15 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 26 Ağustos 1972 arih, çok sayıâa muzaffer kumandana ve onların zafer hikâyelerine sayfalarinda geniş yer ayırrmştır. Bunların herbiri, kendi çağınm koşulları içinde ve sonuçlan açısından bir değer ifade edcr. Sayı veya silâh üstünlüğü ile kazanılmış zafeı'er vardır. Bir savaş oyunuyla kazanılmış zaferler vardır. Bazen bir önemli rastlantının sağladığı zsferle'r vardır. Sömürgeci amaçlarla ya da sömürüye karşı kazanılmış zaferler vardır. Sonradan kaybedilmek üzere kazanılmış geçici zaferler ve durulacak yeri bilenlerin kazandıkları anıtlaşmış kalıcı zaferler vardır. Nihayet; yalnız taraflarını etkileyen zafer lerle, geleceğe ışık tutan ve bütün dünyada yankılar bırakan zaferler vardır. Ellinci yıldönümünü kutlayacağımız <Büyük Zafer= asker sayısı veya silâh üstünlüğü Ue kazanılmamıştır. Bu zaferde. biünmeyen bir savaş oyununun payı yoktur. Büyük Zafer.i herhangi bir rastlantıya da borçlu değiliz. En ağır koşuilar altında, ulusal kurtııiuş için sürdiirülen uzun bir savaştan sonra kazandığımız 30 Ağustos Zaferi. 19. yüzyılın azgın sömürgeciliğine indirilen ilk darbe olmuştur, 30 Ağuslos. ne istediğini bilen bir başkumandanın kuvvetli iradesiyle a..:nıtlaşan kalıcı bir zaferin tarihidir. 192"? yılında parlayan bu ışık, günümüze kadar geçen 50 yılı aydınlatmıştır. Silâhça birbirine denk, yüzer bin. kişilik iki ordunun Batı Anadolu'da verdikleri son savaşta kazanılan Türk zaferi, i^te bımun için 'Büyük' zaferdir. • Elli yıl sonra bugün, bir hafta sürecek törenlerle kutlamaya başladığımız Zafer Bayramının gerçek değerini ve önemini hafızalarııruza iyice yerleştirerek, bundan. bayratn tadıyla birlikte gerekli dersi alabilmek için. dost bir devletin Başbakanına 1913 yılı ortalarında îstanbul'dan gönderilen bir raporun bazı parçalarını aşağıya aynen alıyorum: • . • Balkan Harbiyle Avrupa Türkiyesi ortadan kalktı. Şark mesclesinin Küçük Asya'yı alâkadar eden kısmı şu kelimeleıie ifade edilebüir: Türkiyenin geri kslan kısmı yaşamaya muktedir midir, yoksa Çök. meye mi mahkümdur? Osmanlıların hâkimiyeti altmda bulunan millet vr kabilelerin bir çoğunda istiklâ! ve ayrılma temayülleri görülüyor. Bu temayüller ya yabancı devlet* ler tarafır.dan uyandırılmakta, yahut da herhangi bir yabancı devletin kendilerini himayesi altına almak isteyeceğine dair yerlilerin beslediği ümitten hasıl olmaktadır. Hatta. bugün asıl Türkler arasında da kendi ırklarınm istikbalinden ümitlerini kesip, bir yabancı işgalini isteyenler vardır. Türk milletinin aydın. kesimini derin bir timitsizlik, bir sarsıntı kaplamıştır. Geri kalan kısmı ise büyük bir kayıt T Zafere Giden Yol SABAHATTİN SELEK lık ve üstün savaş kabiliyeti Küçük Asya'nın kur* larılraasını bile sağlayamamıştı. Çünkü, Inönü'nün deyimiyle •Her ümit, ^ürk askerinin ve Türk kıtalarının. bu son dijrt seneden beri tekrar efsane haiine gelen dayanıklılışına bağlanmış buiunuyordu. İmkânsızl:klar içind'e Türk cephesinin bütün üstünIüklere dayanması. bütün hataları tamir etmesi bekleniyordu. Hârii=eler hakîie ümitlere mükâfatlar sunmadı.» Mondros Mütarekesı acı gerçefi bütün çıplaklıîıy'a gözlar onüne serdi. Mütarekenin uygulanma biçimi ve işsrallerin baslaması Türkiye'nin paylaşumakta olduğuna artık hiç bir şüphe bırakmamıştı. Bu durumda .Türk Ordusunun yeni bir savaşa girr.ie^ı ve zafer kazanması hayalder. öte bir aniam taşımıycrdu. Zaten galip devletler, Türk Ordusunu . >avaşamayacak hal? sokmak için eüerincfen gelen her şevi yapıyor'.ardl. Alman Büvükelçi=inin söyledisi «ümitsizlik», «>prsmtı> ve «kayıfsızlık» alabîl"liâine >*aygınlasmıştı. Böyie bir çöküntü içine düşen milletin zafere ulasması değil. yerinden kıpırdaması bile mümkün deŞildir. Bu psikolojik ortam, ayrıca. «büvük devletler» kâbusu yaratılarak bsslenmekte idi. Büyük devletlerin de büyük zaafları •oldııŞu. devlellerarası ilişkilerin ve dengenin sürekii olarak degistiji. ittifakların.ve düşmanlıklann bir^r cıkar meselesine dayandığı ve ergeç bozulduğn p"k az kimsenin akıl erdireb;ldi»i me«elelerdi. Mııstafa Kemal Pasa ile beraber Artadolu'ya gecenlerin arasında bile gafiller vardı. Aşağıya cldugu gibi aktaracaîımız konusmalar bunlara aittir: • Parasız, ordusuz ne yapabiliriz? Onlar uçakla havacTa uçuyorlar. biz henüz kağnı arabasından kurtulamıyoruz. Onlar. diretnot yapıyor. biz yelkfnli bir gemi yapamıyoruz Bu halde. bugün istiklâlimizi kurtarsak bile yine günün birinde bizi tâksim ederler.» «Egpr Izmir Yunanistan'da kalsa ve aramızdâ bir muharebe açılsa, dü'tnanımız, Yunanistan'dan vapurla asker EPtireceSi halde. acaba biz Erzurum1 •dan hangi simendöferle nakliyatımızı yapabilece5iz?. G«>rçekter o «ün. Yunan cephesi için gerekli olan top, yalnız Erzurum'da vardı ve bu toplarl taşıyacak demiryolu mevcut d'eğildi. Düşmanımıa ria Yur.anistan'dan Anadolu'ya vapurla asker taşi" yordu. Sıvas Kongresi'nde dile getirilen bu imkânsız» hklar içinde zafere giden yolu Mustafa Kemal Paşi bilivnrriıl Başkomutannı huzurunda Büyük Taarruz dan önce yapılan geçit resmî Sömürgeciliğe indirilen ilk darbe... sızlık içine gömülmüş bulunuyor. (...) Orduriun maneviyatı bozulmuş ve subaylar arasına siyasi nifak girmiştir. Bu durumda Asya Türkiyesi kendi kuvveti ile kendisini muhafaza etmeye kadir değildir. (...) bugün milletler fetih arzularına bahane olarak yalnız ırkî prensipleri ileri sürmüyorlar. 'Herhangi bir yabancı memlekete müdahale etmek isteyen bir memlekeün nizamını sarsabılen veyahut onun tarafından bu memlekete yatırılmış yüksek ekonormk kıymetleri tehlikeye düşürebilen bir huzursuzluk hakimdir diye de mücadele meşrulaştırılabiliyor. Rusya için müdahale imkârıları Şarkî Anadolu'da, Fransa için Suriye'de ve İngilt«re için de Basra Körfezi havalisi ile Arabistan'da mevcuttur. Bizim için de nazari olarak Bağdat hattı mmUkasında mevcuttur, denebilir.» Almariya'nın Türkiye Büyükelçisî Vangenhaym' ir kaleme aldığı bu raporda. Osmanlı împaratorluğunun taksiminde acele ed'ilmemesi tavsiye edilmekte ve gerekçe olarak da Almanya'mn buna henüz hazır olmadığı belirtilmektedir. Almanya'mn Küçük Asya'ya yerleşmek için gerekli zamanı kuzanmasının, 'ariçak İn^iltpre ile aniaşmasına baelı olduğıınu söyleyen Büyükelçi. Türkiye'nin dal'.'.masını geciktirmek gereğine de değindikten .sonra, b'u maksatla Almanya ve Ingiltere'nin işbirliği ile Türkiye'de bir reform yapılmasını önermektedir. . Vangenhaym. raporunun Türkiye'de yapılacak rcformla ilgili bölümünde düşüncelerini şöyle açıklamaktadır: . «Böyle bir rejim Mısırd.aki rejime yaklaştıj; . nispette Türkiye için ha,yırh olur. Islahat işi, r.eti • cede Türkiye'nin nîuvakkaten kurtarılması, ancak Türkiye'nin yaşamasında hâkiki bir menfaati olan devletlerin samimi surette elbirliği yaparak çalışmasıyla temin olunabüir.» Birinci Dünya. Savsjına girmemizde önemli bir ıoi oynayan Vaneenhaym'ın yanıldığı noktalar olmakla beraber, Türkiye için koyduğu teşhis büyük cleüde gerçekleri yansıtıyorriu. Nitekim, bu raporun yazılışından bir yıl sonra Birinci Dür>ya Savaşı patladı ve savas sonunda Osmanlı tmparatorluğu yıkıldı. Alman Imparatorluğu da yıkıldlğı için, tabiî Türkiye'nin taksimine katılamadı. Çünkü Alman Ordusunun başlangıçta sağladığı geçici zaferler sonuç vermemişti. Balkan Harbi yenilgisinden sonra. Birinci Dünya Harbinde Türk Ordusunun gösterdiği kahraman YARIN: Mustafa Kemal uyarıyordtl SAVAŞ ALANINDAN ANILAR HİKMET ÇETİNKAYA Büyük Taarruz'da Dünya Basmı OMER SAMİ COŞAR Lloyd George savaşın bitmesini istemiyordu AVRUPA BASINJ, TÜRK ORDUSUNUN YUNANLILARI LENDİĞİNİ ANADOLUDA BARINDIRMAYACAK KADAR GÜÇBELİRTİYORDU 50 yıl sonra Aslıhan yoresinde \aşam savaşı surüyor, şimdi. İşte yüzlerce insan harman döyüyor. *Toprak vermek yok, can vermek var diyorduk, uruncu aydınhk yalıyordu yüzünü. Gözleri Aslıhanlar ovasını kuzeyden ve güneyden kuşatan kıraç tepeleri yokluyoıdu. 50 yıl önceEİni, o büyük taarruzu yaşar gibi oluyordu! Toprağın katılığı günebakan çiçeklerinin sarısına uzanıyordu. Elleri silâhına gider gibi saygılı duruyorüu... Buğulıı gözlcrini kıraç tepeieıdon çekip toprağa çevirdi. Sonra bir sigara yaktı. Ağaçın dibindeki iri taşın üzerine çömdü... «Bende dört mermi vardı, Hasan çavuşta iie üç mermi. İşte biz böyle kazandık savaşı!...• Sonra uzun, uzun soluyordu. Sigarastnı çekiştiriyor, kalpağını düzeltiyor ve Kocatepe'den Afyon ovasma iniyordu. Bir yumruk uzuyordu o gri aydınhğa doğru. Mustafa Kemal Paşa saatına bakıyoıdu. Tüm Paşalar sanki bir saatın ak~ rep ile velkovanınin birleîtiği nokfada yürüyeceklerdi. Tatlı bir . serinlik çıkmıştı. Kocatepe'den Tınaztepe'ye bir çizgi uzanan ak bir haberci gibi. Asker sanki tek bir yürek, tek bir e!, tek bir gözle verilecek işaıeti bekliyordu. Patlamıştı silâh f.rtık. 15 Mayıs 1919'da gazeteci Hasan Tahsin'in ilk kurşunu, 26 Ağustos 1922'de Kocatepe'de özgürlük türküsünün kan ve barut kokan yankısıydı bu. Türk ordusu, yoktan var oliin Mehmetçiği, emperyalist saldırganları sürüyordıı Afyon ovasına doğru. Ve 30 Ağustos 1922... Başkumandanlık Meydan Savaşı... Büyük Zafer... Aslıhanlar ovasmda Yunan ordusunun yok oluşu... ' I K ayl^rında Avrupa da çok kimse şu görüşte birleşmektedir: Anadolu'da Türk Ordusu çok kuvvet lenmiştir. Yunan kuvvetlerinin bu topraklarda tutunmalan bur.dan böyle imkânMzdır. Er;;eç bütün Anadolu tahliye edllecektir. Bunun için rie. yenibir savaşa sebebivet verilmeden Yuııanistan'ın kuvvetlerini hemen geri çekmesi sa§lanmalıdır. ' • Yalnız bir tek kisı, İngiltere Başbakam Lloyd George. bu görtjşe karşıdır. Türk Ord'Jsunun kuvvetlenmiş oidugunu o da gizleyememektedir. Fakat. inatla takip ettiği politika, Anadolu'da yeni bir savaşır» çıkmasını arzu etmekfe olduğunu göstermektedir. Türklerle Yunatılıların yeniden onbinlerce ölü ve yaralı vermelerinö'Bn Llovd George ne gibi bir menfaat Fağlayacaktır? Bu. onun pölitikası mıdır. yok^a sîlâh türcarrarı rnı Lloyd Geor^e'u sürüklemektedirler? Türkiye ile münasebellerinde çok hatail bir yolda yürümekte olduğunu Lloyd George'a hatırlatan birçok Ingiliz vardır. Avam Kamarası üyelerinden Aubrey Heıhprt. Türkiye ve Ortado^u'ya yaptsğı bir geziden Londra'ya dönünce 1 Aralık 1921 tarihii 1 Sundav Times gazelesinde bir makale yayınlar, o günkü (furumun tek sebebinin îzmir'in Y'irarl.ılar tarafından işgali olduğunu belirtir. Kemaiist hareketi savunur. trlandalı asiler Londra'yı i.şgal edip bir îrlanda hükümeti kursalar vatanperver fnsilizler ne yapardı? Oxford'a çckilir ve orada muvaffak bir hükürr.et teşkil erierlerdi. Türkler de işte bunu yapmışlardır• Aubrey Herbert. durumu düzeltebilecek tek çarenin d'e Türklerle uzlaşmaya vsrmak olcîuğuTiu ekler. Matichester Guardian gazetesi de 29 Aralıkta. Yuran Krallığının bir ayağını Anadolu kıt'as:nda bulundurrhaya devam etmesine artık imkân kalmamış olduğunu, Yunan işeal bölgesinde Rumlar.ın cosunlukta olmadıklarını ve ayrıca bunların. idarelerine teslim edilmiş Türklere de zulüm y'aptıklarının anla=ıldı5ını va7ar v? ilâve eder: «Türkler.her çareye başvurarak Yunan Ordusunu Anarfolu'dan çıkarıncaya kadar savaşa devam edec^klerdir. Bunun için rie Yunanistan ergec. Anadnlo'vıı tahliveye mecbur olacaktır. Bu ne kadar gecikirse. taraflann ıstırabı da o rlerece artacaktır.» Avam Kamsrasınm bir başka üyesi. Yüzbaşı Kenuorthv. 15 Ocak 1922'de Daily Telegraph gazetesinin ba?vazarma yolladığı bir mektupta, Llovd Georce'un Türkiye've karşl politikasını şiddetle yerer. i e r ki: • ESer Llovrj George. tngiiiz ticaretini diriltmevi ve Avrupa'nın v'eniden kuruluşuna katkıda bulunmavı samimivetle arzu ediyorsa. tpk bir «Ö7İp Fenis oazarlannt kapılannı veniden açar, c=anayiimİ7e piyssalar sağlar ve höylece karşı karşıya bulunduŞumuz tehlikeleri aTaltniıs ohır. Bütün bunlar. Türkiye'ye karşı takip eflilen poütîkada vap:lpc='< dpŞiçikliklerle «aâlanabilir • Ken\vorthy. hütün bunlara raemen koalisyon hükümetinin. Anadolu'da «ezeli düsmanlan» nı imha sefsrlerinde Yıınanlıları körükörüne vş cür'efle desteklediğini yazar. normal zamands bövle bir cfavranifm bir hükümeti devirmeye yeterli olacağını da ekler. Avam Kamarasınm bu ı'lye?! mek'ubunda şu hususları da belirtir: «Yunanlılar için bu savaş. ırk ve riin savaşı< 'r Bu öyle bir savaştır ki. dünva bu devirde ~ ı buna artık taharamül edeme7. Mütecaviz Yunan lılardır. Mağlup, hem de kati sekilde magluT) olmuslardır. Buna raŞrr.pn, açıktan açığa ve ge Lioyd Gcorge'u sutluyan ve Vunan taraftarı politikasmda israr etınt'Sİnin sebeplerini bir türlü anlayaruadığını söyleyen «Hindistan Nazırıa Montagu. niş olçüde onlara yardımlarda bulunmaya ve bu meıhametsizce savaşı sürdürmeleri için te«vıkler yapinaya devam ettik. Tarafsız müsahıtler, Yunan kuvvetleri tarafından yapılan mezalimi anlattılar. BahFİ edilen Türklerin "mezalimi" hiç bir zaman Yunan vahşetirin rierecesine yükselmemiştir.» Kenworthy, Türkiye'ye karşı takip edilen politika sebebiyle Hindistan'da kanşıkliKİarın yayıldığını. tarihte ilk defa olarak Hindu ile Müslümanların orada tngıltere'ye karşı birieş • tiklerini. bu olaylann da ticaretı baltaladığım, büyük masraflara sebep olduğunu belirtir ve Lloyd George ile müşavirlerinden nihayet hatalannı kabul ederek politikalarını süratle değistirmelerini i?ter. Böylece înailtere'rleki işsizliğin de ortadan kaldırılmasına doğru adım'.ar atılmış olacağını ekler. O günlerde Ingiliz adalarında ışsiz sayıs: bir buçuk milvon civanncTadır. Avam Kamarasının 7 Subafta yaptığı toplantıda Lord Curzon"un bir konuşması ise, Lloyd George'un bu ikazlan nazari itibara almaya nıyetli olmadığını gösterir Dışişleri Bakanı konuşmasında, Hindistarî" daki olaylara teFİri sebebiyle İngi]tere"Tiin Ortadoğu'da barısın temini işi ile ciddî şekılde ilgili bulunduğundan bahsederken a"er ki: «Fakat Yunanlılara haklannın teslimini de istiyoruz. Yunanlılar, harhin son safhasında müttefiklere mühim hizmetlerde bulundular (1). Unutulmamalıdır ki. 1919'da Yunanlılan lzmir'e gitmeye davet edenler müttefikler olmuştur. Bu davet yerinde bir davranış o!=un olmasın, Yunanistan yaptığı büvük hizmprlere karşılık makul tavizler elrip ptmelitîir » Lloyd George. Avam Kamarasmm bir hafta sonra yaptığı bir toplantıda yeniclen ikaz edilir. O günlerde «Hindistan Nazın» Montagu, Hindistan'da karışıklıfclann yavılması sebebivla suçlanmış ve Hint halkına karşı daha sert teribirlere başvurmadığı için bu karışıklık'snn büyüdüâii de iddla edilmişti Montaeu. 14 Subat'ta kendini ve politikasını savunurken, bu kansıklıkların büyümesine sebep olarak, Türkive ile tnsiltere arasındaki bağlann kopmasını. Sevr Muahedesini ve Türk Yunan savaşının devamını gösterir. Lloyri George kabinesinin bu üyesi, Hint kuvvetlerinin genis yardımı sayesinde Osrnanlı Ordusunun yenilebildieini ve bu sebep,le de Hint ülerin. Türkiye meselesindeki tavsivelerine kulak verilmesini talep evlediklerini anlatır. General Towshend Montagu'nun görüülerini destekler, Hindistan karşıkhklanmn Türkiye 1e barışın aktedilmemesinden doğduğunu söyler, Türkiye ile bir uzlasmaya varılmasınm tnsiltere icin önemini belirtir Bu toplantıda Llovd George, Türkiye ile barışın aktedilmesinin Hindistan'da Ineiltere için mesut neticeler doğuracagını teslim eder, yalnız bunu temin İçin politikasmda değisiklik yapmaya hazır olduğundan katiyen bahsetmez. TEMPS gazetesi 18 Şubat tarıhli nüshasında, Yunan hükümet temsılcılerinin bir süredir Londra'da bulunduklannı ve yeni savaş malzcmesi satm almak için de yeni bir istikraz peşin» de kostuklarım ve hattâ bunu temin ettiklerini bilriinr Mart ayının ilk haftasında Londra'da, Lloyd! George'un hükümetini nasıl ıdare ettiğini bütüa çıplaklığı ile ortaya kovan ciddî bir olay cere'. an eder. «Hindistan Nazjrı» Mohtago, Türkiye ile barış akdini ısteyen ve taleplerde .bulunan Hint lura Meclisinin gönderdiğı bir mektubu basma açıklar. Daha önce, Lord Curzon'un ve diğer Bakanların bulundugu bir toplantırfa bundan tahseder. mektubu basına açıklayacağım da söyler. ttiraz eden olmaz Fakat gazetelerin meiî tubu yayınlamalanndan sonra bu pçıklamamn mahzurlu olduğu kanaatine vanlır ve Lloyd George. Montagu'yu 9 Mart'ta istifaya davet eder. Ayrıca Reuter Aiansı vasıtasiyle yayınîanan bir beyanatında da Montagu'yu. kabine içinde tesanüdii ve işbirüğini zedelemekle suçlar. Montagu, 11 Mart'ta, Cambridge'de seçnıenieri önünde bir konusma yapar, Lloyd George' un suçlamalarını tebessümle karşıladışını söyler. Lloyd George'un kabine arkadaşlanna dahi danışmadan iş yaptığını. kendisinin onunla görüşebilmek için günlerce nasıl fırsat kolladığınl anlatır. Hükümet içinde Başbakanla Bakanlar arasında bir isbirliginden bah^edilemiyeceğini belirtir. Ayrıca Başbakanlıkla Dışişleri Bakanlığı arasında da. takip edilecek dıs politika sebebiyle derin aynlıklar. birbirine zıt görüsler bu" lunduğundan da bütün kabine üyelerinin haberdar olduklarını sövler. Montagu der ki: «Başbakanm Ortadoğu politikasını tadil ettirebilmek için banş konferansından beri elirnden geldiği kadar mücadele ettim Lloyd George'un Yunan taraftarı bir polltikada israr etmefinin sebeplerini bir türlü anlıyamadım Yur.ari taraftarı mı? Bu politikamn Yunaniütan'ın menfaatlerine hizmet ettiSinden de şüphe etmekte5'im. Bu politikamn kime yararh olabileceğinl bilemiyorum. Yalnız bir tek şevden erainim. O da Başbakanm takip ettiâi politikanır tngiliz İmparatorlulu için felâket getirici o!du2udur> Lloyd Geor^e. bu karlar ikaza ragmen Yu* nan taraftan ve fngiliz menfaatleri aleyhine d'e olan bu politikasmda neden israr erier ve bu davranı?ı ilp kime mpnfaat saS'sr' I medım ieklifini. O'nu bile. bile ölüme atamazdım. Fakat dinlemedi beni, gitti çobanın yanına !..> Nasıl gitmii?> «Kafasına bir kasket geçirmiş. Ayaklşrı yalınayak. Sakat numarası yapmış. Gece çoban uyuyunca koyunlardan bir tanesini kapmış ve bayır aşağı yuvarlanarak, dere boyundan yanımıza gclmiş. Bir güzel yedik koyunu. derisini is.e çank yaptık kendiVnize!... • Düşman baskını olur muydu?> «Afyon Yunan"ın elindeydi... Çarıklı diyorlardı bizlere. Yunan baskınlannda lokomotifi söğütle. rin altına saklardun. Yıld'ırım Kema! köyü Yunanlılann silâh deposu halindeydi. Bir kez koymustuk kafamıza oğlum; toprak vermek yok, can vermek var diye!..» Yı'dmm Kemal O büyük savaştan 50' yıl sonra, harp alanı nm ilk bölümü olan Yüdırım Kerrial köyünü gezdik. Yunan ordusunun baskmîarının en yoğun olduğu kesimdi burası. Tren istasyonu Yunanlılann silâh depcsuydu. Şimdi 67 yaşında olan Mus tafa Yıldız, 17'sinde bir delikanh o yıllar. Kendisinden bir Yunsn b»?kmının öyküsünü dinleyelim: . Teğmen Yıldınm Kema! şehit edüdi Gcnı, teğmeni toprağa verdikten sonra dağa çekildik. Gece köyden alevler yükselmeye başladı, Harman laıımızı ateşe vermişti düşman. Elimize ne geçirdiysek kapıp. köye indik. Hepsi korku içindeydi gâvuıun. Kaçıyordu artık. Türk'ün gücünden kor kan Yunan ne1 varsa bırakıp gidiyordu.» tstasyonu bastık ve silân .>n'1ık Bizim süvari alayı köye geldi.» Köy alanınds harman dövülüyordu. Öbek. öbck olmuştu buğdaylar. Çocuklar. kadınlar ve erkekler yaşam kavgası veriyorlsrdı... Aslıhanlar yöresinde her şey yerli yerindeydi... Gençlerden birinin yanına yaklaşıyorum ve soruyorum: •Neler olmus buralarda 50 yıl önce biliyor musun?» Elindc uzun bir sopa Bsşında kssketi Belli yorgun.• Cavur'j kovalamışız ağabey!....» Emin Demirok'tu adı. 19 yaşındaydı ve evlıydi. Öğrenim derecesi ise ilkokuldu. Az önce düveni karısına bırakmıs ve koşa. koşa yanımıza gelmişti. Süleyman Güleç ise 30 yaşında ve üç çocukluydu. Büyük savaştan 20 yıl sonfa dojmuştu... «Sen ne diyorsun Süleyman?» • Ss'vaş olmuş efendim. Gavurlan kovalamışız buralardan. Yıldırım Kemal öldürülmüs Yunanlılar tarafından. Çok eziyet yapmışiar bize. Dedem savasmış Yunanl'.larla...» 'Daha başka'. •.Bilmom l;i n'olmuş..." Savaş olmuş abi, savaş !...» 30 yıl sonra dolaştım Aslıhanlar ovasını. Yunan Kumandanı Trikopis'in teslim olduğu karargâhını! Mustafa Kemal Paşa'nm ORDULAR İLK HEDEFtNİZ AKDENİZ'DİR İLERİ emrini verdiği ZAFER TEPE'yi! Yunan ordusunu sindirme hazırhğı yapılan o tarihi Çal köyü! O büyük silkinişin başladığı Kocatepe'yü... O büyük savaşta İ0 yaşında olan bebeleri, Zaliha bacının sakladığı kağnıyı, bir ülkenin ve haikmın yaşammı değişriren çizgijü... Cumhuriyeiin 20. vılında doğan b:r kiş: olarak özpr.le dolaştım... Gazi Mehmet Zengin 75 yaşındaydı. 5 J yıl ön< ceyi daha dün gibi yasıyor, bir bulut geçiminin izlerini. taşıyoıdu. İri tasın üzerinde kalktı ve snlatmaya başladı: = 47 yıl sonra hatırladılar bizi. Şimdi üç ayda 90() iira maaş veriyorlar. Ama 4 yıl sonra olsa 7 bile hatırlanmak güzel şey...> •Kaçıncı fırkadaydın?•23. fırkadaydım ben. Bir lokomotif, otuz vagon ve oniki er ile erzak taşırdım ccpheye...» •Bir anınızı anlatır mısınız?> «Lokomotif körr.ürîe çalışır... Aıv.a nerede bıılacak'îinız kömür. Ormandan odun keserdik. Odunla yürütürdük lokomotifi... Sonra en önemlisi yiyecek sorunuydu. Yunanlılann depolannı basardık bazı geceler Hele bir er vardı Osman diye. Üç gün aç kalmıştık. yürüyemez hale gelmiştik. Bana Yunanlı çobanların yanına gideceğini vc koyun çalacağını söyledi. Ben kabul et Aslıhanlar yöresi (1) Yunanistan, Cihan Harbine 29 Haziran 1917 de katılır. Müttefihlerin resmî statistiklerine çöre 5.000 510 vr varalı vprir ! Cihan Harhindp Fransa'nın dir vprdiŞi HIM cavisı 1.157JJ00' YARIX : ZALİHA KAĞNISI BACINLN YARIN : LLOl'D CJEORGE'UN TUZAĞI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear