24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
FATltFE DÖRT biünmesi İse hastahğrn teşhîsl demek olacağından, tedavide ilerleme sağlanmış, yani kaçakçüarla mücadelede başan oranı artmış olacakür. « Turkiyede afyon kaçağı için ortam var mıdır Borusuna verilecek cevap tek kellma lle: < Şüphesi» dir. Işe, tarladan başhyalnn... 12 Temmuı 1970 CüMBüi ÜRKİYE'de Dir takım insanlar çeşltli Amerikan sigaralarnn, püfürdeta püfürdete içerler. Yîne, TUrkiyede bazı 1nımTii»i' gtMAım gizliye yabancı m»rir«ii tabancalan tasırlar. TUrklye Cumhuriyetinin kanunlarma göre degil A merikan sigarası, ber türlU yabancı sigaranın ithall yasaktır. Yino, ayni kanunlara göre Türklyede hiç blr şeMlde yabancı bir tabanca taşmamaz (görev111er dışında), ruhsat venlemez ve ithal edılemez. Bu kanunlara rağznen, TUrMyede tonlarca A merikan slgarası tüketllir, sandıklar dolusu yabancı tabanca, musteri bulur. İthall dahl yasak olan bu maddelere bir talep, hem de asın bir talep o lunca ortaya kaçak çıkar ve TUrkiye, kaçakçılar» esM bir deyimle «cazibe merkezk duruznuna gelir. T RAPORU r • ÇAY KENABI AHA ÖNCE kısaca değinmış olduğumuz gibi, elinde bildirım dışı fazla üretim varsa bunu da 90 liradan TH. O. ne ml verecektir, yoksa 1W liradan kaçakçının adanuna mı? Türk köylüsünün yıluk goliri, Türkiyenin kişl başına düşen milll gelirinin ancak dörtte birl kadar olduğu düşünUlecek olursa, köylilnUn bu fazla afyonu 90 1 raya mı, yoksa 180 1 llraya mı satacağı sorusunun cevsbı da kendıliğinden verllmis olur. Bu arada Çakırköy muhtan Vehbl Çengeld gibi duşünenler de vardır: « Çay kenannda yatmam, kurbagadan korkmam..» Burada İM ltiş dikkaü çekmektedlr. Birincisl köylünün yoksullugu ve bu yoksullugun, onu kanun dışı yollara itişidir. Bunda köylüyü hiç bir şeldlde suçlu görmek doğru deglldlr. îkincisl İse fiyat farklılaşmv sıdır. Her maddenln fiyatına her gtln zam ustüne zam bindiği bir ulkede, bundan afyoa üretlcisinl yoksun bırakmak, onu kanun dışı yollara ltmekten başka bir işe yaramamaktadır. Bu konuda Tartaglino • Cusack ikilisi ile yaptığım görüşmede: < Hindistanda neden kaçak olmuyor?» sorusuna aldığım cevabı buraya koymadan edemi OzgenACAR D Italyada da sig&ra ithall yasağı vardır. Ama, Italyanlann Türk sigaralanna özelllkle «Kulüp sigarası» na büyük düşkünlükleri olduğu söylenir. Kaçakçılar, bu sigarayı TUrkiyeden o raya götürürler, hatta turist olarak gldenler karşılığında bir Ud kravatla değiştirlrler bu sigarayı. Bu ticaretin nedenl, 1 talyanın «Kulüp sigarası» içia «cazibe merkezi» oluşudur. Afganistan, Hindistan, Nepal gibi yerler de esrarkeşler için «cazibe merkezi» dir. (Yakın bir gelecekte Sultanahmedin de aynl akıbete uğraması söz k o nusudur.) Cazibe merkezi ve kaçakçılık M. O. nin satm »111111 I2S tonon yfizde 20 «1 demektir. Amerikalılsnn hesaplan, lddialan bndnr. Bu iptilâdan henÜJ etkilenmemiş olan TUrkiye, bu uluslar arası kaçakçılar İçin ne ölçüde gerekll ortamı hazırlamaktadır? Türldyenin yataklık durumu ne dir? Bir başka deylmle, eğer 24 ton afyonu Türklyeden çıkarabilecek bir ortam T» güç varsa, bu ortaıru yaratan nedenleri bilrnek zorunludur. Bunun • Takın geçmi^te yakalanmış blr «fyon kaçakçı şebekesi Bunlar aslında erolnin tuketiclye ulaşıncaya kadar olan an a şebekenin beTki 2t belkl de 30 uncu derecesinde gelen klşllerdir Araenun adamlandır Bunlardan sonra daha 2030 el deüştirecektir bu afyon paketlerl... man da 12 kelleyl taşır blr sap. Bazı tarla sık ekllmlştir, bazı tarla seyrek. Tarla vardır nadaslı, gübrell, tarla vardır nadassız, gübresiz.. Tarla vardır gıiçlü, tarla vardır yorgun... Haydi, sız siz olun da bu değışkenlere göre matematiksel bir çözüm getirin bu çok bilinmeyenli denkleme. Doğanın bu cılvesi yol açar kaçağa tarladan itıbaren. Bundan dolayı, tarım uzmanının, köylünün üretim tahmıni üzerinde yaptığı denetım de bir tahmindir ancak. «Olsa olsa» ve «yaklaşık olarak» gibi ilkelere ve de goreneklere dayanır tarım uzmanının tahml nı. Eğer, köylümin bildirıminden fazla bir tahmln yapacak olursa tanm uzmanı, namuslu koylü ceza yemektense gelirden vazgeçer ve söker tarlayı. Bir yıllık üretime yazık olacagı he le namuslu bir köylüyse^ İçin tarım uzmanı «insaflı» davranır tahmlninde. Pek çok çatışma vardır kbylüyle «zlraatin adamı» arasında bu konuda. Bazan da paranın insaf derecesini arttırmada etkill olduğu söylenir. Iş te, bu billnmezliklerin sonucu, rahathkla kaçaktır. Bir başka yol da şöyle: Haziran sonu Temmuz başında ürünü toplayan köylü, fazlasmı «Hacıağa» ya verecegl için bir sure bekletir. Ürün iyice koyu kahverengini alınca, bir miktannı ayınr, yerıne üzüm kurusu ya da palamut tozunu karıştınr. Bu kanşığı götürür TJ4.O. ne. Bıldiriml eğer 2 kiloysa, gerçekten 2 kilo teslim eder bu kuruuzürn ve palamut tozii kanşımı afyonu. Artanını da Hacıağaya. TMO. nin alım memurlan, bir bakışta anlayamazlar bu sakızın içinde kanşık madde olup olmadığını... Konuştuğum koylülerin kaçak konusunda birleştikleri önemh bır nokta da bu üretimin tarladan alınması ile T.M.O. na teslimi arasında geçen süre 1 çlndo her seyin olup bittığidir. Bu noktada fazla konuşmaz kimse... •aydı. Toplam 112.JO0 liraydı. Tani kilosuna 250 lira vermiştl (Hacıağanın kazancı bu işte kilo başına 70 liradan 31.500 liraydı. Hacıağa daha fazla bekliyememişti. Ağustos başmdaki bu lşi Hacıağa Ekim Kasım aylarında yapsaydı kılosunu 400 . 500 liraya kadar satabilirdi) Arabaya hindiğimizde, müşterim tabancasını çıkarmıştı. Ensekökümde tabanca olduğu halde Çorum'a yaklaşırken, yolda bekliyen bir kamyonun yanında durdurdu. Malı kamyona aktardılar. Bana da pazarhğımızdaıı fazlasmı verdi. Polise haber vermem halinde öldürüleceğimi söyledi. Şehre en azından bir saat sonra girmemi, yolda beni adamlarnun koUıyacağını stkı sıkı anlattı. Kamyonla uzaklaştılar. Şehre girer girmez, polise piderek duruma bildirdim. Polislerle birlikte oradan oraya, buradan buraya koşustuk. Fakat, Çorum polisinin elindeki araçlar eski model ve as olduğu için her yönde izleme yapılamadı. Telsizleri var mıydı, yok muydn bilmiyonım. Komşn Ulerin polisierine bildir diler ml, bildirmediler mi ona da öğrenemedim. Bildirmi? olMİardı bile, ya yolda plaka, ya da kamyon değistirip kaçmıs olacaklardı.» AB.D. ve yakın zamanlardan berl de îngiltere, eroin kaçakçılan için bir «cazibe merkezi» dir. Çünktl, bu Ulkelerde eroino karşı aşın bir talep vardır. Bu ta lep, yine kaçakla beslenir. 62 bın eroinmanın olduğu açıklanan Amerikaya, yani bu «eaıibe merkezi» ne ikmal, elbette kaçakçıhgı yaratacaktır. Eroinln yapıldığı afyon da bu Ulkede yetişmediğine göre kaçakçüar, afyonun yetiştiği ülkelere yöne lecektir. Bu Ulkelerln arasında TUrkiye de vardır. A3J). N»rkotik Bfiro ve TehllkeU llâçlar Dairesi Başksru Ingersoll ve kurmaylan tarafından açıklandıgına göre Amerikaya giren kaçak eroinln yüzde 80 i Turk mfyontmdan yapılmaktadır. Yine syni kaynaklara göre A.BJ). de yüda 3 ton eroin kullanılmaktadır. Bnnun yüzde 80 1 2.4 tondur. Bu kadar eroin ise 24 ton afyondan yapumaktadır. 24 ton afyon ise 1968 yılında T. • BİR PAZARLIK ORCM'da haşhaş ekimi yapan köyleri birlikta dolaştığım bir soförden dinleyelim Hacıağadan sonra olanlan: « Bir gün, bir yabancı K... köyüne gideceğini, geceyi orada geçireceğini söyledl. Pazarlıkta anlaştık. Köye gittik. Gece bir agada konakladık. Sabah Çornma dönerken, geldiğimiı yoldan defil de daha uzun olan bir başka yoldan gideceğimizi, yolda m»l alacağını söyledi müşteri. Pazarlığimızda bn yoktu. Farbnı vereceğini belirtince, yola çıktık. Köyden bir kaç km. ötede ağaçhkb bir yerde dnrmanu sSyledi. Arabadan indi. Sağa sola bakındı. Islık çaldı. Ağaçlar aranndan bir «slık cevap vprdi. Bizimki bir daha öttürdü. Ağaçlar araaından çıkan adam yanıınua geldi. Müşterim, cebinden cıkardığı morluklan gösterdi. Oteki bir ıslık daha çaünca tabancalı iki adam peydah oldn. Bir elleriyle de bir çuvalı sfiriiyorlardı. Tabancalar mldemi bolandninca, ben bn işte yokum, dedim. Müşterlmle konuşan adam tabancasını çektl ve bana doğru uzattu Çuvalı tasıyonlar, sanki kendl arabalan imiş gibi rahatça, bağaja yerleştirdiler. A gaçlar içinde iki adam yine kay> boldu. Bu keı baska yönlerden geliyorlardı. Değişik boyda sürüdükleri iki jeni çnvalı daha yüklediler. Müşterim morluklan saymadan önce çuvallan inceledi. 450 kilo mn diye sordn. Evet, cevabuu aunca, morluklan tek tek «a™™ eline C Q£)J SULTAN « Hindistanda çiftçilerin afvonlannı kanuna uygun olarak satmalan daha kârlıdır. Çünkü, bükfimet bn üretime yeteri kadar lyi para ödemektedir.» Şu halde Amerikalı narkotik işler uzmanı, Türk hiikümetinin köylülere yeteri kadar para ödemediğl kanısındadırlar. • ARACILAR ÖYLÜ açısından üzerlnde durulacak bir başka noktayı da oteki üretim alanlann dan ömeklerle açıklayalım. Edime köylüleri çok iyl bilirler. yoksullugun sonucu olarak lhtiyaçlannı karşüıyamıyan köylü, ister istemez mandıralarla bir anlaşma yapar. Kılosunu gü nü gUnune 150160 kuruşa satacağı sütü, bır yıl önceden mandıra sahibine 110120 kurus tan toptan vermeyi taahhüt eder. Köylünün bu lşteki kazancı, gelecekte Ureteceğl süte karsılık her gün perakende olarak alacağı paranın yerine, bir yü önceden peşın ve toplu para almasıdır. Kooperatifçüik olmadığı için kilo başına bile bile 3040 kuruş zarar eder. Gelelim Ege köylerine... TUtUn üreticileri de ayjü şekild»* blr yıl önceden bağlar malını aracıya... Sebep aynidir. Kredlsizlık, kooperatıfleşmenın olmayışı, yoksulluk, ihtiyaçlann karşılanamamasıni yarattığı *m racılar» her köylünün çaldıgl ortak kapıdır. Her üreticinin çaldığı bu kapıyı, haşhaş yetlştincisi köylü de çalar. hiç şüphesiz. Adını burada açıklamak i»temediğim bir koylü, Çorumtaı Cemilbey bucağmda şunlan an lattı bana: « Köylüler haşhaşı ancak 12 dekar eker. Bu 2 dekarm & • rettmi 4 kilo afyondur. Bu köy lünün 5 kilo afyon örettiginl farzedecek olnrsak, elinde bildirira dışı 1 kilo fazla afyon vardır. Hiç bir kaçakçı gelip bu köylüye, 1 kilo afyon için başvunnaz. Çünkfi, kaçakçmm ihtiyacı 200 kilodur, 500 kilodur, 1000 kilodur. Dnrum böyle olnnca, en azından 200 kişl, 500 kişi ve 10T* kişi ile bn kaçakçının bağmtı kurması gerekecektir. Bu iş oldukça tehlikeUdir. Çünkü, bu köylfllerden hiç olmazsa beşi, onu kendisinl 4hbar edecektir. tnsanlarm birbirini öldürdüğü bir kir1 işte, hiç bir kaçakçı bu kadar 1 sçık verrnez. Elinde 1 kilo fazlası olan köylü de müşterisini Çorum sokaklannda dolaşarak arayamaz. Beş on köyün bir zengini vardır. Bizim bölgenin zengini de Hacıağa denilen "0 yaşmda birisidir. Yolda görseniz sadaka vermiyeceğiniz bu ağanm, bildiğim kadarı ile 14 köy ile bağlantısı vardır. He men hemen her yıl da Hacca gider. Elinde böyle bir kilo, yarım kilo, iki kilo fazla afyon olan köyHi bunu götfirür, ona teslim eder. Çünkü, Hacıağa, bu afyonun fazlasının parasını daha bir yıl önceden 180 liradan ödemiştir, Köylülere. Paraoa sıkıntı içinde olan ondan afyon karjıhğında borç alır. Hacıağa, bir yıl önceden parayı öderken köylüye gelecek yü kendisinden ne kadar afyon bek lediğini de söyler. Çünkü, bor. cnn garantisi, köylünün toprafıdrr. Köylü de bundan dolayı ne yapar yapar, bu fazlalıfı elde eder. Etmezse toprak elinden çıkar, Hacıağaya geçer. Kim ister toprağmı yitirmek? Hacıağanın elindeki bu fazlalık lar da damlaya damlaya göl olur, Hacının samanlığında, ahınnda, toprağın altmda dağımk dağınık gizlenir.» K YARIN : TÜRK MAFİA'sı Düzeltne 9 Temmuz Perşembe gdnü yayuılanan beşinci yazıda bir dizgi hatası sonucu olarak haşhaş tohumu üretimiyle UgUi rakara (7.5 kile) olacagı yerde (7J kilo) şeklinde çıkmıştu. Düzeltir, 5zur dUeriz. i • • • • 33 •••• olaym başlangıcı MUZAFFER BUYRUKÇU Doğan, tuttugu ell agzına götürdü ve avueunun içinden öptü. «Ne yapıyorsunuz?» dedi Hümeyra heyecanla, «Böyle yaparsamz fcir daha konuşmam sizinle.» Elıni çekmek isterken ba?mı eğdi, başı Doğan'ın başına dokundu. *Ve vücuduna bir korku sıcaklığı yayıldı, «Gidelim, nolur, rica ederım!» Doğan, sağırlaşmıştı lankı. hıçbir şey l;itmiyordu. Birden Hümeyra'yı belinden kavradı, kendine çekıp ağzından öptü. Kız, hemen ağzını kaçırdı ve Doğan'ın bir daha öpememesi için başım hızla sağa sola sallamağa başladı. «Hayır, istemiyorum, yapmayın. Rica ediyorum, bırakm beni!> dedi çabuk çabuk ve kollarından kurtulmak İçin göğsünden itti. «Sizi seviyorum.» dedi Doğan. «Bırakm beni!» dedi kız sertçe re o anda evde olmak istedi. «ttmeyin, bırakacağım» dedi Doğan. Hümeyra, ellerini kammdan çekti Doğan'ın ve başını da geriye attı öpmemesi için. Bu başını arkaya atış, Doğan'a büyük bir olanak sağladı ve kız başını kaldırdığı zaman havaya bakan dudaklarının üstüne bindirdi dudaklarını ve eze eze öpmeye koyuldu. Hümeyra ağzım ağzından sıyırmak, bir şeyler söylemek istedı ama ağzının arahklanndan ve burun delıklerinden acayip sesler çıktı... Karşı koyması gıtgıde azalıyor, açık duran gözleri yumuluyor, uyku gibi bir şey bastınyordu. Artık, o acayip sesleri de çıkarmıyor, az önce kendinden uzaklaştırmak için gbğsünd'en ittiği vücuda sanlıyordu. Memeleri Doğan'ın »ert. dümdüz gögııııııııııınıııııııııı DÎŞİ BOND TİFFAIıJY JONES BUVUkrBuBuM B4O SÛĞ,UAWM B lünde ezildl, karnı kamına surtündü ve bütün vücudu titremeğe başladı. Dudaklanm dudaklannd'an ayırdıklarında Hümeyra havasızlıktan boğulacak gibi olmuştu. Vücudunu saran, sırtında, ensesinde, belinde, kalçalannda gezinen kolların arasında sık sık soluyor, «Yapma Doğan, ne olur? Yapma, bu kadar yeter!» diyordu. Başt dönüyordu. Boşluklarda yuvarlanıp duruyor, hemen şuraya kıvrılıp uyumak istiyordu. Doğan, başarısının verdiği cesaretle ilki gibi uzun uzun öptü Hümeyra'yı. Ikisi de burunlarından soluyor, soluklanm işittikçe daha çok sanlıyor, birbirlerinin içlerine girmek istercesine öpüşüyorlardı. Doğan, »ağ eliyle kızın sol gögsünü tuttu, hafif hafif okşamağa koyuldu. Hümeyra, kollannı Doğan'ın boynuna dolamıştı. Doğtn, soluk almak için başını başından kaldırınca o dudaklarına saldırıyor, hırsla öpüyordu. Doğan, öteki goğsü de okşamağa, dibinden kavrayıp sıkmağa başlayınca vücudu arkası arkasına ürperdi ve «Tut beni, düşuyorum!» dedi. Doğan, kollarınm arasından kaymak üzere olan vücudu sıkı sıkı tuttu ve şaşırdı. Bayılmış mıydı acaba? Kızın ayaklan bukülmüştü, kollannı yana sarkıtmıştı, gözleri, ağzı sımsıkı kapanrnıstı ve burnundan iri soluklar çıkıyordu. «Hümeyra!. diye seslendi yavaşça. Kız karşılık vermedl. «Hümeyra!» diye seslendi yeniden ve yeniden dudaklanndan, yanaklarmdan, boynundan, çenesinin altından öpmeye koyuldu " (Arkası var) J u JDMSS 64 «Mıs Weaver, o ana kadar anahtann çantasınd'a bulunmadığından habersizdi demek... Nasıl olmuştu da farkına vannamıstı acaba?.. Bu noktayı izah edebilir misiniz?..» «Aldığı acı haber sebebıyle «iddetli bir şok geçırmişti... Şokun etkisi hftli devam ediyor olmalıydı...» Fletcher ısrar ediyor... Çığırından çıkmışçasına hırsh ve sert... «Ben sizden bu konudaki düsünce ve tahminlerinizi sormuyorum... Vaka istlyorum, vaka... Elle tutulur cinsten.» «Siz bende bir noktamn izahım litediDiz... Ben cte istediğiniz izahatı verdim...» Başsavcı bir an için susuyor ve dalıyor... Şimdi daha sakln. «Çantasından kendısine ait anahtan »1iığınızı Mis Weaver ne vakit farîtetti?...» «Hiçbir zaman farketmedi...» «Açık konuşur musunuz lutfen...» «Apartmana döner dönmez bir fırsıtmı buldum, belli etmeksizin ınahtan eski yerine, destedeki diğerierinin yanına taktım.» «Nasıl oluyor?.. O sabah liz de Mıry Weaver'in apartmanın» mı döntfflnüı yani?...» «Evet.» «Fakat polis geldlji saman orada yoktunuz değil mi?..» «Çok az kaldım... Oirmeml* çıkmam bir ol'u âdeta...» «Aşağı yukarı ne kadar?..» Tereddüte kapıhyorum blrdenbire... Beklenmedık bir sual bu. Sakat bir cevap, bütün emek lerimın boşa gitmesine sebebiyet verebilir... tşlemediğim bir cinayeti danısıklı dövüş sonucu üstüme alJıgım da meydana çıkabilir. Marv Weaver1e bu konudaki ayrıntılan blr bir konuşmuştuk ama, böyle bir sual karşısmda kalacağımızı ikimiz de akıl edememistik. «Asağı yukan yarım saat diyellm...» Vartm . . . < L. # « »* ««t m GARTH C2OO • TARIM UZMANI AYLÂK MUSA YARINSIZ Türkçesi: Adnan TAHİR az mı?..» Çok tarafsız Hir ıfadeyle cev. r> veriyorum: «Saate bakmamıştım...» «Apartmana vardığınızda saat kaçtı?..» «Dokuza gelmek üzereydi.. » «Bu durumda sız dokuzu otuz geçe çıkmıj olacaksınız... Yoksa biraz daha önce mi?...» Görünüş itibariyle iddia makamınm gorgu faslım son d'erece titizlenerek geliştirmesinda dikkate değer bir taraf yok... tnatçı bir ısrarla Y ERYUZÜNDE hiç bir tarım uzrnanı, bır haşhaş tarlasın dan ne kadar afyon elde edilebileceğini, tekniğın en son usullerini de kullansa, en yeni buluşlardan da yararlansa, matematik bir kesinlikle saptayamaz. Durum boyle olunca, elbette kaçak da olacaktır... Ka çakçılann da hareket noktası zaten budur. Normal bir haşhaş kellestaln 8 santlgram afyon sakızı verdiğl hesaplanmıştır. Ancak kelle vardır erik kadar, kelle vardır Bursa şeftallsl ka , vawm *««tt
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear