Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFAİKİ CUMHUHİYET 28 Ağustos 1970 H er kisi somrnlndnr; ys da toramlnlnk duymadan yasamın bilineine vanlmaz. örleyse neden yalnızea «öğretmenin sarnmtatagiı» demiyorum da «Edebiyat öğretmeni» fiserinde durayornm. Edebiyat» öıel bir önem veriyorum da «ndan. Edebiyat, yfizyıllar boynnc* toplnmların dnygnsal ve nssal gellşimini yansıtan, özenle verilmis yanlı ve söılfl firfinleri, yazarlan kona alır. Tfirlfi Srnekler gSstererek eleştirme, kryaslama, daha güsell aram» yetenefinJ kazandırarak kişiyi nyandınr. Bununla da yetinmiyerek, çığır açan, devrbn yaratan güçleri tanıtır. Kısaca akıp giden laman gerçeklifci içinde insan fferçekligini koyar ertava. Kisi bu yotla dar boytrtlan kırar, genis alanlara açıür; giderek dünyayi yansıtır, evrensel komlars eğüir. «tnsanbJ» kevraınına kavnşnr. Böyle olnnea 8|r«tmen, edebfyatın bn çok yanlı gücünü belirliyecek yolda olmalıdır. Tan tntmadan, nssal, elestirici bir egitim izlemelidir. Çoenğnn kafasında «nedenler», «niçınler» yaratmalıdır. Edebiyat bğrelmen Sorumluluğu Rükzan GÜNAYSU Edebiyat Öğretmpni Tanzimat Devrimrnden sonra Sinasl ve Namık Kemal'ler olmuştur. Asırı batı etkısınin olnmsnz etkilerini bir jana itersek, bir bakıma somut, eylemci. toplnmlan nyandıran, bilinçlendiren bir eğitici özelliçi kaıanmıstır. Kısaca balkı önemsemiş, ona ySnelmistir. Bm nedenle Tanzimat Edebiyatı, edebiyatın yeni bir anlam kazanmasını sağlayan bir dönemdir. Edebiyatın «gerçek İnsan» yetiştiren çBç10 bir eğitici oldugnnn göstermek ö|retmene dfisen en böyük görevdir. Sayın Nerml Uygnr'nn dediği gibi «Edebiyat kann doyurur!», Edebiyat bir fantazi değildir. Bn gün ne yank ki üniversitelere yöneIen gençler edebiyat öğrenimini geçersiz saymakta, bn dala ilgi dnymamaktadır. Bir çok nedenleri vardır elbette bnnnn. Bizim konnmnz Sfretmenin payuıa düseni ortaya koymaktır. gelişmeler edebiyat ürünlerınde tansır. Bu bütünün bir parçasını atmak ya da bir bölümunü abartarak ele almak, tümüyle edebiyat gerçekligini bozmak demektir. Divan Edebiyatı, belirli dünya gBrfisn ile ştiri ve dflz yazın ile kendine 8zgfl teknifi ile yüzyıllar boyonca yasamıstır. Arap ve Îran etkisi onn elbette ki nlnsal olmaktan nptınnıştır. önemli olan bu özellikleri, bn devrenin gerekli ve önemli yanlanm tanıtmaktır. Yoksa gereksiz aynntılara, knrallara Mplanıp kalraak yanlı» bir egitim izlemek olnr. Divan Edebiyatı fizerinde dnrnlur da çofn kez, günümüznn edebiyatı niye gösterilmez ögrenciye diye bir tartifma açılmas genellikle. Oysa en önemli noktalardan biridir bu. Şiiri ile öykflsfi, romanı, elestirisi, tiyatrosn, çevirisi ile en canlı yaşantısını sfirdOren tfirkçemizin en ffizel ömeklerini veren bn funün edebiyatına den kitaplannda pek az yer verilmistir. Burada Millî Eğitün Bakanlığı Talim Terbiye Dairesinin hazırladıfı «Edebiyat müfredat programı» nı eleştinneyi bir yana bırakarak 5|retmenin bn boslnfn doldnrmasının, çeçmisi yadsımıyarak, ilişkiler knrarak açıklamasının gerektifini »öylemeliyim. öğrencinin önune kendi edebiyatının e v releri, yapıtlan, yazarlan Dflny» Edebiyatı ile iUşkileri verilmelidir ki gnnümüzun nrünlerine hangi yollardan olaşıldıfını çörebil»in. lyiyi, kötuyfi kıyaslayarak bnlsnn, dene yolda oldngnnn görsün. Öğretmenin görevi arön çafdas efitimde edebiyat SğretBve yazan belletmek, «eçerli olmavan f'oı meninin görevi önemsedigi bir kaç yapıtı •anatlannı, knrallannı ötretmek değüdir. ögrenciye düsünme, ele$tirme, araştırarak Sğrenme yeteneği kazandırmaktır. Dil ve edebiyat, bic kusknsuz. toplnmlann çaflar boynnca eelisimiyle orantıh olarak verilmelidir. Dejişen devlet ve toplnm düzeninin dil ve edebiyat değislkligini de hazırladı|ı gerçegi konmalıdır ortaya. Bn yolla Türk Edebiyatının önemli döniim noktalarını hazırlayan sosyal ve politik ortamuı, kösebaslarım tntan yazarlann ve yapıtlann bilineine varmalıdır öğrenci. «Ozant, öykücüsü. denemecisiyle dil ısleyicisidir edebiyatçılar» ?erçe|i gösterilmelidir eesitli «rneklerle. Bövlece dil eğititni, dil sevgisi ve bilineiyle verilmelidir. Tapıtlan ölnmsüı kılan, halkla baglannı hep sıki tntan nedenlerin basında dilin treldigi ögretilmelidir. ögretmen, 8j(renciye. belirli kisilere ya da belirli çağlara saplanmadan, yan tntmadan kisilere. yapıtlara bakmasını, elestirmesini, yommlamasını öğretmelidir. «Edebiyat» bir fantazi değüdir işleyen nlnsal edebiyatın yam nra Arap ve îran dilinin ve edebiyatının etkisinde kaldılar. Bnndan böyle insaasn, düssel dünyayı stislü bir anlatımla vermek hüner sayıldı. Bn dönemde yazar, toplnmdan kopmus, kendi kosasuun içinde duygulannı dokumakla yetiniyordn. tste bn tntnm nzun süre edebiyatın süslfi pfislö, yararsız sözler karsılığı olarak kuUanılmasına yaradı. Ne yazık ki bn gün bile «Edebiyat yapmak», yararsıı, önemsiz, özentili sözler karsıhğıdır. Aılında bn anlayış halkın, kendine seslenmeyen yacara, kendi dflini ve anlatımını yansıtmayan sö«lere tepkisidir; Bir anlamda taşlamasıdır. Edebiyat kavTamına etkinllk kazandıran firkler yflzyıldan kfllT türii dileXI.getiren, onnnsonra islâm dllini etkisine girince, halkın ortak yasantısinı giuelim Sonuç araftırmaya lorlamalıdır. Aksi halde, oknmayan, dar ve degifmez yargilarla şartlanan Sgrenei, kendilifinden dnşünmt, vargilama yfirekliligini yasamı boynnca gösteremeyeeektir. Her alanda yeni ve degişik görnşlere kapılannı kapayacaktır. Edebiyat ögretmeni aydın kisinin yetişmesinde bfiyflk katkısı oldngnnn nnntmamslı ve bn sornmlulufu yiiklenmelidir. debiyat dersleri ögrenciyi kesin tek E yanlı yornmlardan knrtarmalıdır.veDers kitaplannın dısın» çıkmaya, çok oknmaya, Divan edebiyatı ile ögrencilerin trereksiz yere uğrastıklan tartışılır. Bnna karsı çıkıvorum. Nedenine gelince: Her ulusun tarihsel akış içinde, kendi Insanının geçirdigi oluraln, olumsnz BSretimde eski edebiyat Ç ogn kez ertaözellikle «Dıvan Edebiyatı. ürünlerivle, vet Hayır «Tenl bir CHP» kvrulacakmıs! «Mnstafa Kemal'ın devrimci çirgisinden sapmadan daha gelişmiş bir asama>y« çıkaracakmış filkeyi: «Mnstafa Kema! ve arkadaslan o yıllann ortamı içinde ne kadar devrimci oltmabUirse o kadar devrimcU bnisler. cBelirli bir çerçeveyi» asamamıslar! Çafımızda «DevrimciHkte Atatürk'fln gittiğinden daha ileri gitmeye gerek yok diyenler var» mıs. Bunlar «adaleti doguran firetim OişkflermJn veniden dfisenlenmesine yanasmıyorlar»mı?! CHP Gençlik Kolları Başkam Myle yanvor bir gazetede. tlk bakısta hepimizin katılacafı sözler. Mnstafa Ketnal'ta devrimci çizgisinden yürnyerek daha ileri asamalara gitmek elbet gerekH. CHP içindeki Atatflrk devrimlerine karsı çıkanlan bir yana itmek g^rekli. Belirli çerçeveyi farmak gerekli. Adaletsizİiği yenmek gerekli, alt yapı devrhnlerini yapmak gerekli. Bunlann hepsine kablıyomm. Bnnlardan yanayun ben de. Bujriinkii CHP'de böyle bir tğilim varsa, CHP örgütündeki JBŞnÇlerde bn heyecanı, bo inancı gönnekle mutln olorum, övünç dnyanm. Ama! Ama detnek rorondaynn «areaiz. Mnstafa, Kemalin devrimci çlıgi«iinden sapmamak, o çizRİy* bambaska bir yöne çevirmemek, hattâ tam tersine bir yoU süröklememek koşnluylaU Aydınbga çıkarmak gerek bazı noktaları. Karanlıkta kolıyor bunlar. Belki de bile bile karanlıkta tutulmak isteniyor. CHP'deki Ecevit takunıyla, Ece\ifta Snderi oldugu «akım»la ona karsı çıkanVaruı tutumu bep bn «karanlık» yüıunden iyice ^anlasılmıyor. Aydmlık her zaman daha lyidir karanlıktan. Korkusu olan karanlığa »ığmır, korknsn da daha ds artar karanlıkta oysa!CHP Gençlik Kollan Baskanı «Ecevit anlayısı»na, kısacası Ecevitin «Ortanın Solu» diye tanımladığı, söıüm ona «Teni CHP» yi yaratacak akıma, görüse, eğillme karsı çıkanlan İM bölükte toplamıs. Bir, batılı lâik, Uberal aydın burokratlar. Öd. batıta lâik diktacı aydın bnrokratlar! «Biz halkla bagdasıp kaynasan, halkımızın devrimci gücüne ve bilineine inanan insanlardan kunıln bir kadro oluşturmaktayız> diyor. Bn kadro TurUye'de Uk kez bir halk ve aydın bfitfinleşmesine varacakmıs!™ Kim bunu engelliyor? Laik, batıci burokratlar! Kimi Hberal, kimi diktacı bfirokratlar. Batı uygarlıgı, lâiklik, AUtiirkçülük deyip «halkla bfitfinleşmek» isteyen «Yeni CHP»lilerta işlerini güçleştiriyorlar bunlar. öyleyse vnrun bürokratlara, lâiklik ten yana olanlan, «Çağdas Cygarlık» denen kultür degerlerinin, bilim kafasının batıdan abnması gereğine inananlara... Halkla bütünlesmek için lâiklik ilkesi harcanacakmıs, harcansm. Çağdaş kültürden kopulacakmıs, kopnlsnn. Aydınlık getiren «hümanist» dnsflnce yerilecekmiş, yerflsto. Tek «halkla bütunleşilsin.» Ne demekse bu «halkla bfltfinlesmek>, yapılsın bu «Teni CHP»yi aydınlık bir alana çekmek istiyornm. Genç yaslı liderlerine, önderlerine, taraftarlanna şnun sormak Istiyorum: Atatürk devrimlerini tek tek harcamayı göze aldınız mı? Lâikliği «halkla bütünleşmenizi» önleyen bir «engel» ml sayıyorsnnnz? Atatürk'ün «çagdas nygarlık» duzeyine nlasmak derken doğuln kafaya, Osmanb'mn çurümüs gelenek ve göreneklerine dönmeyi öğütlediğini ml samyorsnnns yoksaî Karşınızdakileri ayırmasmı bilmeUsmiz. CHP İçindeki hizipçüer, tutncular sizleri «»sın sola kayan, üeri sosyalist, hatta komünist» olmakla, snçlandınyorlar, bUiyorum. Böylelerine ancak acnur. Onlar Atatürk devrimlerine de yıllar yıllar önce ihanet etmislerdi Devrimin hızını kesen, durduran, uyuşturan, ölgünleştiren onlardı. Onlar hiçbir şey yapmak istemezler. «Tenl CHP»liler diye amlan aialer ise parö hizipçileriyle Atatflrk devrimcUeTİni bir tutnyorsmraz. Oysa Atatürk devrimcileri sizleri gerçek devrhndea kopan kiınseler olarak görüyorlar, CHP'deki Ecevit **lnm""" yaniıs akıl hocalannm telktaiyle ters bir yob saptığım söylüyorkır. Halkla bağdasmak dedifima Demokrat PartiUlerin on yü başanyla gerçeklestfrdiği. Ortidar partisl elebaşılannın hâlâ nstatakla nygaladıkları halka dalkavuklnk ederek, nabza göre şerbet vererek oy a\xüığı yapmalandır. Halkla bağdasmak, halkın tntncn, gerid, bügisiz yanlarına hoş görünmek, ona yaranmak değü, halkı daha üeri bir düşünce, yaşayış, anlayış düieyine çıkarabilmek, ulastırabilmek olmalıdır. Lâikler, baücüar, bürokratlar, diktacüar, liberaller diyerek tepinmekle, tutncn yığınlara hoş görünmek için çağdaş dünyada «tek nygaıhk» olan batı uygarlığından kopmaya çahsmakla, lâikliği yadsımay« kalkışmakla hiçbir sonuca varamazsınız. CHP Gençlik KoUarı Baskamıun yazılan bana bunlan dfişiindfirdü iste Konnyn aacık aydmlıga çıkarabüdim mi, «Yeni CfflMilere bn aydınukt» beliriveren çirkmük. MnmmmrtmmnmK "Yeni CHP,, diye bir şey.. ramızda Jules Verne'in Denizler Altuıda 20.000 Fersah isimli kitabıru okuma yanın veya bu kitabın filmini görmeyenin bulunacağını sanmıyoruz. Yazıldığı tarihlerde blr fantezi olarak kabul edilen bu kitaptaki olaylann çoğu asnnuzda t«ker teker gerçekleşmcye başlanuştır. A Denizaltı çiftlikleri Vecdı KIZILDEMR HAZIRLAYAN keşif ve Kitabın ana konusunu teşkfl eden Nautilus lsimll denizaltıran bir benzeri bugün dünya denizlerinde dolaşmaktadır. Hattâ bir tane değıl bir çoğu diyebiliriz. Gerçekten Uk olarak Birîeşik Amerıka Deniz Kuvvetlerinde hlzmete giren atom denizaltılan, sonradan Sovyet Rusya, îngiltere ve Fransa Deniz Kuvvetlerina de katılmışlardır. Hatırlanacağı gibi Joles Verne'in Nautilus isimli denizaltısı atomla çahşmakta ve pillerini gerektikçe Okyanusun ortasındaki bir yanardagın kraterina yerlestirünıiş olan lâboratuvardan almakta idl. Bunun dışında gemi gıbi içinde yaşayanlara enerji verecek olan, yiyecek mad deleri de denizlerin altındait tarlalardan elde edilmekte idi. Nautilus hiçbir limana ugramamakta, fakat zaman zaman Okyanuslann dennliklerinde kaptanı tarafından tesıs edilmlş olan denizaltı çıftkklerine gelerek içinde çalışanlann kumanyalarını almaktadır. Kıtapta denizlerin altındaki tarlalardan bahsedilmekte, Nautilus'ün mürettebatmın bttralarda nasü çalıştaklan anlatümaktadır. Gerçekten inarulmayacak çeyler... icatla Papaz Gamier'yi sanınz artık Türkiye'de tanımayan yok. Dijon dolaylarında çalısan yüz elli kadar Türk işçisinin haklarını savnnmak için mücadele bayrafı açan Fransız papazı. ülkemizde birden ün kazandı. Trouhans'daki tekstil fabrikalannda çalısan isçilerimizin yasama kosullan nygarlığa aykınydı. Emekçilerimiz, günes görmez rntnbetli odalarda üstüste bannıyorlardı. En basit temizlik gereklerini saglamak için olanak yoktn. Dertlerinı Uimse>e anlatamıyorlardı. Bölge baspapazı Garnier. dnnıron görünce. isçilerimizin dâvasını benimsedi. Fabrika yöneticilenne basvurdu; çalısma örgütlerini ayardı; bunlar da vetraevince açlık grevine basladı. Papaz Garnier bu tntoranyla ülkemizde meshur oldn. Tnrdnmnza çagnldı. agırlandı, vedirildi. içirildi. saygı gördü, imamiaria tanıstı, davetten davete dolastırıldı. Gazeteler, Papaz'a deggın övgü yazılarıyla dolnp taştı. Papaı'ın sözleri, fotografları. basınımızda önemli yerleri kapladı. Cnmhurbaşkanı Snnay, papazı kabul ve kendisine iltifat etti. Garnier, Fransa'da çalısan Türk isçilerinin köylerıne kadar gitti. Ve elindeki teyp makinesini sesli mektuplarla doldurdn. Bn mekfuplardan birinde Gaziantepli Saltan Gelin, Tronhans' daki dokama fabrikasında emekçi Ahmet Ozdemlr'e söyle sesleniyordn : « Helâlıra Ehmet, Papaz efendl sağolsun, bizim fakırheneye geldl. Senın sağlık haberlenm, bir de babama yazdığın mektubu getırdı. Çok eyı ve rahat olduğufu söyledl. Helâlim Ehmet, kız mı istivon, oBlan mı"« Ahmet'in bacanagı da söyle sesleniyorda Fransa'ya : « Aman gardaşım, evını ipotekten kurtarmamız ıçın parana mukayyet ol. Sefahata dalma. Gâvur kızlanna götılunü kaptırıp Sultan bacımı da unutma !• Papaz Garnier. isçilerimizin Tnrt dısına çıkabilmek için evlerini ipotek ettiklerini öçrenince, basını iki elleri arasına alıp agladı. Bir kahraman gibi mnamele gördö çevresinden .. Herkes bagnna bastı papszı Bir mnhabbet.. bir mnhabbet... Ve sonra Fransa'va nçtu papaz. Bize de reriye düsünraek kaldı. öyleyse düsünelim : Bngün dıs filkelerde varım milyona yakın emekçimiz çalısıyor; gnrbet elde para biriktirmek için çaba harcıyor. Yarım milyon ne demek? Türkiye'deki tüm sanayi isçilerinin bir milyon oldugnnn hatirlarsak. vann milvonnn ne demek oldnSnnn anlarız. Bn rakamın artacagını ve önümfizdekl yıl on binlerce isçinin daha dısanya yollanacatını Oemirel müjdeledi. Kapitalizmin zengin ülkelerinde, isçilerinıiz, çevrelerine göre kötfl şartlar altında çalısıyorlar. Bueün Avrupa'nın ban bölgelerinde fideta iç sömürge kosullan varatılmıstır. Bir papaz çıkıjor, Fransa'nm Dijon dolaylanndaki Türk isçilerinin haklannı savnnnyor . Blrler de adamı kahraman jibl alkıslıyor, bafimuın tacı yapıyornz. Simdi bir sorn : Acaba Türkiye'de bir imam efendi eıksa, Dijon'daki Türk isçllerinden hiç knşkusnz çok daha kötü sartlar altında yaşıyan Türk isçilerinin haklannı savunmaya kalksa, acaba ne yaparıı? Zongnldakta yer altında emekçi var, Ege'de açuktan a\ntdn çökmüs tütfin isçisi var. Aliafa Rafinerisinde hakkını isterken öldürülen sendikacımız var; ve tüm Türkiye'de: bırakınız isciliği, sigortayı. emekliliği, topln sözlesmevi; bn gibi cagcıl kavramlann yanından geçmeden toprakta ömrflnü töketen tatın igçileri var. İmam efendilerden biri çıksa da. Tann aşkına Mnhamraet askınaPir askınılnsanlık aşkına.. Sömurülen, ezilen, horlanan, hattâ knrsnnUnan Türk emekçilerinin hakkını savnnmak için mücadele yolnna atılsa; alkışlar mıyız hocayı? El üstünde tntar mıyız? Papaz Garnier gibi gazetelerin bas sayfalanna çıkanp kahramanlaştınr mıyırî Iflceltir miyiz? Toksa : Komünist İmam senl !. diye adamcagızı ezer, karakollarda süründürür, basını yer miyiz? Bn sornyn Papaz Garnier'ye memlekette hava basanlara •ordnk. Bir de imam efendilere sommuı var : tmam efendiler ! Garnier geldiğinde, Snltansnynnda knzn ziyafetinde papazla tanısmıs, göruşmüs, kendisine iltifat etmiv siniz. Bn adam, Fransa'da Türk isçilerinin hakkını savnndn. î a . sizler? Ya sif mfibarek din adamları! Kendi vatanınızda kendi nalkın^nn^ emekfilerrnizfri hakkını savnnmsk için ne beklersiniz? Ağanın, tnütegaUibenin, kompradornn, nâbekânn, haramzadenin güdümüne girip camilerde solcnluk aleyhine vaaz vereceginize, ışçinin köylünün hakkını, insanlık adaletlni tavnnmak göreviniz degil mi? Biz garip insanlanz vesselâm ! Papaza kızıp ornç bozmaktan ve papazı sevip alkıslamaktan gayn yaptığımıs bir is yok Papaz ile imam tnr. YILIN3. ÇEKİLİŞINDE | MEVLIT Çok sevgili annem ŞEFİKA ETENSEL von rnrty<>. mıtyor MtlVL rriyo nılyoı MİLW WY' *r>î(yon .nrfyonr G leri, yanüslıklan. ten nryeUeri gösterebildim mi, bilmem ^••^••^•iM^aai^Mi^HMıM INhVTAT'illkBAL) sis edilmiş küçUk çaptaM denizaltı deneme çiftliklerinden ekın alınmaktadır. Yukanda ismi geçen memleketlerdeki denizaltı erçekten günümüzde inanıV mayacak şeylerin gerçekleş çiftliklerinde bir cins yosun ekıtigüıi sık sık görmekteyiz. lerek, bunlar bUyudüklerinde ayMeselâ Jules Verne'ın bir başka nen buğday tarlalannda oidugu kitabında bahsettiği aya seyahat gibi toplanmakta ve yiyecek mad gerçekleşti, atom gücü ile çalış desı halıne getınlmektedır. raakta olan denizaltılar dünya Toplanılan yosunlar bir muadenizlerinde geziyor. Ve hattâ meleden geçinlerek zor akan kadenizaltı nda tanm yapüması tı bir sıvı haline getirUmekteiçin çabşmalar ilk adrmlanm dir. Besleme gücü çok yüksek etıyor. olan bu sıvı özellikle Japonya'da Dünyamızın son yıllarda karşılaştığı en büyük problemlerden bınnın de açlık olduğunu belirtmişük. Gerçekten dünyanuzın karalarla kaplı kısımlan, üzerindeki nüfusu besleyecek kadar gı da maddesı verememektedır. Ger çek bu ıken, yani dunya büyük bır açlığa giderken, üzennde yaşadığımız gezegenin °,o 7l"ıni kap lamakta olan denızlerden neden ıstifade etmeyelim? Tabıi ki, ilk akla gelen denizlerde yaşamakta olan bınlerce çe şit balığın daha modern usullerle yakalanarak dünyada açlıgm hüküm surdüğü bölgelere sevketmektir. Gerçekten dünya denizlerinde yenilebilecek çok lezzetlı 25 bin balık türü bulunmaktadır. Olmaz olmaz demeyin MİLYON Denizaltı çiftliğinde çabşmakta olan bir tuman. raaltına bahMar İçin yiyecek lndirirken dondurma, çukulata, m&yonez, çok çesit deniz hayvam bol mik jöleler, konserve etler, pasta ve tarda yetiştirUmektedir. Bunlaşekerlemelerin lçine konarak bunlann besleme güçleri arttınl nn arasında en ön sırayı lsgal maktadır. Bu arada eczacolıkta edenler istlridye, midye, karides, da büyük çapta kullamlmakta istakoz gibl kabuklu hayvan çiftdır. Ukleridir. Birçok gıda maddesl yapan Bunlar çesitü şekilde gerçekfabnka halen bu smdan muhtelıf yiyecek maddeleri yapmaya leştirümektedir. Birinci sekilde baslamışlarchr. Bunlann arasın deniz kenannda, karada açüan da çorba, bir nevl peynir, kek havuzlann içinde istenilen cins ler, pastalar, reçeller, Jöleler, sa deniz mahluku yetistirilmektedtr. Bunun yanmda körfezler lata soslan bulunmaktadır. büyük ağlarla kapatılmak suretiyle tabii birer havuz haline de getirilmektedir. BUtün bu sunl çalıçmalann yanında günümüzde halen istifade edemedığimiz büyük bir potansiyel denizlerin altında yattnaktadır. Bu potansiyel günes ışınlannın ulasabUdiklert mesafelerde yaşamakta olan bitkilerle hayvanlardır. Bunlar kıt'a ke> narlannda 300 metre derinlikte yaşayabilmektecUrler. Bu şekilde kıt'alann etrafını çevrelemekte olan arazi parçalan 28.6 milyon kilometrekareyi bulmaktadır. TCZIRAAT BANKASI (Basm: 19284/8544) IMlMimillllllllllMMHIHIIIIIII Şirketimizin şoförlerinden Ali Akçay'ın Urta yakınlarında geçirmiş olduğu trafik kazasında aldığı yaralan thtimamla tedavi eden Urfa Devlet Hastahanesi Bastabibi Sayın ile degerli yardımlannı esirgemeyen hastahane personeline, aynca Urfa Bayıimiz Bekir ve Faruk Işıklar'a açık teşekkürde bulunmayı borç sayanz. Gameda Ltd. Şirketi Adana Bürosn . (Cumhuriyet: 8551) Göılenmize bakın. ne demek g istedıglrnizi anlarsınız. • Olmazsâ HÜHRİYETE bakınız. • Ögretmen Dz. Kd. Yzb. • 8ervet Uiagün Örden ULÜGÜN 5 (TANRIKXUC1) g 27 Atnstoı 1970 tstanbol B Açık Teşekkür ( Hammefendinin ) ölUmünün birinca senesine rastlayan 2981970 Cunıarte si günU öğle namazını mütaakıp Kadıköy Osmanağa Camiinde azız ruhuna okunacak mevlidi şerife arzu eden akraba, dost ve din fc*rc>slerimizin teşriflcri rica olunur. Oglu Sadnn ETENSEL Cumhuriyet • 8552 Dr. Mustafa ÜNAI* * * * * * Ceyfaan GEDtKLt tlo Ostegmen Hfijdat KARMAN * * Klsanlandılar. ANKAKA • • • • • • • • • • • •• • İ •••••••••••»•• S * * * * * * * * * * * * * * * (Cumhuriyet: 8540) YIUN 3. ÇEKİLİŞINDE . l* .uiİYiıııv .uiİYi ATOIIMI Sureyya Atamal TETKİK SEYAHATtNDEN DÖNMÜŞTÜB D o k l H Kullanümıs kamyon aranmaktadır Tel : » 1 6 21 Frigorifik «•••••••• ••••••••^ Yosun larlaları B Cumhuriyet 8539 erçekten inanılmayaoak pibı gorünen denizaltı çıftliklen asünda bugün ilk adımlarıru atmaya baçlamışlardır. Kanada Fransa, Japonya ve Amerika Birleşik Devletlerinde halen te NİMBÜS müyor milyo nilyot Uneş ısınlanntn ulaşabildiğl MtliC MİIW MILV yerterdeki bitkl ve hayvan İSİM DEĞİŞİMİ von rmlvo.,. nilvon nil^onr varlıgının yanında bir de güIklz çocuklanmın Pnat ve Senes ışınlannın ulaşamadıklan yerlerdeki bitki ve hayvan biri ma olan lsimleri Istaabul 20 nci Asliye Hukuk HâkimliginiB MİLYON kintileri vardır. 9T0/1821 970/2095 sayı, 13/7/ Tabiatın garip bir cüvesi bu 1970 tarihli karanyle Ünal ve TCZIRAAT BANKASI tip potansiyelin en çok biriküği Ünsal olarak değiştirünüştir. yerler dünyamn en çok yiyecek Babası sıkmtısı çekilenfeasırnlandır.Sö BUhassa Pasüik Okyanusunun ŞADİ ÖREN zü edilen derin deniz yiyecek po kıyılannda yetişmekte olan dev Cumhuriyet: 8553 (Basın: 19284/8543) yosunların kolaylıkla toplanabil tansiyeli Hint Okyanıısu ile Bamesi için birçok fabrika maki tı Afrika sahilierinin açıklannneler yapmaya çahsmaktadır. da toplanmıs bulunmaktadır. Bu tlmi adı MaCTOcrysti» Pyrifera potansiyelin elde edilebumesi olan bu dev yosunlarm boylan için çalışnıalar yapmakta olan 30 metreye kadar ulaşmaktadır. Minnesota Üniversitesd Dekanı Japonlar çok eskl devirlerden Athelstan Spünaus'un belirttiği beri bunlan toplamakta ve çe ne göre, derin denizlerdekl var 88.712^ lira keşif bedeül îstanbul Çapa Kan şıtli yemeklerini yaparak yemek hklan harekete geçirmek için 1 Merkezi binasında yapılacak olan soğuk depo i§inin tedirler. lerde bo derinliklere mdirilecek ihalesi 8/9/1970 Salı gönfl saat 16 da Ankara'da Kıve atom gücü ile çalısan sobalarZılay Genel Merkezinde yapılacaktır. dan faydalanılacakür. Denirin derinllklerinden çıkanlan garip mahluklar bir uzman tarafından incelenirken. Işıksız yerier ..uLYOk (Cumhuriyet: 8555) B Türfch/e Kızılay Derneği Genel Merkezinden: Deniz kenariarında D enizlerin altmda tesis edllecek çdftliklerin yanmda günümUzde hızla gelismekte olan sabiUerde kuTulmus olan denlz hayvanları çdftliklerlnda bir GöruldügO gibl gittlkçe artmakta olan dünya nüfusunu be» lemek için ilim adamlan g^zlerini dünyamn V» 71'ini kaplamakta olan Okyanuslara çevirmiş bulunmaktadırlar. Dosyanm tetkiki ifin ilgüüerin Kızılay Pen MOşavirliği (Karanffl Sokak No. 7 Kızılay Ankara) müracaaüan ve yine Ten Muş8virliğinden 5/9/1970 gunü saat 13 e kadar iştirak belgelerini almalan rica olunur. Cumhuriyet 8536