26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6AHİFE DÖRT StaUnin Churchfire ?u »orusu üzerme Türkiye sorununa tekrar dönüldü: Türkiye savasa girerse ne gibl tedblrler almayı düşUnttyor mnnz? Churchlll, buna şu cevabı verdi: Türklye'nln Batı kıyılanndaki adalan işgal etmek için lkiüç tümenden fazla bir kuvvete ihtiyaç obnayacağını söyleyebilirim. O zaman, yiyecek ve savaş gereçlerlyle yüklü vapnrlar Türkiye'ye ve Karadenlze çidebilir. Ama llk yapüacak iş Türkiye'ye 20 kadar uçak filo•nyla bir miktar uçaksavar topu göndermektlr. Bu dnnımıın öteki harekâta hiçbir zaran olmaz, 26 Mart 1970 CUMHURİYET YAZAN: Valentin Mihayloviç BEROJKOV aaü edlp de Türkiye'yi muttefiklerden yana lldnci Dttaya Savsşına sokmalı ldlT. ıBu sorunu, Tahran konferansı•nın 28 Kasım tarihinde yapüan llk toplanüsmda Churchlll ortaya atmıştı. Inglltere Başbakanının düşüncesine göre, Türkiye'nin savasa girişl, Çanakkal» ve Karadeniz Doğazlannra ulaşıma açılmasına ve Karadenla yolu ile Sovyetler Blıliğlne erzak, sllâh ve oephane gönderllmesine imkân verecekü. Aym biçimde, diişmana karşı kulla' nılmak üzere Türk hava meydanlanndan da yararlanılabilecekti. Churchill, sözlerine devam ederek: M TOrkiye sorunu ma, Karadeniz yolu açüırsa, Güney Rnsya llmanlanna düzenll olarak yiyecek ve savaş gereçleri gonderilebilir. Türkiye savasa girerse, o kesimde harek&tta bulunmak üzere Ikl • tiç tümenden fazla asker ayırmayı düşünemiyoruz. Tablî bununla llglli olarak ayıracagımız hava kuvvetleri de bunun dışındadır. Türkiye sorunu ile llgUl bir çok problemler ortaya ettı: Hangi yollara bas vurarak Tftrkiye'yi savaşa sokabillrlz? Tftrkiye savaşta ne yapmalıdır? Bulgaristan'a saldırıp Almanya' ya savaş açmalı mıdır? Geniş bir saldırı harekâtına mı glrişmeli, yoksa yalnız Trakya'yı ele geçinnekle ml yetinmelidir? Bu sırada Stalln, ChurchiUin sözünü keserek, söz konusu olan konvoylann, yolda düşmana rastlamadan ve hlç kayıp vermeden geldiklerini belirtti. Churchlll, Stalm'in bu sözlerini duymamıs gibi yaparak. ÇEVİREN: Hasan Âli EDİZ KUŞKU Şu ana kadar lngiliz ve Amerikalılar, Ruslann kuzey 11manlarına ancak dört gemi konvoyu gönderebildiler. Daha fazla göndercmemenin blricik nedeni, savaş gereçleri taşıyan bu yük gemileri konvoyuna eşlik edecek savaş gemilerinin yeterince bulunmayışı ldl. A SORU YAĞMURU O nlara bağımsızlık kazandıran Rusya olduğunu hâlâ unutmayan Bulgarlara karşı Rusların tutumu ne olacaktır? Bu hal, şu anda artık sa Malkoçoylu AYHAN BAŞOĞLjjJ ££(|J SULTAN u açıklamayı dlnledlkten sonra, Sovyet heyetlnln başı, Türkiye'nln müttefiklerden yana savasa sokulabileceğlnl kuşku ile karşüadı: Üzerinde ne kadar baskı vaştan çıkmanın yoUaruu arayaparsak yapalım, Türklye sayan Romenler üzerinde nasıl blr vaşa girraez, dedl. Tabii bu beetkl yapar? Yine bu hal, Ma nlm görüşüm. carlar Uzerinde nasıl blr etkl ya îşi, daha da gtin îjıgına çıkapar? Bu durum, blrçok ülkelerran Churchill: de polltlk değlşimlere yol açar Biz bu sorunu şöyle anlımı? yoruz: Türkiye'nin savasa katıl Toplantıda hazır bulunanlan masında Sov\etler Birliğinin bü bu soru yagmuruna tutan Churyük çıkarları vardır. Tabii, belki chill, anlamlı anlamlı herkesln de biz onu savasa sokmayı bayüzüne baktı, dudaklarını ısırşaramayacağız, ama biz bu kodı ve konuşmasını şu sözlerle nuda elimizden gelen her şeyi bitirdi: yapmak zorundayız. Stalin. Churchill'in göriişüne Bütün bonlar, Rus dostlakatılarak: nmızın özel blr görüş taşıdık Evet Türkiye'yi savasa sok lan bir takım sorunlardır. mağa çalışmalıyız, dcdi. TürkiBundan sonra başka sorunlar ye'nin de savasa katılması çok görüşüldU. iyi olurdu. îngıltere Başbakanı, Türkiye sorununu askerî uzmanlara bırakmanın doğru olup olmayacağını sordu. Stalin buna itiraz etti: Bu. hem askerî. henı politik bir sorundur, dedi. Türkiye, Büyük Brilanya'nın müttefiM. dir. Aynı zamanda hem Sovyetler Birligi, hem de Birleşik Amerika ile dostluk ilişkileri Içindedir. Bu ana kadar Birleşik Amerika'nın Türkiye sorunu ile ilgili görüşünü açıklanıamış bulunan Roosevelt, söz aldı: Tabiî, ben de Türkiye'nin savasa trirmek zorunluğunda bı rakılmasından vanavım ama, ben Türkiye Cumhurbat.kanının yerinde nlsam. bu hizmetime öyle bir fiyat bicerim ki, bunu ancak «Overlord» harekâtının zararına olarak ödeyebilelim. B Buyıik çıkarma harekâtı sırasında, Alman hava kuvvetlerine karşı kullanılan toplardan birl ateşe hazır vazlyette... recek midır? Churchıll'e göre böyle bir tutum Bulgarlar üzennde büyük bir etki yapacaktır. îngıltere Başbakanı, Ingiltere ve Sovyetler Birlıgi Dışişleri Ba kanlariyle Birleşik Amerıka Cumhurbaşkanı temsilcisinin bu sorunu ve öteki politik sorunları incelemelerinl ve Türkiyeyi savasa sokmak için r.e yolda zorlamanın uygun Jİacagı ve bunun ne gibi sonuçlar doğuracağı üzennde ögütlerds bulunmalarını teklif ettı. Bu arada Churchill, bu sonuçlann kendisine kesin değılse bıle çok buyük görundüğunü, Tür kiyenın Almanya'ya savaş açmasının, Alman halkı ıçın buyük bir darbe olacağını sözlerine ekledi. Churchill, bu durumdan akıllıca yararlanılırsa, bunun Bulgaristanı tarafsızlaştıracagını bildirdl. öteki Balkan devletleri ne gelince, Romanya dah* şimdiden kime teslim olacağını araştırmakta, Macaristan ise bUyük bir şaşkınlık içinde bulunmaktadır. Churchill: Kısacası, artık müttefik lerin ürünleri toplama zamanı gebniştir, dıye ekledi. Turkiyenin İkinci DUnya Savaşına girişiyle ilgill gorüşlerini sıralamakta olan Churchil, Ankara savasa girmeğe razı olursa, her şeyden önce, Turkiyenin Anadoludaki hava üslerinden ya rarlanmak ve Rodos adasını ele geçirmek ferekmektedir, dedi. Bu harekât için bir tümen yeter... Rodos adasiyle Türk hava üslerini ele geçirince, Almanların Ege denizindeki öteki adaIarda bulunan garnizonlarım o adalardan çıkarmak ve Çanakkale yolunu açmak mümkün ols caktır. Churchlll sözlerlne devam etti Türldye savasa gtrmezse, bundan ötürü üzülecck değiliz. Çünkü ben de Rodos adasiyle Ege denizindeki öteki adalan ele geçirmek için gerekli askerî birlikleri kuUanmamış oiacağım. Tabii bu durumdan Alman ya da üzülecek değildir. Çünktt o da, yine eskisi gihi bu bölgedeki egemenliğini sürdürüp gidecektir. Ben bu sorunun iji ce Incelenmesini teklif ediyorum. Ama Türkiye savasa girmezse biz büyük blr başansızIığa uğramış olacağız. Bundan m baska, eğer Türkiye savasa tA rerse, Mısırdakl ordu ve uçaklanmızdan elden peldirince çabuk yararlanmamızı istiyorum. îngiltere Başbakanımn bu düşünceleri önemli blr tartışmaya yol açmadı. sadece blr bügi olarak dinlenildl. YARIN: rÜRKİYE tLE tLGİLİ DURUMLAR ÜSTÜNLÜK talin, Türkiye'nin eünde ha reketsiz duran birçok tümenler oldufuna göre, yine de bir deneme yapmanın gerekli olduğunu söyledi. Askerî uzmanlann, yukard* sözünü ettiğimız 29 Kasım tarihll toplantısında TUrklye sorunu da gorüşüldü. lngiliz generali Brooc, Anglo Amerikan gözüyle askeri durumu anlatırken, politik düşünceleri bir yana bıraksak bilc, yalnız askert bakımdan Türkiye'nin savasa girmesi, çok istenilen bir olaj». dır ve müttefö:!er için birooküstünlükler yaratabilir, dedi. Bu olay, Çanakkale bogan üzcrinden bir ulaşım sağlar, ay. nca, Romanya ile Bulgaristan* ın savaştan çıkmaları ihtimalini doğurması gibi çok önemli bir anlam taşıyabilir. Bundan başka, tngiliz ve Amerikalılar, Ka radeniz üzerinden Rusya Ue doğrudan dofruya bir ilişid kurabilirler. Nihayet, müttefiklerin Türkiyede kuracakları hava üslerinden, Almanların en önemli bölgelerine, özellikle Almanlara çok gerekli bir madde olan, Rumanya'daki petrol kaynaklanna hava akınları düzenlenebilir. Karadeniz yolu ile Rusya'ya yiyecek ve savaş gereçleri gönderilmesi yolu kısalacağından gemilerin bir bölümll serbest kalacaktır. Karadeniz yolunun açüması için, Rodos adasmdan başhyarak, TürUye kıyılarmdakl birkaç adanın ele geçirılmesi yetecekti. İngiliz generall Brooc'a gore bu, zor bir iş değildi, bunun için büyük kuvvetlere de ihtiyaç yoktu. Zaten Akdenizde, bu harekâtta kullanılabilecek özel. İngiliz çıkarma ge mileri de vardı. Ne var ki, general Brooc da, Churchill'in savunduğu görüşe uygun olarak, bu plânı uygulamak için «Overlord» harekâtını ertelemek gerekeceğini eklemeyl da unutmadı. DEFINE TAL;P APAYDIN 51 O zor iş yavu Seyit, dedi. Nasıl girecegizî Bana bırak sen. önden ben gireceğim. Elimizde gilâh olduktan sonra neden korkacağız? Yurü hadi. Soran olursa bir şey uyduruver. Ne uycfurayım? , Uluköy'de hasta varmıı, ona okumaya gitti deyiversinler. Habip başını jalladı, İyi ya... Kararsızdı. Bıyıjıjıı kemiriyordu. Hadi durma.Allah bi yerdtn gösterecek bunu bize. Belki bu gün, hadi!., Peki, dedi Habip. Yalnız belli etmiyelim gene. Hava biraz kararsın. Olur. Hazırlık yapmcaya kadar zati kararır. Sen çifteyl doldur. Ekmek katık al. Gece acıkırız. Başka? İp alalım. Fener alalım. Biraz da cır« alalım, lâzım olur. Kibrit de al. Peki. . Bırer de boş çuval. Başımıza geçiririz. Ben .el feneriyle tabancayı alırım. İyi. Hadi kardaş, gerisi Allahtan. Bakarsın sabaha ikimiz de zengin çıkanz. Hem de milyon sahibi olarak. Hani senln rüyanda gördüğün paralar var ya, işte onlar gibi... Inşallah, dedi Habip. Haniydi öyle bir sey olsa? Olacak, göreceksin. Allah bizden yana. Okunmuş gul çubuklannı almayı unutma. Olur, unutmam. Hadi eyvallah. Hazırlan. Kimseye belli etme. Güle güle bakalım. Arkasından bakıp düşüadü. Ikircikliydi. Geceleyin nasıl girilirdi o uçsuz bucaksız mağaraya? llerisinde ejderha var derlerdi. Gerçi goren yoktu ama, ta çocukluğundan beri duyardı. Bir yerı çok dardı, insan zor geçerdi. Oraya kadar kaç kere girmişlerdl Kendisi de girmiştı. Ama ilerisi... Dediklerine gore ta Lâdik dağının gerısinden çıkardı ucu. Içinden ırmak gibi su akardı. Kimi yeri soğuk, kimi yeri sıcaktı. Bir de rüzgâr eserdi.. Şimdi oraya girmek, geceleyin... Vazgeçse miydi acaba? Ama bu mağaranın bir yerinde defıne vardı, öyle derlerdi. Eski bir Rum zengini memleketten kaçarken hazinesini götürüp buraya saklamıştı, îki katır yükü altın. Kuzu gibi yatıp dururdu mağaranın karanlığında. Gerçi çok arayan olmuştu. Yarbay dayı da birkaç kere aramıştı. îki de bir anlatırdı. Ama ne malum, bugün kendilerıne raslamıyacağı? Belki bir taşın arkasında. Belki bir tavanın deliğinde. Belki suyun içinde. öyle ya, zengin deyyus akıllı olur. Hele aslı Rum olunca... Kimse şüphelenmesin diye belki olmadık bir yere saklamıştır. Yanıbaşından yirmi kere geçersin de göremezsin. Ama bu gün sana raslayıverir. Olur olur... Rüyanda saydığın paralar gibi, hey Allah!» Birden elini galladı. Gözleri ışır gibi oldu. Gideyim, dedi. Hadi Allahım, göster gayri böyüklüğünü. îçeri girdi. Karı, dedi. Samanhktaki boş çuvall getir. Ne olacak? Kanşma. Getir dedik. Yüklüğün gerisindeki tfuvara asılı çifteyi aldı. Tozlanmıştı. Üfledi, eliyle sildi. Oturup doldurmağa başladı. Ne olacak o herif? Gene nereyeî Kanşma. Uluköy'de hasta varmış, ona okumağa gidiyorum. Tüfekle miT He. Yağmuru gSrmüyon mu? Geceleyin önümüze kurt murt çıkar. Deli Seyit'le mi gidiyorsun? He. Kadın kuşkuyla kanşık bir korku içinda baktı. Fadlme oturmuş çorap örüyordu. O da baIinı kaldlrdı. Gitme buba, dedl. Anası ekledi : ,% « , . ' . O ugursuz gent ba»ın«„ " "*" * Susun be! diye azarladı Habip. Sizden •kıl mı sorduk? Dediğimi yapın hadi! Biraz azık da hazırlayın çabukl Akşam ezanından sonra yola çıktılar. Dereye asağı pespeşe kayar gibi koşuyorlardı. Başlanna birer bos çuval geçirmişlerdi. Bİ gören olmadı değil mi? Yok. Ols« ne olacak, aldırma. Kimseye zararımız yok. Hırsızlık yapmağa gitmiyoruz ya, yü« rü! Ortalık yağmurd'an sisliydi. Derelerin içi simdiden kararmıştı. Çabuk çabuk yürüyorlardı. Daracık toprak yol dereye aşagı kıvrıla kıvrıla gidiyordu. Bağlann kıyüanndaki çitler, kavak ağaçları karanlık görüntülerl Ue insana korku veriyordu. Ama ahşkındılar, aldırmıyorlardı. Bilirlerdi buraların halini. Habibin bağını geçtiler. Derenin »uyu epeyce arttmştı. Göz kararı ile atladılar. Buralan hep kazmalı, dedi Seyit AH. Buralarda çok iş var. Bu bizim köyüo bağları eski, dee belki bin yıllık. Habip başka bir şey düşünüyordu. Geriden sordu, Mağarada kurt murt olur mu şimdi? Olsun. Ne edecek kurt? Kaçar gider. Olmazsa vururuz. Bir bağ mermi var tabancada. Korkma... Habip sustu. Bu Deli Seyitie yola çıktıgına biraz pişman pibiydi. «Kurdu vuracağım derken bizi vurmasin» dive düşündü. «Sağı solu belli olmaz bu dürzünün. Gündüzü bıraktı da gece götürüyor baksana? Hem de durmadan yağmur yağar. Derin derede şimdi cinlerden başka kimse yok. Ula ne vaptın sen Habip? Define aramanın sırası mı? Bu herif bi belâ sarmasın başına. Uğursuzun teki zati...» Bir aralık durdu. Vazgeçecek gibi oldu. Ama Seyit Ali habire yürüyordu. Bir yandan konuşuyordu : Senin okunmus gül çubuklan simdi çok işe yanyacak arkadaş. Mağaranın içinde bir tuttuk mu, geride mi ileride mi hemen belli olacak. Bi de kazma alsak iyi olacaktı ya neyse. Mağaranın içi hep kaya, nereyi kazacaksm. Bu hazino olsa olsa bi taşın altında arkadaş. Neden dersen, adam kimse şüphelenmesin diye gizli bir taşın ar kasına saklamıştır. Taşların arkasma. altına baka baka gideceğiz. Gâvur milleti akıllı olur, biliyon mu? Övle bi yere saklar ki, yanmdan on kere geçersin de habarın olmaz. Onun için diyorum, her bir yere bakalım. Hattâ belki duvarların çatlağına teker teker sokmuştur. Yahut bir delik açmıştır, altmlan doldurup üstünü kapatmıştır. Kimsenin gözüne çarpmaz da, belki bizim gözümü ze çarpar. Allah nasip ettikten sonra niye olmasın, değil mi ya? He, dedi Habip geriden. Yağmur artmıştı. Durmadan sayır sayır yağıyordu. Sel yapan yağmurlardan değildi, toprağa işliyordu. (Artram var) S DIŞI BOND TIFFANY JONES DENEME S GARTH AYLAK MUSA OVYETLERİN, Turkiyenin savasa gırmesıyle ügılendiğıni gören Ingilizler, bu sonanun gerçekleşmesıni de, Kuzey Fransaya yapılacak çıkarnıa nm ertelenmesine bağlamak de nemesinde bulundular. Tabii, as kerî uzmanlar komlsyonundaki Sovyet temsilcisi Mareşal Voroşilov, bu tutuma şiddetle kar şı koydu. Genel toplatmın ikinci oturumunda Türkiye sorunu yeniden ele alındı. Churchill, Turkiyenin müttefiki olmak niteligiyle, önümüzdeki Noelden önce onu, savasa girmeğe kandırmak ya da zorlamak işini üzerine aldığını büdirdi. Churchill, sözlerine devam ederek: Başkan bize katümayı, ya da bu işte önderlik eiıaeyi kabul ederse, biz tnçilizlcr bunu memnunlukla karsılarız ded). Ama, bu konuda Maresal Stalln'in yardınuna da ihtîyacımız var. Britanya hükümeti adına size şunu söyliyebilirîm ki, e?er Türkiye savasa çirme teklifini kabul etmezse, bunun Türkiye için ciddî sonuçlar dn£urabileceğini ve onun boğazlar üzerindeki haklarını etkilevebileceğini Türkiyeye hatırlatmağa îıazınm. İngiliz Başbakanı az önce, başlıcalan politik niteükte olmak üzere birkaç sorun ortaya attığını hatırlattı. Her şeyden önce, Sovyet hükümetinin Bulgaristan üzerine ne düşündüğünü bilmek istediğıni sözlerine ekledl. Eğer Türkiye Almanya' ya savaş açar da Bulgaristan Türkiye'ye saldırırsa, Sovyetler Birllğl Bulgaristan'a, onu blr duaman olarak sayacağını bildl •••••••••••»••••••••• | Tarık Z. Kırbakan f o T • X • DERİ SAÇ ve ZÜHREVt Hastaüklan ttOtabams} tstiklaJ Uad. Parmakkapı NO «e nçij «4 ta 73 DO&1OR OrtaDoğu Teknik Üniversitesi ftaktörlüğiinden: Ünlversitemlz muhtelif bölümlerine sekreterler alınacaktır. ARANAN ŞARTIJVR: ••••••••••••••••••••• • Sahibinden iSatılık Dükkânİ ZİND4NKAPIDA DECİRMEN SOKAGINDA Müracaat: Tel: 36 43 79 Cumhuriyet 2912 Adaylann, 1 İyi derecede îngil'zce bilmeleri, 2 Şeri daktüo yazmalan, 3 Üniversite veya Kole] mezunu olmalan, tsteklilerin Üniversitemiz Personel Müdörlü|ünden alacaklan müracaat formlarını doldurarak en geç 2 Nisan 1970 Perşembe günü ssat 17.30 a kadar iade etmeleri ve 3 Nisan 1970 Cuma günü saat 10.00 da yapılacak imtihanda hazır bulunmalan gerekmektedir. (Basın: A. 67ıj; 12645/2894)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear