Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURfYET 26 Ekîm 1972 ütün yönetim sistemlerinin ancak U r tek gerekçesi olabilir: O da, uygulandıklan ülkelerın halkma hak, adalet, güvenlik, özgürlük, refah ve mutluluk sağlamaktır. Bunun içindir ki, bütlin yönetim kuramlan, öğretileri, başka başka açılardan da olsa, hep bu amacs yönelik olduklannı kanıtlamaya, sergilemeye çalışırlar. Doğruluklan ise ancak dayandıklan ilkelerin, varsayımların gerçekleşmesi oranında' söz konusu olabilir. tşin bilimsel, mantıksal yönü bu olmakla birlikte, yönetim sistemlerinin. öğretilerinin, kuramsal değerl ile doğmluk, gerçeklik değerini birbiriyle karıştıranlar yine eksik olmamakta, bu yüzden de birçoğu yanılgıya düşmekten kurtulamamaktadır. ' Kuramsal olarak, soyut olarak ne deflll doğru, tutarlı görünürse görünsün, bir dizge (sistem>, bir yönetim biçtmi toplumsal koşullar, özellıkler, nitelikler gözönüne alınmadan uygulanırsa, birtakjm güçlüklerin, aksaklıklartn, hattâ sakatlıklann doğacağından da süphe edilmemelidir. ÇünkU dayandığı kuramsal (teorik) temel, koşullar, nesnel dünyada tüm olarak var olarmyacağı için yanllş giyilmiş bir giysi gibl insanlann yaşayışını slkacak, onlan tedirgin edecektir. Neden? Çünkü, kurucusunun kişiliğini. Içerisinden çıkmı? bulunduğu toplumun tarihsel durumunun özelliklerini, etkilerinl, tepkilerini tasır da ondan. Ve insan da, içerisinde bulundugu toplumsal koşullann drganik, •doğal olmavan değişmelerine karşı bir tepki gösterir de ondan.. PeM, ıkitap okumayacak. bilgi teorilerinden yararlanmayacak mıyız?» diyeceksiniz. Elbette okuyacak, elbçt yararlanacağız. Ama bu. o bilgileri oiduğu gıbi uygulamamız gerektiği anlamına gelmez. Çünkü her öğrendiğimizi kendi iç mantığının kandıncı rüzgârına kapüıp da, her zaman. her yerde geçerli sanmak, her şeyden önce bilim açısından yanlış bir tutum olur. B Olaylar ve görüşler HUKUK DEVLETI Mehmet SALIHOĞLU HALKEVLEBİ ATATÜRK ENSTİTÜSÜ BAŞKANI Denilebilir ki çağdaş uygarlık değerlerinin başında düşünce özgürlüğü gelir; onun bize s,undugu paha biçümez sçıklık, mutluluk ortamı gelir. Ne var ki her öğrenileni, her bilgiyi son doğru, tek doğru sanmak da, düşünce özgürlüğünü;' kanseri olan yobazlığın tft kendisidir. Bundan dolayıdır ki, düsUnce özgürlüğünü ister baskılarla, ister bağnazca davramşlarla olsun tıkamak, insan beyninin en onurlu, en yaratıcı eylemi olan düsünıne yetenekîerini kurutup dumura ugratacagından. hangi nedenler» davatüırsa dayatıisın, çağdaş uygarlığa da, bi> ona götürecek olan Atatürk ilkelerine de aykjn bir davranış olacaktır. Bunun için bizlm kuşaklann, Atatürk'ün Insancı devlet felsefesine, ulusçuluk, halkçılık, uygarlık anlayısına uygun olarak 25 30 yıldan beri sürdüregeldigi onurlu deraokrasi ve özgürlük savaşının en övünülecek anıtı saydığımız 27 Mayıs Anayasasını, kendi beceriksizliklerimiz yüzünden yurt yönetimini her edar boğaz»a düşürdükçe, sık sık ameliyat masasına yatırmaya kalkışmarmz yok ı m , insanı ağlamaklı ediyor!. Neden biz, yıllardan beri dişimizle tırnağımızlfl ve nice özverili çabalanmızla kazandığımıs çagda? hukuk olanaklanndan, özgürlüklerden, başıır dara düşer düşmez kolaycacık vazgeçebiliyor z? Neden 150 yılhk özgtirlük, Batılüıfc savaşımızın düşe kalka bile olsa bi2i getirdigi ileri, modern bir uygarlık aşamasmı, kendimize de, iLUsumuza da çok görüyoruz? Yoksa, Namık Kemal'ler, Ziya Paşalar, Mithat Paşalar, Mustafa Kemal'ler ve Cumhuriyetin Atafürfcçü, devrimci kuşaklan, yanlıs bir yolda yürüyerek, akıntı. ya kürek mi çekmislerdir de biz onlarr başka gözle görmüşüz, görmekteyiz? Hiç böyle şey olabüir mi? Elbette ki dogru yol onlann olusturduğu, Atatürk'ün bize gösterdiği akılcı, ösgürlükçü yoldur. Kim ne derse desin, kim ne gibi zorlamada bulunursa bulunsun, hiç kimse bizi, Atatürk çocuklannı su düşüncenin doğruluguna ol&n derin inancımızdan kopanp ayıramıyacaktır: «TUrklerin uygar bir toplum olarak yaşamalannın, Herleme ve kalkrnmalannın ' ve de mutlu olmalannın ilk kofuhı, Atatürkçü devrimci dünya görüsünden hızını alan ve. düşünce özgiırlüğüne dayanan layik ve sosyal hukuk devletynizi, demokratik Cumhuriyetimizl ayakta tutmaktır.» Hukuk devleti olmanın ilk koşulu da, bilim adamlanna. dtlşUnürlere ve kafacığında tırnak kadar atai tasıyan sagduyu sahibi, dürüst her yurttaça göre, yürütme gücünün, kamu otoritelerinin, ya»gı denetimi altında bulunmasidır. Temel Ükesi budur hukuk devletinin! Ve hukuk devletinin kurallan içinde dir» lik, dUzenlik sağianamıyscagını diışünmek ya bilisizliktir, y» çügınlıktır! Kamu otoritelerine karşı, kişilerin. blreylerin gUveace altında olmadığı, yargı kararlanna saygı gösterilmeyen, uyulmayan yerlerde, hukuk devletinden, insan haklan düzeninden aslâ söx edılemez. Söz edenler, yalancıdırl Anayasacüanmız, Anayasayı yeniden ameliyat masasına vatırmak isteyenlerimis, bu açık gerçeklere ters düşen bir tutuma asla Utifat e t memelidirler. Ederlerse, hem kendi bindikleri dalı kesmiş olurlar. hem de meydana Relmesinde birçogunun da katkısı bulunan çagda$ Ana yasamjnn Cztmfl, ruhunu, sonradan, onanlmaa güç Ir.z biçimde örselemiş olurlar. Devlet yönetimt, hele bir Cumhuriyet düzeninde, ancak ve ancak t»^iiiy haklannın çoğunluğa, zayılın kuvvetliye, bireyin devlete karşı gttvenlik altında buhmduğu bir yerde hukukl bir varlık kazanabilir. Toksa insanlann yazgılaruun, özlük haklannın diyelim ki, kapalı kapılar ardında, rüfailerin Qskoslanna, gizli raporlanna göre belirlendigi, yargı kararlannın uygulanmadıgı ya da savsaklahdığı yerlerde, devletin değü hukukiligmden, varhğmdan bile söz edilemez. Demokratik Curahuriyetler açık rejimlerdir. Adalette, yargı işlerinde kapalıhğm, •kıSıtlamamn basladıg^ anâa. artık devletten oaşKa bir şeyin varlığı söz konusu demektir. Öyle ise, Anayasacılar özellikle bu noktada çok duyarlı, öngörüslü olmalıdırlar; dürüst olmalıdırlar. Ç^k tarafsız ve gerçekçi olmalıdırlar. Her maddesinin arkasmda nice kuşaklann çilelerl, acılan, kavgalan, onurlan yatan Türk Ariayasası gibl ilerici bir Anayasa ise, günlük politika hesapİTinm, kaygılannin çok üstünde tutulması gereken Atatürkçü dünya görüşünün ve onun ilkelerinin bir anıtıdır. O anıtın bir taşını dahl yerindon oynatırken üerisini, gerisini. sağmı, solunu bin kez düsünmek gereki». îdarenin yargısal denetiminden korkmak, daha baştan keyfiliğe. adaletsizliğe özenmek defil midir' «MahkemeJerin kararlannın gerekçeli olmasını emreden bir Anayasa, vürütmenin kararlannın gerekçesiz olmasını kabul etmiş olabilir mi? Gerekçe resmi kararlann ayıncı niteliSidlr. ö»l kararlardan ayn olmasmın nedeni bunu kanıtlar. O halde kevfflik İle takdir hakkj birbirinden nasü aynlacaktır?» (1) Bunu yine Arrayasal. hukuk devleti ilkelerina göre çalışan bagımsız mahkemelerden başka hangi maıam, hangi kişi lnanılır, güvenilir bir blçimde ve adalete uygun olarak yerine getirebiMr ki?! Partizanca eğilimlerden, seçim. kaygılanndan, hattâ işgal ettikleri yüksek makamlann aslâ Ur yık olnıadığı kisisel, partizanca duygulardan kurtulamadıklanm sık sık • g8rdügümtlz politikacılar mı? Yoksa bu yönden çok daha tarafsız, âdil olabilecek durumdaki vüksek yargıçlar mı? . (1) Tarçıya Karşı Koalisyon (Faruk Erem, Cumhnrivet, UA197Î) Gücümüz Memurlara Yetiyor Acayip işler dönüyor ortalıkta... Sağduyu sahlM kfanselerin garipsediği acayip ljler... Meselâ bunlardan biri: Harp Okulu raezunlanna verilen tabancalar konu»UBda pek ha'ssas davranıp: Devlet bedava tabanca veremez... MasTaf oluyor efendim... diye Harblyelilere. bırer tabanca verilmesine daır kanun teklifıni reddeden politikacılanmız, Kayseri mahkumlarına bağlanacak ödenek ve maaş knm>5»nda aynı titizliği göstermezler. JuS Û W m Niçin? Geçelim bir başkı konuya: Devrim ldaresi aunanmda memurlara zam yapılmıştı. Bu zammın yüzde yirmisl verildi. Yüzde onbe» tutanndakl kısmı bü yıl yürürlüğe girecekti. Devlet, bu yüzde onbes lammı bir kanunla taahhüt etmişti. Ama seçim yapılıp da yeni iktidar Işbaşma geçince bu s5z yerüıe getirilmedi. Bu konuda Maliye Bakanınm ısrarla savunduğu: • Bütçeye yeni yükler yüklemiyelim. Enflasyon doğurucu follaTa sapmıyahm. «Sonra yabancı dostlanmız, Türkler gene» oy getirici enflasyon yaratıcı yollara saptılar, vardımı gene çarçur edecekler» diye düşünebilirler. Ve yüzde onbeşi verilmedi memurcuklann... îstikrar politikasından de*a vuruldu. Hattâ basın büe bu durum karsısında memurlann davasım savunamadı: Eh... milletçe bir fetfakfirlık devresine jiriliyor... • dedik ve sustuk. Fakat o gün, bu gündür lsler tepetaklak tersine dBnmüştür. Hükümetin siyaseti dar gelirlllerin sırtma yükler yükleyecek, varlıklılann yüklerini azaltacak bir yolda ilerlemektedir. Sırf dar geürlilerin fedakârlığına dayanan bir istikrar politikasını kimse destekliyemez. Sözum ona sosyal hukuk devletiyit... Anayasamızda da sosyal adalet, «osyal güvenlik terünleri var. Vergi teklifleri sanki memurların zaten bükülmüş bellerine yeni ağırhklar yüklemek için hazırlanmıştır... Bir tek misal: Yürurlüktekl 193 sayılı Kanun, Maliye Bakanınm destekledigi teklifle defisUrilirse mesela ayda 720 lira alan bir memur 1965 yılmda ayda 45 lira daWa fazla vergi ödeyecektir. Böylece bir yandan istikrar politikası adına memurlann zamlan geri atılırken ve öte yandan bütün dar gelirlilerle beraber memurlaruı vergi yüklerinin büyük kazançlara nispetle agırlastınlması düsünülürk'en sayın politikacılanmız acaba ne yapmaktadırlar? Söyliyeîim: Siyast yatınmlar peşinde Bütçeye yeni yeni masraflar yüklemek pesinde koşmaktadırlar. Cümlenin maksadı gelecek seçimde seçmene şirin görünmek. Maliye Bakanı $efik tnan'm açıklamasına göre şimdlye kadar Bütçeye masraf yükleyen tekliflerin toplamı nerdeyse 2.000.000 000'a yaklaşmaktadır. Evet... Yanlı» okumadmız, tam iki mllyar liraya yaklaşmaktadır. Nerede istikrar politikası? Nerede enflasyon korkusuT Sayın politikacılar bunlan valniz memurlara zam yapılaca£ı zaman mı hatırlamaktadırlar? Bu gidlş sağduyuya aykırıdır: Madem Bütçenin iki mflyar vüklenmek takat] varmıs. Devlet önce taahhütlerini yerine getirmeli ve memurlann yüzde onbes zammını gerçeklestirmeliydi... Bu gidis saSdtıyuya aykındırî Anayasasında «sosyal adaleti gerçek.leştirmek» ilk ödevleri arasmda yazıh bir devlet, önce dar gelirlileri düşCnmeHydi... Bu gidis aağduvuya aykındır: Blr ülkede fedaktrlıklar vatandaslann, gücüne gore dağıtılmazsa «keme» nkma politikası* r.m gülünç bir slogan olmaktan Steye geçemlyeceSİ T>ilinmeliydl... • u gidi» sağduyuya aykırıdır. Ama 8yle bir politika B tutturmuşuz ki. orada sağduyu dejfl oy geçiyor. Eh, memurlanmızın da oy sandıgında pek bir ağırhklan yok. Ve talihsizlikleri de galiba bu noktada... l/MAYIS/1963 Düşünce özgürlüğü Bize ister olumlu, lster olumsuz açılarda/ı ışık tutsun, şüphe yok ki, her düşUnüsü, her görüşü kijnseden korkmaksızın öğrenmek, onu eleştirmek için de gereklidir. Kaldı ki, başka görüşlerden, ulusal ülkümüz, yaranmız açısından yararlanmak da savsaklanmaması gereken olumlu bir yoldur. MUM IŞIÖINDA OKTAY AKBAL Evet Hayır PLANLI PLANSIZLIK konomik alanda basımua gelenlerin hepsi «Flaniı bir plânsız uygulamadan>dır. Bu uygulama nedeniyle âtıl kapasiteler doğmakta, ekonomi tüketime doğru itilmektedir. LUks ve gereksiz yatınmlar dörtnala koşarken, Keban, tskenderun Demir Çelik, Alimlnyum tesisleri önemli gecikmelere ugrar. Ama herhalde plânlı plansızlıgımızı en iyi meydana vuran enerji ve temel yatınm mallanndaki başıboş gidistir. Enerji sorununu daha sonra incelemek iizere şimdilik sadece bu konudaki III. plân tasansmdan bir pasajı buraya aynen almakla yetineceğiz: «Plânda öngörülen Keban. Gfikçekavb, Oymapuıar santralleri gibi bir kısım projelerin gecikmesi... sektörler arası dengenin tam olarak gerçekleşmesini engellemiştir. özellıkle enerji sektöründe talebi kısa sürede karşılayabilmek... amacıyla uzun dönemde ekonomik olmayan tesislerle... bu sek tördeki açık giderilmeye çalısümıştır.» E ir mum yetmedi. Bir tane daha yaktım. Birden koptura çağundan sanki. Herşey başka türlü görünüyor mum ışıgmda. E3ektnk cocukluğumun ilk günlerinde gelmişti Şehzadebapna. Düğmeyi çevirdin mi her şey aydınlanırdı. Hayal meyal hatırlanm gaz lâmbaları kullandığımız günleri. Belki de hiç hanrlamam. Daha sonra çok anlatilan anılsfrdır belki de belleğımde kendi yaşanümmış gibi kalan™ Hektrikler sık sık kesUirdi o gunlerde, gaz lâmbaları çıkardı yeniden ortaya. Bir de yaz taulinde Erenköy'deki büyük beyaz evin üst katındaki odam.. Gaz lambası da, elektrik de yoktu, bir mum dikerdim «amdana, öyle çıkardım odama, hem adımda titreşen garip gölgelerin korkusunda ürpererek. Söndünnezdim sabaha dek. Biterdi mum yana B Bakıyorum odanm içine. Bir takvim duvarda. Bîr »olük perde pencerede. Bir oda işte, herhangi bir oda. Benim içinde yaşadığım oda, yaşayacağım oda. Tanıyamıyorum mum ışığında. Bambaşka bir yerdeyün sanki. Ben de bambaşka bir kişiyim Yabancı biri. Dünkü kişiliğim gitmiş, yok ohnus. Bir çizgiden geçmişim ötelere, bir sınırı aşmışım. Kendimi görüyorum geçmişteki yaşantımla, düşlerimle, yıkınümla, umutlarımla. Bir tek ki?i değiliz, bjrçok kişiler var bizde, iç evrenimizde. Zaman zaman biri çıkıyor öne, onun istekleri, düsünceleri ağır basıyor. Yaşantımız o" kjşîliğimize göre yön alıyor, anlara kazanıyor. O zaman, değişti başka bir insan oldu diyorlar, tanıyamadıklan için de kızıyorlar. Oysa siz o eski insansınız, içîhizde ötedenberi var olan, ama hep baskılarla, suskularla sindirdiğiniz gerçek kişiliğinizi buldunuz, daha güçlü, daha mutlu, daha özgürsünüz.» Mum ışığı oynuyor hep. Yetmiyor koca odayı aydmlatmaya Iki mum. Bir tane daha yaktım, oldu bç Yann yenilerini almalı. Şimdi üç incecik mumun ısığı azıcık daha aydınlattı odayı, Çağlar öncesindeyim sanki. Mumu ilk bulan insanın şaşkınlığını. sevincini yaşıyorum. Kitaplarım yanımda olsa açar bakardım, mum ilk kez nerde bulundu, kim buldu. însanoğlu hep karanlıkla savaşmış tarihi böyunca. Durmadan en güzel ışıfı aramış. Mum ilk başkaldırıştır karanlığa. İşte yanıyor, uzun süre dayanıyor, az ama aydınlık veriyor gene de. Üeri bir adım atınca insanoğlu, sonunu getirir. Bir, bir daha, bir, bir daha. Adımlar izler birbirini. Mumdan gelirsin atom bombasına! llerleye ilerleye insanlık en ilkel çağına da geri gidebilir! Teknik, insana egemen olursa ki gelişmeler o yolda biraz duyarlık ortadan kalkarsa, acıma, sevme, ilgi duyma gibi «ince«likler yok olursa «teknik» bir canavar kesilir başımıza. Kafa uygarhğıyle kalp uygarlığmı birlikte yürütemezsek, bir olumlu senteze ulaşamazsak, makinenin tutsağı durumuna düşersek... Garip düşünceler gelir canlanır karanlıktaykes. Bir düğmeye bassam da dağıfsam hepsini! Elektrik ışığı doluverse evin içine. Ne olacak, çiy bir aydınlık ortaya çıkacak da?.. Bomboş bir ev içi, kirli duvarlar. tozlu yerler görünecek bu kez, Belki karanlık daha iyi, nice pislikleri. tozlan, kirleri saklıyor. Mum ışığı daha güzel gösteriyor, iyi gösteriyor o kirleri, kötülükleri. Hiç ışık olmasa hiç bis şey görülmeyecek! Düşlerle, hayallerle avunacağız. Görmemenin, bilmemenin, anlamamanm insana verdiği çirkin bir rahatlık. Oh. hiç bir şey görmüyorum, anlamıyorum, ne iyi! Karanlığın, bulamk bir ışığm verdiği garip duygular bunlar. Penİeleri açıyorum, .komşu evlerde ışıl ışıl aydınlık var, başlar var görünen, sesler var gelen, bir yaşam, bir canlolık. Insanlar öylesine yakında, hem öylesine uzak. Oysa mektuplar var okumam gereken. Kitaplar var. GazeteIer, dergiler var. Ben geceleri okurum ötedenberi. Şu gunlerde yok böyle şeyler. Yatıyorum mum ışığında çağlar öncesinin insanlannın düşlerini kurarak. Evet, yaşam böyledir. Hep aynı insan olamazsmız, hep aynı düzeni sürdOremezsimz. Bir devrim yapacaksmız kendi yaşantmızda. Mum ışığı, devrimi. çağmda kimbUir ne denli önemliydi, eşsizdi, benzersizdi. Siz de yapın kendi kişiliğinizde bu değiîmeyi, yeni bir kişilik yaratm, yenin tek düzeliğinizi. Yakın bir ışık içinizde. Sürekli yanan, sönmeyen.. Çimentonun . . durumu Aslında plânlama enerji ve temel mal kıtügı çekilmesıni engelleyen bir kalkmma yöntemidir. Dünyada ilk devlet plânlan sadece enerji plâru Idi ve bu sayede ötekı kesimler de bir dısıpline sokulmaya başlanmıştı Bizim plânlama düzenimiz 50 yıl öncenin plânlama tekniklerinin basardıgı şeylerde âciz kalmıstır. Tamel maılar üretlmlndekl kargaşahk da çok açıktır. Bu ya zıda bir temel yatınm malı olan çimentonun plânlı dönemdeki durumu ele almacaktır. 1965'ten bu yana bu temel yatınm malında durum ilgınç bir gelişme göstennıştir 1969'a kadar iç tüketım milli üretunle karşılanamamıştır Çımento dar Iıgı çekilmiş, montaı sanayU koka kola gibl tüketım mallanna kaynak harcanırken temel malda sıkıntılar olmuştur. Oysa öncelik temel yatınm mallarına ve enerjiye verilmelıydi. ilk o dola/ fob bedelle çimento satıldı. Bunun karsılıgı 154 Ura, PLÂNLI PLANSIZLIĞIMIZI EN İYİ oysa çimentonun iç satıs flyatı 208224 liradır. Yanl ihracat tek MEYDANA VURAN ENERJÎ VE TEbasına düsünülünce zararlı olacaktı. Bu zararlar kısmen çiMEL YATIRIM MALLARINDAKİ mento fonu denılen fondan ödenerek iç tüketlciye yükleUldi, BAŞIBOŞ GİDİSTİR. kısmen de vergi iadesl yoluyla Hazineden karşüandı. Bunu biraz açıklayalun: FOB, torba 1çinde bir ton çimento ihracat bedeü 154 lira (11 dolar) İse, bunun İçine Ihracatın yapıldıgı fabrikaya göre değisen Dmana meye berkes talip olur, sotru salarak 1970 yıbnda yanl plânlı kadar bir taşıma ve torba bedetılamamıs yıgınla meta Uretiml döneme girilisinden tam 7 yıl li girer. Bu gider toplamı Van ise, biaim plânlı dönemimizde sonra milli uretim İç tüketiml çimento Fabrikası için 146, Da» de aynı nedenler, aynı sonuçlakarşılayabilmiştir. Dahası var, nca için 40, Gaziantep İçin 74.50 ra varrmstır. Plânlı ekonomi (!) .liradır. 11 dolara ihracat yapan plânlı dönemin başlangıç dönekıtlıktan aşın bolluğa geçişte minde dengesizllk o kadar açık Van Çimento Fabrlkasmın bu fr«n olamamıştır Tabiatiyle degüdi. İkinci Bes YıllıJc Plânsuretle eline geçen para 8 llraböyle beklenmeyen (dikkat buyla ilğili çimento özel'ihusas koya düşmekte ve 2D8 lira İle ararulsun temel mal üretiminde ırüsyonu raporuna göre (sayfa daki farkı teskil eden 200 Ura beklenmeyen) bir mal bollugu 24) ithalâtm yıllar boyunca gemuhtelif yollarla ödermıektemeydana çıkıverince, bu bollulişmesi şöyledir: dir i l ) . Bu da tabıi tü Tüfk yurt ğün giderilmesl için mecburl ' da$larının cebinden gitmektedir. ta* Uhalit «TL.J ioracata geçilmistir. Ayni îark Danca için 96 lira ( e n 1959 2J11.000. az), Gaziantep için ise 120 Hfa1960 4.231.000,» dan faejadır. Ddriz için çalma2.530.000. 1961 dık kapı bırakrnadığımız günlerMecburl ihracat yanl arz ta1962 • •2.1710)00. de, bunun bir derece izam ola, lep dengesizliği hızla artmıstır. bilirdi. Ama bugünler ekonoml1963 • 91.070.000. Râkamlar şöyledir: ye bu ihracatın büyük yük'ol1964.. • " 91.534.000. • 47.949.000^1965 . IIL İHRACAT (ton,) dugu açıktadır. 1970 326.000' Bu tablodan anlasılacak suBu arada fob fiyatlannın, ih1971 1.132.000 dut kt, plân düzenimizde çiraç edememek korkusuyla çok 1972 1.400.000 (tahmin) mentd açığı gitgıde büyümüştür. düsük tutulmasından, hiçbir bi1972 ve 1973 yıllan içinde Hattâ bu açık 1965'ten sonra leli işlem olmasa da, zenglnle1^50.000 ton yenı Uretim kapadaha da büyümüştür. Ton olaşen aracılar da çıkmıştır. Beresitelen hizmete girecek ve a r z rak açık şöyle gelismlştir: ket ki dirayetli mesleki thraç talep dengesizliği (iki yılda iç YIL TON komitesi, bugün oldukça yüksek tüketim bu' kadar artmayacağıbir fiyata yukselen tutumuna 1965 30 000 na göre) mecburi ihracat devam girmiş de İç fon israfı biraz azal 19M 162.000 edecektir. mıştir. (Bugün FOB fiyat 15 1917 211.000 Akla su soru gelebüir: «Fena dolardan asagı tescü yapılmı1988 442.000 mı, ihracat yapıyoruz?» Ekonoyor. Ama bu durumda da des1969 282.000 mlde kavramlar tek basına bir tek Van için 140, Gaziantep İçin anlam taşımaz. Bizde ise ihra •70 ve Danca için 40 liradan a s O halde plânlı dönemde çicat denince hemen olumlu not olmayacaktır). mento dengesizlıgi' genel trend verilir. Oysa her ekonomik soolarak siddetlenip süre gitmistşte bir temel yatınm mah nucu, «ne bahasına?» sorusu ile tir. Sekiz yıllık gecikmeden sonüretiminde «Plânlı Türkrve»deki deferlendirmek gerekir. Evet ne ra ne olmustur? Burada durum gelismenin özeti... bahasına lhracat yapılıyor? Vedaha ilginç. 282 bjn ton ıthalâtya 3 yıldır ihracat ne bahasına tan 326 bin ton * ıhracata geçılsürdürüldü? miştir. Durum tam bir plânsız ( U Piyat ntekanizmannın Işleefconomı göstergesidir. Nasıl yisi tamamı Ue böyle defildtr. serbest bir piyasa ekonomısınAma basitlik batırına kansık de, ama 20. yüzyılın baslangımekanizma buraya aynen alıncındakı duzensız piyasa ekonothracat «mecburi» oldugundan mamıştır. Bu nedenle rakamlajr misinde bir malın kıtlıgı tabiî riyatlarda pek ltina gösterilmedi öç âşa|ı, be» ynkarı tam olmakârhlıgı artınca o malı Oretyabllir. '. v» 1970.ve 1971'de tonu 1011 Arslan Başer KAFAOĞLU Mecburi ihracat Okuyucu mektubu Beyanname süresi uzamalı 1318 Sayılı Emlâk Vergisi Kanunu ile Ugıli .beyannamelerin Mayıs • Agustos 1972 aylannda venleceğl Maliye Bakanlığınca kamuoyuna llân edılmıştı. Bakanlıgın bu Uânının yanı sıra ' 1319 sayılı Emlâk Kanunumın tnüsbet, muafıyet ve iştısna yonünden değişiklıge uğramasını ısöyen tasarı da Meclıs komısyonlannda bulunmakta idi. Beyannamesinde gösterecegi değerin nısbetıni, istisna sınırını ve muafıyet süresınl (degl siklik getiren 1610 sayılı kanunun çıkrnaması nedeni Ue) bilinmeyen ödevllye de beklemekten başka çıkar yol tcal mıyordu. Sonuç olarak uygulamadan yoksun bulunan 1319 sayılı kabunun nispe^ lennı, istisna sınınnı, muafıyet sınırlannı belll eden 1610 sayılı kanun UZUD süre mecüslerde tartışıldıktan son ra, ancak 27.7.1972 tarihlnde vayınlanabüirdı. Bir başka deyimle Emlâk Vergisi Kanununa göre beyanname ve^rebilma olansğı ancak Ağus• tos 1972 başında doğdu. Şimdl sayın Maliye Bakanı, beyanname verecekJenn bu gö revlerini istenılen ölçüde yerine getırmediklerinden ya. tanmakta ve Ekım 1972 sonu na kadar 8 tnilyon vatandaşm beyanname vermesini 5nermekte. Aksl halde ceza maddelerini fcullanacagım de mektedlr. Vergi mükellefl olan blzler de beyanname verilmesl İçin ' normâi sürenin dahı tan^nrnadıgını üzülerek görmekte ye sayın Bakandan bu yüzden yakmmaktayız. Aslında tanman süre geçerli niteligi . llef 3 aydan ibarettir. Ve de 8 milyon beyannamanin Ekîm 192 sonuna kadar kabu• lüne vergi dairelerinin olana ğı bulunmadığı da ayn bır Eğer bir takrl'r t gerçektir olarak sürenta Aralık 1972 ' tarihine kadar uzattlacağı acıklanmıyorsa denecek yoktur. Aksini düsünmek için nonnâl neden görmüyoruz. Esen Değnekçioğla . v' • **•»«..' •* Hürriyet Abidesi'nin feci manzarası 13 Nisan 1909'da İkinci Mesrutiyet aleyhlne çıkan ve «31 Mart Vakası» tsminl alan lsyanda ölen hürriyet şehitlerl için. Şlşli'nin (Bulgar Hastsnesi'nın karsısında) blr abıde yapılmıstır 31 Mart çehitlerı bu mermer abıdenın altında yatmaktadır ve tepe de «Hürrıyeü Ebediye Tepesı» isminl taşımaktadır.. Burada 29 Mayıs 1913'te sulkast neticesi ölen Mabmut Sevket Paşa ve tkinci Me»ruttyet1n ilânını sağlayanlardan, Birind Döoya Harbi sırasında Berlin' de suıkast neticesinde ölen Talât Pasa da yatmaktadır. Hürriyet İçin nayatlannı veren bu güzide insanlar için dikılen bu sanat eserinin kapısına kilit vurulmus ye gezmek imkânsız hale gelmiş. Pek yakında Boğaz Köprüsü çevre yolu abideıiin yakınındao geçecektir. ' Fakat şımdl.abid'eyi çevreleyen çöp y ^ ı n l a n pis pis kok< makta; bir tarafında bir oduc deposunun odunlan yığılmate ta, diğer tararta da Karayoll* n m n »sfaltlama Jçin yığılar kum v e katran bldoalan b o ' lnnmalttadır. Acaba bu'manzarayı gSrüı de tçl nzlamayan var mt? Bı manzarayı, 31 Mart Vakasin hazirlavanlann torunJan mı bt vazivefe sokuyorlar ve Abide lerl tmar Cemiveti bu manz? raya çöz mö 'vumuvof?. Rnver Aksavrm Zararın karşılanışı Etîbank Genel Müdürlüğündefo. TEKNİK ELEMAN AÜNACAKTIR Bankamaan merkea örgütü !le taşradaiü MOessese w îşletrnelerl için, askerliğinj yapmış Maden Yüksek Mühendislerı veya Maden Mühendıslen aUnacakar. Taüplere 657 savıiı kanun gereginee aylık tle, Bakanlar Kunılunca çıkanlacak Yönetmelik esaslanna göre 1$ rtsfci, lş «üçlüğü ve eleman teminüıdekl güçlük zamlan ödenecelrtir. tsteklilerin blzzat veya totoğraflı nal tercümelerin] navt dilekçeleriyle Genel MüdürlUğümüzUn tşletmeler Dairesl Baskanlıgına, (Cüıan Sok. No. 2 Sıhhiye/Ankara) tnttraeaaUan iten olunur. tstanbul Ticatet Odasından Odamızrn Istanbul tktisadl ve Ticarl İlimler Akademlsl Oa lşbirliği yaparak açmakta oldugu «Pratik Ticaret Aksam Kurslanonın 49. Devre kayıtlanna 15 Kasım 1972 günfl baslanacak, 29 Kasım 1972 günü son verilecektir. Okuma • yazma bilen herkese açık ve ücretsiz olan bu fcunf larda; muhaşebe, mall bilgiler, genel isletme bllgüeri, ticarl aritmetik, uzJanım muhasebesi, ticarl muhaberat, iktisadl bilgller, muhaseb^ sistemlert ve isletmelerde vergüendirme derslerl okutulmaktadır. tstekUlerin kayıt için yukanda belirtllen tariblerde 3 adet fotoğraf, 1 adet ikametgâh senedi, ve 1 adet nüfus cüzdanı ör.neği ile Sultanahmetteki Akademi Kurs Sekreterllğine saat 17.15 • 18.30 arasında basvurmalan rica olunur. (Basın 23172) 7706 Bayon Memur Almacakhr BasraCduTİüğümUz Şehlrlerarası tşletme MUdUrlügünde boş (60) adet ve boçalacak memur kadrolannın doldurulmasını teminen 2.11.1972 günü saat 14.00'de yapılacak sınavla bayan memur almacaktır Asağıdaki sartlara haiz olanlann sınava glreblîemelert İçin nüfus cüzdanı, diploma ve 1 adet totografla birlikte Gayrettepe Yıldız Posta Caddesindeki Personel Servisiznlze şahsen mliracaatları llan olunur. ÎST. TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞO ŞARTLAR : 1) En az Ortaokul mezunu Olmak, 2) 18 yaşından küçük 30 yaşından büyük olmamak. (Basın 2289C) 7703 (Basın: A. 15555 23058) • 7698 2 ADET PALETLİ LODEff İTHAL EDİLECEKTİR TÜRKİYE DEMİR VE ÇELİK İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN KARABÜK 1 Bu isle Ilgili şartnameler; a) Karabük'te Genel Müdürlük MALZEME ÎKMAL MÜDÜKLÜGÜ'nden b) tstanbul'da Karaköy Okçumusa Cad. Şair Eşref Sokak No: 7 Beyaz Ban Kat: 1 d s ÎSTANBDL MÜMESSÎLLÎĞfmizden c) Ankara'da Karanfil Sokak N o : 30/7 de İRTÎBAT BÜROSU ŞEFLÎĞt'mizden bedelsiz olarak temin edilebülr. 2 Teklifler en geç 28 Kasım 1972 Salı günü saat 14^0'a kadar Karabükte Genel Müdürlüğümüz Haberleşme ve Arşiv Müdürlügüne tevdi veva vürud etmiş olacaktır. Deniz Kuvvetleri Komutanlıgı Seyir ve Hidrografl Dalre Başkanlığından büdirtlmlştir. DENtZCİLERE y E HAVACİLARA U 0 SAY1LI BİLDtRÎ ' 1 ile 3 Kasım 1972 tarihleri arasında, saat 09.00'dan 17.00'ye kadar asağıdaki noktalan birlesttren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 6.000 raetreye kadar olan yüksekliği. can ve mal emniyeti bakmundan tehlikelidir. KARADENİZ ŞİLE AÇIKLAR1 1 l n d nokta : E5832 No. hı Şile fenerinden 268 derece 3.8 Mil mesafede Enleml 41 derece 10 dakltca Kuzey Boylarnı 29 derece 32 dakika Dogu 3 n d nokta : Enleml 41 derece 19 dakika Kuzej Boylamı 29 derece 32 dakika Doğu S Oncu nokta : Enleml 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Dogu 4 flncO nokta : Enleml 41 derece 09 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Doğu DEVtZCtLERE VE HAVACILAKA ve Mevzuata uygun Gazetenlzin 2 Ağustot 1972 ta rihli nüshasıaın 2 sayfa a sC tununda. «Ali Coskun. Değiı menciler Köyü Okulu öğrei meni, Balıkesir • tvnndi» Umij le yayımlanan «Balıkestr'de ba «ız ögretmen tâyinl yapılıyor başliklı van incelenmlstir. Balıkesir ilinde Ali Coşkır IsmiDde blr öŞretmen olmadı^ eibi tvrind! (lçesinde de Degiı mencller Kövü bulunmadijı ögretmen tâvin ve nakıllennl mevzuat» uvsun olarak vapı dıfiı. suçlamanın haksız ve me: netsiz oldugu inceleme netlo «ınde anlasılmıstır . Bilgilerinizt ve durumun b sekilde neiklanmasını saygı il Istanbul Jandarma Satınalma Komisyon Başkanlığından Jandarma birlikleri Ihtiyacı için 650.000 desimetre kare sömükrem vidala kapalı zart usulü İle sattna almacaktır. Tahminl bedeü 1.105.000 Ura olup geçicı tenünatı 46.900 Uradır. Evsaı ve şartnamesi tstanbul, Ankara ve tzmlr Ege Jandarma Denız Bölge Komutanlıgı, Satuı Alma Komisyonlan Ue Erzurum ve Bolu tl 3. Alay K. lıklarda gBrülebUir. Eksiltmesı 13 Kasım 1972 Pazarte» günO saat 11JJ0 de SirkeciDemirkapı'dain Komısyonda yapıiacaktır. Talipleıin tekltt mektuplannı İbale iaatlnden bir saat evvel Komisyona vermeleri şarttır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. (Basın 22995) 7702 PTT'cilere şimdilik yan ödeme yok Muhterem gazetenlzin 24ü. 1972 tarihli nüshasının 7. sayfa 5. sStununda yayınlanan, «PTT ciler de Sikâyetçi» başlıklı yal « için cevap; ' Resml Gazete'de yayınlanan Kararname. devlet kesiminde çalışan personele aıt olup' kamu ıktisadi teşebbüslerlyle ügill bulunmamaktadır Tesekkülümfîz personelınln van ödemeleri. Bakanlar Kuruluoun kamu Iktlsartfl tesebbüsTertni derpl? edecek kararname çikarması oetlceslnde verilebilecekör. Bilgllerinizl rtea ederlı. Saygılanmırla, PTT Genel MBdarlBğfi Türkiye Demir ve Çelik tşletmeleri Genel Müdürlüğü (Basm 23156) 7695 , , ÖNEMJLE UUYUKULCR. ( B a n n 22968) 7687 rica ederim. Prof. Or. Ssbahstttn öıbe Millt Egitim Bakanı