Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SATTA tKİ! :CTJMHURÎYET: 21 Nisan 1971 Mart 1971de Resmî Gazetede yayımlanan Bakanlar Kurulunun 7 '2«S.5 sayüı kararnamesi gereğtace 5 W > sayılı Sosyal Sigortalar Katranu hükümlerinin tstanbul ili sınırları Içinde kalan yerlerde, bütün sigorta kollarını icine abgaak üzere, tek işçiye kadar işçi çalıstıran isveren ile bunların çabstirdıkları kimseler kbı de 1 Nisan 1971'den itibaren uygulanması gerekmektedir. Bu suretle bütün illerde dalıa önce yapılaa nygulatna İstanbul iline de tesmll edilerek İstanbul'da çalışanlarm da sağltk ve emeklllik hakları kanonen sağlanmış bulunmaktadır. Anrak, Sosyal Sigortalar poliklinik ve hastahaneleri kadro ve kanasitelerinin de sür'atle genisletlhnesi ve bütün isyerlerinin kayıtlarını yapıp yapmadıklannın kontrol edHmesi gereklldir. lz bnnu hatırlatırken. memleketimizde çalısanların sosyal güvenliğini sağlıyan kurumların bugünkü durumuna temas edeceğiz. Memleketimizde çalışanlaraı sosyal güvenliğini özel kanunlar gereğince: T.C. Emekli San dığı ile Sosyal Sigortalar Kurumu sağlamakta iken, 3048 sayılı kanunun 2. maddesinin vermiş oldueu yetkiye istinaden Bakanlar Kuruln 31.7.1960 Ta. 3 18» sayılı karamame ile Sosyal Sigortalar kapsammı genişleterek 4 kişjden fazla işçi çalistıran müesseseleri de (Bu defa hir işci) Sosyal Sigortalar kapsamma almış. bilâbare 1S.11.U60 Ts. 5 '532 sayılı karamame ile de ssgari Sosyal Sigortalar Kanununun temin ettiği menfaatlan mensuplarma sağlayan Sandığı veya tesisi bulunan Bankalar, Sigorta Şir kctleri. Ticsret ve Sanayi Odaları, Borsalar frihi müesseseleri bu kanun kapsaraı dısında bırakarak tnensuplarının sosyal giivenliğini bu kuruluşlara bırakmıştır. ÇALIŞANLARIN İĞİ SOSYAL GÜVEHIİĞİ Şükrü Kaya AKTARI Sosyal güvenligi sağlananlar 1.911.579 k«i H «301 Sosyal güvenligi henüz sağlanamıyanlar 1.117.421 kişt «4 3 6 » Toplam 3 029.000 kişi dir Bu rakamlardan anlıyornz ki, TürkiTe'de S8 sandık . tesiste güvenliği sağlananların adedi 36.209 olup. toplama göre nispeti ancak ••1.90'dır. Bu sandıklann büyük bir kısmı emekJilikte ancak Sosval Siçortalar Kannnu hadleri kadar avhk bağlamakta. bir kısmı ise azami haddi açık totarak çok maas alanlann etneklilikte o nispette favdalanmalanm M | lamaktadırlar. Ancak her iki kateeorideki sandıklann kanunda belirtildigi çibi teknik ve riyazi hr. saplarının sık sık yapılması zornnlu ise de büyük ço$nnlııgunda 196S'ten beri bunların yapılmadıgı da bir şerçektir. Bu konu memleketimizde vrni ve tatbikatı az oldnğundan ilgililerin büvük bir kısmı sandıklarının fayda ve zararlarını bilmemektedirler. andıkları knran müesseseler ve sandık. lann çalısmaları memleket şartlarına. mevznların o yıllardaki örclliklerine. idareci ve personelin çalısma eayret ve tntamlarına bajlı olduğundan devlet kuralnslan gibi devamlı ve kati bir garantilerl yoktur. Bn bakımdan Sosyal Sigortadan evvel kornlan eski ve ihtivatlan kuvvetli sandıklar haric yeni ve genç sandıklann Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar raenfaatlerini devamlı olarak saglamaları hemen hemen imkânsızdır. Bu kanaatimize hükömetin. Planlama'nın (örüslerini de eklersek sonuca daha kolav varılacaeını umarım. Söyle ki: 11 Ocak 19*1 tarib 13720 sayılı Resmî Gazetede vayınlanan «tkinei Beş Iıllık Kalkmma Planı 1971 Programı> na ait 7.1642 sayılı kararnameve ba|lı 1971 yılı proçramının nyçalanması, koordinas. ronn ve izlenmesine dair SOSTAL GÜVENLtK uygulama bölümünde; nandıkjannda; sandtkla llistrisini kesenler öde. miş oldukları primleri toptan aldıklarından mevcnt sandıklar çalısanları sigorta kapsamı dısında tutma eŞilîmi göstermektedirler. Yoksulanalar anne değil mi? Hakau Duman. aiiesine kavuşunca çok sevindik. Kaç günden beri gazetelerle birlikte hop olurup hop kalkıyorduk. On bes, on altı vaşlannda sevimli bir çocuk Hakan Annesini. babasını. akrabalannı, dostlannı artık iyice tanıdık Kırk yıllık tanış gibi olduk hepsivle Her gün gazetelerin birinci sayfalarında din dizi gdzvaşlariyle bir annenin ıstırabını filim gibi seyrederse ne olur insan? ^ Fena olur. Hakan eve kavuşunca. unutuldıı çekilen acılar... Annp, nğul. baba. akrabalar, gazeteciler, tamşlar, polisler. hep kucakiaştılar. Kaç günden beri Tiîrkiyevi allakbullak eden olay, mutlu bir sonla noktalanınca sevinç kıvameti koptu. Fotofraf makineleri, durmadan çalıştılar. Telefon. telgraf, mektup, yağmuru devam etti. Gazeteciler olavı en ince avrıntılarına kadar vürekleri kahredici hir duvgululukla yazdılar. Hakan'ın annesinin fotoğraflan birden defişti: Zavallı anne, oğhı kaybolunc» ihtiyarlamıştı sanki.. evlâdına kavuşunca, vüzunde bahar açtı. Bir anne için çocuğunu kavhetmek gibi felâket var mıdır? Duman aiiesine geçmH olsun deriz. Deriz. ve esas söyliyeceğimize geçeriz. Şu vazacaklarunızı en başta Duman ailesir.in de okumasıru isteriz. Ovle sanıyoruz ki, bize hak vereccklerdir. Simdi bu satırları izleyen öfretmen, işçi, sııbav. küçük toprak sahibi. memur. bakkal, e.snaf gibi vatandaslar ellerini sakaklarına koyup bir düşünsünler bakalım: Acaba onların çocuklan kaçırıNa. Babıâli basını olaya bn kadar ver ayırır ve bu kadar önem verir mivdi? Tanrı böyle bir acıyı kimseve jröstermesin!.. Ama bu memlekette hiç mi çocuk kaçırılmıvor? Hattâ daha kötüsü, hiç ml çocuk oldürülmüyor? El kadar yavnıların. İstanbul piyasasında, sahıkalı veya sabıkasız canavarlar tarafından her gece şutıa buna kiralandığını poliste hilmivpn var rru" Dilenci kumpanyakmnın çocuklan şebeke halinde topUyıp her cün ise volladığını bilmivor muyuz? On beş, on altı vaşlannda kız çocuklarının evden kaçıp, ya da kaçınlıp. kötü yollara itildiğini: barlarda, randeiTi evlerinde çahştırıldığınl. sık sık vapılan polis baskınlarında gormü»or muvıız? Daha da ötesi. gazetelerde sık sık tek sütunluk ilânlara rastlamıyor muvuz. O ilânlar ki. ynrekler acısıdır. Istırap içtnde bir ana ya da baba evlâdımn resmini yavınljyarak dnyurur: Yukanda fotoğra/ı görülen biricik evladımız, su tarih ve şu saatte evden bakkala şeker almak için çıkmış. o tarih ten beri görülmemistir. Duysnların görenlerin Tann rnasi için asafıdaki adrese bildirroeleri rica olunur. tstanbul. Ankara, İzmir (jibi koca şehirlerde böyledir bikâye... Ya \nadolu? Ya Anadolunun altmış beş bin köylüğü? Oralarda neler oluyor? Kim bu vatanın çocnklannı bize savıyla teslim etmiş ki hiıden hesabı sorulsun? Ne olursa olu>or Anadoluda .. Ve nice ananın ve nice babanın ıstırahından en ufak bir hüzün dalgası çarpmaı Babıâlinin gazetelerine .. Hele efendim, böyle ırünierce seferberlik halinde. rotoğraflar manşetler dizisiyle uyarmalar, hükümeti ve devleti eleştirmeler, t«venlik isteriz, asayiş yok mu, diye feryat etmeler ne gezer .. Öğretmen. esnaf, işçi, köylü, küçfik memur. herhanji bir okurumuz, isterse bir test yapsın. Bir karakola varıp: Oğlumu kaçırdılar.. desin. Bakalım kimse yerinden kıpırdayacak mi? Ama bütün bir sermave düzeni mekanizması. zengin ailelerin çocuklan kaçırıldıfı zaman avaga kalkar: bütün bir sermaye düzeni mekanizması islemeye baslar sermaye toplumunun önemli kişileri kaçınhnoa... Niçin? tnsanca duygulardan mı? Hayır efendim... tşin içine para giriyor para .. Sermayeyi konımak için »yaklanır polis.. sermayeyi korumak için ayaklanır hasın.. sermayeyi konımak için isler defer yargıları.. sermayeyi korumak için eleştirilir idare.. Ve yoksul çoeukları kaçırılırken, öldürülürken, kullamlırken. kılı kıpırdamıyan vicdanlann nasırlanmış kalemleri: Dağbaşı mı burası, devlet yok mu? diye bağırmava başlarlar. Tann kimse>e göstermesin böyle bir acıyı.. ve hiç bir anne dayanamaz evlâdımn kaçırılmasma.. ama zengin annelerin yüreji yürek de, yoksul anaların yürefi et parçası mı? Tedbirler 0 Sosyal güvenlik sisteminde müşterek politikaları tesbit edecek ve çeşitli sosyal giivenlik kuruluşlan arasmdaki ilrşkileri sistemleştirecek. sosval güvenlik sisteminde birliği gerçekleştirecek: «Sosyal Gürenlik Kurulunun» kurulma çalışmalan hızlandırılaoaktır. • Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesindeki özel sandıklar kanununda belirtildiği şekilde Çalışma. Mali>e ve Ticaret Bakanlıklannca müstereken kontrol ve mnrakabe pdilecek ve sagladığı maddi imkânlar. Sosval Sigortalar Kurumundan '«25 oranından düsük oUn sandıklar kaldırılacak ve üyeleri Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı olacaktır. Bu sandıklardan ilişigi kesenler. sigortaya tâbi bir is yerine geçtiklerinde özel sar.dıklarda geçmiş hizmetleri ile biriken paralan veni Inırumların» aktarılacaktır. Sosyal Sigortalar Kıırumuna dahil edilen sandıklann vemıis oldnkları fazla olan haklar munzam haklar «savılaeak ve mükteiep hak kabııl edilecektir. Murakahe ve birleşme ile ilgili bir yonetmelik tesbit edilccek ve bu yönctnıclik program dbııemi jçinde cıkarılarak mnrakabe eerçeklestirilecektir.» denilmektedir. Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kanun I an kapsamı ve sağladtklan menfaatler devamlı olarak genisletilmekte oldnğundan bahis konusu sandıkların mnnzam aidat re vardımları kat'i ve garantiü nlarak sağlamadıkça avnı haklan sağlaması imkânsızdır. eş yılhk plânda belirtildiği gihi 5W sayılı Sosyal Sigortalar Kanunnnun geçici 20. maddesi gereğince teşkil edilen bahis konu«u sandıkların hesaplaıı sık sık mürakabe edilmediği ve idari kontrollar yapılmasınm ihmaline devam edildiği takdirde çalısanlann sosva» güvenlifi temin edilrmeı bale gelecek ve büyük haksızlık ve zararlara maruz kalacaklardır. Sandıkların kanunî amaçlara göre yaşama lannı temin etmek müesseselere. bunların knntrolnnu rapmak Devletin llgili teşkilâtına ait ise de istikbalde teminatsız duruma düşmemek için çalısanlann da ihtiyatlı bulunmalannın. sandıkları ile yakinen ilgilenmelerinin menfaatlan irabı olduğunu hatırlatmak görevimizdir. Dıırıtm «506 sayılı Sosyal Sigortalar Kannnunon geçici 20. maddesi ile Bankalar. Sigorta ve Reasürans Sirketleri. Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Borsaları ve bunların teskii ettikleri 28 sandıktan 36.209 kisi sosyal güvenlikten istifade etmektedirler. Bn sandıklann mali durumlarının kanunda brlirtildigi halde. 1»«S' ten beri bazı calısmalanna ragmen ilcili Bakanlıklarca müstereken kontrol edilmedifi görülmektedir. özellikle 118S sayılı Kannnon sagladığı yeni haklann bn sandıklarca aynen sailanması gerektiği konnsundaki kannni hüküm karsısında: bnnlardan büyük çognnlngn bngün saîhk yardımları dısında. munzam haklar sağlayan sandıklar olmaktan çık. mıstır. Devlet Planlaoıa Teskilâti tarafmdan bn sandıklardan 11 tanesinde yapılan dvram tesbitinde: birbirlerinden çok farklı statfiieri oldnğn, uzun zamandır malî yönden ranrakabe ve bilânçolan tetkik ediimedigi ve aktfier hesaplannı vapmadıkları icin gelecekleri konnmnda tereddütler duyulmustnr. Bn durumda bn sandıklara gSvenliklerini baflayan çalısanlann malullük, emeklillk, oltim gibi nzun vadeli riskler bakımından güvenlikleri nıüesseselerin yöneticilerine baglı olmakta. dır. Bu da; sosyal gtivenlik sisteminin genel ilkeleri olan devamlılık ve emnlyet ilkeleri ile bagdasamamaktadır. Bn sandıklann bü. yük çogunluğunda özellikle sigorta sirketleri 1969 daki durıım 1 » ahis konusu sandıkların bugünkü duru* * muna geçmeden önce Türkije'de bütün çalışanlarm sosyal giivenliklerinin durumuna göz ntarsak 1969 yılı sonu resmî rakamlnrına gö re ucretli ve maaşlıların sosyal guvenlik durumu şoyledir: Sosyal Sigortaya tâbi olanlar 1.261.856 kişi »i 66.01 Emekli Sandığına tâbi olanlar 613.514 kişi »o 32.09 Özel Banka, Sigorta Sirketleri, Ticaret ve Sanayi Odaları. Borsalar Sandık ve Tesislerıne tâbi olanlar 3«.2O9 kisi » , • ' 1.90 B Hayır Sinoplu kızların sesi Sizi. Sinop Kız İlköğretmen Okulu son sınıf öğrencileri ile karşı karşıya bırakmak istiyorum. Genç kızlanmızı dinlemek istemez misiniz? Gazetelerde okuduk bu okulda geçen olavları. Sinopta olup bitenlerin gerçek nedenlprini gene de pck ar.lıvamadık. Simdi göreceksiniz işin içinde neler var? Eğitim Bakanlığının yetkilileri de kulak verirler rni bilmem? Ama Savın Bakan Orel'in Sinoplu eer.ç öğrencilerin yüreklerinden kopan şu çığlığı dııvmasını isterim. Çok şey anlatacak ona. Ise nereden. nasıl başlamak gerektiğîni gösteren hir çığlık bu. A.P. iktidarının Cumhuri\et eğitimini nerelere getirdiğini gözler önüne sermesi hakımından. Bir de tutucu iktidarlara. vobaz yönetirilere. kültür düsnıanı öğretmenlere karşı Atatürkçü genç kusakların rfiTPnişini belirtraesi açısındaıı .. Şimdi söz Sinoplu öğrecci kızların: «Bı?ler Sınop Kız Öğretmen Okulu öğrencileriyiz. Bu zamana dek duşük hukümetın Millî Eğitim Bakanlan devrimcı. Atatürkçü öğretmenlenmizı amansızca kıydılar. Onların bütun suçlaıı. bızleri çağdaş Ijilımin verilerine göre yetistirmek. ülkemizın iemel gerçeklerınden haberdar etmek. toplumumuzun geri bırakılmıslık batağından kurtulnıası ıçin ilkoku! öğretmeni olarak iızer.mıze duşen »örevlen yüklenmeye hazırlanıaktır. Daha once ıki oğretmenımiz Avni Bayrak. Mustafa Atasoy. süruhnüsler, Danıstay kararı ile bu yıl geri dönmuslerdi. Simdı Danıştav kararı ile dönen bu öâretmenlerımiz de dahil. dört tane devrimcı oğretmenimiz isteklpri dısında sürüldüler. Bunların T O.S lü ve devrimcı olmaktan, Atatürkün tanı bağımsızlık komısundakı, çahşmayanın toplumumuzda yeri ve hakkı olmadığı yolundaki duşunce!enni benımsetmekten. ortaya koyduğu ilkeleri çağdaş ve bılimsel bir açıdan görmekten başka suçlan gerçekten voktu. (Biz öğretmenlerimizi herkesten daha iyı tanıyabıleceğımize inanıyoruz ) Ne var ki bu Özelhkler eskı hukümetın yanında çok büyük suç sayıldığmdan zamanın Millî Eğitim Bakanı Bay Ofruz, ögrftmenlerimıze iBakanhk koltuğunu bırakmadan» bu azizlıği duşunmuştur. Oysa Smopta Ulkücü Gençlık teşkilâtını kuran, Atatürkün kesmlikle karşı olduğu Turancılık akımının açık açık propagandasını vapan işı gücu bizleri Orta Asya. Kerkük ninnilenyle uyutmak'an ibaret olan Fen Grubu öğretmeni Tur?ut Neseh, Ağrı Kız Öâretmen Okuluna Müdur olarak atanmış*ır .. Merak edıyoruz. reform savıyla kurulmuş bir hükıimette görev alan Millî Eğitim Bakanı Sayın Sinasi Orel de devrimcı öğretmenlerimİ7den Mustafa Atasoy, Tennur Atasov. Avnı Bayrak, Nevzat Çetinbaş'm nedensiz ve zamansız tâyinine goz vumacak vm"' Sınopta karsıdevrimcilerm Ataturk düşmanlannın Millî Eğnimm kilit noktalarmda kalmalan büvük başarı kazanmıs tavn takınmaları karşısmda kavıtsız kalacak mı? Beklıyoruz, göreceğiz, gerekırse bi7 de konu^acağız > Ne mutlu o \tasnv'lar. Bayrak. Çetinbaş gibi ögretmer.lere dpdim. hu mektııbu hitirir bitirmez. Oylesine guçlü. inançlı oğrencilcr vctiştirmişler ki! Su içtenük dolu mektubu \azmak bile az sev Ueğil. \tatürk devrimcisi öğrptmenlerin vurdun her vanında ezilmrk istenmesi bundan iste! Oğrencilerini de kendileri gibi güçlü birer detrimci vapmaya çalışraalarından .. Bu. bir tanesi. Mektuplar yağıyor yurdun dört bir yamndan. ne\rimci öğretmenlerin üzerindeki haskı azalmıs dpğil. Karsı dp\rimcilpr hâlâ is basında. \etki vprlprir.de! 12 Marttan bu yana önemli bir değişme olmadı. Bekledik olmasını, ama olmadı. Karşı • devrimcileri oksamak. üstlerine gitmemek. kızdırmamak. hesap sormaınak da reformculuk mu savılıvor voksa? Savısız öğretmen var hakları çiğr.enmiş, ezilmiş. haksız .tpre cp7alandırılmış. ora>a bura>a sürülmüs. dövülmüs. sövülnıüs. Nedeni. Atatürk devrimcisi olmaları:.. Karşı devrimciler her türlü olanaktan var.ırlanırlar. devrimciler ise ezilirler valnız! Dün bövleydi, ama bugün böyle olmamalı. Ç^pa Yüksek Öğretmen Okulu öğretmeni Bav Kabaklı'ya karşıdevrimci bir politika izlemek. gündelik gazetelerde sürekli olarak düşüncelerini vazmak olanağı nasıl tanınıyorsa Atatürk de\Tİmcisi öğretmenlere de düşüncelerini yazmak. savunmak hakkını tanunak gerekmez mi? Devrimciler, karsıdevrimcilerle hiç dpğilse eşit olsunlar! Yeni kabiner.in Eğitim Bakanı Orel'e büyük iş. büyük sorumluluk düşüjor. Sinoplu öğretmen ada>ı genç kızların mektubu \eter Atatürkçü aydmların çektiği çileyi belirtmeye. Devrimcı bir İıükümet önee devrimcileri korumalıdır. Yıllardır karşıdevrimin «aldırılariyle boğuşan öğretmenlerimiz, horlanmaktan, ezilmekten hir an ör.ce kurtarılmalıdırlar. »,• f oprağın kapsadiğı organik maddPİerın niceliği, tabit her seyden önce üzerinde yetıçen bitki birliklerine bağlıdır. Bir taşla iki kuş vurmak. iklimır. yalnız toprak olusumar.a değil. niteliğine de etkisim gormek için çıktığımız dağdan ?imdı yavaş yava$ aşağı tnelim. Üzerinde bulunduğumuz taşlık basamağmın 510 metre altındaki Alpenik çayır çimen basamaEif.a geçelim. Bu basamakta toprak yü zü yeşil hir hah eibi çayır ç\nıenle. güzel çiçekli otlarla '^rt»lüdür ve toprakta. bitki örtusü çok organik artık bırakUSı icin. veterince hümüs vard'.r. Bu basamakta k»ş çptin ve kar uzun yattığı için ağaçlar barınama7. sadece otlar vetisir. Bvınun altındaki çah basamağında kar daha erken kalkar, yaz bir iki hafta daha uzundur. Çahlar ve aralannda sık otlar vetisir. Toprağın kapsarfığı hümüs daha fazladır. Çah katının altın. rfaki iğneli orman basamağında kar hem daha s? yağ^r. hem daha erken kalkar. Ait kattaki genis yaprakh orman basamsSında kı= daha mülâvimdlr. Kar bir ölçüde az, vağmur dahı çok yağar. Isı ortalamavı daha yükspktir. Bu ormanlann topraâında ise her sonbahar dökülen vapraklar. kuruyan dallar, çalılar ve otlar dolavisıyle hıimüs (îaha çoktıır. Bilindiği gıbı dünvamızda kutuplardan ekvatora kadar birbirini tzieyen dcğisik iklim kusaklan olduğıı gibi. bu iklim ku^aklarına özgü vejeta>!von ku«akları ^e bunl»rın altınria gelisen ayrı ayn toprak tipleri vardır. Olgunlasan topraklar üzerinde selisen veieta«yon vesitleri (büyük bitki birliklerii topraga damgalarını ba*ar, onlara belli özellikler verirler. Bu özellikler toprak profıllerinde (toprağa açılan bir çukurun riuvarlarında^ avan b»1van söfükürler ve erbahma (pedologlara) toprajm o âna kadar eeçirdisi bütün serencamiarın ^ini anlatırlar. T PROGRAM REFORMLAR proteinlerdir; proteinlerin büeşımınde ise, en az dört element, karbon, hıdrojen, oksijen ve azot bulunur. Fakat kayaların bileşıminde ne azot ne karbon vardır. Dünyamızı saran atmosfer örtusıinde ıse gaz halinde yüzde 7780 oranında azot vardır. Ama yeşıl bitki ler havadaki serbest azottan yararlanamazlar; azotlu tuzlann anyon ve katyonlanndan yararlanabilirler. Fırtınalı havalarda elektrik şerareleriyle azottaır bir miktar amonyak oluşur ve yagmur sulannda çözülerek yere çer, ancak miktarı az ve yetersizdir. Toprakta bir bakteri ekibi vardır ki, onlar solumımlan sürecinden meydana gelen ener.İıden faydalanarak havadaki serbest azotu öziımleyebilirler. Toprağa geçen azotu yeşıl bitkilerın yararlanabileceğı biçime sokanlar da ayn bir dizi (Nıtrificationi bakteri ekipleridir. Toprağa geçen cansız organik bitki ve hayvan artıklanndaki proteinlerı ayrıştıran ve kapsadıklan azotu ziyan olmadan Nitrifieation emrine sunanlar da gene bâşka bır dizi (Enitrificationt bakteri erupudur. Görülüyor ki, bizim bitki ve hayvanlann protein ihtiyacının havadan sağlanmasına aracılık eden gene toprak bakterıleridir. itkilerin küçük yapılarındald organik maddelerin yansından fazlası karbondan (kömür) olusur. Bunu, tam yanmamış bir odun parçası olan mangal kömüründe de görebiliriz. Bitkiler karbonu da havadan alırlar. Bir litre havada 0,03 oranında karbondioksit vardır. Yeşil bitkiler yapraklanndaki gözle görülemiyecek kadar küçük, minnacık kloroplastlar içinde havadan aldıklan karbondioksitı güneş enerjisinden faydalanarak su ile birlestirip karbonhidratlanna dönüştürürler. Bu olaya fotosentez denir Bizim dünyamızın güneşten kazandığımız enerji nin tümü, dünyadaki bütün oi»ki kitlesinde toplanan fotosetez ürüniine eşıttir. Petrol gibi, taş feörnürü gibi, enerji kaynagı olan fosil yakıtlar da fotosentez ürünüdür Dünyamızı saran atmosfer rirtüsünün kapsadığı tüm kar bondioksitin yaklaşık olarak Toprak kendi kendine ölmez YAZAN: Prof. Dr. Hikmet BİRAND hevbet ve haşmetlerine hayran kaldığımız (yalnızsak bıze kuçucuk insan olduğumuzu hatırlatan) başları kış yaz karla buzla örtülu kayaların esemen olduâu doruk basamağı yuk«elır. Bakınız toprağa, havatla sımsıkı bailantısına.. Hayatın barınabıleceği son sınıra kadar var, ötesınde turediğı kavalar da var, ama o yok oprak olunca. olgunlaşınca ye. ?il bır bitki örtüsü ile örtülür. Toprakla bitki öğürleşerek birbirini tamamlayan bir bütün olur. Bitki. büiyoruz, toprağın can. lanması için gereksediği organik maddcleri sağlar: toprak da ona besin tuzları verir. Bitki besin maddelerinin bir kısmını havadan, bir kısmını da topraktan ahr. Top. rakta, yer kabuğvmdaki kavaların bileşimindeki elementlerin. az da olsa hemen hepsi vardır. Bitki onların hepsmi dcğil. luzlarından yararlanabileceklerini kökleri ile secerek alır. Bunlarm başlıcaları fotas. kalsiyum. magne7yum, demir, azot, kiikürt. fosfor elementle ri kapsayan tuzlardır Bunlara besin makroelementleri denir. Son za manlarda bitkinin normal gelisebıl mesi için bu makroelementlerden başka mangenez. çinko. bakır. kior. kobalt. molibden. çodyum gibi ele. mentleri de gereksediği anlasılmıs tır Makroelement tuzlarının savısı gibi topraktaki miktarı da çok değildır. İyi bir toprak çözeltisinde tümünün rutarı yüzde n.l . n.25 ka dardır îkinci gruptakilerin ise varIıkları belli belirsiz (Espr'O kadar azdır. Miîvonda, müyonlarda birdır. Onun için bunlara mikroelementler denir. Geç kesfedilmis olmalarınm nedeni de budur. Ama onlar, çok az olmalarma rağmen çok etkilidirler. Bunların çoğu ya vitamin. ya da enzimlerin bileşimlerine giderler; yahut da onların oluşmasma aracılık (Katalîzatörlüki ederler. Bilirsiniz, vitaminler de yalnız bitkileıde teşekkül eder. Bizim gibi, etini sütünü v.b. ürünlerini yediğimiz hayvanlar da vitaminleri bitkisel besinden alırlar. Onun içindir ki bu elementlerden yoksun ya da yoksunlaşmıs olan topraklardan elde edilen ürünlerle beslenen hayvanlar da, insanlar da, vitaminsizlikten mariz ve çelimsiz olurlar. Cemal Hüsnü Taray ATATÜRK İLKELERİ IŞ1Ğ1NDA 1 B itkilerin topraktan aldığı besin tuzlarının nicelik ve niteliği hakkında tüttürdüğumüz sigaranın külü sizlere bir fıkir v e . rebilir. Külün kapsammda madensel elementlerin hepsi vardır. Türkiye'de Demokrasi ve Sol FÎYATl 10 TL,. KtTABEVLERlNDEN ARAİIMZ. T Fakat şaşılacak şey şudur ki, toprağın, insan eli değmeyen doğal toprağın, her yıl bitki yetiştirdiği, ürün verdıği halde, kapsamındaki tuzlar ne artar ne eksilir. Çünkü bitki ne almış. ne kadar almışsa, sadık bir borçlu gibi onları toprağa «Aynen» oder, geri verir. Çün kü düzen öyle kurulmuştur. Ve evrensel hayat gerçekten hayran kalınacak kadar rasyonel işleyen bir sistemler düzenidir. Bilmem bu nedenle mi soylenir durur ki; hayat güzeldir! oprakta bitki örtüsünün bırak tığı organik artıklar ve onların kimyasal dönüşmelerinden husule gelen hümüs arttıkça canlı organizmalann çeşidi de sayısı da artar. Toprakta yaşayan memelileri. sürüngenleri. vb. büyükçe hay\Tanları bir yere bırakalırn leb lebi tanesi büyüklüğünde bir top rak parçasında en az 1520 milyon bakteri. 56 bin küçük örümcek kurdu, bir o kadar rotator. 78 bin yuvarlak. halkah eklemli kurt vardır. Bu kadar da değil! çiyanlar, kırkayaklar, kınkanatlı böcek larvaları, karmcalar, permikler, so lucanlar daha adını sanını bilmediiim yüzlerce tür... Hepsini ve gorevlerini bir yazıya sığdırmak tabii mumkün değildir. Ama solucanları herkes görmüştür, tanır. Onların marifetlerini özetlemek isterim. İyi bir toprakta, metreka. rede 300400 kadar solucan yaşar. Bunların ağırlığı 7080 gram tutar. Buna göre bir kilometrede yaşayan solucanların ağırlığı, nüfusu en yo ğun memleketlerde kilometrekarede yaşayan insanların ağırlığın. dan daha fazla eder. Bitkisel artıklarla beslenen solucanlar, bunları, birlikte aldıkları mineral ve kil taneleri ile karıştırarak bir kurdu andıran dışküarı ile toprak yıizüne bırakırlar. Böylece her yıl bir santim kalınlığmda bir top. rak tabakası altüst edilir, toprak yüzüne yığılır. Yüz yılda bir tar Cumhuriyet 3516 <*+•*. C E M YAYINEVİ S UX A R Bütün öğretmenlenn, ögrencüerm, halta ve balk sanatıru serenlerın iritabı: B T YUNUS EMRE SABAHATTİN EYCBOGLl) (36U sayla, 12,5 lira) nnda daha fazla) karbonrfiolcsıt çıktığı bu yüzden de havanın toprağa yakın tabakalarında karbondioksit oranının 0,5 0,6'ya yükseldığı görulmüştür. Dünya yuzüne yayılmıs olan top rak tabakasının genışlıği, büyuklüğü düsünülürse, havanın karbon bilânçosunun neden bozulmadığı kolayca anlasıhr. lşte toprak solunumu sayesindedır ki, atmosferdekı karbondioksit molekülü hava ile toprak arasında binbİT biçime. yüzbınlerce güzet canlı forma, güzel sayıyorsalt kenrfımızi de onlara katabilırız girer çıkar hasıh toprakta olup bitenler bu sihirli çenber gibi cföner gıder.(l) <ü kendine ölmez, biz öldürürüz onu. üstündekl, eelıştirdıgi ve onunla bır butün olarak bırle=tırdiğı bıtkı örtüsünü harap ettık mı. çok geçmez ona bağlt olan canlı sistemlerın hepsı yok olur. TopraSm soluğu kesılır. Sinoplu genç kızların çığlığına kulak verelim. OKTAl AKBAJL ^^ opragı tanımlarken. onun yalnız mineral maddelerdcn olusmadığını, organik maddeler de kapsadığını s5ylemi=tik. Kayaların bilesiroinde is? organik madde yoktur. Öyler=? topraktakl organik maddelenn kavnagı nedir. nerdedir? Bu toprak bulunmayan. daha doîru=u onun yeni olu«makta bulundugu verlerde ivi görülebilir. Mutedil iklimli bölgelerde bir yük?ek dağa çıkarken, ait basamaklarda genis yaprakh, biraz yükselince iğne yapraklı (çam vb.) ormanlar içinden geçer: Ormanlann sahneden çekildigi yükseklikte. çalıların, bi. raz daha yükselince koeaman kocaman güzel parlak çiçeklerle bezenmiş olan çayır çimpn basamağına (Alpinik basamağai ulasırız. Bu basamağı da aşınca, (2500 3500 m. yükseklerde} ne o güzel çiçekli çayır çimenler kalır. ne ot, ne de toprak. Orada iklim koşullan kutuplannkir.e benzer ve hayatı reddeder. Artık önumüzde ve üstümüzde Î S O N (1) AIıç agacı ile sohbetler kitabının «loprak üstüne sohbet» bölümüne bakınız. (Millî Egitim Yayınevleri) 2.100 milyar lrilogram ve onun bileşimindeki karbonun ise 570 milyar tuttuğu hesaplanrmştır. Dünya bitkilerinin ise fotosentez ile her vıl havadan yaklaşık olarak 1322 milyon kilogTam karbon tükettikleri de saptanmıştı u duruma göre. havadaki kaıbonun çok geçmeden tükenmesi gerekir Ve tükenir se dünyada hayat da söner tükenir. Lâkin çok hayret ve ıbrete değer kı. atmosferde karbonun eksilme ve tükenmesini önleyen hayatın «Bizzat» kendisidir, çabalar ve bunu bafarır. Bütün canîl varlıklar can lılıklannı yitirmemek için solunurlar. Bir insan solunumla 24 saatte havaya 1 kilogram karbondioksit verir. Bir insan büyüklüğündeki bitki de o kadar karbondioksit çıkanr. Fabrikalanmızdan, motorlü yakılan yakıtlardan. hatta yanardağlardan çıkan karbondioksitı de hatırlıvalım. ama, hepsinin tutan bitkilerin atmo^ferden eksilttik leri karbonu telâfi edemez, eğer toprak solunmazsa!. Toprakta yaşayan sayısız mikroorganizraalsr, özellikle bakteriler, toprağa karısan bütün cansız organik artıklan didik didik ederler ve soîunum sürecinde onları yakarak karbondioksidi havaya verirler. Toprak solunumu i«te budur. B r hektar topraktan soluTumla saatta 2.5 kilogram (Orman toprakla. B VEFAT Sabıre Akal ve merhum Sevkı Akal'ın oğulJarı, Şukran Akal'ın seveıli eşı, Cenk Akal'ın baba sı. Em. Alb. Şeınsı Akal ve Suna Gonen'ın kardesleri, Tuncav. Oktay. Tulay Akal'ın amcalan. Emre ve Elâ Gonen'ın dayıları. Nurhan Akal ve Adnan Gonen'ın kayınbiraderlerı. Zehra ve Ömer Gülöksüz'un damatlan. Isık ve Mete Gülöksuz'un enisteleri. Harbokulu 1943 vılı merunlarından, Basbakanhk Basın Yayın Genel Mudurlugu istanbul £J Temsilciliği §ube Müduru ve Pertevniyal Lisesi resim öğreuneni. Kadıköv gazetesi yazarı. arkeoloğ Öliimii NİMBÜS 'BlLİM ladaki bütün toprak bir yol solucanların barsaklarından geçmiş olur. Bu işlemle toprak altüst edilmiş, havalanmış, özellikle bafc. terilerin üremesine elverişli bir or tam haline gelmiş olur. Dışkıları mn hemen yarısından fazlası bak teıidir. Çünkü onların görevi daha önemlidir. T Soluması vrensel hayatın sürekliliğini toprakta yaşayan mikroorganizmalar sağlar. Bizim. hayvan, bitki tum canlılann vücutlannın temel taşı olan hücrelerındeki canlı madde. (Profoplasma) tıpkı toprak gibi birçok maddelerin «Halitası» kanşımıdır. Bu maddelerin en önemiısı ırnak kalınlığmda bir toprak tabakasının oluşması ?anlanması ana kayanın çeşıdine göre yıllarca sürebilir. O kadar karışık, o kadar bir. birine girıft bir canlı sistemler dizisi olan toprak zor olusur, zor canlanır ama yazık ki çok çabuk ölebilir. Yanardağların lavlan, İklim değismelen gibi doğal afetler toprağı tahrip edebilir, ama birincisi olsa bila lokaldir, ikincisi ise. uzak geçroişlerde çok olmuştur, artık pek varit değildir. Toprak, ken Zafer Kemâli f D 18 TA 8 AKAL E Orhan TÜZÜt 8aa« tSJfl V$3» Sarnatya Cad No ıtiı nnn 19.4.1971 Pazartesi gecesi âni olarak Hakkın rahmetme kavusmustur. Cenazesi 21.4.971 Çarsamba günu ögle namazını muteakıp Kadıko.v Osmanağa camiinden kaldırılacaktır. Mevlâ rahmet eylesin. AİLESİ Basın: 25393538