28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 CUMHURÎYET 15 Ocak 1973 Fikirler Savaşı Cephesi ıkirler savaşı, cephelerdekı savaşlar gibidir. Hem bütün cephe boyunca, hem cepheler gerisinde yürür. Tıpkı cepheler savaşıncfa olduğu gibi. Fikirler savaşında da, bu savaşa katılan güçlerin bütün imkânlan harekete gelir. Ama cepheler savaşında son söz, toplann, tüfeklerindir. Ya da maselâ tkinri Dünya Savaşındaki Amerikan • Japon karşılaşmasında olduğu gibi iki küçük atom bombasınındır. Oya fikirler savaşında çağdaş akım ve değerler ortaya serilir. Hangi taraf çağa, yeni değerler katıyorsa, son söz onundur. Ama bu değerler ve akımlar, hem çağm tarihi zaruretlerine. hem toplumların yapısına uygun olacaktır. Yoksa, hazır fikirler ithalâtı, ya da, artık donmua ve bugünkü topluma yenl görüşler getirmeyen ortaçağ doğmalanmn tekrarı, toplumun gerçek şekilleşmesine, olumlu katkıda bulunamazlar. Bugün ülkemiz de, bir fikirler savaşı içindedir. Gerçi günlük siyasetle, demağojinin kavram kanşıklıklannm, herşey demek olduğu günler yaşıyoruz. Fazla olarak da, bilerek veya bilmeyerek toplum yapısına sokulan yeni çeliskiler, Türk toplumunu yann. daha çetin problemler karşısmda bulunchırabilirler. Bunlan önlemenin çaresi, yine de fikirler mücadelesidir. Siyasette demagoji ile kavram kanşıklığına kayan dikta egilimlerinden de, yine erçek fikir tartısmalan ile çıkabillriz. En sağlam yol budur. Gerçi bugün Türkiye'deki bunalım, henüz lirvededir. Yani ancak Parlamento, Hükümet ve Üniversite ile yan iktidarlar, bu bunalımın çarklan için boğusurlar. Ama halk, bu zirvede olup bitenlerin, dışındadır denilebilir. Onun dertleri ve davalar: ile, bu zirvede olup bitenler arasında bir bağlantı yok gibidir. Fakat şimdi, gamsız siyasetçi ile sorumsuz demagok, bu bunalımı halka da yayabilmek için, seferber olmus gibidirler. Bugün görünen odur ki, gamsız siyasetçi ile sorumsuz demagok, herkesin başını d'öndüren kavram karışıklığını da sömürerek, yarımmızı da kapsayaeak bu zararlı ve kasitli gayretlerinde, itlraf etmeli ki, çok mesafe almıslardır... F Olaylar ve göf üşler Başına geçirdiğin oturağı, hangi çocuğun altından kaptın? (şapka) Nurcular, Süleymancılar, îmam Hatipliler, Tarikatçılar, Vehâbiler, Irkçılar Mücadeleciler! Bölünmeyin! Birleşin! Bu nakilleri daha da uzatabiliriz. Gelecek yazımızd'a, hem din alanında değer ifade eden bazı yayınlar, hem de bu tortu yayın üzerinde duracağız. Çünkü din, yahut metafizik inanca İle, ona dayanan toplum yaşantısı, tarih öncesinin en eski kademelerinden beri vardır. Bu gün de, toplumların çoğunluğu ve bu arada Türkiye için din, yaşayan müessesedir. O halde hem toplumumuzda, hem sosyal müesseseler ve problemler arasında hir de gerçek din davalan var: Din feisefesi, dinde ahlâk, dinin, insanhğa haykıran ve insanlığı kapsayan manevi atmosferi... Pek iyi ama, su daha vukarıda naklettiğiniz şeyler, din midir? Fikir midir? diyeceksiniz? Elbette değil. Ama gerçeğin, çağa uyanın, bilimselin. yahut kısaca fikrin kayıt altına almdıgı yerde, safsata, tahrik "e cahilin :ç alemlnde yaşayan aşaîhlık cfuyeusunun taskınlıkları, birden harekete gelir. Bu harekete eelenlere karşı biz, fikrin degerlerini seferber edemezsek, hem toplum içinde bazı kütleler veya cemaatler yollarını şaşırırlar. H > de «m cahil ve hiddetll müpafık, kendi iç âleminin yanlış özlemlerini, gerçek müjdelermiş gibi saçar. Hatta bu bakımdan, vurdumuzda yaşadığımız bazı olayları bile. eerçeSe, bilimşele inemeyen, tarihî gelişmelerin tamamen zırMı, vehmi veva izah «Tİi'ememis özlemleri eerçpk sayan birtakım hedefsizliklerin sonuçları olarak almak, hata olmasa gerektir. Ve sanıyorum ki, bu göriiş. hem sol, hem, sağ sayılan akımlar icin doğrudur. Çünkü adına sosyal denilen her hareketin ilk şartı ve vasfı. önce tarihin akısına ve sosyal bilimin kanunlanna. vani bilimse'e uvgun olmalandır. Meselâ "bugün anarsizm, 100 yıl geride kalmıst:r Ve yapıcı hiçbir değeri kalmamıştır. Aynı suretle so?valizmin de artık, her toplumun kendi vapısına ve ihtiyaçlanna göre ve reformist istihalelere yönelen bir evrime yöneldigi malumdur Meselâ Fransız Komünist Partisindeki son önemli eelismeler gibi... O halde, olaylara ve davalara, daha soğukkanlılıkla eğilmeliyiz. Ve biz bunu, her vesileyle açıklamaya çalışacağız... YENİ YÖNELİŞLER... Şevket Süreyya AYDEMİR nnı nasıl ayırabiliriz? Bunun cevabı, hem çetin, hem kolaydır. Biz şimdilik kolayı tercih edelim: Gamsız siyaset, sorumsuz demagoji ve kavram kanşıklığı ile, gerçek fikrin arasındaki fark, bir değerler meselesidlr. Gerçek fikir, fikir hayatımıza, toplum yapımıza ve dolayısiyle yarınımız için bize, yeni değerler getirir. Gamsız siyaset, demagoji ve kavram kanşıklığı ise, fikir hazinemize, toplum hayatımıza ve yarınki dtizenimize, hiçbir değer katmaz. Fikir denilen mucize, doğurucudur. Gamsız siyaset, demagoji ve toplum kanşıklığı ise kısır! Onun için, bu kısır ve cüce yaratıkJarın bütün ümidi. Dikta'dadır. Yani bu yaratıklar, kendileri kuvvet değlldirler, onlar, kendileri üstünde, ama kendi hesaplanna çalışan güçler isterler. Bu güçler; kanunlar ve mahkemeler sistemi ile mi yaratılır, yoksa, gölgesine sığınacakları bir dikta nizamı mı olur? Onu düşünmezler. Elverir ki, olağanüstü güçler ve nizamlar, kendSlerine, diledikleri gibi at oynatmak için hak ve imkân versinler. Oysa fikrin vatanı, hür ve müspet düşüncedir. Gerçi dinler gibi, doktrinler gibi, ülküler gibi, hulâsa en kutsal akımlar gibi, fikirler de kötüye kullanılmak ihtimalleri ile karşı karşıyadırlar. Ama gerçek fikirler, donmuş değerler demek olmadığı için, böyle sartlarda fikirler cephesi, gene de mücadele bayrağını açar. Temsil ettiği yeni değerleri ortaya serer. ÇUnkü gerçek fikir, ölü mazi ve donmuş skolastik tfemek değildir. Fikrin kötü kullanılışına karşı en etkili güç, gene müsbet fikrin ken» disidir. E6er gerçek aydını frenlemiyorsak, eğer rejim; gamsız politikacı ile demagokun emrinde değilse ve kavramlar kanşıklığına karşı gerçek fikri ve gerçekçi aydını çıkarabiliyorsak, sorumsuzlukla cehaletin yenllgisi mukadderdir. **# Bugün bir fikirler savaşı içinde miyiz? Evet diyelim. Ama şimdilik bilimselin şansı, elbette ki bazı dumanlı gayretlerle gölgelenmektedir. Bu gayretler de yine, gamsız poütikacıdan, demagoktan ve kavram kanşıklığından gelmektedir. Mücadele, hem cephede, hem cephe gerisinde, ergeç fikrin lehine geiişecektir. Ama şimdilik, demagoji ve cehalet maalesef engelsiz gibi görünmektedir. Bunun en göze çarpan örneği din sömürücülüğünün, içeride ve dışandaki Türk işçileri arasında aldığı yaygın cereyandır. Bu konuyu gelecek yazımızda, etrafiyle vereceğiz. 5 PARALIK YAZI SADUN TANJU İNSANLAR 2000 YIL ÖNCE. NASIL ANLAYAMADIKLAR1 SÖZLERİN GÜCÜ ÖNÜNDE BAŞ EĞΕYORLAR İDİYSE. BUGÜN DEr ANLAYAMADIKLAR1 TEKNİĞİN GÜCÜ KARŞISINDA TAPMA EĞİLİMLERİ GÖSTERtYORLAR. B Şu Örnekler... Avrupadaki Türk işçileri arasında, örneğin Almanya'da yayınlanan ve «Türk Kültür ve Yardımlaşma Derneği»nin yayın organı olduğunu ilân eden, Istanbul Üniversitesi profesörlerinden de yazılar veren, ama Suudi Arabistan petrolcülerinln dilini konuşan «Nizam» gazetesinden. şimdilik sunları nakledelim: Milll bayraro mıî Kepazelik mi? (bu bayram 19 Mayıs bayramıdır) Milll münafık Inönü, Rus ajanlannı korudu! Bir inkılâp bekliyoruz. Bu inkılâbın adı tslftm'dır. Bu korktuğunuz yarın mutlaka olacaktır... «Çağ kapayıp, kılıcı ile çağ açan, Düsmanına bile adalet saçan, Merhamet ufkunda kuş gibi uçan, Mazlum Sultan Abdülhamit Han bizim!.» undan 133 yıl önce yaşasaydınız fotbğraf çektiremezdiniz. Gerçi fotoğraf makinesi 1727'de bulunmuştur ama, günlük hayatta kullanılması için aradan tam 112 yılın geçmesi gerekmistir Insanlar ancak 19. asrın ortasıria doğru, sevdiklerine Silik bir hayâl> bırakabilme olanağına kavuşmuşlardır. Endüstri devrimi dediğimiz teknik şahlanış, şunun şurasmda 8085 yıllık iştir Elektrik motorünün kullanılmağa baslandığı tarih 19. asrın son 20 yıh içindedir.. Telefonun da 96 yıllık bir geçmişi'vardır. tnsanlar T yıldır radyo kullanıyor0 lar. Rântgen ışmlan 60 yridır, radar 32 yıldir. televizyon 38 yıldır insanlığm hizmetindedir. Nükleer Reaktör*ü 30 yıl önce tanıdık ^S'ten önce ölenler atom bombasını bilmezlerdî. Transistör devri başhyalı 20 yıl olrnuştur. Güneş îîinlarından enerji yaratılacafıni ve endüstride kullanılacağını bundan 20 sene önce fantazi >=ayanlar. bugün güneşten alman ısı ile ısıtılan binalarda j'asamaktadırlar. Kısır Çabalar Fikirler savaşı ile, kaygusuz siyasetin, demagojinin ve kavram karısıklıklarının sınırla Veni buluşlaria onlann endüstri ürünü haline gelişlerl arasmdaki zaman, gittikçe kısalmaktadır. Potoğrafı 112 yılda, elektrik motorunu 65 yılda. telefonu 56 yüda kullamlır hale getiren insa'n zekâsı, şimdi ârök 12 yıl içinde endüstride bombalannı patlatıyor. Radar 15 yılda. tetevizyön 12 yılda keşfedilmiş ve kullanılmağa başlanmıştır Transistör 3 yıl içinde dünyayı kapladı. Günes batarvasmın bulunuşu Ue kullanılışı arasmdaki süre sadece 2 yıldır. '• j • Yani, çağırnız bir teknik ihtilâl çağıdır. îlk Amerikan otomobili Duryea, 1B93 Amerikasında teknifin harffesı olarak sunuldugu eaman kimse 50 vü sonra saatte 1500 kilometre hızm elde edileceğine ve onun üzerinden bir 20 vıl geçince de saatte 40 bin kilometre hızla uzavda geziye çıkılacağma tnanamazdı 1902'de halk için seri haünde vapımına başlanan Oldsmobile'Ier bir önceki asnn kupa arabalanndan pek az farklı idiler. At'm yerini motör almıştı, o kadar Dünya. 1945'ten sonra müthiş hareketlendi tkinci Dünya Savaşı yenı bir vaşam getirdi çağımıza Teknolotideki ihUl.iıin tek insap üzerinde varattığı en büyük etkl feendi Eüciîn«> hayranlıkla inanmazlık arasında bocalaması olmuştur. însan zekâsmın milvonlarca yıllık birikıminin ürimleri, Dir çeşit mistlslzmi doğurmuştur tnsaıı oeyninin VB bilimin başanlan vığmlar tarafından pek anlasılmadan kabul edilmeye baçjanmıstır. tnsanlar 2000 yıl önce nasıl anlayamadnüan söîferin pticü «nünde baş eğiyorlar Idiyse. bugün de aniavamadıklan »kniğin eücü karşısmda tapma eğilimleri gösteriyorIar. Cağın peygamberleri makinelerdir. Bertoıt Brecnt'in «Bes Paralık Koman»ını okumanızı salık veririm. Yirminci vüzyıla geçış döneminde, eplişen tekniğin ve endüstri ürünlerinin ka>Tnağını yemeğe hevesli iş adamlan gözü kara kıyıcılar tribi hareket edlyoTlardı. Bu asrın başındaki sanavicinin ve tüccarm BefçeK k.$iliğl. şehileşmiş soyguncu haydut olarak özetleneoilirdı tççllere : ve büvük kitlelere tattınlan acılar üzerinde vlikselea end' stri ve ticaret servetleri seçldn kişl ve ailelere sundukJan refahı topluma da vermek gerektıginı çok değıi, 50 yıı içinde öğreniverdiler. Kapitalist va da sosyalist. hangi riüzfen kurulursa kurulsun. temelinde. nalka refah ve mul'uıuk vermek amacı voksa. çağın teknolojik müci7«sini yara>ai! insana en büvülr zulüm yapılmak isteniyor demek**T«zjt •.„. ; v . »* Böyle bir zuSM^Bürdürmek akılsızlıktır. Tekniğin bü* yük ?ücü, yasavjngJUtün insanlara buzaoiabı. televizyon, elbise. ayakkBbı. besın vapmava veterlidır Ay'a eidenler, isttr.erse. insanların vnksnlluk ormanlanna çok daha kolay u'.aşabilirler. Bu asnn basında büvük serveripnmn gururu ile kendilerini ılâhlasmış hissedenler ıscitenn ve yokrıı, kitlelerin eüçsüzlüğü karşısmda egemenliğin saltanatmı sürerlerdi. Simdi. bugün «Güzelliğin 5 para etmej Sn bendeki asfc olmasa» dıyen halk şairi eibı Ipövle servet'or 5 para etmez büyük kitleler mutsuz ve refahsız oldukça» Gsçen yıl sadece uçaklarla 350 milyon insan. dünyanın bir verinden bir başka verine seyahat etmiştır. Yaşayan her 10 kişiden birine bir uçak volculuğu düsüyor. Bunlar 8 m!.yar ldlometre vol aşmışlardır bir vıl içinde üünyanın etrafına sarsanız 200.000 kez dolanır. bir büyük vumak olur. Bu kadar hareketlı bir çagdır vaşadığımız. Yazı da, söz dr insan düşüncesinin bütün Urünleri de dolaşvo durmakladır dünyayı. Tekniğin büvük ihtilâlinin yarattıSı şaşkıniık da geçer Bu tekniğin. bu pticün ke'ndısine ait olduftunu. ounu kendı mutluluğu için varattığını çok çabuk anlavnvprir ınsanlar Yine.bir süre Eeçer kuşlrusuz Ama. sürelej çok kısahvor ârtık. Baksanıza H fotoğrararırn k çek'irmek için 112 sene beklemişti insanlar: şimdi 2 vılda, kalorüerlerine kömür, netrol, elektrik yerine güneş ısısını doldnruyorlar. Teknik İhtilâl BAYRAM İÇİN... OKTAY AKBAL Dünvanın Yeni Yaşamı Evet Hayır Hakim Teminatı Zedelenmemeli " nsanoğlunun uzay çağma girdiği bu dönemde ATATÜRK devrini yasamış bızler onun koyduğu ilkelerın gelecek yüzyıllan kapsadığıru ileri atıhşlann çekirdeklerini taşıdıgını görüyor onlara yürekten bağlanıyoruz. Ona aykın düşen davranışlan toplurna yararlı saymıyoruz. İşte bu r.edenledir ki hâkamler ve savcılar hakkmda yeni hazırlanmış olan kanun tasansını gözden geçirince ATATÜRK devrindeki aym konulu kanunla bu tasan arasında hakim teminatı açısından bir karşılaştırma yapma zorunluğunu duymuş bulunuyorum. I şte bir bayram daha. Ne çolc bayram var değil mi? Klmin için bayram, kime l bayram, neden bayram, ne diye bayram? Bir şey kutlamr bayramlarda, bütün toplumun sevinç duyraası istenir, bütün o birbirini tebnk etmeler, kartlar gdndermeler, karşılaşmca öpüşmeler bunun içindir. Kutlanaeak bir şey vardır da ondan. Bakıyorum kartlar geldı bir yığın. Karşılaşmca ben de kutlu olsun diyorum nerkese. KuU lu olsıın, mutlu olsun bu yeni yıl, bu bayram! Okurlanm da kartlar gönderdiler, dostlar da, tanışlar da... Bir tekini vanıtlayarr.adım Ne diyeceğim, sizin de yeni yüınız kutlu geçsin, kurban Dayramınız mutlu olsun mu? Nasıl olur o mutluluK, sözle, yazıyla mı? Ben söylersem, siz söyîerseniz hemen gerçekleşir mi? Bu biraz da gözlerimizi gerçeğe kapatmak olmuyor mu, kendimizi aldatmak, kendi kendimize ninniler söyleyerek uyutmak olmuyor mu? Bu nasıl bayram yazısı diye kızanlarınız olacak. Ne var yani, şunun şurasmda dört gün tatil, bir de pazar eklendi buna, beş gün. Tam beş gün ne okul wr, ne daire var, ne fabrika var, ne işyeri var! Hatta «sana da üç gün yazı yazmamai var» diyeceksiniz. Daha ne istersin, daha ne isterız? Açacağı/. radyoyu, varsa TV'yi, gideceğiz bir sinemaya, tıyatrova, va da bir komıkluğa. O da olmazsa oturacağız evimizae sıcak sıcak, pencereden bakacağız doğamn guzelliğine. Ne olsun daha? Ne var ağzımmn tadını kaçıracak? Bugün bayram; tatlı konuşalım, acılan unutaljn dıvoruz. PeKi! Dün arileydi, öbür gün pazar, daha sonra bılmem ne!.. Zaman kalmıyor acılan yazmaya, duyurmaya. Galiba hıç kimse gerçeklerin acıhğmı istemiyor. «Unutmak, unutmak unutmak» diye yazmıstı Külebi. Güzel şeydir unutmak. Bir süre unutulur her şey... Ne yapsanız büsbütün kayoounaz, sılinm;z untltulanlar. Belieğinizin bir köşesıne siner külır, en ummadığmız bir anda fırlar çıkar ortaya. Onu unut. bunu görmezlikten gel, berikine bakma, ötekini it bir yana, ara bir sevinç, bir mutluluk, bir iyilik, bir dostluk... Bıreysel careler çare sanılan aldatmacalar bunlar!.. Bakin TGS bu yıl gazeteciler bayramını kut:amadı. Kımin içinden geldi ki zaterı? «Fikır suçu» diye dünyanın uygar ülkeleriiıce bulunmayan bir suç yüzünden gazeteciler, yazarlar var hapislerde. Çevinler yüzünden aydrnlar var hapislerde... Hem de öyle üç ay, beş aylık cezalar değil, yülar yüı sürecek «mapusiukiar» bunlar Bu cezalarla da bitmiyor. Durmadan basm erlerini korkutan, yıldıran yeni yeni durumiar beRJıyor bizleri. TGS büdirisinde bakin neler demişler: «Endişeliyiz: Zira bugüne kadar gerçekleştırilen antidemokratik yasa. tasarruflarla dahi yetirulmeyerek basm işçilerinin özgürlüKierini budama yolunda yeni Anayasa değişiklikleri ve kanun lasarruflan hazırlandığı büinmcktedır. Basm özgürlüğünün aallannı budamak ise fikir ve düşünce özgürlüğünün Kollarmt budamak öemektir. Mustaribiz: Zira sayısı her gün artan gazeteci arkadaşlanmız mesleki faaliyetleri ile ilgıli olarak ağır hapis cezalarına mahkum edilmekte ve cezaevıenne k3Datumaktad;r.» Gelin de bayramı sevinç içinde geçirin. Şu bayram sabahındfe içinizde bir huzur, bir güven duyun. Yann ne gelecek basınıza bUmiyorsanız!.. Evet. bayram bugün!.. Alışmışız, birbirimize mutlu bayramlar dileyeceğız. özlemimız bu, mutlu olmak. Tek tek. sonra da toplu olarak... Bir okurum tebrik kartımn altına şunlan yazrruş: «Size mutlu yıllar dilemiyorum. Toplum olarak mutlu olalım diyorum.» Doğrudur, birey mutluluğu, topıumun mutluluğuna bağlıdır, onun küçük bir parçasıdır ancak Herkes acılar içindeyse, açsa, üzüntültlyse, sen istedigm kadar kendini huzur, refah, boUuk içinde duy. sevilerle kuşatılmış oıs'in dört yanm, her türlü mutluluk eUnin altınoa olsun, gerçekten «mutluyum» diyebilir misin utanmadan? Hatta yttre£ı olan, duyarlığı olan bir insansan mutluluk duytfusunu bir an büe igincie yaşatabilir misin? «Bugün bayram Bayram bize manrem Doldur içelinı» de:nişti bir şairimiz. En iyisi ıçmek belki!.. Orhan Vetı d3 yazmadı mı, aiçmeyip de ne haltedeceksin». îçeceksın ne olacak, :çmeyecefcsin ne olacak? Bilelim bir şey olmayacağmı, bugün için bir şey olmayacağmı, ama yann nedir ne getirir, ne götürür, orasmı kimse büemez. Bakarsmız bir gün bayramlar da gerçekten bayram olur, sahiden duyanz o eşsiz bayram sevincinı. Ama kendi kendine olmaz bu. İnsanoğludur yapaa, başaran her şeyi. Kişinin gücü yeter buna. Biz de bütün üztintüleri yenecek, acılan sevince çevirecek bir gizlı gücü taşınz varlığımızda... Her şeye rağmen mutlu bayramiar düeyelim birbirimize. Yannın gerçek bayramlanna duyduğumuz özlemJe, o yaratıca, yapıcı özlemle... i Sayın dost ve müşterilerimizin KURBAN BAYRAMINI kutlar, sıhhat ve başanlar dileriz. KAYSERILI Hiç şüphe yok ki elverişsiz bölgelerde çalısan hâkimlerin elverişli bölgelerde de çalışmalanmn ve böylece meslektaşiar arasında eşitliğin sağlanmasında büyük bir zorunluluk vardır. Bu durum elverişli yerlerdeki açıklann doldurulmasında elverişsiz YARGITAY ÜYESİ yerlerden hakim getirtilmesinin esas tutulması. elverişli yerlerde yükselme süresi dolanlara baska yerler teklif edilerek teklifi ka5 Teftişe tâbi tutulamazlar. bul etmeyenlerin ise yürürlükte Adaletin tecellisinde en önemli lerde aramıştır. örneğin mecelle Bu kanunun yerini almak üze bulunan 2556 sayılı Hakimler Kafaktörün hakim olduğunda şüp 1793. maddesinde hakimin HAhe yoktur. Hiç kimseye zarar KİM, FEHÎM, MÜSTAKtM ve re hazırlanmış olan tasarımn 59 nunu'nun 59. maddesinde benimvormemek herkesin baifionı ner EMtN, MEKİN ve METİN Ol ve müteakip maddelerınde 2556 senmiş şartlara benzer hükümması şartlannı koymuştur. Sayılı Kanunun 79. maddesinde le. konular»k yükselmederr.vfik^ kese teslim etmek şeklinde .tarif ATATÜRK devri de hakimin yer almıs olan hâkimlerin musun biratılması yoluylo ieklifi^ edilen adaletin dağıtılmasa görevi Anayasanın 7. maddesi ile ha bu ögpnini takdir ederek hakim vafakatleri olmaksızın larü.su. İBibalc aoriaaması ve rrfhayet «Ikimlere verilmiştır. Milâttan ön teminatı sözünün bile edilmedıği retiyle dahi olsa mevkı ve me verişsiz bölgelerde calışanlara ce yaşamış olan Romalı düşünür bu kavramı Türkiyede bilenlerin muriyetleri değiştirilemez hük yeni Personel Kanununda kaadedi parmak sayısını geçmezken mü ile 80. maddesinde yer almış bul etmiş olduğu gibi elverişsiz Çiçero; hakim konuşan bir kanun, kanun ise sessiz bir hakım ilk şekli ile bugün bile en mü bulunan teftişe tâbi değildirler, yer tazminatı adı ile bir ödenek kemmel diyebıleceğimiz ve ha hükmU yer ulmamakta tersine verilmesiyle sağlamr, yoksa kendir, der. Onun için kanunlar ne kadar iyi olurlarsa olsunlar uy kimlik teminatını tam mânasıy 67. maddesıyle bütün hâkimlerin disine karşı halkın itimadmı degulayanlar yani hakimler iyi ol le sağlayan 2556 sayıh Hakimler teftişe tabi olduklan saptanmış vam ettiren hakimlik vekar ve mazlarsa adaletin ve hakkın ye Iüınununu 934 yılmda çıkarmış bulunmaktadır. Zaten 28.6.1972 ciddiyetini koruyan kısaca görerine getirılmesi beklenemez. Yi tır. Bu kanunun hakimlik temi tarihinde yürürlüğe giren Yüksek Vİ.1İ lâyıkiyle yapan bir hakim, ne onun içindir ki Anatole Fran natina ilişkin 79 82. maddeleri Hakimler Kurulu Kanununu de her türlü endişeden uzak ve huğiştiren 1597 Sayılı Kanunun 5. zur ile calışmalıdır ve bunu tece, kötü kanunlar iyi hakimler mucibince teminatlı hakimler: tarafından tatbik edilse idı çok 1 3ir mahkemenin ılgası ve maddesi ile bu teminatlar kaldı min devletin bir vazifesidir. korkmazdım, der. Fransız düşü va kadrosunun tenkisi sebcpleri rılmış bulunuyordu. Coğrafi te«Bu kışta bana dokunulmasın; nürü Rouseau da. doğacağım ye ne müsteniden olsa bile aylık minat diye adlandınlan ve hakiri kendım seçseydım adaletin larından voksun bırakılamazlar. min muvafakatı olmaksızın mev az müddetim kaldı. yaza emekli ki ve memuriyetinin değiştirije olacağim» diye aldığımız mektuptevzii için yurttaşlarınm en muk 2 Muvafakatlan olmaksızm miyeceğine ilişkin bulunan te lar 1597 Sayılı Kanundan sonra tedirlerini ve en düriist olanlayükseltme suretıyle de olsa mev minat bizce hakimlik teminatı hâkimlerin ne kadar huzursuz nnı seçecek kabılıyete sahıp ki ve memuriyetleri değıştinle nın en önemlisidir. Bu, bunsuz olduöunu göstermektedir. Ki bu memleketi seçerdim. der. mez. teminattan söz bile edilemez. Bu hal Türk adaleti için iyi işaret3 Bakanlık emrine almamaz teminata sadece coğrafî teminat ler değildir. Bizim eskı hukukumuz da hakilar. me çok değer vermiş dinin ve ta demek doğru değildir. 1597 Yüksek Hakimler Kurulunun 4 Kanun hükümleri dısında savıh kanunla kaldınlan bu te varlığı çerçi bır teminattır; fadevletin başı olan halife olmada err.ekli edileme7İer. minat hem coğrafî bakımdan kat, ob.iektif bir teminat değilaramadığı bazı vasıflan hakimhakimin rızası olmaksızın başka dir. Hakimleri kişisel olmayan bir yere nakledilemiyeceğıni hem kanunî prensiplere dayanan tede aynı yerde görevinin de değiş minat bu kabil endişelerden fcurtirilemiyeceğine mütedairdir ki tarabilir. buna yer temmatı demek daha Rahmetli Birinci Başkan Bedoğru olur. cai Seçkin'in bir adlî yüı açış Bugünkü iş hayatmda ıspatlan konuşmasında söylediği gibi hamıştır ki istenmeyen bir yerde kim lere dair hüküm konurken Rahmi Eyuboğlu ile Lütfiye fcyuboğlu"nun oğsevilmeyen bir görevde çalışmak kendimizi eski ve kötü alışkanUı, Magdalena Rufer'in eşi, Bedri Rahmi Eyuboğzonınluğu insanîan verimsiz ya lıklardan ^k tutmamız Anayalu, Nezahat Goloğlu, Muallâ Anhpger Mustafa • ar. Bu insanın Türk milleti adı sanın neyi gerçeklestirmek isteEyuboğlu'nun ağabeyi na adalet dağıtımına memur ha diğini mahkemeye ve hakime nakim o'duSu düçünülürse meyda sıl bir yer vermek amacında olna gelecek zararm genişliğini duğunu ve hn'mV devletinin nakavramak eüç olır'""acaktır. Kal sıl gerceklestirilebileceğini her dı ki 2556 Sayılı Kanunun getir an gözönünde bulundurmamız mis olduğu yer teminatı sadece esastır. Bunu vanmazsak Anavasa vefat etmişür. Cenazesı 15.1.1973 Pazartesı günü hskimin yararma konrnuş bir te ve ihtiyaca aykırı hükümler koy(bugün) ö£le namazmdan sonra Sişli Camünden mina; da değildir. Halka eüven maktan adaletin temellerini bilkaldınlacakür. duvausu iş sahinlerine gönül ra miverek içter"^=.^ı ^p^^elemis A t h E 8 t hathğı ile dâvalanmn sonucunu oluruz ki bu durum da haldmden beklemek imkânmı vermek ba önce devlet ve yurttaş için zakımlanndan da önemlidir. Bu rarlı olur. teminatın aynı zamanda önleyici terbiye edici yünü de vardır. Tahvilini mucin bir hareket yap(Oumhuriyet : 344) madığı takdirde istediği yerde ve görevde kalacağını bilmek hakim ve adalet için çok yararlı Olur. Ansyasamız yer teminatını hakim teminatmın unsurlanndan Bir ithalâtçı firraanın yazı saymamakla beraber tasarının Merhum Yük. Müh. Müeyyet Imer'in eşi, Perihan Erk, İmer işlerinde çalışacak daktilo dola.visiyle 1597 Sayılı Kanunun Göktürk, Ömer tmer'in anneleri, Ümit Erk ve Orhan Göktürk'ün bilen lise veya ortaokul megörüşü Anavasaya aykındır. Zira kayınvaldeleri, Agâh, Aslıhan ve Yeşim Erk'in anneanneleri zunu, tatmin edici ücretle Anayasa hakimler için her yönbayan aranıyor. den 1961 yılmdan önce yürürlükte bulunan hükümlerle sağlananTaliplerin kendi el yazıdan daha ileri bir durum yaratlarıyle Posta Kntosu 222 • mayı amaç edinmiş ve herhangi Sirkeci'ye müracaatları. oir yönden bir perilemeyi düşünmemiştir. Halbuld reform adı alHakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 15 Ocak 1973 günü Kıtında hazırlanmış olan kanun Cumhuriyet 335 zıltoprak, Zühtüpaşa Camiuıde kılmacak öğle namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığında toprağa verilecektir. Tanrıdan rahmet düeriz. AtLESt (Cumhuriyet 346 ANAYASA, HAKİMLER İÇİN HER YÖNDEN 1961 YILINDAN ÖNCE YÜRÜRLÜKTEKİ HÜKÜMLERLE SAĞLANANDAN DAHA İLERİ DURUM YARATMAYI AMAÇ EDİNMİŞTİR. tasansı ve 1597 sayılı kanun yer teminatı bakımından hakimleri eskisinden daha geri bir duruma sokmaktadır ki bu geriye gidiş Anayasanın genel ilkeleri ile bağdaştmlamaz. 5 Paralık Roman Gibi.. Ahmet Zeyneloğlu Uvanısın Süresi Kısalıyor Ö L İJ M Sabahoflin EYUB0G1U TGS • • •;';. Istanbul Şubösi • BÜTÜN ÇAL1SANLARIN ' . ' ; • * • .'• ' 'BAYRAMINI KUTLAR. ESEN'LtKLER DtLER, SEVGÎ VE SAYGILARINI SUNAR. YÖNETtlB KURULD Cumhuriyet 340 Acı Bir Kayıp Bayan Eleman Aranıyor % KURUKAHVECİ MEHMET EFENDİ MAHDUMLARI SAYIN DOST KURBAN 1171 AFİFE İMER VE MÜŞTERİLERtNİN BAYRAMINI BN İYİ DtLEKLERİYLE TEBRİK EDER. And Reklârh: 8/339 A. ve H. APİK061U KARM$IER Sucuk Salam Sosis Fabrikası Tel : 22 78 72 Öâncılıfc 533/327 HURBAS MÜESSESESİ Sayın dost ve müşterilerinin Bayramını kutlar, sıhhat ve başarılar diler. ^f ^ TV Tepebaşı, Meşrutiyet Cad. 145 (Reklâmcılık: 100/329) îlâncuık Î97/326
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear