28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT: JSİÎET yapıyorsunuz? Ailesi olan çocuklan, çocuga ve anne babaya ayrı ayn, öğfit verdıkten sonra ailelerine tedim ederiz. Sık gık da kontro) ederiz. Anne veya babası olmayan veya ailesi tarafindan suça itildiği anlaşılan çocuklan özel eğitiın yurtlanna veririz, Sizce çocuk suçluluğunu önlemek için neler yapılmalıdır? Sadece suç işleyen çocuklar değil, yetişme ortamı ile de mücadele etmek gereklidir. Sıtma yataklan nasıl kurutuluyorsa suçun oluştuğu crtam da öyle kurutulmalı, yok edUmelidir. Bu konuda Sağlık, Milli Eğitim ve Içişleri Bakanlığı müsterek çalışmalı, bu işle ilgilenecek bir genel müdürlük kurulmalıdır. Çocuklara yardım eden demekler de hep ayrı ayrı çalışır. Onlar da birleşseler vertmleri artacaktır. Bütıin şehir eksperlerle taranmalı, aile durumlan, ailenin çocugun üstündeki etkisi, mali durumlan incelenmeli. Gece ekipleri sokakları tarayarak, sckaklarda başıboş dolaşan, sersenlik yapan çocuklan toplamalı, eğer ailesi bu çocuklar karşısında acz içindeyse, çocuk aileden almarak yurtlara verilmelidir. Ancak bugün problem çocuklarda, kimsesiz korunmaya muhtaç çocukların bulunduğu yurtlara verilmektcdir. Oysa bu etkıli değildir. Doğrudan doğruja bu tıp çocuklann eğitimiyle ılgıli, bilgili öğretmen ve personelle yönetilen yetiştinne okul ve yurtlan kurulmalıdır. Bu çocuklan eğitmek diğerlerinden farklıdır. Öğretmenlerınm, onlann ruhsal durumlannı anlavan, onlara yardmıcı olabilecek ozel eğitim görmüş kijiler olması gereklidir. Yoksa çocuk bu yurtlarda durmaz, kaçar. Çünku bu çocuklar sokaklarda, tam bır ozgurlük içinde yaşarlar. H:ç çalışmadan, yemek zamanı Beyoğlundaki lokantalara gidip, şaraplannı bile temin ederek kann doyururlar. Bunların yeniden disipline sokulmaları, güç ve bilgi isteyen bir iştir. Nitekim, biz bu şekilde yaşayan 1 6 çocuğu sokaklardan topladık ve çeşitli illerin yetiştirme yurtlanna yerlestirdık. Çok kısa bır zamanda on üçü kaçtı. Sadece üçü kaldı. Bu sebepten çocuklan yakalayıp yurtlara j'erleştirmek yetmiyor. Onlar için özel eğitim şarttır. Eğer çocuk 15 16 yaşındaysa istenen şekle girmez. Kız fuhşa alışmışsa, bunu bıraktırmak ünkânsızdır. Yaşadıkları hayatı bıraktınp ailesine teslım ettığımir birçok kız; pışmanlıklarla gıttikleri halde, çok şeçmeden tekrar kaçmışlardır. Öğüt vermekle bir netice elde edüemez. Sistemli bir eğitimle sonuç alınabilir. Türkiyede bu çocuklan eğitmek için bir müessese yoktur. Zaten bizde, bugun bütün dünyada kurulmuş olan çocuk mahkemeleri de yoktur. Halbuki çocuk suçluluğu, üzerine önemle eğılmek gereken bir konudur. Çocuğu suç işledikten sonra yakalajnp mahkum ettirmekle bir sonuç elde edilmez. Çocuğu suça iten nedenlerin arastırılması ve bu nedenleri ortadan kaldlrmak için çalışılması gerekiri Unutmamalı ki bütün büvük suçlular küçükten yetijir. Kurulduğundan bugüne dek, günde ortalama 60 çocuktan, 10 bin çocugun getirildıği Çocuk Burosu Müdürü H. Bilgin, «Bu büronun başında bir hanım müdünin bulunması daha faydalı olacaktır. Zira, çocuklar anneleri, ablalan gibi görecekleri hanım müdüre dertlerini çekinmeden anlatabüirler. diyor. :19 Ejlul 1970 SUÇIU ÇOCMJR n SUÇLULUK NEDENLERİ Çocnk Bttrosn nasıl çalışıyor? ocuk Burosu Şefi Hüseyin Bilgın «Buronun kurulugundakı amacı» gu geküde İçıkladı: Polısin ikı türlıi gorevi vardır. Bırincısi suçluyu yakalamak, ikincısi olayın onlenmesi için tedbirler almaktır. Suçlular üzexınde yapılan incelemeler, suçluluğun temelının çocuklukta atıldığuu gosterdiği için suçluluğu bu safhadan iübaren önlemek, Aysel AL C kökünü kurutmak amacıyla çocuk burosu kurulmuştur. Çocuklar büronuza naal fetirüiyor? Çocuk burosu kurulduğunda, 1962 de, bütun karakollara bır tamim yapıldı. «Bugünden itibaren, çevrenude, karakola intıkal eden olaylarda, gerekü islem yapıldıktan sonra, eğer işlenen suç tevkifi gerektirmiyorsa, çocuk büroya getirilsitı» dendi. O tarihte, bir de ekip kurulmuştu. Gece geç saatlerde sokakları dolaşan ekıp çocuklan arayıp buluyordu. Belediye zabıtası da dilenen çocuklan intikal ettiriyordu bize. Bu ekibin çakşması çok faydalı sonuçlar vermişti. Düennıeyi dnlemişti. Maalesef sonradan kaldırıldı. Bu gün yeniden kurulmasmda fayda vardır. Büronun Boğazkesene getirilmesi de karakollarm çocukları buraya geürmelerini güçleştirdi. Eskiden Vılâyeün yanındaydı, çocukların geürılmesı daha kolaydı. Ancak bugün çocuk burosu îstanbulda tanınmış durumdadır. Aileler prob lem çocuklarmı kendıleri getiriyorlar. Bazen de çocuğun annesı veya babası olmnyor, yardım için gelıyorlar. Kendi imkânlanTDIZ oranında yardım ediyoruz. Ashnda imkânımız da çok kıttır. Kızılay 100 lira ekmek parası verir. Yoksullara Yardım Cemiyeti de çevredekl yardnnseverlerin malî yardmüan ile müracaat eden. çocuklara yardım edebiliyoruz. Buraya gelen çocuklan bazen kendi cebimizden doyurduğumuz da olur. Bu çocuklar için ne gibi iş Çocuk kursuna. ortalama günde 61 çocuk getirilmektedir. •ıııııııııııııııııııııııııııııııılııııııııııııılııııııııııııiııılıııııııııııııııııııtııııiK konu veresim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyan Fakir BAYKURT rüst okutna yazraa bilmezdı, ıkıüç tane fcalem vardı. Cepleri aktar dükkânı gibiydi. Her şeji vardı. «(l'esil gozlü, gokıis kızlara bitijorum'.)» dedi. Çevre koylere kıyasia Gökçımen daGeldi. koca kapının önünde durdu : ima sulak ve yemyeşıldir. Bundan btü«Kız Ha\anaa!» dedi. ru olsa gerek, kızları da genellıkle yeşıl Havana seslenmedı. gozlu ve çok güzeldir. Parasına güve«(Eğer bu kapıdan da bir kısmet \arsa binen erkekler kendi köylerındekı kızlara ze. yasadık yolun sonuna doğru! Yonca yaprağı boş venp çoğunlukla Gökçiraen'den eş gibi su aizına tükürdüğuraün kızı! Su Cenabalalmaktadırlar. Durü (Dunye) de Goklahın ne hunerleri var dün\ada'.)» dedı. çimen'ü bir kızdır. llkokulu bitırmiş, «Havana. kııız! Veli kul evde mi? Kuzn alaanasına babasına vardım etmektedır. cara !..» Dıkkati çekecek kadar güzeldır. Gunün Havana vüzünü KözUnü topladı yazmasıyla: bırinde Kabak Musdu kızı gbrür, atını «Bizde satlık kuzu yok, git işinc!» dedi. yavaşlatır, Dürü'yiı uzun uzun suzer. 14 «Başka işde konuşacam kız, yok mu \ eliyaşındaki kız bu cür'ete fena halde kıknl?» zar. «Yok yok!» dedi Havana. «Kızılcaya gittl. dcinmeyecek!» «Kız o nasıl lâf? Kendi yoksa, evi de mi 2 yok? Aç kapıyı'.» «Açamam! Sahabi olmayan evi nasıl açaKadın basını eğdi. Çnldaki traignra karışnm?» tırdı. cKiz delı olma, hayırlı bir is konuşacam!» «Söylesene ana, ne «nh çekıyorgnn?» «Senin karnında hayır mı eyleşir? Açamam!» «Tok bir sey, yok bir şey !» dedl Bavana, «Allah allah ve süphanallah!» dedi Musdu. Kabak Musdnnun ardından bir daha baktı. «(Ulan ne kuduz karı be! Şunun lâflarına bak! Atın üstünde parçalanmış şıbı durn>ordu Az öııce gördüm kocanı bükecin başında ulan! Mnsdu. Bağlara girdi. Afaçlann arasında kayEmme hadi! Neyse! Yüziine furmayım yalanıboldu. Baflar bitince yeniden beliriyordu vol. nı! Saydıjım yerler \ar!..)» Atını köy içine sürHavana, gözlerini oraya dikip beklemeye basdü. ladı. Bir sfire bekledi, adam çıkmadı. «(Allab Dürü, kapı aralığindan basını uzattı: «Ne Allah, çıkmadı!)» Belki atın başını çekti, düşüyıhsık hcrif! Tok diyoruz, hâlâ sırnaşıyor! Denüyordu orada. îooo. beri yandan çıktı birden. folup çitmiyor!» dive söylendi. Dönüp efliyordn. Havana: «Durdnfumuz yerde, çördun mfl «tçeri gir Diirii! Hemen içeri çir kızım!» basımıza çeleni? A kızım, sen de elıne bır avva Diiru kostu içeri: «Nâlet!» dedi genfc " •trp ne diktlirsin o saçağa? Bubanı da bökecin Kllisine felmişti bu Musdn. «(Böyle kızlan basında bulur sinci! Kendir büküyor orda . » görünce, zaten yumusak olan yüreğim daba da Caminin dibinde yirmi kişi kadardılar. Ayumuşar, sede yaf Rİbi eriyiverir:..)» dedi kentakçı Veli, bükecin basına oturmnş, kolu çevidine. Ankara'nın bu köylerinden koyan kaza riyordu. D8rtbes kotnşn da, ellerinde birer kentoplar, götürür kasaplara satardı. Vekillere, eldir kolçagi, çeke çeke gidiyorlardı. Bu telleri birlestirip urşan yapacaklardı. çilere raor lâhana, bal, peynir götfirürdü. Petekli oğul balı bulurdu. Ankara'daki Amerikan Kabak Musdu indi attan. «(SeTsem kan! Benim nasıl temiz kalpli, yumuşak bir adam pazarından da mal alır, içerlere aktarırdı. Çanolduğumu bilmiyor. Variyetimden, dirayetimden kaya Köşküne keklik, bıldırcın, av kuşu götüsanki habarı yok. Kapıyı acmıyor! Hem sersem, rürdü. Kabak kafa, sış göbek bir ştydi. A ^71 hprn cahal, noolacak?)» Atı redeğine aldı: «Sefisek kapçığı gibi, gümfis krom kaplamayla dolâm. ağalar!» dedi. luydn. «(tnsan bu güzel dOnyayi biriki kanyla geçirecek değil ya! Variyeti, dirayeti, hemi de Dürü çıktı içerâen: «Gitti ml o nâlet, ana?» dedi. şansı talitai olan, baksın ötekilerin de tadına arkadas, ne sakmcası var?)» dedi. Bir saati vardı. Havananın id altüst olmus. Elleri de titriParmağinda kocaman bir yüzüğü vardı. Ttni yordu: «Gitti!» dedi. tırnak kesecekleri, çakıları vardı. «(Gözel sev«Çok korkuyorum ana! Yüregim «Op güp mek ayıp değil, yasak de|il, cünah değil! Topfnruyor!» Elini sol çöğsünün üstüne kovdu : «Suna bak!» dedi. Yuvarlacıktı orası. Yüreği rafımızda parayı veren düdüfü çalıyor. Karıvi \urup duru\ordu. «Suna bak!..» kızı tesbih gibi diziyor. Dahi Ankarada ..)» dedi. Çakmafı, tesbihi, içinde balık resmi göriınen «N'e bakayım? Benimki de furuvor!» bir anahtarlığı vardı. «(Kelâmi Kadimin, CenaAdamlar savçı eösterip selâm aldılar. «Harballahın. böyük peygamberlerin, eşkiyalann ve rola aia? Neden döndün? Sormakta sakıncs yok va?» de hocaların yaptıih da, dediği de bn değil mi? Nafakasını dercedebildikten sonra al alabildigin «Ha.. sey.. yok yok! Şey. Velıvle konuşacam kadar! Sev sevebildiğin kadar! Evet. yenilerini Vpliknlla! Şey» satlık kuzusn olduŞunu duy dum da...» sevmekle, eskilerini de sefil ettifimiz yok sükür!.)» dedi. Aynası, dürbünfi vardı. Dogru dü(Arkası var) ••••••••••••••••••••••••»•••••••••••••••••••••••••••••••ıııf ÇIKAN KISMIN ÖZETİ Türk Ceza Kanunu OLUB. ve çocuklar ürk Ceza Kanunu suç işlemiş çocukların cezai sorumluluğu yönünden üç devre kabul etmistir. Birinci devre: Suçu işlediği zaman onbır yaşını bitirmemiş çocuklar için Cumhuriyet Savcılığj işe el koyarak soruşturma açar, fakat bu suçu çocugun işlediğine dair deluler toplansa dahi çocuk hakkında ftmme dâvası açamaz. Ceza kanunumuz, bu yaştaki çocuklann anlama ve isteme yeteneklerinin olmadığmı kabul etmiştir. Bu nedenle cezai sorumlulukları yoluna gidilmemektedir. Ancak, çocugun işlediği suç, bir yıldan çok hapis cezasuıı veya daha ağır cezayı gerektiren bir cürüm ise, Mahkeme Baş kanı. Savcının isteği üzerine, tedbir kararı verir. Bu tedbir kararı iki şekilde olabilir. Birincisi, çocugun, Devlet idare ve denetimi altında bulunan bir müesseseye, on sekiz yaşını geçmiyecek bir süre için konulmasıdır. Ikincisi. çocugun, kayıtsızlık ve ihmalleriyle tekrar suç islemesine sebep olduklannda kendilerinden iki yüz lira para cezası alınacağı ihtar edilerek, ana baba veya vâsiye teslün edilmesidir. T TİFFANY JONES lONLAEl OLOÜ&JHÜ GARTH AYLÂK MUSA Ikinci devre: Kanun, suç işlediği zaman on bir yaşını bitirmiş olup da on beş yaşını doldurmamış çocuklan, anlama ve isteme yeteneğine (temyiz kudretine) sahip olup olmamalan yönünden ayınma tâbi tutmuştur. Çocuk anlama ve isteme yeteneğine sahip değilse, on bir yaşını doldurmamış çocuklar gibi cezai sorumluluğu yoktur. Ancak, işledikleri suç bir seneden fazla hapsi veya daha ağır cezayı gerektiren cürümlerdense birinci devredeki emniyet tedbirlerınden birini alır. Eğer çocuk isteme ve anlama yeteğine sahıpse cezaî sorumluluğu vardır. Ancak cezası mdirimlı olarak verilir. Cezayı da çocuk ıslah evinde çeker Üçüncü devre: Suçu işlediği zaman on beş yasını bitirmiş olup da on sekız yasım doldurmamış olanlara ceza belirli oranda indirilerek verilir. Ancak, bunlar hakkında kamu hizmetlerinden memnuiyet ve emniyeti umumiye gözeümi altında bulundurma hükmü tatb'.k edüemez Cezanın çektirilmesine başlandıİmda on sekiz yaşını bitirmemiş çocuklann cezaları çocuk cezaevlerinde çektirilir. Yarın I Terbiye ve uslandır1 24 Pencereye yaklaşarak pancuru kaldırdı. Deniz, çarşaf gibi uzanıyordu karşıda... Gıineşin ısıkları masmavi sularda parlıypr, beyaz tekneler oyuncak gibi gıdıp geliyordu.. Bazılannın yelkenlen sanydı, bazılarınınki de kırmızı... Lımanda hareket başlamıştı çoktan... Terry'ye olup biteru, olup bittiği gibi anlatabilseydi. Bu noktayı enine boyuna düşündu. Fakat hayır... Anlayışsız ve taş gibi bir adamdı Terry bu çeşıt konularda... Hayır hayır... Şu paralann sırrmı her ne pahasına olursa olsun kendıne saklamalıydı. Döndu, tekrar yatağa glrdl... Bu işi yaparken de gözü krem kutusuna ılıştı. Dıana marka lüks krem. Aldı, açtı. «Korkunç sabıkalının bıri de olabihr ama kendine göre bır stılı var heriîin...» diye mırıldandı. New Yorker muhabiıüği palavraydı düpedüz... Inanrruyordu onun bu lâfına artık... İki bın doları tıkır tıkır saymıştı.. Muazzam bır paraydı bu genç kız ıçın... Ne yapmıştı bu parayı almak için?.. Aşağı yukarı hiç. . Bıldjğı bazı şeyleri anlatnuştı... Tesısat kopyalanru vermişti... Doğru bir şey olmasa gerektı .. ömrünün sonuna kadar bunu hatırlayacak. hatasımn ağırlığmı vicdanında hıssedecekti sonuna kadar... Fakat şu krem... Şu lüks tuvalet maddesi.. Adarmn gelışı guzel bir haydut, sıradan bır soyguncu olmadığını pekâlâ ispat edıyordu. Duygulu ve centilmen bir tipti şüphesiz... Ya. lan söyletniş, kendisini aldatmış ve maşa gibi kullanmış olabılırdl... Ama ruh vardı adamda ruh... Kapağını açarak kremin tes kil ettığı bembeyaz tabakava baktı.. Hafıl bır orkide kokusu yayılmıştı etrafa, Buiük bır Öğleden sonra bir komisyoncuva uğramak niyetindeydı. $oyle daha genişçe bır apartıman katına taşınmalıvdı arük. Bır saat sonra uyudugunun bile farkında olmaksızın oldugu yerde sıçrayarak uyandı. Uşuyordu .. Evet düpedüz üşüyordu... Garip duygulara kapılarak komodinin Ustündekı saate baktı... Onbire yirmı vardı. Canı bır kahve istedı.. Ama \ataktan kalkmaya da üşeniyor du .. Şundi sadece üşumekle kalmıyor, Ustünde büyük bir ağırlık ve miskiıılik hissediyordu.. Böyiesine sıcak bir havada üşümek ne demek oluj'ordu. Telâşlandı birdenbıre. Hastalacuyor muydu yoksa?. Şaşüacak şeydı... Ağzınm içi de zehir gibi olmaya başlamıştı .. Aniden midesı bulandı Hemen oracığa, ortülerın üstune kustu... Elleri bırer ateş parçasıydı sanki?.. Nasıl yanıyordu? Cayır caya... James Telâşı büsbütün artraıştl... örtüyü kaldmp karj'Oladan inHadley CHASL mek için davrandı... MuvanaK olamadı... Bütün vücudunu soSuk bır ter kaplamıştı.. DonTürkçesi ma derecesinde üşüyordu... Bu> na ragmen elleri alev alev yanŞehbal AYGEN maya devam ediyordu... Korkunç bır şeydl bu... «Ne oluyor bana böyle?..» işl yaparken... Bir sosyete ha diye mınldandı... Dehşet içinnımefendisi sanmıştı kendını deydi. Kalbi göğsünü delecekbirdenbıre... tniş gibi atıyordu Nefes almakSonra boş hayallere daldıgı ta da güçlük çekıyordu. Kalknı farkettl... Duyduğu zevk çok mak için tekrardan davrandi kısa sürmüştü... Kalasmın ıçı Bütün kuvvetini bacaklannda endişelerle dolu oldugu için tave ayaklannda toplamaya çalıdına varamıyordu belki de yap çıyordu .. Ama nafile... tığı işin... Kapağını kapadı, Birden kutuyu komodinin Ustüna bı büklümdü yere yuvarlandı.. tki .. Telefona uzanmak raktı. ıçın ıkınıyor, sıkınıyordu... FaŞimdi bütün mesele şu para kat olmuyordu blr tiirlü .. Bakonusunda akla yatkın bir hı ftrmak. tmdat çagırmak amakâye uydurmakta ve Terry'yl cı ile ağzını açtı .. Sesı çıkmıvordu . Agzımn içl busbütüa ıkna etmekteydi. Başka erkek zehirdi . Midesi vine bulanmalerle düşüp kalkmaksızın bu va başlıyordu . Bıraz sonra yiparayı nereden ve nasıl bulmuş ne kusmava hnctflrfi PomKrt «« olabılirdi?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear