Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 13 Ocak 1973 e gfizeldir şu bizim Anadolu, masallarla, öykülerle söyler, söyleşir. tnsan südü gibi duru, ışık gibi pırıl pırıl bir geçmişi, bir tarihi vardır. Gözünü, gönlünü doyurur, doldurur insanın. Binlerce yıl öncesinden başlayan, çağ çağ evrene açdan uygarlıkların kaynağıdır. Onun geçmişi in«an yaratmalannın en güzelleri olan öykülerle, tdına «mythos» (mitos) denen masallarla süslüdür. Anadolunun tarihi mitos'tur bir bakıma, mitosla başîar. Bugün Batı uygarlıklannın özünde çiçeklenen bütün mythoslann beşiği, geliştiği yer Anadoludur. Eski çağlarda Anadolu insanı mitoslarla düşünür, onlarla konuşur, onlarla süslenen bir evrende, bir ışıl ışd düs. ülkesinde yaşardı. Eski Anadolu insanı için ekmek, su, ışık, soluk neyse mitos da öyleydi besbelli. Yunan diliyle açıklanamıyan, hangi kökten türediği kesinlikle bilinemeyen bu mythos sözü eski Anadolu diUerinden geç miş Batıya, bütün tanrılar, cinler, periler, masal varlıkları gibi. Elde bulunan en eski uygarlık ürünleri mitoslardır. Bu yüzden insana bir mitos varlığı çevresini masallarla süsleyen bir yaratıcı güç demek daha doğru olur. Anadoluda doğan mitos varlıklan sonraki çağlarda Batıya, Yunanistana, Romaya göçmüş. O ül kelerin aydmlarınca yeni bir anlayışla yoğrulmuş, yeni biçimler kazanmış. Her ulus, Anadoludan aldığı mitosa kendi düşünce özelliklerini, yaşama niteliklerini yansıtan bir boya vurmuş, onu işlemiş, geliştirmis. Her yazısı Ue eski çağdan, eski düşünce ürünlerinden, özellikle Grek Lâtin kültür varlıklarından bize yeni bir ışık getiren Azra Erhat'ın «Mitoloji Sözlüğü>nden öğreniyoruz bunlan. Mitoslar Anadoluda doğmuş. Kübele'nin iri göğüslerinden boşalan ışık kolcuşlu südü emmiş, ergenlik çağını, delikanlılık dönemini yaşamış, sonra bir daha dönüp geriye bakmadan ver elini Batı demiş. Gitmiş Atinanın, Romanm doruğuna kuruîmuş. Birçok Batı ozanlarına, yazarlarına, bilgelerine esin kaynağı olmuş. Yeni yeni insan yaratmalarınm doğmasını sağlamış. Azra Erhat kardeşin yapıtından anlaşıldığına göre mitosların da ayn ayn alınyazüarı varmış. Grekler almış değiştirmiş, Romalılar almış değiştirmiş, Homeros'tan Goethe'ye değin birçok ozanlar bu konuyu işlemiş, yeni düşünce ürünleri koymuş ortaya. Homeros'un derlediği mitosları ondan sonra gelen Hesiodos benimsemiş, Ovidius sevmiş, çağdaş Avrupa ulusları bağrına basmış, ekmeğine, «uyuna katıvermiş. Biz sevmemişiz, benimsememişiz bu toprağımı nn öz varlıklannı. Toprağımızdan çıkana bizim di MI Olaylâr ve gotiişler ANADOLU GÜLÜNCE İsmet Zeki EYUBOĞLU yememişiz de, dışardan gelene, aktarılana, bizle en küçük bir ilgisi olmayana dört elle sarılmışız. Kendimizi bulmanın değil de, kendimizden uzaklaşznanın, özumüze yabancılaşmanın en kolay yolunu aramışız. Oysa büyük uygarlıklarla büyük mitoslar yanyana, elele >ürüyor. Nerede büyük bir uygarlık doğmuş. gelişmişse orada sayısız mitoslar görüyoruz. Eski Mezopotamya uluslan, Anadolu, Grek, Roma. Fenike insanları elimizdeki belgelere göre büyük uygarlıkların yaratıcılarıdır. En büyük, en insan kokuşlu mitosları da gene bu ulus larda buluyoruz. însan düşünürken bfle kendinî aşamıyor, çevresinden kendine verilenin dışına çıkamıyor. Yalnız alabildiğine büyültüyor, yüceleşliriyor, yükseltiyor. Bu insanda kendini aşma tutkusunun göriinüş alanına çıkışıdır ancak. Mitos, belli bir anlamda alınırsa, insanın da tarihî niteliğindedir. Düşünen insan evreni, çevresini onunla yorumluyor. Evreni sonsuz, sayısız canlılıklar içinde görüyor. tnsan evrene yine kendiyle açılıyor, onu kendi gibi bir canhlıklar bütünü diye düjünüyor. Anadolu'nun birçok yerinde, özellikle dağlann, tepelerin, ırmakların bulunduğu bölgelerde görülen tanrı adları eski Anadolu insanının bütün çevresini kutsal varlıklarla doldurduğunu koyuyor ortaya. Ancak bu kutsallık taşıyan yer adlarınm zamanla yeni yeni anlamlar kazandığı da görülüyor. Bu da Anadolunun tarihi ile yakından ilgilidir. Her uygarlık çevresini kendi anlayış ölçüîerine, düşünce verilerine göre değerlendiriyor. Mitoslarda görülen türlülüğün gerçek kaynağı ijte bu uygarlık değişmeleridir. Anadoluda doğan bu masal varlıklannı bir bütün olarak ele alan, onları bütün nitelikleriyle, davranışlarıyle şiirleştiren Homeros, yaşadığımn toprak üzerinde gelişen düşünceyi başlatan ilk sanat kişisidir. Anadolu şiiri, düşüncesi Homero* obnadan öğrenilemez. Kendinden sonra gelen bilgeleri, ozanlan, yazarlan, bflginleri bile etkilemiş. Homeros, onlara yol göstenniş. ışık tutmuş. Ancak, Homeras'un şiirleştirdiği masallarda görülen tanrılar. devler, cinler kendi buluşu değildir. Kendinden önceki çağlarda yaşamış Anadolu insanlarının yarattıklarını yeniden biçimlendirdi, onları belli bir sıraya. düzene koydu Homeros'un başlattığı. Batınm benimsediği bu sanat eyleminden koptuk biz Bu kopma, Anadolu tarihinden de kopmamız, onun bütünlüğünü böTmemiz oldu. Home ros'a degin olaylar, gerçeküstü eylemlerle donatılmış, genişletilmiş öyküler Anadolunun ayrılmaz birer bölümüdür. Anadolu onlarda, onlarla vardır. Durum Homeros'tan sonra da öyledir. Bugün, Ana dolunun kıyısında bucağında kutsal sayılan yerlerde, yılın belli günlerinde düzenlenen dernekler, törenler A. Erhat'ın adı geçen yapıtında yer alan konuların izlerini taşır. Bunlar arasında ayla, güneşle. yıldızlarla, tarımla, ekin ekmekle, doğumla ilgili olanlar «Mitoloji Sözlüğü.nde görülen masalımsı olaylann bir bütünlük içinde süregelmesidir. Demek insan düşünmeye mithosla başhyor, kendini büyülenen bir bütünlük içinde mitosla koyuyor ortaya, onunla gerçekleştiriyor. Sonra belli bir düzeyde mithos oluyor insan. Gerçekle düşler arasında iniş çıkışlar. gidiş geîişler yapıyor. şiirleşiyor. masal'aşıyor, gerçekleşiyor, yaratıcı gücünün bütün bajarılarmı ortaya koyarak değişiyor, başkalaşıyor. Ancak bu sürekli değişimler. dönüşümler içinde yine insan olarak kalıyor. Tanrılaştığı ortamda bile özündeki insan kokusunu yitirmiyor. Mitoslara karışıyor. sonra sudan süzülen ışık gibi ışıl ışıl yansıyor, gerçeğinin en kesin çizgileriyle vsrlık ortammda beliriyor, kendince belirleniyor, bütünleniyor. Okuyucu Mektuplan Zavallı Istinye Türkiye'nin, belki de dünyanın,'incisi Istanbulumuzun şüpheslz en güzel yeri olan BOĞAZ'ın üç müstesna koyu vardır: Tarabyalstinye ve Bebek. Tarabya dar. Bebek çok yayvan, İstinya ise, ılık havası, akıntısız tabiî bir fravuz halindeki masmavi koyu, Yeniköy ile Emirgân arasındaki mevkü ve korularla kapü j'amaçları ile akılalmaz güzellıkte'dir. . ". .. Fakat selin pörün ki, karaya . '. : '. çıkmış gibi duran heyula eski . . •; > ." ^ . eemiler ve tamir havuzlarr tte ••"•••••, bir çirkinlik, bir acaiplik, doğal güzelliklerimizi mahvetmek ister pbi, bir rihniyetin • nümunesidir. Böyle canım bir yerde geml tamiT havuzlan olur mu? Ha» vuzlahn emniyeti, geypmesi balnfhından da anlamsız bir iş. Hani bunlar Pendik'e , kalkacaktı? Bu canım koyperek tu. rizra 've gerek sporff tesisler inşası' bakımından. ne müstesna bir ver. Nerede beledive, Devlet memurlarının intlbaknerede tstaTnbuHı Güzellestirme larında yapılan haksızhklar •Cemiyeti. Lütfen vetkililer. yeni kanun hükmünde kararYapı ve Kredi Bankasıcm Ganame ile bir ölçüde eideıililatasarav'daki sergisine bir ba yor. Ancak. Maliye Bakanlı&ıkın da tstinve'yi ne kale soknın belH menşeli bazı vetkilimusuz bir görün. Kurtarın bu lertnin malum EÖrüşlerini yan cennet köşeyi mahvolmaktan. sıtan bu kararname, yarRi lşiytbrahim DEVHAN le görevli kişilerl kapsamına 4. Levp"t A Bloku 16/11 almadı. Sanki bunlar arasında inrfbak haksızlıgı yokmu» gibi. özel kanun beklenlrse fakirin canı cikar. Madem ki il!e intibaklar 1327 sayılı kanunla yapüdı. su halde kararname bu açıdan bütün kamu görevlilorini hedef almalıvdı. Simdi, hak daŞıtanlarm hakkına kim sahio çıkar bilemeyiz. Fakat bildigimiz odur ki. T.B.M.M. Gerek Saym lzmir kararnameyi bu haliyle kabul si Reisinin, gerekse de Sayın lzmir ESHOT Genel Müdür edemez. întibaklarda ve mediger lügünün görevleri nelerdir? murlann favdalandığı haklardan yararlanmada eşitli•Masa basında oturup keyif gi saglayıcı degişiklikleri saçatmak tnı? Yoksa vatandasa beklitam manasıyle hizmet mi? Bir yın parlamenterlerden kaç gün evvel Sayın lzmir Sı yor ve umit ediyoruz. kıyönetim Kıımandanlığınca R. Kırmacı Ankar» •uyun Belediye taraflndan kontrolsüzlüğü yüzünden mik• robik dururrra gelmis ve halk saglıSını tehdit eder mahiyette olduğu için^ süresiz olarak Sa• sal suyunun membainı kapatma karan Verilmiştir. Karar fevkalâde yerindedir. Takdirle karsılıvoruz. Fakat bu t!erriek değildir ki. başka çare aravıp ve muhterem tzmir ' halkınm ve tajralılann Izmir'e geldiklerind,e ,su yerine meşÜskudar'm kena'rTt8$e Oımal rubat lçmek zorunda kaldığımızı üzülerek kay.detmek iste edilmiş Gündoğumu caddesi • riz. Belediye hizm'etlerl de înadiye kesimi azgın. başıbos köpek sUrülerinin adeta işgall nince,' akla yalnız seçimler gelmemeli,. Sayın Osman Ki altında... bar'ın vurdlımduymazlıSı saBu köpek sürüleri, sabahla""yesinde, lzmir halkınm bu ha ra kadar birbirleriyle boğuşuyatî önem taşımakta olan «u yor ve korkımç bagınşlarıyle suzluk derdine hiç bir çare tatlı. uvkulanmm bize haram aranmamaktadır. ediyorlar... Eğer sayın Izniir BelediyesiGece Sokaga çıkmayı endişe nin mall "bütçest, verd su *kay iTe düşünür olduk. ÇürJrtl bu naklan bulup temine gidemi köpek sürülerinin, hüçumuna yecekse, kadirşinas lzmir hal uğrasak kendimizi nasıl savukı «Millet Yapar» kampanyanacagız. bilernîvoraz? Acaba sına çağnlmalıdır. Zanrıederim ' sokags 'cıkarken fbir dag ba• ki. hu' ça^nya butün halkımız şınrfa vaşıyor eibf) eîimize kogönül birliği huzuru içerisin ca bir sopa alarak mı çıkde koçacaktır. Daha ne bek sak?' Biraz pilünç olmaz mı lenrnektedir?. Günler aylan bu vaziyet medeni bir şehirta,kip etmekte, avlar da yıllade?... • rı takip etmektedir. Izmir halBazı cahll ve gorumsuz kikı susuzluktan ölülerini bile, şiler bu köpek sUrülerinin bu zamanında ebedî istirahat^Shıyerlerde tireyiptüremesine sena tevdi edememekterîir. Kimbep olmaktadırlar Fakat bu adir bunun sorumlusu? Tabiî damlann hiç biri kHttl bir va»ayıfi Izmir Belediye ve savin lzmir ESHOT Genel Muflürlfi. ziyet dogarsa (ki bu ber an için endise editecek ve olabileSüdür. Vatandasa hizroet edilecekse palavravı bıfakalım. cek bir hususturVortada göEsaslı işe ve mevcut maddi ve , rünmiveceklprdir. manevî kuvvetlerin en kı=a Kısaca. tl^ililerden bu İşe bir •bir zamanda seferber ediîmehâl çaresi bulmalannı rica esine gitmeliyiz. diyor, bekliyoruz. ' Fethl GÜNER Kenan Sadık Tire'tznıir Kanun :hükmündeki Itararname adaletsizdir Sonuç Anadolunun, tarih açısmdan bakmca, Gç' ayn özelliği görülür: Biri toprak, biri insan, biri mîtos. O bunların kurduğu üçüzlü bir bütünlüktür. Üçü et!e kan gibi kaynaşmış birbirine. Inşanı Anadolu, Ansdoluyu mithos, mitosu insan o!max}an açıklaznanın, anlamanın yolu yok başka. Bu yüzdeh Anadolunun gerçeği mitoslarla, onlann insan Jüşünçesinden doğıraya başladığı çağlarla bağlanrılıdır. Bu gerçe&in dışında bir Anadolu. bir Türkiye yoktur. Bugün birçok inançlsrımız, geleneklerjmiz bu eski ças insanmın düşünce ürünleriyle sarrmaş dolaştır. Yere düşen ekmeği öpüp başımıza koymarruz, snya saygı duymamız. onda bir takım kutsallıklann bulunduğunu sanmamız, ıssız yerlerden ürkmemiz, ekin ekip biçerken ayla, yıldızlarla jlgilenmemir, bir takım dağ'.an, ırmakları, kayalan uğurlu, bir takımını uğursuz Sa>Tnamız, uğura, uğursuzluğa inanmamız eski çağda yaşamış Anadolu tnsanından bize kalan inanç varlıklandır. Varlığımızı, tarih gerçeğimizi dokuyan iplikler bu eski Anadolu insanmın iğinde eğilmiştir. Bütün özelliklerimiz, düşünce biçimimia, da%ranışlarımız. onlarla içli dışlıdır. Onlan öğrenmemiz k'endimizi tanımaya ?iden yolu aydınlatmaya çalrçmamız demektir. Ellerine sağük bize bu yolda ışık tutanların.. 1 Konuşan Masallar Mitoslar bize insandaki yaratıcı düşüncenin nasıl başladığmı, nasıl geliştiğini öğretiyor. Irısan düşüncesi yine insan varhğından, insan biçiminden yola çıkıyor. Çevresini kendine benzeyen, kendl duygularını bütün türleriyle yansıtan varlıkiarla süslüyor. Kendinden üstün olana, güçlü olana kendi biçimini veriyor. însan duyguları, tutkuları, istekleri, dilekleri insanı aşan nitelikler kazanıyor, Eİ bildiğine büyüyor. Bir bakıyoruz insandaki önü alınmaz yükselme tutkusu, kendini beğenme. çevreyi küçümseme, yücelme atılımı kanaüanan İKAROS olarak çıkıyor karşımıza. Bu mitolosla insan tutkusu bir atılgan çocuk biçiminde görünüyor. însanın snur tanımayan sevgisi EROS, evreni avucunun içine alma, çevresine egemen olma tutkusu ZETJS, POSEÎDON biçimine giriveriyor. Bütün insan eylemleri, davranışları birer gerçek varlık, bir insan, bir hayvan, bir bitki. elle tutulur, gözle görülür bir doğa varlığı olarak biçimleniyor, gerçekleşiyor. Periler, devler, tanrılar, azgın yırtıcılar, yıldırımlar, gök gürültüleri. depremler eski çağ insanının başından birer canlı varlık olarak fışkırıyor. İzmîr'in su derdi ilgi behliyor İ Y İ ADAM,, OLMAK... OKTAY AKBAL Evet Hayır İKİYE BÖLÜNEN ÖZEL SEKTÖR anayiin, turizmin ve gelir getirici hizmetlerin teşviki üzerine olan kanun tasarısının Parlamento dışındaki tartışmaları gittikçe yoğunluk kazanıyor. Biz bu tartışmaları tasannın stratejisi ve ortaya çıkaracağı sonuç lara ilişkin olasılıklar etrafında toplayarak bir genel analiz yapma ya çalışacağız. Kanun tasarısı bugün uygulanmakta olan teşvik tedbirlerini genisleterek kapsamakta, buna yeni ve değişik hükümler eklemekte. fakat bundan daha önemli olarak teşvik konusunda yeni bir açı, yeni bir davranış önermektedir. Bu yeni davranışı, tasannın ayrmtılarına gir meden en açık ve seçik biçimde tanımlamakta zorunluluk vardır. S lüm ilânlarında görülür: cîyi adam». îyl adam falanca ölmüştür. «lyi adam» sözcükleri o ölenin tanımıdır. Mühendistir, tüccardır, avukattır, bilmem necidir, sayarlar sonra da eklerler, «lyi adam». lyi ne demektir? lyi olmak nasıl bir şeydir? Yaşamı boyunca nasıl «iyi» olunur durmadan? Ya da bir muhasebesi mi yapılır tüm yaşamın, lyi yan ağır basarsa mı o insan «iyi» sayıhr? Yoksa lâf olsun diye mi iyi insandı denir kim ölmüşse onun arrfından? Oysa iyilik görece bir şeydir. Sana göre iyidir de ona göre kötünün kötüsüdür. Niye? Öyle işte. Bir bakış, bir anlayış sorunu. Kimi vardır mahallesinde iyi insandır, akşamları gelirken pencerelere bakmaz, kadınlara göz atmaz, evde karısını dövmez, çapkınlık etmez! Konu komşunun gözünde «iyi»dir o! Hele bayramlarda mahallenin yoksullarına bir yardım da yaparsa tamamcfır, bu tanımı gerektiği gibi hak etmiştir. Kimi de namazmda niyazındaaır, o iyi olmayacalc da kim iyi olacak. Kimi de konuşmalarında herkesin iyiliğini ister görünür, onun. bunun derdiyle ilgilenir, öğüt verir, dilekçelerinL yazar, işlerine koşar, o da iyidir elbet. Öte yanda yapmadığı kötülük yokmuş, o a y n ! Daha nice «iyi»ler var bö}le! Dersini bilmeyen, hiç mi hiç çalışmayan bir öğrenciye geçerli not veren öğretmen «iyi» tnidir, «kötü» müdür? öğrencilere göre iyinin iyisi... O TEŞVİK TASARISI, BÜYÜK SANAYİCİLERE GENİŞ AYRICALIKLAR VE KÂRLAR SAĞLARKEN; KÜÇÜK SANAYİCİYE VERGİ YÜKLEMEKTEDİR. BU, ÖZEL SEKTÖRÜ İKİYE BÖLMEKTEDİR Cahit KAYRA da mevcut açık kapatılamayaca^, büyüyecektir. Kamu finansmamn da vergi hasılasının gerilemesınden doğacak açıklann karşılanması için başvurulacak parasal kaynaklar enflâsyonist oluşumu hızlandıracaktır. Üsküdar'da köpek sürüleri Sonuç Dostoyevski'ye göre iyilik öyle koMay yapıhr, gerçekleştirilir bir şey değildir: «Hepimiz boyuna iyi olduğumuzdan dem vuruyoruz. Ama böyle bir kahramanllğı yapmaya yetecek kudret hangimizde var?» Evet, iyi olmak bir kahramanhktır. Çünkü kendi bencilligini yenmeye çalışmaktır, onu aşmaktır iyi olmak. Kolay yapılır iş midir bencilliğinden kurtulmak? Herşey, hatta herkes, bütün yakınlarımız uzaklanmız bizi önce kendimizi, hep kendimizi düşünmeye iter. Bakarsınız adam, kadın, bey, efendi herkes kendi gemisini yürütmek hevesinde, bir siz mi kaldınız başkalannı düçünecek, onun bunun iyiliğini isteyecek? İşte burda başlar Dostoyevski'nin o kahramanlık dediği, bir anlamda da Isa Peygamberin bir tokat daha yemek için öteki yanağını da uzattığı an... Evet, iyi adam, iyilik örneği varlık, Isa Peygamber ne oldu? Çarmıha gerildi sonunda! Kahramanca sürdürdü savaşını, hep iyilik için, insanlar için!.. Niye «iyiler.e peygamber gibi insan derler, evliya gibi derler, ermiş d'erler? İyiliği, çok iyiliği yakıştıramazlar insanoğluna, ondan... Sonra, iyilik görülen bir şey değildir. Kötülük her an yaşar ortalıkta. Unutulmaz, silinmez, korkutur, ürkütür. Bize bir kötülük yapanı yaşam boyu unutmayız, kızarak, korkarak yaşatınz o "insanı, o kötülüğü en derin yerimizde. Ama bir başkası iyilik etmiş, iyi bir daVTanışta bulunmuş, hatırlar mısınız sonra onu? Bir düşünelim bize iyilik edenleri, hepsini unutmuşuzdur. Bilerek isteyerek. lnsanoŞlu ivilige karşı, iyiye karşı bir yaratık. Kahraman olacak ki «iyi» den yana çıkabilsin, iyiyi savunabilsin? Oysa milyonlarca. milyarlarca insan yaşamak savaşını veriyor yeryüzünde. İyiliği, iyi olmayı düşünecek durumcta değil! Sen vurmasan, karşındaki vurur. Sen kapmasan, karşındaki kapar. Sen yerleşmesen o yere, karşındaki yerleşir daha önce. Sen yemezsen, o yer. Niye düşünmeli başkalannı? Ancak insan kahraman olacak ki bunu yapabilsin, bütün bu yenilgüere, yıkıhşlara katlanabilsin. Gülerek, ezilmeyerek, daha da güçlenerek... Ama en beğendiğim sözü Andre Gide söylemiş bu konuda: «Her türlü kötülüğü yapmak elinde iken bunu yaprr.amaktır iyilik». Evet budur iyilik. Size bir şey kötü mü, çirkin mi geliyor, yapmayacaksınız. Nice kayıplannız, zararlarınız olacağını bile bile yapmayacaksınız. Bu olgunluga erişmek, iyi olmaktır. Ama bakın bir çevrenize kaç kişi var böyle? Kaç kişi bu hesabj yapar ö"avranışlarında. konuşmalarında? Neyse ki ölünce herkes iyi olur, iyi diye anılır! «lyi adam» derler bütün ölenlere. Belki de bu yüzden, iyiliği hiç değilse kişinin ölümünden sonra yasatmak istediğimizden... Yaşam sırasında yok öyle bir şey. Hiç değilse ölümden sonra olsun diye... Gerçek teşvik, teşviki lstenllen sanayi kollanna yeterli ve makul ölçüler içinde ucuz finansman ve ucuz girdi sağlamak la elde edilir ve, gerçek teşvikin en başta gelen koşulu da yararka muamele vergisi de ödemeye lanna başvurma zorunda kalacak lanmada eşitliktir. Gelir arttınlardır. cektir. Bu *M 3 yöresinde ucuz • Tasannın bir etkisi de bir cı, hele böylesine büyük kuruluşkredi demektir. Aynca ucuz faiz lann gelirini; buna karşıhk kü«teşvik belgesi ticareti» yaratmak haddinden de yararlanacaktır. çük kuruluşlann vergilerini artolabilecektir. Herhangi bir yılın Kullanacağı elektrik bu kurulutıncı tedbir önerilmesi kapitalist programında teşvik listesinden şa ucuz târifeden verilecektir. Sa değil, 17. yüzyıl gerisine çekllTasanda önerilen stratejinin ilk (yeterinden fazla müracaat yapıl yısı yirmiyi bulan bütün bu avan miş kapitalizm öncesl (prekapietkisi gerek hukuksal, gerekse dığı saptanarak) çıkarılan bir sa fiili açılardan özel sektörü iki tajları bütün aynntıları ile yaz nayi kolu için daha önceden alm talist) dönemlerde kullanıian mıyacağız. Ancak bir önemli nok çağdışı bir davraruş olur. Türkiye bölmek olacaktır. Tasaflöael tayı belirteceğiz: Bu büyük ku mı« Uk teşvik belgeleri ciddi bir yede, küçük sanayiin değil, bü/ sektörü çok büyiîk glrişimter ve karaborsa aracüığina, zararlu e yük sanayiin öz varlıklarına oranöbürleri olarak ele alıjor. Bun ruluş bundan sonra, yaptığı yatı rıma oranla % 100, isterse °' 200 meksiz kazançlara kaynak ola,o la Oo 50, °.i! 100 arasında kâr lardan birincisini teşvik etmek caktır. sağladığı bir ekonomik ortamda kâx sağlasuı, gelir ve kurumlar için akla gelebilecek her türlü bunlann gelirlerini arttırmakla vergisi vermeyecektir. Bu bağışık 0 Sanayi kuruluşları, tasanda tedbiri kabul ediyor. Geri kalanı hiç bir şey kazamlmaz, belki de kaderine bırakıyor, görünümün lık 10 yıla kadar çıkabilecektir. düşünüldüğü gibi gerice bölgele olsa olsa bugün yakmdığımız re değil, şimdikinden daha çok dedir. Gerçekte durum şöyle: Bu süre zaten normal amortisman «Sanayileşmekte güçlük çekme» büyük kâr marjlarının oluştugu aşabilecek Belli sanayi türlerinde 3, öbürle sürelerini rahatlıkla hali devam ettirilmiş olur. ŞuIstanbul, Marmara ve lzmir gibi uzunluktadır. rinde 5 milyon liradan yukan nu da beıırtelim: Türkiyede özel bölgelerde yoğunlaşacak, Anadolu yatırımlar teşvik tedbirlerinden Bu girişimleri bu büyüklükte kesim yatınmlannda bir çekindaki tasarruf kaynakları, çaresiz, yararlanacaklardır. Aslında bun yapamıyacak olan ikinci sınıf ö eskisinden daha çok bu bölgelere genlik, bir isteksizlik de yoktur lar en alttaki hadlerdir. Eğer 100 zel teşebbüs, ister sanayici, ister Resmî Gazste aylar itibariyle akacaktır. ya da 200 milyon liralık yatırım madenci, ister yeni küçük müte bunu gös»:ennektedir: Mevcut • Kapitalist düzande rekâbet uygulamaya göre teşvik belgesi yapılacak olursa teşvik olanakla şebbis, isterse atıl kapasite yarat koşullan içinde, piyasada fiyat rı 5 milyonluk yatırımlara tanı mak istemeyen ihtiyatlı, basiretli alan yatırımlar 1972 Mayısında nanların çok üstünde olacaktır. eski büyük müteşebbis, madenci, lan ya alıcılann talebi, ya da 1.7 milyar, Haziranda 4.3 milyar, Ama her halde bu en düşük mik zanaatkâr, marangoz ya da de monopollerin maksatlan ve is Temmuzda 7.2 milyar lira olmuştekleri t a ^ n eder. Fiyat alıcının tarların, 3 ya da 5 milyon liralık tur. mirci ne olursa olsun yatırımları yaürımların altında kalan bütün nı yaparken de, imalâtını yapar talebine göre oluşuyorsa piyasada tek fiyat vardır. Bu fiyatı özel sektör faaliyetleri, yeniden ken de vergisini verecek, elektri Büyük sanayicilerimiz, şimdi yatınm yapamıyan, ya da atıl ka ğini pahalı Sdeyecek, kredilerin yüksek mâliyetli üreticinin mar Ortakpazar rekabeti karşısmda pasiteler dolayısiyle yapmamak de yüksek para kirası verecek, bu jinal kâr oranı oluşturur. Şu kendi durumlarının hesabmı yap halde vergi bağişıklılığının heı durumunda olan büyük sanayici, garip ve haksız rekabet eşitsizli maktadırlar. Büyük sanayümiz büyük küçük sanayici, sanayi sitelerinğinden sonra eline kâr kalırsa o türlüsünden yararlanan önümfizdeki yıllarda, şimdiye deki sanatkârlar, imalâthane sahıp nun da gelir ya da kurumlar ver firmalar böyle olmayan küçük kadar olduğu gibi, koruyucu leri teşvikten yararlanamıyacaklar gisini ödeyecektir. Hattâ son kez firmalann yüksek maliyetlerine gümrük duvarlannın ve sınırlagöre oluşan fiyatlardan yararladır. Yapılan hesaplara göre Türbasına yansıyan haberlere göre vncı ithalât programlannın arkakiyede en az bu büyüklükte yatıbu vergilerin oranlan yükselece nacaklar ve esasen vergisini de sında yüksek kâr marjlan ile ça rım yapabüecek teşebbüslerin sa ğine göre yükümlülüğü bugün vermeyecekleri büyük ölçüde kâr lışabilmek olanaklarını kaybedelar sağlıyacaklardır. Bunun ikinyısı 250390 kadardır. Bu haliyle künden daha da aeır olacaktır. ceklerdir. Büyük sanayicilerimiz ci altematifi olarak, küçük fir bunu anlamaktadırlar. Gelir artyeni tasannın teşvik olanaklarını malar ortadan kalkacak, piyasa tıncı tedbirler önermenin anlaherkese, bütün müteşebbislere aç Uydurma İddia yı, türr.ü le büyük firmalann tığını iddia etmek ciddiyetle kamını ve niteüğini bu açıdan Bu arada, tasarıyı savunma monorjol fiyatlanna bırakacaklar ciddiyetle tartışmamız ve bu ha nıtlanamıyor. gayretleri içinde yer alan bir id dır. Bu her iki olasılığın sonuçreketin arkasındaki gerçeği, yan diaya da değinmek gerek: Geliş larmı şöyle formüle edebiliriz: lışhklara tneydan vermeyecek bi miş ve gelişmemiş bütün ülke Fiyatlar düşmeyecek, yüksele çimde özenle ve dikkatle tanımiaAyrıcalık lerde bu tedbirlerin uygulanmak cektir mamız gereküdir. Tasarının önerdiği teşvik tedbir ta olduğu iddiası.. Böyle şey yok • Tasannın, gelirleri abartılHepimiz güçlü ve saygı telkin lerinin bir bölümü bugün de uy tur ve olamaz. Gelişmiş ülkeleredici uyear bir düzenin başta gulanmaktadır. Fakat bunun yamış biçimde ve ölçüde arttırıeı de en büyük vergileri en büyük nında ve bunları çok aşan tedbir gelen koşulianndan birişi olarak arttınlkuruluşlar öder ve bunlarm ver etkisi prodüktivitenin ler var: Gelir ve Kurumlar vergi sanayilesmeyi görmekte ve sagi hadleri Türkiyedeki hadlerîn masını önliyecek, bu arada atıl lerinden bağışıklık gibi. Gerçekte r!>vi'°şecek bir Türkiye inancı üstündedir. Biz de hiç kuşkusuz kapasiteler teşekkül edebilecek içinde yaşamaktayız. Ancak bu özel sektör teşvik bakımından iki Istanbuldaki dev kuruluşlardan ye bölündüğüne göre durum şöy umuda kimilerimiz fabrika atelsaŞlanacak vergilerle Orta Ana tir. ledir: velerinden kimilerimiz de mudolunun geri kalmış bir yöresin• Ekonominin genel dengesin hasebe defterlerinin sayfalannde, tasandaki gibi kısıtlayıcı had de açıklar meydana gelecek, ya Teşvikten yararlanan büyük bir dan bakıyoruz. Yazık, ler olmaksızın yapılacak yatınm kuruluş yeni yatırımlarının gerek lara tanınacak geniş kapsamh bütirdiği makine ve gereç!eri dışartün teşvik tedbirleri ile beraberiz. dan getirirse gümrük. içerde imal ettirirse istihsal vergilerinden ba İddia sahiplerinin gelişmemiş ül ğışık olacaktır. Bu kuruluş yatı keler için gösterdikleri Trinidat Tobago. Portoriko ve Kongo gi rımlarım finanse etmek için ban Kadıköy Caieraga mahallesi Moda caddesinde kâin 24 kalardan kredi aldığı zaman ban bi ülkelere ilişkin örneklerin bu pafta, 1017 ada, 10 parsel sayılı 1105.00 M2 miktarlı A ve B. tartışma içinde yeri yoktur. BunBloklarından müteşekkil bodnım ve çatı katı dahil 8 katlı 9 lar millî sanayileri olmayan, yaözel depolu 19 daireden ibaret bahçeli kârgir apartımanın bancıların elinde, sömürgelikten A. Blok Üçüncü kat 24/540 arsa paylı 23. No. lu dairesi hahenüz çıkamamış bahtiiz ülkelercizli olduğundan satılacaktır. dir. Gayrimenkulün İmar Durumu: tstanbul Belediyesi îmar Müdürlüğünün 15.8.1972 gün ve 4998 sayılı imar durumunda Öteki Etküer iskân sahasında 1/500 mikyaslı Moda Merkez. Bahariye Tanzim Planı dahilinde bina yüksekliği 18.50 metre, çekme kat • Yukarıda belirttiğimiz gibi vesair ev=;afı krokisi gibi olmak üzere bitişik inşaat nizammbu tür bir uygulamanın ilk etki da imar durumu verilmiştir. si özel sektörü «varlıklı büyük> Gayrimenkulün Evsafı: Mezkur gajTİmenkul Kadıköy Cave «varlıksız küçük» olarak iki ferağa mahallesi Moda caddesinde 45 kapı taj. No. lu betoye parçalanrr.ıs biçimde ortaya çı narme karkas ve iki bloktan müteşekkil tam kârgir HUZTJR kacaktır. Bunun sonucunda yatıapartımanı o'.up takip mevzuuna dahil mezkur apartımanın nm kaynakları birinci sınıfı oluş A. blokta üçüncü katta 23 No. lu dairesidir. Daireye girişte turan sınıriı sayıda girişimcilere bir antre, (Geniş) sağca bir L. salon, karşıda bir mutfak, sol(müteşebbislere) yönelecektir. As da bir aralıkta 3. oda bir banyo, bir tuvalet mahallerinden lında bu tür etkisi ile tasannın ge müteşekkildir. Apartımanda elektrik, su, kalorifer ve asannel stratejisi tasarruflan arttıncı sör tesisleri mevcuttur. Dairenin üzerinde mahallen 5. No. değil, belli ellerde toplayıcı bir yazılmakta ise de hakikatte kat mülkiyetinde numaralar sıra fonksiyon olarak belirecektir. nosunu takip ettiğinden dükânlardan başlamak suretiyle • Varlıklı olan ve teşvikten mezkur dairenin 23. No. lu daire olduğu anlaşılmıştır. Daire yararlanan sınıfın dışındakiler yal halen kapalı olduğundan karşısındaki daire görülmek suretiyle gerekli tetkikat yapıldı. Ayni evsafta bulunduğu anlanız vergi yükünü tasımakla kalşıldı. Civar tamamen meskun Kadıköy'ün en mütena mevmayacaklar, finansman sağlama kiinde, apartıman kaliteli malzeme ve birinci sınıf lşçlUkle olanaklarından da yoksun kalma yapılmıştır. durumuna düşeceklerdir. Birinci Dairenin Kıymeti : BUtün hususlar nazara alınarak satısınıf özel kesim (sektör) teşvik lacak olan 23. No. lu daireye bilirkisice 360.000.00 TL. klymet lerin kendilerine saŞîadığı olanak takdir edilmiştir. lan kullanarak likit lermayeleSATIŞ ŞARTLARI S ri kendilerine çekebilecekler, lkin 1 Satış 2 Mart 1973 Cuma gflnü saat 14*ten 15'e kadar c\ sınıf özel kesim, ya finansman Kadıköy lcra Dalresinde açık arttırma suretlyle yapüacaktır. darlığı içinde işlerinl bırakaeaktitnmllk; 520/292 lar ya da pahalı tefod f^nnr^^*** ACt BlR KAYIP Ibradıh Hocamusa ailesinden merhum emekli Vali Halid Aksoy ve merhume Avniye Aksoy'un sevgili ve vefakâr oğullan Leman Alpsoylu ve merhume TürkSn Rifat (Horozcu) ın agabeyleri, Havva Turhan'ın hayat arkadaşı Mehmet Alpsoylu'nıın dayısı. Rauf Aîpsoylu'nun kavınbiraderi, merhume Sıdıka Yolalan merhum Dr. Eyüp Aksoy, merhurh Antalya Milletvekili .Numan Aksoy ve merhume Münire Kişmir'in yeğenlerl, Istanbul 2 nci Ticaret Mahkemesi üyeUginden emekLi hfikim, dürüstlük ve fazilet timsali iyi insan, , ' ALİ RIZA AKSOY 12.1.1973 tarihinde Curaa sabahı Hakkm rahmetine Jcavuşmuştur. Cenazesi 13.1.1973' güpü (Bugün) Şişli Camiinde kılınacak öğle namazırtöan sonra Edirnekapı Şehitliğindeki aile kabrine defnedilecekjir* , Mevlâ rahmet eyleye. . . •.• AtlRSt Cumhuriyet 293 GayrimenJaıl Satif tlânı Kadıköy Icra Memurluğundan •: .:•*• • ••'.'. f971^085 Bu artırmada tahmin edilen kıymetin "•'» 75 ini ve riiçhanlı alacaklüar varsa alacaklan mecmuunu .ve satış masraflarmı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle ahöı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü bâki kalm'ak şartiyle 12 'Mart 1973 Pazartesi günü Kadıköy îcra Dairesinde saat 14'ten 15'e kadar ikinci aıtırmaya çıkanlaca'ktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacağını ve satış masraflarinı ^eçmesi şartı i]e ihale olunur. , • ' 2 Artırmaya ıştirak erieceklerın tah.min edîlen knmetin "/a 10'u nisbetindfe pey akçesi veya bu miktar Çadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımriıı:. Satış peşin para iledir. alıcı istediğinde 20 günü eeçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi, ihale pulu tapu harc ve masraflan alıcıya aittir. Birikmjş vergîler satıs bedelinden ödenir. * 3 Ipotek sahibi alacakhlarla diger ilgi!ijprir\, ügililer tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Bu gayrimenluıl üzerindeki haklannı hususiyle' faiz ve masrafa dair olan iddiasannı dayanağı belgeier ile onbeş gün içinde' dairemize bildirmelert lâzımdır; aksi takdirde rıaklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır 4 Satış bedeli hemen veva verilen mühler içinde ödenmezse lcra ve îflas Kanununun 133 maddesl gereğince ihale feshedilir. îki ihale arasmdaki (arktan ve O'o 10 faizden alıcı ve kefüleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ,ilân tarihinHen itibaren nerkesin eörpbilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örnegi gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlenrf şartnamevi görmü^. ve mUnderecatıru kabul etmiş sayılacaklan başkaca bilgi almak isteyenlerin 971/3085 T. sayılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan Uan olunur. . <îc If. K. 126) 9/1/1973 (Basın: 213286)