26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 CUMHURİYET 23 Eylüî 1972 k'idarîarsmızca reform sözcüğü, 2? Mayıs'tan ve 12 Mart'tan sonra bile, çok dar anlamda, bir avutma ve aldatmaca oiarak kullamlmaktadır. Örneğin, bir Millî Eğitim Bakanı çıkmış, uygulanma olanağı bile olmayan, bir smav yönetmeîîğini reform elsrak ilân etmiş; bir ders prograrmnm değişmesi, sonradan hiç sözü bile edilmeyen, tek kitaba dönüş.. gibi konulara hep reform denaaiştir, Hepsı de gerçekte uydurma ve geçici tedbirlerden öteye bir snlam taşımayan, Eğitim Millî Komisyonu ve Millî Birlik döneminde toplanan Onbirîer Komisyonu, VII. Miliî Eğitim Şurası raporları, bugiine kadar gelen, iktidarların programları hep reform olarak ilân edilmiş, ama hiç birinin bir tek maddesi bile uygulanmadan neye uygulanmadığı âs ciddi olarak soruîmadan bugüne kadar gelinnruştir. Bütün bunlarla birlikte, VIII. Millî Eğitim Şurasma poîitik amaçlarla aldırılan temelden tüm yoksun kararlar. soramlularımzm reform sözcüğünü hangi anlamda ve amaçlarla kul landıklanrr kesinlikîe ortaya koymuştur. Birincî Nihat Erim Hükümeti döneminde, Bakanlığm, değerli kişilerle kurup çahştırdığı Reform Komitesi'nin koşullanmıza göre oldukç.* olumîu stratejiyi saptayan raporu, ilân edilmeden, bel li çevrelerce, tepki ile karşıîanrmş, geçerliği hâlâ sürdürülebılen karalamalcr sonucunda bu rapor da rafa kaldırıîmış, Kabinedeki onbirleriu istifasmdan önce, komisyon dağıltmş, değerli Başknnı yurt dışma göçmüştür. Her alanda olduğu gibi eğitim soruniarını da uygulanmakta olan genel düzenden soyutlamak olanağı yoktur. Bu nedenîe sokaktaki adam biîe en ılımlı bir reformun yapılamıyacağı kuşkusu içindedir. I Olaylar ve görüşler Millî susturuînii» yoîlan aramr, bulunur. Başka aîanlarla birlikte eğıtim sistemi de bu nedenlerle, uygulanan düzenin bir uydusu ve >ardımcısı clarak sürdürülür. Sıkıştıkça reform lâflan ve vaatlerle avutmalara başvuruîur; fakat temel yapı değişmez, doğal olarak değişemez, Eğitimimiz, adına ve isterlerimize rağmen millilikten uzaktır. Yukarıdan beri kısaca değindiğimiz nedenlerle eğitim düzenımiz temelde; kapsam, yöntem, yurt isterleri ve alınan sonuçlar bakımmdan millilikten tüm uzaklaştırılmıştır. Halkımızm °,'o 6O'ı okuma yazmadan yoksundur. 12 bin yerleşme yerinde henüz ilkokul bile yoktur Crta dereceli bir öğrenime ulaşma oîanağı ilk basamakta o çağdaki çocuklar için ° o 30, lise düzeyinde Ve 15, yüksek öğrenim/ B de 'o 3'tür. Tüm toplum için, isüdat ve kabiliyetlere göre fırsat ve imkân eşitliği sağlayamamış bir düzene millî demek olanagı yoktur. Eğitim düzenimizde uygulanan yöntem de milll değildir. Toplumiarm genel düzenlerinin ve bu düzenin sürdürülmesinin araçlarmdan biri olan eğitimin millî olabiîmesi için, genel düzenîe birlikte eğitimin, toplumun tarihsel gelişimine ve isterîerine uygun olması gerekir. Oysa eğitim düzenimiz tümü ile bunîara ters düşmektedir ğıtım HÜRREM ARMAN biçimleri bUinçsiz ve kaygısızça ithal ediimistir. (Yalnız Köy Enstitüleri bu kuralın dışmdadır.) Bu tutum, yurt geıçeklerine ve xalkmmasma ve millüiğe de ters düşen sonuçlar yaratmıştır. İthal mah yöntemler eğitim sistemimizi tüm tüketici bir niteîiğe sokmuştur. Gerçekte üreticiliğin, eğitimin bir aracı oiması gereken bılgi, amaç hıline getirilmiştir. Okullarımızda çoğu, hatfâ geçerliğini yitirmiş, hiç bir işe yaramayan bilgiler; deneysiz, göziemsiz, araştırmasız; f ikırsel ve bedensei işten, üreticilikten tüm yoksun; ister tek ister çok olsun aktarma bilgilerle doîdurulmuş ders kitapları, kaîabalık detsliklerde sıra denen cendereler ve karatahta yolu ile tzberletilır.ektedir. Smav sistemleri, disipîin anîayışı ve yönetim biçimi de bu yöntemlerle bütünleşmektedir. 5, 11, 16 yıl böyle bir ortamda şartîandırılan gençlerimizin üretime geçebileceklerini ummaK biîime ve doğaya da aykırı düşen bir ütopyadır. Bu tür bir yöntem uygulamas; dimağ ve onun ürünlerinin körletilmesini sağîamakta ve buna bağîı olarak doğamn bir kaldıraçlar sistemi olarak üretici iş için silâhlandırdığı insamn tüm güçlerini doğaya da ters düşerek kısırlaştırmaktadır. Böyle bir oriam ve yöntemle eğitilen insan doğal oiarak, fikirsel ve bedensei işten ve üreticiîıkten uzakîaşıp toplumdan az katkı ile ya da ^hiç katkısız çok alma biçimindeki bir dünya görüşü ve tutumu içine 'tilmekte, yuri gerçek ve isterlerinin değil, kişisei çıkarlarm adamı olacak bjçimde şartîanmaktadır. Tüm tarım. sanayi ve ötek\ öektör»erdekl üretici insanlarımız hiç okııl yüzü görmemiş mıiyonlnr, iîkckulu bitirince hayata atüan gençler ya da eğitim sıstemirr.izin tersine oluşturucu etkilerini yenerek elimizden kurtulabilen kahra manîardu * ^ Bu durum iîişki kurduğumuz emperyalist üîkelerin işlerine çok yaramış, yaramaktedır, Başka yollar yanında eğitimin bu durumu da bir iukeyi açık pazar ve bir ham madde memleketi olarak tutmada büyük ödev görmektedir. . . îşte kısaca değindiğimiz bu nitelikleriyle eğitim sistemimiz tumü ile mulî değildir. Millî amaç ve gerçekîerimizle bütünleşmemiştir. Miîîi sözcüğü bizde, özellikle 1946'dan sonra, bu alanda da bir maske olarak kullamlmaktadîr. . * Olması gereken nedir Ayrmtılarma girmeden olması gerekeni de kısaca beîjrîeyeîim Tüm miliîlik yani tam bağimsizhk ilkesine, gerçeklerinJz* yurt iste'lerine uygun oîarak yapüacak bir Devlet Plâmna ka^uç mak; tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin her alamnda kaîkınm; için gerekîî eğitiimiş insangücü ihtiyaçlannm ve niteliklerinin ay rıntılanyîa saptanması; yerjeşme ortamı, geçim düzeyieri, aile v rümre cncelikleri tüm yok ediierek bu gereksinme ve nitelikîer* uygun bir düzenin kurulması gereklidir. Gençîerimizin tümünün istidatlarma göre, kabiliyetierine gör« yetişkJnlerin de kendi üretim alanlan içinde en uygun bir sistem de kurulacak ortam ve uygulanacak yöntemlerle üretime ve kalkmmaya katilmalarmî sağlamak gerekiidir. Örgün ve yaygm eğitim, ülke çıkarîarını ön tercih olarak tut ınssı gf.rtken devletin ekonomik ve sosyal kalkmmada yararlanacağı en önemîi bir araçtır, Eğitinr. düzeninin hangi tür bir topîuma însan yetiştirdiği bel olmayan, hele bizim gibi geri kalmış bir toplumda, eğitimin mil olması bu demektir. Kişisei gelisimin ve mutluluğun yoiu da bu du.. Gejçek reform da bu kapsamda oîacaktır. Genel düzenimiz ve bunun bir parçası, bir aracı oian eğit mimiz, örgüt, zümre, kişi çıkarîarını yenmîş, aşmış, gerçekten yur sever ? içtenîikle Alatürkçü iktidarlan beklemektedir. Halkım. ve üîkemiz bunun özlemi içindedir. DÜZELTME: Önceki gün, Prof. Ziya Gökalp Müjâyim'in bu si5 tunlarda çıkan «Tarımda Düzen Değişikliği> başlıkh yazısmın so paragrafında bir satır düşmüştür. Düzeltir, özür dileriz. Doğrtr şöyls: «Tarafsız bir kimse olması gereken Yargıtay Baçkanvekiii sa ym Erm?n, ber türlü düzen değişikîiğini Anayasaya karşıymış gi! göstermekle. bugünkü bozuk düzeni muhafaza etmek isteyenleri savunucusu durumuna düşmüyor mu? Bundan endişe ediyoru2.» Düzen ve eğitimde millilik Kaıtunlar ne derse desin, topîumîar hangi tür politik tercih ve amaçlara göre yönetiliyorlarsa eğitim düzenleri de bunlara göre biçimîendiriiiyor. Bilim, toplumlarm tarihsel gelişim ve yapıları, yurt gerçekleri, isterleri (icaplan, gerekleri) ne olursa olsun, iktidara gelme oîanağmı bulmuş olan yönetici çevreler, her alanda bunlara göre değil, kendi görüş ve temsiî ettikîeri sınıfın çıkarlarınm sürdürülmesini sağlayacak yollar, yöntemler buluyorlar. Hele bu toplum geri kalmış bir toplumsa, çoğunluğu okur yazaflıktan biie yoksun vt suskun bırakıîmışsa, geçim darlığı ve ezgisi içinde bunalıyorsa, aydmlarınm da baskı altmda tutulmaları kolaylıkla bulunarak, iktidarlar zümre, örgüt çıkarîarını yurt isterleri perdesi altmda yürütmekte pek güçlükle karşıîaşmazlar. Bu tür toplumlsrda muhalefetîer de iktidarîarm türevi, benzeri ve doğal olarak da bir ortağ* niteliğini gösterir; beliren gerçekçi muhalefetlerin de tnsanı güçsüz düşürme hiç Bilkuselliğin kapsamı içine giren yurt gerçeklerine, isterîerine bakıimadan hangi ülke ile ilişkiler kurulmuşsa onîarm eğitim Pirince giderken JALE CANDAN Bir politıka kurdu, Churchiîl, uzun yaşadıktan sonra, derin deneylerinın ürünunü, şu bırkaç sözde özetlemişti: Demokrasi yönetimi kötülerin en iyisidir. Görülüyor ki yalnızca az gelişmiş ülkelerde değil çağdaş uygarlık seviyesinin üst katlanna kadar çıkmış görünen üîkelerde de, demokrasinin kendi fetırdığı güçlükler, çelişkiler vardır. Az geliş:nış bir üîkede ise, oy mekanizmasmı, egemen sınıflann ezici etkisinden kurtarmadıkça, tersine dönen bir çark durumuna düşebilir demokrasi,, örneğm kurucu meclisler en 1lerici olumlu yasalan getirirler bir ülkemn yaranna ama bu yasalar egemen sımflarm karşısjnda olduğu için bir seçimle, bir reforândumia yok edılebllinir ve sil baştan, ya? başta.n. Türkiyc bu durumu çok yakından yaşadı£ı ve kotti yonetımierin muhakkak en iyisi olan demokrasıyi de yaşatıtlak iütediği içmdir ki bupfün düşünürlerın, aydm halkın ve halkçı aydmlarm bir kaygusu var: şu seçımlen e,^men smıflann ezici etkisinden ve baskısından kurtarmak. TUm halkçı kişilerin girmesi beklenemez yine de Meclislere.. Ama oralarda Atatürkçülüğü ve reformlan, yozlaştırmadkn, savtznulur ve yurdun gerçek sorunlannı tartışılır hale getirmektir amaç. Bu umut verici bir aşama oîacaktır. çimkü şurasmı bilmek gerekir ki derdin büyüfü" Meclislerin bir türlü bu noktaya ula?amamasmdan gerıde kahp, dâvayı, sokağa kaptırmasmdan doğmaktadır. Seçimleri egemen sınıfların baskısından nasü kurtaracağız? Bir umut ışığı behriyor Uzaklarda; ?eçim sisteminin değıştirilmesi ve «bin derde deva iksirin» bulunduğu sanılıyor birden! Gerçekten seçim sistemi bozuk. O denli bozuk ki partililerin, ön seçıci olarak, fcerdi adaylarını saptamaları mekanizması bile işlemiyor doğru dürüst.. Bugünkü seçim sistemine göre partililer ön seçicileri, ön seçiciler de milletvekili ve senatör adaylarını seçmckte, halk ise, adaylar hakkmda söz ve tercih sahıbi olmadan, doğrudan doğrUj^a partilen tulum liste hallnde seçmektedir, Nö var kı bütün partıhler arasından seçilmeleri gereken ön seçiciler, ilçe kongreleri için yapüan dcîege seçimlerinde, birkaç yönetici tarafmdan daha çok, belirli hesaplarla, masa başmda saptanmakta, gerçek bir seçim mekanizması harekete geçirilememektedır. Sonuç olarak. milyonluk bir şehirde, halkm milietvekili veya senatör olarak seçtiği kimse aslmda nihayet birkaç yüz kişi tarafmdan seçilmiş bulunmaktadır. Hiç şüphe yok ki bu hal. seçimleri temelinden zedeler. Ayrıca memurların ve kamu iktısadî tsşebbüslerde çalışanlann, siyasî partilere tiye olmalarım engelleyen Anayasamn 119. maddesi ön seçicilerin daha çok okur yazar olmayan yurttaşlardan seçılmelerme yol açmakta, bu da ön seçımlerde ayrı bir dâva olmaktadır. Buna karşı denillyor ki partiler aaaylan bildirsinler, halk tercih hakkım kullanarak, kendi temsilcilerini seçsin. İlk bakışta parlak görunen t»u onerinin de sakmcalan var. Büyuk halk toplulukları, kişileri çok yakından tanıyamayacakları için, burada kulak dolgunluğu, türlü propaganda biçimleri, yalancı şöhretler birden önem kazanacaktır. Ayrıca da halk en iyi, en dürüst hattâ en bilgin kişileri seçse de, bunlann bilinçli olarak, ayni ekonomik ve sosyal görüş etrafmda toplanmış kımseler olup olmadıklarım bilemez. Oysa Türkiyenin bir türlü iktidara gelemeyen bir reform kabinesine ihtiyacı vardır. Her kafadan bir ses çıkarsa reformlar nasıl yapıhr? Bırakın iktidarı, CHP'nin başma gelenler, bır Ortanın Solu politikasının yarattığı fırtmalar, art:k partıierde birleşen kimselerin, herşeyden önce fıkir bırliğı etrafmda toplanmalan gerektiğini göstermiyor mu? Bvı analizi ise ancak ve ancak genel merkez ile işbirliği halindeki bir örgüt yapabilir. Kısacası seçim sistemi değişikliğine oldugundan fazla umut bağlamak hatâlı olur. Yeryuzünde ideal bir yönetim biçimi var olmadığı gibi ideal bir seçim sistemi de henüz bulunn.amıştır. Bu konuda örgütü kontrol altına almak: Evet ama örgütü sıfıra indirmek; hayır. Pirince giderken eldeki bulgurdan olmayahm. Ülkemlzin ne istediğini bilen, bunu halka ulaştıran, üyeleri behrli bir ekonomik tutum etrafmda kenetlenmiş siyasî partilere ihtiyacı vardır. Sıcaklık azalmaları bekleniyor eçtiğimız haftanın hava olayları daha evvelki haftalarda olduğu gibi Eylül ayında pek alısık olmadığımız hattâ geçtiğimız yaz aylarında bile görmedığimiz sıcak günlerle dolu geçti. Hava sıcakhklan u kadar arttı ki, Ege'nin bazı kesimlerinde 3940, Iç Anadolu'da 3233 derecelere kadar yükseldi. Yağtşlar beklendıği gıbı kı«a süreli olarak Trakya, Marmara, Karadeniz Bölgelerînde görültfü. önümüzdeki bir hafta içinde yurdumuzu yere yakm seviyelerde Avrupa üzerinde bulunan yüksek basınç ile yukan seviyelerde Snceleri batılı, sonraları kuzeybatıh hava akımları etkiliyeceğinden, haftanın tahmini şöyledir: G ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA BÜTÜN BÖLGELERDE ÖNEMLİ SICAKLIK DÜŞÜŞÜ GÖRÜLECEK. YER YER HAFİF YAĞIŞLAR DA BEKLENİYOR. BİTMEYEN YAZ İSE AKDENİZ BÖLGESİNDE. DENÎZ SUYU SICAKLIĞI BİLE 2526 DERECE CİVARINDA BULUNACAK. gârlar değişik yönlerden ha esecektir. Bunu takiben Kuzey Batıö beklenen sistemin etkisi ile < celeri bölgenin kuzeyi. sonrai diğer yerlerinde • kısa süreli ğanak yağışlan başlayarak r gârîar kuvvetlenecek ve hava cakhklannda yavaş yavas 7/8 recelik azalmalar olacaktır Hafta sonlarına doğru hava zelerek yeniden sıcaklık artışl başlayacaktır Prof.'Dr. Ü. E. ÇÖLAŞAN Hafta sonlarına doğru yeni bir yağış geçici olarak ve denîz suyu sıcaklıklan Batı Karadeniz'de 2021, Doğu Karadenizde 23 derece civarında bulunacaktır. 8 derece kadar azalacaktır. Bunu takiben yağışlar Doğuyrf kayarak kesilecek ve hafil sıcaklık artışları başlayacaktır. Deniz suyu sıcaklıkları ilk jgünlerde 2 3 24, sonraları azalarak 20 21 derece civannda bu lunacaktır. Bunu takiben yağışlar kesilerek yeniden güneşli günlere dönülecek ve hava sıcaklıkları biraz artacaktır. Hafta sonlarına dofru yeni bir sistem geçişi ile birlikte bir, en fazla iki günlük kısa süreli yağışfar başlavacak deniz suyu sıcaklıklan 25 26 dercce civarında bulunacaktır. Doğu ve Güneydoç Anadolu bölejesi: • İlk birkaç gün her iki böl de hava genellikle az buîutlu açık geçecek. hava sıcaklık günden güne artacak rüzgâı değişik yönlerden hafif esec tir. En fazla U^ gÖn içinde'o'nc ri Doğu* Anadolu'nun kuzeyır sonralârr* her îkl bölgenin tai mında yer yer kısa süreh va lar başlayacak ve hava sıcak ları zamanla oldukca azalaı rüzgârlar kuzey yönlere döne kuvvetlenecektir. Hafta sonlarına doğru Gür doğu Anadolu'dan itibaren h düzelerek tekrar hafif sıcal artıslan etfrtilerpktir *. Marmara bölgesi: Bir gün daha hava olaylannda önemli bir değişme olmayacaktır. Yarından itibaren bölge, kuzeybatıh hava akımlarımn etkisine gireceğinden, ikiüç gün arasıra kisa EÜreli sağanak yağışlı ve parçalı buîutlu geçecek, bu arada hava sıcaklıkları büyük bir oranda azalacak, rüzgârlar kuzey yönlerden yer yer kuvvetli olarak esecektir Üç dört gün sonra yağıslar daha ziyade bölgenin doğusuna çekilecek, diğer yerlerde .hava düzelecek, fakat kuzeyli rüzgârlar zaman zaman hafta %oı>una kadar devam edecektir. Hava sıcaklıkları yağıçtan sonra biraz artacaksa da mevsim normalleri civarında seyredecek.tlr. Deniz suyu sıcaklıkları önccle ri 2021, sonraları 19 dereceye ka dar düşecektir. Eqe bölgesi: Iki üç gün bölgenin sahil kesimleri genellikle az buîutlu ve açık, Uşak. Afyon ve dolayları ara sıra kısa süreli ve hafif sağanak yağışlı geçecek, rüzgârlar Kuzey yönlerden Kuzey Ege de zaman zaman kuvvetli, o"teki kesimlerde hafif olarak esecek hava sıcaklıkları geçtiğimiz günlere nazaran yavas yavaş 7 Akdeniz bölgesi: Bir iki gün göller bölgesi ile Doğu Akdeniz ara sıra kısa ve hafif yağışlı, Batı Akdeniz az buîutlu ve açık geçecek hava sıcaklıkları birkaç derece azalacak, rüzgârlar Kuzeyden hafif yer yer orta kuvvette esecektir. İç Anadolu bölgesi: Bir, en fazla iki gün daha genellikle az buîutlu ve açık günler görülecek, hava sıcaklıklarında bir değişme olmayacak rüz BİTKÎ ÜŞÜMESİ Sıcaklığm sıfır derece altına düş tüğü zamanlar, çeşitli bitkilerin, çeşitli derecelerde donması obyını hemen hemen herkes çok iyi bilir. Sonbaharda, kış aylarında ve özellikle ilkbaharda meydann gelen donlarm mevsimlere göre, bitkile rin çeşitlerine göre tarımda yarat tığı endişe bir gerçektir. Özellikle ilkbaharda, bu mevsime girerken meydana gelen donlar, tarımda büyük korku yaratır. Çeşitli ürünlerin, çeşitli kısım larında meydana gelen donmalar, bir anda bir yılın verilmiş emek lerinin ve masraflarının sıfır ol masına sebep olabilir. Bu derece endişe uyandıran don olaylarmm yanında bir de, hiç farketmediğimiz bitkimn üşü mesi olajrı vardır. Özellikle sonbaharda meydana gelen bu üşümeler, gelecek tarım yılında etkisini gösterir Bazı yıllar sonbaharda nıeyda na gelen hafif bir don oiayının ürün üzerine tahripkâr tesir yap madığını görür ve sevinim, atlattık diye. Bakın, Birinci Dünya Savdşmda Almanya'da meydana gelen ilgi çekici bir olayı sizlere anla tayım: O tarihe kadar bitkı üşü mesinin ne olduğu bilinmiyordu. 1914 yılında Almanya'da pota tes veriminde büyük bir düşüklük görülüyor, ilgililer bunun ?e bebi üzerinde büyük bir tıtizlik le duruyorlar, inceliyorlar, görü yorlar ki toprağın işlenmesinde hiç bir eksiklik yok, gübresı. su yu zamanmda ''verilmiş, çspası çok düzenli olarak yapılmış, tekniğin gerektirdiği her şey, her yıl olduğu gibi eksiksiz uygulan mış. * Bizım besin sistemimizde ekmek ne kadar önemli ise, özellikle o devrelerde Almanlar için de patates o oranda önemli. Hele bir savaş halinde bu önem haklı olarak daha büyük oluyor. Bu yüzden işe el koyan yetkililer uzun incelemeler yapmışlar sonunda patatesteki verimin düşük olmasmın sebeplerini çok iyi anlamışlar. Sebep şu imiş: 1914 yılında top rağa tohumluk olarak gömülen patates yumruları, 1913 senesi Sonbahannda, henüz tnrjraktR iken, bu bölgelerde hafif bir don olayı meydana geliyor, fakat patatesin toprak üstündeki yeşil kısımlanna hemen hemen ör senecek bır zarar yaprmyoı kat yumruların üşümesine se olmuş, sonuç bu Bunu daha « ra yaptıklan lâboratuvar dı meleriyle de ıspatlamışlar O tarihten bu yana, tohum ların gerek toprakta ıken. ge muhafaza edildikleri silolarda şümeden muhafaza edilmesı prensıp olarak kabul edilmiç bu hususa dikkat edilmiş. Demek oluvor ki, Sonbaha donların başladığı zamanla hafif de olsa, bıtkılerı dondur sa da donların gelecek yılın humluğunu üşüttüğü, üşüyen humluğun ertesi sene kullan gı yerlerde verime düsük yaptığı bir gerçek oluyor. Hoşça kalın. fstikrara dair CİHAD BABAN rtalıkta. inanmak istemediğimîz habfirier dolaşiyor, eğer bu haberler yai^n veya yakıştırma ise, biz bu satırlarla fısıltı gazetesınin balonunu patlatarak kami'oyuna nısbî bir rahatlık vermek ıstıyomz. Rivayetler şunlar: Başbakan istifa etmeyı dü$ünüyormuş! Buna sebep, CHP'nin kendi bakanlarını kabineden çekmek arzusu ile reformlarm gerçekleştirilmesı yolunda hükümetin Parlâmentoda gördüğü zorluklar ve g:zli muhalefetmiş... Buna, DemireVin polemikler yaratan, kafalarda sorular doğuran gezilerini de eklerseniz, sayın Melen'in bir gün Denıirel'e «Ge.1 öyleyse hükümeti sen ıdare et!» deyip ışın içinden çekilmesi gibi bir düçünce, pekâlâ hem hükümet başkanına, hem de oiaylann seyrine yakıştırılabilir. Bugünkü koşullar altmda bu olmayacak şey değildir. Nitekim hükümetler kurulduktan kısa bir süre geçtikten sonra birçok «orular, Melen'in şahsen isorumlu olmadığı zamana ait lşler için kendısine sorumsuzca tevcih ediimeğe başlanmıştır. Şimdi karşımızda bir bu manzaraya bakahm, b^r de. kendi millî ihtiyaçlanmızı gözümüzün önüne getirelim: Bu vatandaş şimdi her şeyden(ı eveı her çeyden önce rejimde, idarede, ekonomide istikrar istiyor, majüskül harflerle yazilmış İSTÎKRAR... Reformlardan maksat da bu istikrara kavuşmaktır. Yapılması istenen en büyük reform, id&renin vatandaşa hizmet eder h^ale getirilmesıdir. Çünkü majüskül harflerle ISTİKRAR tesis ve temin edilemediği takdıvde bunun sonucu bütün reformlann yerlerde yorgun . .ve harap yatmalanndan ibarettır. Basitten mürekkebe doğru gıdelim: Yedek subay adayı hayatını istikrara kavuşturamıyor, çünkü ne zaman askere gideceğini bilemiyor, memur istikrara kavuşup istikrarlı bir hizmet yapamıyor, çünkü başma kimin geleceğini ve o gelenin ne tutumda bir insan olacağını bilmiyor... Bir de Personel Kanununun kafasına çengellediği soruları da ekleyecek olursanız idare hizmetlerinde lstikrar olmayışının nedenini anlarsmız. Memur, ra Günden Güirö hat ve sürekli bir anlayış içinde hizmet yapamıyor. Personel Kanunu yüzünden teknik kadrolann boşaldığı bir vakıadır. Ferit Melen kabinesinin kuruluşundan sonra bakanlıklarda yeni yeni iş programları hazır'anmağa başlandı, çünkü her bakan değişmesinde, çeşitli fikir sahıpleri o bakanlığı kendi egemenlikleri altına almak üzere harnlcler yaparlar; o hamlelerin çatışması sonucu memurlar değişir, fikirler değişir, kararlar, kararnameler değişir.. Bu iş daha yeni yenı yerine oturdu. Şimdi daha önemli bir meseleden bahsedelim, bütçe çıkalı altı ay oldu... Vergi kanunlan hâlâ çıkmadı, bunun anlamı bu bütçe açık verecek demektir. Bütçe açığı demek enflâsyon, enflâsyon demek istikrarsızhk demektir. Bir parlâmentonun hem vergi kanunlarını çıkarmaması, yani milletin malî imkânlanm altüst etmesi, hem de sorumlu bir parlâmento mensubunun enflâs'yonun tehlikelerinden bahsederek yer yer dolaşması tuhaf bir çelişkidir. Ama, işte asıl bu çelişkilerdir ki vatandaşta ümidi. itimadı, ve yurtta istikran sarsmaktadır. Buna bir de rejimi sarsmtıda gösteren demeçleri, tutumlan, dedikodulan ilâve edimz!.. însaf ediniz!. Bu havalar böyle estikçe, bu rüzgârlar kafalanmızın içini böylesıne yaladıkça, Türkiye'de iş görülebilir, memleket kalkmdınlabilir mi? Parlâmentonun oylamaktan kaçmdığı vergi kanunlan dolayısivle bundan hükümet sorumlu tutulabilir mi? Hükümet, gözlerini ileriye çevirerek kendisini kalkınma hizmetlerine mi versin? Yoksa her gün çelme yemeyim diye önünü mü cşelesin!.. Her türlü ekonomik kalkınmamn tek temeli olan para, yani Türk parasmı istikrara kavuşturma yolunda parlâmento sorumluluk duymazsa buna millet ne yapsm? Etrafınıza bakınız!.. Nerede istikrarlı iktidarlar varsa orada kalkmma oluyor, hattâ kötü hükümetler, kötü rejimler bile istikrarlı idare yoluyla memleketlerine, her gün tcpe taklak giden hükümetlerden fazla ve etkili hizmetlerde bulunurlar. Bir memlekette istikrar yok mu? Orada hiçbir şey olmaz. Devlette istikrar anîayışı en az olan memleket de galiba ve maalesef Türkiye... Karadeniz bölgesi: İlk günden itibaren birkaç gün süre ile önceleri Batı Karadeniz sonraları bölgenin doğusu yer yer kısa süreli sağanak yağışlı geçecek, hava sıcaklıkları yavaş yavaş 67 derece civarında nzala cak, rüzgârlar kuzey yönlorden zamanla kuvvetjni arttırarak et kili oîacaktır Üç dört gün sonra batıdau iti baren hava düzelerek yeniden hafif sıcaklık artışları başlıyacak ve rüzgârlar azalacaktır. O JiıniHiııııııııııımııııııımnmiK | S S Ş TEŞEKKÜR | Geçirmekte olduğum kalp E hastalığını titizlikle tedavi S eden, örnek doktor, iyi in ^ E Saym Doçent Doktor Kad^ ri Işık'a, hergün hatmmı so= ran aile dostumuz vefalı E doktor, E = ^ S = 5 san, E E E şş E Bursa Belediye Başkanlığından Şehrimiz ihtiyacı olan Işıklı Trafik Sinyalizasyonu vt Tesisatının yaptırılması 2490 sayılı yasa hükümlerine göre kapalı zart usulü ile eksiltmeye konulmuştur 1 lşin keşif bedelj 1.187.037.50 lira, geçici temınatı 49.362. liradır, 2 İhalesi Belediyemiz Encümeninde 17.10.1972 Salj günü saat 16.00'da yapılacaktır. Bu işe ait eksiltme şartna mesj ve diğer evrak Hesap tşleri Müdürlüğünde görtilebilir 3 tsteklilerin; son müracaat tarih! olan 9.10.1973 P» zartesi günü mesaî saatl sonuna kadar Belediye Başkanhgı na müracaatla dilekçelerine: a) Yapı araçlan bildirisi b) Sermave ve kredi olanaklarını açıklayan malJ durunj bildl risi c) Teknik personel bildirisi, d) Dilekçenin verillş tarl hinde elinde bulunan işlen açıklavan taahhüt blldlrisi e) Şartnamede belirtilen sistemi ve cihazian yurt dışı veys yurt içinde en az Bursa şehri büvüklügünde bir şehirde ta ahhüt etmiş, tamamlamış, bir yıldan berl kabul lşlemini yaptınp işletmeye açmış. buna ait Slnyalizasvon proiesln' ve cihaz sinyal programlarını firmaca vapmış olduguna daiı bu hususlara ait katalog ve referans erösterilecek şehrin tl Rili resmî mercflerinden tasdikll dökümanlarını ekleverek Fen Işleri Müdürlüg^inden yeterlik belgesi alacaklardır Dai re yeterlik belgesi verip vermemekte serbesttir 4 Eksiltmeye girebilmek İçin tsteklilerin geçici teml natlan, 1972 malî yılj tasdikll Ticaret ve Sanayi Odası ve sikası ve yeterlik bel^elerini havi tekllf mektuplarına; al Cihaz yerleşme, durumlanni gösteriT 1/500 ölçeklı tanzlnplanı, b) Gerekli görülebilecek inşai tadllâtlan gösteriı plânlan, c) Hall hazırdaki Trafik durumuna göre hazırlanmış faz adedl ve faz sürelerlnl gösteran kavsak sınva". plânlarını, d> Ortalama Trafik akım dpgerine göre hazırlanmış vasıta akım prafiğinl e> tkl vönîü vol zaman dıvagramlı veşil dalga plânını ekliyerek lhale günü <*aat l&.OO'e kadar Komısvopnmu7a makbuz karşılıgi vermelerl şarttır 5 Tel^rafla mür?eaat ve postaria vâki seOkmeler kabu! edilmez, ilân olunur. (Basın: B. 1015 • 21336 67461 = samimî alâkalarmı gördüğüm değerli arkadaş, akraba ve komşulanma candan yürekten teşekkür ederim. Emekli Fransızca Öğretmeni Naci ERÇEVtK Selâhattin İÇLİ'ye = E E S E E = 'ELEMAN İR1YOR Bir KOÇ HOLDİNG kuruluşunda üst kademe sevk vc idarecilik görevi ıcip tercihan otomotiv sanayiinde veya benzeri iş kollarında üst kademe idarî görcvlerde en az 3 sene tecrübeli, İngilizce, Fransızca v İtalyanca lisanlarından birini çok iyi bilen Yüksek Makina Mühendisi aranmaktadır. İsteklilerin, .* FnııııııııiiiıııııııiMiıııııııııııııııl? Cumhuriyet: 6757 EVLİT Çok kıymetli birfcik oğlumuz ağabeyim Y. tns. Mühendisi KOÇ HOLDİNG A. Ş. Fındıkü İstanbul adresin? yazıh müracaatları rica olunur. Müracaatlar gizli tutulacaktır. CUMHUR KUTLU 2 yıl önce bugün aramızdan ayrılmıştır. Bu acı yıldftnümünde aziz ruhuna sunulmak üzere 24 Eylül 1972 Pazar günü yatsı namazmdan sonra mübarek beraat gecesi Ankara Maltepe camiinde okunacak mevlidi şerif ve hatim duasına akraba, dost ve din kardeşlerimizin teşriflerini rica ederiz. Sabriye • Ali Feyza (Stüdyo: 7, 964) 6753 (Yeni Ajans: 2842) 6755 HACETTEPE ÜNİVERSİJESİ TIP FAKÜLTESİ DEKANU3INDAN Pakültemizde Dönem 1 (3 Üncü siniO 5 Ekim 1972 P e ^ çembe günü öğrenime başlayacaktır Duyurulur. (Basm: A. 1423721511/6750) D O K T O R Tarık Z. Kırbakan Cad. Parmakkapi No. 66 TEL: 44 10 73 Derl Saç ve Zührevi Hastalıkları Mütehassısı tstiklâl BIR UÇAK BİN FELÂKET ÖNLER HAVA KUVVETLERIM GUÇLENDİRME VAKFI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear