26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
jöl Sezar YARENLIK Elif NACİ Tarihten o Kapttole giderfeen S e W ı «1ta?!ayan halk arasından bir haykıns duyulur. Bir fala aesleniyor: Sezsr!.. Mart aymm îdes*lnden çekin. O fün fokaga çık(îdes) Mart, Mayıs, Temmuz, Eklm aylarmın on beşlncl, ötekl aylann on üçüncü gününe verilen Islmdir.) Bir gün de kana bir rüya görür. «Bir arslan cokak ortasında doğnrmuş, bulütlardan Kapitol üıerine kan atayormnî, atlar kj;nemeğe başlamı;, hayaletler çığbk »tarak »okaklard» koşnyonnnş, gökte knyrukln yıldular göranmüş..» Bu rüya Uzerine kadın, kocası Jül Sezar'ın ayaklarma kapanarak sokağa çıkmaması İçin yalvarmış, fak&t Desyüs rüyayı mutluluklarla tâbir edinoe Sezar: Kann daha mllsaK bir rflym fftreceil füne kadar Sezar evde ml kalacak? demiş ve Senatoy» gitmekten onu hiç bir kuvret ahkoyamamış ve işte ogün kıyamet kopmuş. Sezar, dostlanmn re en son Brutus'un hançeri lle KapitolHln merdivenlerlna kanlar İçinde yuvarlanmıa. Bekâr adam Yazan: • • Abdullah AŞÇI NTALYA'mn Slde harabelertnl anlata anlata bt ttremezler. Hükümdar saraylan. tiyatrolan, mâbetlerl büyülc bir medenlyet dlyan olan bu turistik yerlere ait ne çok fıkralar, hik&yeler varBir tanesinl buraya alıyorum: Eskl Side'liler ellerlne blr Romalı eslr geçtl mi ona önoe alay etmekle başlayan türlü eza, cefa yaparlar ve hafctâ bellerine bir tekme vurduklan gibi denize yuvarlamağ» kadar 1leri gittikleri olurmuş. Eskl büyük blr tlcaret merkezl olan ve Aicleniz'i haraca kesen korsanlar akıllara hayret verecek derecede büyük serretler getirirlermis, on A lar da bu zenglnliklerl lle övünür dunırlarmı?. GUnün birlnde Romalı blr general taraun Side'nin gölgesinde A ASA baçka zaman rastlasaydun bunlan düşünmeyecektiın belki. Ne belklsi, düşümneıdim biliyorum, rol dediğin hayatta bir kere oynanırmiî. Tanıyorum senl. Kız Sanat Enstitiisünde öğretmensin. Limon küfü manton vax. Olağanüstü gflnler giymiyorsun, kapkara, panl panl ipekliden eteği «ıkıca bir entari giyiyorsun, hanl yaka tarafı ak dantelli. Adın? Neydi Yarabbim? Vallahi unutmuşum Adını hatırlamadığıma üzülür müsün? Bence öneml yok gibl. Sence? Kızma canım, yann öğrenlrim. Nanl öğrenirim ama, ifin inceliğl burada. S Dfifinfi wwııııv to m masalı kendisine güvendiğim rahmet11 bir dostumdan dlnlemiştün: tküıd Bayezife Velidir derler ya doğrudur. Bayezit, bir gün sahilda balık tutanlara, «Bir olts ds benim talihim için »tın» der. Birşeycikler gelmez oltaya. Bir daha, bir daha, üçüncüde bir de bakarlar ki, agın içinde bir deniz to yatıyor. Bayezit, «Bu benim babtımdır» der ve deniz kızının şehirde dolaştınlmasını emreder. Deniz kızı eski sarayın bulundugu yerde bir kalabalık gönir, sorarlar. Bunların define arayıcılan oldugunu söylerler. Deniz kızı gülerek, «Bunlar ne biçim deflnecUer böyleî Ayaklannın altındaH hazineden habersiz..» Hemen orasını kazarlar, & g eına kadar altın dolu bir mermer havuz çıkar meydana. Der ler kl, işte Bayezit Camii bu paralarla yapılmış. tşçiler akşam olunca gelip bu haruzdan bir avuç altın alıp evlerlne giderlermiş. Avuçlanndald altınlardan gündeliklerinden fazlası taş olurmus, onlan tekrar havuza attıklannda yine altın haline gellrraiş. Güya bu sihirll paralardan tttürü padişaha. VELÎ denllmlş. Ben dinlediğimi anlattım. Gtt. nahı ve veball ontın boynuna. jçalmıslar. Yunan asılzadelert Romalı generale muhtesem blr ziyafet vermlş. Sofrada kuş sütünden baska herşey mevcut. Ro malı general alıştıgı sekilde yine ellerl ile yemeğe başlayınca zengin asılzade tam tası gediğine koymftk lstemls ve ortaya şöyle blr l&f atmıs: Her şeyia bası para T« görgüdür. Romalı general derhal: Haklısınız demiş. Tabtl par» ve görgü iyi çeyler am», Romahlar böyle şeylere pek aldınş etmezler. Bizler sadece paraya tapanları eıir etmeslni biliriz. istilây» ugrayınca saşınp Hayret Efendi Estd Babıftlinln tiplk bir Hayret efendlsl var mı?. Hlcvetmediği lnsan kalmamı?. Küfürbas, üstübayı klrU, yOzU göeü çlrkln bir adamznış. öz«llikle kadın düşmanı olarak tanınırmı». «Kadınlan o kadar aevmem kl «arabı bile üzüra kıB dediklcrindrn ötürii Içmem..» anlanundBİd çu beyti meşhurdur: «Sermem o rlltbe senlerl şarâbı nabı da» Nnş eyletnem kim ismine binti lnep derler deyu.» Ona dair bir de şu fıkrayı dinlemlstim: Güya Hayret efendi blr gün Emirgftn kahvesinde otururken bir k»dın gellp karşısına, baslar Hayret efendlnln yüzüne bakmBğm. Efendi sıkılır, slnirlenir, Ne bakarsın «yle hatun? der. Onun kadın düşmanlıgını bilen kadın ?u cevabı verir: Efendi, göılerimden blrl blr günah l?lemi?tl. Onu cezalandırmak İçin senln yüıünti seyrediyorum. Dağ yürümezse CRİLLER, şaheserle rinden ; «VVilhelm Tell» 1 ömrünün son larınâ dogru ya7mıçtır. Konusu îsviçre'de geçen bu eseri yazmak İçin oraya kadar gitmek de gerekiyordu. Ama Schiller'in sıhhati de serveti de buna imkftn bırakmıyordu. Nihayet, «Ben Kİdemiyor*am onu bnrays getirmek liıım» demiş ve ne yapmı? biliyorrnusunuz? Ne kadar îsviçre'ye ait resim, tablo tedarik edebil diyse hepsini yazı odasının du varlanna mıhlamış, Îsviçre'ye •it kitaplar, Isviçre tarihlerini getirtmi» ve... oturup bir çırpıda Wilhelm Tell'i yazmıj. S Arkadaaım Doktor Enver'le kahvenin önünde oturuyor olalun. Okuldan çıktın, bize doğru geliyorsun, bakkaldan bir sey alacaksın. Evimde ondan var deme, n'olursun, habrun için bir daha al. Gölgen «ağ omuzundan tarafta. Adunlann çıtı pıtı. Ayakkabın topuklu, yenl moda düz olsa kıvrak adım atamazsıa. lap! lap! basarsın. Yürün yerde. yerde değü, bajın eğik demek istiyorum. Ne düîünüyorsun? Sorduksa günah mı? Peki peki. Bize biraz daha yaklaçtın, kahvenin üç dükkân üstündekl bakkala gireceksin. Hadi, raıutma al bir şey. •Şa Hocânım eok terblyeli kıı. Hep kendl halinde, agir.» Arkad»?ım istediğim şekilde cevap verecek. Hele vermesin, bu konuda bir başka dosturou düîünüveririm. Diyecek ki: «Öy. Iedlr, afır, hanım bir kndır.» •Enstitüde ögtetmen, değil ml?» Bu »oruyu «afça «oracağun. Alnım iki kırışacak, gözüm az fersizleşecek, se» tonumu indireceğim. LAf olıun gıbilerden soracağım, anlarsm ya, doktora numara yapıyorum. «Evet.« •Annesiyle ml oturuyor? Nljanh f»lanmı» gaHba?> «Ya aözlü, ya nijanlı. Annetlyle «turuyor.» Keşk» doktor, bilmiyorum, deseydi. Nene gerek be kardt5lm lâflı EÖZIÜ olduğu! Bilmiyorum, tamam. Kırdı putumu işte. BaSıŞİa suçumu hocanım, adını öğrenmek için toyca davrandım. T^^ka yollar bulacağım. Seninle nerede el sıkışmıştık? Dur bakayım, gözümü kapayıp sağ elımi usulacık alnıma koyavım mı? Bunamadık daha be. bu kadarcık jeyler bize çocuk oyuncağı. Tam geçen yıl sergi açmıjtınız okulda, hatırladuııı rnı? Pantolonumu ütületmi}, ayakkabımı boyatrflif, tazo sakal almış öyle gitraistim aergiye. Okula jaklaşırken ceketimi ilikledim, bir iki öksürdüm. Nereden bıleceksiniz, Kız Sanat Enstitüsü Sergisine böyle gider erkekler. Sergide renk renk yapma çiçekler vardı; azıcık tel, azıcık organtin, hani sizin ufacık, ucu topuzlu ütünüzle yapılmıj çiçekler. Yalnız çiçeklerin yapraklan iyi durmuyordu. Çiçekler kolalıydı her halde, yapraklara mum mu sürdünüz, donuk parlaktı. Gerçek yaprak ta öyle midir? Yeşilin üstünde yüzlerce koyu yeşil damar, binlerce küçvicük yuvarlacıklar gözükür. Gerçek yaprak dediğin, soluk alıp verir. Sonra sergide alıgtığınızdan, ya beni de onlardan mı sandınn nedir, «linizl uzatünız. Toplu yaşama kurallarının acemiıi değilîm, kadın lusmı el uzatırsa, erkek nkar, hem ucundan, haftfçe. Sag elinizin katılıjını, neakbğmı parmaklarımda duydum. Ne yani, yalan mı söylüyorum, katı değil miydi eliniz? Katıydı bayagL Ait tarafı e t Şuna bak yahu, katı dedik, cehenneınlik olduk. Neyse darılma, yumugaktı ama, karaciğer, böbrek yumuşaklıŞı yoktu elinizde, onlar az cıvığunsıdır. Tombul eliniz, pembe, duru beyazdı. Pannaklarınız ojesizdi. Sizin gibi kibar, terbiyeli, nazik, okumuj blr kız, bir hanım kız, parmağına oj« 5Ürer mi? Gönül indirmez. Ban;tık mı? Gülümseyin biraz. Zaten bana elinizi uzatırken gülümsüyordunuz. Dört mü, beş mi dişiniz görünOyordu. Apambak mı desem? Ak krem renpindeydi. Boyasızdı dudajmız, claydı, dişinize bulajırdı. Belirsiz bir; «Gule gule, efendim» dediniz. Bense, serginiz çok güzel dıyecektim, Allahaısmarladık diyecektim, diyemedim, bir yutkundunn, şaskmca ilk adı (Resim: A. ARAD) mavi lüks «tenden. Şaşkınhk beaimki de! Gen» bağışla, bilgiçlik tariıyoruz, tereciye tere saüyoruz. Elceğizlerinizle hazırladığınız sergiyi elbet benden iyi bileceksiniz. Elinizi sergiden çıkarken sıkmıştıro. Hükümet Konağmdaki daire müdürlerinden birisi karısıyla önümden yürüyordu. Ben utangaç adamundır ha, duyulur duyulmaı bir: «Eyvallah» deyip kendimi dışar.ya atacaktım. Ya mımı atüm. Basamaklan inerken hemen yüzüme bir ciddilik iliştirdim, gözümü az kıstım, ne de olsa içerisi loştu, sonra sıgaraya davrandım. 3|€ sfi 5JC lektrik 141(1 »okağa vuracak, vurmuyor, perdelerd» takılıp kalıyor. Direk lâmbalan da öyle. yukarıda bir haşuıa yanıyor, etrafa kırmızı, turuncu, mavi huzme dağıtmıyor. Tâ ileride bir genç yokujtan indi, tam ksrşıdaki sokağa girdi. Ayak sesi yokuşta patl patl geüyordu, düzde azaldı, sonra duyulmaz oldu. Yolda ikimİ7.in ayak aesi var, Aramız otuz adım ancak. Söyle nereden geliyor. sun? Ben: «Hocanım nereden gellyor?» diye kendl kendime soruyorum. Beni tanımazsın ki, kimlerden oldugumu, otelci oldugumu bilemezsin ki. Ama îöyle düsündün: Bu adam nereye gidiyor? Tam böyl» düsündün. Yemin et düsünmedigine? Hadi, edemezân. Çıtı pıtı yürüyüşünül, vücudunun ş»>klini karşıdan tanıdığunda, aramız elli adımdı, şimdl yirmi beş adım. Pek yanmızdan geçmivevim diye sağa kaydım. Farkettin değil mi? Hiç bakmıyor gibi görünürsünüz, anlanm ben, kaem kurrssıyız kızım... Limon küfü mantona, kumral saçına akşamui karası düşmüj. Ak pembe yüzün grimsi. Lâcivert bulut gördün mü hiç? Görmedinse dön bak arkana. Tam tepeye değil ha, ufka doğru. Üstümüzdeki yığın bulanık, arkandaki küme bayağı lâcivert. Yalnız yığının uçları az açık. Bulutun orta^ı da katran karası, ceviz yaprağı neftisi, onu sayma, geri yanına bak. Gök, sisll mavi. Maviliğini bırakmış, ama lâciverde yaklaşamamış. Bulutlann niye lâcivert olduğunu biliyor musun? Sapıttun sağîama, nereden bileceksin? Köylülerle, çiftçi Burdurlularla konuşmazsın ki. Onlaruı dediğini anlatayım: «Nisan ortasından mayısm haftasma kadar yağmur yağdı, sonra knildl. Bu kurak. giderse kötü. De gayri gtizel Allahun, de. rahmetinden veriveriver gayrl...» Lâcivert bulut, yagmura ijaret. bugüne yarına yağmur bekle. Hem yağmurdan sana ne? Okulunu bilirsin sen. Hangi derse giriyorsun? Nakışa mı, Modaya mı, Çamaşıra mı, Ev îdaresi Yemek Pişirmeye mi. Biçki Dikişe mi, Çocuk Bakrmı Sağlığma mı? \e ne! Dur dur yahu hocanım! Az bir rüzgârın geldi, geçip gitün yanundan. Dön! Dönmezsin artık. Bu, akşam vakti, bu, herkesin yemeğe oturduğu sıra, bu. mavi sısli karanlıkta, niye karşıma çıktm, hocanun? Orursaydın evinde, yahut evine gidiyor Biyografi tarihim 6 Haziran 1337 (1921), doğum yerim Bnrdur. llkoknln, ortayı Burdnr'da, liseyi Istanbnl'da, Haydarpaşa' da tamamladım. Be? on gün lstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne giderken Bakırköy Akıl Hastanesinde meranrlnk yaptım, sonra iki yeri de bıraktım. Sekiz satırhk ilk yazım mensnr siir diye 1942 de tstanbnl'da Haber Gazetesinde çıktı. Burdur'da 1943 de evlendim. Hemen askere gittim, Tedek Snbay Oknlunda iken Ankara Halkevinln açtıgı yarışmays katıldım, orada mensnr siir diye gene »ekiz satırlık b«r yazım ikineilik aldı. Hikiyelerim 1954de Vatan Gazetesinde çıkmaja başladı. tstanbul, Yenilik. Varlık, Türk Dili der«llerine bikiye fönderdim. Son İki hikâyem Papirüs'te basıldı. tlk kltabım 196» da çıktı. san erken daVTansaydm. Ban» acımayacak mısın hîç? Sana doğru yirmi beş adrm atarken niçin hayatıma girdin? Niçin kendini düsündürttün? Temit kızsm, iyi kızsın, yapmayacaktın bunu bana. Ya vakitli vakitsiz seni düşünürsem, ya sabah uyanırken seni hatırlarsam? Bir Ljkâr erkeğin uyanışmı bilir misin? Üstüne bir kadın abanmış gibidir, ju var ki o sadecı bir ağırhktır, onun sekli yuzii seçilmez. Söylemesi ayıp ikiâ dudak dudağadırlar. Erkek, soluk almak. sonra tekrar kadına sarılmak için basmı çevirince, bıçak gibi gün ışığı erkeğin gözüne kaçıverir. Dünya göçer o an. Yatağa gömül, yorganı iyice çr r. boş .. Hasta kanm, anasınuı evinde. İki üç aydır bekâr sayılırım. Haklısm hocanım, bekâr olduğumu kimseden duyamazsuı. Yemin ederim sabah uyanışlarımda seı gelmeyeceksin aklıma, söı işte.» ENİNU geçen yıl tam bu sıralar el mkıjmntık. Ay hazirandı, vakit bu vakit değildi, iki &aat falan önceydi. Saat şımdi on dokuıu geçik olmalı. Karanhk hani az daha koyulajsa, pencereierdeki san e S M 2 3 4 5 6 7 8 910 1 1213 14 15 16 17 18 19 20 T şu ın 1 i Mahkumiyetin böylesi Carol Watson, Londraîl blr genç kız. Bir Trmgg«Han ufak tefek çalarken yakayı ele veımiş, solugu da yargıç karşısında almış. Sorgu sual derken, henüz 17 yaşındaki Carol'ün gebe olduğu da meydana çıkmış. Yargıç hemen oracıkta bir celsede karannı vermiş: «Senl cezaevtne ffdndenniyorum. Ailene de teslim etmiyorum. Islâhane de san» göre değil. Kanun adma seni nişanhna teslim edeceğiz. ilk fırsatta evleneceksinlz. Hapise göndersem gebesin, olmaz, ailene teslim etsem hırpalarlar, ıslihanede de ahlâkın büsbütün bo zulur. En kestirme yol bu olsa Hece Bulmacası A A A CIDA r i GA GA GI E H A I I I I İ R KA Kl LA LA LAH LE LE LTV MA ME Ml NET NtK NIR NtŞ RAŞ HAY RE SA SAL SIZ SI SI TA TA U ZA. Yukarda gördüğünüz dağınık heceleri aşağıdaki soruların karşıhğı olarak bir kerede kullanıp nuramalı çizgilere yazınız. Meydana gelecek kelimelerin sıra ile >ukardan aşağıya IKINCİ ve BEŞÎNCİ harflerini okudu ğunuzda, Hegel'e, şarapla toplum ahlâkının neden çaüşüğını sorduklarında filozofun: «İçki sakh şeyleri ortaya koyar. Içkide hakikat...» diye başlayan sözlerinin tamamını bulacaksmız. SOLDAN SAĞA 1 11. Asırda yaşamı« bütün jlimlere, hekimliğ» vukufu ve çeşitll eserleriyle ün yapmış, devrln geçer dili Arapçanm ilim dili olamıyacağını, Türkçe kadar yeterli bulunmadığını tıp eserinuı mukaddemesinde kıyaslamış Harzemli büyük Türk âlimi; Ortaçağda, eserleri Avrupa'da ders olarak okutulmuş^do ğunun en büyük hekim ve filozofu bir Türk âlimi; îlâve. DVİYA 2 Askeri önemi ile îngilizlere ait Atlas Okyanusu kuzeyinde Amerika'ya komşu bir adalar grubu: TERSİ Asya'da bir nehir: TERSÎ belli; Kimyada aodyum. 3 Medme'ye göçten üç yıl sonra Hz. Muhammed'in Kureyşi lere karşı kazandığı savaşm adı; TERSl A\rupa'da bir başkent; Tohumları kokulu bir bitki. 4 TERSİ tropikal bir mey1 Atletizmde a>nı dereceyi \j Î7mir'in tarihî bir başkent otekrarlama. 2 Her çeşit sa lan turistik ilçesi; TERSÎ veba. vunma veya teca\oiz aracı. 3 5 TERSÎ zıt mânasına; Ön Giderme. 4 tierde elde edı adı Andre olup «îklimler» roHp tesHra edilecek mahsul için manı, tngiHere. Amerika tarihönceden yapıian satış. 5 Bir lcri.. ile bir Fransız edıbi; TERkoşunun ve müzik esennin so SÎ ödeme. nu. 6 Devam ettinne. 7 6 TERSÎ kimyada tantaî; Eskiden Kırım Han'ları. 8 V Gürc:stan'ın bir liman şehri; Helaşürma. 9 Kutsal şeylere ko kiralık ilmi. tülük. 10 tstanbul'da bir semt. 7 TERSİ kimyada bakır; Hal11 Bilgiçîik taslayan. 12 ier feski dıP; Bir tarım aracı; Küçuk sevımli şey. 13 Selis. Bağdath nam, tasavvufi, hakima14 Bir ilimiz. 15 Babasız ne şiirleriyle bir divan şairimiz; anlamma. 15 Asap. 1 Bir TERSÎ yüce. 7 peygamber' (üç harfJ. 8 Budin yolu üzerindeki 1 strafejık Kanije kalesinin müdafaasıyla ve bir mukabil hü3 cumla üs:un düşmanı yenişiyle 4 kahraman bir PAŞA; Gosterilen sevgi ve aîâkadan cesaret alıp 5 taskmlıklar yapan. 6 9 Kanun ve törece yapılması izni olan; Kimyada neon; 1711'de Romanya'da, Rusları yendiğimiz savaşm, yerin, bataklığm adı; 9 Kimyada radyum. 10 10 1. Hector ön ismi, «Fan11 tastik ve Romeo Julierte» «enfonileriyle bir Fransız bestecisi; 12 Kilo'nun yarısı; Avrupa edebi13 yatına etkisi fazla îranlı büyük 14 şair. 15 16 17 fCusursuz cinayet 11 YelkerJeri rüzgâra vererek seyrebne (Denizcilikte); TERSÎ eski yazıda en büyük boy; Maçuna, ırgat, vinç çevirme, 15letme komutu (Denizcilikte); Bir çalgı. 12 G. Afrika'da Flaman asılh halkın îngiliz saldırısına kar31 koyup yenildiği savaşlartn adı; Karaya çalar beyaz; Boy: Rainer Mane ön adı ile çağdas bir Alman şairi. 13 Bir halk şairimiz; îlk kon servatuvardaki hocalığı ile teo' t. müzikolog. yazar, besteci bir musiki âlimimiz BEY. 14 Bir ilimiz; Gounod ile Bizet'nin hocası «la Juive, I'Eclair» ile lejyon donör almış bir Fransız bestecisi; K. Amerikada bir göl; Bir nota. toritesi, ilmi, fetvalan ve şiirleriyle bir din âlimimiz EFENDİ; Üzerinden akun geçince manyet:k alan meydana gelen tel sarıh makara. 2 Franz ön adı ile ünlü A\usturyaIı operet bestecisi; Marcus Tulhus ön adı ile Roma Imparatorluğunun ünlü hatibi, senatörü ve yazan. 3 Borneo adasında Ingiliı hlmayesinde bir sultanlık; TERSl tasavvufi, içli şiirleriyle, ölümünde Seyh Galibe yazdırttığı ünlü mersiye ile şair DEDE. 4 Yardım; îstanbul'un. eski adlanndan. 5 TERSÎ yumru: SBz söyleme yetersiz'.iği; Bir hayvan sesi. " TERSÎ Nepal'in başkenti; 5 Almanya'da bir nehir. 7 Ekmek; Avusturya'da blr şehir; TERSl katışıksız. 8 Bir çalgı; Kimyada hely\ım; Yok etme. 9 Akdeniz'de büyük bir yanmada; Kimyada baryum; Güreşte bir oyun. 10 TERSl kimyada bizmut; Fransa îhtilâlinin idam edilmiş hunhar bir lideri. 11 îtalya'nın rönesans çağmda rezaletlere karıjmıı bir Papa, oğlu ve kızı; Şikâr. 12 Madun; Bir peygamber; Tabiat 13 Büyütme; Yumru; Kutsal bir yeri ziyaret. 14 Kızıldeniz'de bir yarımada; Bir ilimiz; Haydutların elinden kurtulmak için verilen para. 15 TERSÎ bir ırk: Îstanbul'un fethinde ilk kadısı, âlim, şair Arapça tercümeleriyle bir BEY; Yiğit. 16 Halk: TERSÎ bir «eyin kullanüma müddeti; TERSt ödünç para verme. 17 Bir gazeteye peşin para ile müşteri olma; Sanat; TER SI Anadolu'da tarihî bir devlet. 18 TERSÎ hububat tozu; Gemiyi rüzgâr altına veya üzerine çevirmekte yelkenleri germe, ger «etme (Denizcilikte). 18 G«nijlik; Yash; Küçük BU Olay Roubaix'de geçmiştir. Manana Mielcasek, gecenin birinde komşusu ve kırk yılhk ahbabı 73 yaşındaki Cecile Van Pa}nbrouck un evine giriyor. Amacı öteberi aşırmak. Fakat ihtiyar kaduı berıkinı suç üstü yakalıyor. Ne yapacağını şaşıran Manana yalvar yakar... Komşusunu polise haber verme kararından güçbelâ vazgeçiriyor. Fakat ıçıne de bir kuruntudur düşüyor. Ya kocakan cavar da kendisini adalete teslim ederse diye. Tek çare kadıru ortadan kaldırmak. Yemiyor, içmiyor, ertesi gece bir çarşafa bürünerek ihtiyann evine tekrar giriyor. Maksadı onu korkutmak ve kalb sektesinden öldürmek. Ne gezer?.. Cadaloz hileyi derhal farkediyor, bu defaki yalvarmalara da aldırmıyor tabii. Kusursuz cinayet heveslisi şimdi içerde. Mini düşmanı San Atonio De Padua, Brezilya'ya bağlı küçük bir şehir. Buranuı en yüksek dereceli din adamı Don Pedro, mini etek düşmanı. Dekolte elbiseiere de tahammülü yok. Bakır ki nasihat ve tavsiyelerin zerrece faydası olmuyor, alıyor eline bir ıstampa, bir de rfamga, vuruyor bunu kızların açık laçık yerlerine. ltiraz etmek çöyle dursun, kızlar şimdi daha derll toplu giyiniyorlarmı?. Yıllardan sonra Salisbury'de yaşayan kan koca Brown'ların evlılik hayatı 11 yıl sürdükten sonra 1948 yıhnda geçımsizlik sebebıyle bosanmışlardı. Geçenlerde muşterek bir dost evinde tesadufen karşılaşan eski kan koca birbirlerine yeniden âşık olmuşlar ve yeniden evlenmeğe karar vermişlerdir. Hem de yıldırım nikâhı ile. Haftada bir gün YUKARDAN AŞAĞIYA: 1 Kanuni ve 2. Selim devrinde 27 yıl Şeyhülislâmlık etmi» o Bulmacalann yannki çözümü CUMHURİYET'te 20 Bir Alman fîlozofu; Bir dlvın falrimiz; Camda dikine de yürüyebilen bir cins kertenkele. New York'un. Greenwich Village kesimındeki büyük butiklerden biri gazetelere çok dikkate değer bir ilân vermıştir. Ilânda şöyle denilmektedır: «Genç ve güzel tezgahtarlanmız haftada bir gün sayın müşterilerimize cırılçıplak soyunmuş vaziyelte hizmet edeceklerdir.» Söz konusu butikte yalnız hanımlar için değil, erkekler için de öteberi sa tılmaktadır. CİHAYET BULMACASI. KAATİL KİM? adamı gördü. Yanına kadar gidlp gelen ayak lzleriyle ev halkı bümeden karlan bozmuşlardj. îz önemliydi. Adamm bajı ile omuzlan kar içindeydi. Ceketinin kalp kısmmda hafif yanık vardı. Yana «arkuuj kolunun, parmaklarınm yanında duran tabancasuun «oğuk demiri pırıl pırıi parlıyordu. Birazdan gelen adll tablp, öiümün dört saat evvel vuku bulduğunu tesbit etti. Köşke dönerken Şef, bahçedeki çukurlan farkederek yanındaki yaşlı bahçıvana: «Galiba fidan ekeceksiniz.» Bahçıvan: «Evet! Macit Bey, püllerc pek merakhydı. Önümuzdeki bahann yenl gülleri için çukur açtırdı. Kar dip toprağa da işlesin diye hazır ettik^ îçeride Şef, kadına sordu: «Silâh sesini kimse duymadı mı?» Kadın: «Geceki fırtuıadan başka se< duymadım^ Hizmetçi: «Ben kepenk \urmasına benzer bir ses duydum.» Yaşlı uşak ise, kulaklaruıın da yaşlandığını söyledi. Bir zaman lar Kartvizit Bulmacası Nedime Sidüm Han f) Yukarda kartvizitini gördüğünüz Bayan, yurdumuzun jeraltı varlıklarını gün ışığına çıkaran bir ilim dalmm raensubudur. Mesleğinin ne olduğu kartviziti teşkil eden harflerin EF'İN, sabah saat Ü'da, blr I9 için bulunduğu merkezde telefon çaldı. Komiser karşısını dinleyip adreai aldı. Telefonu kapaürken: .Yent bir cinayet varl» dedi. Kalkülar. Gece saat 4'te başlayan tipi ile 1,5 saatte kar her tarafı ftrtmüa ve sonra durmuştu. Resmi araba ile yarım saat sonra köşkün önündeydiler. Kapıyı yaşlı bir uşak açtı. Misafir odasında evin genç ve yapıh hanımı yanında hizmetçisi yaşlı gözlerle onlan karşıladı. Uzanıp sldığı bir mektubu Sef'e uzattı. Mektupta: «Artık yaşamak istemiyorum! Kocan Macit yazılıydı. Anlattı kadın «Gece kitap okumak icin kalan kocasını, aşağıda yalnız bırakıp kendi yatak odasına çekilmiş. t'ykusu ağır olduğu icin hemen uyumuş. Sabahleym Macil'in kalkmakta gccikmesi üzerine gidip odasına bakmış. Yatağının bozubnadığını görmüş. Mektubu bulnp her tarafı arami'lar. Nihayet arka bahcede sırtı belon kümese dayalı oturur vaıiyette fakat öln olarak bul S Pire yanşı rekoru Rekorun böylesi ds görühnemlsti sündiye kadar. Londra'da okuyan üç îngiliz üniversite öğrendsi: Jim Griffith, Martin Abrahama ve Chris Estwell, pire meraklısı üç genç. Niye olmasın?... Herkesin bir merakı var. Bunlannki de pire. Ele a\uca sığmaz yaratıkları terbiye etmis'.er... Hayvancıklar bir sıcravısta ortay» konan vazo eibi bir kaba Mizah fıkralarını andıran bu olay tamamiyle gerçektir v« New York'ta geçmiştir. Ustanın biri apartmanın ıu tesisatını tamir etmij, sonra da mal»ahibirte 900 lirahk bir faturı vermis. Adam sasırmif : «Sizinki tamirden zlyıd» bssit bir muayene oldu... Bakın ben geçenlerde doktora gittim. Beni, kanmı ve oğlumu muayene etti... Buna rağmen topu topu 300 lira aldı.» Tesisatçı gülmüş : «Haklısınız... Bir zamanlar ben de doktordum, üç muayene karsıhSi avnı naravı alıvnr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear