26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
/SAYFA tKİ Cumhurtyet 30 Ajpıstos 1970 Yasak emrl Tarihten YARENLIK Ellf NACt o Mısır dönüşünde ÜTÜK doattzm Hayrullab örstln C.W. Ceram'j dan rtiıimtn çevirdlği «Tannlar, Mezarlar, 'Bilginler» adh »«erinde çöyle bir pasaj var: 19 Mayıs 1799 da Napoîyon Mısrrda ordusundan kaçarken Mulron ftrk&teyninin güverteslnde duruyor ve FiravnnlBr diyannm gözden kaybolusunu «eyı«d!yonnus. Mısır'da, berabertadn gidenlerden Baron Denon «sınanna gaye* ™^irft™ bir (Orfl reeim yapmıç, bunlar bugünkü SJtptolojinln tamelml teskil «tAIUF UIBl miçtir. Bu iübarla bu Baron, ÜBanlflk mücevberleriyl» MOtVATET egküeşmls Bonapart askertertn> derler ki. den daha defrerli bir ganimet Amasya'da bir zaezar var9» dOnmUştiJr memleketin*. Omıj. Müslümm İçin kltabın yazan, «Napolmanlann dalj m ' ı s bu ««1611 askerllk bskv ma mygı U« zivaret ettikleri » T >ıT basansız olmustu ama M » it i bu mezarda «Pir flyas'ın dafaman İçinde görülecek olursa madı canlsinl Şevh Abdnrrahman bin Hüseyin bnrad» gömfl* modem Mısınn siyasete, eskilüdür» yazılı imis. Bir gün Şey«tnin de ilme açılmasına imkân hin «ağhğında îkinci Murad'ın Terdi.» demektedir. C* şehzadesi Şeyhin ziyaretine O «aman Fransız fllosu gerl gelirler. Şeyh, genç şehzadeledönerken gemicilerin »Esekler» rin ikisine elini öptürür, nra Şehzad'e Mehmed'e gelince, odedıkleri yüz yetmis beş sivü nun cnünde diz çökerek şu bilgin de güvertede uzaklaşan duada bulunur: «Allah M D I piramitleri seyrediyorlarmış. Ni kndret ve dehâ ver»in!» hayet kesinlikle denebilir kl Mı sar seferi asker! başan ile deBu, scnradan Fatih diye t«ğil ama, llml bir zaferle sonuçrihlere geçen Sultan Mehmet' tir. lanmıştiT. B LET arşlvlnde 972 sanesine alt bir mühimme defterinden Edirne kaydına yanlmıs bir hükmü gözden geçiriyor ve bugünkU dila çevirip sunuyorum: «Ban meyhmnelerde farap içildifi, gizli ve açıkta şarap gatıldığı tar&fınradan duyulrnustur. O şehlr hıristiyanlarına (keferesine) yetecek kadan alıkonulup geri k&lao kısma slrke olaeak kadar tus konup sirke yaptırılması emredlllyor. Mfiglümanlarda tralunan şarabı da yok ettirip dı?andan fcbre asIA bir katre şarap soktunnayıp gereğl gibl men ve def edesin. Bn hususta benlm ziyade lhtimamın vardır. Sonra yoklayıp »ksi görülilrse hepaini astırtran. Sen de sorumlusun. Ona göre mukayyet o l ı n ı u BI AŞVEKA C R Metres kın, Pari«in bir metreB olduJunu göyleyen eski bir Moria Chevalier »arkm tutturmu» bagınp duruyor, Pariı. ben Pari»1 levmem. Hayal döşeğinde birçok »evgililerin koynuna giren kötü bîr kadın clduğundan ötflrü değil. Dogunun füsunkâr güzelliği yanınd» Batının fazla pudralı çeylenne ısınamamışımdır bir türlü. Meselâ Eylel, Tacmahal'in yanmda bir karikatür kadar fülünçtür benc«. Me?hur Tristan Bernard, her gün öğle yemeğini Eyfel'in içindeki lokantada yermi?. Buna dıkkat eden gazeteciler »ormuşlar kendisine : Üsfad galibs d ı Eyfeli çok •eviyorsnnnz? Tristan Bernard »u cev»bı Yermiş : Bilâkla Eyfel'den nefret ederim. Paris'te eniın görtntnedigi tek yer bnrmaıdır. (Aisopos) Ezop ilâtUn önce yaşamıs, Yunanlılann Nasreddin Hocasıdır. Sosam Adalı Jadmo'nun kölesi iken efendisi bir gün ona: Gıt bak bakalım hamamda kaç adam var? deml?. Ezop gellp harnama bir adam girc'iğini sdylemış. Efendisi gidip bakıru? kl hamam kalabalık. Ve hakJı olarak \azıp smırlenrruş ve: Bu ne? deyince, Ezop şu cevabı vermiş: Sız bana kaç edam var dedıniz. Haır.amın kapısmda bir taş TardJ. Hamama her gelen bu taşa çarpıp düşüyordu. Bir adam o taşı daha uîaktan görüp yerden kaldırdı, hem kendisi hem başkalarını düşmekten kurtardı. Işte bence adam budur, ötekıler değil. M ABŞAMBADAN hiç bir <ıuhurat» olmadı, Persembenin böyle geleceğine değin.. Ter«tn« takvimdeki Perşembelerden birl gibl başladı gün. Aylardan Temmuz. Yü 1970. Haftanm dördüncü günü. înadına sıcak. Kahvedeyim. Saat 16.20. Okaliptüsün «n sivri uçlan sallanıyor esinüyle. Ben de bu lallantaun avuntucu içınd» serinlemftğc çalifiyordum. Şu, bizim arabacı ımcı, gölgeye yanlamıştı. Beygir kuynığunu <amuda> kaldırmif, rahatlamağa çalışıyordu. Arabacınm lki oğlu vardı. Kendi dediğine göre birl yüksek mühendis, öbürii de ona benzer bir jey. Zaten burada oturanlann hepsi de gurbetçi. Yüksek mevkilerde ya oğullan vardır, ya hısımlan .a ds tanıdığı. «Bakma. Bi? duştük bir kes. Aüaha ffîkür, olnp gidlyon» l?te* Olup gidıyorîar. açlığın, lşsizliğin zevkli batağında. Votosikletler, özel, r«amt taşıtlar geçiyordu, bir «?agı, bir yukan. Rumelili eskici, bahçenin bir kö?esinde, kırk lki numara pabucu yamıyordu 8x*n1«. Bunlar bizim her gunkfl yafantımız. Meşelizadeler, Kümbetzadeler, trinzadeler geçraet caddemizcîen. Aksine Toprakr»deler. kazmazedeler, açhkzedeler doldurur çokçaleyin. Kahv» de kahve değil, ırgat pazan. Kadınlar görürüz çarçı, pazardan gelen. Pancar gibi kıpkırmızı, gımşınk ter. Kara etekll, salvarh ya da. Bu sıcakta iplik çoraplı, kara pabuçlu, şıpıdıklı ya da. Patlıean, kabak, semizlik doîıîurur scpeti, ucuzundan. Kolunda »epet, Öbür elinde bebe^i. Damah örtüleri hep te çenelerin altında duğumlüdür. Suratlan kasım akşamlan gibi devrik, temmuz sıcaklannca yanık. lki elleri de dolu olduÇundan dalaalar.a, çalkalana yürürler. Kasketli, toztoprak içinde, pırtık içlikli adamlanmıı oturur kahveye. Çalkalanan kalçalara, hiçbir lstek duymad'an bakarlar. Neden istek duysunlarî EvdeH de »u geçen gibidir çokca5i. Çalı bacaklar, pörsük göğüsler, ya da hamurlaçmış et yıSmı. Değil böyle kınta kintı geçmek, eızçıplak olsalar 5nümüzde, yine de iç geçireeeğimiı süpheli. Çökmüşüz yahm. Persembe Yazan : Geçen Cuma, hoca vaaı ederken duydum. «Bina ile zina çoğalacak âhirzaraanda» dıyordu. <Kadınlar eıbtllaşaeaklar. Gel gelelim, erkeklerin çiderek erkeklikleri yittiginden, kimse döniip bakmıyacak. Ortada dökfllflp kalacak kadınlar^ Istektizliğimize bakıp, çokcası soranm «âhinaman mı ki?» diyı. Ferruh TOKSÖZ tste bu sıra çıktı rüzg&r. Hem de ne rüzgâr? Gazeteci, hemen paketımn ustüne oturdu. Peykedekı işçınin kasketi tengeriendi gittı asfalta. Adam baktı bir sure ardmdan. Hepimiz baktık. Zaten eski bir ?ey. «K»lkmağa üşendi» diye düçündüm. Haylidır oturuyordu işçi kahTeda. Arada bir b»|i duşü dü kan. Gayrl gıdemez, Snürde engel var. Ağır ağır doğruldu ışçi. Athyacak gibi baktı bir sure alçak duvara. Kendine yediremedi besbelh. Kapıdan dolasıp asfalta çıktı. Ovakit gördük kadını. Yazlık giyinmişti, dinine, imanına. Sarışın, tombul. Hele kollan. Saçlan uçunca koltuk altlannı da gördük, hafif tüylüce. Yaka açık, göğüs çukuruna dek. Yurüdükçe bir de titriyor ki memeleri. Kayık tabakta peluze. Işçı yerde yatıyordu, gözlerl açık. Minubusler, özel, resml taçıtlar, motosikletler. Bırder te.âşa kaptırmışlar kendılerım vızır vızır. Gunesin altında vıç çık vıççık asfalt. Hep bırder fırladık, kadm küfürler ederek ten. Ulan bu açlığa, işsızlığe. «Demek erkekliginl yitirmemişler de var içimizde» dıyerekten. İşçi yerde, gözleri açık kadının pesisıra. Ama kıpırtı ney yok. Yokladık orasını burasını kan ney yok. Ayağa kaldırdık, dizlerinde derman ney yok Bü kulü bükülüvermekte. Ulan aman, ula bu ne İŞ? Bır erkpk ki, kadının bacaklarım kar^ırfaı görmeklen. Görmeklen kardesım, elden ayaktan kesılmıs Hele namussuz, kaç yılm kösnuklüğü bu seninkı . Karga tulumba getird.k kahTeye. tşçı tıtremekte kı. sapıı •apır dökülüp dagılacak her bn organı. «Bak hele,» dedı arabae amca gülerekten; «sn nüznm etti gavri buna.» Ar.lıvamodıra önce. Tuh.. Bir de cünup temizle elinlen. Su serpti biri yüzüne. Gözlerini açtı işçi. Dudakları tıtredi «Aman agzına biraz da vigen. AJzına.» Dıslerını övlesıne knnrnş ki cenabet: zor =i?dı bır kaç damla su. «Konnsivir be» cfedi eskici. Gerçekten bır şevler sövlemekte, yılancık ılletine tutulmuş pibi, dı^lerının araMnrian. Kulak verdım îçimde bir şevler yıkıldı Bo»alıverdim sarki. Boşlukta sallandım kaldım. Resim: â. ARAD Ama yine de bütün koşullann tamamlığına inandıramam kendimi. *** Perşembe de kahvedeydim. Okaliptüsün altında. Ganban için lâhmacun benzeri »eyler dolastınyorrfu çocuk, teneke kutu içinde. Hediyesi 25 kuru?. Bir tutam kıyma, bol domates, sovan, buber. falan filanh. Gazeteci «Hâveliiii.. diye bağınyordu, dunıp durup. şüveriyordu önüne. Dalıp gidiyordu. Sonra uyanıyordu bırden. Yüzüne baktım; gozlerı çukurda, depderin, yorgun, uykulu. Sanki ekmekle değil de, toprakla beslenmiş adam. Soğulcan gibi. Arada bır de öksüruyordu, hüngurdeyerekten. Baktı kaskete, kufretti sonra, kasketi kimbilir kaç yıl önce satana. Ve de sapkanm anasına avradına. Kasket karşı duvann dibinde duygusuz. Yırtıgı tıntîsçi tfurdu. Kadın önunden geçti şöyle bir adım kadar. Ardından baktı işçi. Tepeden tırnağa. Rüzgâr bir saldın daha yaptı, kadının etekleri havalanıverdı bırden. Pespembe bacaklarını gördük, bizim kadmlardakinden bır baska çeşıt. Golged'e buyümüs. Tombul ve isteklı. Eteklerinin altından kilotunu gördük, inadına kara, tıril tiril. tşte o anda oldu ne olduysa. O Aramızda para topladık, dört börek aldık, hediyesi yırmıbe» ser kuruş. Bır de çay sovledık. Kamı d'oyunca dili çözuldü adamın. Veremliymiş. llâç alma» ga gelmiş di?panserden. Sabah ezanında düşmüş yollara kciyunrien, yaya rapıldak Açmıs. Acnı? ama. Minübüse binecek parası da yokmuj. Onun da çaresıni bulduk. Bul duk ya, bır şevler yıkıldı benım ıçımde. Yıkıldı, çöktü. Çöktü de ben a'.tında kaldım. 12 1 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 ADIN mevzuunda çok dikkate değer fikirleri vardı. Hele nazariyeler bakımından rakipsizdL Buna mukabil ajk ma ceralarından bir tek defa bıle an lattığı vâki değildi. Dilini dama ğmda «aklatarak ve bire bin katarak yatak odan vakalannı ?urada burada anlatanlardan da nef ret ederdi.. • Dıinyada» dıyordu «Bir mll y«r dörtyüz milyon kadm yajıyor. Hepsintn uygun blr hrsat bulup kendüerini bir milyar dört yiu milyon erkeğin kollan arasuıa atmak için sabırsızlandıği ma hakkak. Şu halde bir sürü kadınla duşüp kalktığnnızı sağa solı duyurarak böbürlenmek nefe» almakla yemek yemekle bobüılenmek gibi budala bir «ey olur^ Sonra, muhtaç durumdakiler» bir takım tavsiyelerde bulunmak tan da gsrı kalmıyordu.: • Kadın size kendlnl verdiğt müddetce riyazi kaidelere ve hen desî şekiüere aldırmaksuın ne veriyorsa n«sü veriyorsa kabul ermelisiniz. Ama bu kadar... Ama şu kadar. Çömertliğinin derecesi ve sebeplerini derinlemesine ölçmeğe kalkışmak mânâsıı blr davranıs. Beraber olmadığınız zamanlann hesabmı sormak, mazerctlerintn sıhhatini kontrol etmek, son ylrmiddrt saatin teferruatına girraeğe kalkı«mak fay dadan ziyade zarar getirecektir. Sual sormak, asılsız cevapiar almak, itiraz etmek de tatminkâr fakat sahte davramşlara muhatap olmak demektir. Davranışlar sa mimî de olabüir. . Fakat bu defa tatminkâr değildir. İstediğiniz kadar uğraşın, kadına. doğru İle yalan arasındaki mesafcyi kabul ettlremezsiniz. Cani istediği u man ikisini bir avucnna alıp lâs tik top gibl oynıyacaktır. Şayet kadın. sizden bir $ey gizlemek niyetindeyse bana bütün ömiir boyunca keşfetmeniz mümkün olmayacaktır. Bir meçbulü kazara mâlum yaptığınızı farzedelim .. Sakın gurnrlanmaya kalkışma>ın... Artık lüznm görmediği Için gizliyl açıga vnran blzzat ken disi obnnstur. hece bulmacası SOLDAN SAĞA: K EVET... NE F vDİYORDÛK? 1 16. asırda Piri ReisTn, Basra'da bıraktıgı donanmayı aimaya raemur edllmiş, Baars A A A AAL Korfezinden açıldığında PorteBEK BEN BER BEB kızlılerle karşılaşıp gemılerl CI CE DAT Dt EF Hmd sahilindekl bir yero Dirakıp kara yolu ile tstanbui'a ES EY FA GÜN î donmüş ve gordügU yerleri kaÎR İS İS KIŞ KOZ leme almış (Miratül Meraalik), KÖH KÖY LE LEM âlim, şair, yazar bir büyük deLÎZ LÜ NA NA NE nızcımız; Avrupa'da minik bir devlet. 2 TERSt bir renk; NE NÎ SOF TA Tt Sıralan ild yanda ath araba; Tt TÎ VAR YA YA Kımyada radon; TERSÎ nota; Yî Yî ZÎN. TERSÎ utanç. 3 Beyaı geceler, Karamazov kardeşler... gibi Yukarda gorduğunüz dağınık eserierıyle buyuk Eus yazan; Ceviz; TERSt bir atlı araba, 4 heceleri aşağıdaki sorulann karNotada duraklama işareti; Aşılıgı olarak bir kerede kullarapların başlığı; Antonin ön adı nıp numaralı çizgilers yazınız. olup, Çek mılli müziğini halk Meydana gelecek kelimelenn sımelodileri etkisinde orkestraya kl; TERSt nebatlann sınıflanreyinde bir nehlr; önceleri imya arsanın ebadını, sınıruu sokmuş besteci; TERSt demirci ra ile yukardan aşağıya tKİNCl dınlması ve eserlerl ile hoca, presyonistlerle açık havada çagosteren harita; Bir gaz; Aryon<e DÖRnÜNCÜ hartlerini oku aracı. 5 Balıklan taze tutprofesör îsveçli tabiat bilguu. karahisar'da iloe; Birleşmiş Mil lışmış fakat: «tnsan o zaman rr.ak içın sandalda yalıda haduğunuzda: Pariste ind;gi lo vuzcuk; Şiirler; Amerik&'da göl. 13 Klliselerde azis resimleri; letler Teşkilâtımn rümuzu. 14 ışıklardan başka şey düşünmea kantada çatpat Fransızcasma oluyor ve kompozisyonu unuBir ticarî senedin alacaklı tara6 Fransa'da nehir; ömrü boTERSt resimde çıplak tarz çafmdan baskasına çevrilip aryunca karşısında oldugu kiliseAlmanca karışürarak yemek ıshşma; Yugoslavya'da nehir; tuyor» diyerek mtlzelere eski kasına yazılması. 14 Teselll büyük araştırmacı, yazar Ibnül ustalara dönüp izlenimcilıge mariamaja çalışan T. Hofîmann' nin papaz sınıfııun hışrruna uğramış dünyanın büyük fılomükâtatı; TERSt eskiden derEmin Mahmut Kemal Beyuı soy antipati duymuş Pransız resm, garsonun: «Boşuna yorul zof yazan Fransız; Nota. 7 vişlerin oturduğu ve tarikat âismi; Norveçli kutup kâsıü. sanu (Auguste), VücuttaM tumayın. Ben de Almanca konnLâhza; Çizgileri seçik görünen; ylıüeri yapıldığj yerler. 15 zu da eksiltip dengesizlik yaYUKARDAN şuyorum» demesi Uzerine söyle Yanş kayiğı; Andre ön adı ve B. Almanyanın 11 eyaletınden pan bir lfrazat. 6 Operada Dar Kapı, Immoralist, Dunya biri olan demir, kömtir sanadiğı sözü bulacaksınız. tek kişinin okuduğu dramatik nimetlen... gibi eserleriyle taAŞAĞIYA; yl bölgesi; Devirler. 16 TERparça; Daha iyi; tstikbal. 7 1 Yıkılmaya tüz tutmuş. nınan bir Fransız edibi. 8 St lsim; TERSt takat; yaprakBelçika'da büyük nehir limanı; 1 Klâsik Türk müziğt öl2 ts'ar.bul'dâ bir kılise ca Rusya'da şehir; 16. asırda yalan baharh bir bitki; TERSÎ Birdenblre; TERSÎ kimyada samış, dınî mıtolojik tablolan, çüleri içinde din dışı, güftell, m;ı 3 Bfğerulen birseve el hayvan avlamakta bir tuzak. sodyum. 8 TERSt şarkı vâmuhteva itibariyle se\gisinl kaçırprr.ak. 4 Bir akaryakıt. Lutherle dostluğu, protestan17 îgne ile ince iş; TERSÎ disinde Hocası Hacı Arlt Beyzandığı 3. Selim tarzı eserler 5 Çingenelerden bir hayvan lık için eserleriyle bır Alman kimyada gümüs; Zaviye (Geocen sonra içli, sitemli, link vermiş bir bestecimız; THRSÎ ovnatıcı. 6 Kabuklu deniz ressamı; Kımyada tantal; TERmetride). 18 Halk melodileri üslubu ile bestecimlz Bey; Mabir şeyin en kenan. 2 1ERhayvanı. 7 Sac sakalla uğra SI kımyada selen. 9 Ceylân; motiGeri etkisinde bestelenen zurkalan, Polonezleri, içli besSl bir îspanyol dansı; TERSt san. 8 Dofusan gelme ka r4akamla okunan dınJ naztm; canlı, parlak parçalar (Liszt'te, teleri, pıyanodaki virtüozitesi Geri verme; Geri taraf. 10 K. Vietnam'ın başkenti; Sosyobılıyet. 9 Çıftçıhk haj\ancıhk Dvorakta görülenler); TERSÎ ile büyük bir besteci (F. FTelojide bir topluluk. 3 Tasavla secnen toprak insanı. 10 17. asırda yaçamış, bir trajedi, kimyada kalsiyum; Tarihi Ederic). 9 Bir ırk; TERSI avufî şiirleri ve fikirleriyle sonPııl. 11 Aşıkâr. 12 Sonuç. bir komedi, iki de aydaki gülamlann başşehri. 19 TERSÎ jnn i i r şekli. 10 Güç; Yapraki islâm şairlerine etkısi bü13 Kara gun degil. 14 Bü neştekı devletlerden hayaiî roAlmanya'nın bir endüstrl havraklan baharh bir bıtki; mihyük bır Türk şairi (Türkistanyuk taş havan. 15 Tahhl. 16 man yazmış, ısmi Edmond RosEası; Almanyada nehir; Kimtand'm ünlü piyesinin de adı 10; TERSI tahtadan pencere ver, dlngil. 11 TERSI TanEpe'de harabeler;vle turıstik yada neon. 20 Eski zarnan olan Fransız edibi. 11 TERkanadı. 4 TERSt alaturka nya iruuıış batlanış yollan ile tarıhî yer. 17 Yukseklık. 18 St Peru'nun medenî ilk büyük savaş davulu; Macarlssamusikide bir makam; Namluda ilgüi; TERSt ATrika'da nehir; Bulgaristan'da şehir. tan'ın emniyeti bakımından ökinleri; Bir kumaş; Avrupa'da bulunur. 5 TERSÎ Asya kuBarsak (eski dll). 12 Bir içnemll ve Tuna'nın Gran suyuna dev'.et; Kımyada kripton. 12 1 Ccl'a benzer bir Avrupa çalgikanştığı yerde olup Alman, îtalyan ve îspanyollann müda2 sı: Henrik ön adı «Yaban örfa ettikleri Gran kalesini ne3 dekleri», «Peer Gynt» gibi eBulmacalann çözümü hirden donanma, karadan Or4 serlenyle Norveçli yazar. şair, duyu Hümayun ile kuşatıp 12 Yığit; Safcip; 13 Bir bina vebug^inkü CÜMHURtTET't« 5 günde teslim alan Kanunî'nin 6 7 8 9 10 • 11 12 aat 15'te, bahkçıyı, sahilde çakıllann üzerlndekl kayığınm ya dönerken kendisi için boya inceltici almamı istemistl. Parasıra da nında, kafasır.a vurulan ağır bır demır çubukla ölü bulan ka vermisti.» Lâfın burasında atılan Cemil: «Talan konnsnyor» de13 dın, çığlık çığhğa bağırarak etraftakileri oraya toplamıştı. di. «Ali, Sait'le darçındırlar. Saifin beraber yasadı^ı şimdiki ka ' 14 Biraz sonra gelen semtin karakol pohslen, tesbitinl yaptıkları dın, vaktiyle Aü ile yafliyordn* Aşın zayıflıjı göze çarpan ve : 15 cınayet olayını, üstlerine aksettirmişlerdı. halen hastalık geçırdiği belli olan Ali, yerdeki açılmamış ne't 16 kutusunu gostererek: «Sait benden istemeseydi, bunn getlr'r Şef, öldürülen balıkçı ile rvikâhsız yaşadığı öğrenüen kadın miydim? O meseleden aramıs açılmıştı ama, benim artık flzeri?ı , 17 dan, bildıSmi. gördüğünu anlatmasını istedı. Kadın göryaşları de durmadıfımı Sait de anlamıstı. Ne de olsa çocuklnktan »rka18 arasında konuştu: «Erkeğim Sait, daba Snceden maennladıgı ka daştık. Cemii'in böyle konnşmasına ancak gülerim.» yıfın boyasım tamamlamak İçin, btıgün, sabah erkenden evden Şef, boya kutularına baktı. Etıketinde Tmerle inceltintı çıkmıştı. Kayığın beyaı boyasını bitirdifi »ırada, saat 12'de, ona evden yemek jretirraiştim. Geriye kayıgın iç kısmının yeşili ile kfiydı vardı. BunJar çabuk kuruyan cinsten boya idi. Cemil'e kenarlannın kırmızısı kalmıstı. Saitten baska Ali, Bekir ve Ce dondu: «Ali sizden önce bnradan aynldıjina göre, tabii onnn ' mil de bn sabilde kayıklanmn bakınunı yapmaktaydüar. Blraz Sait'le bir seyler konuştagnnn gördünüzj» Bekir: «Evet Ama ne dan ayrılıp eve dönmüstüm. Saat 15'te pisirip hazırladı^ım çav konnştuklarını dnymadıkj» Cemil: «Ali gittikten sonra Bekir'in ile tekrar bnraya geldigim laman, onn yerde bnlmnştum. tlk yardımı ile kayığımı denize indirdim ve açıklara kiirekledim.» snds ona uzanmış nynyor lannuştım. Yanın» soknlunca, basın Bekir: «Tarım saat tonra ds ben sçılnustım. Bana da Sait jelip daki kanlan ve hiç kımıldsmadığını r'rünoe...» Tekrar ağlamağa yardım etmişti.» Şef, Bekir'in kayığına baktı. Kayığın bas tarafmda beyazlıkbaşlamıstı. MÜNİR SAVÜG lar vardı. Bekir: «Ben de bos bulnndnm, beyaz boya bana da bnŞef, kadmı oradan uzaklaçtırdıktan sonra, diğer üç bahkçıyı laştı. (Ellerir.i göstererek) O anda bir şey yapamazdım. Sonra buldurdu. Bekir ile Cemıl «aat 14'ten sonra denize açıldıklarm:, silerim dedim..» Ali c e 13.30'da malzeme almak içın şehre, çarşıya çıktığını soyT Şef, Ali'ye sordu • «Sen ne zaman döndfln çarsıdan?». Ali Yukarda kartvizitini gördügüledi. Şef, kay:ğın beyaz boyasmın tamamlandığını, iç kısımları «Tam kadın, bnrada kayıfın başında avaz avaz bağırırken. Şanüz Bay, Halikarnas Bahkçısı' nın yeşil boya ile yarı yarıya boyandığını, kırmızı boya kutusu sırmısiım. Elimdeki nefti diğer boyaların vanına bırakmıstım.» nam edibımizin bir eserine nun henüz açılmadan bir kerıarda durduğunu ve yanında kasttŞef, yardımcılarına dönerek bırini gosterdı: «Bann götürün!» hayrandır. Eserin ismi de kartlin suç âleti demir çubuğun bulundugunu görmüştü. Ali'ye *orKlMt? NİÇtN?.. vizi'i teşkil eden harflerin aradu: «Sen çarsıya Eİderken, o sırada Sait ne yapmaktavdı?» Ah : sındadır. «Beyaz boyayı bitirmiş, yeşil boyayı çekiyordo. Benden, çarşıdan |HAZ»RLAYAN : Bir çapkının ogutlen nnınn kararmasoıa, seslniıin de garip garip çıkmastna mâni olamıyorsunuz değil mi? Bu tecrubeyle de sabit. Aksini iddia et. meğe hiç lüzum yok. Ama kadın, en büyük yalanı soylerken bile yalnız sesinin tonuna değil, size olduğn kadar kalbinin çarpuitılarma da hâkundir^ *** ADIN konusunda her jeyi bilen adam: « Beni müzmln bir ;üpheci zannedenler» diyordu «>anılıyor. Benimle aynı soııuca var mak için hakikatleri gereği kadar değerlendirmek kâfi. Kadını, başlıbajına bir mesele olmaktan çıkarmak, bir muamma açısından hareketle çözüm çareleri a* ramak derdinden de kurtulınak Istişorsanız kadmı olduğu gibi ka bul edeceksiniz. Çünkü arzu ettiginiz gibi olmasına hiç bir şekilde imkân yok.» Haklı olduğunu ispat için kadm konusunda çok $ey büen bu adam bir de misâl veriyordu. Bir gece, bir sürü kadının bulunduğu bir toplantıya kaülmış. Hepsi de her bakımdan bırbırina rakip durumda. Çunkü her kadının gayesi bütün kadınlık meziyetlerini kendinde toplayan dayanılmaz kaduı gibi gorünebümek esasına dayanıyor. Hepsini ayrı ayn inceledikten •onra içlerinde bu hedefe en çck yaklaşmayı becerende karar kümış. Kaduı henüz yirml yasmda.., O geceki de ilk macerası değil tabii. « Sana gelmi; gecmi; olaylarla ilgili bir tek sual sormayacagım» dıyor, çok bılmiş adam başbaça kaldıklan zaman. «Çün kü yalan söyliyeceksin, inanmıja cağım. Doğru soyli> eceksin, bana yalan gibi gelecek.» Kadın, çok tarafsu bir ifadeyle erkeğe bakarak: • Haklısm» dıyor. «Böyle «ey Iere hiç lüzum yok.» «Birblrimiz den hoçlanıyot muyoz?.« Muhim olan bn... Çorabımin tekini bulamıyornm... Bana yardım eder misin...» *** ü TENİ kadma her gün biraz daha alısıyor, ona bıraz daha ısuuyordu. Fakat zamanla garip hıslere kapılmağa başlamışü. Başkalannda tenkit ettıği şüphecüik gelmiş, goğsunün tam orta yerine çöreklenrr.işti. Kıskanoordu onu Hem. de çok koskamyordu. Yıllardan sonra ilk defa kendl kendina mağlup olmustu. Blr gece dayanamadı: « Benden evvel künler Tmrdı?... Kaç erkek girdi hayatın» »imdiye kadar?^ Bu sualden bir dakika m c llne kadar öpUşme arüan dışında hep konusan ve gülen kadm birden bire susreuştu. Alın mış görtinUyordu. Ama sahidea mi alınmıştı, yalancıktan mı?... Belli değildi tabii. Aradan onbes dakika geçtlgl halde cevap vermemiştl henüa. Dalgmdı. Bakışlan ile odanın duvarlannda dolasıyordu. Erkek, hlslerlne ve tecessüsöne yenlldlği İçin pisman olmuytu birden bire. « Çok ftzfir dilertm» dedl. «SCTÜ kırdımsa affet...» Kadın hâlâ dalgmdı. Dudaklannda hor gören blr tebessüm Urperdl. Gözlerl de pınl pınldı. Baktı... baktı... baktı... Erkeği sanki ilk defa görüyormuş gibl israrla bakıyordu. Sonra ara yere aşılmaz mesafeler sokao bu» gibi bir sesle mınldandr « Bırak da düşünevim Sea den evvel havatıma giren erkeklerin savifinı çıkarmaça çalısıyorum. Henüz yarısnıa geldim.» K CİNAYET BULMACASI KAATİL KİM? S Kartvizit Bulmacası *** İF K.\DINDAN açüdıgı zaman tavsiyeler dalga dalg» bırbirini kovalıyordu artık. • Hele suçüstü yapmak hevesi» diyordu •Daima netlcesiz kalacaktır. Yakalandığı laman kıskanç erkeğin suratına tukürürcesine haykıran kadını aala unut mamak lâzun.» • Elinde delil var mı?.» Var tabii.... « Peki sentn delil dedüm f«r neye delâlet eder?™» Bu cevabın, suçüstü yakalanaa blr tek kadına alt olduğunu lan nedenler yanılıyor. Bu cevap sirayet yolu ile kadmdan kadına intikal eden bir tekerrürdür. Çünkü bu çığır magara devrtnde açılmıştır, kıyamete kadar da sü rup gidecektir. Kadmı yalandan, yalanı da kadmdan ayırmak ka dar giiç bir şey. Bir de yalan söy lemek zorunda kalan bir erke&in halinl tasavvur edin. Süpheli durumdakl blr 15 daklkajn kamufle edebilmek İçin saatierce kafasını çalıştıracak, şahltler bulacak, sahte vesikalar diizenleyecek, la kat bütün gayretine rağmen çok basit blr noktada yine de açık verecekür. Tıpkı yüıtine gözüne bulaştrrtfığı mermelfit kavanozuna dokunmadısnnı iddia eden bir çocuk gibl. Halbukl kadm bn bakımdan bitmez tflkenmez Imkânlara sahip. Yarnn günl&k bir kaçamaktan sonra mazeretleri yerli yerine yerleştirmek için elinde bir yarım gün daha var. Sonra en cahilinden en okumusu na kadar her kadınin kusnrsuz bir aktris nldu^u da muhakkak. Siz kııııicuk hir >alan •soylerken juzünuzun kızarmasına, bakıjla I B Kadın henüz 20 yasındavdı . O geceki ilk macerası değildi tabiî...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear