26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 24 Fkim 1972 , , , İ aİBİ ÇJRJCÎM SUR/STU De&lLDıR.. &AVET M G V Z U N , ŞtRİ İNCİ 4i.eejrJÎ3e BİRccYL/MM P E e î s î , t>€VE Kl/ŞU TÜYieeİ, eCM &CıSloPÜ»2J.eR. KOLLfıÇINA Vi'e.MÎŞ£g OTüZAR HAMIAL'lARj îzmir'in içinde 8AMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI 81 Çekllan Çar Ordusu'nu lzlemek Için, ya da ba orduya yüklenmek Için, Hasan îzzet Paşa, ba' harı beklemeyi, orıfusunu hazırlayıp güçlendirmeyl, ekrfklerini tamamlamayı uygun gördü. Böyle blr dururada, böylesine bir karar almak içln, Ordu Komutanı fllân olmak gerekmez. Biz, o zamankl Harp Okulu öğrencilerl bil«, hepbirlfk, «Eh... Şlmdl îzzet Pasa, bahan beklemeli!» dedik, bütün öğretmen komutanlanmız da bizimle şaka ettiler: «Ha »unu bileydinlz!» dedllcr. Ne var ld o sırft Osmanlı Devleti çoktan Almanya'nın emrin» girmişti Tiirk Genel Kurmayı da Alman generallerlnin yönetirnindeydl. Bizim Genelkurmay Ikinci Başkanlığım, General Bronzart Von Sehellendorf Hazretlerl, Harekat Başkanlıgını Feldman, Istihbarat Baskanlığmı da Von Toveney almıstı. Almanlar, daha savaşın balında, Ruslara karsı. kendl doğu cephelerlnd» hafiflemek, halklarının ve askerlerinin morallni yükseltmek lçlnj »imdi burada layılması çck uzun nedenlerle, Türklerin Ruslara, hemen bir savas kazanmarnı istiyorlardı. Ünlü lttihatçı Enver Pa|a, Genelkurmay Baskatu. Parblye Ntzın aynı zamanda Baakomutantfı. Ama o ııra Damadı Hazreti Şehriyarl olmus muydu, şimdl ansıyamıyacagım. Bizl nasıl iavasa toktuğunu, Göbcn. Breslftv gemilerl ıcrununu bir yana bıraktlım; Enver Pa|a nedenlerl d« bir yana tepeden tırna|a Almancıydi: Blzitn Kurmaylar, Almanlann nlyetini hamen anladılar: Enver Pasa'ya raor üMüne rapor vermcye basladılar; «Aman zzet Paşa'yı saldmya torlama bahardan öne«> diye. Ne var ki. Enver, bir kez Almanlarea şartlanmıjtı. Klmseyl dinlemlyordu. Zaten bir komutan olarak temkinsiz. tedbirriz oldfugu, bütün sonraki eylemlerinden de ortaya çıkmıştır. Bu torun, o ıiralar iyice yüregime i«ledfği Için, n« adlan, ne de tarihlerini unuturum: Enver Paşa Hazretlerini tutabllen* tfkolıunl O sıra artık adt Yavuz olan Göben zırhlmna, 6 Arahk 1914'te atladığı (flbi ıolugu Trabzon'da aldı. Oradan da Erzurum'a Beçip. 19 Aralık'ta, Bronzart ve Feldman'ın flkirlerinl gerçekle»Mrdi: Üçüncü OrdM'ya lal dırı emrini verdi. Ordunun 9. •• 10. Kolorduları, güçtü bir *ol kannt kurup, dagların kanna tipisine tlaldılar. Binbajıliktarı çok çabuk Başkomutanlıja atlayan bu beceriksiı Paşanın buyrugu lle, Sankamı; delaylannda, ALLAHÜEKBER dağlannın tlpisl, karı İçinde, Üçüncü Ordu, kaskatı donrfu kaldı! Yetmi? bej bin Turk genclnln hetabuiı Enver Paşa, hiç" bir zaman Türk Ulusuna verememiştlr. Giderek tarih önünde de verememıştır. Çünkü Harbiye Nâzın olarak karan kendisi almiî, Başkomutan elarak da ısva? buyruğunü kendisi vermiştir. Sırası gelmişken bir noktaya da değinmek isterim: Kurtulu» Savaşı ııraıında kaçtıgı Rutya'dan Enver Paşa, ille Anadolu'ya dönmek istedi. Buyük Mlllet Mecllsl'nin içindeki hacılarla hocaları, Damat Paça olaraR elde «iecâk: eaki lttihatçı namuslu, Mustafa Kemal'den yana ki^ilerln kafasını kariftıracak; Mustafa Kemıl'in kurdugu Kurtulu? Ordusunun yönetimini ele alâcaktı. Enver Pa?acı tttihatçılar çok ugrafttlar bu if için. Mustafa Kemal'e düsman olmacaıınat Ne var ki, Mustafa Kemal, Enverin çapını. niyetini çok iyi billyortfu: Anadolu'ya gelirse, Kurtulus S«vaıını bile yltirebilirdik. Ona, bir karsıhk verdl Mustafa Kemal: «Paça Hazretleri», dedl, •Anadolu'ya gelireeniz, önce ulusa, Birinci DUnya Savaçının hesabını vermek zorundasın.ız!> Ifte Enver, bu söz ve eylemin altından kalkamadı. Bagnaz htihatçıların lzmir Sulkagtma dek dayanan Mustafa Kemal düçmanlıgı, aılında bu yüzdendir. Kaç kez, savaş lçinda bile Mustafa Kemali öltfürmeye kalkıçtılar. Neyse, konuyu dagttmıyalım. Sözü Menderes'e getirmek istiyorum: Birtnci Dünya Savasındaki Almanlann yertne, Ikinoi Dün ya Savaımdaki Amerikalıları koyun bizim lçİB. Bu konudaki aynntılara girmeyeceğim: îamet Paşa'nın tarih, biti Ikinci Dünya Savafına iokmama tevabını yazacak'tır. Amraa ve l»kin, Menderes'in, giderek Celâl Bayar'ın, KORE'ye gönderdlgi Tugayımızın günâhını da yazacaktır. KUNURl'de »ehit düsen Svlltlanmızın hesabını; basta Menderes, Cel&l Bayar, ne bize, ulusa, ne de tarihe karsı verebîlirl Kore'ye asker gönd'ermek için, savaıa girmek Için, Büyük Millet Meclisinin onayını bile almamıslardır. Bunların, Enver Paça gibi, 1878' ln intikamını Ruslardan alacagızl giblsine a*kerlere, ulusa «öyleyeceklerl tudan lözlerl bile yoktul • Yüzbaşı Selahattin'in Romanı ] . • ' . . * « ^ F Yapayalnız bir çocuk üvey annem Istanbul'dan mek tup yazmış, çocuklarmı terk •derıv, bıbımı döoeceğini bildirmişti. Babam teklifi kabul etmedi. Nihayet aynldılar. Babam bekâr kalmca tekrar evlenmek yollannı aramaya basladı. Bu sefer büyük ablaro, vaktiyle kom»u bir evdt tanıttıgı Huriye hanımı babama ıöylemlf, konusulmuı. Bu kadınla babar/t 19O5'te evlendiler. Annemin ölüm dö$eginin serildlgl oda bu ikinci kadma da gelin odaıı oldu. Bundan ıonra, önce büyük ablarn, tonra küçük nblam Emine evlenerek aileocagından aynldılar. Agabeyim henüz 18 yaşındayken babama darılarak «vi btraktı. Agabeyim zayıf yapılı idi. Verem olmus. ölümden zorlukla kurtulmuştu. Orta tahsillnl b>tirdikten «onra memur olarak ekmek parası derdlne dflftU. Yıl 1908 idi. Ve bep Edime'dtkl ko^a evde onlkl ytrjında yapayalnız kalmıstım. Derleyen : İlhan SELÇVK AksamUsttl okuldan gellyormua gibi eve döndüm. Evin bir de neferlerin girip çıktıgı arka kapısı vardı. Bu kapı babamın yatak odasının aitında lki. Babamın odasında ne konusuluyor »a aşagıda duyuluyordu Emlrber Konyalı Mehmet, tam sekia yıldan beri yanımızdaydı. Ve annemin ölümüyle başlıyan bütün felâketlerlmial biUyordu. Bana dedı ki: Bugün ögleyln baban nöbetten geldi. O vakıtten berl analıgınla kavga ediyorlar. Baban birkaç defa bayıldı. Benl ötekl çocuklanmdan • «ttiniz, bundan da mı edeceksiniz, dljrordu. Ben nelerin odasından evin alt kömürlüğüne ve oradan mutfaga geldim. Mutfakta büyük bir et bıçağı vardı. Onu aldım, nefere dedim ki: Eger babam teni çagınrsa ve gelirsen senl doğrarırfl. Eve girdrm. rafta blr oda bulunuyordu. Odanın yanından merdivenle çıkılır. Orada da Zehra lle ben yatardık. Zehra o vakit on yedl on sekiz yaşında İdi. Benimle dertleşir, bana acır, va ablası Huriye hanıma kızardl. Onu görüp durumu anlatacaktım. Odada kımse yoktu. Kitaplarımı bıraktım. Açağıda, taşlıkta yüzümü yıkamak ıste> dım. Merdıvene geldığımde babam odasından çıktı. Aramızda taşlık ve karsıhkh ıkl merdıvende baba ile oğlu karşılaştık O kırk beş, bea de on uç yasındaydık. Babam dedl kl: Sen benı Müşir'e (ikayet edecek ve kendıne eşek gibi baktıracakmışsın, öyle mi? Cevap verdım: Evet, senı Müşir'e şikâyet edeceğım, ve kendime baktıracağım. Bunun üzenne babam merdivenlerden taşlığa koştu. Ben de bulunduğum merdivenlerden taşlığa atlayıp babamın üstüne kostum Ben çocuk olduğumdan tablı daha hızla indim ve babama çarpar çarpmaz, adamcağız arka üstü çöktü. Bu sırada Huriye hanıra, annesi Hayrıve hanım, Zehra, hepsl çıkmışlar, babaogul müeadelesini seyrediyorlardı. Hepslnin blrden üstüme saldıracaklarını sanıp korktum. Koltugumun aitında lakladıgım bıçagı çıkararak: Gelırsenlı kansmam... diye bağırdım. Hepsi yatak odasına kaçtılar. Huriye hanım pencereye koştu. Açip bağrrmaya baçladı: r Yetiçin korrf?ular, Selâhattin babasını öldjırüyor. Babam saşırmıj hiç yerlnden kımıld'amıyordu. Tekrar mu(fağa kostum. Bıçağı yenne bıraktım Nefer odasından çıkarak. büyük ablamın evine geldim. Durumu anlattım. Çıkan kısniın özeti Yüıbaaı SetâhMtin'in çocukluguna aıt ilk anı sünnet dügÖnü lle baılıyor. O gün aınıesi eğilmiş, silenin bn en küçük oglunn alnındsn Bpmüı .. Sıcacık ve fefkat.doln bir buıe. Tüıbaşı, otnı «ekiı yıl tonra ba olayı yazarken duygulanmif. «lnsan. hayatı bo kadar hiç, bu kadar da kısa .» dlyor. Babacı da asker .. Fakat doktor . 1900 yıhnda Edlrne'den Teklrdaf'a tâyin ediljyor. Selâhattin de ilkoKnla bn 11de baflıyor. Henüz altı yasındadır ve yaramaz mı yaramaı... Çeşitli olaylarla ve bitmez tllkenmez başanlıkTarla günler ırünleri kovalıyor.. Bn arada büyük annesi, daha sonra da annesi ölüyor. Baban backs bir kadınla evlentyor. Fakat üvey annenin çocnklara tahammülü yoktnr. Ozellikle Selâbattin'e... f PİS VE PERİŞAN Sonradan »ehrin ba$ka bir lemtindeki yeni bir eve taşındık. Üvey annemin anneıl Hayrlye hanım ve kocası Reşad bey ile benim yajımda olan oglu Fuat, yenl dojjmuş bulunan Nihat, ve kızkardesi 1718 yasıttdaki Zehra yeni eve geldiler. Böylece hayli kalabalık olmuştuk. Ve'yeni bir hayat başladı. Bu evde'birbuçuk yıl kadar oturduk. . Ben jnektebe gidip ğellyordum. O *âmanlkr okuflar çok pisti. Bıtlenird^m. Ama bana kimse bakmadığırîdan emir eri'miz bitlerimı teniizlerdi. Saçlarlm perişan ve yırük bir elbise ile okula gvJer gehrdım. Kışın paltom olmadığı için yollarda tıtfeye tıtreye koşardım. Bu durumdan utanırdım. Bizl tanıyanlar bn halime acırlar, babamı da ^yıplarlftrdı. ycerifncîe bit bulunduğu içia arkadflşlanmın bana cbıtlî» dediklerini, yanıma gelmedikl^rıni, * bu yuzden okul bahçesinin bir ketıarma çekilerek ağladığımı hatırlanm. Agladıkça annemin de gökten bana bak,arak agladığını sanırdım. Ve başımı yukarı kaldırarak: Annem, sen agltma. ben çalısacagım, büyük arfam oiacağım, ve bu çektiğlm acılan unutacağım.. derdim. Bir gün babam kışlada nöbetçiydi. Ben evin öksüz çocuğuydum. O geee Nihat lle Fuat cttııme atıhp benımle itişıp kakışmak istediler. Ben herhalde hepsinden kuvvetli idim ki, Fuat'ı itince kafaeı duvara çarptı. Ağlamağa ba?ladı. Buyükler odaya koştular. Üvey anntm Huriye hanım bana: E«ek, dedi. Cevap verdlm: Servsin eşekl .Huriye hanım: * Öyle ananın böyle çocuğu olüf. / Feyziyap'ın evine gittim. Agabeyirrt de ablamla birlikte oturuyordu. Hem ağladım, hem anlattım. Agabeyim ve ablam dedller ki: Ne aglıyorsun? îşte burası tenin evin. Niçin sokakta ve neye aç kalacaksın? Burada oturursun ve bla sana bakarız. Ablamın kocası Tevtlk bey de geldı. O tariiıte tegmendl. Durumu ona anlattılar. Bujıun Uzerlne dedl ki: Ağlama! Aglamak erkek olana yakışmaz Burası senin evindir. Ablan zaten annendlr. Sen de benim evlâdımsın. Havata umut ile bakmaya başladım. BABA . OĞUL Ev sokak kapısından sonra büyük bir taslıkla Ikiye ayrılmııtı. Girince, tolda merdlvenle çıkılır tarafında tıabamın yatak odası, yemek odası, kller ve hamam varm. Sag ta H 4 0 yıl önce Cumhuriyet ARld ticaretimizln 1lerleme«l için hepimlz her »aman aklımıza gelen binbir çareyl 1leri sürüp duruyoruz. Çarelerden blr tanesi var ki onu İlk defa olarak biz açıklamış olacağız. Hance adam ihracı. Tecrübe ile anlaşılmıştır ki bir miUetın haricî ticaretini en ziyade o memleketin kendi adamlan nizama kor, idare ve devamını temin eder, kuvvetlendirir ve ziyadeleştirir. Türk ticaretinin lâyık olduğu ilerlemeye kavuşturacak, tutacak ve yük. seltecek kendi vatandaslanmızdır. Bizim. onlara lhtiyacımıa var. Adam ihtiyaoı lfadesl lle 24.10.1933 (Arkan nr) MALKOCOĞLU yazan ve'çızen.Ayhan BAŞOĞLU ÇELİK HANÇER işte bu türlü Türklerin yetiştl mek İçin Amerika'ya kadar gltrilmeslnl va dış memleketlerde mis vatandaşlanmız var. Fakat gittikçe daha fazla mevki tut dıa memleketlerde gerek ithalât malanru söylemek lâtiyoru». ve gerekse ihracatımızla meşgul Gerçi eskl zamanlara nitfbet olacak ücaret evlerine Ibtiyacıle Cumhuriyet devrinde bu yol mıa vardır. Hüklimetin bu huda mlisbet hareketlere geçilmiş susta teşvik ve mUıaherette buoldugunu inkâr edemeyiz. Üze lunacagından şüphemiz yoktur.» Yunuı Nadi rinde çalıştıklan Işleri geliştirkİLLUSTRİERTE ZEİTVNO» adlnda bir Alman dergısi «on sayısını Türkiye'ye tahsis etmiş ve kapağına «Yeni Türkiye 19231933» yazısiyle Taksim' dteki Cumhuriyet Abidesinin bir resmini koymuştur Cumhuriyetimizln onuncu yılı münasebetiyle Almanlann çıkardığı bu dergi bastan başa Türkçe ola> rak basılmıstır. ADAM İHTİYACI YARIN: : KADI'NIN . HUZURUNDA DİŞİ BOND 27711 v • TEHDtT TİFFANY JONES 5RS £ OL Anama dil uzetân bu, kadm kartısında susamazdım. Derhal ağzımı açtım. Neler löyltdim bilmıyorum. Fakat çok *ey soyledim. Kadınlar benim söylediklerim karşısında iırktüler. Bana bir şey yapamadıltr. Üvey annem: Babafi yanh gelsln ben sana göslerlrim. \> ilive.ttti: Ben ıcni sokı|a attırayım, aç kal, evimizin kapıslria gel, ekmek dllen de «klın başına gelsin. Ben gene dikildim: Babam rfeğll mi, bana 6akmaya mecburdur. Bakmazsa gider Mü$ir Paça'ya söyler ve kendime eşek gibi baktınrım. Ltf burada bitti. Ben yaUgıma yattım. Fakat uyumadım. Hep bu kadınlanb bana hücum ederek döveceklerinden kofkuyordum. Evin baska odalan vardı. Ama başka bir odaya giderek yalnı» yatmsktan tfa korkuyordum. Sabaha kadar hep kendi kendlfns ağladım. Bufünkfl Elbi hatırlıyorum! Allahım, annemi ne diye aldın, mademki anneml alacaktın, bunlart çekmek için benl ne dive dünvaya getirdinî Sabah OIUT olmaz herkesten Bnce kalktım. Kitaplarımı aldım. Okula degil büyük ablam i GARTH h 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear