kapatılmıştır. YARIN: ISTANBULA DÖNÜYORUM DİŞİ BOND PfeVMAM TARTIŞMA Bir sabah Tiflis'te bulunan Kumandan Vekili Mürsel Paşs beni çagırdı. Karargâha gittım. Dedi ki: BugUn öğleden sonra Tifliste bulunan Azerbaycan Elçıliginde bizim tahliye ettiğimız Batum, Ardahan, Kars bölgesi Türkleri toplanıp geleceklerinı tartısacaklar. Benı de davet ettiler. Sen de gel. Beraber bulunalım. Belirli saatte tartışma yerine gittık. Yıizden fazla adam vardı. Bize en saygılı yeri verdiler. Biraz sonra toplantı açıldı. Her hatip bırşey söylüyordu. Kimi bu bölgenin bağimsızlıguu, kimi Türk devleti yönetıminde bir özerklığı, kimi İngiliz veya Ame n.kan mandası altuıda bir hükümeti. Nıhayet sözü bizim generale verdiler. O, şöyle konustu: Ortada galıp devletler var. Onların kanrlarını bılmıyoruz. Bizim kendi kendimize verece TİFFANY JONES hedef:DEVBlR DENİZ GUCU TUrk Donanma Vakfına yapacaöınız yar.dımıarla buhedefe. ulaşabilirir GARTH BORGİÛ'U'W ALU^J» / ONU BEMfM fpf/V4 TMAAA DO5TLAR / A A . Ç^T TR KÜBESl E M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear