22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Pages
SATFA DÖRT: 28 Mayıs 1971 TABLOLA 200 dolarlık portrenin değeri bir ay sonra 4 bin dolar oldu tNE jünlerden bir gün, paraya müthiş ihtiyacı olduğu bir sırada Elmyr, âdeta uzLMYR buyük bir umutsuzgun, bir kez daha eski isine ddluk içinde dondu odatına. recekti. Bir eskı sanat cfergisınMonden müşteriler nezdinden esinlenerek hemen çalışm»4e tıcarl şann olacağım sandığı ya koyuîdu. Bir saat sonra sık resımlerindeydi «on umudu. Goz bir elbıse içinde Louıs Raynol Ama bütün bunlara rağınen yeniden fanıler arasında boy »lıcı renklerde deniz manzaraElmyr bu donemde mutsuz degosteriyordtı Hedef Hotel Amları, gul demetleriyle ışıl 171i gildi. Gerei bir zamantar en bassador'dakt Dalzell Hatfıeld yanan naturmortlar, gunes baluks salonlarda boy gosteren bıGalensıvdı. Konu ise Modiglıatıjında palmiyelen goruntuleri için arabası olmamak, yemeni'nin kuçük otoportresi... ğinı kendısi pisirmek peic kolay yen şeylerdı bunlar. Mobilya Bay Hatiıeld. umursamaksızın değildi. Elmyr çok sonra bu rfömefruşat mağazalanm dola'ip «Ben desen almıyorom» detfi. durdu gün boyunca. Sonunda nemdeki hayatına özlera duya«Ama karımın bir küçuk kollek. caktı. Bu dönemdekı hayatı o . parçası 10 ılâ 20 dolartfan iattı livonn var. Bir telefon edejim.» resimlerı. Peyzajlarını çok be nun gençlığinın, basıt seylerden Elmyr «kuçuk kolleksiyonu P zevk aldığı gençliğının hayatıyğenen ve resımlerm üç beşını lan kadın» numarasını bılıjorbırden satın alan bir dekorator: dı. Andre Derainde Elmyr'in kurbanlan arasudaydt. Vanda buyuk ııstanın • \Vestmin5ter Koprusü» adlı tablosu gorulujor. 1907. E «Pembe renkU bir tol • « * kipetl reami yapabilir misiniz? demişti. Bir müşterim...» Elmyr ise vakarla şöyle cevap lamıştı adamı : Benim • taraklard» beıim Y HENRt MATİSSE •Arkası Çıplak Kadın» Konuveresim A YHAN BAŞOGLU TUNADAKI HAYAIET I du. Ama yine de şüphe ediyor gorunmek gereksızdı. Hatfıeld telefon ettikten »onra, cNe istiyor»iınt«*» diye sordu. Paraya çok ihtiyacı olan Elmvr'ın fazla istemeye dururru elverislı değildi. A? bır fıyat ise suphe uyandırabıhrcTı. «tki yüz eİli dolar.» «tki yüı veriyorum. Peşin.» Bır ay sonra desen Şık^go'u ünlu kolleksıyoncu James Alsdorf'a satıldı. Alsdorf o zaman da, tıpkı bugun olduğu gıbi, dunyanın en önemh Modıghsnı kolleksıyonuna sahıp bulunuyor du. Dort ay daha sonra Elmyr bır gazete haberınden sunları oğreniyordu : .Modighanrnın bır otoportresı bulundu.» 1920Me basılmış bir kitabın koruyucu boş yapraklarından bırıne Elmjr tarafından çızılen bu eser bır saheser olarak karsılanmıstı' Merakını yenemiyen Elmvr Alsdorfun desene ödediği parayı öğrenmek için Şıkago'dakı tanıdık bir galerıye telefon etmekten kendini alamadı. Galerı sahibi 4000 dolar tahmininde bulundu. Müthi«. içerlemişti Tahvillerinl ucuza elden çıkaran bır sure sonra da onlann buyük rakamlara ulaştığmı goren bir mutsuzun aeısını tfuyuyordu ta ıliklerine kadar... Ama intikamı müthiş olacaktı. sının elektnk ampulunun sıcaklığında çabucak kuruyabılırdi. Buna karşıhk bır vağlıboya, bır kaç yıldan bnce, teknık olarak, kurumuş sayılamazdı. Resmın kuru oldugunun anlaşılması için ığnenin takılmadan. yukandan aşağı kayması gerekırdi serbestçe Dığer taraftan terebentıne batınlmıs bır pamuk parçası kurumamış resme surülduğünde boyayı fıafıf de olsa alırdı Te reoentınıe suiandınlmıs nafıl tabakalar halmde boya kullanmak ttıyadında olan Modıglıani ve Matısse'lenn çabucak kurumaları mıimkündü. tlk sahte yağlıboıalar bu vüzden Matisse va da Modıglıanl olmuşlardır. Bu vuzden Elmyr boyası daha zengın ve kalın olan Picasso ve Bratiue'lara Miami'ye yerleştıkten sonra başlamıştı. Çok daha zengın ve kalın tabakalar halmde ocna Kullanan Vlamlnck ve Delaınler ı«e Elm\r'ın îbıza>a yerleşmesınden sonra yapım olanakları kazanacaklardı. Yarın:. İKİ KERE İKİ BEŞ EDER. Muazzeı Tahsin BERKANP taklid etmek için aldığirn bu guzel deftere IM yazacağım? Ne mı v.ızacağım? Giılerim. Baska kızlann hayatında acaba benimki kadar çofe olav \ar mı? Yalnız ben nrreden başlıyacağimı pek kestiremiyorum. Ukuduğum romanlardakl gibl ilkin kendimi takdım edeyim ama kime? Bu ya> zıları benden başkası okumayacak ki .. öyle de olsa ben yine kendimi bir romantn yerine ko>malı>ım. Yoksa kıyamete kadar bu defterin sahıfeleri bembeyaz kalır. Evet. ben, Gunseli EsenMonsani, ince, uzun boytu. tâcivert. ha\ır menekşe gözlü, kumral saçlı, oldukça vakışıklı bir kızım. (Arkadaslanm bana guzel&in dıjorlar.) ttalyanın günesli göğü altında, Vareze şehrinde, bana vabancı olan, benim kanundan olmıyan fakat çok levdigim uv sanların arasında vaşamaktayun. Çok eskileri dıişündükçe, barızamı zorladıkça. bir dar sokak hatırlıvorum. Kocaman bir demir kapı, alabildiğine bıiyük ve çiçekli bir bahçe, ağaçlar.. ağaçlar. Uzakta deniz. Beni: Gunseli! di>e çağıran biri kalın öteki ınce iki ses. Bunlar, her .laide, jüzlerini bir türlü ba>alimde canlandıramadığım anacığımla babacığımın sesleri olmalı. Sonra, bahçede koşan bir çocuğun dağılan Mçları, çamurlanan çoraplan ve tiz bir kadın sesinin Fransızea baykjnşı: Lili.. Lih.. Neredesin? Bu kMJm rautlaka benim madmazelimdl. Adımı dofru diırüst soyli^emediğî için bana «Lili» diyordu. Bunu sımdi anlıyorum, çünku o müthiş kazadan sonra beni bulup bağrrna basan Doktor Alberto Monsani ve karısı da bana kâb «Seli», kâh «Lili» diyorlar. Gariptir: Bazı verlcri ve sesleri hatırlıyorum da annemle babamın ve varlıklanndan şüphe ctmediğim ba>ka yakınlanmın yüzleri neden tamamiyle hafızamdan silinmiş? Bilmiyorum. Doktor Alberto, geçirdiğim şoktao sonra bunu normal buluvor. Bir geniş tneydan gdzümün önündedir. Güneş altında pırıl pırü parlayan bir meydan. tki kişi beni ellerimden tutmuş, uçağa doğru götürüyor. Bir ok gıbi fırlayıp merdiveni çıktığımı ve kalabalığa el salladı?ımı bUiyorum. Bu kalabalıkta kimJer vardı acaba? Çekmemde Ancelâ Monsani'nin sakladıği ve sonradan bana verdiği pembe ketenden bir öniük var. Kocaman cepli bir önlük. Cebin üstü düğmeli. Anlaşılan aııacığım. öte berimi düşürmiyevim diye cebimi böyle derin ve ilikli vapmış. MaM çiçekli mendilımle «Alis Hârikalar Diyannda» adlı çocuk masalı bu ilikli ve derin yerde olduğu gibi kalmış. Kitap Fransızcadır Demek evde bana ilkokula gitmeden evvel Fransızea okutmuşlar ve arkamdan koşan da bu hocamdı. Olaylan toparlamak ve düzenlemek tçin bu özellikleri vazıyorum. Yazarken de bunları düşünerek sonuçlar cıkarmava çalısıyorum: Demek bövle nlmuş anlaşılan söyle olmuş.. Diyorum. (Arkası var' Çıkan kısmın özeti Gunseli. guzel bir vaı akşamı Sarıyerde, bir ça> bahçcsmde, >o korkunç gtinden beri» gormediji adamla karşılaşır. Müthiş hevecanlanmıştır. Guzel bir kadınls birllkte olan adam da onu goraıüştur Bir sure sonra »anına gelir vc kustah bir tavtrla ondan adrc. sini ister. Gunseli onu çbrüp görmemek ara. sında bocalamaktadır. Adam otoriter bir sesle «Yarın gelcceğim» der \t gider. Üç adet Matisse V DİŞI BOND ALBÂY, »Ml E GET ÖLOU MEDİ, «ADİM ZAMIK. KAB VOR A<U. BU DA MC OEME1C p TSLDBIB.OI ZAUİIZ, SUKJU S4ŞBAÇA TABTIŞlRlZ. YALUlZ &ANA OBDU BEKJIM OB AKtT kaybetmeksızın kapağı New York'a attı. Uçaktan iner ınmez buyuk ve talıh'ı bır raslantı sonucu bır Frarsı? tablo taciriyle tanı«acaktı Adam Matisse peşındeydı. Oteline gelir gelmez Elm\r masanın basına geçti. îkı saat »onra üç bu>ük boy Matisse deseni hazırdı. Ertesi gun Fransu, buyuk bir coskunlukla Matis<e' len beherı 500 dolardan satm alıyordu. Onlan en azından ıkı katı fazlasına satacağından ku*. kusu yoktu. Bugun bır Matıste eskızi 7 000 ils 10 000 dolara satılmaktadır. 1955'te ise 1500 dolar Elmyr için özgürluk anlamına geliyordu. Ve sacfece bu >'a değildi. Küçük fakat konforl'i bır kır evi. konfor, sımsıcak bır guneşle. masmavj bır deniz de dahildi bona.. Gercekten de yaşlandıkça' Elmyr'e bıkkınlık musallat olmustıı. Bır kentten öbürüne. tam bır gdçebe gıbi dola^maktan bıkıp usanmıştı Sakın. «evımlı bır koseye çekilmek verlesmek ıstijordu. Sonunda guneslı Florida kıvılarını seçecektı yerleşmek ıçm .. «Sekreteri ve şoförü» Ordu' nun eski boks sampiyonlarından Jımmy Domion'la bırlıkte Elmyr yavaş yavaş Güney'in yolunu tuttu. Jimmy «harika bır çocuktu. Mötevazı ve tanrılar gıbi yakısıklıvdı.» Sonunda Mıami koyuna bakan sevimli bır apartmana yerlesti. Artık kapı kapı dolaşma bitm!"iti. Bövlece Elmvr iki vıl sure Amerıka'nın en unlu muze ve sanat galerilerıyle «vazısarak calıştı». New York'u terketmeden once bulabıldiği sanat kitap ve reprodüksıvonlannı toplam's ve kendısine çalışmalarında yar dımcı olabılecek bır kuçuk kıtaplık hazırlamıstı Birdenbire tnandım. Yerimden fırlayarak ma»ama koştum. Çekmenin tâ arkasına, kijptlann altın» atıp unuttuğurn vesil kaplı defterimi buldum. Bunu nasıl düşünememistim! Simdi eskileri yeniden vaşıvabilirdim. BUtün ömrum bu >esil kaplı defterin beyu »ahifeleri arasına gizlenmi? duruyor. O satırlan okuyacapım. Geçmişi yeni bastan öniime serecefim. Vaktiyle onlan ben vazmamıs mı idim? O zamınki hislerime ve olaylann akısına göre cahifeleri doldurmamıs mı idim? Kalbimde garip bir arrtnç r»r: Bellri, dirorum. belki her seyi hatıriadıktan sonra, ona harV, yıllsnn kötülediği o eski kinim ve nefretim tazelenecek ve yarın benim isteditim g^bi gececek Fakat ben ne istiyorum? Buna bilsem.. Ah bilsem: İçimin içindekileri bir anlasam! BİRtNCl BÖLÜM GÜNSELİ ESEN • MONSiNİ'NtN HAT1R^ DEFTERt Defterimin başına bu satırlan koydnm. Bunun lfizumlu olduğuna inanıvorum. Çünkü çocukken okuduğum kitabın iistüne «Gnnseli Esen • İstanbul» kelimelerini yazmamıa olsavdım hayatım bugiin hambaşka bir yön alabilirdi. Hattâ, belki memleketimi, kökümü, aslımı ve kendimi unutmuş, yahut kaybetmiî olurdtun. tste bunnn içindir ki kitap ve defterterimin fistüne adımı te bazen de buiunduğum yeri vazmak bende ideta bir hastalık, bir vehim haline geldi: Ya bir gün buradan da koptrp pidemem! V» başka bir kaza beni buradan da ayınrea! Ve kendime telkinler yapıyonun: Günseli, kızım, artık vedi ra^ında defilsin. On beşinde bir genç kızsın. Bu giilünç evhamlardan knrtulman gerek. Her fün açak kazası olmaz ya! Her kazaya uğrsyaıı açakta »en bulunmazsın ya! Bu baslacgiçtan sonra kalemim durdu. Modaya uvmak. daha doğTusu ban arkadaşlarunı TİFFANY JONES OELEkl a u V /MOC<SAH,>i4. A 8AU . pue aia DAOKA, BU GECE LJASTAMELE' ee £TTIM GARTH yÖNET BAV OLJPDV, ACAMI GL.VERTEYEF Çalışma günü öğle Uzert sona eriyordu. Sonra doğruca plâja Jımmy'rin vanına gıdiyordu. Week^nd'lerde tse sık sık küçuk yolculuklara çıkılıyordu. Elmyr bir Matisse deseninln Çiçekl) ve Nazlı Kız Harvard Fogg sanat müzesine satılmasmdan müthiş hoşlanmıştı Fırsattarv yararlanarak müzede teshir edilmek üzere bazı Modıgliani re Renoir desenleri göndermeyl tabil ihmal etmiyecekti Bunu «müesseseyı kutlamak için» yaptığım belirtiyordu. Ama Elmyr hatâ ediyordu. Müzenin direktör yardımoısı Bayan Agnes Mongan desenlerin bbyle uluorta gön derilmesini ganp karsılamıştı. Ama yine de daha 6nce satm alınan Matısseden şüpheleniyor değildi. Sonunda bavan Mongan Matisse deseninden de şüphe e^ meye baslıyacak ve çeşitli sanat galerileri ve kolekslvoncular nez dinde uzun vıllar stirecek bir araştırmava girisecekti. «Herkes bizim çibi yanılmıstı, diye anlatıyordn bayan Mongan. Gerçekte sahte Matis««'lerle karşı karşıyavdık. Sahte Matisse' ler ülkenin bir ucundan öbür acur.a yayılmıstı.» Ne var ki bu on yıl sonra kesfedilecek büyiik çapta bir sahtecıhfın küçük bir bölümünden 1 baretti. Elmyr Florid8 kıvılannda geçirdiği «Altın Çağ» süresince 70 desen ve tablo sürmüştti piyasaya. Sağladıgi para ise 160 bin dolar civanndaydı. ••••••••••••••••••••••••••••••••a 77 «Teşekkür edenm...» diyerekten parayı çantasına, çantayı iskemlenin, yağmurluğunu da çantanm üstüne koydu. Meslek icabı bu işe son dere. ce yatkın parmaklarla elbisesınin düğmelerinl çözmeğe başlamıştı. cSen de soyunabilirsln...» dive benden yana dönerek tnınldandı. Karyolanm kenanna llişerek iğildım. Pabuçlanmın bagını çözmek hıç de kolay olmadı. Bu isi vaparken bir vandan d» Jackie'yı süzüyordum. Sırtında sadece bır kombmezonla kalmıs. tı. Bacaklan gavet muntazamdı, ayak bilekleri ınce, vücudu da kusursuz. Tepeden tırnağa dışi bır eda fışkınyordu bünyesınden. Soyunup dökündüğü halde 7erafetinden zerresım bıle kaybetmeyen özelliklere sahipti. Ona karsı îidrfetlı blr arzu duvdum birdenbıre. Mevcut şartlar çerçevesinde ganp bir şeydi ama gerçektı. Pabuçlanmın bağını çözebıl. mıştim nihayet. Jackie bir sigara yakmıs, komodine dayanmıs. beni tabırla bekliyordu. cRobin Canelli'yi o gece, kaatille pazarlık yaparken, ya da beraberce uzaklaşırken görmiis müydün acaba?.. » diye damdan düşercesine sorrfum. «Niçin soruvorsun?..» «Hıç... Aklıma geldi de . » «Bak sana açıkça söylıveyim .. O meseleyi sadece düsünmek bıle tüylerimi ürpertıyor. Dehşete kapılıyorum > «Anlıyorum seni .. Amı SÖrdıin mü çormedln mi?..» «Kimi? » «Kaatıll » «Havır O «nd» h»n de hir OLUM CIKMAZI Yazan: L BLOCK müştenyle meşguldum herhalde... öyle «anıyorum...» «Demek öyle?...» Kıvrak adımlarla yanıma yak lîsmıştı: «Sözlerine bakılırsa su anda «en benden zıyade Robın" le ilgili görünüyorsun .. Soyunmak şöyle dursun sspkanı bıle hâli kalandan çıkarmadın...» Böyle söylerken tağ elıni uzatmış, başımdaki askerl sapkavt çekip almıştı. Gülerek hafifçe dogruldum .. Sonra gözlerimi kaldırıp ona baktım... Bakar bakmaz dudaklanmda flrperen tebessüm donuverdi... Şaşkın bir haldeydi... Genve tfoğru bir adım atarak ürkek ürkek bana baktı Kapıdan vana bir g8z atmaktan da kendini alamadı Fakat ben bir hamlede onunl» kapı arasına geçtim : «Korkacak bir »ey yok Jackie... Sakin ol...» «Kaatil «ensin...» «Jackie diyorum sana ..» «Allahıra... Büyük Allahım...» «Benden tana fenalık gelmez diyorum...» «Saçlannı kestirmi^'in... Fakat kaatil »ensin . Allahım... Stmdl de »ıra bende mi?..» GSrunrneyen bir bıçaî» kar«ı kendmi korumak istıvormıi'ca«ına ellerini çırtlaSına eöturmüstü Derin derin sögüs eeçirdl... Sonra eözlerini yumdu. «Beni <fe «Idıirmek l«tfvor»sn hemencedk öldür Su snda korkuya benzer bir şey duymuyorum... Ne olur bana i ş kence fılân yapmaksızın hemen. öldür... Bir an önce kurtula. yım...» ON YKDtNCt BÖLÜM Sandalyenın üzerine bıraktığı çanta'inı aldım, actım, bıras önce verdiğim yirmi dolarlıfe banknotu çektim, cebime attım. Tek kelime söylemeksizin bana bakıyordu. Sonra çantavi aynı sükunetîe kapadım, sandalvenin üstüne bıraktım. karvolaya çıkarak uzandım. duvardan vana döntfum Bu davranıyımla ona «»yet tstıvorsa çıkıp gitmekte serbest olduğunu göstermek istivordum Kulağıma svak sesine ben?er bır SPV eelmediği için tekrar dondum Bulundugu yerde kıpırdamaksızm duruyordu önce kapıva baktı, sonra bana. daha sonra da sandalveye. «Jackie...» diye hafifçe seslentfım Hâlâ beklivordu. «Gıvınebilirsın . Sana elimi bile «üreeek degilim Evet, savet Ittıvorsan eıvinebiHr ve cirtehıiırsin . Ama şuraeıkta hırkac dakika oturur ve brni dınler>;en cok riaha tvi olur Kalırsan vırmi dolan «.ana inde edeceSım Ama neticp itibariv» le bıjradan <aü ve salım cıka» cafınrlan #min olabilirsin..: Cıinktı bpn kaatil degılıtn Kesınhkle değılım,,.» Yağlıboya tablolar LORtDAda bulundugu sırada yağlıboya tablolar meselesini iyice incelemişti Bir kaç vıl öncesi ilk Modîgliani'sini sâttığı zaman New Yorkta vaglıbovanın daha verimli oldugunu tesbit etmışti. G«rçi bu desene tavasla çok daha vetenek ve cesaret tsteyen bir tsti Ama eetirdiği kâr da ona eöreydı. Buniınla birlıkte vagiıbova 1s' gezeinci bir sahte resım vapım cısının maddl olanaklarını ası vordu Bir «ul'i hnva bir ffuac F
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear