28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
lYFADÖRTs SCUMHURIYET: :1 Kasım 1970 Anadolu Htikümeti • krcm Bcyi ^ \nkara'ya çağınyor IfTJNANLILAEI tzmlr'd» deW nize döken orffumuz bir ™ muddet sonra KaradenU ve ;anakkale Boğaılan Utikameinde yurüyü«.e geçmifti. O günerde Çanakkale'dekl Fransız >irlikleri R.uraeli yakatına akta•ıldılar. Anadolu yakasmda yalıız îtıgiliz biriikleri kaldı. Bu iurum îngüizleri telâşa dusür•nuştü. Zira. îngiliz Ba«takanı Loyd Corc, Fransa v« ltalya'nm Turkiye'ye karşı kullanümak uzere asker vermiyeceğini, saı?aşa girişmiyeceklerinl istihbarat teşkilâtından öğrenmişti. Gizlice d'ominyonlanna yaptığı muracaattan da olumlu sonuç alamamıstı. Türk Ordusunun yüruyüşü Boğazlara bir sâldın olabilirdi. Böyle bit hareketi durdurmak gerekiyordu. Esasen, Mustafa Kemal bu zorlamayı yaratıyordu. Üstelik, îstanbul' daki Fransı» olaganüstü komi 8 "! ÜJ l GİZLİ TESKİl&TI'NI BEN İDARE EDİYORDUM MUSTAFA KEMAL İN •AVBAft Mudanya mütarekesi ve aörevin sonu da bulunroam lüzumu bildiriliyordu ve gizll istihbarat görevimı gizleyebilmem amacıyla benim bu görüşmelere lstanbul' dakl Padîsah hükumeti adına gözlemcl olarak katılmara uygun görülmüştü. Bunu sağladık. Fakat, bir zorluk karşısında kalmıştık. Istanbul'dan beni Mudanya'ya getirecek vasıta yoktu. Hamid Bey bu güçlüğü de halletti: Fransız lşgal Kuvvetleri Komutanı, «Edgar Quinet» zırhlısını emrime tahsis ederek beni Mudanya'ya gönderdi. Yolculuk sırasmda komutan ve subaylarla görüşürken, Fransızların îngilizlere kırgın olduklarırj »erl General Pele, Mösyö Tranklen Buyyon'la birlikte Muıtafa Kemal'le gdrüsnjek üzere îzmir'e göoderUmış, Ingillzler yal nız kalmıştı. îngiliz Hükumeti bunun üzertoe Anadolu Hükumetine bajvurarak tâyin edecekleri bir yerde ateşkes (mütareke) görüşmelerine bajlanmasını istemUti. Anadolu Hükumeti de Türk OrcTusu Başkomutanı adına olaganüstü yetkilere lahip delege olarak Garp Cephesi Kumandam tsmet Paja'yı, raüzakere yerl olarak seçtiği, Mudanya'ya gönderdi. Bu sırada aldığım bir şifrede benim 2 Ekim 1922 günü Mudanya' biııat müşahede ettim. 3 Ekim 1922 gunü Mud'anya'daydım. îtılâf Devletleri delegeleri ve Anadolu Hükumetlnin muzaffer delegeleri oradaydüar. Yunanlı delegeler de bir vapurla geldiler. 3 Ekim 1922 tarihinde îtilaf Devletleri delegeleri görüsmelere katılmak üzere karaya çıktılar. Yalnız, Yunan delegeleri Anadolu Hükuraetinin aldıgı karar gereğince ve «Bnndsa f»nra hlçbir Ynnan ukerl Anıdoln topraUanna ayak basaınaı» gerekçesiyle karaya çıkanlmatfılar. Bu durum karşısında Yunan MtllkOCO6IU I konuvercsim: A H N BAŞOGLU \ I 6!idÜIÜ$t6 Y A delegelerl yetfcUerini Ingilia d* legelerlne devrettiler. 3 EJdrode Mudanya konferansı açüdı. TİLAF DEVLETLERİ başdeH gesl Geoer&l Haırington'un yaojnda büyülc rakiblm Tttzbaçı Bennett'i BÖrdüm. C •benl tannnıyordı:, fakat, ben o nu çok iyl tanıyordum. Görüşmeler sırasmda îngiliz ler Dogu Trakyanın boşalhlma. sını, bir banş görtlşmesinin so nuna bağHysrak Yunanlılars Trakyada yıgınak yapmak içtn raman kazandırınalc istiyorlar. bu konuda ısrar ediyorlardı. Anadolu hükümetinin Başdelegesi Garp Cephesi Kumandanı îsmet Pasa tse tX>gu Trakvadato Yunanlılann derhal çekilmesinl ve o bölgenin boşaltılmasını Istiyor. ısrar ediyordu. Zıtlaşan gdrüşlerl teliîe lmkân olmadığuıdan ateşkes gorüşmesl kesildi. Bu durum karşısında Türk ordulannın muzaffer Başkumandaru Gazi Mustafa Kemal Pasa, ordulanns tekrar. Boğazlara dogru ileri hareket emri verdl. Boğazlardaki Ingiliz kuvvetleri bu hareketi durduracak güçte olmadıgından Türk teklifi kabul edilerek Mudanya görüsmelerine yeniden başlandı ve bütun isteklerimizi kapsayan tarihl Mudanya Mütarekesi 11 Ekim 1922 günü imza edüdi. Ancak, müzakereleri vapurdan takip edebilen Yunan heyetl, yetkileri olmadığı bahanesiyle mütarekeyi imza etmelc istemedller. Fakat, îngiliz delegrasyonu onları emreder şekilde lkna etti ve mütarekeyi Yunanlılar da tmzaladılar. 1 • SONUNDA. MUSTAFA KEMAL'E SATGI İşçal sırasmda Bo£azda. telsiz haberleşmesinin merkezi olan İııçiliz zırhhsı Malaya, ki aynl nrhlı Vahdettin'i kaçırmıştır, Büyük Atatürk'ün ölümünde. Dolmabahçe önlerinde ona ihtiram vaailesindc görülüyor. (Bu fotoğraf. Gizli Teşkilât Başkanı Ekrcm Paşanın yardımctsı binbaşı Aziı Hiidai Beyin o^lıı Necat Âkdemir tarafmdan çekUmiştlr.'» FAKIR BAYKURT 45 «Yak nlan, halis Amarikan cuvarası, sfizgeç«:» «Olraas tringnş! Hemi de olamaz! Eski Uöye yeni töreler çıkartamam. Aga adatn verdigl sdzden cayarsa olmaz. Btr kere alacam dedim. alacam bn kızı! Tersinl konnsma benimlen. Tekerimin önüne daş koymaktan vaıeeç'.» «Kapılmısın bir knrn dâvaya, gözün ilerisinl görmüyor!» «Nasıl gBrmflyor? Bnbasıntn (fSnlfl var Mfct Anası da bnçün yann tamam. Şakir Hafu oknyup üflevip dnmr bak. Ikiüç günece kendi da tamam. Ondsn tonra dfîğün. Cannp koynumd» kız. » Kâmile, flneanlan alıp dışan çıktı. «Bn kızın gSnlunde biri mi var yoksam Ulnens?» diye sordn Mnsdn. «Eger varsa sen bilirsin, knlajına gelmistir. Varsa hemen söyle de ortadan kaldmvereyim her kimise! Bu kız benim olacaaaaak! Başkasına çabalama heç. Eger bir doslnk gayasına çıkıp geldiysen bn isin olnr yanmdan yanas. olmaz yanmdan yanasıp da bosuna yorulma. Bn dagların içinde. meselikte, çahların dibinde bitmis bir sümbül çiçeijidir o. Heç onn orda bırakır da çobana çoinğa kaptınr mıvım nlan? F.limt sokar, nsnlca kopannın, sapkama dakantn «nn. Bnnn eyi bil yani. Hemi de herkes eyi bilsin!» «G3zUnü dnman bürümüs, yakacan mâsamn!» «Heç bilem, heç bilem Ulurısi Daha bana doa edecek. Gntnn rnmaslara belevecem onn ki sülâlesi geymemiş. Gflllere, gül snlanna sömecem ki heçbir köy kızı dökünmemis daha! Yapar mıyım, yaparım bak. Neyim eksik benim? Mal dersen var. Parm dersen gani. Vncntnm da yerinde hamdolsun. Benimlen evlenirse düny»nın dadını anlar. Bir cıbıla vardığını düsün. Üo gün sonra alacaklılar ümüfüne basarlar. Ne vapacak o zaman? Oğlan Arikarays 1n«âtlara. Kıx kalacak burada. Tem Tok, yiyeeek yok. Öhh5 öhhö, baslar bir ince bastalık. Elinde acık nstık üzfimle dolanıp gelene açar kapıyı geceleri. Alacakhlan da zorlan çSkerler üstflne. Çökerler ki. ezip as ederier daha körpecevken. Biz bn işleri eyi bülriz Ulnpns. Avıptır sövlemesi emme evi biliriz. A1 sn bizim Karadipli Hüsnüvü. BabayiKt detil mi? Görflnüse *5re heç knsnrn yok deSil mi? Hemi de benim ehbabım. Emme cıbıl. ZekSsi da tarsrsız. Emme «ermayesi yok. Yedi vüz lire aldı. bnlup veremivoT on fiç avdır. Dolanıp vanvorum parsmı ver deye, çav bovnna kaçıvor elinin ırbığiyian. Vereee?1 bin lire. Emme bnlnp veremiyor. Çıkıp evinde beklivorum karısının vanında. Selveri eyi bilirsin. Ben da evi bilirim. Günde olmazss c^nasın eidip ifadeye çekivornm avraâı. Nerde Hüsnü? Kızılcava rittl. Nerde Hüsnü? Odnna gitti Bir de bövle olmak var TJluçnş. Bin lirsvı avncnna alıp da sıkıversen kavbolnr. Emme yetgisi eenis. Par» knvatıynan Düriiyu mnsmum ederim. Para knvatıvnan istersetn yatnmı da ıçüccüldürüm mına eovnm! Bir tanık on lire, cok çok otn« lire! GSkcimenin avratlanna bes vüz lire daÇıttım mı o Dürilnün »Szından çirin bnrrmntlan çıkarlar. Paravı slıp Ankara'va, Kızılca'ya eittim mi. vBrüdüinm yollar dümdüz. Paranın yapmaditı yok ki Ulngns! Sen daha eski kafalarla yeldi^inden. hnnlan anlamıyorsnn!» tArk»«i »an Osmanlı Bankası tZLt ISTtHBAR.VT Servisimizin çalışma sahasmdan bir örnek daha verip tarihl bir olayı daha açıkladıktan sonra bu yaa dizimlzi bitirelim. O zamanlar îstanbulda bir îngilia Bankası olan Osmanlı Bankasını da hizmetimizde kullanıyorduk. Bu bankanın para muarneleleri servisl müdürü Berç Kerestecıyan Efendiyi teskilfttımıza almıstık. Aynı bankanın Ankara Şubesi Müduru îtalyan asılh Bucetti Efendi de büyük bir Türk dostuydu. Gizli serrtsünizin pa ra işleri konusunda bu $ahıslar aracılığıyla Îngiliz sermayeli olan bu banka kullanılmıştır. Ankara Hükumeti, gizli servisimizin ihtiyacı olan paralan îstanbul'a bu bankayla havale eder di. îstanbul'daki bankanm para muameleleri servisi Müdürü Berc Kerestecıyan da îstanbul' da oturmakta olan Osman adinda biri adına (Osman adındaki bu sahıs bendlm. Yani Gizli Servis Başkanı Binbaşı Etaem.) bu paralan bloke ederdl. Berc Keresteciyan, ayrıca, bana bir çek defteri vermişti. Ajanlanmıza verilecek paralarla, personelin paralarını çek vermek suretiyle bu sekilde ödüyorduk. Ban kadakı adrese göre Fatih'te ikamet eden ticaretle meşgul Osman Efendi'den kim süphe edabılirdi? O Osman Efendi ki. îngılız Bankası ıle is görüyordu Demek, Îngiliz dostuydu da.. G12Iİ Servisimizin tnâU işlerinl ve bu işlerın kamuüâjını Berc Keresteciyan Efendi, büyük bir basarı üe idare etmıştır. En ufak bir şüpbe üzerine yapılacak derinlemesine bir tnceleme. teşkılâtımızı gün ışığına çıkarabilirdi. Sayın Berc Kerestecıyan, îstanbul'un boşaltılmasmdan sonra lstanbul mületvekili olarak Ankarada B. M. Meclısinde hizmete devam etmiştir. G DİŞİ BOND Görevin sonu TİFFANY JONES UEMEil İYİ OUACAH, A>ÜJJ MODEL «Amarikan cuvaralarıylan sen kendin zivtlen!» «Ulan dedım ki gayfan imansıı gitmesin!» t'lngns seslenmedi. Fincanı aldı. Kahvevi ıçerken Kâmilenin yüzünü aradı. O da bir kuldn Musdunnn önünde. Musdn ne derse o olacak. Üzerinden teker çeçmiş kurbağava dönmüştü. tyice ezilmişti Musdunun kapısında .. «Huymn kurusun Ulugos! Her şeyin âlâsını ararım hep. Cuvara mı içiyorum, süzgeçli, Amarikan! Yeni bir avrat mı alıjorum, Gökçimenden, hemi de kız! Irakı içecegim zaman da Altınbas! Dabancam da Simit V'elson, yani o da Amarikan! Yani su Amarikanlar yaman millet yaviı! öyle radarlar kurnyor ki lepelerin üstüne, tü buradan rrusnn ne yaptığını kesifliyor, anla! Vrnsu da elden biTakıverme haa'. O da az degil! Yakmda bütün düvellerin srrtına binecek!» Ulnçns bosalttıih fincanı kovdn yere : «Bak tâ Amerikana Urnsa aklın eriyor da şn önündeki ise neden aklın ermiyor Mnsdu? Bn sana eyilik eetirir mi? Ellisini çeçmiş herifsin. Kız daha onüc»inde. Yarın altmıs olnrsıın. kn da on sekız. Setmiş olurson, kız yirmi beş • otnz. Sen haydi süprüntülfige. Emme kız nolacak? Otnznna da varmaz, sen altmış dedin mi tamam, kız on sekizinde* «Ne demek ıstiyorsnn nlan?» diye bajırdı Mosdn. «Sen benı ne sanıyorsun? Ben senin sapısilik kocan de^ilim. Altmısında tamam olmaro ben. Yetmisinde, sekseninde, doksanında bep boğa çibi, koç gibi olurum daba!..> Cinli Kâmile rüldü: «Maşşallah Ma$şallab!.j> ded!. «Bak gepegenç o|lantKrW*vSr. Bir kız alıp getirmek ne demek onlann arasina? Yann bırakır Ankaraya gidersin. Bırakır Sebene, Mndnrnnya gidersin. Ben sana olacaklan sökeyira: Biribirine girer Dürünün başında senin tohomlar! Böyle yapacaSına. sen bir denşini alsan, Dürfl de bir dengine varsa, seninle yatarken baskalarına imrenmese daha eyi olmaz mı? Yann bütün ülkeye $an olnrsun Kabak Mnsdn! Bütün bnnları eyi düsünüp. bn yânıs dutknlan bırak sen. Benim dostum de^ilsin, dnşmanım da de^ilsin. Dürü de Aliahın bir mâsnmn. Çok canım yanacak Dürüye bn kötüliigü vaparsan » Mnsdn ivice nfkelendl. uf puf etti : «Bırak bn masallan ulan deliçns! Ben «ritmiş, altınlannı almısım! Buçün yann da gidip arbalarmı çörecem. Cnmnriyet Bavramına dnZün dntnlacak. Gelmiş bana vazgeç diyorstın! Böyle diyeceğine, bir yanmdan da sen dut, olsnn bn iş. Bu masallan bana sökecejinc, git o anası kancı^a sök. Her kaç knruşsa emeğini de vereyim. Valla eyi para veririm bak. Yani bir desti de halis peynir verevim ki en birincisinden olsnn, yi vi bitmez bütün kıs. Ben senden böyle bir görev bekliyonım Ulnçns!..» «Bu yengeliği avradın Kâmile daha eyi yapar Mnsdn! Ben sana daha eyi bir dostlnk yapmava geldira bilirsen. Vazgıç bn isten. Doğrnsn bndnr. .» ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I 67 GARTH Ekim 1923 tarihinde îtllâf Devletleri, Istanbul'u boşaltmaya başladılar. 6 Ekim 1923 günü Mustafa Kemal Ordulannın bir kolu. şanlar ve çerefler içinde, îstanbul'a girdi. îşgalci devletler de büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'Un deyimi ile «Geldikleri eibi çelrip fitttler!» 4 Ekim 1923 tarihinde Ankara ile habeTleşme normal hale geV di ve bana da aynı tanhte GizU Servisin kaldınldığı, Ankara' da Genel Kurmay Baskanlığında bir göreve atandıgım bildınldi. Tarıhi görevlerde bulunan «Gizli Servısimız»e aıt belgeleri ve resmi mührü, sandıklar içine yerleştırerek mühürletip Ankara'ya Genel Kurmay Başkanlığına gönderdim. Mustafa Kemal' in îstanbul'daki Gizli Teşkilâtının Başkanlığı görevim böylece sona ermiş oluyordu. 5 Ekim 1923 de Ankara'daydım. Mareşal Fevzi Çakmak ile görüştüm. Bir derece terfı ettınldiğım Kurmay Yarbay olduğum bıldirildı. Genel Kurmay Başkanlığımızın îstilıbarat Başkanlığı na tayin emnmi Kurmay Yar bay olarak imzalayıp huzur içinde yeni görevtme basladım. (Mustafa Kemal'in tstanbul'daki Gizli îstihbarat Başkanı Emekli Korgeneral Sayın Ekrem Baydar'ın anlattığı bu hatıralar, gazetemiz için arkadaşımız Sami KARAÖREN tarafından kaleme almmıştır. Geniş yackılar uyandıran bu yazı dizisi burada bitmiştir. Yann, bu konuda aldığımız mektuplar ve telefon notları cevaplandmlarak Ekrem Paşa'nm bu hatıralannın genel değerlendirilmesi yapılacaktır.) 2 YARİN Aldığımız mektuplara cevaplar NOT: önceki (rün bn sütunlarda Felah grupuna dair yayınladığımız fotoğrafta, 9 numaralı şahsın tanınamadığını belirtmiştik. Bu şahsın Muhabere Yüzbasısı Mehmet Ali Bey (Okdemir) oldnğu. oglu Nusret Okdemir terafından belirtUmistir. «Beni emretmişsiniz şef • » «Bu ne kıyafet böyle?. Sız hâlâ bayraralık elbiseleriniıı çıkarmaeîırıız mı?..» Lepski içini çekti.. Dilinin ucuna gelen birtakım lâfları güçlükle yutru: «Vakit mi oldu yani çef? » Terrell gülüyordu: «Zarar yok.. Zarar yok » SinİTİenmenin de sırast deâı) şimdi. Sakin olun Tom.. Hemen eve dönün, üstünüzü b?şınızı degisin.. Sonra da şu adrese koçun..» Lewis'in anlattıklaruıı biı bir ona tekrarladı. «Söz konusu kızı şu ya da bu şekilde kandınp gazinovla ilgili bütün bilgiyi ondan almış olabilirler.. Evde yoktur belki cTe.. Kirisi kırm"î, diğerleri çibı o da kayıplara kansmıstir. Kendisini bulamadıgınız takdirde kapıcıdan, kom sulardan veva gazinodaki mesal arkadaslarından târifini alın.. Radyoda j'ayınlatırız.. Hay di çabuk..» Sadeee yirmi o*akika sor.ra Lepski kızın oturdugu apartmana varmış, polis arabasından iniyordu. Eve ugramıs, tra3 olmuş. dıısunu yapmış, elbi'psinı de rtegistirmişti. Zile dolnmdu. Kapıyı malsahibl misis Mevdlck açtı. Polis arabasmdan yana bir göz attı. O aralık üniformah ıki memur iniyordu otomobilden... Dunımu farkedince tas kesildi kadın birdenbire. « Lana Evans burada mı oturuyor?....» diye Lepski sordu. « Evet... Niye....jı Beriki onım fazla komısmasına mevdan vermeksizin ekledi: <t Derhal görmek istiyonrm kendisini....» « &'de yok... Çıkmış..» Misis Mavdick, sol elini kaldırmış. sarkık ve kocaman gögsüne davamışh Üstüste lçinl çektl... Derin derln... Lepski'nin James Hadley CHASE Türkçesl Şehbal AYGEN bumuna Jiklet Kofcusu geldl. « Evde yok dlyorum sıze.. Olsa bile ben ayak altında polis görmekten hoşlanmam Apartımanımm ittban sarsılır.» <t Ben buraya keyfimderi geJmiş değilim hanımefendi..j Lepski alaylı konuşuyordu. « Gönderdiler geldik... Sla isteseniz de istemesenlz de glreceğiz... Kız nerde?«j Kadırun boncuk boncuk bakan gozleri parlar gibl olmuştu: « Bası dertte mi demek lstiyorsunuz?.. • « Olattlir Nerede kendl6İ7...J « Nerede oldugunu Utmek zorunda değillm. Kiracılanmıa özel hayaü benl ügiiendlrmez...» Lepski, üniformalılardan birlne döndü, işaret verdi: « Bir bakalım... Daire numarası kaç?...» « Bakama2snnz.. Bu apartıman benim... Polisler adun blle atamaz içeri..j> Davranmış, kararlı bir şekilde kapıyı tutmuştu. Lepski, hafıza batammdan rakipsız adamdı. Meslekte böyle bir mezıyete sahip olduğu içia de fırsat buldukça gururlanırdı. Kadını dikkatle süzdü. Gozü ısınyordu. Birclen hatırladı Hm«ır bir tebessümle tepeden tırnağa sUzdü misis Mavdick'ı. « Aramızda teklif ml var nammefendiclgım... Birkaç ay 8nce merkeze şerel verdiğinizl unutuyorsunuz galiba?.. Yirmi beş dolarlık bir para cezası ile yakayı Surtarmıştmız. Başmızın tekrar belâya girmesinl istemezsiniz herhalde...» Berüdnln nefesl sıklaşmıştı.^ Soluyordu adeta Hor gören bir ifadeyle yüzünü gözünü buruşturarak geri çekildi . Sonra söylene söylene yürüdü, kendi dairesine gırdı, kapıyı da şiddetle çarptı. Lepski üniformalılBıdari birtnl de alarak Lana Evans'ın kctına çıkb Kapırun önünde üç şişe süt, üç tane de gazete görünce mânidar gözlerle birbirlenne baktılar. Lepski önce zıle bastı, sonra kanada «urdu birkaç kere, daha sonra da tokmağı yokladı. Kapı kilitllydl Her ihtimale karşı zile blr kere daha bastı.. Açılmadığını görünce gerildi. var gücü ile kapıyı omuzladı. Blr kale kapısı değildi ba tabil.. Günün birinde böylesin© knvveüi btr darbe yiyecegi de hesaba katılmamıştı.. Açıldı... Lana Evans'ı. yerde, bareketsiz yatar buldular... öleli İM güu oluyordu. Kedi, blrilertrJD ıçerl glrdlğini görünce açık peccerenin pervazmdan atlayarr.k buz dolabına koştu. (Arkuı nıl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear