Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHtFE 1 Ocak 1970 CUMHTJRtYET reyan eden dâvâ esnasında çeşitii meslek ve san'at çevrelerine mensup tanmmış kiraseler tanık olarak dinlenmişler ve filim hakkmdaki görüslerini belirtmişlerdir. Bu ifadelerin ışığı altmda Jüri, filmln müstehcen sayılamıyacağı kanaatına vararak yasak kararmı kaldırmıştır. Dinlenen tanıklardan btri dİD adamı görevindedir. Filim hakkmdaki görüşlerini şöyle belirtmistir: «Birkaç yıl önce Martin Luther demişti ki Insanın tanrısı, insanın kendi kalbiyle bağlı olduğu şey ne ise odur; Kişinin bütün varkğiyle inandığı ve adadığı şey ne ise odur; yâni nihai olarak tebaiyet ettiği şey ne ise odur. Bu filim. Isveç gençliğinin Tannçalannm bir nevi teşhiridir... O Tanrıçalar ki meselâ Yoga'dır, meselâ «Kaba kuvvet ve şiddet aleyhtarlığıdır» (nonviolance), meselâ cinsel özgür lük ve kurtuluşiur (serual emancipation>, meselâ «sınıf haksızlıklariyle savajtır», meselâ her şeyde hiir düşüncedir... Bütün bunlar genç liğin inançlannm ve sorumluluklarının ortaya serilmesi ve savunulmasıdır. Ben şuna inanıyorum ki bu çeşit konularla samimi ve ciddî gekilde meşgul olan her filim dinî açıdan son derece anlamlı bir değer taşır.» Filim şirkeüeri adma dâvâ'yı tâkip eden avn katlardan birinm sorduğu, Yâni sizin görüşünuze göre bu filim dinî bir önem taşımakta tnıriır? sonısuna Başrahtp, aynen «Evet, dinî açıdan onemli ve değerli bir anlam taşımaktadır, ve sosyo kültürel etkisi bakımmdan da değeri gerçekten büyüktür» jeklinde cevap vermistir. lr süre önce, ülkelerinden birinde, B açıkAn CuriousBatısansürü vesilesiyle fil«I . Yellow adlı İsveç minin sahnelerinln ce ONLAR ve "BIIIER,, Prof. Dr. llhan ARSEL eek ve «HÜLLE • diye direnip ynvalar yıkacaktır: ya bu çocuğu cinler büriimüş» fetvasiy le ana ve babalara yavrulartnı öldürtecektir; ya çarsaf giymeyeni veya erkek eli sıkam, dans edeni ateşe mahkum edecektir; ya elektriği icat edeni cehennemlere sokacaktır ve ilâh... Veya eğer bunlann hiç birini yapmamıj ise en aztndan slzi. yabancıyı örnek verdiniı dlye kâıirlikle snçlayacaktır .. Fakat ne yaparsa yapsın siz, ve biz ve hepimiz. onun cehaletiyle ve melânetiyle ve Türk'e karşı ihanetiyle mutlaka savaşmak çaresizllğindeyiz. Mecburuz bunu yapmağa... taaa ki gericilik ve Türk'e kötülük yapamıyacak hale getirene kadar... ini? hazırlıklanm yaparken, diğer yandan da ona bu görülmemis gelişroeyi. bu muazzam iler lemeyi bu bilgi ve zekâ üstünlüğünü sağlayan sartların aşaması içindc: yâni beseri ilişkileri fizyolojik ve psikolojik kanunlann yeni icablarına uydurma denemesinde. Bizim gerici din »damımız Türk kadınmı çarsafa ve peçeye sokmağa ve hodgâm erkeğin kulu kölesi yapmağa çalışırken. tıpkı geçmis yiızyıllarda olduğu 5ekilde onu küme^e tıkarcasına sosyal hayaltan uzaklaştırmakla her şeyi> hallettiğini sanırken. Batı'nın en ileri. en medenî ülkeleri. ilkokuldan itibaren eğitim progTamlarına »seko dersleri koymakla. ve kızlı erkekli stnıflarda cinsel ilişkilerin ilmini öğretmekle mesguller... izim o insan psikolojisinden, B zerre softamızhabersiz kafacığiyle kendi kadar undan dolayıdır ki Batı. bir yandan Bmeselâ ştmdllik onemli adımlarını atar '"za çağınm en ken ve Ay'dan sonra Mars'a Günâh anlayısı en müreffeh ve ahlâk ideatine en yakuı örneği sayılan ülkelerinde bugün, önemi üzerinde ittifak ediien bir sosyal konu var ki bizim gibi geri toplumlar için en azından 1090 yıllık bir zihniyet farkıni temsil ediyor. Bu konu cinsel ilişkilerin eriştiği veni aşamalan kapsar. Batı, kendisini muhafazakâr ahlâk ölçülerinin son ka lıntılanndan kurtarma yolunda; geleneksel yasaklar düzenine karjı yeni hamleler, yenl hücumlar yapma hazırlıgmda. Kendisine medeniyet imkânlarını ve ilerlemesini sağlayan formüllerin yeni reçetelerini bulma çabasında. O formülter ki kadın'ın tam mânâsiyle istiklâliye tine kavuşturulması ve erkeğe esjt ve hattâ erkekten üstün durumlara getirilmesi devirlerinl atlatmıştır Batıya. Batı iilkelertnin fikrî gelişmesinin sırrı. kadm erkek ilişkilerinin sahte ve softa yasaklardan kurtarıbnası akıllılığında yatar. Batı'nın ahlâk anlayısı bu yasakları yıkabildiği ve kadını olduğu kadar erkegi de bu yasaklann tahakkümünden kurtarabildiği nispctte kisi'nin ve toplum'un fikrî ve bedenî gelismesine set çeken engelleri yok etmlştir. Ve şttndi cinsel ilişkilerin normal serbestligi yonünde hamleler yapcıkça kendi kendisini çok daha ileri medeniyet teviyelerinde bulacağından da emindir. Danimarka üzere B aşta Isveç veher bakımdan olmakmedenî. yeryüzü'nün en Ve bizimki nularda bilgiyle, basiretle ve samimiyet ve ciddiyetle fikir serdedebilecegini veya müspet bir görüş savunabilecegini düşünebillyor musunuz? Sosyo kültürel sorunları ve özellikle cin»iyet konulannı. «gelişme> kanunlarma ve sosyolojik ve psikolojik verilere dayatarak fikir yü rütebileceğinl hiç tasavvur edebiliyor musunuz? Bizimki. en yüksek diploma veren okul'dan veya Fakülte'den çıktıktan sonra dahi ya •Sarap fabrikasuıda çalışmak günahtır» diyerekten saf insanımızın nzki ile oynayaeak, onu, isin'den ederek bütün ailesi efradıyle birlikte açlığa mahkum edecektir; ya, e?ini. bir anlık hir tehevvür ile boş edip bilâhare yeniden birleşmek Isteyen ya?Iı kisilerin karsısına dlkileiz hiç en Sokumusbizim din adamımızm, hattakosayılanmın, bu veya benzeri kendisine ahlâksızlıgın ta kendisi sayılabilerek «ahlâk» kuralları tertiplerken, veya çöl arabının bedevî anlayısma uygun «iffet» hükümleri düzenlerken. ve olmayacak yasaklarda kişi mut luluğunn yok ederken, «nârous» düzeni kuruyorum diye kadına kısa kolla gezmegi. erkekle konofmayı ve hattâ erkek hekime görünmeyi günah sayarker, veyahut da buna benzer binbir budalabğt kendi ilkel ölçülerine göre ahlâk prensibi olarak vaz'ederken, ve tabil bütün bun ları yaparken 1900 yıl boyunca benzeri yasakİHr yüzünden Türk yasantılanna vurduğu darbeIeri unuhiTken. Batı, bütün edebiyatiyle. bütün sanatiyle ve bütün ilmiyie seks sorunlarının ak la ve müspet ilme en nygun ve en sağlam temellerini atmakta: seks ihlilâlini başarmakta.. Bizimkinin sırf cehalet nedeniyle «iffetsizlik> veya <nâmussuzluk> damgasmı yapıştırdığı tutum ve davranışlar ve ilişkiler Batı'da en tabii seyrini tâkip etmekte, ve en feyizli meyvelerini vermekte... Buna mukabil Batı'nın. akıl ve mantik ölçülerine ve müfterek sağduyu e<uıs lanna vurarak <ahlâksızlık> diye kabul ettiği geyler İse, ve meselâ kadına saygısızlıklar, kadına dayak atmalar, kadmı hâkir görraeter, onu kaba erkeğin pe^mde sürüklemeler. kadın r en bayağı cinayetlere cevaz vermeler... evet bunlann hepsi bizim din adamımızın normal kabul ettiği, mubah kıldığı ve hattâ teşvik ettiği davranıslar... Cami'lerde. din adamlarımız Allahm günü kadının açılıp' sacıldığından. erkekle düsüp kalktığından, sinemaya veya dansa ffidip eğlendiğinden. ve bu yüzden kıyamet giinünün yaklaştığından bahisle kadmı Şeriat cenderesine sokmağa çalış.ırken, kadına haysiyetli bir hayatı cok gören şeriat hükümlerini hatırlatmaktan. ve meselâ: «... Kadınlannızın serkeşliğinden korkunca... DÖVÜN ONLARL... şeklindeki Kur'an hükmünü tekrarlamaktan, veyahut da: KISIR» güzel kadını bırakın da cok doğuran zenci kadmı alın. onunla evlenin» diyerekten çocuk doğurmadı diye kadmı kendi taksiri olmadan cezaiandıran. veyahut da «Işlenniz kadınlannızın rey'iyle görülüyorsa yerin dıbi yer^zünden daha hayırlıdır size..« tarzındaki kadını küçültücii Hadis'leri gevelemekten geri kalma'' Çünkü onlar Içln ahlâkîlik, ka dının ezilhâkir göriilmesi İnsan haysiyetiyle bağdaşmaz seviyelere indlrilmesidir. Akıllannm kenarcığından bir an geçmez ki Seriat'in 14W yıl boyunca kadına reva gördüSrü bu haksızlıklar. kadını indirdiği bu sevlyesizliklcr, ka din erkek ilişkilerine vurduğu bu yasaklar. kadını toplum hayatı dışına çıkarmak ve kapamak suretiyle sebep olduğu ahlâksızlıkiar. tslâm ülkelerinin bugün. istisnasız olarak. yeryü zünün en geri ülkeleri olarak kalmaiarı sonuounu yaratmıstır. Düsünemezler ki kadmı sosyal hayattan ayırmakla ve âdeta erkeğin indmde muamma haline sokmakla seriat. kişinin ve toplumun hem fikrî ve hem de ahlâki gelişmesine en hüyiik engeli yaratmış, en körü tahribatı yiiklemiştir. Bllemezler ki İslâm Ülkelerinde kadın ugruna islenen vahşet ve cinayetlere yeryıi7Ünün. Afrika dahil, başka hiç bir yerinde rastgelinmez. Bos ve bilgisiz kafalariyle ne gecmisten ve ne de tecrübelerden ders alabilecek yeterliktedirler. Hani komünistler duşmandı 1 Somıc ]|» ati'nın din adamı, (jeçmisteki günahlan* * nın ve toplumu ilerlemekten alıkoyan menfi davranışlannın âdeta kefaretlni ödeme hırM içerisinde çalışırken; ve meselâ sadece ^iyasf ve Iktlsadî hayatin en medenî öiçülere göre gelişmesi bakımından değil, fakat asıl sosyal hayatm ve beşerî ilişkilerin ilme ve fenne uygun gelişmesine hizmet gavretlerini sarfederken, bizim ki hâlâ Gazzaliiere taj çıkartacak gericiliklerin kurnazlığını kesfetmekte... Özgür tutsaklar «Türkiye'de tntuk yoktnr». Toktur gerçekten. Hepimiı öıgür kişileriz. Gezeriz, tozarıı. Kiraimiz dıs yolculuklarda elde çeşit çesit bavullarla. Kimimiz köylerden kentlere doğnı sırtlarda yırtık yorganlarla . Işimiz vardır ys da yoktur, klmse kansmaz buna. Açsak da toksak da umurunda degildir kimaenin. Işimiz rücümüz yokmus, kime tasa, kime dert! tster köse basında relip çeçeni durdurar para istersin, ister nfacık çocu^unu dizine yatırıp Beyoglu kaldırımlarına serilirsin. Ne bakan olur, ne de bir sey diyen! Tufka yürekliler birer yirmişeblik atar gider bakmadan... Evrt, tutsak yoktur Türkiye'de. Anayasa çizmis insan hakl»nnı. Oy verirtz hepimiz. Politikacıları nrtlarıs hepirniz. Maclara kosar, dertlerimizi onutmanın yolunu bulnraz hepimiz. Şarkılar, türkfiler, Mürenii Şorayiı filmler hep bizim. Takunyalı gazeteciler, politikacılar hep bizim. Okula gitmemek özsürlüiü kimin? O da bizim! Vlnsca yandan çofumuz okuma yazma öğrenmek gibi bir a|ır vükten kurtulmusuz, az sey mi? «Bir lokma bir hırka» felsefesi kimin. bizim. Ah, bir de Şüle hanımın özledikleri gerçekleşse, o zaman tam özgür olacağız. Halifesi, padisahı, seriatı, bilmrm nesiyie.. Böylesine bir özgürlükte, böylesine serbest bir ülkede sen tut tutsaklıktan söz aç!. Bu yözdcn bağırmıslar: «Türkiye'de tutsaklık yoktur» diye. Kimler mi? AP milletvekilleri tabii.CHP li Tılmaz «ekonomik tatsaklık'tan söz etmiş de bu yüzden. Türkiye'de nüfnsun yiizde 71 i köyde yaşarmıs, Türk köylüsünün yüzde 15 inin tapulu toprağı varmıs, yani her üç köylüden biri topraksızmış. Mış, mış mış!.. «Bu topraksızlar ırçattır, ameledir. Tani Ekonomik tutsaktır» demiş CHP li .. Fırlamış özgür bir AP li «Yok öyle sey» demiş. Baska biri de anlamamış «Ekonomik tutsaklığın» ne biçim sev olduğunu! Başkan neyse açıklamış, «Ekonomik tntsak, iktisadi esir demektir» demis. Yetmezmiş gibi CHP li Yılmaz bir buçuk milvon konutta helâ dive bir sey bnlonmadığını, her köylü kadına bes buçuk çocuk dfistüğünü de eklemis sözlerine. Bunlara bir itiraz eden çıkmamıs olmalı! Çocuk doğurraak özgürlügü var, ister helâya gidersin. ister dağ basına. kim ne karışır! AP liler, köylü özgürlüklerini böylesine güzel belirten sözlere karşı çıkaraamıs olmalılar! Ekonomik tutsaklık, yıfınlar bilinçsiz kaldıgı sürece, halkçı bir eğitimin kosulları ysratılmadığı sürece, Anayasa'nın gerekleri yerine getirilmediği sürece kalkmaz ortadan... özgürlük diye, yoksul, aç, cahil. bilinçsiz, tutsak kalmayı anlayan politikacılarımız oldukça!.. Bir yanda milyonlan parti gücüylc, es dost akraba yardımıvla cebe atma özgürlügü, bir yanda issiz, parasız, topraksız. evsiz. helâsız, bakımsız, sağlıksız, şusuz busuz kalma «Ozgürlügâ»... Yok, tutsaklık yok ülkemizde! Gazetede şöyle bir haber: Hacı Ali Demirel bilmem ne Bankasından 8 milyon lira kredi almıs . Nerde tutsaklık, nerde, soranm. Hacı Ali bey de köylü de|il mi? O evsiz, barksız, helâsız, topraksız köylülerimiz onu örnek alsınlar iste... Tutsaklık, esirlik masalları böyle gerçeklerin varunda balon gibi sönmez de ne olur! llklcıy Aklıııl [ALLEYRAND, ikItidarda kim olursa olsun hepsinin vazgeçilmez bir kişisi sayardı kendisini. tktidarlar onu kendi emirlerinde kullanırlardı. Ama dün kü ' efendi Napolyon, sonraki 18. Louis imiş. Olsun, efendilerin hizmetinde olmak, efendilerinden haksız tekmeler yeraek işini bilir kişinin baş niteliğidir. 1804 de Napolvon'OD PoHs Bakanıdır. Beşinci kez bağlılık vemini eder. tlk vemini kırallığa, ikincisi Cumhuriyete, &çünrüsü direktuvara, dördüncüsü konsiillüğe, besincisi imparatora. Saçı da, teni de deği$ir kişinin elbet. Fouche ise saçı, teni değişmeden kisilik değiştiren «l'stanın ustası» bir politika adanu.» Yukandaki ikl paragrafı sayın sanatçı Oktay AkbBi'ın bu sayfada çıkan yazısından aldım. Bırincisinde ıhtılâlde, dııektuvarda, konsüllükte, imparatorlukta. kırallikta koltuğunu yitirmemiş olan Napolyon'un Djşişleri Bakanı Talleyrand'ı tanıtıyor sayın yazar. tktncl yazısında ise, birkaç yıl ara ile papaz okulu öğretmeni, Idlise vağmacısı, komünist ihtilâlci. parti babası, Otranto Dükü ve Napolyon'un Polıs Bakanı olmus Fouche'yı anlatıyor. Yazıyı okuyunca belleglmt vokladım. Çok yanlı oynayan yönsüzler. eletek öpmekten solucanîaşmış iskeletslzler, dört dörtiük kare gibi oturmamış bılya yaratılışlı hacıyatmazlar geçti gözlerimin önünden. Dü»unce ve eylem tutarlığı olmayan dengesizler, konulduğu kabm şeklinl alan renksizler, üfleyen ağıza göre ses veren kamışlar geldi usuma. Bizim Talleyrandlar bizim Foucheler devrlmd olan İkl zavsllı eyyâmcı kıymık gibi oturdu beynime. 1931'de «Tfirkiye'deki onfus kütüklerindeki softa ve mürtecinin yeşil kanını knrutacaksm» dıyen, şimdiyse yesü kanı ıcurjtuıacaklar arasında boy verenler var dahası. Fouche'den asagı kalmayan, Talleyrand taslaklan csrit atıyor yurtta. Her bakanhkta bir çoklannı siz de İMörlayacaksınız. Erhan G. ERDEMİR (öğretmen Rize) Savaş. Bu öyle bir savaş ki, yanlardan bırisl hergün taze güçıer ahrken, diğeri \&<fi\t verder) hiçbir güç almaz. Plânını nazırlayan ögretmen, oephede cöğüsen bğretmen, en büyük Küç kayn»ğı yine ögretmendir. Ama bu cephe bir gün bozguna uğrasa, o zaman sakın cephedekıleri s o rumlu tutmayın. tır. Kıyalet devnmleri de onu medenî bir İnsan yapamamıştır. Yine Anadoluda kadın. bugün hâlâ cahil, tüm dünyayı kendi köytinden ibaret bilir blr durumdadır. Eğitim kanunlan da onu modern bir insan yapamamıştır. O halde kadmı, gerçekten kadm yapacak kanunlar raftan inmediğine göre, ild kadmı, bir erkeke eş t u t a n, naöğretmeni Bakanük örgütü mahrem düsüncesiyle onun dilntutmaz, TBMM'deln ögretmen o yasmı peçenin. çarşafın lçine sılan ve olmayan Uyeler de tut kıştıran efendisinin kafasına inmaz. Siz bakmaym Sayın Yazar mek gereKir. Bu inisln batı tlpinCihat Baban'ın öyle duygulu, do dekl örgütler vasıtasıyla olması kunaklı yazdığına, kendisi de tut yolu yanlıştır. Çünkü tslamiyet maz. Çünkü daha dün, o da Mil öncesl, HanHatun esltUğinl îslet Mecüsinde ıdi. Bu coşkulu lâmiy'et sonrası, Arap törelerisözlerini kürsüden d'iymadık, nin etklsiyle kaybetmlslKİlr. Şu ögretmenlerle îlgili tekliflerinl halde ilk iş: bu törelert kendigazetelerde okumadık. Parlâmen mize özgü bir anlayışla yıkmaktodaki öğretmenler. particilikletır. Yok şayet bir batılı görtirinden bir an sıvniap bir araya şüyle hareket edersek. henüz gelebilseler, herhalde rneslegin o kültür düzeyine gelmediğimiz kaderi biraz olsun deglsebiUr. için, bugün olduğu gibi çabalaBugün ögretmen, verdiği ders nmız yüzeyde kalacaktır. karşüıgmda alacagı olan Uçbeş kuruşluk ücretini alamaz. Müfettiş vazkış demeden, dag, baSonuç yır asarak yagmur, kar altmda, ADTNI ikincl sınıf vatandas yaya yapıldak gezerek, yaşamını gören efendisinin kafasına tehlıkeye koyarak »^jrev yapar, bunun için çoluğunun, çocuğuinanan yolda karşılaşacağınun nafakasından keserek har mız ilk engel; teokrasi kalıntüacar, ama yıllardan bert düyuna ndır. Uyanan Kadınlann eylemkalmış yolluk alacagını alamaz. leri ile çıkarlan ters yöne düîstedigi zaman. ıjitmesevdin. göşen efendilerdır. Ona dalma terev yapmasaydın, deuir, sanki peden jakan, her fırsatta kadıgörev yaDmamak elinde imlş gının kendisine muhtaç olduğunu bi.. tlkokul öJtretmenine 100150 ima eden bencil çevrelerdir. lira egitim ödenegi veriîir. Ek Bugün artık şunu kesinlikle ödenek alanlardan bugün 100 lıkabul etmeliyiz ki, kadın bir kura alan başka hangi memur vardır? luçka makinesi degildir. Onu haklı olduğu düzeye çıkartmakSonuç ta devrimci çevrelere büyük iş«4«t ler duşmektedir. ğretmenler bugüne degin Ali BALKIZ hep iri lâflarla, oüyük sözlerTic. Tur. Yük. öğ. Ok. le avutuldu. ögretmenlik ANKARA şöv'« kutsal meslekmis, böyle büyük meslekmis... Eğer Tann eökten yrre ınıo bir meslek seçse idi. öğretmenliğl secermiş... öyle ise halkın o (Büyük Adam> dedigi kışilerin. zenginleBozdoğan eşrafından mer 3 rin, fabrikatörlerin, milvonerlehum Bahtiyar Yalçıne^e'nin 5 rin çocoıkları neden rjgretrr.en eşı, öğretmen Leman Ege, 3 olmazîar? Köylü efendimizin Bezül Yalçmege ve merhu i hizmetine neden onlar da koşme Neriman Burdurluoğlu' mazlar? Siz hiç bunlardan Ananun anneleri, Brtengul Aydolu'nun o ıssız dağ başlannda deniz, Bahttvar EBemen, Ayö£retmenlik yapanlan gördünüz şe GUrsoy, Yıldız ve Azade mü? Burdurluoğlnnun anneannaETEM CTÜK leri, Müh. Necip Burdurlu(tlköğretim Müf. • Kırklareli) oğlu'nun kavmvalidesi, Dr. < Sadık Aydeniz ve Yılmaz • » Gürsoy'un büyük kavınvali 5 deleri. iyi in^an 5 Hiç unutmam, dörtbes yıl önce Gaziantepli bir vatandaşımıx geceleyin kahvede arkadaşlarıyla sohbet ederken: Uzay yarı^ında Sovyetler Amerıkadan ılerde. . dedigi için karakola jurnal edilmis. aylarca tutuklu kalmıştı. Aradan epey zaman sreçti. Amerikan bilim adamları inatla çalıstılar. VVashineton uzav çalısmalarına milvarlarca dolar vatırdı, ve NASA «eride bıraktı Rusları. . Bövlece Tttrkiye'nin kahvelerinde uzav meselesini konnsan vatandaslarnnız bir tehlikeden kurtnldular. Şimdi Amerika yansı nnde götürdüğünden gerçegi söyleyen kisi. jumal edilemeı, tutnklanama», iskence eörmez. Aferin Amrrikan bilim adamlarma, bizi rahatlattılar. Ne var ki derdimiz bitmis deçil .. Sovyetlerde adam basına düsen millî gelir, Batı Istatistiklerine göre 1000 dolar dolaviarındadır. Ama biz hâlâ Sovyetlerde insanlann nasıl siiründüklerini vazmak zorundavız. Ee*r millivetçilik taslamak istivorsanız, Kuzev komsumuznn esi menendi bulunmaı bir felâketin te»bihlni cektitini sövliyeceksiniz: Oralarda bir cebennem havatı vasanmaktadır; tüm insanlar köledir: ynlmfin binl bir paradır: sefalet ve reıalet alroıs eötürmüstür. Kafamızda «Korkak Yahudi». «Cengâver Arap» simgesi eihi köklesmi» blr .Düşman Mnokof»' simçeri var. Politikacı da alabildiüne somiirüvor bu mirasi.. Karsfiye çıktıSi zaman manealda kfil hırakmıvor. Kompradornn masası oldugu nüfııs kü*ii*iine i*'"r «esrit e»'"'"!» nlan me«»"'r1aT hilr: Karsm ötr yanında insanlar sürünüyorlar.. diye köhne bir politikanın fivakasını sürdürüyor, çalımını atıyor, gününfi gün edivor. Hepsi ivi, hep^i gflzel .. Ama avnı politikacının Moskofiara Törkive'nin kapılarını açıp. ruhlelere evvallah demesine ne anlam verirsiniz? Adalet Partisi iktidannın Rnslarla alı«verisine şövle bİT gSz atmak bizlere ilginç ipuçlan verecektir. Neler alıyonu Komünistierden: 1 336 milyon dolar kredi... 2 Artvin'de levha fabrikası... 3 Dörtyol'da DemirC«lik fabrikası™ 4 lzmir'de petrol rafinerisi .. 5 Sevtfişehir'de Bİimünvum tesislerl... Ve bunlann yanısırm Hopa'da b«Tai. votk» 11e e»m fabrikalan tasarısı da vürürlüSe eirmrk icin durumu kollamaktadır Komprador politikacılan «Topraklanmıza göz dikmıs, Bogazlarımi7a mel'un emellerle el kovmava calismıs hain Mnskof'larla» irlidı«lı bir ticaretin lçine dalmısiardır. Merkez Bankasında Ru^ların emrine para vatırmıstır hu iktidar . Rnslarla dıs ticareti de komprador firmalan idare etmekte. »lıp sattıkça komisvnnn crhe indirmektedirler. Dıs ticaretin vuvarlak rakam vÜ7de ?0'si Sovvetlerledir. Bizim komönizm düsmanı kompraHnriar bu dıs ticaretten gelen avantaUn eebe atmakta, sonra da: Dıs Hcaretin millilestiritmesini tstemek komönizmdlr diye hafırıp. propaganda yapmaktadırlar. Yani komünistlerle dıs ticaret yapıp avantavı eebe atmak millİTetçiliktir; ama bu dıs ticaretin mllUle«tirilrne<iinl istemek komünistliktir. vatan ihanetidir. hfirrivet düsmanlıgıdır. Ne cüzel felsele. ne parlak mantik bu? Simdi biz bu köseden bütün komprador politikacılanna; solculara «Mo^kovaya Mo^kovava» dlye bagtran ümmetçilere: kafası. içinden otomobil. radvo. buzdolabı çıkan deterjan ve tuvalet sabunlanvla vıkanmıs komando. sagcı. mürtecl. sSzde liberal, Amerikancı, MorTİsoncu. Süleymancı. Nnren, ortanın göbekçisi. ve bunlann vamacındakl tüm vatandıslara w»ruvornz: Bu ne biçim hikmettir kl, hem «Komönistier bıtıyor» dîye bajınr, hem de komünlstlerden yardım alını?. Türkün yazarını. çizerinl. eaıetecisinl. sanatçısını. tol fikirleri yüzünden kınarı». tutuklanz: gercek millivetçlieri mah pnshanelere atanz . (Vt evlitlanmızı komflnisttir dive llnetler. fistlerine mürtecileri taldırtın»; canına kıyam gençlerimizin, ve ardından: Komünistin namazı kıhnmas... dlye mnsalla tasında bırakmak isteriz Türkün ölösönü... Sonra da komünîstlere: Ver bana, ver bana... dive f8x kırp»r. S36 milyon dolar kredi alır. teknisvenlerini davet eder. komünistte dıs ticaretin kaymagını somünlr. paralan tsviçre bankalanna yatırınz. Nedir bunun anlaraı? ,Ne oldngunu biz «öyliyelim «evtlll okarterc * • ' • Banun anlamı paradır, paradır, paradır .. Çünkü kompradorların Allah'ı, yeşH renkll banknottur tster komünistten geisin o. ister kapitalistten, Uter Morrison'dan geisin, ister Moskoftan... Var mı para? Paradan haber ver sen! Yeşil renkli banknotu namaz seecadesi edinip, para babasını peygamber, para kasasını da Haceri Esvet bilenlerin iktidan altmda yasıyornı blm... Gitmesin de ne yapsın ••••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••«•••••••••••••••* tlk ikl sayısı tükenen dergl: C Sonuç A bdestsiz namaz kılıp, partiden partiye «Yumuşak ini?» yapan, gemlslni taırtAran kaptan inanısında oy goygoycularını, çirkin politlkacılan düşündunı. Hele hele, Atatürk sağ ıken hızlı devrimci geçinerek sofrasından zıkkımlanan, şimdılerde ise 180 derece dönüşle, emperyalıstlere nikâhli karşı SEVGİLt EŞtM VE BABAMIZ ararnızdan ebediyyen aynlınası dolayısıyla cenaze törenüıe gelen, çelenk gönderen, telgraf, telefon ve bizzat ziyaretle acımıza iştirak eden dost ve akrabalanmıza, ayrıca kıymetll ortağı NEJDET MEREY ve ailesine sonsuz teşekiüı lerimiai sunanz. HASAN UÇAL'ın MÜTEAHHİT VE FABRİKATÖR Eşi: Nezahat Uçal çocuklan: Turay ve Hakkı Uçal (Cumhuriyet: 279) ihat Baban'm Cumhuriyet'te çıkan «Gene de Gitme» başlıklı duygulu vansını dıkkatle okudum. Yazar, '«retmenlerin Almanya'ya iççl olarak pitme nedenlerini inceleyen, buna hak da verdiği halde. «Gene de gitme» diye seslenen yazısını şöyle bitirmektedtr: «Biz Cumhuriyefin kurulusu gününden bugüne kadar, son beş yıl içinde açüan tmam Hatip Okulu kadar lise acamadık. Gericilik teskilâtıvla, r>arasıyla, üniformasıyla, târikativle, gaaeteleri ile bir silindir Rİbi üzerimize doğru yürümektedir. Sen de bizi bırakıp gidersen bnrçlarımız teker teker düser. Almanva'ya Ridip çocuklarmın istıkbalini kurtaraeaeına Kohilay%'n >anında nöbet tutarak tüm halkımızın yaşama gücünü arttır.» Evet, öKretmenler kenlilerini düşünmediklerl gibi, çocuklannın geleceğini de düşünmesınler, birer birer keUelerini versinler Peki. sonra ne olacak? Ya bır gün sayılan ıtikenirse?.. Benim bu konuda anlamadığım bır nokta var: öğretmenler bu devrimleri daha ne degin ya'.n.z, tek başlanna savunacaklar? Bıldiğime gbre, bir kaıe şavaş içinde, utku (zafer) kazanılmcayadek saranulur. Ondan sonra bu iş de biter. öğretmerün çilesi gibi savaşı da bitmevecek mi? Cephede çarpışanlar erlerdır ama, onları yöneten Komutanlar, plânlannı hazırlayan kurmaylar ve arkalarmda da her yönden destekleyen halk vardır. Savaşçılar bu" desteklerini yitirdikleri gün, cephe düşer Örneğin, Kurtulus Savaşı'mızda Ordu'rîun başında Mustafa Kemal, arkasında da Türk halkı vardı. 3u ikı buyük güçle kazaralmıştır Ulusal YENİ EDEBİYAT Yüın edebiyat olayını sunuyors AÇIK OTÜRÜM EDEBİYAT 1969 Ayrıca bu sayıda: Oktay Akbal, Tahlr Alangu, Mustafa Baydar, Fakir Baykurt, Cevat Çapan, Naci Çelik, Isaap Deiıtscher, Hasan Ali Ediz. Metin Eloğlu, Konur Ertop, Andre Gide, Nedim Gürsel, Dogan Hızlan, Selim tleri, Rauf Mutluay, Aziz Nesin, Yvcs Perez. Seferis. Mehmet Seyda, Cemal Süreya, Oktay Tuncer, nilml Yavuz. K l ALTIN KİTAPLAR YAYINEVI İstanbui dağıtımı: Ferhan BOZKURT Cumhuriyet 253 Ö TEŞEKKUR Kıymetli varlıgımız TEŞEKKÜR \ AHMET FAZIL DEMİRMAN'ın vefatı dolayısıyle cenaze törenıne featüan, çelenk gönderen, telgraf ve telefonla veya bizzat evimize gelerek acımızı paylaşan dost, arkadaş ve akrabalanmıza teşekkürlerimizi arzederiz. ÇOCUKLARI Radar Reklâm: 21/272 Kadın hakları Çok Acı Bir Kayıp Dul Bayan Estrea Bardavıd, Bay ve Bayan Mordo Berker ve kızı. Bay ve Bayan Süleyman Bardavid ve kızları, Bay İbrahım Bardavid, oğlu ve ağabeyleri olan Operatör Jinekolog •••••••«••••••a» :::::::::::::::: * •*••••••••>••••• „ ,, V ' J Nimbiis f.«••••« • •••• • ^«••••••••••••••••••••a•••••••••••«••••••••••••••••••«•••••« r•••••••••••••••••••••••••••••••••*••••••••••••••••••«•••*•• ««•••••••••••••••••••••••••••••a••••••••••••••••••«•••••••*§ K ADIN Haklan konusundakı Sayın Beria Onger'ın yazısı, kadın haklarmm tümüyle sahiplerine verilebilmesini, devrlmsel oluşum ve bazı toplumsal sorunlanmızm çözümü şartma bağlıyor. Gerçekten öazı sonınlanmızm çözümü. temel olan bir diğer sorunun çözümüne bağlıdır. Örneğin. kadının toplumsal hayata katkısını gerçekleştirebümek İçin, teokratilc toplum düzenini yıkmak gerekir. Biz bugün bu düzeni yıktığırrazı zannediyoruz. Oysa Anadolu'nun çok yerlerinde kadın b&lft bir meta gibi satılmaktadır. Meden! Kanunlar jna, meden! haklan götürememiştir. Yine bugün Ana dolu'da kadın hala çarşafın. peçenin içinde çagdışı bir yaratık Şadiye Yalçmege'nin 5 vefatı dolayısıyle, teıefonla, 3 telgrafla, mektupla veya biz 3 zat geleıek tRnvetlenJe bu!u 3 nan akraba. dost ve tamdık 3 lara, teşekkürü borç bili 3 riz. J AİLESt 3 (Cumhuriyet: 259) JOZEF BARDAVİD tutuldugu amansız hastalıktan kurtulamıyarak 6/1/1970 tarihinde genç yaşmda vefat etmiştır. Cenaze merasiminin bugün 7/1/1970 Çarşamba günü saat 12.30 da Büyük Hendek Neve Şalom Sınagogunda yapılacağı teessürle bildirüır. Telefon değişikliği Dr. SALtH POZOĞLU"nun Muayenehane yeni tel. No.su 45 16 70 dir. (Duyurma: 165) 266 İlâncıllk: 6117278