28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖRT= :CUMHURİTET: 22 Eylul 1970 Sömurüye karşı savaş ltin Amerika'da bağunsızlık ve ekonomik kalkınma çabası, Uter Castro usulü gerılîa savaşı ile olsun, isterse Moskova çizgisindeki Komünist Partılerinin demokratik mücadelesi ile, mutlaka Amerika Birleşık Devletlerine karsı koyarak başlar. Çünkü Washington'un Lâtin Amerıka'da yürüttüğü sömürü ve baskı politikası, dünyada eşine rastlanmayacak bir örnektir. MfHMFT BARLAS I Tipik Lâtin Amerikan demoknsisinin mizahi bir şeması göriilüyor. Arjantin'de yayınlanan Analisis gazetesinin karikatüristi, bu tür demokrasideki piramiti şöyle sıralamış: En altta «Favella» adı verilen gecekondu mahallelerinde yasayan halk... Onlarıp üstfinde siyasî tutuklular, susturulmuş aydınlar ve kilise... Daha fistte ordn ve en yukanda da askeri diktatör bulunur. Ve bufiun tabiî sonucu olarak, Lâtin Amerika'nın devrimci liderleri bütün güçlenni söraürünün tesbitiyle sömürüyü ortadan kaldıracak taktik ve stratejinin bulunmasına sefcrber etmijlerdir. merika Birlejik Devletlerinin baş düşmanı, Kuba Başbakanı Fidel Castro, antiAmerıkan mücadelenın gerekçesini şöyle de verir: Yan kurenin bn kısmı, derin bir ihtilâlci defişim geçirmelidir. Aksi halde bu asrın başında çabucak endüstrilesen, gerek sosyal ve gerekse ekonomik kuvvetinin zirvelere dogru götürdüğü bir dev ülke ile kıtanın diğer milletleri arasındaki dengesizlik ve uçurum büyüyecektir. Bu densesirlik \e uçurum, sadece aradaki ekonomik, ilmi ve teknik fark yüzünden değil, fakat bundan 20 yıl sonra emperyalizmin Lâtin Amerika ülkelerine gittikçe artan bir hızla yapacaği baskı yuzunden bugün kinden daha korkunç hal alacaktır... Bugtin*Ortak Pazarlanna ve â ilmi kuruluşlanna rağmen Av. rupa'nın gellşmis. ülkeleri dahi geride kalmaktan ve Yankee emperyalizminin ekonomik somurgeleri haline gelmekten korkuyorlarsa, istikbal Lâtin Amerika için ne vaad edebilir?» (1) Işte bu Lâtin Amerika, az gehşmışliğin de bütün özelhklerir.i taşır. Meselâ Bolivya'da fert başına düsen ortalama günlük gıda. 60 kaloridir. Açlar ülkesi Hindistanda bile bu rakam 75 dir halbuki. rılla olan Douglas Bravo, devrımm şarüarını tartışırken, 1 6 9 8 Venezuella seçimlerı için söyle der: •Bizim soçimlere hiçbir ?eki]de düşmanlığimız yoktur. Yeter ki seçimler hiçbir baskı ve hile tcrtibi olmaksızuı halk tarafından yapılsuı.Şıli seçimlerinin bu ölçüye uygunluğu ise, sonuçtan bajka ne üe anlaşüabilırdı'' (1) Gerilla Günluğüne önsöz Ant Yayınları 1968. Vikacak zater, diğer yollardan elde edilanlerden kolav değildir. Resimde, AUende at sırtında bir dag köyüne girerken görülüyor... (2) Millî Kurtuluş Cephesi Ant Yayınları • 1969. (3; TJ.S. News and VVorld Report 21 Eylul 1970. Sah: 34. (4) Life 14 Eylül 197» Sah: 57. (5) The 1»7« World Almanac New York. (6) A Dictionary of Politics F EUiott (Penguin Books) 1969. Y A R !N Sandıktan devrim çıkıyor Venezuella örneği âtin Amerikanm en zengin ülkesi, petrolcü Venezuella'dır. Lâtin Amerikadaki Amerikan yatırımlannın yuzde 66"sı Venezuellada bulunur ve büyük kısmı ham olarak ihraç edilen petrol ve diğer madenler, milli üretimin yüzde 90'mı meydana getirir. Halbuki Venezuella nüfusunun sadece yüzde 2.6 an, bu dallarda çalısmaktadır. Bu öyle bir sömürüdür ki, rakamlarla ele alındığı zaman bütün mantık kurallannın çahale geldiğini gorürsünüz. Veneruellah devrimci Douglas Bravo, bu sömürüyü en iyi ortaya koyanlardandır ve bir mülâkatmda şöyle sıralar: «1946 da Betancourt ba?kan!ığindaki Venezuella hükümerl, bir anlasma imralamıştı. Buna jrore Pie Bolivar dağlanndan ve Venezuella Giivamndan çıkanla. cak demir cevherinin her tonu 12^ santime satılacaktı. Yani bizden alınan demirin her tonu ba;ua, bize karşılık olarak bir jilet bıçağı verilecekti!> Bir başka örnek daha: •Amerikan «irketleri çaltstırdıklan ijcilerle sistemli olarak kazançlannı arttırmada en uygun yöntemleri uygularlar. 194748 de petrol şirketlerinde yaklaşık olarak uzmanlaşmış 6t bin işçi çalıjıyordu. Bu dönemde gıinde 1,32 milyon varil arası petrol çıkardı. 1966 da 15 • 2 milyon varil de faıladan üretim yapüdıjı halde, çalıjan işçi sayısı 25 bine indirilmistir.. (2) ••••••••••••••••• I Fakir İAYKURT sonra mı? * Hemı de senın üstüne? Yapamam Kâmile ! Beni zorlama ! Beni bu işe yöneltme'.' dedim. Emme üsteledi kocakarı: "Bn yastan «Camal >eğrn, durumu biliyon. Ayranı çalkasonra olnp da..." dedi. "Daha kırkma gelmedın. mayı boşver. Safol yani. Ben meseleyi ağnayıp Peygamberimiz altmısında yeniden evlenmedi hemen gideyim. Kendiri koyup geldik yani...» mi? Hazreti Bilâli Habeşi efendimiz de övle «Meseleyi.. » dedi Cemai. «Valla ben de bil. vapmadı m ı r Azçok oknmnslu^u vardır Kâmiyorum daha!» mile'nin. tslâmca. "Onlara bakarak sen daha de' Veli, Kabak Musduya baktı. likanlı sayılırsın!" dedi. "«Benlm üstüme deye ŞaJdr Hafız, «Konugu sıkbofaz etme Velide heç düsünme. Sebabına eelince. gönlümü ırn Adam bir ayran içsln heç olmazsa!» zamı veriyomm bir; ikincisi. eytaçlıgm var . «Yok canım!» dedi Musdu. «Nassols» konu. Hızmatınr?ören yok Mnsdn ! Yaran yoldaş geldifinde mâçnp olnyorsun. Üçüncüsüne gelınce. azçok variyetlisin. Kânn kazancın yerınde •Konuscaz emme her Işin bir yataşıfcı yok masşallah ! Nafakasını tederik edebildikten sonnin?» ' ra yeniden evlenmek seriatın emrettiği bir is... Cemai: «Crgan içm tasalanma y»vo. büker. Kâmildir dedim ya! Aynan böyle dedi. Bnnnn ler!» dedi. üzerine.. » Yntknndn. Biraz bekledi. bakındı. «Pekey, benden ne istersinlz? Sonnak ayıp Sakir Hafız, «Eveeeeeet !» dedi nznnca. olmasın?» Veli, tuttuiu nefesini saldı. Cemai susttı. Hafız da sustu. Cemai : «Tabiî canım, yengemiz mertebeli«Bir alışveriş meselesi var.» dedi Mnsdu. Bodir !» ğazını kazıdı. «Yani hayırlı bir mesele.. » «O böyle ber Allahın cünü üsteleyince, ben Başına bir u|nltn çirdi Veli'nin. Knlakları daha fazla karsı duramadım. Mertebeli kadın çınlamaga başladı: «Nasıl yani? Ne gibi bir haoldufundan fazla zaptıraptma da girmemişimyırlı mesele? Yani bende bal yok, peynir yok ! Bekmezim var, o da satmaya yaramaz ! Mal dir emme hatmnı çok sayarım. "Yalnız senden istediğim bir sey var Mnsdu ! Alacagın dnl oldavar da vok sathk?!» Dürüyü diyecekti, titmasın, kız olsun. Dablyatımıza göre her şeyi redi. «(Yok canım! Yok yok. Bn degildir: Gatkendimiz ötretrlim. Bir de halâl süt emmiş oltiyen! Kabili mi var?)» Yutknndu: «Anlayalım sun!" Bnnnn üzerine pekev dedim. Basladım ne ise? Yani açık konus Irtnsdo efendi !..» halâl süt emmis kız aramava. Tabiî zor iş ! KâKabak Musdu yntkundu: mile'nin Isteği çok zor. Sebabına gelince. evin «Yani bnnda saklanacak bir sey yok Veliiçinde kendl ceclnecek .. Vallaha rünlerce n y knl ! Açık konaşalım şnnun şurasınd». Nasolsa kulanm kactı. Elmalıda. Eriklide. dahl Arapçakonnşacaz. Allahın emrettlği bir seyi konnsmak da, 5teW kövierde, alısveris sebabıyla dolasırayıp defildir. Abes de olamaz . » öksürdü. içinken çok bakındım. emme «rözümün duttnğu bir de balık resmi görfinen anahtarh|ını çıkanp kız 4>nlamadım. Dnl olsa çok var. Kocalan maoynadı: «Peygamberlerimizin de emirleri bndnr. dende ölmüs. Kore'de ölmüs... Emme Kâmile Benim gayam, insanlık gSrgüsttne nyarak. hemi istemivor. Efendiler, itıanır mısınız. bnlamade gnnun svrasında bir komsı köytiz, her dadım valla ! Ya eozfim dntmadı. va gönlfim sevyim fçm sıkı ilişfilerimiz var, Camal da çok sımedi ! Tabif bir de «Bnlün sevmesi meselesi kı ehbabım oldngnndan. birib|rimizi gayet eyl v«r. Ben «sk ynfka yure'kn. hemi de inee gönül tanırtz.. » bir herifim. Yani benim eöbejimin sisein olmaVeli diz degistirdl. «ına bakmayın. Çok merhemet ederim kadına. Kabak Mvsdu biraz açıldı: Tabiî o bnnn snytstimal ederse yandım t Aslan «Bn sebaptan lâfı vzatmakta bir tayda yok kaplan gibi kıskanırım. Severim esirgerim emVeliknl ! Allahın emri bir kere ! Benim kocame, o bnnn suyistlmal edip midemi bnlandırdı karı hastaiıgı eyice lleriettl. Zmdan sancıdan mı tine vandım. Onnn İçin çok dıggatli aramaeli bir ise varmadıfı gibi, belini dogrvitnp kenva basladımj» di zarnratını bile gideremiyor ! Evimi de az Sakir Hafız. VeH"ye bir t8z attı. G5k fözçok bilirsiniz. Gelen giden evi. Deveeiyle konuslerinde Dürü'nün yesiiinl aradı. buldu. bnlnr giingnranza, kaprmızı bSyfik yaptırdık. Çayımı bi oldn. «Haklısın Mnsdn efendi!» dedi. çorbamı bisirip snnan yok. Ehbaplanmın kar«Gökçimen kBvfi öteden beri bildigim. be* sısında mahçnp olnyornm. Geçen gün bn halimi fendiğim bir köydür. Kövün asaleti malum sezdi kocakarı. Simdi kendi yok. Allahı var. Kâölen ilk ailem zaten bnralı oldnfundan, heı mile, haçgatan kSmil avrattır. Dedi ki. "Evlen! eün olmazsa. rflnasın. iki tüne bir eelin «ittiYok baska bnnnn çarası! Benden havır yok Mnstim yerdir. Veli'nin evi de volon üstündedir du ! tste gönlümle söylüyornm, bal bir balal Bak dinle Camal. Hafız «en de evi dinle. VelisiSt tmmis. teTbivesi. namtsı verinde. eli avaeı nin yüzüne deve sBvlemivorum. G5z ncnvla col düzriin kız alıp eelrlfm !" Aynan bövle söylerdip beienmisimdtr Veli'nin dahiliyesini di. Ren de dedim: "Estafnrullah ! Bn vastan (Arkısı var) BMaaıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiıııı 5 konu ve resim : AYHAN BAŞOGLU endülüste isyon Ve Sili m de Lâtm Amerikadaltl somürü çizgisinin dışında değildir Çok zengin bir ülkedir Şili, fakat insanlan fakırdir. Çünkü Amerikan şirketlerinin 1,2 milyar dolarlık yatınmı, ölçüsüz kârlann transferini sağlamıstır (3). Meselâ Şili bakırlanm iş'.eten üç büyük Amerikan şirketinden sadece bir tanesidir «Anaconda». Ve aynı •Anaconda», Amerika'nın en büyük 100 şirketi arasuida 76'ncı sırayı alır. Şirketin sadece 1969 yüı içinde yaptığı satış ise 1,4 milyar dolan geçmektedir f41. Yani Sili'deki bütün Amerikan sermayesini gecen bir satışı, sadece bu şirket Şih bakırlan ile yapmıştır Sili çok zengindir demistik. Halkından baska herkese yararlı olan bu servetin bir kısmını aralıyalım: Bütün dünyadakl bakır rezervlerinin beste biri ŞUi'dedir; yıllık üretun 7M bin tonu bulur. Dünyada üretilen iyot'un yüzde 47'si, Şili azot, madencilik ve endüstrisinin yan ürünüdür. Bir milyar tonluk demir, iki milyar tonluk da kömür rezervleri vardır. Tierra Del Fuego'da çıkan petrol, ülke ihtiyacını karşüadıktan ba;ka. ihraç da edilir. Diğer önemli madenleri altın. gümüş. molibden, kobalt. çinko. man^anez, boraks. mika. cıva, tuz, sülfür, mermer, v.b. dir. 250 bin akrlık bağlanndan çıkan üzümle yapılan sarabtn çoğu ihraç edilir. Ormanlarmdan çıkan kerestenln miktan da fazladır. Kıyılan ise, istakoz, kılıç balığı. sardalya ile kaynar (5). $ DİŞİ BOND 27 TtFFANY JONES Yinede yetmiyor GARTH öyle bir ülkenin halkı efer fakirse, mutlaka temelde bozukluk vardır. Eğer Şili' n:n yeraltı servetlerini işleten Amerıkan şirketleri, «Anaconda». KennecorU, «Cerro de Pasco» her yd üretim ve kârlarını arttınrken, Sili'nin gelijim hın, yıllık yüzde 2 nüfus artışından vavaş olursa Ue parmak basmak çerekir (6) 4 Eylül secimleri arefesinde, Radıka] Sosyalist Partisi lideri AJlende ise sadece parmak basmakla kalmıyor, vaad de ediyordu: 9 Bütün kamu yaranna calışan kuruluşlar, nlasrm, bankacılık ve difer sektörler devlet kontrolu altına Rİrccektir. 0 Küba ve diğer komünist ülkelerle diplomatik iliskiler kurulacaktır. 0 Büyük topraklann dağıtımı hızlandınlacaktır. Fidel Castro'nun destekçisi, 1966'daki ünlü Havana Üç Kıta Konferansı»ndaki Şili dele» gesi Allende, yeniden seçime girmekteydi simdi. Sandıktan devrim çıkmaz gib) kesin bir Snyargı ile işe bakmak kolaydır. Hattâ alınan sonuç olumlu olsa bile bunu küçümsemek mümkündür. Ne var ki, eyleminl dağa çı B AYLÂK MUSA karak viinif.r« T *•; âr~« ı. « Şımdllik hayır Fred .. Ama asıl büyük gece v»nn feca olacak bana kahrsa...» « Tahmin ediyorum efendim . Biz de stte konusu büvüklüğe elimizden Reldiğlnce ayak uydurmaga çalışacaği8...> Masalardan seslenenler. el kol işaretl yapanlar oluyordu. Fred bunu farkedınce hemsn sevirtti. Her şeytn, arna her şeytn müfcemmel isledigini. lokalin hiçbir bölümünda aksaklıga benrer bir şey olmadığını gördükten sonra Lewfs'in ne$esi artmıstı. Akşaro yemeklerinl. çok hafif tarafmdan oîraak şartıyla datma odasjnda, çalışrr» masasının Ustünde yerdi. Fakat o akşam yemekten önce cevap verilmesi gereken bir sürü mektupla ugraşmak. bu isi bitirmek zorundaydj Jess Chandlertn orkestraya yakın masalardan birinde o turduğunu büemezdi tabiî... Jess müdürün davranışlannı adım adım izlemiş, terastan çıkıp gidinceye kadar onu gözden kaybetmemişti... Endiseli bir hali vardı sabıkalının . Gerçi Maisky"nin plânı sağtam ve noksansız görünüyordu ama, yapacaklan iş de pek kolay sayılmazdı . Kolay da lâf mıydı?. Çok tehlikeli bir soygun teşebbüsüydU .. Tam bir saattir terasta otu ruyor, durumu inceliyordu... An kovanı gibi bir yerdi bu rası... Altın babalan ile doluy du .. Zengin oldukları için kendilerine kıyasıya güvenen, dünyaya da metelik vermeyeo bir sürü altın babası... Sonra muhafızlar.. Hepsi de çakı gibi adamlardı... Silâhhydılar.. Hepsinin kıçında ya da koltuk altında 45 lik birer tabacca vardı. Emruyet tedbiri konusunda her şey enine boyuna düşünül müş, bütün telerrüat önemle dikkate almmıştı. tlk bakışta anlasıhyordu bu... Gazino desil, fethedilrnez bir kaleydi bu adetâ... Milyonerler, milyarder ler kalesi. Durum böyleyken bu kaîeyi basmak ve sovmak he vesi, insanın kursafında kaîrr.a ya mankum bir hevesti... Bü James Hadlcy CHASE Türkçesi Şehbal AYGEN sayılmazdı .. Maıslty'nın Kencusine verdigi görev hoşuna gıtmısti. Bodrum katına her ne pahasına olursa olsun gıreceğınden emindi. Canım sıkan noktalann en önemlisı, Maisky" nin bu soygunda Jack Perry'ye de gbrev vennis olmasıydı. tnsanlıkla, insanlıgın beşen vönleriyle zerrece ilgisi olmayan herifln biriydl o... Chandler, omın hakkmda çok şey biliyordu. Sıkıştığı zaman tabancasını çektiği gibi adam temizlemek Perry için sigara yakmaktan farksızdı... Oysa Chan dler sertlik taraftan değildi... Kan dökülmeslni istemezdi hiç bir zaman... Daima uzak kataava çahşmıştı cinayetlerden™ Şayet Perry, iş yerini rnezbatıaya çevtrmek hevesine kapılır sa kimse marü olamazdı.. Kurban UstUne kurban... Bu glder di artık... Kendileri de berbat duruma dUşerlerdl en kestirme voldan... Berbatın berbatı... yordu... Tanısa da tanımasa da farketmezdi zaten... Onun tei derdi Perry idi... Sadece düsıi nürken bile tüyleri diken dikec oluyordu. Çevresindekl lüks ve ihtişamdan birdenbire usandığını sıkıldıgını hissetti. îckisinin pa rasmı ödeyerek kalktı. Oyun salonlanna dogru ylirüdü Şimdi oldugu verde durmuş belli etmeksizin çevrevı inceliyordu Paraları asagı tndiren, aşagıdan da \ukan çıkaran küçük asansörün vanında Uniformalı dört muhafız duruyordu Silâhlıvdılar. genctiler. vaptıklan îşin sorumluluk derecesini d> çok » ivi bildikleri suratlanndan belIiydi. Çattk fcaslarla blr süre daha dolasıp saga sola göz attıktan sonra çıkiş kapısına yürüdü, kontrol servisinden pasaportunu aldı ve çıktı. Aynı anda kalabalık gıuplat giriyordu gazinoya .. Kadınlar, taktıklan elmas ve pırlantalarla ssyyar birer kuyurocudan farksızdılar Hepsinin omuzıarında da vizon vardı En pahalı cinsinden Miicevher ve vizoı, zenginlerin degişmez. mo dası eeçmez Oniformasıydı zaten... Chandler, buniardan blrkaçınm kendisin) dikkat ve Ilçiyle sürdüğünü farkedince fjözleri parladı . Befenildıfei muhakkaktı Bu kanıyla duydufu tarifsiz sıkıntıyı bir an içîn unutur gibi oldu.. Fakaı keyfı yennde degildi . Kendıni formda hissetmıyordu Görmezlikten geidi. eeçip eitu Bahçeve lnen genis basamaklı merdivenlere vardigında, Jack Peny'yı larketti. Gece elbisesi giymişti... Dudaklannın arasuıda da kocaman bir yaprak sigarası... Onunla burun buruna gelmek Istemiyordu... Adımlarını sıklaştırarak basamakları çabuk çabuk indi... Plâ.ta yöneldl. Maisky, hepsine önemli bir tavsiyede bulunmuştu toplantı sırasında... «Gidin... Gazinoyu yalon dan görün... Tesisler konusunda tüm olarak etraflı b'ir fikir edinmeye çahsın. Kondinizi çevreye alıstınn . » demtstı Perry de bu tavsiyeye u"arafc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear