24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURtYET 1 Aralık 1972 MMADI. NlN VAfLKi... AAAV,' / AMA 8fNl Pf üf ü YAPrı W>l ^ELLiFEUj.orü^ A frÖZLüKİ0 5AMİ... B/UİA iLTiPA YAŞıNDA.BıflKlZA 5EM 5AP/K ÖtPKOCASiN. Y/toA* yAVAŞ 5£Vİ$ME^TMÎ 1>E ud^Mt&El3AŞLAİ)ihl'. AMA ONfffŞ'frÜN&EÇri', BcMİ uliiâiwı TAfjAMMuliiâiwı l?tYtFENPiNiM AeriKBüMA HAlitilATTiMKı (HÖUN AMA, rsv£St DAYAMILMAZ Bi ÂF£T ELP£M SAMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI 117 *îş, Iştir ama bu baçka iş. Sinirime dokunuyor. Hastanede amelıyat ettigim, tedavi ettiğim hastalara, «doktor ne dedi sana?» gibi sorular soruyorlarmış bazı dengınç getirıp. Bizim Başhemşire de bemm casusumdur Hastalar bana hayır dua ettikçe, polıs arkadaşlarırmz, fena bozuluyorlarmış. Bart şu adamrağızin yediğini içtiğini biz, öcfeyelırn dç Devlet zarara girrnesin...» T?emzi Akbay, *Aldırma yahu Sahin . $imdi ortahkta öfkelenecek baska dert mi yök?* Doktor, ona pek kulak vermîyordu: «Buldum i gözüm ısınvor, gozum ısınyor riiyorum bu adamj; buldum arkadaş' Bu adam, biı* Vakit, şu koca palabıyıklariyle, yaralı bir pulis arkadaşına, hastaneye kan vermeye geldi. Tamam! Bıyıklanndan tamdfım. Bakln şimdi he övun edeceğım Pglısten bîraznk olsun ahdımızı alalım... Az mı yaptılar gençlere » «Aman, dur: sayın doktorum, başımiza İş srma şimdl » diye Cahlt. çngpl olmak istedi. Şahîn, «Hiç gıkılmayın; gayetle nazikâne bir İş yapaeağim ,.» Cahit, garsonu çağınp hesabı gördü. Ga7În,onun deniz Üstündeki iskeleye bpnzör, ama iki yakafii, üstü kapah yerinden kalkıp, kapıya d"öğru VÜrüdük, Orfalık iyice kararmiş, İârrtbalar yanmiştı. Büfenin yanından Doktor $abin, tek başsna oturan, palabıyikh polisin ustüne doğru vürüdü, Adnm, hem^n toparlanıp sva^a kalktı. önünu ilıkiedi: «Buyurun doktor bey... Bir emriniz ml var1?» Doktor, durdu masanm nnunde, Ga?inonun patronu da arkasindaydı Gazinnda kim»eler kalmamiş gibiydi: «Var ya bir emrim var...» decH $ahin, «Sen, bir arkadaşına kan vcrrrnştın Kaliba7» «Evet efendim; siz amelivat etmistiniz.» «Nasıl simdi?» «Sayenızde çoktan lse başladı doktor bey.» «Neydi senin kan grubun?9 •Sıfır RH nçgatıf » «Çok az bulunan bir kan. Yarın önemli blf amriiyat yapacafiım. Senm bir sıse kanına ihtîyacırn var. Sabah dokuzda Hastanenin kan bnnkasına pel.» «Hay bav! Başüstüne doktor Bey... Ne pjrirpvimîz » Dnktnr $nhin Yılrrta7. cebinden reçete kâ, kalem çıkardı. Birşeyler yazip t>alabıyıklı polise verdî: «Bunu hastanenin kan merkezine ver; kanını alırlar. Belkı bcn, baska bir ameliyatta bulunurım. Tespkkur ederım; sana rastladığım lyı oldu Hoşça kal » «Sağlıcakla efendım Hıç merak buyurmayın, yarın dokuzda kan merkezinde olurum.» Doktor, gazmo sahıbınin elini sıktı, teşekkür ettî. Adam, ıkı garson, bizi kapıya dek geçir/ii, Şahın'ın arabasina yerleştik. Cahlt, sordu • «Raglık durumunuz nasıl doktor bey?» «Niye Ffirdun?» «Hani biralardan ötürü. sağlık tfurumun, trafik kurallarına uygun mu dempk ıstiyoruın. Bize birşey olursa, sen de ıçımızde olduğuna pöre, sonra bizi kım amelıyat eder?» Çahin. kahkahayı bastı dırekslyona yerleşirken: «Hic mer«ık etme, düz duvara tıman^cak d'eŞ'ın formumdayim'• «Tann yardımpımi7 o^un!» diye söylencTi 'Remzı, sonra sordu «Attiayamadım yahu: nedir bu kan daİRası^ Gfrçekten yarın bir ame lıyrftına kan Ynı £prek?» Arabavı yürıitüp farlarmi vakan Doktor, soyle donup yaninda oturan Akbay'a baktı. Cahit'lp arabamn arkasma yerle?mistık: «Bütün yaptiklanndan, ettiklerindpn Ötürü, bu polis milletine çok kizıyorum Bunlara kfitülük hiç bir zaman elimden Relempyec^gine göre. üstelik her zaman, her durumda carılarını kurtarmak görevim oldugu için, nasıl intikam nlnbilirim? Hiç olmaz^a bir şişp kanlarını alarak! Yarın bu adamın kan £rubuna uygun, amfliyat erTeceğim hastam yok Ama bazırda bulunan bir sise kan. kandır Her an bir hastaya perekebilir.> «NP adamsm be vahu!» diye C^hit, söylendi. Gülüştük. II Evc geldiğimde, sokak kapı?ının anahtarmi' rfeviımeden, kapl aoıldı: Antıeırı, Utryöîf bir spvinçle bovnuma ^arıldı:' «Gel, Rel bak kimler geldi!» Kapının arka^ında iki büvuk bavul, cantalar vardı. Birden kavrayamadım; hiç de beklemiyordtım. Koridoru gecince, karsıma, ablamla eniştem çıkmaz mı? Sarmas dolas olduk Rabarnız. her 7amanki yerinde oturuyordu. Sitem ederek konuştu: 1 ' ' (Arkası var) Keleklerle Musul'dan hareketimi7in ertesi günü hastalandım. tkınci günü kendimı kaybetmı•şım. Doktorlar bakıyor ve ilâç veriyorlardı. Emın Âli başımı elleri arasma almıs, sürekli olarak bemmle uğraşıyordu. Dördüncü gun ağzımdan burnumdan kan boşandı. Artık ben de kendimden umudu kesmıştım. Bir ara: Selâhattm, Selâiıattm.. sesiyle dalginhktan sıyrıldığım zaman Kumandan Halıl bey, Basri bey ve bütün karargâh oüyüklennin başucumda topianmış oiduklarını gördum. Bu manzara "beni büsbutün umutsuzluğa sürukledı. Biliyordum kı Halıl bey yeni ameliyat olmuştu, ve hsnüz kalkmıyordu Ayağa kalk ması için olağanüstü bir şeyler gerekti Kumandana dedim ld: ölüm bir asker için tabiidır. Bunun için lizülmem, yalnız sizden bir Hcam var! Ölürsem beni buralara gömmeyin. Arap topraklanrida kalamam. Beni Dicle'ye al^n, cesedım denızlere gitsin. Halil beyin gözlerınin yaşlandığını, beni öptüğünü hatırlıyo Yüzbaşı Selâhattin'in Romanı man vetleri de Kutulammare yı bir kale halme getırmiş ve Bağdat'a taarruz içm yardımöı kuvvet istemış. Bunun üzerine ıkı tümenlık bir Ingiliz kuvveti Pransız cephesinden almarak Basra' ya gönderilmis. (*) Fakat Halil bey Kolordusunun gelmekte olduğunu haber alan General Towsend bu kuvvetler geldıkten sonra taarruzun zorlaşacağmı düşündüğünden bir an önce saldırıya geçmeyı öngör müş 1 Kasım 1915'de askerini Kütülammare'den Selmanpak'a sürmüş, ve 22 Kasım 1915 sabahı Selmanpak'taki Türk birliklerme hücum etmış. Derleyen : Vhan SELÇVK İngilizlere ait iki uçak düşürüimüş, pilotlann da üstü aranmış, böylece de Bağdat'm zaptı için karşı taraf kumandanlığıiıca verilen talimat meydana çıkmıştı. disine gösterilen bir yerde ordugâh kurmuş 51'inci Tümenin de ne cephaneden, ne de düşmandan haberi var... Asker sabahleyın tepesinde vızıldayan ıki uçakla uyanmış. Bu uçaklar 7080 metreye kadar birliklerin üstüne dalmış ve ateşe başlamış. O güne kadar bu şekilde dahşlara alışmış Ingiliz pilotları, her seferinde Arap bırhklenmn paniğe uğradığını bıldiklerinden kendilerınden emin .. Aynı davramşı bızim tümene de uygulaymca tabiı sılâhlar çahşmaya başlamış ve uçaklar bir anda düşürüîmüş.. Havarı subaylar esir edilmiş. Üzerlerinde o günkü muharebe emir leri ve Bağdat'm ^aptı 1çin îngiUz kumandaninın verdiği talımatlar çıkmış. Tam bu sırada uzaktan top sesleri c'uyulmuş. Tümen Kumandam yok. Yarbay Vacit bey vekâlet ediyor. Tümen Kurmay Başkanı tsmaıl Berkuk derhâl; askerliğin ezelî kaidesinı hatrlatıp: Top sesine doğru yürüyeceğiz.. demiş. Tümen top seslerinin geldıği yöne doğru yürüyüşe geçmış. Oysa düşman bizim mevzilenmi ze hücum ederken, bu mevzileri çevirmek için ayrıca bir kol harekete geçirmiş. Işte top sesine doğru yürüyen 51'inci Tümenimiz bu kolun yanma düşmüş .. Bizim kuvvetleri çevireyim der ken çevrilen bu tngiliz kuvveti paniklemiş ve iki binden fazla ölü bırakarak kaçmaya başlamış. îste olaym kısaca özeti bu. Ve 25 Kasım 1915 Sabahleyin gün doğmadan Bağdat'tan karargâhla hareket eden Kolordu Kurmay Baskanı, yirmi kilometre Güneydeki Diyale nehrıne geldıği zaman, Ordu Kumandanını burada buluyor. Birlıkler Selmanpak'tan çekilmekte ve Diyale nehrine doğru gelmektedir. Sanki dünkü Selmanpak savaşında yenilgiye uğramışız.. Derhal Ordu Kumandam yam na giden Basri. durumu soruyor. Ordu Kumandam dünkü sa» vası kaybettiklerini söylüyor Kendı elimle tarihe geçırdlğım bu konuşmayı özetlersek: «Albay Nurettin bey • Açıkladığım durumdan anlaşılacağı üzere maaleset mağlup olduk. Kıtaatı Diyale nehri kenarına çekiyorum. Bağdadın derhâl t h liyesini, erzak, cephane ve hastalarm trenle Samerra'ya nakle dılmesini emrettim. Kurmay Başkanı Basri Bey • Açıkladığmız durumda ordunun mağlup değıl, galip olduğu görülmektedir. Tarihte galip olduğunu anlamadan mağlup olmus kumandanlar ve lîaybolmuş muharebe örnekleri çoktur Siz de başarı kazandığınızı anlamadan ordunuzu gen çekiyorsunuz. Şu anda düşman Bağdat'a gelmi yor. Kutülammare'ye doğru tcaçıyor. Daha fazla vakit kaybetmek doğru değıldir. Birliklerl ters yüzü döndürerek düşmanı kovâlamak gerekir.» Bu tartışma ve mücadele bir saatten fazla sürüyor. Ve tam bu sırada ilerdeki süvan tümeninden şu rapor geliyor: (•) Biz Erzurumdan Bağdat'a kırkbir çiinde gelmiştik; bu tümpnlpr, Fransartaki cepheden Bursa'ya on bir günde gelmişlerdi. İKÎ UÇAK Ne var ki taarruz sırasında Pozantı'dan gelen'45'ınei Tumen cepheye gırmış bulunuyormuş. 51'inci Tümen ise yedi taburuy., le o ^;ece cephenin sol gerisinde ihtiyata almmış. Demek ki Towsend'ın o güne kaöer çatıştığı 35 ve 38'inci Arap Tümenleri 45 ve 51'inci Türk tümenlerıyle desteklenmiş, ancak îngılız generalınin bundan haberi yok 2122 Kasım 1915 gecesi ken rum. TOP SESLERİ O gece ve ertesi gece geçti. Pakat ben kendıme gelmeye baş ladım Son dtırak Bağdat'm 120 kilometre Kuzeyinde Bağdafa demıryoluylS bağlı Samra kasabasıydı KPİeklerdeya çıktık Beni bir sedyeye koydular Trpne getırdiler. Emin Âlı.ıle bir kom partımana gırdık Hava ışımaya' başladığı zaman hareket edildi. Gün açıldıkça Erenköy kösklerini hatırlafan köşkler ve hurma ağaçlan arasından geçtiğımi zı gordük. Dicle, 400500 metre genışliğınde âdeta AnadoluMsarı kenarındaki Boğaz hissini verıyordu. Yaptığımız zor sey&hattcn sonra medenî bir havaya Rirmıs gibiydik. Ancak şehre yaklaştıkça bo£uk boğuk top sesleri ışittik. Demek düşman Bağdat'a top sesleri duyulaoak kadar yakmlasmıstı Duyduğumuz top seslerinin 22 Kasım 191^ Selmanpak meydan savaşmclan yansıdığmı sonradan anladık Bağdat'ta Altmcı Ordu Kuman danhğı bınasına yeıieştik. Boylece Hasankale'den yola çıktığımızm 41'inci günü gideceğimiz yere varmış olduk. Altjncı Ordu Kumandanhğı binası, Balkan Harbinden önce Bağdat Valisi olan ve Balkan Harbinde Babıâli'de öldürülen Nâzım Pasa tarafmdan yaptınlmış muazzam bir yapıydı. 4 0 yıl önce Cumhuriyet 1.12.1933 K yazan veçızen:Ayhan BAŞOGLU HANÇER ENDt Kendimızı Tenkid sütunumuzdan şu fıkrayı aynen alıyoruz: «Dil işlerimizde ba7i eksıkhkler olduğu gıttıkçe daha ıy^ anlasılıyor. Meselâ yabancı has îsimlerîn yazılması meselesı bunların en önemlilerinden biridir. Bu has isımleri asılları gibi yazacağız diyenlerin isteklerini yerine getirecek olursak (Calmette) ismini bir kısım okur yazarlarımız (Kalmet) okuduklan halde bir kısmının (C) ile ve iki (t) ile okumalarının önüne nasıl geçeceğiz? (Bordeaux) ismini (Bordo) okumak imkânını nasıl elde edeceğiz? Yeni Türk alfabesinde (X) NİÇİN RİAYET ETMİYORUZ? ve (W) harfleri yoktur. Kitaplarımızda, gazetelerimızde bizim alfabemizde bulunmayan harflerle yazılmış Fransız, Ingiliz, Amerikan isimlerini gorenler: «Çincp ısimleri" niçın Çın harflenyle yazmıyoruz?» diyenlere verılecek cevabı kabul etsek bile, bu esas mevcuttur. «Yabancı has ısimleri okundukları gıbi yazılacaktır». diyenler var öyle ise hepımiz nıçın buna riayet etmiyoruz?» BÜTÜN dünyada bir silâhlanma yarışı başladı lngiltere tayyare, Fransa da asker çoğaltıyor Japont j'a'da Bahriye ve Harbiye Nazirları, bütçeden çıkarılan tahsisatm gerı verilmesini istedıler. KARADENtZ sahillermde müthiş bir fırtınanın hüküm sürmekte olduğu haber verılmektedır Samsun iskelesi ve tehlikeli olduğu için boşaltılan deniz ^ kenarındaki otuz kadar ev, dalgaların hücumu ile tamamen yıkılmış ve sahildeki sandal, mavna ve motorlar batmıştır. YARIN: * MERMİ "• YAĞMURU SALDIRI Akşama do^ru Halıl bey 1le Kurmay Ba&kanı Basri savaş meydanma gıttiler Gece döndüler. Dıışman Bağdat'm kırk kilometre guneyinde Selmanpak' ta bizım mevzılerimize saldırmış tı. Ertesi gunün sabahı bütün karargâh savaş meydanma geçti. Ben, Fuat ve Kumandan Bağdat'ta kaldık. Bu kalış üç gün sürdu. Karargâhm muharebe meydanma geçtığınin ertesi günü Bağ dat'ta kıyamet kopuyordu. Düş man Selmanpak'ta yenilgiye uğramış kaçıyor, ajanslar, telgraf lar yağıyor. halk bayraklarla sokaklarda dolaşıp: Yaşasın Halil Paşa.. diye bağınyor . O gece Bağdat sinemasına gittim. Sınemanm haiıerler bölümünde Halıl Paşa kuvvetlerinin düşmanı mağlup ettiğı yazılıyor, Halil Paşa smema perdesmde gösteriliyordu Mıralay Halıl bey, Halil Paşa oluvermişti. Uçuncu günü Bağdat'tan hareketlc doksan kilometre Güneydeki Azızıve'ye yirmi beş kilometre mesafedp orduya yetıştik. DİŞİ BOND TİFFANY JONES TAHKİKAT Selmanpak savaşımn harp ceridesıni ben yazmıştım. Ingilizler 28 Eylül 1915'te Bağdat'ın 180 kilometre Güneyındeki Kutülammare'yi isgal etmişler, karşılarında bulunan Albay Nurettın bey kuvvetleri (35, 38 numaralı iki Arap Tümeni) Bağdat'm kırk kilometre Güneyındeki Selmanpak mevziine çekilmiş ve orasını tahkime başlamıs, aynı zamanda Kumsndanlık Ingilizlerin Bağdat'a gir mek amacıyle saldırıya geçeceklerıni, bununla başa çıkamayarağım ve Bağdat'm düşeceğini Başkumandanlığa yazmiş... Bu durum üzerinedır k4 Halıl bey kumandasındaki iki tümen acele olarak Erzurum'dan Bağdat'a yollanmış, aynı zamanda Pozantı'da duran 45'inci Tümen de bizim emrimizde Irak'a gönderilmis. Ingilizlerin Gener?l Towsend kumandasjndaki iki piyade ve bir süvari livasından meydana gelen kuv GARTH UMU Dk3l/ (SIBiıDAKASOM
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear