Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA ALTIı sCTJMHURİYET ! 1 :23 Ttmmva 1972 Haftadan ••numv Haftaya Adnan TAHİR 4 0 YIL ÖNCE 23 Temmuz 1933 tarihli İĞ İĞRİ VE DOĞBÜ ÖBETÇİ polisin kolundaki saat ya dorde beş vardı ya da on... Koca şehir nasıl da bomboştu ve ıssız... Millet, uykusunıul en tıtlı, en derın bölümünde olmalıydı. Fakat Kelly, sorumluluğun Tie anlama geldiğıni çok iyi bılenlerdendi. Saat, sabahm ister dordC olsundu jster bilmem kaçı. Devriye görevıni sadakatle tamamlamak zorundaydı.. Bütün köşebucak yoklanacaktı... Buyuk opera da giriyordu devriye" smırlanna, Fakat bir'gar.plık vardı yapının onünde. Sekizon kişi birikmiş, kulak kesilmişlerdi. «Içerden sesler gehyor...» dedi biri polise. «Bu saatte ne olabilir?...» Birbirlerine omıız verip aralık peneereden süzülduler.. Salon zifir gıbi... Fakat sahne aydmjık.. thtiyar bir adam farkı söylüyor,' orada .. «Sevü Berberi»nden bir'arya. Parçanın bitiminde, adam başlıyor sağı solu selâmlamağa ve de buseler göndermeğe... Salon tıkabasa dolu sankL.. Berikiler de dajanamıyorlar, hararefle alkışlıyorlar. Polıs Kelly de bağınyor: «Bra. vo Çok güzel okudunaz . Ama, temsil için vak.it biraz geç değil mi? » Bıtiyar şaskın, ihtjyar mahçup: «Dinleyidlerim de varmış demek...» diye mınldanıyor rautlulukla. Tekrar selamlor, jeveranslar, öpücükler: «Müsaadenizle kendimi takdim edeyira... Ben Hccior Williams v . Yaşnn 71™ Vaktiyle tenordum.. Yirmf jıl şarkı şöyledim... Şimdi burada gece bekçüigi yapıyorum...» Hürriyet bayramı Cumhuriyet N • Lyuyan zavaltı bir tavşana steı edecek kadar merhametsiz olma... I A Z I g. l Z DGÜN Hürnyet Bayramı hâkimiyet ve millî istiklâl zâ nm yirmibeşinci yıl dönü tnan •zaman lçeriden ve dışar'müdür. Bir cevrek asır.Ön dan sınaâ veya açık tehdUlere, müdür. çeyrek ce hürriyet ve* istiklâlıne susa nücumlara uğradı. f a k a t Gazi l mış Türk mjllleti, Avrupa'da ça Mustafa Kemai harici düşmanUşan aydınlafınm •ilhamı ile sa tara karşl milH tstıklâlı, dahıtl rr»> ve istibdadına ilb yumrı> duşmanlara kaışı da mıll! bür4 ğu o»gün vurrmıştu. O gün 10 riyet ve'bâtamıyeti temm ede „ Temmuz" 1324 23. • Ternpıuz rek miUetin iradesinı sarsılma» 1908 idi. < O gün, bugün cnilli temeller üzerine kurdu. ' t ©IMOSKCİVA'da rapılan gflreşlerde TSrk füreşçüeri.'• "' •' nin basansmdan sonra dün de Galatasaraylı atletlpri"•', miz dort birinciljk, bir iirinriltfc kazanarak yüzflmii» , '. * zii füldürmuşlerdır. . . V • CLMHURİYETtMÎZÎN onuneu yüınj kntlama komisyonri, sımdiye kadar tesbit ettiği prograrna göre Ttem < leketin her taraUnda 1000 konferans ve 500 temsil ve'•. rilecektir. • B •r.' . ' ' . ERDAL TÜSAVÜİ, * * * • MANCHESTER'de bir sahne.. Sahnede Leoncavallo'nun «Bajazzo» operasj. Leoncavallo'nun kendisi de salonda... Caktırmadan girmiş, oyunu izliyor herhangi bir seyirci gibi Alkışlar da birbinni izlemektedir aynı zamanda. Muziplıği tutuyor ünlü b»stecinın... Yanındaki adamflı kulağına eğiliyor: «Ben müzikten aalarım biraz.. Berbat bir eser bu, bana sorarsanız.. Yer yer Berlioz'un taklidi... Birincl perdedeki düetto Gounod'dan aşırma... Final de Verdi'nin acemice tekran.» Iki gün sonra Maııchestfr'in en buyüjr gazetesinde şöyle bir başlık çıkacaktır: «Hazın bir itiraf...» Ve bestecinin muzipliğini ciddiye alan uzun bir \azı. Meğer adam sozüm. ona sanat eleştiricisi jrnış, üstadı da gayet iyi tanıyormuş... Telâşlanmayın knçük hanım .. Yın^ın henfis ikinei kats bile gelmedi Y A Z 1 S IZ • BİR ZAMAJîLARIN şöhretli kadın sarkıcılanndan Gabriel)i, Rüsya'ya davet.edilmiş. Sarayda konserler veracek... Çarıçe Ikiııci Katerina, sanatçının istediği parayı fazla bulmuş: •Ben, uureşalime bile bu kadar para vermiyonım... Size verirsem tuhaf olurj» Gabrielli heraen doğrulmuş: «Bu durumda bana, lüzum kalmıyor... Konseri mareşaliniz versin...» DÜŞÜRMÜŞ Annecifcim bana bir parça •eker daha verir misin? ötekini düşürdüm. Nereye düşürdıin? Çayımın içtae... İîaisıİsmız?.. îyı liisinizf Çonlor • UNFTLXMAZ operetlerin şöhretli bestecisi Franz Lehar, meslek hayatının başlangıç yıllarında, yakınlarından blrine şo>le dıyor: Önemli bir meseleyi kasla göz arasmda hfillettiın. Pansiyoncunun kızına piyano dersleri veriyornm, karşuığmda da bedava yemek yiyorum...» Arkadaşı soruyor meraklü: «Kız kabiliyetH mi bari?...» Rahat ve geniş bir tebessumle gulüyor Lehar: «Hem de nasıl Nefis yemekler pişiriyor... Ağıına lâyık.» ÇARESİ Aüe Bıigisi dersinde öğretmen, Gonül'e sordu: Kurabiye ve pastalann bayatlamaması için ne yaparsınî îerün efendim. kimin için • ENRİCÖ CABUSO... Gelmiş geçmiş seslerin en güzeli Kutsal bir hançere.. Amenka'ya dâvet edilmış... Verâiği teınsill«r bütün ülkede kıyamet koparmış.. Ünlü tenor bir gün trende... New York'tan kalkmış, başka bir kente gidryor. Özei kompartımanınra kapısı aralanmış... Bir kız çocuğu... küçücük.. Btr çıft goz... Yemyeşil. Bir burun .. Haşan mı ha?an. Kıvrr kıva ssçlar... A'tın sarısu «SUi MetropoUten'de seyretmek için nasü yalvanp yakardım babama bir bilseniz... Fakat olmadı.. Çocukları almıyorlarmış salona... Babam da zaten çok fakir.» Sizin bu trende olduğunuzu duyunca gdreyim dedim hlç değilse...» Caruso, kızı elinden tutup içeri alıyor, kapıyı sıkıca kapıyor ve hayatının en güzel konserini veriyor hemen oracıkta. * * * • MARK WİLLİAMS, Londralı bir aktör. Beş yaşındaki oğluna pahalı bir keman alıyor... Bır de öğretmen tutuyor.. Fakat çabalsr boşuna... Çocuk beceremiyor bir türlü Becereme. diği için de kmyor, kemanı kırıyor. Babada bir telâs, bir telâş • Yehudi Manuhin'e bir mektup yazıyor: «Ne yapmam .âzıra bu. durumda?...» Bir telgraf geliyor ünlü kenvancıdan Cevap, tek cumleden ibaret: «Üzulmeyin, beş yaşında iken ben de aym jeyi yapnuştım.» * * * • BİR SABAH, Istanbul Radyosunda keman soloları çalıyordu... Felâket bır keman... Tenekeden farkjız,. «Hay Allah ... dıye söylenerek koştum. Bütün hırsımı düğmeden alacağtra. Tam kapamak üzereyken spîkerin sesi duyUldu: «Yehudi Meriuhin'den keman sololan dinjediniz...» Pıyanoda da bilmem kim ejlik çdıyormuş. Bunu, ezile buzüle kemanı ile olduğu kadar nükteleriy r le de şöhretli genç virtüozumuz Saim Akçü'a anlattmı geçenlerdf. «Doğal bir §ey.» dedi. «En zirvedeki muzisyenlerden biie iğri sesler çıkabiliyor arasıra...» Dayanamadım: «Ama en zirvede. ki politikacılardan acasıra bile olsa doğru sesler çıkmıyor..» dedim. «Bu da mı doğal yani?...» Gülmekle yetindik. Çünkü o, pobükacan anlamıyordu, ben de müzik fıkarasmın biriydim. «••••••••••>' çaliybr? Dr. İhsan ÜNLÜER '• SEAN GUİTTON bir |anısında: «Seine nehrinin kıyüarını dolduran kitapçı dükkânlannı eşelerken bir gün içinde bir tek harf bile yazılı olmayan meşin kılıflı bir defter elime geçmişti» diyor. cBomboş bir defter. tç kapakta ise özenerek bezenerek yazdmış sadece üç kelime var: «AKUMA GELEN DÜŞÜNCELER.» Y A Z I S.t Z sonraki tablolan yenüıkçi çalışmalan, nazari eserleriyls büyük Alman ressamı TERSÎ Çanakkalede bır ilçe Lâhza. 6 TERSÎ notada duraklama işareti TERSt insan elinden çıkma değerli şey îlkel ka\imlerin putlan TERSÎ bir çalgı. 7 Maksat gaye (yeni dıl) TERSI geri taraf Debussy gıbi Fransız müziğinin empresyonistlerinden fakat başka görüşte olan bir besteci (Maurice). 8 întikam almayı hedef tutan gizli duşmanlık Eskiden devletin gayrimüslim tebası >di TERSI denizcılıkte biı eemiye veya sabile açık durnıa deyimi. 9 Bır hayvanın lâkatı Auguste ön adı üe pozaövist felsefenin kurucusu olan ve iüm tasnıfinde sosyolojiye en üsrun yer veren Fransız düşünuru Alaturka musıkide oldukça kıvrak bir usul. 10 TERSI dünya mânasına Küçuk bitkıier Elektrolitte poatif elektrot. 11 Yapraklan oğuşturuhınca limon kokusu veren bir bitki Herkese ait yapanın adı bilmmeyen mânasına veya bır sirket şekli. 12 Tropıkal denizlerde esen bır yel Kimyada kalsiyumun simgesi Alaturka musikide bir makam. 13 Acıklı Fransa Büyük îhtilâlinde aşırı çmmhuriyetçilerdeo kuvvetli bır hukukçu ve avukat olup ihtilâlcilerin sonra dan şsddete başvurmalanna karşı çıkmış bunu fırsat bilen eski arkadaşlan (bilhassa Robespierre) tarafından gıyotıne göndenlmiş bir lider (Georges Jacques) Alacağı verecekle denkle^tirme. 14 Kimyada magnezyumun simgesi Bir fikre barekete davranışa karşı çıkrp fık;T ileri sürmek TERSÎ bir ışe gosterilen fazla dikkat. 15 Elektrik te direnç birimi ^ Organik maddeleri eritid parlayıcı bır sıvı. 16 îtalya yanmadasının çıı> mesi altmdakı feörfezin adı Bayram (eski dil) Afrikada bir asalet ünvam. 17 Bugün artık bîr Sovyet devleti olan eski Estonya devletinin başkenti îkinci Dünya Savaşmda Amerikan gemileri Uzerine torpil yiiklü uçağı ile pike yapan Japon intihar pilotlan. 18 Bir balık Olmayacak şeylerden mâna çıkarmak yersiz korkulwa kapılmak gibi ha 1lerle beliren bir sinir hastalığı. Bulmacanın çözümu 7 nci sayfamızdadır. T A Z 1 S I Z AL ELİNE KALEMİ YAZ AKLINA GELENtJ. Bu meçhul yazar kimbilir ne güzel anılarla doldurmak için almıştı onu ama giinün birinde mutsuzluğa kapümıştı ki gidip bomboş sayfalardan ibaret olan bu düşünce defterini sattı. Zira o, «En büyük düşüncelerim yazamadıklarnndır» demek istiyordu. DÜŞtN DCŞÜN ÇOKTUR IŞtN MMA ne olursa olsun kafatasının içinde kaldığı surece duşünmek en ucuz bir ruhsal işlemimiz sayılmaz mı? Ve düşunme hürriyetimiz de hürriyetle rin en bedavası?.. tstediğım şeyi duşünmekte hür ve serbestim. Onun için en tnâsum ve de hiç zülfîyare dokunmayan bir hürriyettir. düşünme huriyeti. Amma mesele düşündüğünü dışan vura bilmekte. Ben gözlerimi kapar kendi kendimi Kaf Dağı Kıralı s« çerim. Tüm nimetler benim olur. Rahatunı sağlamak için de ilkin kaynanamı imha ederim. Pe ri Padijahuıın kızları ise bana ram olmak için kuyruğa girerler. Amma bütün bu güzel şeyler sadece kafamın içinde kalır. Dışan aktaramam. Demek ki her düşünülen şey, ancak dışan aktanlabildiğinde değer kazanmaktadır. Ama însanlar düşündüklerini bazan imalı yollarla kaçamak yaparak dışan sızdınyorlar. Şu nutuk atan politatacjya bakın, kafasmdaki düşüncesini bakışlarıyla yutturmaya çahşıyor. Henı de kuşdilice: «Gözlerime bakın ne düşündüğümü avantavarsıvınıvız» diyerek zorunluğu «KIŞİSEL ZORUNLUKTU.» Amma şu yazara bakın gazetesine vapur târifesi yazıyor. «Dün gece yediğim imambayıldı üzerinize âfiyet, efendicağizı ma söyliyeyim mideme bir dokun du bir dokundu» diye hüner gösteriyor. Bir diğer YAZAR da: «Şu bizim mahallenin çöplerini muha faza edelim» derken bir diğer üstad ders kitaplarından aktardığı «Kalınbarsaklanmızın tutnculuğu» konularını döktürüyor. Yazmanın bu türüne de «YAZMIŞ OL MAK tÇÎN YAZMAK» diyoru*. Ama bir de toplumsal zorunluluğu var yazmanın. Ünlü îngiliz ta rihçisi BTJRY ne diyor bakın: •Bir kimscnin duşüncesi kendisini, çevresindekilerhı yaşamına, hal ve durumlanna düzen veren likir ve âdetleri tenkid etmeye, onlarm bağiandıklan bâtı) inanç lan reddetmeye, yaşamlanndan daha iyisini tasavvur etmeye sevk cdince o insanın susması im> kânsızdır.» Socrates işte bu yüz. den düşüncesini saklamaktansa öl meye razı olmuştu. İnsanın fikirlerini yaymasının ve tartışmasının kötü değil iyi bir şey olduğu na insan kafasmı inandırmak iiçin uzun mücadeleler geçmişür. Görüyoruz ki «YAZMAK.» iste ği kişisel olduğu kadar «kitlesel bir zorunluluktan da» doğuyor. BunUB İÇİndİr ki ha.;lralannin 8C1 larrna sevinçlerine ve sorunlanna katüıyoruz. Düşünce alışverisi el bette ki bu Uişkiden başlamaktadır. Ürtfü yazar HEMİNGWAY'i dinleyelim: «Hiç kimse bir ADA, kendi başına biı bütün değildir. H y insan^ bir KIT'A'nın bir parçan, BÜTÜN'ün bir bölüğüdür. Herhangi bir kimsenin ÖLÜSIÜ de Bejıl eksiltir. Çünkü ben tNSANLKla ügüiyiro Öj1eyse.«ÇANLAB KİMtN İÇtN ÇALIYOR. diye bana sorma; «ONLAR. SENİN tÇtN ÇAL1ÎOR.» SOLDAN SAĞA: 1 Yeniçerilıkte bulundugu ortanın sayısı ile anıldıgı bir rivayet olup sonralan kabıliyetıyle Tophane âmirliğine kadar yük selmiş, ,baş muhasebecilık liıtbesıne eriştniş elçi olarak Parıse gönderümiş, İJİT sene kadar kalmış ve edebiyatımıza ünlU Sefaretnamesıni yaznuş Üçüncrü Ahmet devrindeki Patrona Ihtilâlinde bir tarafa ççkıLp gıtmiş eski diplomatlanmızdan bır fıkir ve devlet adamımız, Efendi. 2 Amerika Birleşik Devletlennde bır eyalet Habeşıs tanın Kuılâenız sahilindski eyaleti Kimyada gumüşün simgesi Ced. 3 TERS1 çağdaş Alman şaıri Rilke'nin bır süre yanında sekreterlık ettiğı ve sanat yonünden oldukça etkılendı ğı büyük Fransız heykeıtrası (Auguste) Genişlik Alev Cezayirde bır liman şehri. 4 Muğla'da ilçe Güç, dermari (yeni dil) Asyada' bir nehır' Afrikada, Cezayirin kuzeyinde yeni ve Müslüman bir lilke. 5 Tiyatro eserleri (Gizli otuTum, KırU eller) romanlan (Hürriyet yollan) felsefi eserleri (Varlık hiçlik) eksistansiyalızmın knruculuğu ile çağdaş bir fransız yazar ve düşünürU (Jean Paul) SevU berberi, OteUo, Kül kedısı, Vılyem Tel... operalanyla ün yaptıktan sonra 37 jaşında opera bestecüığınde durmuş, ömrünün geri kısmını dıni eserler yazmakla tamamlamış Dit Italyan bestecisi (Gioaccluno Antonıo) UliKlararası trafürte Hol landa işareti. 6 TERSÎ kimyada demirin simgesi Kanuni' nm damadı ve Hürrem Sultanın kocası olan bir vezır Cüzî Paydos. 7 Batı müztğinde btr eserin temkinli, tedbirli, ne hizlı ne yavaş çalınacağını anlatan deyim Onbeş yaşısda yediği bir tokattan ağırlaşan kulağt ile ve öğretmenlerin adam olmaz dedikleri kafasiyle gUnümuze konfor getıren yüzlerce icadın sahibi olan Amerikalı büyük tnucit (Thomas Alva). 8 Bir hayvan hastalığı Kur'an'da sureleri teşkil eder TEESİ cefa. 9 TERSÎ arkalıksız ve oturak yeri yuvarlak iskemle TERSÎ Cebeütank karşısında Fas'a baflı kaçakçüık şehri TERSÎ beyaz. 10 Ö U canlar, 1 Taras Bulba, Eski zaman beyle ı . gibi romanlan «Müfettiş» bi piyesı ile büyük bu Bus zan (Nıkolay) Bır Ajansın •Tiuzu TERSÎ yenıçerüikte BULMACiS İ 'V3 4 5" 6 1' 8 9 10 îl 12 13.14 15 16 17 A tabura yakın bırlıku Kımya mış, oradan kübızme geçıp Pıüa argonun simgesi. 11 Olüyü casso'nun zaddı anlayışta ?ydınbozuünaması için Uâçlama lık ferah, şekllci ve dekoratif eTERSÎ bir masal kuşu TER serler vermis bir Fransıa ressaSÎ her duadan sonra söylenir. mı (Henri). 1? Rumlarda azız Sezgiye YUKARIDAN AŞAGIYA : dayanan felsefi gbruşii, profesor 1 Anadolu halk lehçesım lüğü, politik hayatı, eserleriyle edebî bir dıl halıne getârraiş, tabır Fransız filozofu (Henri) savvufu samimî bir dille, tçtenKimyada sodyum Tannya likle, yıkar gözetmeksizin meinanış ve bağlanış yollan. 13 ram etmiş, metafizik k'onulsn Manisada ilçe Atletizmde 42 sıkmadan kolayca ikı sözle dMe Klometreîik en uzun koşu getirmesini basarmış halk edeTERSÎ kimyada mangenez biyaümızın en denn en eski mu TERSÎ bir silâb, 14 Kimyada tasavvıf şairi Tasarlanan kaarsenık TERSÎ yetmeyen mık leme alman o ilk sekıl, lâyiha. tarda TERSİ çabuk parlayıcı 2 Anlaşma, uyusma Sonrabir çeşıt mintar kurumtı^u dan olma yumru TERSÎ yağı Divan şairlerinden Demiryolu. çıkanlan cins fasulye. 3 Çok 15 40 opera, 32 oratorya. 122 uzaklardan uçak, gemı haber dua, 37 sonat, 12 org fcpnçerto veren cıhaz «Renkli paçe, su... gibi yüzlerce eserin yaratı Şeytanın Kurbanlan, Hayatın cısı, tebalığına geçtıği müzikten esiriyiz...» gibi romanlan ile bir yana fakir îngilterenin en bü îngilız yazan (Somerset) yük bestecisi sayılan blr Alrnan TERSt bir an nidası. 4 TER(Georg Friedrich) Atalanmı Sİ elektrikte adıyla anılan dizın kuşaklanna sokırp savaşlara renç kanunu kurucusu Alman bile götürdükleri yazı tekımı fizik bilgini (Georg) Nefesü Organ. 16 Komşu bir ülke perdeli sürgülü pistonlu bır çalOsmanhlann Romanyaya verdi gı Brf dçniz. 5 TERSÎ Alği bir isimdi Cezanna etkisiy brecht ön âdı ve ilk kitaplardale yerü empresyonistlere lcatıl ki tahta oymalan, îtalya gezımış, sonra aynhp fovlarla çalış sinde eski ustalann etUsinden însanlarda anlatma isteği doğal bir eğilimdir. Ve kökleri taa şuur sltımıza kadar imnektedir. Çocukken ağlama, bağırma ve'el.yüz hareketleriyle beliren b u if ade et me isteği sonradan dil, yazı ve diğer sanat eylemleri şeklins bürünerek gerçekleşiyor. Di)ygu> düşünce. tasarı, sez^i ve görüşlerımizi dışa vurmak zorundayız hep. Hattâ yazı yoluyla insanın boşalıma uğraması o kadar önemlidir ki intihar etme kompleksi ta şıyan GOETHE, romanmın kahramanı Genç Vertert intihar ettirmek suretiyle bu kompleksinden kurtulmuîtu. • ' *' • KtRPİKLEBlN KALEM O U I U Ş ARÎSTE «NİÇİN YAZIYORSUNUZ?» konusunda yapılan bir anketi J. Duchateau • İnsan daima kendinden bahsetmek ve dünyadan sözetmek ister^ diye, E. Westhpal ise: «Bîr şey den, bir sıkıntıdan kurtulmak için yanyorum. Çünkü bir şeyler sbylemem ve bnnn bajkalariyle payla«mam gerek» diye cevaplandırıyorlardı. Demek ki yazmanın ilk P T A Z I S I Z