28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DORT: JDMHURİYET 26 Şubat 1972 M dMMfUN doğumu üıerinden kııa bir «Ure geçml|, lhti. yar dünya 1893Men 1894 /• ğustos'una gelmi», Şao Şan. kı yur.de aksam lslerinl bitinpte tarla kenannda yorgunluk çiKaran bazı klmaeler aralanncfa konuşuyormuş, biri, «Yine •ava» baalamış... Cfteelerle(x) barbe ginnisiz» detnis... Dığeri omuzlarını silkelemif... «Bana ne?» diye cevap rermlç, «Imparatorla Mandsrenler düsflnsonler.» Yazon: Cihad BABAN Halbuki onlar bu bana ned eda lla konusmalanm yaptıkJan, nralarda meıhur 1894 Çin . Japon Harbl bastemısans. Aynl köylüler, bu savaşın 6nemi fiMrlnde çok dunntdılar, söz yine mahsule, günese, yağmura, döndü. Halbuki o sıralarda Çin'in. gelecekteki yasantısı uzerinde önemli etkileri olacak olan «Çin.Japon Harbi» başlamıştı. Iki memleket ara. Bindaki çelişmeyi Kore yaratıyordu. Japonya irfarecilerlnin kafasmda yanlış olmayan ve strateji bakımından değerli bir duşünceye göre Kore Asya'da koprü başı tutmak lsteyen emperyalistler lçın mükemmel bir atlama taçı ldi. Bu gerçeği ,Çin de açıkça görüyordu. Japonyarın Kore'de gözij vardı, çünkü evvelâ kendl memleketlnde artan nüfusa Kore'de yer arıyordu. Sonra Kore'yi bir atlama taşı yaparak Asya'ya, kıtaya yani Çin'e yönelmek lstiyord\ı. Diğer taraftan Ruslar da Vladivostok'a yerlestikten sonra, Kore'ye göz koymaya baslamışlardı. Cünkü Ruslarla Janonlar kapıstığı zaman, Kore, Rusla. rın da işine üs olarak yarayabi. lirdi. 1894 savaşı, Çindeki değişmenin başlangıcıydı Mao, Edgar Snovv'a, «Bana acı çektiren ilk kapitalist babamdır» demişti Çinliler, «Cüceler» dediklerl JaponUrla 1944'te de saraştılar. Resimde; ele geçen 105 milimetrelik bir Çin topunun yanında gnnırla poz veren bir Japon subayı görülüyor. «Bir gün gözleri yaşlı bir kadına rast geidim, ona, Nen var neden ağlıyorsnn? diye sordnm. Babanu, kocamı, ve oğlnma bir kaplan paraladı. öyle ise neden bn vahşi yerlerde yasamakta devam ediyorsnn, nlye başka yere jöç et. ntiyorsnn? O zaman kadın: Burada dedi, istediğim gibl yasıyorum, gideceğim. yerlerde hükümet var. Bu cevabı alan Konfiçyüs, talebelerine şunu soyledi: EvlâtUr, zalim bir iktidar, vahşi bir kaplandan daha vahsidir^ O tarihte Mao ne bilseydi ki, Konfıçyüs'un, Formalizmi, Budızmin tevekkülu, Çin halkım oyle bir durgunluğa mahkum edi3rordu ki, bu durgunluktan halkı tepe tekg kullan.anlar i s . tifade ed'erek, Çin toplumünu bir nevi köleliğe doğru sürük. liyorlardı. (z) Çinliler Japonlara cüce der. ler. nun üzerine Allah'ın Oğlu Çin împaratoru Kore'de Japonya ile savaja tutustu. Fakat bu savas îsrail . Arap Savası gibı yıl. dırım hızı lle başladı ve yıldirım hızı ile Japon Ordusunun galebesiyle neticelendı. Çin Japonya'dan aman diledl. Bu yenilgi butün Batılı emperyalıstlerın de gozunu açtı. Bır taraftan Japonya'nın kuvvetını gorduler, onunla ıyı geçinmenin gerektiğıne hükmettiler, diğer taraftan da baktıiar ki, Çin, o koca Çin, Allah'ın Oğlu olan Imparatorlar, Asya" nın ortasındaki imparatoriuk. ları ile, aslında zayıf, cılız ve hasta idiler. Tabii doğal olan ÎJdnei Dünya Savasında Japonlan topnklarmdan atmak tizere emperyalizmi yaratan kanuna çıkarma yapan Çin askeıleri uyarak, bu hastaya artık her şey yapılabıleceği için üzerine kin Sarayından yardım isteyin lle Çin arasmdaki bu yaklaşmn ce, Tokyo'd'a Mikadonun gdzle onu çok korkuttuğu için, o da çullandılar. Onun daha fazla hastalanması ve afyon ile uyuş. ri faltaşı gıbi açılmıs ve Kore Kore'ye asker sevketmisti. Bu. ması için kapıları zorlayarak, memlekete afyon sokmağa ve halkı zehirlemeğe başladılar. tmtiyazlar peşinde A Nüfaz mücadelesi K ORE'DEKİ Hanedan Sarayının odalarında, hem Çin ve hem de Japon nufuzu birbırlenyle yarışma halinde idı. Seul Sarayı, Kore'de çıkan bir dıni ayaklanma üzerine Pe MALKOÇOĞLU ÇALINAN TAÇ LMANTA, Rusya, lngiltere ve Fransa, Çın'in üzerine yuklendiler, her biri Çın'den bır imtıyaz koparmak istiyordu. Demıryolu, maden imtıyazları blrbirini takip etti, emperyalizmin klasik istekleri ile kapitulâsyonlar kuruldu, toprak istendi, iş oylesine bir rekabet haline geldi ki, nihayet yağmacılar birbirlerine duştüler, haset ve kıskançhk anlaçmaya galebe çaltfı, bu tefer Rusya, Almanya ve Ingiltere, Fransa, Japonya üzerine baskı yaparak Onun Mançurya'yı terketmesini sağladılar. Butun bu çekismeler ve emperyalizmin çirkin yuzü, Çın'de ecnebi dusı^inlığını da yaratmağa başlamıştı. Somürücu beyaz ırk onların gozlerinde, erdemsız. bır turlü doymayan kdtu ruhlu bır mahluktu. O sıralarda Çin'in okumuş yazmışlan da artık meTilekette bir degişıkllk vapılıp yapılmaması lâzım geldığini birbirlerine gizü gizli sormağa başlamışlardı. O gunün aydınlan îöyle düşünüyorlardı: <EIH yıldan berl yerinde sayan nmnrsamaz bir hayat sü. ren, islâh edilmez tek memleket Çin kaldı, dikkat ediniz!. Halkın sefaleti arttıkça eşrafın re yüksek memorUrın furnın ve znlmü artmaktadır. Onlar bn jnrnr ve lulümlerini sürdürebilmek İçin, dıs knvvetlere euvenmtnin yolonn aramakta. dırlar. Bir tek ciddi pedagognmnz. Batı milletlerinin neden zengin oldnklannl biltn bir tek iktlsatçımız yok. Sanaikfirlar. dan mshrumnz, dış memleket. lerde ne bilçimiıi ne menfsatimiri hiç kimse temsil etmiyor, bn böyle fiderse ümitsiılik ve cesaretsizlik içinde, göz göre ıröre batacagiz Bizi hiç bir şey knrtaramıyaeak! » *** AO bu ümıtsızlik devresin. de dogdu, herşeyden habersiz evın arkasındaki bahçe. de kerdı kendine büyüdü, topraklara yattı, kedileri kovaladı, biraz daha büyüyüp te altı yaşma gelince, tarladaki işçilere «u taşıdı, ha?lanmı? pirinç götürüp kaplan geri getirdi, kade rin her türlü cefasına boyun eğmiş biçare ve yalmz adamlann küçücük dostu oldu. Onlar onu, o da onları çok sevmeğe başlamıştı. öyle ki, bir gün geldi, bu zavalh adamlar çaresizlikten ona açılmaya ve babasının zul. münd'en şikâyet etmeğe başladılar. Baba, Mao'ya karşı da haşindi, onun lçindir ki çok sonralan komünist akımın başına geçtiği zamanlar d* Edgar Snow ile yaptığı konuşmalarda, «Ban» acı çektiren ilk kapitalist babam olmnçtn» deyivermişti. Gerçi baba zengin değildi ama, hasisti. döverdi, ailesini her şeyden raahrum yaşatıyor ve para biriktiriyordu. Böylece ufak bir sermaye ile tohum alısverişine başlamıştı. Bu işten de kazanmca oğlu okusun ve öğrensin ve ticaret işlerind'e kendisine vararlı olsun diye, Mao' yu okula gönderdi. O tarihte okullarda çocuklann kafalanna, Asya filozoflannın hikmet dolu sözlerl ezbere yerlestirllirdi. Tahtada garip yazıların önün. de duran Mao, hiç bir şey anlamadan öğretmeninin sözlerini tetrar ede ede Konfiçyüs'ü adeta hıfzetmişti. Y AR IN : t Ş Ç İ L E R L E İLK TEMAS Amerikan Japon savunma paktını protesto amacıyla 1960 ta Pekin'de duzenlenen Te bir mllyon Çinlinin katıldığı fösteriden bir sahne. Drina'da Son Gün Yazan: 118 Allah Allah herkes de öyle diyor bana. Kaç yaşında evlendin Yirmi. Yo yo, jinni bir. Ben de öyle. Erken evlenmek iyidlr. tsa da zaten oyle emir buyurmuş. «Çabuk evlenln, çok ço. cuk yapuı» demij. Ne güzel söylemiş değil mi? tsa'mız söyler de güzel olmaz mı hiç. Kaç çocuğnn var senin? Ddrt. Adam parmak hesabı yaptı. Benim yedi. Dördü kız, üçü erkek. Sonra birden karnını gösterdi. Sekizinci de burda. Ama erkek istiyorum bunu. Yakar mısın? Miyasiç adamın uzattığı paketten bir sigara alıp yaktı. Benim de dördfincü yolda. Niyetim sekiz çocuk sahibi olraak benim. Ben on iki çocuk yapacagun. Karun daha genç. Adın ne? Filip Salkoviç. Şu zangoç Filip'in oğlu musun sen? Evet, en büyük oğluyum. Adam kollannı açtı, Miyasiç'ln boynuna snn sıkı sanldı. Hay Allah! Çok severhn senin babanı be. Sen de benim oğlum sayılırsın Salkoriç. Nasü Filip? Miyasiç sigarasmın kar tanelerüün arasından kıvnla kıvnla süzülen domanlanna daldı. Bir pot kıracafım diye ödü kopnyordu. tyi iyi, hem de çok iyi. Talnıs bu savaş onu çok yıprattı. Hangimizi yıpratmadı H namussuz? Aylardır doğru diırüst bir uyku uyumadık. tsa inşallah şu Almanlarla Türklerin belâsını verecek. Böyle demekle gühana giriyorsun bence. Neden? tsa, «Bütün insanlar kardeşinizdir, onlara hiçbir kötülük yapmayın. Sonra Tann siıi bağıslamaz» diyor. Nerde okudun bunu yahu? Okumadım, Peder Yuvan bir vaızında soyledi. Adam kızmış gibi soludu. Bizim Stefanoviç öyle demiyor ama. Naal diyor ya? Almanlarla Türkleri kesmenin çok sevap olduğunu söylüyor. Geçen pazar günü fiyininde de Türklerin insan ounadıklannı, her hıristiyanın eline bir fırsat geçti mi bir Türk'ü bemen öldünnesi gerektiğini soyledi. Çok yanlış. Bizim Yuvan böyle saçma şeyler söylemez. Daha geçen gün Tannmn huzurunda bütün insanlann eşit olduklannı, bütün insanların birbirlerini sevmeleri gerektiğini, aradan düsmanlıkların kaldınlmasının tsa'yı çok sevindireceğini soyledi. Ben bizimkinln dediklerine inanıyorum. Kafasız bir papazmış sizin Yuvan. Bizim Stefanoviç çok akıllı, çok okumuş adam. Ne zaman çörsen koltuğunun altında bir kitap var. Sen Türklerin öldürülmesine karşı mısın? Miyasiç düşündü, bunun cevabı başına iş açabilirdi. Yoo, öyle bir şey demedim. Ama bizim Peder Yuvan ne derse ben onu yaparım. Çünkü o hepimizden daha iyi düşünür. Adam sigarasını ü.stüste nefesledi. Benden selim söyle babana. Geçerken arasıra uğrasın bana. Miyasiç başını salladı. Khn derse ne diyeceğim? Aaa, öyle ya. Dankoviç dersin. Danko da desen olur. Neden toplandımz buraya? • Haberin yok mu? Hayır. Goril tpan hindi oynatacak bugün. Müslüraanların Kurban Bayramı ya. Kurban Bayramıysa biz hıristiyanlara ne oluyor? Dankoviç dudaklanmn arasından düsen sigarasının yerine üir yenisini yaktı. 'jözleri bir FAİK BAYSAL N DİŞİ BOND SEKJI VAOI *<ADE. KJINOSIÜ BEUI ÖL C3AVA m JuH&J&253C TİFFANY JONES 10 yaşında N GARTH CİU'ŞIMIKI 8 U U J N D u s u <âerzE6e.KiE «sfOEE BiZ OMUNJ £ K S ÖML& BEcueveM sev < AO onuncu yaşına bastığı zaman, babasının kötü muamelelerine, şiddtetlne hiç dayanmaz oldu. Bir gün evden kaçtı. Bundan dolayı anasından emdiğini buraundan getiren bir • o a yiyince intihara başvurdu. =p Bu olay babavı biraz insafa getirdi. Çocuk okuvup yazıyor, he<iap yapıyordu. islerinde bu çocuğu kullanmalı idi. Tohum ticaretı para getirmeğe ve babanm varlığını arttırmağa başlamıştı Bu artan servet ile baba yuksek faizle muhtaç olanlara borç para vermek, yani tefecilik vapmak imkânmı buluvordu Mao arkad*as da edinmiştl. Bir gün onlarla beraber Konfıçvüs'ü okurken şövle bir hikâye gozlerini açtı. tsa'dan »ltı vüz yıl evvel dünyava gelen bu insan. şu vakavı anlatıvordu: ••••••>••••••••••••••••••«•••«•••••••»£ Dahiliye Mütehassısı DUKTOR SEL1ŞT1 K.I YALtJI'Z LİM /İO DA UAuıcı KTöıE ; Û <5E^E<SEM( K E U O1UE.B1 ç e o SOMUM. Mustafa ÖZDİLER LâleU Mesihpaşa CaddeaJ No. 12 Tel: 27 88 40 sarhoşunkOer gibi hafifçe yana dofrtf kaymıştı. Haklı Goril Ipan. Eğer Türkler sizin Yuvan'ı kaçırmasalardı o da bugün bu kar cehenneminde hindi oynatmaya kalkışmazdı. Miyasiç şasınnıştı. Türkler sizin Peder luran'ı kaçırdılar mı dedin? Amma yaptın ha! Dfinyadan haberin yok senin be. Ben onbeş gundflr yoldayım. Sıçan postları. tntikamımızı alacağız bugün. îsterlerse bırakmasınlar Yuvan'ı bakalım. Goril dişlerini sökecek hepsinin, derilerini yüzecek. Üzülme hadi, Peder Yuvan'ın küına bile dokunamaılar. Bu gece misafirim olur musun? Tesekkür ederim Dankoviç. Hemen dönmem gerek. Merak ederler sonra evden. Zaten iki gün geç bile kaldım. Naml gideceksin? VasıUlar işlemiyor kl hiç. Bilmem. Bakalım. bir çaresini buluruz elbet. OLmazsa doğru bana gel. Anladm mıT Olur, gelirim. Bu sırada papaz küıklı iri yarı biri kalm insan çemberini yardı. tstavroz çıkardı, arkadan birinin getirdiği uzun odunlan alev alev yanmakta olan ateşe soktu. Ocağın çevresuıde karlar yavaş yavaş erimeye başlamıştı, bavaya arasıra kıvılcımlı bir duman çıkıyordn. Halkanın karşı kenannda yaban domuzu avcılannın giydikleri çizmelere benzeyen eski yüzlü bir çift çizme giymiş olan genç bir kadın piposunu tüttürüyor, bir yandan da kat kat battaniyelerin içine sardığı çocuğunu emziriyordu Mevdan bir panayır yerinden farksızdı ve Turklerin niçbiri ortalıkta yoktu. Goril'in hindi oyununu berkes merakla bekiiyordu. Miyasiç her şeyi çok İyi anlamıştı. Buraya kadar hiçbir tehlikeyle karşılaşmanuştı ama bundan sonrasının başına neler getireceğini düşünmek bile istemiyordu Havada kara rağmen acayip bir karanlık vardı, bu karanlık bir eellâtın parmakları gibi insanın boğazını durmadan sıkıyordu. Ipan geliyor, tpan. Goril tpan! Korkunç bir sessizlik oldu, bütün başlar halkanın dışına döndü. Yeniden çalmaya başlayan çan sesleri arasmda açılan bir gedikten bir insan azmanı içeri girdi. Bu daha doğrusn kalın çizmeli, koyun postundan paltosunun içinde kaybolmuş, gözlerinden kan damlayan bir canavardı. Meydana gelince papaz kılıkb adamın elini sıktı, ötekini dışarı gönderdi Sonra balkanuı iç kenannı yalayarak dolaştı, herkese ayn ayrı baktı. Ateşin yanına gelip durdu Bembeyaz kar, simsiyah kasketinin ve omuzlannın üstüne hiç fcorkmadan vağıyordu. Merhaba çocuklar! Bütün kalabahh hepbir ağızdan bağırdı. Hoş geldin tpan. Goril önce yaralı bir domuz gibl soludu. Biliyorsunuz değil mi? Bugün eşşek müslümanlara. nyuz Türklere iyi bir ders vereceğiz. Hindi oynatacağız hepinize. Hindi nasıl oynar diyeceksiniz? tpan İBtedi mı dağlar bile oynar. Eğer Peder Yuvan'ı kaçırmasalardı biz de muftülerini kaçırmıyacaktık. Biz müftü Bedroviç'i öldnrmek için değil, Almanlann elinden kurtarmak için kaçırmıştık. Biz tsa'dan korkanz. Hiç Hmseye, Törklere bile kötülük yapmayız. Ama onlar durmadan çocuklarımızı. kadınlanmın kesiyorlar. Şimdi de Peder Yuvan"! kaçırdılar. Duyduğuma göre gözlerini kızgın şişle oymnşlar dün. Kalabalık sağa sola dalgalandı. Aradan biri bağırdı. Biz de Bedroviç'i şişleyelim öyleyse. Da» ha ne duruyorsun tpan? Çizmeli kadın vumruklarını havaya kaldırdı. Geç bile kaldın lpan O eşek müftüsü bu güne kadar vasamamalıvdı bile. Eğer elin varmıyorsa bırak da işin) ben göreyim bari. tpan kollarıcı iki yana açtı. Srnun, beni dinlevin şimdi. Gözlerlnizin önfinde cezasını vereceğim Muhammed'in o eşeğine. Yalmz biraz sabırlı olun bakalım. (Arlcası vart
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear