26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5AYFA DÖRT: 20 Ekim 1970 Yıldızdaki muhabere taburıı naeıl boşaltıldı * * z l YILININ llk aylannda1 yız. Asya'dan, Avrupa"nın göI begine Viyana kapılanna kadar uzaaan koca împarstorluğun fetıhler saglayan ordusunun silâlüan ösellıkle agır toplan daha bir çok savas, araç ve gereci, «Karma Tasfiye ve Satış Komisyonu» tarafındaa hurda flyatına satıhyordu. Mondros MUtarekesl gereğince kurulan bu Komisyonun çalışma yerl şlmdi Istanbul Üniversitesinin ginş kapısında solda kalan ve halen Rektdrlük olan bına idi, lI BEN İDARE EDİYORDUM GİZLİ TESKİIÂTI'NI » «• "M • MUSTAFA KEMALİN BAYDAtt Ağır Obüsler kaçmlıyor buTun çesitll yerlerlnde ortalarda duruyordu. özellikle 15lik ağır obüslerl ne yapıp yapıp Anadolu'ya geçirmeliydik. Düşmanın gözü önünde malanna ve satışlara devam ediyordu. 0 sıralarda, ltalya'da madeo olmadığı için bir İtalyan firması îstanbul'da askerî fabrikalarda mevcut maden talâşlannı ve hurda demlrleri almaya talip olmuştu. İtalyan flrmasının bu tlcarî isteğinl, kaçırma plânımız için fır•at bUdUc Maden tozları B yüreğimiz yana yana bu manzarayı seyrediyorduk. Daha acısı o günlerde Yunan ordusu da îç Anadolu'ya dogru ilerl harekete geçmisti. Bağımsızlık içın çalışan Mustafa KeKara, kspkara günler. Osmanlı ordusunun hurdaya çıkmıs sa mal'ın Mıllî Kuvvetleriatn en TOŞ malzemesi aatüıyor ve ordu büyük ihtıyacı, daha öncelerl de dağıtılryordu... Ne acı. Bütün belirttiğiroiz gibi ağır ve serl bunlar aydmlann ve h»iinn göz ateşli sUâhlsrdı. 15lik ağır obüsleri önünde oluyordu. Bizler de ler, seri ateşli toplar ise îstan Kaçırma plânı H ARBtYE Nezaretl Topçu Daireslnde görevll mümtaz kaymakam (Yarbay) Eyüp Bey'i (Teşkilâtımıza dahildir). ağır silâhlar ve topçu malzeme&i Uzerinde çalışmaya, araştınna yapmaya memur ettım. Fedakârca çalışan bu kahraman Yarbay, özellıkle 15lık obüslerin Tophane Camisınin bahçesinda yağrmır ve kar altında bulunduğunu tesblt etmıstl. Yalnız her blrl 1,5 ton gelen bu ağır sılâhlan yennden kaldırmak da bir mesele idl Tasfıye Komisyonu İse çalış konu veresim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyan U DURCMI3, süâhlan satan Karma Tasfiye ve Satış Komisyonunda üye Diryunu Umumîye memuru KüçÜk Nâzım Bey (sonradan intıhar etmıştir) arkadaşımıza anlattık. (Bu memur, Pelâh Gurubunun ajanı ve teşkılâtımıza yardımcıydı) Talimatımızı büyük bir dıkkatle yenne getiren Nâzım Bey bahsettığimız ttalyan firması tnümessili ile bir Eorüsme yaptı. Bu gorüşmede «ttalyanlara her tflrlfi kolayhjhn (tösterileceğini. bu ticari kolaylıg» karşılık oniarın da hize rardım etmesl cerektiğini» anlattı Istedıgimiz yardım şuyduBu îtalyan firmasının bize yardımcı personel vermesi suretiyle Tophane'deki 15lik obüslerin ü«erlerine rtzllce vag sürülecek Yagın üstüne de bol demir talâşı dökülmek suretl İle bu obüsler hurda manzarasma bürUndurülecek. îtalyan firması He aiammız bu lstek özerinde anlastılar ve derhal cahsmalara başlandı KISÜ zamanda bu 15lik gözeHm obtlsler, demir tozları île gi2llce hurda hallne getirlldl YILDIZDAKİ muhabere taburunun bütün malzemesi süratle sandıklanıp şekilde Ortaköy'e indirilmis ve kayıklara ytiklenmisti'. zemesınm cıns ve miktan şoyledır: 1042 tane çeşıtb cmsten telelon makınesi, 97 tane sahra teleîon santralı, 54 takım fırüdak merkezı, butun teferruatı ile bırlıkte 47 taliim telgraf makınesi, 615 kılometre uzunluğunda kalın sahra kablosu ve 1131 kilometre uzunluğunda ince pıyade kablosu. 5632 tane kuru sahra pılı, 35687 kılo galvanızli demır tel, 16515 tane deve boynu fıncanı, 9 tane telsiz telgral alıcısı, 6 tane telsız telgraf motoru, 3 tane telsız telgraf dmamosu ve 14 takım telsız transformatörü. Burada kısaca înebolu'daki teslım ışlemıni de anlatayım: Anadolu'ya sevk ettiğımız her türlü malzeme için bzel listeler hazırlanıp malzeme İle birlikte gonderıhrdl. Inebolu'daki Teşkilât Komutanı (Bu teşküâtın adı AyınPe, yanl, askerî polis idi) tes şupheyl çekmeyecek hm makbuzunun bir suretinl imzalar, geri gondenrdi. Bizim ıçın büyük rahatlık ancak, AymPe Komutanmın ırnzalı makbuzu geldığı zaman duyulurdu, YARIN Casusluklar ve Anadolu'daki İngiliz casuslan ••••••••••••••••••••••••••••ııııııııııııııııııııııııııaııııııııııııııııııııııııııııııııı* FAKIR 8AYKURT Veli öyle otornvordu ocağın başında. Dürü de köseye büzülmüştü iyice. Evşeni aldı kucagına, kendi de kapının dibine otnrdn. Şakir Hafıı akşam ezanını okndn. Veli bir kalkacak oldn. Giderdi ara sıra namaza. Abdest almaya üsendi. Oturdn yerinde. Uzunca bir süre geçti bByle. Karanhk köyü bastırdı, evin içine kadar geldi. Evlerde bulçur pilâvları, an aşlan pişti. Yağları yakıp kavurdular. Yanık yagu kokn«u doldnrdn ortalıfı adamakıllı. Havana: «Ekmek a» kayırmadık!» dedl İÇİnden. Ocağa bir tencere koysa, nynn kızması, pilâvın pişmesi yatsıyı bnlnrdu. Ates de iyice kararmıştı ocakta zaten. «(Htm yakmak istesera nasıl vakayım, bişirmtk istesem nasıl bişireyitn. Domastı atasın annacına, yaklaşabilirsen vaklaş!.. Elleme domaşsın aman! Sen de domas kız Havana!..)* dedi kendine. Sıtm» gibi sararmıştı kocasının kara yüzü. Ama anlamszltktan feldi. «(Kara dilkl pibi dikti bakahm baçını! Kimbilir ne fenler düsünüyor? Tann ne videlerle çıkacak bakalıtn önOmüze?..)» Kalktı, lâmbayı yaktı nsnlca. Fitilini ort» karar açtı. Derken yatsı oknndn. Gene kıpırdamadı Velt. Çocnklar acıktılar iyiee. Ama DOrfl açhğmın toklnfnnnn farkrada degildi. Evsen a&hyordn. Gelip anasına yalanıyordu, eidip babasına sürtünüyordn. Hlç yfiı vermlyordn Veli küçfik kızına. Yatacak vakit, ab ıh çekerek ülnpnş çıkıp reldi: «Ter yndası tırpanı bnlamadım dfinden beri! Her yerlere baktım yok. Nere koydngnmn, kime verdİKİmi de hatıriayamadım. Akbm eyice çivilerini jevşetmls. Yaştüık kötü M kötfl Havana! Yaslılık da kötü, gençlik de kStfl. Seninkini sana bırakmıyorlar. tkl fflndür tırpan »nyorntn, yok tırpan. Tırpan anyornm, Onfime eski muhtar Camalın avTat çıkıyor. tt Omar çıkıvor! Yassıbnmnln nâlet, bir kan? bacafıyla Snflme çıkıyor! Gördün mfi benira baş'.ma felenleıi Havana: Ben tırpan anyornm, Bnüme Kabak Mnsdu çıkıyor! "Var git bre Topak Sovnlcan! Benim senlen bir lsim, Wr alışverisim vok. Ben tırpan anvonrm, az 6teden sür atını..* diyomm. atını üstfime fistflme sürüyor! Ben şasıp yapılıp damin ardına ayakyolona otnmvoratn, tam karşıdan o geliyor! Bıktım osandım ben ba Şisçöbekten, ayıdan! Bir gün bir el dası yapıstırscam avnrdnna, bfitfin kaplamalan fırİayıp cıkacak!.. Emme sonra fidip bir takım daha vaptıracak Kızılesdan flç yns Ure verip...» Ocağın basına dojrn yanaştı: «Kız, bizim Veli defil mi bn? Ocağın yansın Veliknl! Ne diktin basım 6yle yere? Bakıyornm kül niân da esmiyorsnn! Kül e» oÇnl, kül eş! Belkl külün içindedir vitiîin. Raslarsan benim tırpanı da alıp ?el!ver aman! tkl gündür arava arava 33 Sıra sahsla • TA1.YAN firması komisyona 1 başvurarak bu hurda toplaI n da satın almak istediğıni bildirdl. Duyunu ümtımiye memuru ajammızın da büyuk yardımı ile askert fabnkalardakı demir talaşlan ve hurda malzeme bu ttalyan ürmasına satüdı. Alan memnun, veren de memnundu Artık lşimiz çok kolaylaşmıştı. Tophane'deki bu hurdaU) 15'lık obüsler İtalyan personell tarafuıdan sökülüp satın aldıklan diğer hurda ve demir talaşlan ile birlıkte, îngllizlerin kayıtsız bakıslan önünde Galata rıhtımından Loyt Triyestlno firmasının gemilerinden birtne yuklendL Derin biT neîes daha almıştık Bu 15'Uk obüsler, İtalyan gewt«<r»'n kısa sürell başka bir seferinde Bogaz'dan Karadeniz'e geçlrildl ve Inebolu'ya indirüdi. Mustafa Kemal ordulan daha agır, serl ateşli yeni silâhlara da boylece kavuşmus oldu. Bu seferlerimiz bir çok defalar yapıldı. Îstanbul'da, Inebolu'dan Anadolu içerlerine hareket eden kagnıların gıcırtılannı duyar gıbi oluyorduk. Sırası gelmlşken şu tarihî gerçeğl de kaydedellm. Bu 15lik obüsler Sakarya Meydan Muharebesinden önce Kurtuluş Ordumn zun eline geçtl ve düsmana büyük zayıat verdlrdl. canım çıktı. KSylük yerinin işlert çok lor Vellknl! Bir tırpan yitiriyorsun, arayıp datayıp bulamıyorsnn. Kabak Mnsdn Rİbi varsıl da değiliz ki basıp parsyı bir daha alalım. Çare yok, arayıp darayıp eski tırpammızı balmaya meobornz. Irâmetlik kocamın tırpanıydı ayol. Eğer ki arar darar da bnlaraazsam, mâşara kadar yananm. Kadersiı basım! Aaaah benim kader(ix basım. .» Birden ardına döndü: «Şu kim bnrda kıuz!» dedi, Evşeni tnttn kolnndan. «Gözum de seçemlyor! Senin cüccük kıı mı ba Havana?» Havana bir gülecek oldn, vazçeçti. «Yinıg bir şey mi gordnm? Ne cnvap vermiyorsnnT* «Beniro güccük kız Ulugnş!» dedi Havana. «GÖzüro eyl seçemiyor emme, elimden anladıfım kadanyla, bek gözel kız, bek kibar, bek insanlıklı, bek datlı...» «Sagol . » dedl Havana ezilip büzülerek. «AUah anah bubah böyütsün! Allah babtııu gSzel eylesin!^» Dizin dizin yürüdfl, Velinin yanına kadar vardı, dürttü ardından: «Bunu <U verimker oldnn mn bir yere Velikul?» dedi. «(Al bir kaya, nerene dayarsan daya!)» dedl Veli lefnden. Başın» demir ktilüıık yemis fibl ezildi, pıstı Clagnsnn önünde. «Ne envap vermiyorsan Veliknl?» dedi Oln» «Verdik, verdik ültıçns!» dedl Havana. «Bonn da niaanladık Evcili Kabak Musduya. «On, on iki yıl sonra eanı bir avrat daha ister deyi, şlnciden bnnn da nisanladık!» Veli birden önönü döndü: «Ne konnyap dnruvon yavn ülngTif? LSfla» n hanrlayıp bazırlayıp veriyorsun benim avradın agzına, o da sokuştnrup dornyor koluma koltujfnma!.j» «Çok mn canın sıkıldı Kepçeknlak?» «Bırak Kepçeknlagı felân da otnr edebmIen! Toksam kaldınr merdivenden aşsa yavar* lanm seniS «Merdivenden a«?a ynvarlarsan işlerin dtttelir mi? Nesen yerine çellr mi?» Öönüp Havanaya, dürttü: «Aksamdan beri böyle cenk mi edivorsnnuz? Ekmek aş yidiniz mi? Kannlannı dovnrdnnnz mn bn yavrulann?» «Canımız Istemiyor Ulnffns!» dedi Havana. «Eferim Havana, eferim Veli! Dönün b8ylo sırtlannızı birbirinize, boynna vellenin, bovuna knrsnnlasın! Kafamzı gözünüzü saŞlam bırakmavın! Elele dntnsnp. kafa kafaya verip, hanevinizi, hanmınıza fnran sele diıçin cekeceginiz yerde, ikiye aynln, bir yanınız Alaman, bir yanınız ürns olsnn, heç dnrmadan harp edin! Karsınızdakl dnsman da kolavcacık alı* versin evinizin tstanbol seherini. Değiştir ba kafaları kn? beyinll Veliii!» (Arkan var) m. Haberlesme malzemesi TİFFANY JONES PEMS/'I AAOC3EULİK. İCİKİ NKARA'dan aldığım bir şifrede muhabere malzemesine çok ihtiyaçlan olduğu belirtiliyordu. Yeni bir malzeme lstegi daha Hemen araştırdım: Yüdız'daH Orhaniye Kışlasında bir Osman'ı Muhabere Taburu vardı Bu taburun malzemesinl Anadolu*va kaçırabüirdik. Ben ve arkadaşlartm düşüntHtk Bu hizmetin yapılabilmesl . İçin 8nce teşkilâtnmza dahil bir • muhabere subavmı Yıldız'daM ; tabur komtrtanlığına tâytn ettir < mellvdlît. Teşkilâtımızda bu hlzmete el , verişli ve kabiliyet çapı genls Kıdemli Yüzbaşı Mehmet All fGirit S2551 vardı Bu Muhabere Taburunun KomutanhSına Kıdemli Yüzbası Mehmet A 1V 1" 1 tavin ettirmek icm Harbiye Nezaretinde el altından cahsmava başladım Kısa zamanda Personel Dairesine tesir ederek Mehmet Ali Bey'i söz konusu komutanlıfa tayin ettirebildİTn Yukanda da belirttiHm fîbi Mehmet All Bey cok bngilî. sSkin, renk vermeden çalışmasmı bilen değerll bir arkadaşımızdi A ••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••fflllllllllllllllll 55 Mısh durumu sezlnliyordu yavaş yavaş... Chandler paniğe kaçümıştı... Kriz geçinyordu . Ânı bır kararla elinı kaldırdı .. Okkalı bir tokat aşkettı karşısındakinin suratma. Berikl sırtüstu uzandı, 6ylece kaldı .. Bir süre hiç kıpırdamaksızın yıldızlan seyretti . Sonra derin derin göğüs geçırerekten doğruldu. «Kendîne Eel bakahm artık Jess...» Bunu, son derece sakin bir sesle Mish söylemişti. «Toparlan ve rahatça otur... Ne dıvorduk demin' . Maisky paralan alıp tüydü öyle mi?.. îvi etmiş .. Ben sana, onun gereekten becerikli bİT adam oldu§unu peşinen söylemiştim degıl mi?.. Merak etmeğe, üzülmeğe degmez Perry*yi de düşünme artık .. Wash ne oldu?...» Chandler çenesini sıvazlıyor, bıraz önce tokadın ındıii yana§mı yokluyorJu Suratımn o tarafı aleş gibiydi : «Bilmiyorum . » Mish kaşlannı çatarak bir «üre baktı... Donmus gibiydi : «Ne demek yani bilmlyo» rum...» «Orada herifin biri vardı. thtiyar. . Ates etti .. Az kalsın beynime saplanıvordu kurşun.. Bövlesine büyük bir soygun sırasında bu çeşit şeylert nor* mal karşılamak lâzım... Ahşkınız .. Sonra Perry ve Wa^h .. îfirî'îi de çocuk sajnlmaz ., Başlannın çaresine bakmışlardiT elbet Ama nasıl bakmışlardır' . Orasını bilmiyorum işte » Mish, bu açıklamadan pek hoşlanmamıştı Fakat Chandler"in yerinde olsaydH kendiai de aynı şekilde hareket edecekti şüphesiz. c Sandığa doldtndugunuz Malzemenîn tesbit! K ENDİSI ile gecelerl Özel surette görüşerek Anadolu'ya kaçıracagımız muhabere malzemesini tesbıt etük. Fakat, lngilız kontroluna karşı tabmdalfl malzemenin eksık bulunmaması ıçın de tedbır ahnak gerekıyordu. Bunu da kolayhkla sağladik. Tesbıt ettığuniz ve Anadoluya kaçırmaya karar verdiğmuz malzemenin hurdalarmı temin ederek taburdaki yerine koyduk. Asağıda cıns ve miktannı verecegimız malzemeyl kısa za.nanda sandıklayıp şupheyi çekmıyccek şekilde Ortaköy'e lndınp kayıklara yükledık. llk anda bir güvenlık tedbrri olmak uzere bu degerU malzemeyl kayıklarla Beykoz'a geçlrdik. Beykoz'dan da fedakâr denizcilerimızln yardımı Ue takalara yerleştmp üzerlenni portakalla kapattıktan sonra înebolu'ya yoUadık. Bu malzememiz de Boğazı geçıp Karadeniz'ın dalgalarla boğuşan sisli yolculuğundan sonra Inebolu'ya, oradan da cephe hatlarma ulaatı. * muhabere softl* James Hadley CHASE Türtaysl Şehbal ATGEN para ortalama bir hesapla ne kadardı acaba?~ Kestirebilir misin?» < Paralan sandığa doldurmasına hiz doldurduk: ama Maısky namussuzu yürüttü.jı Chandler yine homurdanmaga başlamıştı. « Işlerln tersine döndüğünü anlar anlamaz gazladı hergele. Nereye gitmiştir ktoabib'r?» Mish, goalerinl kocaman fcocaman açmış karsısındakl&4 ba kıyordu: t Saçmahyorsun yine. Ne yapmahydı yanl sana göre?.. Po lislerin öpış bpış gelip sandığı ataıasım mı beklemeliydi?» Olayın bu yönünü Chandler hiç dUşünmemişti doğrusu. « Sırf paralan kurtarmak İçin mi tüydü dersin?.. Ben düpedüz bize ihanet ettigi kanısına kapılmıştım» « Amma da yaptm? Maisky ölüm pahasına büe olsa böylo bir şey yapmaa. Tanımasam, huyunu bilmesem ben de senin gıbi şüphelenebilirdim. Akü var yakm var. Gel blraz da manüğınuzı kullanahm. Silâhlar patlıyor, ortahk karısryor. Sizin nasü olsa bir şeyler yapacağınızdan ve kendinizl kurtaracağmızdan emin. îşin en önemll tarafı paralar değü mi? îddiaya girerim. Onun yerinde sen olsaydın aym şeyi yapardm. Ben de öyle. Şu anda villâda değilse yuh olsun bana. Bizi bekliyordur. Zaten anlaşmamıa da buydu. Birbirimizi kaybetögimiz takdlrde villâda buluşmayacak nnydık?» ChandlerTn içi yavaş yavas ra hathyorthı: « Hakhsın» dlye kanaat geürmeğe başlayan bir sesle ıronldandı. «Kamytmetin süratle uzaklaştığını görünce şey san* mıştnn ben.» Cümlesini yanda keserelE omuzlarmı siİtJ: « Şu halde vakit kaybetmeK sizin vülâya varmamn çaresinl araşbrmahyız. Hayatmın en korkunç, en eehennemi yolculugu olacak bu..» • Kaldırdıgımz paralarm to tan ne kadardı aşağı yukan?» « Bilemeyeeeğim. Sandığı tıkabasa doldurduk. Fakat totan konusunda fifcim yok. Çofc seri çalışmak zorundaydikj
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear