25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA tKÎs 7UMHURÎYET :15 Nisan 1971 ürkiyenin Knzey Atlantik ittifakı içtadeki politikası ve ittifakın en güçlü üyesiyle olan ikili ilişkilerinin eleştirilmesi karjısında bazı cevrelerin pek yüzeysel ve iceriksiz suçlamalardan veya daha açık deyhniyle llkel bir propaganda ile NATO ve Amerikan düşmanlığmı kijilere birer sıfat haline setirmekfen elân vazgecmedikleri görülmektedir. Çoğunluk partisinin iktidara geldlği günlerden beri devlet yönetimine çok dar açılardan hakarak içte ve dışta bir menfaat densesi kuranlarm ve ba'in organiannın dıj politika me«elelerinde düşünce ve eleştirileri ikna edici değil de sadece çirkin sıfatlarla karşılamalan ve özel likle Türk nıbaylannda Amerikan ve NATO düşmanlığı aramaları basiretsizliğtn, bllgisizliein. dar ve kıt förüşlülüğün ifadesi halinde bugiine kadar süre Relmiştir. Bu tür bir kompleks içinde bulunan btr kısım polirikacınm bu cayn ciddi davranışlannı Cumhuriyet Gazetesinin bu sütunlarında «Orduda Amerikan düşmanlıjh (!)» başlıjp altmda tartiîmıj ve bunun tehlikesine işaret etml?tik. (1) Diğer bir seri yazımızda da propagandanın mahiyetinl, Tiirkiyenin ne derecede ona açık bir durumda buluaduğnnu izaha çalıjmıjtık(î) Bir kere daha, bu iki konuyu birlejtirerek ve askerî sır meselesine de değtaıerek ele almakta fayda görmekteyiz. T Koruyucu propaganda Em. Amiral Sezai ORKUNT ÎSTANBUL MİLLETVEKİLİ kmmak. teknolojik gelişmelere göre daha etkili tedbirleri talep etmek ittifaka ve ikili anlaşmalann taraflarına karşı bir düşmanlık değil, milli bir zarurettir. Bir milletin düşünürii kendi menfaatlarmdan evvel başkalannmkine hizmet yanşına eıkmaz. İttifakı korumak, tesanüdünü sağlamak mecburiyeti. milli cephe ile olan çelişkilerini de benimsemek anlamma gel mez. Bir millet bir ittifaka, kendi askeri savunma gücüne ilâve destek ve kuvvet katmak için girer ve dolayısıyla kendisi de diğerlerinin sa vunmasma bir şeyler katar. endisine katılandan fazlasını vermeğe gönüllü olmak, bu gibi tutumlar içinde politika yapmak bir millete ittifak içinde aradığı kuvvetli destek ten ziyade zaaflyet getirir. Ortak savunma temeline dayanan ittifaklar. gü ven verici bir stratejiye dayanırsa üyelerini ko mr ve mütecaviz üzerinde tecavüzden caydırma etkisi yapar. fakat. silâh teknolojisindeki ge lişmelere göre strateük tedbirlerde de üyclerin derece derece aleyhinde değişiklikler mcydana gellrse İttifak içinde bunlann elestirilmesi tabii bir hal alır. Bunu yapmamak konunun hassasiyetine saygidan değil, bilmemezlikten ileri gelir. Bu gibi eleştiriler Batı Avrupa ülkelerinde coğu zaman sorumiıı devlet adamlan tarafından çok sert bir bicimde yapılır ve o ülkenin düşüniirü de, basını da buna paralel hareket eder. Ama hiç bir yerde hu hareket, ittifak düşmanlığı, şu veya bu devlete karşı düşmanlık olarak nitelenmez. Bunun millî bir görev olduğunda herkes müttefiktir. korkmaz. Bilâkis, milli bilincin tehdit ve tehllke lere karşı hazırlanmasmdan memnun olur ve sadece tartıgmalan uygun bir mecraya akıtma olanaklannı kullanır. Hattâ bu sahada düşün ve planlaraa olgunhığunu sağlamak üzere stratejik arastırma enstitülerl de meydana getirebilir. Ama, bütün bunlar bir türlü birbirinden ayırd edilemez Türkiyemizde. Askerî sır yönü rekir. Değisen askerî ve siyasî koşullar altmda ittifak taahhütleri dışmda ve onun teminatı altmda bulunma>an bazı ikili anlaşmalann yeniden gözden geçirilmesi istekleri; veya İttifak stratejisinin tenkidi bazı çevreler ve sorumiu kişiler tarafından askeri sırlann açıklanması seklinde yonımlanmışhr ve hâlâ da yornmlanmaktadır. Bunlann askeri sır dedikleri, daha doğrusn zannettikleri hususlar, 1%0'ların başmdan beri dünyanm muhtelif günlük basmmda, dergilerde, askeri strateji alanmdaki eserierde, teknik hilgi ve arastırma raporlarında o derecede genişliğine tartışılmıştır ki yerli ve yabancı kitapevlerinin raflarmda kendilerini bekleyen bu yavınları okumıyanlann, buna liızum görmiyen lerin bunlardan bir sonuç çıkarmaları da mümkün olamamış, dünyanm bildiğini bilmeme cehaleti bu gibileri (Askerî sırların ifşa ediimesi) yargnına götürmüştür. Cehaletle mücadele gerçekten zordur. Hele aydın geçinen cahil ile mücadele çok ciddi ve çetin bir iştir. Siyasî iktidar fanatizmi içinde ittifakı ve İkili aniaşmalan basit ölcülerle değerlendirenlerle tarafsız bir ptatformda tartışmanın olanağt da yoktur. sırlann B u şakonu ile ilgill olarak askerîdeğinmek lfedilmesi meselesine de ge de Slke İçinde kendt taraflannı tntaniarm veya o eğilimde olanlarm düşünce ve eylemlerini desteklemek, tahrik etmek suretiyle politikacı aydın ve halk kesimini muayyen bir goriiş yonüne kanalize etmek ister. Bunun ortasında (Millî Beka) soruıılarını kendi oz anlayışı açısından değerlendirmek istiyene iki taraf da yer vermez. Bu kişileri nötralize erme çabasını gösterir. Bunu ya kendi araçlan İle yapar, ya da kontrol ettiği güçlere bunlann tasfiyesini yaptınr. Bu iki tahripkâr propaganda ortasında, devlet sağlam bir şekilde kendini gösterip iki tarafa da dur diyebilecek olanaklan yaratarak kendi toplumuna yön verecek akıl ve uygulama yolunn bulmak zorondadır. Propaganda devlert kendilerini birbirlerine karşı mümkün olabildiği kadar zırhlandırmıştır. Tarattıklan teknik ve uygulamalar kendilerini koruyucu vasfı haizdir. Gereği kadar zırhlanmadan bunlardan birinin yanında bulunmanm. bulunanı korumıyacağı. sadece perişan edeceği öğrenilememiştir. Tiirkiyenin, Koreden gelip Almanyaya ulaşan bir bölünme kuşağı üzerinde olduğu gerçeği elan kavranamamıştır. Bu gerçekler, Türkiyeyi kendi içinde kendi aydınını konımak, kit leleri düşman kamplara bolünmekten kurtarmak çarelerinl bir an evvel bulmaya ybneltir. Aksl tutum devam ederse, Türkiyede kendi millî sorunlannı araşbran ve eleştiren ve bu yolla tekâmül anyan aydınlar arasında solcu damgasım yemiyen kisi kalmiyacak. toplum birbiriylc zıtlaşan gruplara bblünecektir. Bütün emareler, Tüıkiyenin bir bölünme sü reci içine girdiğini de göstermektedir. Burada yegâne teminat. Silâhlı Kuvvetlerin sa» duyusu, kendi biınyesinde sağlam ve mutecanis kalarak koruma ve kollama görevini hassasiyetle yapma dikkati ve inancıdır. Gençliğin dururnu Sayısını kesinlikle bilmiyoruz ama, memleket hapishanelerinde bugün yüzlerce üniversiteli genç var.. Poliste dayak yemis, iskence gönnüs, hayatıyla oynanmış yüzlerce üniversiteli genç var.. Ve bu memlekette egemen sömürücü güçlere karşı, on binlerce üniversiteli genç var.. Bn gençlerin günahı nedir? tsmet Paşa ikide bir : Silâhlı ögrenci olmaz.. der durur. Evet, silâhlı ögrenci olmaz. Ama bir memleket düsünün ki, orada fasist partisi Anadolu'nun her yanında komando kursları açar, göz göre töre silâhlı militanlar yetistirir. Bu militanlar iktidann şizli örgütlerince desteklenir, iktidar polisince himaye edilir, fakültelere silâhlı baskmlar tertiplenir, guva ülkeyi yönetmekle görevli kisilerin bilgisi dahilinde zorbalık yürürlüge konur.. Iste böyle bir memlekette, silâha silâhla karsı koymak, ve devrim fikrini namluvla vürütmek eîilimleri yogunlasır. Bir toplumda yasalar siyasî iktidarca çignenirse, yolsnzluk dosyalan hasıraltı edilirse, irtica kuvvetleri devrimci öğretmeni ve vatandası paspas gibi ayagının altmda çiğnerse, büyük sehir mevdanlannda insanlar mürteciler elivle bojazlanırsa. faili meçhul siyasî cinayetler masnm öğrencilere durmadan mezar kazarsa, o ülkede «silâhlı ögrenci olmaz» demek için ancak tsmet Paşa olmak ge. rekir. Rngfin memleket haplshanelerinde yatsn Bğrencilerin guçn nedir? Gençlerin hepsi «Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini ağır tehhkeye dü^ürmüş parlamento ve hükümete» karsı mücadele etmek suçundan demir parmaklıklar ardına girmislerdir. 12 Mart Mnhtıratıyla ortaya konan gerçegi, 12 Mart Muhtırasından çok önce çörmus bulunan Türk gencliçi «mçln detildir. Tersine, davasının ne kadar haklı olduîu olavlarla mevdana çıkmıstır. Efer düsük iktidar Cumhuriyeti tehlikeye düsüren ağır suçlar islemisse. eençlik haklıdır. Suçlularla. sucluvu saptamıs bulunan Muhtıracılann elele gençliji suçlaması kadar tnantık dısı bir davranu bulunamaz. Erim yönetiminin bu noktaya dikkat etmesl gerekir. Eğer 12 Mart Muhtırası mesru ise, fençlerin, gayrimesrn ik. tidara karsı verdikleri mücadele de mesrndur. Çünkö Atatfirk' ün gençliie verdiçi g5rev, Cnmhurivet tehlikeve düstüKi gün müeadeleye girismektir. Bu mScadelede koşullar çok ters diisebillr. Clkenin başında dfismanlaria çıkar birl içine girmi» yöneticiler bulunabilir. Memleketin polisi ve hatta »avcısı gençliiin karsısına çıkabilir. Zorla veva hile ile memleketin hSkim noktalan yabaneıiann ys ds yabancı u«.aklannin eline recmis hulunabilir. Her hal ve «art içinde dahi. Atatürk «ençliiH, gözünü lurpmadan Cumhuriveti ve ba^ımsızlığı savunmak zorundadır Atatürk açıkça söyluyor bnnu .. Gençlik «bir avuç hayta» değil, Ismet Pas» ve Demirel gibi politikacılann ağır bir tehlikeve düsürdükleri Cnmhuriyeti savunmak bilincini herkesten 6nee idrak etrois olan devrimci kusaktır. Şimdi Ismet Pasa ve Demirel çib' politikacılar. elele ve. rip 12 Mart Muhtıram Hükfimetini gençliğin üstüne siirmeye çabalamaktadır. Gençliğin arasına sokulmnş tahrikçi ajanlar olav yaratmaya yönelmektedir. Eski polis sefieri hâlâ makamlarında oturdukları İçin ajanlann varattığı olaylardan yararlanarak gençliğin östüne yürOmektedir. Demirel . tnönu ikilisinin yanına Erim'in de adını katmak İçin ortaya konan gayret yoğundur. Gençlik bu tuzağa düsmekten sakınmalıdır. Sağda solda dinamit ve kestane fiseği patlatarak polis tu. zağı hazırlamak isteyen meçhul kisilere karşı temkinli bulunnp kitle hareketleriyle yeni yönetimi reformlara itmek yolnnn seçmelidir. Gençlik her zamankinden daha birlesik, daha kalabalık, daha soğukkanh davranışlarla beklemesini bilmeli; dost olabilecek çevreleri düşmana itmekten kaçınmalıdır. K Meselenin düşmanlık yonıı ¥ ttifakm ortak stratejlsi bölgesel savunmada dengesizlikler, kuşkular yaratryorsa bunun bbyle «Iup olmadığını eleştirmek tabil eoriilmelidir. Konunun bir jfizli tarafı. bir de halka açık olması gereken yönü vardır. Açık ^onleriyle Amcrika ile yıllarca evvcl yapılan, ramanın kosullan içinde dahi Tiirkiyeye faydalı olup olmadığı kuşku yaratan ikili anlasmalar tartışılabilmelidir. Maksatlı elestirme ve tartı?malar elbette ki bu anlayışın dısındadır. Bunları eleştirmemek, NATO ve ikili tcmaslsrda ciddi bir sorun haline fetirmemek, hiç bir değeri olmayan söze bağlı tek taraflı herhangi bir teminatı gerçek «aymak milli menfaate aykın düjmek demektir. Akdeniz ve çevresindeki bölgede askeri ve »iyasi değfoikllklerl görmezlikten gelerek bunun muhtelif yönlerini incelemeyl, ittifak tesanüdünii bozucu bir eylem olarak gormek millî bilinç ten voksun olmaktır. İttifakın içinde, coğrafyasmın özelliği dolayısıyla savunmasma doğrudan doğrnya yararlı olmayan, aksine askerî ve siyasi tahrik ve tehdit unsuru olabitecok ikili tertiplerden sa Sonuc erkes, her sorumlu, her görevli dış politika için de, iç politika bakrmından da zararlı olabilecek ve özellikle ordudan gelenlerle iiişkili olarak (düşmanlık) sıfatlannı şu veya bu meseleye veya kişiye bir takı haline getirmemeğe dikkat etmelidir. Asker ve sivil Turk aydmlan uzak ve yakm tarihlmizde gerçekten büyük olan liderlerinin kendilerine armağan ettiği milli haysiyet, gurur, doğru düşünme ve sbyleme meziyetlerini kaybetmlj değildir ve buna niyetleri de yoktur. Politikacı ve onun emrindeki görevüler kcn di aydmlanna tasallııtta bulunmamalıdır. Aksine onlan dış propaganda çarklanndan korumasmı bilmelidir. Bunlan beceremiyen, öz düşün gücfinfi amansn dış propagandanm kucagina itenler, milletin bölünmesini de önliyemezler. 1> Cumhuriyet 10 Ağustos 1969 2) Cumhuriyet: 16038 . 16040 H l ' 1 ürkiyeye gelince. maalesef bu şart de* ğişir. Herhangi bir acıdan ittifakı veya bir müttefiki hafif de olsa tenkit etmek derhal düşmanlık damgasım yer. Millî sonınlar üzerinde samimî mahiyette kuşku ifadesi bir solcu temavüiün belirtisi olarak görülür Bu çelişkiden kurtulamıyan bir milletin varlığının gide gide ipotek altına gireceği idrak olunamaz. Meselelerini bilmeyenin, onlan çözemiyeceği gerçeği bir türlü kabul edilemez. A\rıea, aktilı idareler, askeri yardunlann ezikiiği içine dusmez. Bilir ki askerî yardım eşit bir alı§ veriştir. Alan, verene medyun olmaz. Tardımı yapan bunu kendi savunması veya bölgesel kuvvet ve toprak dengesi için zarori gördüğünden yürürür. Dirayetll idareler bu gibi eleştirilerden de r Propaganda yönü "tW e l Ial »» 1 > ^e h " vesile ile uyarmağa ça •**• Iıstığımıı gibi Türkiye, dış propagandalara alabildiğine açıktır ve bu zıt propagandalar karşısında kendini koruyacak Içe donük koruyucu bir propaganda taktiği ve mekanizması da kuramamaktadır. Diş etkenlerden birl, Türkiyeyi ittifak İçinde ve Batı bloku yanında tutabilmek için; diğeri Türkiyeyi hem ittifaktan çıkarmak. hem de içten bolmek için hareket etmektedir. Her ikisi UIMDEN ÜNE Büyük Britanya adalan özellikleri arannda göze çarpan bir tanesini söyliyeyim; burada siyasete firenler, siyasetin merdivetılerinde yürümek isterlerse mutlaka ellerinin kalem tuttuğunu ispata mecburaurlar. Gladston, Rosebery, Lord Salisbury, Disraeli, Chamberlain, Loyd Corc. Churchill, Atlee, Eden gibi sahsiyetler yalnız parlamento kürsülerinde konuşmalan ile değil, Idtaplan lğ0. makaleleri ile de şöhret yaparak yükselmişlerdir. Bunu şu , nun için yazıyorum: iki cins politikacı vardır, biri kulübe gider, flfcmene selâm gönderir, geçmişten hikayeler anlatır, kendi ki1 filiği ile ayakta duramıyacaguıdan korktuğu İçin yaslanaeak etten bir duvar arar .. Böylesi hiç bir zaman politika anlamı içinde adam olamaz. Bizim tarihimize bakınız. yalnız gelişi güzel konnşanlar defil, bilhassa belirli bir kültürün ifadesi olan yazaya sahip olanlar Iktidarda itibar kazanmışlardır. Bir baska tür politikacı vardır, gücfinu emeginden, çalışkanhğımlan alır. onun için milletveldli. bakan olmamn hiç anlamı yoktur. O fikirlerinin özelliği, kişiliğinin kudreti ile ayakta durur. *** Bu beylik sözleri niye tekrarlıyorum biliyor musunuz? Bir zamanlar Meclis Başkanvekilliği yapan, aktif politikaya pek karısmıyan fakat her kürsüye cıktığı zaman kendini dinletmesini bilmiş olan Mahmut Goloğlu'nun birbirini izleyen eserlerinin benrie yarattığı çaçrışım dolayısiyle . Goloğlu kitaplannı dörtleştirdi, Erzurum Kongresinden baslıyarak Sivas Kongreslne, sonra Üçüncü Meşnıtjyete, uzandı, şimdı de 1921 ile 1922 arasındaki devreyi (Cumhuriyete doğru) ismiyle yayınladı. Goloğlu, Millî Mücadelenin tarihini yazmakta ve bu zor işi tek hasma yapmaktadır. Vesikaların toplanması, değerlendirilmesi, yanlış yankılar uyandırmış olan olaylann gerçek şekliyle anlatılması, çok zahmetli ve tek kişinin yapacaği bir iş değildir. Ne var ki Türkiyede heyetlerden, sonımlulnklan birbirine yükleyen kişilerin toplanmalarından hiç bir şey çıkmıyacağını bilen Goloğlu, bu isi tek başına omuzlamayı yef bilmiş ve kimseye' minnet etmemiştir. Yapıtlann özellikleri şunlardır: Yazı iislubu fevkalâde açık, tatlı ve okumayı teşvik edlcidir. Tazar. eski metinleri yeni dile çevirmiş. kitaplannı belgelerle deferlendirmiştir. Galiba * ayınlanması her bakımdan yasak olan Birinci Büvük Millet Meclisi zabıtları dahil oknmadığı, olaylarla karşılaştırmadığı zabıt kalmamıştır. Eserlerin bir başka özelliği de şudur: Sayın Mahmut Goloğlu acı olsun. tatlı olsun, gerçek olduğuna inandığı olaylan yazmıstır. Kalcmini vürütürken hiç kimsenin hayali onun bu dürüstlük anlayışmı şaşırtacak şekilde çözünün önüne gelmemiştir. Demek ki, politikada hizmet gören bir insan bu çevreden nzakla^tıktan sonra örneğini çok çördüğumüz çibi vaktini hâtıra anlatmakla geçirmhebilirmiş Yazar olmak bir çoklannın zannettikleri gibi bir Allah lergisi. imtiyazlı olarak dünyaya gelmiş olmak değilmiş. Biraz dikkat, biraz gayret, bir çok iyi niyet, kisivi Türkiyeye fikri ve kalemi ile hizmet eden insanların arasından yüceltebilirmiş Gün selecek Goloğlunun bir gün milletvekilii Meclis Başkanvekili olduğunu hiç hatırlamıyacak, fakat avdmlanmak için onun eserlerini okuyanlar or.u hiç unutmıyacaklardır. Çünkü Millî Mücadele tarihi anlatılması buraya sığmıvacak olan a>rıntıları ile herkese değeri verilmek suretiyle kaleme alınmıstır. Tarihcisivle. ilim adamivle ve araştmeılan ile Türk milleti Goloğlu'na bu emeinden dolayı teşekkür edecektir. Ulnsal savaşı tekıar canlandırmak ' 'flBS Sayın Erim Hükümetinin Parlâmentoda okunan ve £Üven oyları ile kabul edilen prog ramında, hukuk ve adalet alanında da genel hatlan ile reformist görüşler ve ilkeler yer almış bulunuyor. Bunları kısa cümlelerle özetleyerek tekrarla makta fayda^ gö PROGRAM REFORMLAR ^R Yeni hükümetin Dr. Nihat TÜREL yeterli olup olamıyacağı noktasmda dtigümleniyor. Her ülkede geniş vatandaş kitleleri, yargı orgamndan. ışin özünde doğruluk ve yeterlilik. yürüyüşünde de sürat bekler. tster ceza, ister hukuk dâvası olsun, duruşmaların yıllarca U2ayıp gitmesi adaletten beklenen faydayı önemli ölçüde azaltmaktadır. Adaletteki yavaşlıktan, yargı organını (savcılar ve yargıçlar) sorumlu tutmak elbette doğru değildir. Yargı usulleri İle es kimiş kanunlanmızın, günümüzün modern şartlan içindeki ve tersizlikleri açıkça ortadadır. Bu bakımdan. ceza ve hukuk usu 1U vargılamalan kanunlanndaki delil ortaya koyma ve tahkik sistemlerinin değistirilmesi, süratli bir tahkik ve delil getirme sisteminin araştınhp bulunması, bizce ilk tedbirlerden birl olmalıdır. Yeni hükümet prograrmnda de ğinilen «İstinaf mahkemeleri» teşkili konusu da günün şartlan ve modern görüşlerle ele alm malıdır. TUrkiyenin yapmak zo runda bulundugu endüstri dev rimi. bugünküne tayasla daha fazla sosyal ilişkilerdekl çelis trileri su vüzüne çıkartacaktır Sosyal hukukla ilgili anlaşmazlıklann daha süratle giderilme si, sadece işçiler için değil. aynı 7amanda isverenler için de zo runludur. Bu bakımdan hiç de Silse, sosyal hukuk alanında, 5 = Mnaf mahkemelerine gitmek hem silratl temin edecek, herr ie Yargıtavımızm çok ağır vii '<ünü hafifletecektir. 1958 yıhnda Pransada girisı len adalet reformları içinde er fazla yer tutan sosyal kanunlar la Ugill bulunanlan olmuştur Pransız yargıtayma İş hukukı: ile ilgili 2 daire daha eklenerek bu dairelerln adedl 5 e çıkartıl mıştır. Aynca, her İstinaf mah kemesinin bir dalresi «sosya! daire» adı altında sosyal güver lik, toplu İş sözleşmeleri ve d1 fer sosyal kanunlarla İlgili kr nulara tahsis edilmiştir. Hükümet programında yer alan «Adliye zabıtası» ile ilgili düsünceyı de çok yerinde bulduğumuzu söylemek istenz. Sicilleri ve yönetimi bakımından savcılarımıza bağlı tutulması tabil olan ayn bir adliye polisi orgütü, vatandaşın Anayasamızda yer alan temel haklan bakımmdan bir garanti olabileceği çibı, normal polis örgütünü de antipatık olmaktan ve politik emirlerin sevimsiz sonuçlanndan kurtaracaktır Yem hükümetin, devletin gflvenliğı ile ilgili ne gibi reform tasarılan getireceğı tasan metinleri ortaya çıkmadan elbette bılinemez. Fakat şımdıden söylenebllecek şey şudur; programda da değinildiği gibi. güvenlik kuvvetlerinin tarafsızlaştınünası ilk akla a;elen konudur. Üzülerek bellrtmek gerekir. Bizde ittidarlar, güvenlik kuvvetlerine kendi iktidarlannın özel bir çücü gözü ile bakmışlardır. Ona göre eğitmek, ona göre kullanmak lstemişlerdir. Bu tutumun sonuçlan, güvenlik kuvvetlerinln etki gücü ve itiban bakımından ortadadır. Türkiye. Atatürkçü bir devrim cumhurlvetidir. Devletimizln temeli ve îna felsefesi budur. Güvenlik kuvvetleri Atatürkçü ve hiç şüphesiz devrimci devlet anlayışının potasında güçlendinlmelı, eğitilmeli ve fcülamlmalıdır. Hükümet programında 45 savnlı kanunda yapılacak değişikliklerle ve eklenecek kadrolarla Yüksek Hâkimler Kurulunun kendisine verilen görevlerin ve bu arada yargıçlar denetiminin daha üstün bir şekle sokulacağmfian bahsedilmektedir. Bu konu3a getirilecek yeni hükümlerin neler olacağını bilemiyoruz. FaKat Yüksek Hâkimler Kuruluna ^eçilecek Uyeler İçin, hiç şüphesiz slyasl etMlerl saf dışı bıra<an bir ilkenin kabulü özellikle raem taşır. YUksek Hâkimler Kurulu sadece yargıçlanmızın seçerek ortaya çıkartacaklan bir kurulus olmalıdır. Bu kurulun ışleyişinde ve yargıçlanmızın denetiminde etkili olabilecek ted birlerin, meslegin onuruna ve müstesna hüviyetine zarar vermiyecek nitelikte olacağmdan tabiati İle kuşkumuz yoktur. modernizasyon lhtlyacı İçinde bulunmaktadır. Adaletlmiz, sosyal, lâyik, çağdaş, devrimci Atatürkçü bir ülkü İçinde, toplumumuzun ve devletimizin gelişimlndeld olumlu rolünU zevk. İe yerine getirebilmek nltellğlnden yoksun değildir. Yeter ki, eskimiş ve köhnemiş slstemler kesın reformlarla yerdleştlril» bılsin. Bu konuda çaba harcayacak olanlara yürekten basanlar dileriz. % Adll ve idarl yargmın işlemesindeld aksaklık ve tıkanıklıklan gidermek için Yargıtay, Damştay, Yüksek HSkimler Kurulu ve mahkemelerın kuruluşu ile ilgili kanunlarda değışiklikler yapmak, Q Mevcut kanunlarla Anayasa arasındaki çelişmelerin giderılmesi ve boşlukların doldurulması ile istinaf mahkemeleri kurulmasına çahşmak, 0 45 sayılı kanunda yapılacak degişiklik ve eklenecek kadrolarla Yüksek Hâkimler Kurulunun kendisine verilen görevleri ve bu arada hâkimler denetimini daha etkili hale getirmek, O Devletin varlığım ve ulusal bütünlüğümüzü bozacak davramşlan kesinlikle önlemek, devlet itibannı güçlendirmek, can ve mal güvenliğini, hukukun üstünlüğünü ve kanun egemenllğini sağlamak, O Kaçakçüık olaylan İle, 6zellikle süâh kaçakçüığı ile mücadele etmek, O Demekler, toplantı ve gösteri özgürluğü, grev ve lokavt ve ateşli silâh ve bıçaklar hakfcmdaki kanunlarda uygulama boşluklannı doldurmak, O Güvenlik kuvvetlerinin tarafsızlığını sağlamak ve adlî zabıta kurmak... düşündü^ü şunlardır: Sabahattıri SELEK'iri Doğru Kaleminden : i MUINUCADE1E ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞI Birinci cildi fasikiiller halinde yayınlanan ve sonradan ciltlenen Dev Eser İKİNCİ ve SON CİLT ÇIKTI Bu ikinci ciltle tamamlanan Dev Eser, yakm tarihimizin en önemli olayı olan Ulusal Kurtuluş Savaşımıza yeni bir yorum getirmekte. olaylar ilk defa en doğru îekilleriyle anlatılmaktadır Büyük boy, baştan başa resimli, Haritalar, Belgeler, Bıyograliler, îstatistiVler, Altın yaldızlı bez cilt. Birinci Cilt 3« TL. îkinei CUt S5 TL. Teşekkür Sevgill annemiz 7.4.1971 günü vefatı dolayısiyle husule gelen derin acımıza katılan yakınlarımıza, biılere teselll veren büyüklerünize, çalısma arkadaslarımıza ve 8 4. 1971 günü tertip edilen cenaze törenine katılan bütün dostlarıraıza, Sişlı Çocuk HasUnesl hekim ve hemsirelerl ile Yardım Demegine. Tarhan KoleJİ mensuplanna, çelenk göndermek. telgraf, telefon. mektup ile ve Wzzat tesrif ederek bassaglığı dlliyen kadirsinas dostlanmıza ve bu arada büyük Ugi gösteren Merkeı Komatanlıgı yetkililerine derln tejekkürlerimlzi saveı lle arzederlz. Ailesi adına Dr. Nureddin Apaydın Curahuriyet 3319 ŞERİFE APAYDIN'm BÜTÜN KİTAPÇILARDA Hanı, Cağaloğlu Ağaoğlu Yaymevi, Servüimescit Sok. Kurt l s Tel: 27 73 37 * Cumhuriyet 3323 VEF AT Reformun ilkeleri Adalet konusunda çeşitli zamanlarda ve çeşitli ülkelerde reform adı altmda düşünülen yenilikler genellıkle ortaklaşa bir takım ilkelere dayanır. Paris istinaf mahkemesi danışmanlarından Raymond Charles'in dedığı gibi, bu ilkeler, kişilerin can ve mal güvenligi diye sloganlaş nnlan ekonomik, politik ve sosval yaşantılarındakı garanti ile diğer yandan da devlet düzenı mn ve devletin vesayeti, bazan dırekt yönetimi altmdaki kollek tıf patrimuanın kesin şekilde korunması üzerinde toplanır. Nitekim, sayın Erim hüküme ti de, hukuk alanında düşündü ğü reformları, yukanda kısa hatları ile değindığimiz gibi, bu 1 1 kelere dayandırmak istemiştir Kanaatimizce, programda önerı len tedbirler hem doğru, hem de bugünün ihtiyaçlandır. Fakat mesele, bu ihtlyaçlann gıderilmesı için yenilikler taşıyarak getirilecek kanunlann, kap sayacağı teferruat bakımından Zeytinoflu ailesinin kıymetli varlığı, Şişli Çocuk Hastahaneii çocuk Hastalıklan Mütehassısı Dr. ADİL ZEYTİNOGLU Hakkm rahmetlne kavuşmuştur. Cenazesı 15/4/1971 perşembe sabahı saat 8 de Şişli Çocuk Hastahanesinde yapılacak tören: mütealdp, ayni gün Eskişehire gbtürülecek, Eskişehir Çarşı Camiinde kılınacak lklndi namazından sonra aile kabristarunda toorağa verilecektir. ZEYTtNOĞLTJ \tLES! TEŞEKKÜR Aiak Dekolman amellyatımı muvaffakıyetle yapan, yurdumuzun medan iftıhan ve ünü yurt dısına taşan Prof. Dr. Ile hastalığımı teşhl» ve tedavim sırasında ilgisme mazhar olduffum Doç. Dr. sükranlarımı arz, servis doktorları Muhsin MECİT ve Gönül ÖZKUL ile btçhemsire ve hemsirelere teşekkür ederlm. Ccvdet DAMAR Ankara Reklâm: 1763317 Hacettepe Üniversitesi Rekiörlüğünden Ünıversitemiz personelinin muayene ve tedavisi ıcin tam gün çahşmak üzere iki iç hastahklan mütehissısı alınacaktır. İsteklilerin şahsen veya haJ tercümesini havi dı'ekceleriyle 26 Nisan Pazartesi günü öğleye kadsr İ'nıversite Personel Müdürlüğüne müracaatlan rica îlunur. Demir BAŞAR Satılık Gayrımenkul Türkıye Emlâk Kredı Bankası A, O. adına Hayıth İstanbul Kartal kazası, Gulsuyu Mahallesi. Büıbülderesi mevkiinde; tapunun ada 1705; parsel 6 da kayıth 300 M2. lik bahçeli kargir ev satışa çıkanlmıştır. Taliplerin satış şekil ve şartlannı ögrenmek üzere, Türkiye Emlâk Kredi Bankası Kadıköy Şubesine müracaatlan ilân olunur. (Basın: 13149/3306) Muhsin Kaya tDtL'e (Basın: A. 740713450/3301) NIMBÜS Sonuç Sosyal ve politik yaşantımızm her dalında devrimci, büimsel ve cağdas atıhmlar İçin çok geç Mle kalınmıştır. Çağımız, ken dlstae uymıyanlan affetmlyecet? bir dlnamlzm lçlndedlr. Turk Bdaletl de, toplumun ve devletin Sıra Muhammen Geçici No: Çeşit, Miktan BedeU Teminatı Tarih Uün Saat 1 Kemikli dana ve koyun etl 20.250, 1518,75 19/4/1971 Pazartesi 10,0ü 2 Nebatî mar. yağ, zeytinyağı 11.425, 856,90 19/4/1971 Pazartesi 10,30 1 Yukanda çeşidi, muhammen bedeli. geçici teminatı ıhale gün re saaü yazılı madd* ler kapalı zarfla eksiltmeye çıkanlmıştır. 2 Şartnamelerl Eskisehir Atatürk Llsesi Müdürlügünde görUlebfllr. 3 Eksiltıne. yukanda gösterllen gün ve saatte Eskişehır Atatürk Llseslnde toplanacalı Satınalma Komisyonunda yapılacaktır. 4 Eksiltmeye girmek Istiytnlerin 2490 sa vıh Kanunun 32. maddesinde yazılı şartlar dalresinde hazırlayacaklan zarflan eksiltme saatinden bir saat evvel makbuz mukabilındp Komlsyon Başkanlıgma vermele. i. 5 Postada vald gecikmelerin kabul edilmi yecegi Uân olunur ( B a s ı n : E • 143 128R« 32991 Eskişehir Atatürk lisesi Müdürlüğünden İLÂN
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear