28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
•AYFA DÖRT: : CUMHURtYET i 11 Mayıs 1972 OKUl.ÖĞRENCÎve ÖĞRETMEN HİKMET M*denı Mr tanıua Mgeçifte n holkın ekonomik, sosyal, kfflttirel baktmdan $ağdaş bir dfizeye nlaştnasmda en feüytik etken eğitimâiı. Ttirkiye'de eğttimi bu «çıdan değeriendirmek gerekir. Köfceni tabana dayalı bir eğitim, ekonomik ve toplumsal bakundan olanak eşitHğine kavuşamamış ııhu kesimine bir fırsat eşitliği sağlar. Eğitim toplnmsal bir olgu olduğuna göre, soyutlanmış bir kavram şeklinde düşünmek gereksizdir. Sevilen ve unutulmayan öğretmenler deniyle hızla artmaktadır. îşte bu nedenle orman ve dag köyleri geri kalmıalardır. Orman köylerinde okur • yasar kadın oranı yUzde 17.5, erkek oranı Ise yuzde 58.9'dur. Dağ köylerinde ise okur yazar kadın yüzde 17.1, erkek ise yüzde 62.2'dir. Her iki yerleşım alanında kadınlarda pek önemli fark yok. Ama erkeklerde yuzde 4 bir fark goriilmektedir. Orman köylerınin yüzde 90.3' ünde, orman kenan köylerinin yüzde 90 6'smda ve orman dışı köylerinin yüzde 85J'ünde okul bulunduğu Devlet Plânlama Teş kılâtı uzmmlarınm hazırladığı raporlarda açıklanmıştır. Orman içi köylerde 7 1 2 yaş arasında 1 5 çocuğu olduğunu söyleyenler yüzde 44 4, orman kenan kdylerde yüzde 30.4'dür. Ayıu yaşta 1 5 arası erkek çocuğu olduğunu söyleyenler orman içi köylerde yüzde 30.7, orman dısı köylerde İse yüzde 34.4 dür. Orman dışı köylerde kız çocuğu olduğunu bıldirenler yüzde 33.5, erkek çocuğu olanlar ise yüzde 36.9'dur. Yukanda nıteUklenni sıraladığımus köylerde özellikle kız çocuklan okula gitmez. Okula giden erkek çocuklann oranı daha fazladır. 7 • 12 yaş arasmda kız çocuğu olan fakat okula göndermeyen afle, yüzde 39.3'tür bugün. Bu rakam orman kenan köylerde yüzde 28.7 orman dışı köylerde ise yüzde 44.1'dir. tlkokula hiç gitmeyen erkek çocuklan ise orman içi köylerde 22 8, orman kenan köylerde yüzde 14 6 ve orman dışı köylerde ise yüzde 25.0'dır. Okul oranı RMAN içi ve orman kenan köylerde okul oranının yüzde 90 olduğu belirtildiği halde 7 1 2 yaş arasında okula devam eden kız çocuklan oranı yüzde 67'dır. Erkek çocuklan ise yüzde 82,3'tür. Özetle, kız çocuklann yuzde 3311, erkek ço cuklann yüzde 17.8'i öğretim > apmamaktadırlar. Orman içi köylerinde öğretım yapan kız çocuklann yuzde 32.7'si, orman dışı köylerde ise yüzde 44.1'ı devamsızlık göstermektedir. Erkek çocuklannda ise orman dışı köylerde yüzde 25, orman köylerinde yüzde 17.7 dir. îlkokulu bitiren köylü çocuklarının ortaokula, sanat okuluna gıtmeleri olanaksızdır. Ova köylennde yeterlı olduğu için özel lıkle Bau ve Marmara yerleşim alanlan ortaokula gitme olanagına salr.ptirler. Ancak, ya 0İ «Büyüdnğünüz zaman ne olacaksmız?» sorusuna çocuklardan bir kısmı cögretmen» bir kısmı «Subay» şekllnde cevap vermiş; bir kısmı da mahçup ve çekimser kalmıştır. (Fotofraflar: Yüksel GÖRDES) ' şaraa koşullannın her geçen gun> ağırlaştığı ulkemizde ilkokulu bıtırmiş bir koylu çocuğu ıleri öğrenım >apamamaktadır. Susurluk'un Söve kdyü vardır. Dağ koyü özelhğıni taşıyan 70 hanelik bu koyde ilicokuldan sonra ıleri oğrenim yapabılen tek çocuk muhtar Emce Karaduman'ın oğludur. Söve köyUne ortaokul ise 5 • 6 kılometre ötededır. Işte, okuma çagında bir kSylü kra Fakat «Kız dedifin evde otnmr» lftfmı dn plinda dikkate alan aileler her şeje rağmen hslâ çoğunlukta mut ömek, eğitim sorununun en önemU bir bdlümudür. Bu bolüm, onnan içi ve dağ kövlerinde efitimsizliğe yöneür. Şimdi orman içl ve dağ köylerinin eğitim gorunuou gözden geçirelim. Orman ve dağ köylerinde okur • jazarlık oraıu dusüktür, ova koylerine oranla. Orm köylennin modernleşmesi, ilçe ve il'e olan ulaşım olanakları ne Öğretmen ÖYLERDE kız çocuklarınm öğretim yapmasını çok aıle sakıncalı görmektedir. özellikle, «Kız dedifin evde otnrnrB sozcüğü bırakın orman ve dağ koylerini, Uçe merkeüerinde ve modem yerleşme alanlannda duyulur. Nüfusu 80 binı aşkın yerleşim alanlannda bu nedenle kız çocuklannı ilkokul öğretiminden sonra okula gondermeyen aile sayısı yüksektır. Köylüler ile yapılan bir anket ise hayli ilgi çekicidir. Orman içl kdylerde, tüm aileler erkek çocuklannın ilkokuldan sonra ileri bir öğretim yapmasını istemektedirler. Kız çocuklan için aynı durum, erkek çocuklara oranla düşuktür. Ama amaç ılen bir öğrenımdır. Köylülerden yuzde 29 l'i Jaz çocuklannm yüksek öğretim düzevınde eğitim yapmalannı ıstemektedirler. Ancak olanaklann elverissizliği nedeniyle bu gerçeMesmemektedir. Erkek çocuklannın aynı düzeyde eğitim gdrmelenni isteyen ailelerin oranı İse yüzde 75'dir. Koylerde öğretmenin durumu nedır? Koylerde öğretmenin etkinlik derecesi d«gı$ik olmaktadır. Koylü ıle di^alog kurabılmek öğretmenin halkçı bir yapıya sahip olmasıyla gerçekleşir. Or man içi, orman kenan ve orman dışı köylerde halkm, «sorunlannın çözümlenmesi» için başvurduklan kışıleri görelim... Muhtara basvuranlar yüzde 38'e yakındır. Kadınlarda yüzde 25 olarak saptanmıştır. Ağaya basvuranlar yüzde 12.5'tir. tmam ı tasalannı anlatanlar yüzde 30 a yaklaşır. Oğretmene danışanlar ise yuzde 30'dur. Köylerde oğretmemn etkinliği yok denecek kadar azdır. Yani «liderlik» muhtann elindedır. Muhtardan sonra ağa ve ımam gelir. Ağanm «ğır bastıgı bolge Guneydoğu kesimıdır. İç Anadolu, Karadeniz, Marmara ve Bab Anadolu'da etkinuk muhtar ıle imanun elindedır. Okuma bılen köylülerin çoğu gazeteyi haftada 1 • 2 kez okumaktadırlar. Köylüler, tanhl dizi yazılannı ılgiyle izledıklerini, kendı sorunlannı kapsayan yazılan okudtıkiannı belırtmektedırler. Radyo dinleme durumu İse yüzde 67'dir. 19.00 haber bültenini köylüler evlerinde ve kahvsda dinlemektedirler. Köy saatı, türküler, tarih! temsiller ve sohbetler ügi ıle ızledıklen prog ramlardır. Köylü ile dıyalog kuran öğretmenler köylü tarabndan çok sevümektedir. Anketlere gore, köy lıderi muhtar, ağa ve imam ise, bazı köylerde öğretmen önemlj yer almaktadır. Size, Türk köylüsünün kendisine bağ lı olan kişilere karşı olan tutkunluğunu gösteren bir ömek vermek isterim... Manısa'nın Yunt dağı bölgesi susuz, köysüz ve okulsuzdur. Doğu ve Cüney yöremizdeki yasam koşullanmn aynısım yasar bu bölgenin insanlan. AHA önee belirttığiın gibi, ulkemizde ükögretım bugiin bir •orundur. 13 bin koy okulunda bir tek öğretmen, beş sımt birden egitir. Derslik yetersızliği nedenıyle köy okullannda en fazla 1 2 sınıf vardır Yanl beş sınıf iki dersanede bğretim vapar. Içte bu so D K 20 Emiç bacı gittikten sonra Eminin anasınuı «kh hâlft onun söyledikleri ile meşfuldü. Neymiş, komtular i.vi seyler söylemiyorlarmış, AysCı çesme başlarında fazla oyalanıyormus. Bu insanUr birbirlerini karalamaktan ne buluyorlardı? Aysenin jüzüne bıkıyordu. Demek buna da « z u layanlar vardı. Halbnki o düşuniiyordn U, bu kız kimsesizdir, fakirdir, çirkindir; bu yflzden bir «ahip çıkacak da bnlunmaz. Ayse onun düşündükrerinin farkında değildi. O da kendi kendine bir seyler düsünfiyordu. Ayje ortahğı supürüp eve gihnek üzere aynlırken Eminin anan: Ağanın aksam buraya uğramasını «öylemeyl nnutma! dedi. Peki teyıe... Aysenin sankl bir H>den haberl yoktu. Akgam. Emin cfendi e\e dondüğü zaman sofrıyı harır buldu. Ojsa alışılmış şeylerden değildi bu. Anası, Emin eve dondükten sonra, biıkaç defa karnı acıktıfıni föylemeden, sofrayı hatırlamaıdı. Bir fevkalâdelik vardı bu aksam. Anasının yüzıi gulüyordu. Oğle vetneginde birbirble bir kflime bile koBuşmamıslardı. Sababki ru\ a meselesinden çıkan kavganuı darginlıiının birkaç gun sureceğini sanmıştı. «Muhakkak bir duşündutü vardır. Voku kolay kolay barıjmaz. dedi kendi kendine. Anası çok klnclydl. Üstelik bir çocuk gibi de iddiacıydı. Belki de in^anlar vaşlandıkça çocuklafiyorlardı. Emin, inçeri girer pirmez ocak basındaki mindere eöktü Her akfam kapıdan girerken «Ana, bayırlı akjamlar. Bugün ivisin ya.» derdi. Bugun soylemeği unutmuştu: belki de Istiyerek unntmüfta. Anan da farkmdaydı bu eksikliğin. Emin, anajınuı goılerinden kaçınmak iıter gib!, gözlerini bakır sahanlann diıildfği raflarda gezdirdi. Sağ elini yüzünde, «açlarında bir fey arıyormuş gibi dolastırdı, Buniar can sıkıntısuıuı »lâmetleri idi. Ayaklannı altına topladı, olmadı, uzattı, rahat edemedi. Anası butün hareketlerini izliyordu. Sofra ha< u r olduğu balde, çekilmif kenara otunnujtu. Sonunda: Emin, dedi, sofra haıır; yemeğfanlzl yiyellm. Misafir gelecek. Kira? Beklr Aja.. Nerden aklma esmlj, lnsanı rahat da bırakraazlar. Ben çajhrdım. Niye? Şu meselcyi halledivcrelim diye Akjam akşam adanı kufrettireeeksin, ka ÇALINAN TAÇ Yazoıt ve çtztm: AYHAN BAŞOĞİU dm!.. Demek. anasının sabahki meseleden darılmama smın aebebi buydu. Tuyleri diken dlken olmnştu Emin Efendinio. Zaten bir ttırlu yatmak bilmiyen saçlan busbutün a>aklanmıştı. Her âzâsı ayrı ayn titrlyordu. Eğer karşısındaki anası olmasaydı, muhakkak bir guzel da>ak atardı. Şimdl ilin herifl ila ne konu$acaklardı? Anasının, işi olup bitti gozuyle görüp adama da öyle anlattığı muhakkaktı. Bu l$a ben hiçbir zaman razı olmadım. bu anamuı halk ka rıştırmasıdır diyebilir miydi Bekir ağaja? A*nası a i lıyordu. Emin, onun ağlamasına da hınlandı: Ne ağhyorsıuı anaî Ağlayacağına aküsızlık etmeseydin. Ben ne raman »ana bu ifc razı olduğumu soyledim? Sana ever benl diyen mi \ar? Kin» vurdnya getiririm sandın aklın sıra. Seninle uğrajtığım yetişmiyormuş gibi bajuna bir kadın daha musallat edeceğim; yooo ben daha aklunı peynir ekmekle yemedim. Ana olacağıma bir duvara tas olıaydım daha lyiydl... Niye tas olacaksm, biraz düjünerek hareket etsen yeter. Anasının gözleri kızarmıjtı. Bir ell karnında af n\an bir nokta.vı uğujturuyordu. Emin ondan evvel kendisine bâkim oldu: Haydi ajlamanm sırası değil. Nerdeyse herif damiar; bir an evvel >emeiünizi bari yiyellm. Sen >e.> Darılmıştt »imdi de. Emin aldırmadı darılmajına. Sofranm başına geçti. O yemek yerken anan olduğu yerden kımıldamadı, ağlamasına devam et> ti. Emin hem yemek yijor hem de içinde yalandan a S t y i c AJfan^^ıp,; aç kalmajınjijsf razı oluvere ceğimi sanıyor. Iyice bunadı» dlyordtu Neresine ye mek yedifinin farkında olmadı. Ellerini yıkamak içbı kalkarken: Hadi dedi, sen de yiyeceksen ye de sofrayı kaldır! Anası kınuldanujordu. Sanki sahiden taj ballne gelmisti. Kapının yanındakl musluğa kadar gittikten sonra geri döndü: Kune diyoruz kadın dldi, hadi zıkkımlana caksan nkımlan da kaldır sunları orta yerden; kıy raetli misafirin nerdeyse damiar. Hatice kadın bu ikind ihtar iizerlne bir yan« dan ailamasını hızlandırırken bir yandan da »otrm yı toplaraağa basladı. Emin Efendi yanılmamıjtı; daha elini kurulamaraıştı ki kapı çalındi, Kapıyı açar ken, anasma: Sil gözumuı yasmı iyice, illn adamı da bir b~. var sanır. (Arkatı DİŞİ BOND VALLIE IR4DVO TEiE SMtTH'thl SES/i C5ELE.SIUP M>3lW/Z <OK FONOA . Yatan: BILL NAUCHTON 64 Değmışti de. Her zaman derim • bir erkek ki, bu işten zevk almasını ögrenmıştir, zevk aldığım teslun eder ve bu yüzden minnet duyar • bu erkek mutlu bir insan olabilme işınin yansını basarmıs demektır, Lily ile yatmak da şımdi beni benden uzaklaştırmış ve sınirlerimi bir guzel gevşetmişti. Hele açık bavanın Ustüne yoktur yanl. «Fevkaladeydl, bizim kız!» diyerek Lfly'nin arkasına şoy le bır vurdum. Her zaman denm ya • herhangı bir seyden hoşlandınız mı belli edln bunu. Sonra cebımden bayramhk mendüimi çıkardun. Kızcağızın kirpik uçlannda hâlâ ısıldayan gözyaşlannı sildim. Beş dakikamn İçinde değişmis, güzeUeşmişti sankl, cimenlerin üzertne uzanmış, aksam güneşi vurmuştu yüzüne ve sankı bambaşka bir kadındı. Zaten gençlık ve gtizeUik iksiridır mubarek. Ama bunu pek bilen yoktur. «Sana da pek yaradı, valls> bi,« dedira. Kızcağız aylardan öeri ilk defa olarak kendini unutmuş, bırakıvermişü besbelll. Bir düşünün, sabanın esselâhindan aksamlara kadar bep baskı alnnda, ÖIçülü yaşamak. Sabah, diyelim saat yedı sulannda başüyor ise. Çocuklannı yık> yor, giydiriyor, yediriyor, yemeklerml yapıyor, meşgui oluyor onlarla, kabahatlerinl azaralayıp dertlerini dınliyor. Sonr« içi de kuşkulu, kaygulu biçarerun: Para yetecek ml, artacak mı diye? Ve boş bir daklkan oldu mu oturup Hany'ye mektup yazması gerekiyor. Uykusunda bile dertlidir herhalde bu kadıncağız. Çevîren: * HİHÛL YEĞINOIÛLI TİFFANY JONES UMANPA AKJA C i D O E O E ' 8(O « İ U V E VAB. <5Ö İ ? OBAOA J Bir öğretmen gelir bir gün daf koylerinden birisine. Koyluler yaban yaban bakarlar genç oğretmene. Öğretmen bir iki gun içinde hemen diyalog kurar halkla. llâç depolanna blrer mektup yazar, ya da lzm alıp tzmir'e gelir, eş dost aracılığı ile eşantiyon ilftçlan toplar ve köye götürür. Başı ağnyan, disi ağnyan oğretmene koşar. Bir yücelır öğretmen... Tüm Yunt dağı köylertne yayıhr adı oğretmenin.» Çevre köyterden gelen halka parasız llâç dağıtır... öğretmen başka bir köye atanır bir gün... Ama, hftlâ bıraktığı anı duruyordur Yunt da GARTK MtSAFfBfMI . Z r BU W f M E f DEJsl ef2PE>J GOK ftEBT «ZDCOUNU TÛK. StVSlLI DOSTUWMACEP k^siMEOV'DS BfB Cİ tşte budur. «OKUL, ÖĞRENVE ÖĞRETHEN..J SON K a y n a k l a r : • DPT Türk Köyânde Modernleşme Egilimleri • Orman Köylerinin Sosyoekonomik Dnrumn. KAYIP Mılll Savunma Bakan. Iığmdan aldığım sağlık tl$iml kaybettım. HokumıOzddr. Tufan EROOĞAN Cumhuriyet 33(1 Derken, efendim, hlç bekJe br. Uly ihtiyatlı elmaktan, tedmedıgı anda, pat diye bu zevk bir almsktan filân bahsetmemitti inı çıkıvenyor karşısına. Bü ve, «Elbet kendısinın biı bildıği tun dertlen sılınlveriyor ve ka vardır,» diye dügunmek benim dınlık Içgüdiilerı adetâ inana de işime gelmisti mayarak sahlanryor ve atılıyorBöylece elele yolumuza devam lar ortaya. ettık. Asknda böyle zamanlarda Tevekkeli ml değil yüzOnün piliçlerin elini tutmayı sevmem derisı pınJ pınl olmuştu san Kendi halime bırakümak isterim ki! Kendi kendime, lAferiro ama Lily'cigin hatırı için yaptım sana. Alfie!» derim. bunu. Zira biliyordum ki o an Benl sevismekten sonra boy Harry ile beraber olduğunu aklın le sen şatır görunce Lily çaşır dan geçirmekteydi. mıştı biraz. AnlayabiMiğıme eö Işte böyle, Ruby'nin arabasına re bizim Harry böyle zaman bmdik gene. Lily'i oturduğu solarda ciddi ve ağırcana davranırmıs. Gözümün önünde can kağın köşesinde bıraktım. Hattâ landırabiliyordum onun o ha yanağına bir öpücük biîe kondur llni: sŞu bosuna sarfettigım dum Ne olsa kızın hayaünda enerjiyla taflanlan keserdım» romans denen şey yok denecek diye dUsünürdü *5erhalde. Y» kadar azdı. Arkasından bakUm. da, kımbılır, belkj de pek cid Pekâlâ hoş bir kadıncağız. «Sevap diye alıyordu bu îşlerı. işledin, oğlum Alfie.» dedim keaLily"ye, «Harry'den başka çok di kendime. İki ay kadar sonra da postadan erkekle kalmadın her halde» de•Lily» imzalı bir mektup çıktı. dim. Gözlerini tri Irt açarak, «Lily de kim oluyor?» diye kafa«Harry'den başka hiçbir erkek mı yordum.» Ben bu ismi bir yer le kalmadım,» diye cevap ver den tanıyorum a..» di. Kısa bir mektupru. Lily benim«Yanl ben hariç.» le goriişmesinin sart olduğunu «Hâ, aiedersin,» dedi. «Unut söylüyordu. Komsulardan ve yan sokakta oturan kaymvalidesindeo tumdu.» Bu kedınlar ijlerine gelince her 6dü kopuyormu», sOphelenecek» ler diye. şeyi ne çabuk unutuverirler! Ben de iki satır bir cevap yacEh, tecrübe sahibi oldun böyzarak bir pastanede buluşmamiE Icce, bizim kız,» dedim. Doğrusu da buydu. Kısa mısa sdyledim. Lilly*cik adam öldürsürmüstü ama gerçekten de tec müş olsa bundan bCyük paniğe rübe sahfbl etmisti onu. Kızca kapılamazdı Zira çıkmazda buğız ağzımın Icine bakıyordu • san luyordu kendini. «Nedir bu telâşın?» diye sorki her llfımda keramet fllân var sanırdınız. Yani acıkcası kıymetl dum ona. «Gerçeği sSylersen bimi bildiğinl go^termekten kendin zim Harry seni affeteez mi sanki?» ce geri kalmadı kızcağız. •Sadece Harry deği) ki!» diy« Sevisn>»kten önceki cilve oyunlarına dair kim ne derse desin • eevap verdi «Annesl, akrabalan ama bana sorarsanız bir erkek var. Cocuğun Harry'den olmsdıiçin en güzeli, gayet tabil dav ğını herkes bilir: altı aydır sa» ranmak. revki uzafanak için ça natoryumds yatıyor çOnkü..» reler filân aramağa kalkışmamak (Arkaaı rsr)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear