24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6A3KA DÖRT: sCUMHURİYET 21 Mart 1973 • STANBDL'a deciz yoluyla I getea turlst, özel durumlann • dışmda yarım gUnle birbuçuk giin araanda değişen bir zs •snaa geçirir burada.. Hava yo luyla gelen tunst de biraz daha fazla kalmakla birlikte bu ikamet genellıkle fazla uzamaz. Nıye* Çünkü Türkiye'nin turistik tanıtüması gereği glbi yapümamıştır ve tatilinın veya seyahatinın asıl hedeîi olarak Türkiye'yi alan turlst, Türkıyeyi bir yılda ziyaret eden turıst sayısıîiın ne yazık M, pek küçük bir oranını teşkll eder. örnefin bır lstatistiğe göre Avrupa'yı ziyaret eden bır Amerikalı, ortalama olarak Israil'de 22 gün, Ispanya, îngiltere ve Irlanda'da 12, îtalya ve Almanya'da ise ll'er gün geçirmektedir. Türkıyede ge çin!en ortalama gün sayısı ise, herhalde 2'nin üstiıne çıkmaz. Bu bır veya ıkl gün zarfında ziyaret edılen yerler ise aşağı yukan klâsıkleşmıştir. Ayasofya, Sultan Ahmet camiı ve Topkapı müzesi başı çeker, Karıye müzesi ve Suleymaniye camil hemen arkadan gelır. Bogaz turu, bırçok turistın yaptığı bir gezidır. Kapahçarşıya uğramadan gıdıldığı ise gorulmemıştır. Bıraz daba fazla kalan meraklüar ISE. başta Yerebatan sarayı olmak uzere, Arkeolojı rouzesı, Mozaık müzesı, Türk • Islârr. eserieri muzesmi gezerler; Haliç ve Pıyer Lotı kahvesı de ö zellıkle Fransızlar tarafından zıyaret edıür. zenlemek, ziyarete açmak, şimdiden bu konuda çalışmalara geçraek gerekmez mi? Ne yazık kı, halen ziyarete kapalı veya penşan durumda bulunan tarihî anıt ve çevrelerimiz şöyle dursur., halen en çok ziyaret edilen anıtlanraız ve etraflan bile gereklı ılgiden yoksun bulunmaktadır. En değerli onıtlonmız bile ilgiden yoksun maktadır. Bu mozaiklerin onarımı, 20 küsur yıl önce Amerikan Boston Üniversitesi Bizans sanatı vakfmca yapılmıştır.. Binanın ve mozaiklerin onanmı, çok başanlı bir restorasyon sayılznış ve Kariye îstanbul'un tüm anıt ları arasında üzerınde en genış lıteratur yayınlanmıs bulunan ta rıhi bir merkez olmuştur. Turk hukumetı, Kanye restorasyonu na hıçbır raaddî katkıda bulurı rauş değıldır. Asiında bu gayet normaldır ve bugun bütün bu geçmışın kalıtını tum insanlığın ortak raalı sayan goruşe gore, iıl keler arasrndaki bu çeşıt yardımlar doğal kabul edılmektedir. Ama ya sonrası? Amenkalüar Kariye'yi temızlemış, bır mücevher gıbı ortaya çıkarmışlardır ama bız bu şahane mucevhere bır kutu bile hazırlayamamışızdır. Kanye'nın yolu, ben bu cıvarı bıldım bilelı bozuktur, gıdış donüş aynı daracık, doneraeçîi yoldan yapılır, harap, fakır evler, mezbelelıkler, muzenın bumunun dıbine dek sokulur. Bızans mımarisının de en guzel omeklennden bın olan o güzelım binanın onundekı ancak birkaç otobüsun parketmesı ıçın yeterli olan park yennde yazın bazan 1015 otobus ümıtsızcesıne dıdışir, şoforlenn usta manevralanyla bırbırlenne teğet geçerek müzeye gelip giderler.. Karıye1 nın o daracık ve dık jokuşunda karşılaşır bazan bu otobüsler.. Tunstler, o zaman müzeyi fılan unutup şoförlerımizın «buyuk manevralar» ını hayranlıkla ızlemeye koyulurlar. (Burada yerı gelmJsken hepsı birbirinden usta olan otobüs şoforlenmıze bır selâm yollayalım: Îstanbul'un tarıhi çevrelerındekı daracık yollarda turıstık zıyaretler mumkun olabıiıyorsa, bunu buyuk ol • KARİYE'NİN HALİ U KONÜDAKİ en acı brnek, Kanye'nın durumudur. Için dekı 14. yuzyıl başından kalma Bizans mozaikleri, Edimeka pı'dakı bu kuçük müzeyi Bızans mozaık sanatırnn İstanbul'dakı değil. bütün dunyadakı « ı seçkın orneğı halıne getırmekte ve Istanbulu ziyaret eden tunstlerın mutlaka uğradığı bir yer yap B çüde bu şoförlerın inanılmaz meharetıne borçluyuz)... Zengın mahallelerde asfalt üstüne as fait dokülurken Kanye'nın ku çıik yolunun böylesine ıhmalıne B e l e i y e ne mazeret gösterecek tır° Herhalde misafır odası kar makanşıkken yatak odasını sus lemekle meşgul olan evsahıbırur mazeretinı!. Kanye bneminde bır yerın cıvan âcıl olarak elf ahnmalı, imar plânı yapılmalı japılmışsa uygulanmalı, otopark yerı genışletılmelı, şimdikı yo yalnız gehşe ayrılıp dığer taraf tan kuçük istimlâklerle ayn biı yol açılmalı, binanın arkası te mızlenmeli, bir küçuk ve temiz tuvalet yapümahdır. Yoksa gu nun birınde umitsiz manevralar la ünlu yokuşu çıkmaya çalışan arabalardan bmnin frenı kopup da kendini paha bıçılmez moza ıklerle birükte binanın içinde bulursa, bu işin sorumunun al tmdan kımse kalkamayacaktır Suleymaniye çevresinde. davanılmaz güzellikte ahşap Tnrk e\leri vardır. Bütün J»u bölgenin bir tüm olarak ele alınıp kornnması, onanlması, yollannın vapılarak bir tarihî ve tnristik bölge balinde de|crlendirilmesi şarttır. îste dünyanın en süıel mozaiklerini banndıran dünyaca ünlü Kariye' Müzemizin, yülardır bir türlü yapıimıyan boznk yolu ve etraAndaki köhne çecekoadnlann arasından görünüşü.. Bu, IsUnbul ve Türk tnrizmi içln gerçekten, utandıncıdır. • PROGRAMLAR • VE DİĞERLERİ '/A YAGMUR.... !• I I B U D U R l M t ; defiştirmek ve gelen tunstin ulkemizde da ha çok kalmasını sağlamak gerekır. Şımdı inşa haünde olar, ve yakında tamamlanacak Shf raton, Maçka, Intercontınental gıbi oteller, ıyi ısletıldıklerı tak dırde ozeîlikle Amerikalı müşte rıleri çekecekler ve gelecek grup ların ulkemizde daha fazla kal masında yardımcı olacaklardtr A.T.a bu amacı gozönune alarak şımdıden hazırlanmak ve turıs tin ilgisme sunacagırmz tanhi ve arkeolojık yerleri onarmak, du K Iste Sinan yapısı ünlü Rüstem Paş» Camimiıin, st arabaları, bidonlar, işportacılar l e kışın çımur, toz kümeleri »rasından girisi... ÇALINAN TAÇ Yaioııve çtoem AYHAN S4$ÖĞIÖ lARtTE'yi en önemli bir ör ı nek olduğu için ele aldık 'Yoksa Istanbul'da süm turıstik anıtların etrafı bakımsızlık ve ıhmalın pençesine düşmüştür. Bu gıbi yerler, gerek binantn kendisi, gerek çevre olarak devamlı bakım, onanm, ıraar ve ılgi ister. ömeğın Ayasofya'ya yülardır hep ayni kapıdan, güneybatıdaki yan kapıdan ginlir. Niçın binanın, girısı daha etküeyici olan asıl kapısı ziyarete açılmaz, binanın, ozeîlikle arka tarafta kendi haIme bırakılmış olan bahçesi diizenlenerek Ayasofya gıbi son derece önemli bir tanhi eserin her yandan, her cepheden seyredılmesı, etrafının gezılmesı olanaklan sağlanmaz? Sultan Ahmet, Suleymaniye gıbi en önemlı camılerimızın bile bahçeleri yıllar yılı bu mimari şaheserlerin önemiyle acı bır tezat meydana getıren bır biçimde kendı haüne bırakılmıştı. (Bu ıkı camıın dış avlularının geçen yıldan ben yeşillendirilmesi ve duzenlenmesı çabalarına başlandığını memnunlukla kaydedehm). Sultan Ahmet'ın arkasına, mozaık müzesinin bulundugu tarafa bır geçmeye görün.. Ünlü camimıze yıkıntılar, köhne evler, çamaşırlar ve bozuk yoDar arasından bakacaksın;z Gorülduğü gıbi en önemli anıtlanmız bile tarihî çevre Hüze'nlSBSSi a S a y ı * sır.dan yoksun kalmaktadır Ya" daha az bilınenler? istanbuTdaki dığer önemli Bizans anıtlan olan ve kentin turistık gelişmesi paralelınde gıtgıde önem kazanacak ve daha çok ziyaret edılecek olan bır KUçük Ayasofya' nın. bır MoHa Zeyrek'in, bir Fethiye camiinin cıvarlan? Hiçbır tarihi degeri, hiçbir turıstık gelişmeyi dıkkate almayan ımar plânlan veya plânsızhklarırun sonucu. bu amtlanmızın etrafı gitgide zevksiz betebe mimarisi orneklenyle dolmakta, gelecekte önemli birer turistik merkez olmanın getireceği otopark yen, kolay ulasım olanakları gibı koşullardan yoksun bırakılmaktadırlar. tstanbul'un tanhi bölgesının yeni baştan bır etüdü yapılmalı, önemli anıtlann etrafı içın yeni plânlar yapılmalı, yenı «tarihî bölgelen saptanmak, kapalı bulunan bırçok tanhi anıt ve bına onarüarak ziyarete açılmalıdır. ömeğın Kariye, vakınlannda bulunan Tekfur sarayı, Blakemos kalmtılan ve surlarla birlikte bir «Bizans alanı» olarak kabul edilmeh ve bütün bu alanda genis bir imar hareketine gırişılmelidir. Surlarm gitgide çok mekten esaslı bir restorasyonla kısım kısım kurtarılmalan, özellıkle Topkapı Sarayı altındaki Jüstinyen'in ünlü Manganlar sarayından kalma o güzelun fasadın bir an önce kurtanlması şarttır. Ayni şekilde, Sultan Ahmet arkasındaki Mozaik raüzest civannın, agora kahntılanyla bırlikte duzenlenmesı ve bu alanın da bnemli bir tarihi merkez olarak açılması gerekir.. Bizans eserlerinden esırgedığımiz bu ilgıyı kendi eserlerimize, Osmanlı mimarisi şaheserlerine göstenyor muyuz? Ne gezer? Suleymaniye'ye giden yollann bozukluğu, gidiş gelişm zorluğu, camiye giderken altından geçüen Bozdoğan kemerine ait arktan hemen sonra solda duran ve yıllardır yennden oynatılamayan Dislik yığmı, ük önce hatırianabılir.. Halbuki Suleymaniye ve oivan. yalnız külüyenin önemtyle değil, ayni zamanda Türk ev mimansinin en guzel ömeklerinı taşıyan ahşap evlerle, tüm olarak ele almması, korunması, voUannın yapılarak geziye açılnası gereken bır alandır.. Yıne Sınan'ın şaheseri, 16. yüzyılın en suzel çinilerini içinde bulunduran Eminönü'ndeki Rüstem Pa<.& camiinin girisındeki pislık, Osmanlı Devletinı yıllarca Avrupahnın gbzünde temsil etmiş olan ünlü Babı Ali'mizin tçinds bulundugu bakımsızlık, kendı eserlenmize, kendi tarıhimize de ne denlı ilgisiz olduğumuz hususunda acı örneklerdır. B« örnekler, şehrin kendi haline terlcedUmiş her camimde, ihmalin oençesıne bırakılmış Beklemedıaniz yerlerde karşmıza çıkan her çeşmesinde tekrarlanabılır.. ••II Yoron: AfsuT • 13 > ,*i ' «Bunun sana su ya da bu biçimde zarar vermesinden korkanm.» «Neden zarar Terecekmiş bana. tki taraflı oynanuyorum. O artık bir süre sonra gelmec olacak. Geldiği zaman hilâ budalabk ediyor. Parlak görünüşlerle pahalı bovalarla gdzümü b o yamak istiyor. Bir yerde oturuyoruz. Gece yarım ayrılıyoruz. Ne gülünç. Ne gülünç değil mi? «Yanlış bir şevmiş gibi gelmiyor mu bu sana?» «Geliyor. Bn yüzden ı r ı n u artık beni dByo«Ne dlyor?» » «Yavaş yavas uzaklasıyormus benden. O ben* den kopana kadar yardun etmeliymişim ona.» «Böyle bir yardım için söz verdin mi?» «Vermedim. Haydi kalkalım. Bu dört aylı gectde ne gereksiz şeyler anlattım, ne gereksiz şeyler sordum sana. Havdi kalkalım. Yapmnrda yürü benimle. ITnutma: Yaçmur inceden yağar.» «Hep inceden mi yağar?» «Genellikle hep öyle. Bir kere yağdı bardaktan bosanırcasına. O zaman da* o bir saçak altına sığındı. llk kopusumdur ondan. Oysa ilk büyük yaklasışımdı o yağmur, o bardaktan boşanırcasına vafan yağmur.» «Haydi, yürüyelim biraz. Ayın blri battı blle.» «Inanma. Bu geceden sonra bütün geceler «Ne djy&jju kadar doğalsmî» HafU faktltede, yakısıklı genç olmaya çaliftığın zamanlarda bile doğaldın. Ayn özellikleri, yanl özeUikleri olmak, ama ayncalıkları olmamak: Belkj en güzeli bu.» «Neden doğal değilmişim, yalm değiunisiın tibi geliyor bana. Iki yüzlüymüşüm gibi.» «O, belli bir düzene varmamıslık, varamamışlık duyrusudur.» «Sonuna kadar doğal olmak ısterdiraj «Oylesin.» «Iyi miyim?» «Eksiksizsin.» «Kesin, değil mi?» «Yüzde yüz, benim için.» «Roman?» «Nanl olsa basaracaksın. tşin Tra. Zoranda olduğnn sey.» «Doğal, olağan, basit, katışıksız, diipedüz...» «İste o sensin.» «Sen?» «Ben de.» TîmUCİn «lyışığı. deırizl oya gıbi işledi. Ayısıfrı, Jıer dalganın üstüne ayn bir mısra yazdı. Bulutlar yığm yıjpn kosustular, bir küraelendiler, bir ayrıldılar. Maviyle kara, gümüş beyazıyla kanştı, bir açıldı, bir koyulandı. Hafif bir rüzgâr yağmurdan arta kalan su birikintilerini sarstı. Lâmba ısıklan su birikintilerinin yüzündeki maviyle karayı kovdnlar, yerine çarpıcı bir sarı getirdiler. Dünvmmızın çirkin yaratıkları otomnblller, önemli bir şeylerin peşine gMer gibi bızla geçtiler yanımızdan. G«cenin tam orta yeriydi bu. Belki de gecenin en Çok gece olduğu saatti. Yaşlı bir timsab fibi uyuvan bn koca hantal şehirde (eceyarıları tek basına hiçbir sey demek değildi. Yüruduk. Sokuldu yanıma. •Üşüyorsun, ama neden bu kadar üsüyorsun tHrercesine! Erkekler üşüyen kadınlara ceketlerinl verirler.» Üşü>orum. gerçekten üşüyomm, ama bir 5e^« binip fcitmek istemiyorum. Yürümek istiyonım. Sen iîtemiyorsan ama...» «Yok canım. Ben hiç üşiımüyoram nedense bu geceı Yürumek istijonım. Ama gece yarısı oldu. Yarın erken kalkacaksın.» •Yann erken kalkmayacağun. Yarın çalışmı« yornm.» «Yarın kocan gelecek.» «Belki de.» «Hiç mi önemli değü. «Hiç.» «Anlayamıyorum doğnısu. Senin açından neyse. onun açuından hiç anlayamıyorum.» «Neden, anlayamıyorsun. Kocam makul adam. Bütün taviz verenler makuldür. Bütün tavizciler «Maknl otmalı» demez mi?» •Benim durumum ters olmasın.» •Senin dururmın mu? Ne varmış senin duramunda.» •Yanh senl özmek istemem, hatta onu da.» «Benl üzmemelisin. Ona gelince, üzulmez tatenj» •Ama «enden kopma.M düşünmediğine göre...» «Önemseme, hatta Ugilenme bu işle bana kaIırsa. Nene gerek senin bu garip adam! Baskın olan benim, o değil. Zaten. su sıralar anlamış oljnalı bu i«4n sonu olmadığinı^ •Kararlısın.» «Kararlıyım. Daha önce tfe söyledim ya Ona dokunamam arOk. Tam kararlıyım, çünkü kararlı olmak zorundayım.» «O zaman şu işi çabucak bitirsene^ •Acelen ne?» •Hayu, yanlış anladuı, benimle llgill değil.» •Seninle ilgili değil ama, seninle ilgili olsa bile ne acelesi var. Garip bir adam Nasıl olsa yorulacak tstanbul'a gelip gitmekten.» «Birlikte yemek mi yiyorsunuz.» (Arkası rar) DİŞİ BOND Zonfone Çocugu . Yaıan: B1U NAUGHTOAI 15 BUtün vücudu sarsılıyordu Valla, dünyada nefret ettiğım birşey varsa o da kucağımda zı nl zanl ağlıyan pıliçlerdir. Dı yeceğlm, göz yaşlanndan ısla nıp sımsıcak kesilmlş suratlany la, adamın temne yamyaş değen kirpikleriyle, gırt'.aklanndan çı kan o tuhaf seslerle..... demek istediğim, ya bir tane vapıştıra caksın ağızlannın Üstüne... ya da onlann üzüntüsünü pay laşacaksm. Ama bendenlz bır kere hıslerlme kapılmağa başla dım mı, hemencecik gözlerim yaşarmağa baslar, Allah kahret sin, sonra boğazıma da bir tu haf yumru gelir, düğümlenir yutabilirsen yut. Senin anlayacağm, şu pilıç milleti adamı bir yoldan kafe?e koymazsa öbür yoldan mutlaka kor. Bizim Gilda da gbğsüme ka panmış hıçkmp duruvordu işte Ceketimin vakasını berbat ede cejini biîmez değildim ama ne bok yersin? Her neyse, ceketimi çıkardım sonunda. bıraktım göm leğiiıi ıslatsın Avni zamanda da sırtını okşavıp duruvordum Derken ansızın bambaşka bir şey geldl aklıma. «Bana bak ya. Gilda. sakın bir maymuncuk filân tasarlamıyorsun değil mi? Hani tonga meselesi 9 » «Ne tongası?» «Bilivorsun. Çocuk doğunca babasıyız diye tcmgava bastınp para «ızd'.rmak filân.s Gilda'mn \iizünden anladım ki böyle bir düşünce aklının köşesinöen bile geçmemişti. «Benl daha lvi tamman gerekfrdl, Alfie» dedi. Konuîtuğuma olîman oldum gene. Zaten benim kusurum bu Aklıma birşey geldl ml hemencecik söyleylveriyorum tçirode aklıyamıyorunı hiç birşeyl. 5 • Gllda'cılt bebeğlni taşıdığı av lar boyunca pek mutluydu. (Ne dendir bilmem, «Hâmile» «Ge be» Hattâ «bebek bekllyor» fı lân gibl lâflar etmesinl hiç sev mern • kadınca laflarmıs gibı eeHr bunlar bana) Hattâ bazı baza lüzumundan fazla neşeli oldugunu düşünüyordum. Her zaman derım her «eyin bir \en sırası var diye. Gilda'nın da böyle ansızın mutluluğa erişmesinin sırası degilmiş gibl eeli vordu bana. Demek İstediğim n* zaman haber vermeden gel*em onu kendi kendine şarta söyler bultryordum Pazar sabahlan da kahvaltımı vatagıma setiriyordu Dojfruvu «öylenıek îerekirse ben vemeSim) snfra başmda vemegi tercih ederim kBdm kısmı «tee hizmet e t lsterse en^el olmak cai! •'eğfldlr: Içlertnde kalır sorra Ve divordum? Gilda Hnüme tepsivi verirken BüHlcükten yanm» "•anlmıyordu. Çeviren: NİHAL YEĞİNOBALI TİFFANY JONES GARTH PARIN: Önemle ele alınması gereken bir konu: Restorasyon da'da gözüme çarpan başka bir ;ey daha oldu; bayağı güzelle. şryordu mübarek. tlk aylarda vücudu bile güzelleştı. ö y l e ki, kaç kere. «Kız, sen benim zannettığim kadar çırkın değilmişsin me?er,> dedim hattâ. Bu süre içinde benim de pek Keyfim yenndeydi, neme lâ'im. Düşünüyordum da, eski 'amandakl adamlar, yani dede'erımizle, dedelerimizin dedele rı belki açhk gibi, hastalık fi'ân gibi birçok dertlerî varmış ima hiç olmarsa tek bir yön1en rahatları yçrindeymis: Tak vime bakıp gün sayma dertlerl i'okmus, anladmız va Kim ne derse desin bir erkek için su ^ünyada en b'üvük rahatlıklar^an biri, hatta kadm için bile•cendinl tabiatın gereklerine bırakıvermektir Gerçi eski zamanlardaki Insanlann dokuz, on, vahut onüç, ondört, hatta nndokuz. virmi çocuklan olduau olur. evlerinin lçl bir sürü veletle dolar taşarmış ama akçam olup da (veya öSleden =onra filân) vatajja girdiler mi kendllerini bırakıp keyiflerine bakarlarmıs Blr kere en birinTabil kahvaltımı vatagıma Ke d Irıtiyacırı tatmin ettln mi, tirmek demek sonradan bir kfl gerive kalanlann kendiliSinden n'ik sabah matînesi demek oldu voluna Eİrdisini coV raman tec 5u İçln. tazeaSıs benl el üstün riıhe ptmieimdlr de tutmakla kendi ekmegine Vaimz sunu söylivevlm H beva* sürmüs oluyordu. «inci avdan sonra Gilda'eıkl» ?oBen meseleleH zihnimde tart ka?a çıkmaz oldum artık Ne tu mayı severim Bu sefer d'e ka. haf o lamana kadar hiç feellî «iriin mllletinin bu durumda o medi karn'nı Ysslan aenc olun'ıınca vppveni bir cüce kavus ca kanieıMan < a gergin oHıvor 1 tugu sonucuna vardim Y o k « Tihlr. Gilda'va gellnce. o hslivle avlar avı buiantı cek. eiteid? kfndinl eHtt^Tmpkten hic cpVın•îijerek «onundt sektlıiz tulırm mivordıı Vi bu benim daimtı «övlara dör, bacaklannda vari» Imiigirn hir seyi isnat eder size" Ya damarlan, karnında çattaklar ni erkekler kadınlardan daha Selifîin d* «en eene havatçıSırı hassastırlar. dan rıojnut ol. akıl alır mı? Gilf Arkası nr}
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear