24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 15 Ekim 1972 u Pazar, son haftalarda, gerek kimi politikacüann •Sılerfnd»), gerek onlan destekleyen kimi yazarlann kalemlerind'e, gerekse parlamenterlerin emeklilikleri forunu dolayısiyle birçok vatandaşın ağzında sık sık tekrarianan erdem (fazilet) den söz açmak istiyorum. «Erdem» sözcüğü gerçekten çok sevimII, çok güzel Türkçe sözcüklerden biri olduğu halde, nedense eski alışkanlığını •enemiyen, ya da yenmek istemiyen birçok kişi bugun hâlâ onun Arapçasını kullanmayı bir bilgelik sayıyor. Gelisen, serpilen ve güzelleşen Türkçemiz, «azimet» sözcüğünü kendl yapıslnda nasıl barındırmamışsa, kısa taman sonra yalnız yazı tfilinde değil konuşma dllinde de «fazilet» yerine «erdem» fBzcuğfinfl herkese benlmıetecektir. B Olaylar ve görüşler Fazilet ve Rezilet Ord. Prof. Dr. H.V. VELİDEDEOĞLU Amerika'mn Bldürülen Cumhurbaşkam John F. Kennedy'nin, daha »enatör iken, «medenl cesaret» konusu üzerine 1955'te yayımlamış olduğu «Proöleı in Courage» adh kitap da, 1958'tfe Türkçeye «Fazilet Mücadelesi» başhğıyle çevrilmişti. Bizim ya*ar acaba o kitabı mı ammsadı diye gülümsedim kendi kendime! Askerliğini yaparken II. Dünya Savaşmdaki kahramanlığı ve poliükacı olarak da Cumhurbaşkam seçilmeden önceki ve sonraki tututnu, Kennedy'nin yürekli ve medent cesaret sahibi bir insan oltfuğunda kuşku bırakmıyor. Fakat ona «erdemli insan» diyebilir miyiz? Vietnam topraklannda gömülü yüzbinlerce kadın, erkek ve çocuğun ruhu bu soruya «hayjr!» diye cevap verir hemen. Demek ki, cesur ve hattâ nam'uslu olmak da erdemli olmak !cin yetmiyor. Daha önce bir kez daha yazmıştım samyorum: ömer Seyfettin'in bir hikâyesindeki ögretmen: «Herkes fariletll olamaz; faziletli olmak insanın kendi elinde degildir; çunkü bn bir Allah vergisidir. Fakat herkes isterse namuslu olabilir: çfinkfi namushı olmak insanın kendi elindedir» diyor. Bir bakıma çok doğru bir söz. Geçenlerde gazeteler 2000 yıhnda nüfusumuzun 80 veya 100 milyona çıkacağım yazıyordu. Bunu okuyunca Victor Hugo'nun: «Bır ulusun büyUklügü, nüfusunun çokluğu ile değil, akıllı ve faziletli insanlarının sayısiyle belli olur» sözü hatınmı geldi. Bu, doğru bir söz ama. bu sayıyı nasıl çoğaltmalı? Bazılart «dinsel eğitimle» diyorlar. Yalnız bizrfe değil, bütün dünyada, yüzlerce, hattâ binlerce yıl geriye bakıniz; hangi din «fazileti» toplumda egemen kılabilmiş? «Hulefayı Râşidin» denilen dört büyCk Halife dönerpinde böe bu başan sağlanamamış ve bu Halifelerden üçü ecellerivle değil, başkasınm hançeriyîe can vermişler. Oysa bunlardan Hz. Ömer ve Ali gerçekten tam faziletU kişilerdi. Fazilet abla Çocukluğumda arasıra bize yaşlıca blr hanım gelir, herkei gibf annem de* onu «Fazilet abla» diye çağırırdı. Ona ben de «Fazilet abla» derdim. Bir türlü «Fazilet teyze» dedirtememişlerdt bana! öyle çevik, öyle yaTdımsever bir davranışı, sevgi dolu gözleriyle öyle insancıl bir bakışı ve duruşu vardı ki, yaşh hanımlar için kullanJığım «teyze» hltabım ona yatastıramazdım herhalde. Fazilet abla evli miydi bekâr mıydı, hatırlamıyorum. Güzel atasözleri bilir, sırası geldikçe konusmalarım bunlarla süslerdl. Meselâ bir üzüntüden yakınanlara: «Er gör, erine ısın • E T jör, evine ısın • Dert gör, derdine ısın» fliye öğüt verirdi. Tatlı bir konuşması vardı. Bazan yarasma merhem olduğu lnsanla'rdan soz açar, bir dertten kurtulanlar için yürekten sevinir, acıh insanlann üzüntüsünü içtenlikle paylaşırdı. Babam ona: «Melekissiyâne» (koruyucu melek) diye hitap eder ve arkasından da: «Bu Fazilet, ismiyle müsemmâ bir kadm» derdi. «îsmiyle müsemmâ» sözünün «Davranısları, taşıdığı ada uygun» anlamma geldiğini o' zaman öğrenmiştim.' Sonra bir gün Fazilet abla artık görünmez oldu. Bana, başka bir şehre gittiğini söylediler. Meğerse sessiz »edasız öte dünyaya gitmiş. Bunu sonralan bizim evde geçen konuşmalardan »ezerek, o sırada hasta bulunan anama «âhiret» hakkınd'a bir sürü «ahret suali» sormuştum. Zavallı anamın da birkaç yü sonra aynı «başka şehre» gideceğini hiç bilmeden ve düsünmeden! «Fazilet abla» dan burada söz açmam, «fazilet» sBzcüğü ile llk tanışmamm onun adı dolayısıyle olduğunu anımsamaklığımdandır. Eski filozoflara, özellıkle Eflâtun'a göre hikmet (bilgelik), cesaret (yüreklilik), itidal (lUmhlık), basiret ve ihtiyat (sagçörö ve sakuıganhk) «temei erdemler» dır^ (Eisler, ayn» kitap sh. 325). Yeni düsunürler bu temel erdemlere samimiyet (içtenlik) ve şefkat (iyüik, yumnşaklık ve yardınueverlik), adalet <tfizegenlik) ögelerini de eklemişlerdir. Gerçek erdem, bütün bu öge ve niteliklerin hepsini kendi içinde toplayan erdemdir; çünkü yukarda sayılan nitelikler arasında kopmaz bir bağlantı vardır; bunlann sadece bir teki öbijrlerinin varhğı ve desteği olmadan insanı üftün olgunluk düzeyine eriştirmez. Şu halde ertfem, «sürekli olarak iyi yilrekli ve dogrn olma alıskanlıgı» dır. • Bir de «Rezilet» var Erdemliliğın karşıtı, erdemsizlik (rezilet) tir. Bu, «OT?flk ruhlnluk, bavsğılık, fenalık yapma alışkanlığı» dır. însanlar arasmda, hele bizim gibi geri kalmıs toplumlarda «fazilet» ten pek çok söı edilir, fakat onun kendisine çok aı rastlanır. «Rezilet. ten ise az konuşulur, fakat kendisi îstanbul'da bazı semtlerin lâğım sulan gibi, gözlerimizin önünde sürekli olarak akar dtırur. Bir genelev patronu taze iffetlere nasıl düşmanss, «rezüet» de «fazilet» e övlece düşraandır; lira o bilrr kt «iffet.lerin gözü açılır ve iffetliler çoğahrsa, kendi bayagıhgı ve aşaŞılık çehresi. beyaz bir giysinin ustündeki kurum lekesi gibi,' daha açık seçik olarak pıeydana çıkar. Ters durumda ise, «rezilet» ler reziletlere örnek olur ve aşagılık insanlann çoklugu içinde bayagılık kavramı pittikçe beUrsi2 bir duruma gelir. Bu nedenle «rezilet», «fazilet» e karsı her laman. saldın durumundadir. Yalan, iftira, tehdit, hattâ einayet, «rezilet» in her zaman basvurduğu dogal araçlardır. Yukanda «Fazilet Mücadelesi» adını taşıyan kitabından söz ettiğim JohnF. Kennedy yl yere seren ve atıcısı bulunamayan kurşun, «rezilet» iıı kurşunu İdi. Vicdan ve ahlâk frerilerinden yoksun, sözde aydınlarla dolu bir toplumtfa «rezilet sahibi» asagıhk insan olmak kolay, fakat «fazilet sahibi» (erdemli) insan olmak çok güçtür. Fazilet kolay kolay baskalanna bulasmaz. Çünkü o, bir yönü ile, karakter sağlığını kapsar. «SaJIık» ise ünlü Fransız düsünüri: ve ironik yazan Jules Lemaître'nin dediei pibi, «bulasıcı degildir» (1). Buna karsıhk bayağı ruhluluSu kapsayan «reıilet» (erdemsizlik), bulasıcı bir karakter hastahgı olduğundan, ortamını bulur ve tedbiri alınmazsa, pek çabuk yayılır ve toplumu kokuşturarak yok eder. Felsefede «Fazilet» Şimdl tarihi bir yapa bırakıp blraz da bu kavramm felsefl yönüne göz atalım. «Hoca, şn Pazar Jfünü bize felsefe dersi vermeye kalkıyor» demeyiniz. Asağıdaki satırlar, erdemli bir lise Bfretmeninin ölümünden sonra yazdıfım yazıda yer almlştı. Okumakta yarar var samyorum: Rudolf Eisler, «Handwörterbuch der Phüosophie» adrm tasıyan tamnmıs felsefe sötlüğünde bu kavramı şöyle tanımlar: «Âhlâksal amacı gerçekleştirmek için dejerli ve gerekli olan sörekli her tntnm ve davranıs "erdem"dir. Kîsinin kendi nefsine, baskalanna, ya da bütün insanlığa karsı olan ödevleri açısından bakılınca "erdem". bireysel, toplnmsal, ya da insansal olabilir» (sh. 690). Erdem ve erdemlüik kavramlarını Sokrat'tan ba^layarak Eflâtun ve Aristo'dan beri eski ve yenl bütün füotoflar, örnegin Kant, Fichte, Hegel, türlü açıîardan tanımlarni{lerdır. Açıları ayrı olmakla birlikte, onların hepsi bu kavramın ahlâksal ve insansal yönü üzerinde birleşmektedirler. Kant: «Erdem garazdan ve çıkardan uzak olmalı ve kendisi dışında bir ödul beklememelidir» der. Ona göre: «Erdem öğretisi, kisi eylemlerinin yapısal (bünyevî)' hareket noktası olup, bu eylemlerin ahlâksal amaçlarını belirier. Bu amaçlar ise. her şeyden önce, kifinin kendi "kemâl*İ, ysni ft»tün olgunluğn ve mnra başkaJarmın nutlolnğudnr». «Faziletçi»ler Bizde son yıllarda «faılletll» ler, Diyojen'in gündüzîin fenerle arayıp bulmağa çalıştıfı «gerçek insan» kadar bulunma* oldu. Buna karsıhk, kendinde hiç, ama hiç bir kusur görmeyen «faziIetçi»ler, fazileti kavak indri gibi tablada satanlar, o kadar çoğaldı ki! Hele «namus» tan hiç s5z etmeyelim; çünkü, ilâ maşallah, herkes namuslu, herket doğrucu! Yalan söyleyen de, iftira etfen de, başkasınm arkaundan dedikodu yapan da namuslu geçiniyor! Çünkü bundan kolay şey yok: Yüzünüze karsı söylenmeyenin tersini nasıl ispat edersinizî Bernard Shaw'a bir gün: «Fılân hanım şurada burada, sizin gerçekte daha ihtiyar olduğunuz halde yaşınızı gizlediğlnizi söylüyor» demişler Gençliğinde güzel olan "o hanım için Shaw: «Şimdi de otuz yıl önceki durumuncfa olsaydı. söylediğinin tersini kendisine ispat etmeğe çalışırdım; fakat erkeğin yaş ayannı ölçmek için denektaşı olmaktan çıktı artık. Bırakmız sfiylesin» demiş. Evet, herkes, herkes içla uluorta her şeyi söyler, yapar, sonra da «uzya ömür ve başan» mektuplan gönderir ve yüzyüze gelince de «faziletçi» çehreıiyle sırıtarak elini uzatlr sizel Ve sonralan... . Sonralan bu sözcügü çok duydum. Bunun belirttiği kavram Üzerin6*e de ayrıca çok şey okumuş ve çok düşünmüşümdür. Gözlerimizi kapayıp bir süre kafa yorsak acaba kaç tane «faziletli» insanın çehresi canlanır hayalimizde? Herhalde pek az! Uzağa'gitmeğe fle hacet; kendi kendimizle bir iç hesaplaşma yaptığımız zaman, «faziletli» olduğumuz sonucuna varabüir miylz? Sanmıyorum. Eğer sağlam bir vicdan taşıyorsak, bu vicdanın elverdiği ölçüde, kendimize ne kadar iltimas yapsak da, yine aynı sonuça varamayız. Çünkü kendi kusurlanmız iğne gibi batar ruhumuza. Ne var ki batar da yine söylemeyiz, yine bilmek istemeyiz. Çiğ süt emmis insanoğlu cfeğil miyiz! Bu nedenle bir ozan: «Kişi noksanını bilmek kadar irfan olamaz» demiş. Geçende bir yazar, Demirel'in son konusmaları için yazdığı bir yazıya. «Fazilet Mücadelesi» başhğını koymustu. Bunu okuyunca «Acaba hangi faziletten söz ediyor?» sorusu geldi aklımat Erdemli ve namuslu olmak Belirli bir veya birkaç olayda , erdemli davranmak, erdemli olmak tçın yeterli degildir. Bunun için. yukanda belirtildigı gibi, kendısini veya baskasını ügilendiren her olay karşısında erdemli davranmak. vani ömür bovunca erdemli olmak ve erdemli kalmak gereldr. Bu bir tür «ermişlik» pâyesidir. Bu pâyeye erismek her kula nasip olmaz. Fakat hiç değilse ömer Seyfettin'in bikâyesindeki ögretmenin dediSi gibi her alanda namuslu olarak bu vatamn kalkınması için çalışma doğrultusunu tutabilirsek, bizler için o da bır motluluktur. (1) «La'sante n'est pas conlagieuse.» İyi, güzel, doğru için... OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından İki ülkede seçim ve Sovyetler Genel kurul çalışmaları uğruna yazı yazdıf, İyi uğrunft, doğru uğnına. Ufuklar, gücü yettıgi kadar, bu üç uğurda birden yazıp konuşmak istiyor. Üçlü ülküsünü gerçekleştiren yazılan beBd seyrek çıkarabılecek, belkı hiç çıkaramayacak. Ama o Ulküye hizmet eden bır işçi olmaktan da geTi kalmayacak. İnsanoğlu hak, iyılik ve güzellik sevgısini bınbır türlü gösterebilir. Bu sevgı gösterileri en ummadığımız zamanda, en ummadığımız yerde, en ummadığımız kişiden gelirken nasıl olur da «iyi, güzel, doğru işler yalnız benden çıkar, onlan yalnız ben bilir, ben değerlendırinmı deriz? tşte bu düşüncenin emrettiği alçak göntillülükledir ld ufuklar her sefarmde ölçü ve hoşgörüyü, her yargısında sağduyuyu gözetmek gereğine inanıyor. Düşünce ve edebiyat eserlerine, hayatın olay ve sorunlarma hep, daha iyi insanlar olabümek için onlardan nasıl faydalanıns diye bakalım. Onlara besledjğiml^ iyi nivet ölçüsünde kendimize iyi niyet göstereceğimizi bilelina. Kötü ve yanhş olan şeyleri ancak bu kafa hakkıyla temizler. İyi ve doğruya baglanan insan mutlak güzeli yaratır. Ufuklar iyiye, doğruya güzele diyerek yola çıkanlanndır.» irleşmis Milletler Genel Kurulunda genel görüşmeler sona ermls ve gündemdeki maddelerin tartısılmasına geçilmiştir. Genel gBrüşmelerde sık söz alanlar arasında PaEkım sayısını kanştınyorum: F. C. Gükistan temsilcisi, Hyjdt^tafı'ın ven aKarakter Üzerine» adlı bir yazı yazmıs, 90 bin PaMstao ttıtsafmı ğeri Şöyle başlıyor: «Fransa krallanndan XIV. yermediği'n'âei'yakınnftş, *YuLouis, bır gün bakant Colbert'e, «Fransa gibi 4 goslav delegesı Hırvat tedhişçi , büyük bir devlet, nasıl oluyor da Hollanda liği Snlenir düşüncesiyle Birgibi küçük bir devletle başa çıkamıyor» diye leşmiş Milletlerin bu sorunla sormuş. Bakan, «Kralım, çünkü bir devlet ilgilenmesini istemiş, Somalya topragının büyüklüğü Us değil ulusunun kaPROF. DR. AHMET ŞÜKRÜ ESMER delegesi ise buna karşı çıkmış rakteri ile ölçülür» diyor. Güven, bu topluve îkinci Dünya Savası sırasmmun yetistirdiği gerçek, sağlam aydın tipinın ffa Hitlerin işgal ordulanna kar örneğidir. Her yazısı bize düşünme ufuklan şı gerillalann savaştığını hatuaçar. Bu da öyle... Azra Erhat'm anılan, Günlatmış, Kıbns Dışisleri Bakanı yol'un «Sevgi Düzeni», TütengU'in «Bizim etmiştir. Barzel'e göre «Doguoranındadır fakat bir .kaç yıl genişletilmiş toplulukararası göKby'ün Sonu mu?>, Timuçin'in, Eyüboğlu'ya açılma» politikası da Almaniçınde bunu .•'» 7'ye çıkarmayı rüşmelerin olumlu sonuoa doînun, yazıları, hepsi «Yeni Ufuklar.m «iyi, ya'nın itıbarını yükseltmemiş vaadetmiştir. Sovyetler Birllğıru llerlediğini söylemiş, . fakat güzel, doğru» amacına yönelmiş örnekler. ve .Batı Doğu ilişküerini etkinin barışı korumak giderlefinB.M. Barış Gücü'nün sürekli oHepsi yararlı. yararlı.. lememiştir. Bunlara cevap veden 15 milyon dolar borcu oldularak Adada kalmasının yararlı Orhan Burian yazmış bu satırlan Şubat receği yerde Brandt, Mecliste ğu gibi, teknik yardımlardan olacağmı ve bunun için de bir 1952'de. Şimdi Burian yok, uzun yülar önce Ama en çok beni etkileyen Alain'in «Uyumilletvekillerinın rüşvet alafon kurulmasıru önermis. Mısır . payı için Ruble ödemektedir kırkını bulmadan aynldı dünjamırdan. Ama yan 'Kcile» yazısı oldu. Yalnız bu yazıyı okurak transfer edildiklerini iddia ki bu da geçer akçe olmadığınDışisleri Bakanı Zeyyad ise îskurduğu dergi, «Yeni Ufuklar» yaşıyor faâlâ. mak için «Yeni Ufuklanın bu sayısını almaetmiş ve bunu ispat edemedidan kasada duruyor. Hele şürail'in Birleşmis Milletler kararİlk sayıdaki yazısında dediği gibi «iyiye, günıza isterim. Iki sayfa içinde Alaın ne çok, ne kür, TürHye'nin hiç borcu yok. ' ğinden, sözleri tepki yaratmışlanna 'meydan okuduğunu. Cüzele, doğruya» yola çıkanlann âergisi olarak.. derin, ne özlü bir konuyu islemış. Büyük yatır. Brandt'tan bir devlet adavenlik Konseyi karanna ra^men «Yeni Ufuklar» Burian'ın yakın dostu Günzar böyle olur işte Sözü uzatmadan, bügiçlimma yakışır davranış bekleniArap topraklarının lsgalinl süryol'un büyük çabasıyla yaşsdı. Gebinden paAmerikan seçimi ğe sapmadan. Bir yerde şöyle diyor: «Ne yayordu. Sozleri kişiliğine gölge dürdüğünüt Ortadogu Savasınm ra eklemesiyle, güzel, iyi, doğru uğruna savazık ki islerin başına, başa geçmek istemeyen attığı gibi, belki de seçim şanBirleşmis Milletler dışında tuşıyle, direnciyle. Bu güzel ülkülere Inanmış insanlan getiremiyoruz.» Bu sözün üzerinde Amerika'da seçimlere üç hafsını etkilemlştir. Fakat kamutulması görüşünü ileri sürerken genç sanatçüann, yazarlann, aydın okurlann düşünmek gerek. Demek en lhtiraslı. en atak, ta kala yapılan kamuoyu yoklaoyu yoklamalan Sosyal De(Geçen hafta tsrall Dışişleri Badesteğiyle... en baskıcı, en bileği güçlü kişiler gelip otumaları Nixon'un Başkanlığı bir mokrat Partisini ö*aha evvel kanı Abbs Eban böyle bir öneruyor ışlerü) başına. Bunlar da iterek, kakakez daha seçilmesini olup bitti gösteriyor. Bunlara g6re HrisTide bulunmustu) îsrail'in kenBir yü kadar çıkmadı «Yeni üfuklar». Nerak, ezerek yönetiyorlar toplumu. Oysa en olarak göstermektedir. Nixon' tiyan Demokrat oylann ",'* 44' di varlıgını Birleşmis Milletledenlerini açıklamak neye yarar, çıkmadı ışte. iyiler, en dogrular. en yararh kişiler çeküiyor un sevilir, güvenilir bir politiünü, Sosyal Demokratlar ise rin karanna borçlu bulundtıjuGunyol uzun bir tatil yaptı. Bir ay bile kabır yana.. Sorun, iyileri öne sürebilmek, iş ka adamı olduğundan değil, Mc•• 49'unu alacaklar. nu unuttugunu söylemişti. tspatmak istemezdi dergisini oysa. Ama bır yıl başına getirebilmek, kötüleri de geriye itebilGovern'in Demokrat Partide bir• rail delegest Tekoa ise Mısır'ın geçti gjtti bıle. Ekim sayısı elimizde şimdi. mek. Bu İse bir türlü olmadı. olmuyor. Polllik kuramadığmdan, Yahudile«Uyuşmazlıkta» direndiBini ileri Her yazısını güvanle okuyabüeceğiniz, size bir tikacılık denen iş, yalnız kötüler, çirtdnler, rin oylannı sağlayamadığından* İki Almanya • sürmüş ve bövlece tnonoton nuşeyler veren, katan bir dost dergi. Burian'ın ihtiras sahipleri arasmda bir çeklşme. Ama işçilerin oylannı kaçırdığından, tuklar bitmlstir ilk sayıdaki ilkelerini sürdüren, yaşatan, geBrandt, «Doğuya açılma» poinsanlann' kanı, canı, yasamı pahasına... bir takım radikal tedbirlerle liştiren bir çizgıde sürdürUyor yaşantısını. litikasının Sovyetler ve Polonorta sınıfı korkuttuğundan. Bu İlânsız, yardımsız, korunmasız çıkar. Kaç bin Okuyun «Yeni Ufuklar»ı, kazançb çıkaya ile ügili yönlerinı uygulaarada, Demokrat Partinin, besatar, bılmem. Masrafını çıkanr mı, yoksa B.M. iflâs halinde caksınız, kişiliğinizde bir zenginlik duyacaksımış ise de, Doğu Almanya ile lirli bir platfonnu olmamasının Gunyol hâlâ cepten para ekler mi? Üçbıo tan«. îyiye, doğruya, güzele açılmış bir kültüanlaşamamıştır ve görüşmeler da bu olumsuz gelişmede payı ne satsa tamamdır, ama satar mı? Niye satBazı üyelerin gıder paylanrün, sanatın, edebiyatın vertügi huzuru, rasürüp gidiyor. Doğu Almanya olduğu ileri sürülmektedir. Nimasın? Yüzbinlerce Universite öğrencisi varnı ödememeleri yüzünden Birhatlığı, dostça duygulan... bağımsızhğınm tanınmasında ve xon Başkanlıkta kalacak, fakat leşmiş Milletlerin iflâs halinde her hangi yabancı devlet gibi Senato ve Temsilciler Meclisinde olduğunu Genel Sekreter Walddiplomatik Uişkilerin kurulmaDemokrat Parti çoğunluklannı heim açığa vurmuştur. Birleşsında direniyor, Brandt ise bakoruyabilecek ml? 7 Kasımda mis Milletlerin yıllık bütçesi ğımsızlığmı tanımakla birlikte senatonun 33 üyesi, üe Temsil213 milyar dolardır kl, bunun bir millet içinde ayn bir devlet ciler Meclisinln tüm üyeleri üçte birine yakın (% 31,5) kısmı(435) de seçilecektir. Bueün De , olduğunu ileri rttrerek Doğu ve nı Amerika ödüy,or. Giderler ümokrat Partinin Senatoda R5. Batı Almanya arasında «özel ye ülkelerin miill gelirlerine Cumhuriyetçi Partinin de 45 ilişH» kurulmasını istiyor.'Hitgöre taksim edilit ve Amerika sandalyeleri, Temsilciler Mecliler «Bir millet, bir devlet» sloİNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASINDAN böyle bir ölçü ile % 35 oranınsinde de Demokrat Partinin 255, ganı altmda tüm Almanlan top da pay ödemesi gerekirken, Cumhuriyetçi Partisinin 180 üCANAN YTJKTSEVEN Oda üyelerimiz için bir rozet yanşması açılmıştır. lamak istiyorö*u. Brandt, «Bir simdi ödediği payı da indirmek yesi vardır. Yani Demokrat Par ile millet ikl devlet»! kabul etmişYanşmada 1. ye 5.000. 2. ye 2.300. 3. ye 1.000. ve çabasındadır. Zira Çin Halk HASAN YURTSEVTN ti her iki Mecliste de çoğunluktir, fakat Marksist olan Doğu 1. mansiyona 500. 2. mansiyona 500. 3. mansiyona 500. Cumh«riyetl alımrken Taiwan" Nikâhlandılar. tadtr. Başkan «eçimlerînin yaAlmanya milliyetçiliği suç sayılira ödül verüecektir. 13. Ekim. 1972 m atılmış olmasından dolayı sama organlan secimlerini etkiyor, sınıf devleti olduğundan. Yanşmaya katılacaklar yanşma şartnamesini Ankara'da öfkelenmişti. 23 üye ise, gider ledigi gözönünde tutularak, Alman milliyetçisinden zlyade Odamız Merkezinden, îstanbul ve Izmir'de Şubelerimizden paylarını hiç ödemediklerinden Nixon tarafındar kazanılacak Rus işçisin* yakınlık iddiannbedelsiz olarak alabilecekleri gibi isteyenlere posta ile de gönBirleşmis Milletler, memurlarm büyük zaferin Senato ve Temdadır. Bu yuzden anlaşmaya derüebilir. maaşlarını ödemekte bile zorluk sileiler Meelisi seçimlerini de ne vanlamamıştır. Hafta içind*e Cumhuriyet 7379 çekmektedir. Borçlanm 6demiyolda etküeyecegi sorulmaktaTELEFON Adres : Alman Devlet Bakanı vm Dofu yenler arasında komşumuz olan dır. Fakat yapılan kamuoyu vok Almanva ile bu görüşmeleri yütnşaat Mühendisleri Odası ANKARA : 12 13 69 ülkelerden Suriye, Mısır, <^rlamalan, Demokratlann her • rüten Egon Bohr. bu konuda Selânik Caddesi 19/1 ÎSTANBUL : 48 36 42 dün ve Arnavutluk da vardır. iki mecliste de azıcık rayıflaşaSovyet yöneticüerinin yardımmı tZMİB JNKARA : 37337 Taiwan ise 16 milyon 600 bin rak da çoğunluklannı koruyasaglamak lçîn Moskova*y» ei*dolar borç bırakarak avnlmışcaklannı göstermektedir. • Bir rrf!s ve dSnuşünd'e RBriîşnıelerl tır ve şimdi Çin bu borcu ödekaç senatörluSC kavbedebilirCumhuriyet 7370 mivor Cin'in eider navı •4 4 • ler, Temsilciler Meclisinde de ' Dogu Almanva namına yurflten Michael Kohl ils bir toplatıtı 255 yerine sandalyeleri 245'e inio Cumhuriyetçilerin 6 e 190'a çıka daha yapmıs ise de, gene n* ÜLKER ve ERTAN laşmava vanlamamış olacaktır bilir. KURDOĞLU ki. tekrar toplamlacagı bildirfl; mistir. Brandt. 19 Kasım seçimiızları Makbule'nln dolerfnden önce bu konuda anlasğumunu dostlarına muı deler. Alrrianva'da secim mava vanlmasını istivor ve Başmüdürlüğümüz Şenirlerarası Işletme Müdürlüğunde Brandt'm seçim şansı üzerinde Pakize T a n ı Klini^l boş Ve boşalacak memur kadrolannın doldurulmasuu temlolumlu etki varatabileeeSinden Amerika seçimleri dünyayı 1Z.101972 aen 20.10.1972 günü saat 14.00'de yapüacak sınavda yeteri Sovyetler de vardım ediyorlar meşgul ettiginden, bu seçimlerSELMIN Tamgör kadar bayan memur aunacaktır. Sovyetler Amerika'da Nixon'un den 12 gün sonra 19 Kasım'da Asağıdaki sartlara haiz olanlann sınava girebilmelerl için İle Almanya'da âa Brandt'in ikti Federal Almanya'da da seçîm nüfus cüzdanı, dipluma ve 1 adet fotoğraHa birlikte GayErol SAYIBAŞI darda kalmalanndan vansrtıri"' yapılacağı unutuluyor. Burada Cumhuriyet 7380 rettepe Yıldız Posta CaddesindekJ Ptrsonel Servisiınisa da kampanya hızlanm'ış," muhaEvlendiler. şahsen mUracaatlan Uân olunur. lefet taarruzda. Brandt savunKAYIP 1.6.1970 de tstanbul Kac Vietnam? mada görünüvor Hafta Içinde Emniyet Mudürlüğünden aldığım İST. TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ Hristivan Demokrat Uderi Raipasaportumu kaybettim. Hükümlle Hanoi arasmdaîîi ŞARTL4R : süzdür ver Barzel Viesbaden'de Söyleanjaşmazlık bu soTunun cevaMİSKET KAVTJR digî nutukta, Brandt'm 3 yıllık bındadır îki Almanya ve lkt 1 Enaz Ortaokul mezunu olmak, Cumhuriyet 7386 iktid*annı yermis. malivenin boKore olduğu eibi Nixon, Viet 2 18 yaşindan küçük 30 yaşından büyük olmamalc. zuk olduSunu. enflâ'vona pîdîlrü nam'm ikiliginl de sürdörmeV 3 Halen bir teşekkülde çahşır ve çalışıp ayrümıs olmaKVXTP Sanat Enstltüsündcn 6inl. hayatın pahalılastıSmı. Cc istivor. Hanol lse' ikiliŞi geçlı mak. aldığım diplomaıni kavbettim. Hüretlerîn" artmadıSmı iddia etmis clarak (Güneyin Van Thieu yö kumsüzdıJT. Brandt seçlîirse AlmanyaVı netiminden çıkmasi ^artivle> kaMelımct BAYRAK sosyalizme götüreceğini iddia (Basın: 32334/7362) bnl etmekle birlikte kapmın Cumhuriyet 73S7 Cumhuriyet 7385 ken, yüzbinlerce aydın varken, niye satmaı «Yeni Ufuklar» üç bin, beş bin? Satmaz işte. «Güzel, doğru, iyi» baş ülküsü oMuğu içia belki de. Bunlardan yan çizss satardı belki. Hiç değiise şu kapıdan, bu pencereden yarar Eaglardı. «Yeni Ufuklar» bizı, toplumu yeni, gUzel, doğru, iyi özlemlerin, unıutların, düşlerın, gerçeklerin ufukianna götürdüğü, götürmeye çalıştığı için. Sevmez böyle çirkin yollan. Güzelliği de bundan gelir... B BİRLEŞMİS MİLLETLER'DE MARATON NUTIİKLARI BİTTİ BRANDT'IN SÖZLERİ KİŞİLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜRDÜ VİETNAM'DA İKİLİĞİN SÜRDÜRÜLMESİ ARAPLAR ARASINDA DİDİŞME VE ANLAŞMAZLIK . İNGİLTEKE'DE İSÇİ PARTİSİ'NİN " "KARAİLARI D&KİBçİKİCİ blrliğe açık tutulmasından vanadır. Hafta. içinde Nlxon'un başdanışmanı Henry Kissinger. ile Hanoi temsilcisi Le Duc Tho arasında Paris'te yapılan görüsmenin dört gün sürtnesl, anlasma umutlarını kuvvetlendirmlştir, gizli tutulan görüşmeter hakkında raporlannı vermek üzere, Kısynger Washington'a, Tho da Hafloi'ye gitmişlerdir. Bazılanna göre anlaşmaya varümasına yakmdır, bazılanna gö re ise yakın göstermek Nixon"un seçim kampanyası .taktiğidir. Arada Kuzey'.Vletnam'ın bombalanması da devam ediyor, hattâ daha da hızlanıyor. Hafta için&e Hanoi bombalanırken, Fran. sız konsolos binası üzerine de bomba düşmüş ve bina yıkılmış>beş kişi ölmüş, Konsolos da afır yaralanmıştır. Bu bom^alamalann ve Kuzey Vietnam limanlannm ablukasınm uluslararası problemler yaratabileceğl söylenlrken, Sovyetler «re. Çin düşünülüyordu. Oysa Fransa ile problem çıkmıştır Fransa olayı protesto etmiş, Pompidou da üzüntüsünü belirtmiş, Amerika ise özür dilemiştir. lan Guney Yeraenin arkasında Sovyetler,' ı»ğ<a olan Kuzey Yemenln arkasında da Suudi Arabistan ve Amerika'nın . bulunduğu »»ylendiğinden ^atı»manın genisliyeceğinden korkuluyor. öte yandan, Kaddafi tarafından Uganda Başkam İdi Amin'e yardım yapılmasını engelledigi için Sudan Başkam Nimeyri'yi Mısır Baskanı Enver Sedat kınamış v« Sudan'HV Llbya ile arası açıldığı gibi, Mısıria da arası açılmıştır. Hatlrlaaacağı üzere, Nimeyrl, Uganda'ya asker taşıyan Libya uçaklanni geri çevirmişti. Sudan Süvey» bölgesindeki askerleri geri çekmiştir. Aslında Arap olmayan Güney Sudanla »anlaştıktan sonra Nimeyrl Arap filkeleriyle aynı paralelde yürflmek lstemiyor. Bir çeslt Arap Afrikalı poliükası izlemek çabasındadıı H, böyle bir politika Sud"an*!n nüfus yapısına da uygurdur. Ingiltere'de Ingiltere'de önceki ' hafta Blaekpool'da Işçf Partisinln vılhk Tcongfesi' toplanmıstı, geçen hafta da aynı yerde Muhafazakâr ParHnin yılhk kongresi 4 bin delegenin katılmasivle toplandı Her iki kongre ^e çok gürültülü olmuştur. tsçi Parflsi konçresinde Ortak Pazara Bİrilse de parti iktidara gelince çekilinmesl öneri'inln kabulü güç önlenmi» ve Wflson"un çabasiyle rfris şartlannın îneittere lehlne. deŞistirümesl öneri«l kabul edilmiştfr Bir ba«ka V neri 6"B lneiltere'nin NATO'dan çekilmeslnl Bneörüvordu. Bu da önleniniş fakat verine tneîltere topraklanndan NATO" flslerinln. kaldınlmarf finerisl kabul edilmiştir. tç poliHka.lle iienikararlar tşçi Partlsinln ı«ın defıeeek derecede sola kavdıSını g8»termistir Muhafazakâr PartTde en çok Bürültü koparan üganda'dakl Asvalılann tnBiltere*y,e eirmelerine hükumetin lzin vemnls olmandır. Irk ayinmeısı Enoeh Powel buna Varsi çifcrhı?. fakat çok sert tartısmalardan ' sonra hükümetin rutumu «navlsnını»hr Hükümetin Ortak Pazar ooHtikası 6 a desteklenmîs 1«e de. * kamuovu roklamslan. halk araeittikçe artan •mektedlr. BuffeH'ünel^rve bir tskoeva unfxreT«dte<!Înf rfvâreti sirasrnda Krali«e W1«»'bet>ı>» karsı 8?renci1er1n nakaret ettoplumtm Araplar arasında Uganda'da İdi Amin Tanzanya Başkam Nyrere ile barışırken iki Yemen arasındaki sava? sürüp gidiyor. Kuzey Yemen Kızıl Deniz'de 80 mil kare genisliginde 4 bin nüfuslu Kamaran Adasını da isgal etmistir. Adamn kendine ait olduffunu İddia ederken. Günev Yemen adanın kendi topragı oldugunu' ileri sürerek. kurtanlmeaya kadar savaşa devam edeeeSinl bildiriyor. Bu yüzden İH Yemen arasmda arabuluculuk yapmak istiyen Arap BirliSinin çabalan ö*a »onuc«UT ROZET YARIŞMAS1 | ,= = = TESEKKÜR Anresi ve kardeşlerini. yakınlannı ve dostlannı çaresiz acılar İçinde bırakarak, hayatmtn beklenmedik bir çağında anî olarak vefat eden Çocuk Hastalıklan MUtehassısı Boyon Nemur Alınacoktır | Döhtor Mhnl 5 = 5 = 5 Ş 3 S = S S ^ E ş rahatsızlığı aninda, derhal imdadına koşan Sayın Prol. DT. = Yüksel Bozer üe Saym Prof. Dr. Aykut Erbengi, Sayın Dr = Saliha Yalçın. Sayın Dr. Bedrettin Bilçin İle. llpMni esirge= meyen Hacattepe Hastanesi personeline ve ebedl istirahat = ^âhına uğurlamaya eelenlere. çiçek görjdererek ziyaret ederek = telefon. mektup veya telgrafla. Mevllt ve Hatim Dualanna ş katıİBTak bizler) tesellive çahşan. akrabalanmıza, dostlan E mıza. yakınlanmıza. merhumenin meslektas ve arkada.slanna = ve aynca acımızı paylaşan Birleşmis Milletler Türkive Tem silctligi. Sosval Sisortalar Et ve Balık Kururnu ve Türkiye t' = = Bankası. Millî Prodüktivite ve Ankara Baroşu mensuplaTi"= sonsuz minnet ve şükranlanmızı «ımaro . = Ailesi ve akrabalan artın: S »nnM" SerilrB KarnfTİllf 3 ^IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIİI/ Cumnunvpı 7387
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear