Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SATFA DÖRT Leonard CohenTn Avrupa'da tamnmış şarkıları arasında. «Teachers of the Heart», «Suzanne», «Isaac's Story», «Partısan», «Midnlght Lday» sayılan lardan. A Ippilerin oybirllğl etmisoMİns llk Uç içlna, hem de değlşmeyen blr sıralama lla koyduklan üç şarkıa sunlar: Bob Dylan, Donovan Leitch, Leonard Cohen. Memleketimlzde de oldukça tanman Bob Dylan lle Donovan içln, kıral ve vellahtt diyorlar. Bu hanedanm ana kraliçesi de Joan Baez. Hatırlanacağı gibi, geçen Bena îngıltere'de Donovan ve Bob Dylan'ın blrHkto çAtüdan konserl Avnıpa'nm dört bir ucundan gelen 200,000 Mppy lalomlati. Woody Guthrie*nln tatebesl olan Bob Dylan, daha 16 yaşındayken hocasmm lzlnde yürüyerek, eavas aleyhtarhğuıı, ezilenleri. konu edindigl şilrler yaaJnış, bu şilrlerf bestelemlş v« birdenblre meşhur oluvenniş. Daha sonraki yaslannda Dylan, solcu olduğu, öğrendleri hükumete karsı çıkmaya zorladığı ve uyusturucu madde kullandığı yolunda yapüan ihbarlar la bırçok kea yargılanmıştır. Bir BÜTB akal nastahanesinde kalnuş, okumakta olduğu tıbbiyenın son sınıfından aynlmış, yazıp besteledigi birçok şarka, günumüzde haflı Batı müzlgi klâsiklerl arasına girmlştir. Bu şarkılardan bazılan: <Blown in the Wlnd». «Dont think twic« Hs Allripht», <LIke a rolllng Stone», «Mr Tanbonrtne Man», «Lay Lady Lay». merikah Bob Dylan'ın Arrupadakl sözcüsü de Donovan Leitch. tlfe plâklanndan birl olan sözlerini ünlü H İSTHNBÜL B ÇiçeMi ihtilâl ve devtimti seslett... Aytunp ALTINDAL Kuüderül kadın sair Buöy St. Mary*nln yazdıgı, «Ünlrersal Soldier» birçok ülkelerde dlnlen mesl yasaklanan plâklar llsteslne gtrtnce beklenmedik blr üne ka vusuvenniş Iskoçyalı Donovan. Gypsy Dave adlı, «Kazoo» (blr ctns ınızıka) çalan blr arkadasıyla blrlikte elinde gltar, agzmda mızıka, yollarda sarkı soyleyen Donovan, böyleoe en sevilen şartacılar arasına girmiş. Yedl senedir de hızmdan hiçblr şey kaybetmemis. Daha sonra, Donovan'ın savaş, açlık ve Vletnam üzerlne yazıp söyledigl blr dUzineyo yakm plâk da yasaklanmıs. Bunlardan bazılan; «Susan on the West Coast Walting», «Ballad of A Crystal Man», «Legend oî the Glrt • Chlld Llnda», «Ferris Wheel». Donovan da, Dylan gibl şarkılannı kendl yazıyor, kendl bestellyor, kendı söylUyor. Dylan dan farkı, daha çok mlstlk konuları islemesi. Donovan'ın mtlzlğl de pek zen gin değll. Şarkılannda, çokluk Doğu enstrumanlan, çello, fltlt, klâsik gitar, ağu mızıkası, kazoo, kullamyor. Ne var kı, zengln müzik yapmayan (Tom Jones, E. Humperdlck gibi) bu ikl sarkıcı yıllardır, gençleri en çok etkileyen sanatçılar olmuşlar. kendl yazıp, kendl bestelevtp, kendl söylüyor. Onun müzlğl de zengın değil. Yanl, orkestra eskginde, kemarüan, trompetlerl, trombonlan, arkasında güçlü vokalistleri yok. Duru melodıli, aniaşılması güç güftelert olan şarlulan var Cohen'ln. tyiden lyiye melânkollk, hastal:klı blr havası var. Savaş aleyhlnde, toplumun katı kuralları aleyhlnde ve kendl deyişiyle sevği çıkmazında blr şair romana şarkıcı. Plâklartnın birınln arkasında, 35 yaşındaki bu şarkıcı için yazılmış llginç bır eleştiri var. «Cohen mi» diye başlıyor. «O bir Conjurerdir. Tani bifiyfl yapan, kişileri etkisl altına alıp, birtakım açmazlara surfikleyen kötü ruhlu bir adamdır». Işte kişlyl kötulü|ün garlpsl güzellığine çağıran bu büyUcü şartacı da, hippilertn en tuttuğu lıçuncü şarkıa. 'lerin ilk durağı: BİR HİNTLİ u üçlüden sonra bir Hbıtll geüyor. Sltar adlı onlkl tel11 gitan dünyaya tanıtan bu adamrn lsmi, üstad Ravi Shankar. Hlndlstan'm efsunlu müzlğı «Raga» ile yıllar önce Amerıka da kendinl kabul ettirip üne kavuşan Shankar, son senelerde, Avrupalı gençler tarafmdan da çokça dlnlenilen bır sanatçı olmuş. öyle kl, Shankar'ın başlattığı gitar modası günümüzde birçok topluluk tarafından benimsennüş. özelllkle yeraltı muzlğinde ayn ve önemli bir yerl \ar sitann. Shankar'ın son olarak, CHAPPAQUA adlı bır hippy fiknlne yaptıgı müzık büyük ilgl gbrmüs. H ARLO GUTHRİE HİPPİ T\RLASI Geçen yıl İngiltere'nln Wîght adlı küçük bir adasında toplanan 150400 hippi muzik şölenine çıkacak şarkıcı, Bob Dylan ve Donovan'ı dlnlemek için iki gün beklemişlerdi. Fotoğrafta, açık hava konserinin verildiğl alanı dolduran hlpplIeri görüyorsunnz. yacaklar diyorlar. Hippilerin muzık çevrelerlnde de dığer konularda olduğu gibi bır süfcimş başlamış. Bu silkmışı hazırlayanlardan bırl de Pınk Faires. .Grupun lıderi, Russ îl Duce, îngıliz Yeraltı'nın en ıyı muzık krıteri imiş aynı zamanda. Batılı genç kuşaklardan Freaks ve hıppüerın beğendıkleri diger gruplar arasında: Battered Ornaments, Ten After, Crabby Appleton, Grand Funk Raılroad, Watts 103. Street Jaza Band, Led Zeppelin, Blues Syndicata, Bloomsbury People, Simon And Garfunkel, The Power House Four var. Gerek sevilen şarkıcılar, gerekse sevilen gruplann ışledikleri epey ortak konulan var. örnegin, savaş aleyhtarlığı, düzen değişiklıği, politikacı ve askerlık aleyhtarlığı, gerçeküstücülük, gibl. BİR BÜYÜCÜ I eonard Cohen lse memleketimla Için oldukça yeni blr lslm. Asü şöhretlnl romancıhğı ve şairliğl lle yapan Yahudi asıllı bu şarkıcının, Kanada'da yayınlanmış dört romanı (biri mükâfat kazanmış) ve İkl siir kltabı var, «Flowers For Hitler» adlı şiir kitabı en çok satan kitaplar llsteslnde kalmıa aylarca. Leonard Cohen de şarkılannı alk şairl Woody Guthrıe" nin oğlu olan Arto da yer altı müziğinin en sevilen şarkıcılanndan bıri. Babası gibi onun da aynı protestan eylemde olduğunu soylemeye gerek yok tabii. Arlo Guthrie" nin geçen sene yaptıgı «Alice's Restaurant» adlı plâk öylesine beğenilmış ki, Holivutçular şarkıda anlatılan konu Uzenne aynı adı taşıyan bir film çekmişler hemen. (Bu fılm 69'un en iyl ilk beş fümi arasındaydı). 3,5 saat süren fılmde, Alısin Yeri adlı bir lokantada geçen konuşmalar, tartışmalar, şakalar anlatıhyor. Yarın. BtztMKİLEB konu veresim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyon A ndy W«rhol Ve Kica: Yeraltı muzığmın önde friden bır şarkıcısı da Nıca. Bu melez kadın şarkıcının, melodlleri çokluk cinsel konulan işliyor. Bu melodılerin bestekân da Andy Warhol. Velvet Underground (Kadıfe Yeraltı) adh bir grupun eşllğınde Nica'yı meşhur eden melodiler «Heroln», (Eroın) ve «Venus İn Fürs» (Kürklü Venüs) olmuş. «John Mayall: Bucünku tndliz miizik dünyası başka hiçbir şarkıcıya, ona olduğu kadar borçlu değildir. Ama onun bu alaca^i hiçbir zaman ödenmryecektir.* John Mayall için yapılmı? tarlflerden bırinde şoyle denlyordu Hippilerin küskün şarkıcı dedikleri Mayall, «Whlte Englısh Blues» dıye bir tür getırmış muzığe. Mayall'ın son plâğı «Lookıng Back» oldukça sevılmış. Frank Zappa: Son nlların en garip şarkıcısı denılen Frank Zappa ve grupu, Mothers of învention, yeraltı yayınlanna göre, en cüretll protesto topluluğu. Zappa ve arkadaşlan öylesine acaıplikler yapıyorlarmış kl, hipokratlar söyleyecek söz bulamıyorlarmış. örneğln, bır konserde sahneye yarı çıplak çıkan Zappa, daha sonra bır oturağa çoküp byle devara etmiş kpnseriae. MUzıgin sınırlannı zorlayan Wr şarkıcı imiş Zappa'. "Melomierinın güftelert de en az bestelerı kadar anlamlı ve devrimci imiş. NİCA, MAYALL VE ZAPPA... Bir Tedirgin olmuşlardı. Birblrilerine, Dogan'a ba kıyor, Doğan'm daha neler japması gerektiğini söylüyorlardı. İzzet, Doğan'm ycrinde olsaydı, kadına her gun uğrardı. Bo>le kadın nerde bulunuıdu? Ayrıca kadını kendisine âjık etmeye bakmalıydı, kadın âşık oldu mu Günay'a metresinin vaptığı gibi elinde avucunda ne varsa yedirirdl. Hulki fitredi birden. Kadriye ile olan Ulşklsinl İzzete anlatmakla çok lyi yaptığını düjündü, bardaktan bir yudura aldı. Doğan başladı anlatmaya. Kadın onbej dakka sonra kendine gelmij ve: Ben uyııdum galiba. de. mişti gulerek. Sonra kalkmif mutfağa ırinnl}, blr şeftaliyle kocaman blr çukulata getirmlsti. Doğan yemek istemiyordu ama kadın yalvaran bir sesle: «Benim hatırun için» diyor, çukulatayı zorla ağzına tıkıyordu. Sonra yanyana uzanmışlardı halıya. tadtn saçlarını okşuyor, haüf hafif opüyordu. Doğan'm anlatışı heyecanlandı ve hızlandı. Din leyenler de heyecanlandılar ve en küçük ayrıntısın> kadar anlattığmı yaşadılar, kendilerinl Doğan'm yerine koydnlar. Hikâye btttiğinde sesleri kesUmi» Ü. 65 oiayın başlangıcı MU1AFFEH BUYRUKÇU tset'e, • Yemek yiyecen ml?> dedl r«va»ça. •Istemem» dedi İzzet. •Içtin mi yoksa?» dedi kadın, ağzmı kokladı v* hemen ensesine bir yumruk indlrdi. •Ne vuruyorsun bel» •Ben yann sabah sana gösterecem. Dna et b*> ban u\u\or^ dedi kadın, odasına girdi. •Sabah gene çuıgar var^ Babasının burnunu burnuna değdirecek biçfa»» de yaklaştırdığını gordü. Gozlerl gerilmisti ve solu yordu ne soyleyeceğini araştınrken. Yüzune patia tılan tokatm sesinl duydu ve elini yanağuıa gotür* dii. Dayak, dayak, ne olacaktı bu böyle? Yaptıgı hiç bir şey doğru değil miydi? Yarın başma gelecekleri duşiinmekten doğan ve içini sıkıştıran kor ku, soyunup don gömlek kalmca etklsini yitirir gi bi oldu. Çünku Necati'yle çok erkenden sokağa çı kacaklan için ne annesi ne de babası ofkelerini boşaltma fırsatı bulamıyacaklardı. Kafasının ıçinde, ince uzun ve sarışm Amerikalüar, kararsız yuznyle Necati, İstiklâl Caddesini ağız ağıza dolduran uğultulu kalabalık, Şakir'le girdikleri meyhane, yeni da ğan bir çocuğun boyn kadar olan buz gibi Arjantin'ler, karmakarışık, birbirlerini çiğneyerek dola şıyordu. Necati'ye Içinden gelen bir coşkunlukla <Gel!> demiştl ama nerede yatıracaktı? Düşünmeden söz verdiği İçin kendinisvK^adı. Babasının her ak;am oknduktan sonra masasının Ustüne bıraktığı gazeteye goz gezdirdi. Paris Ba takhaneleri, Casuslar Savası, Hergeleci lbrahim Gureşleri. (Göze Gelen Aşk) romanmı okumaya koyuldu. Delikanlı çok yakışıklı, çok gururlu biriydi. Kızla simdi kavga ediyorlardı. Delikanlı sert bir «esle, «Butün suç bende, sizi ilk gördüğumde anla malıydım. Siz benim aşkıma lâyık değilsiniz» dedi. Kız, «Hayır, bana hakaret edemezsmiz» dedi, >Ha< karet etmlyorum, doğruyu soylüyonım^ dedi delikanlı, yünidu. Kız, ayaldannı yere vnrdu ve bağirmaya başladı: «Siz çok kaba, çok alçak bir erkekmişsüıiz!» Derken bir muhallebici dükkânının ^nunde ve kol kola geçen sevgililerin birbirine bakan gbzlerinde mutluluk ısiklarının tutuştuğu, ılık bir Temmuz rüzgârının Akasya ağaçlarınuı küçük yapraklaruıı titreterek balkonlara seriii çamaşırlan salla dığı bir sırada Delikanlı kızı tokatladı ve bir cigara yaktı. ordan geçen bir taksiye atladı. •Helâl olsun sana hu yollar. dedi tzzet. Kız, Delikanluıın arkasından bakıyor. içini çeke eeke ağlıyordu. (Devamı Var) •Çek, Allah çektirmesin. Ulan enayl niye kndınyorsun delikanlıyı? Ağzını açmasan olmaz mıy dı?. (ârka.« ÇİÇEKLİ İHTİLÂLÎN DEVRİMCİ SESLERİ DtŞİ BON» da başlayan .Çiçeku İhtilâl» in devrimci sesidır Müler, diyorlar. «SAİLOR» (Bahriyeli) adlı şarkısı ile, hippilere gerektigi zaman ve yerde sertlığe sertUkle karşı gelmelert gerekUgini öğretmiş. Steve MiUer'in îzlandalı yazar, Aldous Huxley" in (A Brave Sew World) «Yeni bir Cesur Dünya» adh romanından esınlenerek yat>tı6ı aynı isnıl taşıyan plâğı dınienmesi «Mutlak» olanlardan bınymiş. Zenci şarkıcı Jlmmy Hendrlx memleketimizde de adı pek yaygın bir şarkıcı. Sarkılarmda açık açık «Eroin için», «Esrar vutun», «Sevişin Karşı koyun» gibi sozler eden bır müzısyen. Elektnğın bütün gereçlerınden faydalanarak muzık ya pıyor. Electnc Lady Land adlı uzun devırlı bir plâğının kapağı oldukça ilginç. Yirml kadar anadan doğma lenci kadının arasında pelerinin içıne sak ladığı Experience (Deney) adlı ıkı kışılık grupuyla goruluyor Hendrıx. •Ben blr gün Beyoğlona çıktım» dedl lnet, «Amerikan gemilerl de gebnlj, ortalık Conl dolu, Blrisine sokuldum, fanfin fon, olrayt annadın mı, bi paket cigara venene lan keriz dedim. Baktım aval aval baktyor. îes, yes; Mpsi dedim, ver yoksa sülâ leni... Derken, tam Taksim bahçesinde Necati'ye ra»ladını. Yanında gunduz feneri gibi blr kız unı fena değil. Kıza beni tanıttı, en samiml arkadaşlarımdan İzzet dedl, sağol dedim, bir »ıraya oturduk. Kulaçıma eğildi, bngiin arakladım ama gidecek verimiz yok, bir olsa Biraı düşündüm, bize gelsene dedim. Yaşa be dedi, boynuna sarıldı, yoo, asılma depoya gider dedim. Peki baban? dedi. Babama boş ver, yattıktan »onra gelir, hafif hafif üç kere ıslık çalarsın dedim, tamam mı? Tamam, dedi, aynldrm, saat onikiye kadar dolaşhm durdum bir Amerlkalıyı tav edeyim de benl bara götürsun, belesten bira içeyim diye, olmadı, gâvurlann gozü açıbni}. Sonra benim bir okul arkadaşım var çimdi halde çalışıyor, adı Şakir, ona rastladım, ulan horu »en sağ mum dedl, pasaja şirdik, uç tane votkalı Arjantin içthn. Saat kaçtı bilmiyorum, eve geldim.» Dılıme dolanan ıştırap olur'n hafif bir sesle söyleyerek eve girdl İzzet ve aynı anda babasıyla anncsinin yattıklan odanın kapısı açıldı. Geldigini anlayan annesi herhaide şlmdiye kadar nerede kaldığını soracaktı ve annesinin bu tntumuna 1çerlcdi. basamaklardan ayaknçlanna basarak çıktı, sofada küpten maşrapayla su alan annesinm nykuln yiizıi, dağınık saçlanyla kaı^ılaştı. Temekle blrHkte bir baş soğan >1yen kadm tnyn lıkır lıkır Jçtl TİFFANY JONEİ 96 « Sen gıdebihrsın... Yallah...» ötekl çeklmser görünüyordu: « Burada beklesem olmaz mı?...» Böyle söylerken dıp taraftakl küçUk oday» bakmışh... Mls gibl blr kahve kokusu gellyordu oradan. « Hayır olmaz... Kır bakalım klıisl... Tallah dedıl:..» Kapının açılıp kapanmasını bekledüten sonra gene kadına döndü, bir işaret yaptı: « Beni tak:p eder mlsınlz lütfen...» Otuz metre kadar yürüdükten sonra kapılardan bırınin önünde durdu, ellndekl desteden blr anahtar seçti, killdl açtı, kanadı araladı, zlyaretçinln geçebilmesl içln de kenara çeHldl: « Girebilirsiniz efendim...» Mary Weaver, hücreden içeri lklnd adımmı atar atmaz Nathanael Uedenski ile burun buruna geldl. Son görüşünden bu yana tam üs bafta ol muştu. Böylesıne kısa bir süre Içinde adamda meydana gelen değlşiklikten ötürü şasınp kaldı. Kırk yaşlannda blr adamdı karşısındakl... Zayıf mı zayıf .. tskeletten farksız adeta... Ayağırıdakl pantolon ne kadar bol dt^uyordu. Çuvai gıbı .. Yakasız blr kazak geçirmişti sırtına... Kaba mavi yunden örülmüş... Yüzünün, rengl kurşuniye çalan derisi kemlklerine yapışmıştı sanki... Buna rağmen garip bir güzellik sarmıştı çehre hatlanm... Fakat insanı en allak bullak eden taralı gözleriydı... Ta derinlere kaçmıştı bu gözler... Çevrelerlnde de slmsiyah birer halka... Ancak kâ, bus geçirenlerde rastlanabilirdl su hummalı bakışlara .. Saçlan çok kısa kesilmlştl. Uedenski, sırtını hücrenin dlp tarafmdaü duvara dayamıs, ellerinl arkasında birleştirmlşü. Dizkapaklannı haüfçe kırmif, böylece duruyor, Mary Weaver'e bakryordu. Genç kadm basını kapıdan yana çevlrdl. Gardlyan sessizce çekilmlştl... Kanat aralık duruyordu. Tekrar mahkumdan yana döndü: « Oturabillr miyim?...» BeriM, duymamış gibiydl. Kıpırdamadan duruyor, sadece bakıyordu. Mary. birkaç adım daha atarak karyolaya vaklaştı, kenanna illşti. Çantasını açmış içindeı bır şeyler çıkarmağa çalışıyordu. Ezld sesslzliğl bozmak için kendini zorladı: « Sigara lçip içmediğinizi hatırlayamıyorum ama slze birkaç paket getirdim...» Hücre muntazaman dezenfekte edildiğl lçtn ilâc kokusu lle kanşık rütün kokusunu da duy. H VE DİĞERLERİ CARTB arlow Wılcox, Merle Hagard, Faron Young, Alan Bro\vn, Ferlin Husky, BıU Medley, Julıe Drıscol, Pete Seeger, Enc Burdon, Swamı Satcıdonanda (Hıntli) Peter Green, Mitsy Morgan, Mıok Taylor. Bunların yanısıra daha çok isim var ama bunlar kışısel beğeniler olarak kaldılar. örneğin, genç bır Amenkalı (Kompozitormuş) elektronik mıizikte llhan Mlmaroğlu'nun adını verdl. S AYLÂK MUSA imdi biraz da sevilen topkıluklan görellm. Sevi'en toplulukların başında Beat les var. Bir kuşağa adını veren bu dörtlü, zaman zaman oportünizml seçtı dıye hippilenn boykotuna ugramış ama gene de yarattıkları sempati eksilmenıiş. Beatles'in son uzun devirll plâkları, Abbey Road ve Let It Be geriye dönüş olarak sevlnç yaratmış hippi çevrelerinde. Beatles'ten sonra, RoUing Stones geUyor. Fakat hippy yayınlannda Stones'a dehşetli çatılıyor. Burjuva düzeninin savunucusu haline geldl, dönuş yapmalıdır, diyorlar. Ve ekliyorlar. «Çünkü unutulmamalıdır ki, Rock'n Roll, kapitalist dfizenin cğlencesi haline geldiği için, istediğini gerçekleştiremeden devrini kaparaak zorunda kaldı...» Bu gruplardan sonra Mick Farren ve Deviants geliyor. Deviants, şu günlerde Underground da hızla yayılan yeni bır blçlm getirmişler. Deviants müziğl keşletti, yakında bütün anü • devrlmd, oportUntet pop müzlgl lllnlannın canına oku SEVİLEN TOPLULUKLAR Türkçesi: Adnan TAHİR mak zor değildi. Genç kadm, örtünün üzerlne bıraktığı. llrf paket sıgarayı Lledenskı'den yana doğru iteledi Erkekhâlâ hareketslzdi... Deli dell bakıyor gös lerinl kadından ayırmıyordu. Bu durum karşısında Mary başını eğmeS »runda kaldı. Ne yapacağını bilmez haldeydi.. « Çok değişmisslnlz...» diye mınldandı... «MUthlş blr şey bu...» Aradığı kelimeleri bulamıyor, ne söyleyeceğinl kestiremlyordu. Bir süre düşündU sonra ilflvs ettl: « Slzi burada ziyaret edebilmek için . Hlç de kolay olmadı...» Yine sustu .. Insan kılığındaki harabeyl daha vakından gorebilmek ümidıyle kalktı, karyolanm blraz daha ötesine oturdu Lıedenski hâlâ oldugu yerde durup duruyordu Kıpırdamaksızın ve konuşmadan. « Beni dlnleyebllecek, anlayabılecek dunımda mısınız?...» diye Mary sordu. Genç kadına uzun, ama çok uzun gelen bir sürenln sonunda erkek, başı ile evet anlamında bir lşa>et yaptı.