26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 29 Aralık 1972 eçen gun Beyoğlunda baktım, bir sinema, şu bizim eski Lorel ıle Hardy'nin afisini asmıştı kapısına, bir filmini göstereceklermiş. Lorel ile Hardy deyince, nasıl olur da Ferdî Tayfur'u anımsamazslnız! Ferdi Tayfur, olağanüstü bir başan ile kon'ustururdu o ikl komiğıj öyle ki, kimbilir kendileri nasıl konuşuyorlar diye araraazdınız. Giderek onlar gibi konuşma modası alıp yüriiraüştü gençler arasında, o zaman. Ferdi Tayfur'un açtığı o çığır (Max Brothers'in unutulmaz Arşak Palabıyıkyan'ını da atlamayalım), sonraları birçok kez denendi, şimcn de sürdürülüyor, ama bunlann hiçbiri onunki gibi başanlı olamadı sanınm. O yolun yeni ömeklerini gördükçe, bu filmlerin kendi dilierinde nasıl olduklannı merak etmekten kendimi alamıyorum, bir de kendi seslerinden, kendi sozlerinden dinlemek İstiyorum onlan. S Olaylar ve görüşler Rüzgâr Gibi Melih Cevdet ANDAY gucü v e ozellikleri Ue yaşamıyor muyduî Bugün de yaşamıyor mu? Soyluluğa heves eden yeni zenginler bizde de çıkmadı mı? Tanzimat sonrası Avrupahlaşma akımı, yeni âdetlerimizde, Moliere'in betimlediği köksüz kişiliklerin benzerlerinl doğurmamış mıydı? Geçen yüzyıl Rus yazarlan, bu yoldan giderek kendi insânlarını tanımışlaf v e yazınlarını zenginleştirmişlerdir. Oysa bizde Moliere uyarlamaları, yazarlaçımızı böyle bir yola .iteceğine, îbnürrefik Ahmet Nuri'nin daha aşagı düzeydeki Fransız vodvillerinden yaptığı uyarlamalara kapı açmıştır. ancak yaratıcılığa olanak sağladığı ölçude güç.lendîrici bir nitelik kazanır. Yenı Ufuklar dergisinde, Orhan Burian'ln yeniden basılan çok değerli incelemesi bunu ne güzel anlatıyor. «Ingiliz Edebiyatında Uyanış Çağı» adlı bu yazısında Orhan Burian, düpedüz çeviri, ama îngilizce sevgisi ile ortaya konmuş çeviri döneminden sonra, beğenmediğine bakarak kendi yazma döneminin geldiğini ömekleriyle gösteriyor. Petrarca'nın gördüğü bir düşün, Fransız Dubetlay'de, Ingiliz Spencer'de nasıl tekrarlandıgını şaşarak okuyorsunuz. Şaşarak diyorum, çeviriden v e öykünmeden yaratıcılığa nasıl geçildigini gördüğüm için, kötülemek için değil. Burada önemli olan, bizde uyarlama anlayışımn bir geçiş süreci değil de, sürekli bir ben. zetme isi olarak nerdeyse bütün alanlarda temel sayılması ve bunda direnilmesi tutumudur. Bir sanat yapıtını uyarlama ' yolu ile dilimize geçlrme düşkünlüğü, bir zamanlar, çevirinin gereksizliğine yol açacak tartışmalara değin vardrnlmıştı. Çok başanlı «Deli Saraylı» uyarlamasının oynandığl sıralarda oldu idi bu tartışmalar. Görüyor musunuz, b i ı yaratmıyaeağız, çevlriye de kalkışmayacağız (demek yaratıcının ürününü tam olarak tanımayacağızi, sadece bir batılı sanat yapıtınln kendimize uydurulmuş benzeri ile yetineceğiz. Dilde de gönnedik mi bu tutumun örneklerlni? Ruze'yi oruç, Leipzigi lepiska, kazaya' (kaziyeler)yı kazayağı, Kalo dromos'u kaldı nm, t u m a. headi tornayt, Danzigi daniska yapmakta dilimızin dehasını bulan v e Türkçe köklerden yeni sözcükler yaratmak yerine, yabancı sözcükleri evirip çevırip baska kıhğa sokmakia yetinmemizi isteyenlerin düşünceleri de bu uyarlama mantığı değil miydiT Demokrat Parti'nin yeni kurulduğu ve herkesi bir demokrasi tutkusunun sardığı yıllarda, bir gün, Ankara'da, bir şoförün «Ben demokrasım» diye bar bar bağırdığını hiç unutmam. Demokrasi'den nasıl olup da demokrat'ın çıktığına akıl erdirememiş, bunun doğrusu «demokras» olmalı diye düşünmüs anlaşılan. Demokrasi'nin «s»sinj değistirmemekle sözcüge bağlıl'.ğını gösteriyordu. Sonraları hep bir'Jen o sözcüğü «demir kırat»a •uyarlayıverdi idık. Doğrusu «kırat», Yunanca «kratos»a söyleniş bakımından çok yalnn. TOPLUM HAFTAUK SİVASİ HABER VE YORUM OERCİSİ TOPLUM'UN BUClfN gTKAN 3 7 SAYı3ıÎıDA. AZÎZ NESÎN, TURHAN.J >S;MIH BALCIOGLU, HASAN. HÜSEYÎN. ÇETÎN, FERRUH VE TONGUG, Komik filmleri bir yana bırakırsak, genel olarak uyarlama ne denli başanlı olursa olsun, kisi yine de aslını merak eder bir sanat yapıtırın. Moliere çevirileri olmasaydı, sadece Ahmet Vefik Paşanın uyarlaraalan ile yetinebilir miydik? Hazır Ahmet Vefik Paşayı anmısken söyleyeyim, biz uyarlama alanında çok başanlı olmuşuzdur. Ama neden bir Moliere'imiz olmadı da, buyük bir Moliere uyarlayıcıraız çıktı, diye düsünmekten alamam kendimi. Ahmet Vefik, Paşanın, Moliere'i, uyarlama yolu ile de olsa bize tanıtması, klasik komedyanın yararh bir etkilenme kaynağı olmasını sağlayamamışttr. Moliere'in yaşadığı dönemde, Ahmet Vefik Pasa sonrası Türkiye'sinin durumu arasındaki aynmı. benzemezliği gözden uzak tutmamak gerektiğinl bilmiyor değilim; ancak Moliere'i etkileyen sorunlar. konular tıpkısı ile bizim toplumumuzda olmasa da, bizim gibi tiyatro sanstına Batılı anlamı ile yeni başlayan bir toplum, onan gibi büyük bir yaratıcıdan yine de çok kazanç seğlayabillrdi oyun yazma alanında, diye tîüşünmekten kendimi alamıyorum. Moliere'in alaya aldığ: Aristo mantıgı bbde de bütün Uyarlayıcılık Direnmedi «Şapka»ya kars^, «şemsi sip«r»i öğütleyenlerimiz de, bir bakıraa, uyarlayıcı sayılabilir. Günün birinde, öndeki o gereksjz parçayı atınca, gene eskisine döneriz diye düşünmüs olma» lılar. Falih Rıfkı Atay yazmıştı. y\tatürk'ün vazlannı geçirdiği Florya'ya, kızgm softolar «Floriy«2» derlermiş, arapsılaştıracaklar. Düşünce özgürlüğünü, yazma Bzgürlüğünden aylnp dımdızlak bırakanlan da özgürlük uvarlayıcılarımız saymak yankş olmasa gerektir. Gece odamza kapanın, ışığının söndürün, sonra dıişünün düşünebildiğiniz kadar. Kim karışır! Sokrates, bir diyalogunda, karşısındaklnin, «An.lıyorum, devletimizde tragedvaya ve komedyaya yer verecek miyiz, vermiyecek miyız, 5Özü" oraya getirmek istiyorsun» demesi üzerine, «Belki buna, belki daha başka şeylere. Şimdiden kestiremiyorum." Söz bit rüzgâr gibi bizi nereve iterse oraya gideceğiz» yanıtını veti». Ben de, doğrusunu söyliyeyim, Lorel • Hardy'den açtığımda nereye geleceğimi bilmiyordum, söz bir riizsâr tjıbi benî sürükledi. »KÎZAHIN CIEDÎ BÎR İŞ OLDUĞUNU] JBÎR KERE DAHA DOĞRULADILAR. Cumhuriyet 9350 Yaratıcılığa Geçiş Konumuzun sınırlannı . a$madan, burada ister istemez anımsanacak olan Musahipzade Celâl'in yeri üzerinde de kısaca duralım: Gününde büyük bir ilgi toplamış olan bu yazarımızın oyunlan artık oynanroıyorsa, bunda bizim değer bümezliğimiz j'erine, o oyunlarıfı yaçam gücünden yoksunluğunu aramak daha uygun olur kanısındayım. Ahmet Vefik Paşa uyarlamalanndan işe başladığl bellidir Musahipzade Celâl'in, ne var ki inandmcıhğı yoktur, Moliere öykünmesi değil de, karikatürüdür onun oyunları, silinmez kişiler bırakmaz belleğitnlzde. • ' Yabahcı sanatçılardan etkilenmeğe karşı o!madığımı gene söyliyeyim, bütün büyük sanâtçılar yabancı etkilerd'en hız almıştlr. Etkilenme, VEFAT Merhura Emeet bey ve Mediha hanımın oğlu; Pakîze Özkan'ın kıymetli esi; Adnan Gi.rjcaynak'ı» ağabeyi: Sedat Özkan: Suat Özkan .ve Samime Artüz'ün sevgili babaları: Nahide Özkan: Kadriye Özkan ve İlham Artüz"ün lcayınpederlerl. Nezih. Semih Özkan; Levent ve Bülent Artüz'ün dedeleri: Harp malulü Emekli Binbası REAAINGTON" STASDARD CEDVEL (Elektrikli modeli de vardır) O. MEMDUH ÖZ^AN Hakkın rahmetine kavusrnu?tur. Merhumun naası 29 Aralık Cuma günü Şisli Camiind*^ kılınarak öğle namazını takiben Karacaahmettekl aile Kabristan na tevdl edilccektir. Akraba. dost've arkadaslarına duyvrulur. A t L t S t (Çelenk gönderilmemest riea oulnur.) (Cumhurivet 9244) Kitapsızlık Güdüklüğfl M.BAŞARAN İKTlSADÎ DEVLET KURULUŞLARI eçen hafta tktisadl Devlet Kuruluşlannm düzenlenmesine ait yakın tarihçeyi görmüş ve sorunun esasını ve önemini fcısaca belirtmıştık. Bugün için tktisadi Kuruluşlar kanşanı, azarlayam, suçlayanı çok; ama çok sıkışınca kapısı çalınan kuruluşlardır. Sahip çıkanı isa hiç yoktur. AraJannda bir koordinasyon çalışmaşı yoktur. Yahut da vardır ama, resmi olmayan şekilde Maliye'nin bir dairesinde, yetersız şek ; lde yapüır. Ama kuruluşlar kendi en yakın kuruluşlan ile çekışme halindedır. Ayni makineleri, ayni takım tezgâhlannı birkaçı birden satm ahrlar. Bir personel politikası yoktur, ya da Bütçe Genel Müdürlüğünün görüşleri içinde bir politikadır bu. babadan oğula , REMIVAC Hallsktrgazl Cad. 34/4. Harbi)» Tel.ı 47 87 11 lzmir Cad. 33/27, Yenişehir, Ankara Tel.: 17 43 4» 6 6 ünümüzden asağı yukan iki bin yıl önce «Kitapsız yaşamak, kor, sağır, dilsiz yaşamaktır» demiş Seneca. Kitabın, okumamn insan yaşammdaki yerini, önemini belirtmek. istemiş bu sozle. Okusunlar, tinsel sakatllklarından kurtulsunlar diye uyarmıj • çağdaslarım. «DCnyamızı, güzelleştiren, zenginleştiren zekâların yapıtlarına kapalıysanız; gozlerinizin' burgu delığinden, kulaklannızın duvar oyuğundan ne ayrımı kalır? Neler düşünebilir, neler 'kbnuşabilir öyleleri?» demeğe getlrmiş... . . BUGÜN KARIŞANI, AZARLAYANI, SUÇLAYANI ÇOK BİR KURUM İKTİSADÎ DEVLET KURULUŞLARI; AMA, SAHİP ÇIKANI YOK.. Arslan Başer KAFAOĞLU göre holding olacaktır. Bu holseramikle deri ve kundura ile dinge hangi şirketler baglanauğraşacakür. Bir holding olacakcaktır? Bu soruda baklıyız ÇUn tır. Devlet Demiryollan da Et kü Devlet Demiryollarının «müBalık da, Ziraat Bankası da, Yem essese »si yoktur. Bu sorulann Sanayu de ayn bir holding olacaktır. • jtarşüığı bulunamaz. UU«J SISTCMİ Bir cfe böylesi körlerden, sağırlardan, dilsizlerden oluşaa bir toplumu canlandırmağa çalışın kafanızda: Doğruları, güzellikleri göremiyorlar, yiğit seslere kulaklan tıkalı, ağızlarından lokmalan alınsa «gık» diyemiyorlar. Olaylar arasında bağlantı kurma, çıkacak sonuçlardan yararlanma gücünden yoksunlar .. Korkunç bir bencillikle ezmeğe çalışıyorlar birbirlerini. Emeklerini, düsüncelerini birleştirerek insanca yaşamak varken, zından ediyorlar dünyayı kendilerine... Eh, buna da yaşamak denir mi? tşte Seneca'dan iki bin yıl sonra Unesco cFa vurgulamak istemiş aynı gerçeği: KlTAP demiş, uygarlığımızın anası, başımızın üstünde tuttnamız, üstüne titrememiz gereken «değer» kitap... O olmasaydı ne demokrasi, ne özgürlük .. Sürüp giderdi köleliğin her çeşidi, kurtulamazdık yabanhğırnızdan. Ne diyor Voltaire «Yabani uluslar dışında her ülke kitaplar tarafından yönetilir.» Jnsanoğlu kitaplarla, kitaplan yaratanlarla var. Bakın okumayan, yaratamayan toplumlara, oTaha* iyi anlarsınız demek Jstedigimızi... Tutmuş Dünya Kitap Yılı saymı? 1972 yılını. Belçikalı ressam Michel Olyff da açık bir kitabın iki yüzüne kalm, vurucu çizgilerle çizilmiş iki insan resmiyle simgelemiş bunu. Kitabın insanı insana nasıl ' bağladığını, güçlü kıldığını canlandırmak istemiş. Bütün *bir yıl dünyanın her yanında «Her şey için kitap», «Her şeyin üstünde kitap» düşunceleri yayılacak... Gerçekten de kitapların yayılmasını sağlayan basım makinası, çağı yenıleyen bir bulus olmadı mı? Bir atılım yapmadı mı ınsanlık onunla? Güçlü eserlerle beslenen kafajar reform, rönesans, devrim yaratmadı mı? Gizi, gücii ne kitabın? Ne veriyor insana kitap? «Kat ekmek, kat* etmek Içi dolu bal ekmek» bilmecesiyle kitabı ekmekle bir tuttuğunu, en besleyici besin sayâığını ne güzel deyimliyor halkımız. Yeryüzünün duşunca bançelerinde dolaşan arıların en sabırhları, en çalışkanlan hazırlamıyor mu o balı? Bağnazlıktan, bencillikten, yozlaşmaktan kurtulraak, kafaca sağhklı olmak, onunla beslenmeye bağlı değil mi? Değerli bir kitabı okuyan, «Üzerine beyin ve düşün özü sürülmüş» ekmeğı sindiren kişı, o kitabı okumazdan onceki kişi değiidır gayrı. Bir akım geçmiştır duygularından düşüncelerinden, başka düşüncelere, dünyalarâ açılmış, yenı bir düzene girmiştır varlığı. En olgun dtişun ve sanat erleriyle dost olma olanağı sağlar, eğitir, tamamlar bizı okumak... Insanlar arasındaki uzaklıkları kaldırır, kötülüklerı azaltır... «Okuma sevmeyen bir kral olmaktansa, okumayı seven ve kitap bulabılen yoksul bir adam olmayı yeğ sayarım» diyor bir düşunür. Ama bakmayın «yoksul» demesine siz onun, nice sanatçının, düşünürün duygu yücehğine, düşunce derinliklerine erışen kişi, aslında dünyanın gömüienne ;ahip sayılmaz mı? Ünlü bir Fransız güldürücüsünü (komik) görmeğe gider gazetecinin biri; hasta yatağında kitabına eğilmiş bulur onu. (Hastayken bile kendine birşeyler katmağa çalışmaktadır.) Soracaklarını sorar, öğreneceklerini öğrenir sonra da «Halkı boylessne kolayca guldürmenizin gizini açıklar mısınız» der. Gülümseyerek, boydan boya odasının duvarlarını kaplayan kitaphğını gösterir sanatçı ve soruyu şoyle yanıtlar: «O kolay gibi görünen isin ardında, bn koca kitaphk var» Gerçekten de her iyi işin ardında kocaman bir kıtaplık vartfır bugün. İyi bir yöneticiliğin, eğıticıliğin, yaratıcılığın ardında kocaman bir kitaplık; iyi bir yargıçlığın, hekımliğın, mimarlığın ardında kocaman bır kitaplık . Sorunların derinine inmek, sağlam yargılara varmak, tutaflı eylem adamı olmak, sürekli okuma, gelişmeyle olasıdır ancak. Baska türlü uygariığın verilerinden yararlanılabilir, onlara katkıda bulunulabilir mi? Özellikle toplumumuz için daha da büyük bir onem taşıyor kitap. Bilindiğı gibi bulunuşundan üç yüz yıl sonra gıriyor yurdumuza basım makınası. Uzun bir sure de, dişe dokunur birşeyler basılamıyor... Okuma ise, hâlâ girecek .. Çoğunluğumuz ilköğrenimden yoksun. öğrenim olanağına kavuşanlarsa, sakat bir eğitim düzeni ytizünden hor bakıyor kitaba, okulda bırakıyor onu. tnsanı insan yapan düşünce ekmeğinden, .dünya balından habersiz nice diplomalılanmız! Yazık .. Bız ki Atatürk devrimiyle, gtcünü yitirmiş bir uygarhk çevresinden çıkıp, çağdaşlaşmaya yönelmişiz. Yazık, okullarımız da inceleme, okuma alışkanlığı kazandırmıyor. Kitaphklarımız birer depo durumuncfa. Yoksuüuğu, geri kalmışlığı yenmenın. gören, İşiten, konuşan demokratik yaratıcı bir toplum olmanın yolu «okumadan», «kitaptan» geçiyor oysa. letme gözlerinin önlefine baksalardı» denivenr? O kabahati kendine gerekli finansmanı vermeyen Holding'e, Holding' hesapl a n yanhş .tutan Devlet Teşebbüsleri Genel tdaresi'ne atabilir. Sonra ilgili Bakan var, «Devlet Teşebbüsleri Genel Kurulu» da \rar. >Bunlara bir de Devlet Yatınmlar Bankası ve onun bağlı olduğu. Maliye yi 'eklediniz mı sorumluyu arayıp bulun siz. Holding kuruluşuhun esprisi, sorum lulan açık seçik ortaya koymaktı s Burada ise sorumluluk'belirsizleniyor. 1 Konunun bir de personel yö VEFAT Yüksek Maden Mühendisi İHSAN AYLA geçirdigi kalp krizi neücesinde 27 Aralık 1972 tarihinde vefat etmlştir. Cenazesi 29 Aralık 1972 Cuma günü ögle namazını müteakip Edremit Bekir Aga Camiinden kaldırılarak Edremit mezarlığında ebedl istirahatg&hma tevdi edilecektir. Eşi Çocnklan Sefika Ayla Üner Ayla, Gfilein Ablak, Tanju Ayla ®[f]®CD®©l2)(5)(HJ Cumhurivet 9323 Dr. ERTUĞRUL BAŞSİPAHİ Halaskârgazı Cad. 194/3 Selunbev Apt. Tel.: 40 7B11 Cumhuriyet 9325 ••••••••••••••••••••» DOKioR ;; > • •• • • • • • • < 2 ••«••••••• D O R T OR Bu nedenle gazetelerde bu kuruluslann bir elde, holding içınde toplaruşlarını havadis olarak okuyunca sevinmiştik. Ama 11 Aralık günlü Resmî Gazete'yi okuyunca sevincımiz yanm kaldı. Yeni örgütlenmenin ilkeleri' ne ait, aynntılanna ait birşeyler aradık. Ama 4 5 sayfalık belgede 1 sayfalık bir açıklama bulduk. Bu açıklapıaya göre kumlan yeni düzeni eleştirece&ız. Okuyuculanmıza karşı bir hatamız olursa, sunulan açıklamanın esas bakımmdan çok tasa olması yüzünden olacaktır. Tarık Z. Kırbakan Akraba, dost, meslektas ve hastalanmın yeni yıllannı kutlar, saglık ve saadetler dilerim. l«tiklâ! Cad. Parmakkapı N'o î Süreyya ATAMAL ;; • 2 X • Opr. Orolog Sıraselviler 69/2 Telefon: 44 5144 • J 4 S6 T E I . • 44 ••••••••»••>•»»»••••« • TAKSİM Mantığı Belirsiz Şündiki düzen şudur: Iktisadl Devlet Teşekkülleri vardır. Örneğin Sümerbank, Etibank, Türkiye Elektrik Kurumu, Azot Sanayii, Türkiye Kömür İşıetmelp ri gibi büyük olanlan da var Et Balık Kurumu gibi or»3 büyüklükte olanlan ve alelâde bır ticarî kuruluş gibi olanlan da vsr. Bu teşekkiHlerijı altında işletmeler veya müesseseler var. Örneğin Etibank'a bağlı Ergani Bakır İşletn>esi, Sümerbank'a bağlı fabrı kalar ve işletmeler gibi Önre te şekküllerd'en Daşlarsak bünlardaa bazılan tek konuyla uğraşmaziar Örneğin Sümerbank'm tekstil ya nmda deri, kundura, seramik, porselen tesisleri \»ardır. Etibank. madenin her nev'ini işletir ama bunun yanında bankacıhkla da uğraşır. Gerekli ilk iş bu kuıuluşları üretim sektörlerine gme ayırmak olmalıydı. Böyle olmtmıştır. Belgeden okuyacağımız şu satırlar bunu gösteriyor: «Dev'et Holdinglerinin yeni yapılannı al maları halen mevcut olan iktisadi teşebbüslerin, işletmeci müessese ve biriralerinden aynlmaları Ue sağlanacaktır. Devlet Holdingleri Sirket haline getirilecek olan bugünkü müesseselerin hisse senetlerine sahlp olmak SBretiyle bunlan kontrolları altıria alacaklandır».. >Yani şimdi ne kadar teşebbüs varsa hepsi de holding ola caktır. Sümerbank yine tekstille. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden , Elektrik Yüksek Mühendtei veya Elektrik Mühendisi Almacaktır. Genel Müdürlüğümüz Erzurum VTn. Bölge Müdürlüğünde Teknilc HJzmetler sınıfında 9 veya 10. dereceli kadroda c * nşrtnlmslr üzere. fiS7 sayılı Devlet Memurlan Kanumımm «I maddesinde belirtilen ssrtlan tasıvanîar arasmdan 1112 Ocak 1973 farihlerinde mülâkatla vapıiarait seçme fle bir adet Elektrik Yüksek Mflhendisi veya Elektrik Mflrierıdlsi fYUksek Akım) alırmrakür. a) MUraeaat edenler arastnda askerligini vapmıs olanlar * terpfh edilecektir. • ", b) Cahsma durumu ve tşveriml müsait göruldugU tak ' dırrie flprde lojman verilebilecektir. Mülâkat, 11 ve 12 Ocak T9T? tarihlerinde saat 10.00 da ad ' resi aşafıda belirtilen Genel MüdUrlUtümüz Yeraltısulan Dairesi Baskanheında vapılacaktır. . tsteklilerin mezkur Daire Başkanlığına müracaatlan üftn olunur A D RE S : DSt Genel MüdürHlğü Yücetepe Mahaüesi ANKARA fBasm: A. 17537 • 25767/9314) KAMU tKTlSADİ KURULUŞLARI ŞEMASI (Resmî Gazete'den) Sümerbank'ın, Etibank'ın ya da Türkiye Elektrik Kurumu, Türkiye Kömür İşletmeieri'nin yurt yüzeyine yayılmıs, bırbirine benzemeyen müesseselere sahip kuruluşlann holding olmasını anlarız. Ama acaba Ziraat Bankası gibi sadece bankacılık hızmetleri (esas olarak) bir teşebbüs (veya onun gibi bi rer banka olan Emlâk Kredi Bankası) veya Türk Hava Yolları'nın bu esprı içinde bir holding olmasının mantığı nedirV Bu kuruluşlar esas ugraşı dalıannda kamu tesebbüsleıi hukuku termınolojisine uygun «mil esseselere» sahip degilleroUr. De nebilir ki. ımüessese»lere sahip olmayanlar holding olmayacaktır. O vakit de şu soru akla gelebilir: P e ü bunlar nasıl yönetilecektir? Şimdiki yöntemlerle mi, holding olmayacaklarına göre, şirket olarak mı? Bu sorulara bir karşılık bulma olanağı yoktur. Şimdi baska bır örneK aialım: Devlet Demiryollan 440 sayüı kanuna göre bir «tesekkul»dür. O oaide genel ilkeye Şimdi de bu karşılığı bir yana bırakıp daha üst kuruluşlara geçelim. Alttaki şema Resmi Gazete'den alınmıştır. Bu şemadan anlaşıldığına göre bir «Devlet Teşebbüsleri Genel İdaresi» var. Anlaşıldığına göre bu idare Devlet Kuruluşlannın bir «Muhasebe» sini tutacaktır. Yani Devletin Genel İdare kesiminde ki Maliye Bakanlığı Hazine ve Muhasebat hesaplan burada tutu lacaktır. Bir yönetim fonksiyonu pek olmayacaktır. Ama bir de Devlet Teşebbüsleri Yüksek Kurulu var. «Bu yüksek kurul kamu kuruluşlan arasında üst seviyede koordinasyonu sağlayacak, fiyattarife, yatınm politika!3rının genel politikaya uyumunu sağlayıp yönlendireceks tir. Bu kurul da Basbakan ile 11gili Bakanlardan kuruludur. Dik"kat edilirse karar mekanizması bımz daha dağılmıştır. Diyelim «Kömür işletmeleri» iyi çalışmıyor. Sorumlusu kim? Kömür tsletmeleri Holdingi Genel Müdürü mü? «Ne münasebet ticarî usullerle çalışan her şirket işnü var. Onu da geiecek Vazıda diğer konularla bırlıKte inöeleye ceğiz. Ve ilkeler taslağının genel bir degerlendirmesini yapacağız. NOT: 22 Aralık 1972 ?ünlü yazımızda dizgi yanlışları olmuştur. Birrncı sütunda iki kez «çok' açık olmaklaa ibaresi var. Bunlar «çok açık olmamakla» ıdi. Üçüncü sütunda « ünlü «enflâsyon olur» feryadını bastırmasaydı» yazılı. Bu aslında «Ünlü enflâsyon olur feryadını bastırdı mıydı» olacaktı. Son sütunda «Böyle kuruluşlar kötü şekilde kurulmuş olsalar bıle. tıpkı sağlam bünyelerin hastalık mıkroplarını kırdıklan gibi yanlış kuruluş olsalar bıle zamanla bozuk örgüler ıçlne girerler» cümlesi ?ijyle olacaktır: «Böyle kuru luşlar. kötü şekilde kurulmuş ol salar bile. tıpkı sağlam bünyelerin hastalık mikroplanm kırdıkları gibi, vanlış kuruîuş hastalıklannı yenerler. Ama temelleri bozuk ekonomik kuruluşlar iyi kurulmuş olsalar bile zaman la bozuk örgütler içine girerler.» GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLÂNI ÜSKÜDAR İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No:> 1971/3037 Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi, evsafı: Üsküdar Bulgurlu mahallesi Alemdağ Caddesi 56 taj kapı sayıh ve bir taraftan da Sangazi sokağında kâin tapunun es> ki 9 yeni 42/2 kapı 39 ada, 3 parsel sayılı 961 M2 miktannda ve İçinde kârgir ev. ahır yoğurthaneli bahçeli 263 838 lira muhammen bedell) gayrimenkul açık arttırma suretivle satılacaktır. tmar Dnrnmu: îstanbul Belediyesi tmar ve Plânlama Müdürlügünün 16.5.1972 tarihli yazısma göre. gayrimenkul Çamlıca imar plânına dahi) olup plânın tatbiki halinde tmar ve Tskfin Bakanlıgından mütemnıiro malumat istendiği henüa cevap çelmediginden ileri bir tarihte imar durumu bildirilecegl bildirilmlştr. SATIŞ ŞARTLARI : 1 Satış 29.1.197:. Pazartesi günü saat 11 den 12 ve kadar Üsküdar tcra Dairesinde açık.artırma suretiyle vapılacaktır. Bu, artırmada tahmin edilen kıymetin V, 75 nl ve niçhanll alacaklılar varsa alacaklan raecmuunu ve satıs masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmszsa en çok artıranın taahhüdü bâki kalmak $artivle 8.2.1973 Perşembe günü Üsküdar tcra Dairesinde saat 1112 de ikincı artırmava çıkanlacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacsklılann alacağı VP satjs masraflannı peçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya istirak edeceklerin taiımin edilen kıymetin % 10"u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milll bir bankanm 1;eminât mektubunu vermelen lâzımdır Satıs pesin parailedir. alıcı istedi&inde 20 günü Reçmemek üzere m» hfl verilebilir. Dellâüye resmi ihale pulu tapu tıarç ve masraflan alıcıys aittir. Birikmis verçiler satıs bedelınrien ödenir. 3 tpotek sahibi alacaklilara diğer ileililprth, ıl^ilileı tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir Bu gavrimenkul tizerindeki haklannı hususivle faiz ve masrafa dair olan tddialannı dayanağı belgeler ile onbe? (çün İçinde daireroize bildlr meleri lâzımdjr: aksi takdirde haklan tapu «idli İle «abit olmadıkça pavlasmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satıs bedel: tıemen veya verilen mflhlet lcinde Menmezse tcra ve îflfts Kanununun 133. maddesi freregrnee thale feshedilir. tki ihale arasındakl farktan v« "/. 10 faizden alıo ve kefilleri mesul tutulacak VP hiç bir hükme haeet kalmadar kenditerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname. ilân tarihmden itibaren nerkesin eftrebfl mesl için dairede acık olup masraft verildtgi takdtrde fsteyn ahcıya bir örnegi çönderilebilir. f2O0 kuruşiuk posta pulı gBrjderildtginde) 6 Satısa ıştirak edenlerin şartnamevt eörmüs we mün derecatını kabul etmiş savılacaklan başkaca biljrl almak J* tevenlerin 971/3037 sayıh dosva numaraslvle memurluSııttıuzî başvurmalan ilân olunur. ftc. tf K 12<n (Basm 8505/9 T.C. Bavındır.ık Bakanlığmdan Yapı İşleri Genel Müdürlüğü 1 Tunceli Pülümür Yanlı Bölge Okulu Yedek Jeneratör Işi 2490 sayıh kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulüyle fksiltmeye konulmuştur. 2 İşin keşil bedeli (273.000.) liradır. 3 Fk'ilüne Ankara'da Yapı tşleri Genel Müdürlüğü thale Komisyonunda 12.1.1973 Cuma günü saat 16'da yapılacaktır. 4 Eksiltme Şartnamesi ve diğer evrak mezkur Genel Müdürlükte gorülebüir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: A Bayındırlık Bakanlığı namına (14670) liralık geçici temınatmı B 1972 yıhna ait Ticaret veya Sanayi Odası Belgesi, C (Müracaat dilekçeleriyle birlikte verecekleri eksiltroe şartnamesinde pelirtilen ve usulüne göre hazırlanmış cian Plân Ve Teçhizat Beyannamesi, Sermaye ve Kredi imkânlannı bildiren malî durum bildirisi, Teknik Personel Beyannamesi, Taahhüt Beyannamesi, bu işin Teknik öneminde bir işi ikmal edip kabulünü yaptırnııs olduklanna dair iş bitirme belgesini ibraı suretiyle Yapı tsleri Genel Mödürlügü Belge Komisyonundan alacakları) Yeterlik Beleesini, TekJif mektuplan Ue birlikte zarfa koymaUrı lazımdır. 6 Isteklilpr teklif mektuplannı 12.11973 Cuma günü saat 15'e kadar makbuz karşılığında thale Komisyonu Başkanlıjına vereceklerdir 7 Yeterlik Belgesi alınması için son müracaat tarihi 8.1.197J Pazartes) günü mesai saatı sonuna kadardır Telgrafla müracaatlar ve postada vâki gecikmeler kabul edilmez Keyfiyet ilân olunur. (Basın: A. 17195 25378/9311) T.C. Devlet Demiryoları İşletmesi, Merkez Alım ve Satım Komisyonu Başkanlığından 12 Kalem Muhtelif Cins Tezgâh, Cihaz Forklift ve Cer Hava Enterrüptörü . Satınalınacaktır. 1 Yukarıda belirtilen tezgâh, cihaz, forklift ve cer hava enfer"rü'ptörü dshilderi kapalı zarf ve hâriçten teklif alma usurü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Teklifleıjn en geç 13. Şubat 1973 Salı günü saat 15.'e kadar Ankara'da Genel Müdürlük binasındaki Makina ve îkmâl Grup Baçkanlığmda toplanan Komisyonumuza gelmiş veya verilmiş olması şarttır. , . . 3 Bu işe ait şartname TCDD'nin Ankara'da Merkez ve tstanbul'da Sirkeci Veznelerinden 100. TL. mukabUinde temin edileb'iir 4 Firmalar 12 kalemin tamamı için leklif verebilecekleri gibi, bir veya birkaç kalemi için de tek'.ifte bulunabilir 5 Firmslar bu i«e ait şartaameyi TCDD'den aldıklarmı tevsik iç;n vezne makbuzlannı teklifleriyle birlikte TCDD'ye gönderece klerdir. S Teklif zarflan üzerine teklifin hangî işe ait olduğu yazılacaktır. 7 Teklıfter 5 nCsha olarak verilecektir. 8 TCDD ihaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta v« ttrcih ettiği talibe yapmakta tamamen serbesttir (Basın: A. 17529 • 25772/9312) . KATIP T.C. Emekli Sandığı'ndan aldıgım 9434Î 150.0 Sicil No.'lu istihkak kartımı kaybettim. HükümsüzHür. Hatice Tarlacı (Cumhuriyeî • 9326) 1000 Ton Demır Cevherı Almacaktır Pınarhisar Çimento Fabrikası Müdürlüğünden 1 Muvakkat teminat 5000. TL. dır. 2 Şartnameler fabrika Ticaret Şeflıginden bedelsiz olarak alınabilir. 3 thaie 26 Ocak 1973 tarihine rastlayan Cuma günU saat 14 de kapalı zarfta teklif almmak suretiyle yapılacaktır. i Fabrikamız 2490 sayıh kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamal'.ta veya diiedigine yaprnakta serbesttir. (Basın: 25819/9315)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear