26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA: İKÎ ~ Cumhuriyet 4 Ocak 1970 Alphons abanmn j ölümünden 'sonra annesinden kıral olarak doğan 13. A l f o n s , 1906 senesi ma< yısınm 31 inci günü Macar Prensesi Ena öjeni lle evlendi. Kıral arabası arkasıntfa muntazam bir alayla yenl evlileri saraya götürürken evlerin balkonlarmdan demet demet çiçekler yağıyordu. Atılan buketlerden birinin içinde bir bomba patladı. Arabacı ve 23 kişi öldü, 99 kişi de yaralandı. Araba parça parça olduğu halde kıralla kıraliçenin kılına larar gelmedi. llk günlerinde böyle kötü lıaslayan bu lzdivaçtan tfoğan birinci çocuk Prens Des Austuries çok zayıf ve hemofili hastası idi. Ikinci çocukları Don Jaime sağır ve dilsizdi. Eger kıralhk tahtı bu hale gelmeseydi, Alfons'tan sonra yerine üçüncü çocuklan Don Juan geçecektl. Ama Alfons, Ispanya'yı terk edip Parls'e yerleştiği günden ölünceye kadar hep Ispanya'ya dönmegi ve günün birinde oğlunu kıral olarak görmeği hayal etmiştir. B YARENLIK Eltf NACİ Tarihten o Kutsal aile NNE kucağmdakl bebeğin açık kalmış ağzına bir üzüm tanesi tıktı ve «Babandan iyi mi bileceksin tarihi!» dedi oğluna. Baba, «Otuz yıldır bu vatan eTİâtlarına tarihi ben anlatıyorum, ben...» diye halıya bir tekme vurdu. Oğul, babanın tekme tndiren ayağına baktı, «Tüm dünya yanhş belletir tarihi halkına,» dedi: kendini beğenmiş bir sesti oğul. Baba, «Doğrusunu kim lıiliyor öyleyse sizler mi?» diye öteki ayağını vurdu halıya, terliği fırladı: «Bizler öğrenmeye başladık, sizlerinse yapacak bir şeyiniz kalmadı» dedi; küçük gören bir ses, masanın üzerindeki gazeteyi çekip okumaya koyuldu, oğul. Somyada kımıltısız yatan kafa nirıenındi: «Padişahımız ikin di divanından sonra Kelfratl'a dönmüştü. Sava, Belgrad'tan 20 saat sürerdi... Spacva .. Moravik Palankası...» dediği de işitildi. Ana, «Her gece yapmasanız ki bu tartışmayı ?» dedi ve bebeğin açık duran ağzına bir üzüm tanesi daha tıktı. Oğulun ön dişleri kırıktı: «Ninenin hildikleri daha doğrudur» diye kumral ve sejTek bıyıklannı aşağı çekti. Odanın içinde bir boydan öbür boya konsol denlı gidıp gelen baba, yer yer aşınmış Demirci halısının yeni kalmış bir parçasma basınca durdu ve «Tarih sadece yasanılan değlldir, halka herşey anlatümaz» dedi ve bebeğm önüne geldiğinde işaret parmağını ikinci boğumuna dek, açık duran ağza soktu çıkardı. Oğul gazeteyi masaya sürdü ve bacak bacak üstüne atıp ilk kez gbrüyormuşçasına babasına baktı. Bu sırada mne çok içten yuvarlak bir «OF» çıka'rdı. Baba, ana, bebek nineye baktılar, ntne hıçbır çeye bakmadı, oğul babaya baktı.. Ana, bebeği oğulun kucagına koyarken «Otur ki azcık ağabeyin kucagına» dedi. Oğul: «Halka her şeyi olduğu biçimde anlatmamak bir ihanettir» dedi. Nıne: «Göbeğimi yitirdim, bir şişe».diye sızıldandı. Ana dışan çıktı ve boş bir rakı şişesıyle dbndil. Baba, «Çok mu ağrıa var ana?» diye sordu. Nine, «Anadolu beylerbeyi ve« zir Daltaban Mustafa paşa serasker tayin edildil» diye yanıtladı. Bu konuyu ninenin yeniden açmasından kuşkulanan baba, haunın Uzerinde uzayan bir A Yazan: gül yaprağına basıp dikildi baş ucunda ninenin ve «Neren ağrıyor ana?» diye bağırdı. Nine, «Ölücem mi, oğul?» diyo yakardı. Baba, pusuda bekleyen zaürn oguldan kendisini kurtaran anasına, gözleri dolarak, «Allah saklasuı ana, Allah seni bizim başunızdan eksik etmesin» dedi, ardından oğluna dönüp gülümsedi: «Neler geliyor akluıa bak ninenin?» Oğuz gözlerini, uzerinde iriîi ufaklı kuşların uçtugu perdeye dikti. Perde tığla örülmüstü Ana su şişesini nineye uzatti, ninenin kavruk eli, yorganı gıcııdatarak araladı, şişeye uzandı ve içeri çektı, başuu bu yana bebeğe doğru çevirdi. Ninenin kırpıkleri yoktu, dört iri çukur, gözlerinin ve avurtlarının yerine ovulmuştu, küçücük burnunun iki yanında dönenen kıv Leylâ ERBİL ni yorganın altma soktu, «îşt« burda» dedi ardından. «Berhudar ol kızım!» dedi nine. Oğul, •Ya Moravik Palankası nine?» diye sordu. Nine dedi ki: «Moravik Palankasını da fethettik, Moravik Palankası ki, yapılmıştı taş, tuğla ve kiremitle. 5 kule, 2 asma kapı, 500 haydutla savunulurdu... Palanka zındanından kurtanlan 15 erkek, 5 kadın müslüman... ben...» derin bir soluk aldı. Baba, ninenin oynaşıp duran anaforuna bakıp, «îorma onu?» dedi oğula, sonra kanapeye oturdu, demin oğulun okuduğu gazeteyi açtı. Nine : «13 üncü çarşamba günü Niş, 14 üncü perşembe günü Musa Paşa Palankası, 16 cumartesi Halkalı Pınar menzili, o pün yagmurla karışık kar yağıyor, çok üşüvorum» dedi. Baba : «Allahın iosanlan birbU Popa ile sonatkfir Snesansm dev sanatkârlarından Mikelancelo geçimsiz bir adam, Papa îkinci Jül de hasin ve sinirli bir ihtiyardı. Günün birinde Papa, bastonu ile Mikelancelo'ya vuracak kadar ileri gitti ve aralarıntfaki sevgi bağlan da birden çözulüverdi. Mikelancelo, Roma'yı ve atelyesini terk ederek Floransa'ya gitti. Burada Osmanh padişahı îkinci Bayezit'in bir teklifi geldi. Bayezit, ona, Galata ile Eminönü arasında bir tas köprü yaptırmak istiyordu. Mikelancelo, yol hazırhklarma başladı. Bunu haber alan Floransa hükumet başkanı Sooderini, lanatkârın evine kadar jlr vakltler gelerek Papa'nın hışmına uğraıBalkanlarmamak için bu seyahatten vazda operet geçmesini tavsiye ettl. Mikelanüniformalı bir celo b u tavsiyeyi söyle cevapArnavut Kıralandırdı : h Zogo vardı. Hakkmda ya Papanın yanına gitmektenzılan kitaplarda onu Holivut' g« Büyük Bayezit'in yanına un «sihirli efsnncusu» Adolphe giderim ve Türkler beni PaMenjou'ya benzetirler. Kendipa'ya karjı müdafaa etmesini sini mütenekkiren Istanbul'a •izden lyi bflirler. geldiğî zaman tammıştım. «Türk ve tslâm Eserleri MfizeNihayet Papa ile Mikelancesi» Müdür Yardımcılığına yelo barıştılar, sanatkâr Roma'ya ni tâyin edildiğim günlerde idi. döncfü, Papa'nın önünde diz Medreseden yetişme müdürüçöktü, af diledi. müz ile misafirleri beraber karşüadık. Yanında Kıraliçe GePapa Bekledln ki biz senin raldin, ve Kıralın kız kardeşleayafına gelelim... dediği sırada ri de vardı. Müzeyi gezdirip kardinallerden birl sanatkârı onlan uğurlacîıktan »onra MüPapa'nın gazabından korumak dür bana : mtksadıyla öne atılarak : Mnavin bey yanhş bir lş Mnkaddeı peder! dedi. Bn yaptın, dedı. Meğer kendisi Zoaanatk&nn İMrdlŞİ günahı onun go'nun elini opmuş, Geraldin'in cahilllgine bağışla, knsnruna elini sıkmış. Bense bunun terbakms. sini yapmışım. Pap» hiddetle kardinalin üzeZogo'nun doğumundan (1895) birçok sene evvel Arnavutluk, rine yürüyerek haykırdı : Türkiyenin himayesi altında Bir sanatkSra benim söyidi. Burada valilik yapan bir Osmanlı paşası kendisiyle evleme|e cesaret edemeditim bir lenecek kızları çırılçıplak sokabalıfı sen nasıl söylersin? yarak önünden geçirmiş. Buna Asıl c»hil sensin. Defol, yıkıl bir diyeceğimiz yok. Herifçi karfimdan!.. oğlu yapar mı yapar. Ama bunu kaydederken müellif : «Bn, Hirmetkarlar ltekaka kareski bir Türk âdetidir» deyince dinali dışan attılar ve Papa tepem attı. Bana kalırsa bunda garezkârhk buram buram Mikelancelo'yu yanına oturtatütmektedir. rak sırtını okşamağa başladı. R # B ğınla kapıyı iterek çıktı gitti. Babanın yüzüne tükrükleri saçılmıştı oğul'un, baba elinin tersiyle yüzünü sıvazlayıp oğulun çıktığı kapıya dikti gözlerini, kapı çıralı çam üğacuıdan yapılmıştı. Türkiye'de bu ağaçtan çoktur, Kastamonuda agaç kesicileri 4 lira yevrniye alırlar. Atatürk kılık devrimini 1925 de yapmışbr ve ilk olarak, Kastamonu vilâyet konağuıuı önünde toplaşmış olan halka, başındaki şapkayı çıkanp göstenniştir: «Bu serpuşa sapka derlerj» Ha!k Atatürk'ün ince uzun, güzel beyaz parmaklarının arasuıdaki kara lötr'e, ya da beyaz panama'ya batanıştır, ardından biribirlerine baKmıştır, ardından gene Atatürk'e bakrmşür, vilâyet konağınuı berisinden mor bir kuş havalanmış çam dalına konmuştur. ardından kapıdan çekip kansuıa baktı, «Nasıl kaçırdım oğulu gördün mü?» demedı. Nine: «Buldun Biyografi 0 1931 tstanbul doğumludur. İlk, OTta ve liseyi tstanbul'da okuduktan sonra, Edebiyat Fakültesinde öğrenim görmüştür. 1954'den bu yana çeşitli yerlerde sekreter çevirici olarak çalışmıştır. Evlidir ve bir çocuğu vardır. «Dost», «Yeni Ufuklar», «Papirüs». «Yeni Dergi» gibi der gilerde hikâye ve düzyazılan yavuılanmıştır. tlk kitabı «Hallaç» m ve biçimde başkaldıncı nitelikler taşıyor. Son kitabı «Gecede» de Türk hikâyesinde ilk kez belgeselliği denemiştir. Son hikâyelerinde uyuşturucu olmak tan kaçan bir tarih anlayışıjia de\Tİmci özü dile getirmek istemektedir. İskambil kâğılları skambü kâ| ğıüan birbirl üzerine teslrler yaparmış. Meselâ şu a c a 1 p bulduğum b l l g i y i , eski bir kltaptan buraya aşınyorum: «Kupanın sekizlisl, lspatlnin sekizlisinin yanında lse mesut bir evlenmeye lşarettlr. Karonun onlusu maçamn yanında ise gecikmeğe delâlet eder. Karonun onlusu kupanın sekizllsinın yanında ise seyahati, karonun onlusu ispatinin sekizlisinin yanında ise âşıkâne bir geziyi göstermektedir. Maçanın yedilisi karonun sekizUsi Ue beraber duruyorsa tehlikeli bir görüşmeyi haber verir. Dört sekizlinın yan yana gelmesi taşınmağa, üç dokuzlunun bir araya gelmesi kavga ve anlaşmamazlığa delâlet eder. Eğer 4 bey, 4 papas, 4 onlu yirmlbir kâğıt arasında ise büyük bir muvaffakiyetı müjdeliyor demektir. 4 kız bir araya gelince dedüoduyu göstermektedir. i nmlar, çenede bir anafor yapıp ağıza doluşuyordu. Yorganın şurasının burasııun knbarmasından ninenin şiseyi içerde dolaştırdığı anlaşıhyordu. Nmenin alnuıdan boşalan ter çukurlara dolmaya başladı. Ana, «Ver ben bulayun» dedi ve eli riyle savması ohnasaydı yer yüzünün düzeni bozulurdu. (Bakara, Kur'an II, 251.)» dedi. Oğul ayağa fealktı, çelimsiz, gökgöz «Tann zalim balklan doğru yola eriştirmez. (En'am, Kur'an V, 45.)» dedi ve bıyıklarını ağzının ıçine sokup, aya kılı durduğu şişeye ninenin »• lini dokundurdu, «tşte gördün mü?» dedi. «Gördüm, buldum, bildim» dedi nine, «Cebeciler kethüdast Mustafa ağayı Cebecibaşılığa, Cebecibaşı Abdurrahman paşayı Sakız muhafızlığına, Tamışvardan ayrılmış bulunan DeU ömer Paşayı Mi. dilli muhafızlığuıa, Midilli'den ayrılan Bahri Mehmet Paşajı Kıbrıs valiüğine tayin ettim..» dedı ve uyudu, Ana, yorganın altuıdan şışeyi çekti ve dışarıya götürdü. Baba ananın çıktığı bu çıralı çamdan yapılma kapıya yeniden baktı Kastamonuda en çok frengi ve hızmetçi yetişir Ana çıkar çıkmaz bebek yere attı kendini, daha doğrusu kendi mi attı ba(Kesim: A. ARAD) ba mı ıttı kucağından bilmedı ama düstüğü yerden bağırdığı işitildi: «Baba bana Viyasa neden göstermedin bana?» nayı kuşat, baba bana Eflak diye sordu anaya. Ana, bebeği Buğdan beyliklerini, Bosna ve babanın kucagına koydu, baba Hersek'i al, baba bana Kırım'ı, açık duran ağza orta parmağını üçuncu boğumuna dek so Kıbrıs'ı, tran'ı ve Irak'ı al, ba» ba bana taaaaaa Asyanın orta> kup çıkardı. Ana ninenm yorsından kopup geldiğimiz o yerganını kadırdı, ninenm govdesi lere gideceğim bir at al!» yatağın içinde yoktu, başın ta • • 1 2 3 4 5 6 78 Sl DELİ 1 Bekâr yaşayıp maaşıru biriktirerek topladığı nadide kitaplarla Fatih'teki Feyzullah Efendi Medresesini, Millet KUtüphanesi haline getirmiş ve A A • A • A AK • AL AS hayattayken oranm Hafızı Kü. BA BA . BA'BAN • BAT • tüplüğünU yapmış, klUp hashesabına Bt • B Ü M • D A • Dl GA tası bir zat; Başkası üzülme; Türklerin anayurdu taGAY Î R î l . t M . İ S K A savvur edilen hayal Ulke. KA KAS • KAS • K E KI 2 ö n aoı Knut olan NorLET • > U K • M A K Mİ . Mt veçli bir edip; TERSİ patronM U R • NA • NA • NİK . RA • ların işyerlerini kapatması; üç direkli yelken gemilerinde arka RAT . RET Rt SA • SA • direk. TAR • TE V E T • ZA ZAN . 3 Bir ha>\an sesi; îlk adı J. A. Dominique olan kadm üZİL. zerindeki şaheserleri ile büyük Gördtiğünüz dağınık heceleri, bir Fransız ressamı; Bolivya'aşağıdaki sorularm karşılığı bir nın başkenti; Çamaşıra sinen kerede kullamp numaralı çiz nahoş nesne. gilere yazıraz. Meydana gelecek 4 TERSt sağlam mânasıkelimelerin sıra ile yukardan na; TERSİ operada tek kişüıin aşağıya tKİNCl ve BEŞ1NCİ okuduğu dramatik parça; Esharflerini okuduğunuzda, hekim kiden kağıtlan düzgünlerdi; ve düşünür Albert Schweitzer' Ev mânasına. in güzel Mr sözünü bulacaksı5 Bir ilimlz; tlk adı Annız. ton Van olan ve hoca bir Hol1 Akdeniz'de, Balearlar' landalı ressam; Gelibolu Yadan bir ada. 2 Eskiden Ja rımadasma bakan körfez. 6 Namluda bulunur; TERpon İmparatoru. 3 Ağn dağınm öteki adı. 4 Küçük se Sİ asıl adı Haydar Reis ve vimli şey. 5 Mersin'in ilçe kendisi denizci olup deniz sasi. 6 En az. 7 Küçtik şe vaşlannı manzum yazmış, port hir. 8 Ebeveyn. 9 Rume reler yapmış bir minyatürcümü li'de delikanlı. 10 î ç sıkın zün namı; Bacaklan dar arka tısı. 11 Bir kuş. 12 Fo kısmı bol bir pantolon. 7 Suçu bağışlama; Yemin; toğraf defteri. 13 Azimli çalışma. 14 Yaslanmak. 15 llk adı Vicki olan Amerika'da Hor görülme. 16 Bir akar ünü artmış Avusturyalı bir kasu. 17 Bir yel. Bile bile. 19 dın romancı (Beriin Oteli...). 8 İik adı Pablo olan Pa Bir peygamber (üç harf). ganmi'den sonra bir virtuoz ve 1 ' besteci Ispanyol; TERSİ Bübölge; 2 yük Sahradaki dağlık TERSİ güç; Milli oyunlarımız3 dan. 9 4. Murad'uı başhekimi ve müsahibi, 700 sayfalık ilmi 3 • eseri Olan Çelebi'nin ön adı; 17. 6 • asır İspanyasmın büyük bir res 6 • samı; Eskiden Anadolu'da bir 7esnaf lonca kuruluşu. 8 10 Müteferrika'nın ilk bastıklarından, Cevheri'nin Sihah 9 • lugatmın mütercimi Mehmet 10 Efendi'nin lâkabı ve lugatın a11 dı; Kanunî'nin damadı ve sad12 razamı Frenk tbrahim Paşa'nın lâkabı; TERSİ itaatkâr. 13 14 15 16 17 İP. 19 Hece Bulmacası SOLDANSAĞA: Muhafazakârlık Reklâmın böy/esı Las Vegas'ta gece lokall tşleten açıkgözlerden bıri, büyük reklâm kampanyaları yapma kül fetine katlanmaksızın müşteri sayısını arttırmak ıçın duşünmüş, taşınmış mukemmel bir çare bulmuş. Lokalde her ?ece çeşitli numaralar yapılıyor, iki numara arasındaki boşlukta da evlenmeğe karar veren genç bir çiftin nikâhı kıyüıyor. Şımdi herkes, o lokalde bu gece kim evlenecek acaba diye merak ediyor ve gazinoya koşuyormuş. Patronun tek fedakârlığı torenden sonra geline, damacia ve orada hazır bulunan hısun akrabaya bedava şampanya ikram etmekten ibaret. Ingiltera Ulaştırma Bakanlığının dogrudan doğruya genç kızlara hitaben yaptığı bir dujuruda, bundan böyle sevgililerine, ya da nişanlılarına yazacakları mektuplan pembe ve benzeri renkteki zarflara koymamalan rica edilmektedir. Sebep bunları alan memurların, sonra da dağıtan müvezzilerin içindeki âşıkane lâfları düşünerek etkilenmesi ve zor duruma düşmesiymiş. ö m e k olarak da Southampton'daki bir memurun ^1 yaşmdaki Deirdre Mansell'e ait kırmızı renkte ve mis kokulu bir zarfı kabul etmemesi gösterilmektedir. Uzun tartışmalardan sonra kızcağız Avustralya'daki nişanlısuıa yazdığı mektubu ancak normal bir zarfa koymak suretiyle kabul ettirebılmış. Zorunluk Ingiltere'ye bağh Titchfield" de yaşayan Roy SkifJ emekli bir denizci. Elli yaşında. Evli barklı bir adam. Fakat yalnız gündüzleri evde kalabıliyor. Gecelerini kaynanasuıuı evinde geçirmek zorunda. Çünkü bıuıca yıllık kansı aşın derecede hay van merakhsı. Bir köpeğı i'.e yirmi bir kedisim gecelen koynuna aldığı için, karyolada erkeğe yer kalmıyormuş. nın Uçüncü adası Borneo'da tngiliz himayesinde bir bölge; TERSÎ kimyada brom. 12 TERSİ bir balık; Pervane; Lepanto'da (tnebahtı) gemisini, rampa eden iki Venedik kalyonuna teslim etmemek için ateşe vererek düşman gemisiyle leventleriyle yanarak şehit olan Türk kaptam REtS. 13 Timur'un torunu Uluğ Bey'e hizmet etmiş ondan ders almış Fatihten iltifat görerek Istanbula celbedilmiş Semerkantlı ünMi âlim ve astronom; Bir devletin irade ve idaresi altındaki kişi; tstek mâ nasuıa. 14 Gemi (Eski dü); TERSİ P. Merimee'nin eseri ve Bizet'nin operası olan eser; TERSİ kimyada klor; TERSİ Tanrıya inanış ve bağlamş yollan. YUKARDAN AŞAGIYA: 1 Türkistan'daki doğum ye rine mensubiyeti lftkabı olup tasavvulun ilk büytik temsilcl si, kurucusu, yayıcısı, şairi, asırlar boyu süregelen bir sistemin düşünürü bir Türk; Bir kürk hayvanı. 2 Eskiden şiirlere lsmi bilinmeyen mânasına atılan imza; Batı müziğinde bir eserin sevimli, cana yakın çaluıacağını anlatan tabir. 3 TERSİ bir nota; Hiç sebep yokken Fransız, Ingiliz, Rus donanmasının Mora'da bir limanda Osmanlı donanmasma verdiği baskının ve savaşın adı; TERSİ bir Avrupalı. 4 Notada duraklama işareti; TERSİ kimyada bizmut; İki şeyi birbirinden ayıran pzellik; TERSİ yapma. 5 12. asırda eski Göktürk kitabelerinin adı. 6 Tuna'nm Avusturya'dan gelen kolu; Gemicilikte yelkenleri rüzgâra vererek seyretme; TERSİ vilâyet; TERSİ benzer. 7 Afrika'da bir devlet; Kılıç Ali Paşa'ya verilen ünvan. 8 Buhurizade Mustafa nam musiki üstadımızın şiirlerindeki mahlâsı ve sanat adı; İşçilerin işyerlerini terketmeleri; TER mut; Rainer Marie ön adı ile hassas içli Iıayal gücü zengin bir Alman şairi; TERSİ dünya 11 JTERSİ kimyada biz Bulmacalarm yarınki çözümü CUMHURİYET'te Sİ bltkilerde özsu. 9 Bir îtalyan opera bestecisi; Esere sarfedilen güc. 10 TERSİ Afrika'da bir göl; TERSI bir çeşit yosun; Almanya'da bir şehır. 11 Üâve; Alaturkada bir makam. 12 Osmanlı devrlnde padlşahlann özel muhafızı; TERSI Norveçli büyük mücahit şair ve tiyatro yazan; Kimyada tantal. 13 TERSİ ayın etralmdaki ışık çemberi; Kimyada plâtin; Kanada'nın on eyaletinden bir tanesi. 14 Taşıta parasız binme belgesi; TERSt zihnl akll zayıî Uk. 15 Fransa Ihtilâli'nin en kanlı lideri; Bir nota; Asya'da bir dağ. 16 înce keskin ses; TERSt Davut Peygamberin şür ve ilâhilerinin kitabı; Kjmyada radyum. 17 İhtisas (Yeni dil); Bir rüzgâr; Yerinde, sınıfta bırak ma (Eski dil). 18 TERSt elinden kaza çıkabilen; TERSİ ilkel kavimlerde yasak olan, Kimyada radon. 19 TERSİ bir balık; Alaturkada bir makam; TERSt lpu cu. 20 llâçla sağlanan bayılma hali; Bir Fransız şairi. Isyankâı Oku?a gitmekten, derse çau?maktan ve sadece müsamahasız buyüklennın dedığmı yapmak zorurüuğundan öıuru fenalıklar geçıren Charles Mayeaux adındakı delikanlı (19 yaşında) gunün birmde evden çıkmış, bir daha da donmemış. Ailesi, bırioık evlâtlannı bulmak ıçın sağa sola başvuradursun o, Los Angeles'ten başlamış yürümeğe. Hedefi Calıfornıa. Günlük gıdası da domuz sucuklu sandviçten ibaret N'ıhayet 123 gün sonra V'enice e varmıs, denize girmjş, güzel bir banyo yapmış, oradaki bir akrabasına uğrayarak durumu telefonla eve bıldırmış. Protesto gösterisi Vicdtn hürriyetinin insanlara tanıdığı geniş haklara rağmen, bu konuda suç işledikleri iddiası ile mahkum edilen kiraseler saymakla bitmeyecek kadar çok. Dünyanın neresinde olursa olsun. Bu ^^ tip mağdurları kurtarmağa çalı^^ şan bir de dernek var. Merkezi Londra'da. Geçenlerde, bu derneğin genel sekreteri George Robinson, bir protesto çösterisi için bayvanat bahçesindeki kafeslerden birine çirip burada 48 Bir iddia uzerüıe Londralı saat kaldı. 105 öğrenci aralannda anlaşarak toplu haide hayvanat bahçesine gitmişler, yine toplu halde oradaki kafeslerden birine gırip kapısını kapattırmışlar. Kafesin geniş'Jği 1,98.. Uzunluğu 3,5... Yüksekliği de 1,73. Balık istifi misali içine girenlerin sayısı da 105. Haber yüzdeyüz gerçek... Fotoğraî da bunu ispat ediyor zaten. Olmaı olmaz CINAYET BUtMACASI KAATİL KİM? Kartv'zit Bvlmacası BANU BAR S 9 Kartvizitini gördüğünüz Bayan, Yakup Kadri Karaos. manoglu'nun bir eserine hayrandır. Eserin adı ka harfleri ar&smdadır. abahın saat 8.30 undaki infilâk, civarda panik yaratmışü. Itfaiye evin yakınına gelenleri uzaklaştırmıs, polis de ağır yarahyı hastahaneye kaldırmıştı. Adamın hastahaııede son sözleri: «... gümrükçüler, götüremem.. afyon beni yaktı...» olmuştu. Adamm yurt dışına nakliyat yapan bir şirketin şoförü olduğunu tespit eden Şef, şu anda o şirketin dört ayrı masada dört kişi oturan odasındaydı. Şef, daha önce evde araştırma yapmıştı. Geceden kalma sofrada iki büyük boş rakı şişesi, iki kadeh, Bafra ızmaritleri, kibrit çöpü. bir de yeşil kalemle «Z» harfleri 3 rakamı gibi yazılmış, otomobil bakımma ait notlarla bir buruşuk kâğıt parçası bulmuştu. Mutfaktaki gaz tüpünün nasılsa açık kalmasiyle orasmı dolduran gaz, çakılan bir kibritle patlamıştı. Adamın uzerinde sokak elbisesi vardı. Ölümunü de polis şımdihk gizli tutmuştu. Şef, karşısmda, patron olduğu anlaşılan adama şoförü sordu. Patron, «Onu ben de anyorum.» (Adam sigara içmiyordu), «Kansı kaçınca kendlsini içkiye verdi. Eski evini ta*unı«. Üç gündur aradık bulamadık. Yerine bajka bir soför bulduk dün «bah. Sonu ne olacak ba adamın boyle?.... Îkinci masadaki adamın önünd» ye»ü kalem v» Bafra pak«U vardı. Şef, sigarasını bu masadaki tablaya bastırırken kaçamak, yazılı kâğıtla , ra baktı, «Z» ler 3 gibi değildi. Adam: «Ben de nereye gittiğini bulama ; dım. Biraz inatçıdır. Kendisini severiz. Usta ve nâmuslu bir şofördür. | Bakarsınız yaruı çıkıp geliverir. (Üçüncü masayı işaret ederek), •Kâzun da bekliyor onu...» Üçüncü masadaki, Yenice içen ve kalemi mavi yazan adam, başını kaldırarak: «Bekâr sayıhrdı. Her işinl kendisi yapıyordu. Son günlerde de dalgınlaşmıştı. İçince de sızıyordu. Sayet onunla yurt dışına bir şey gondermek istiyorsanız boşuna zahmet ettiniz..» Dordüncü adam, yorgun ve dalgın lâfa karıştr. «Dün akşam onun ve benim tanıdığim bir arkadaşı geldi. Beraber çıktık, bütün meyhaneleri aradık. Hiçbirhıde de bularaadık, cŞef'in sigarasma çakmağım uzatarak\ Son meyhanede de bir hayli kalıp içtik varesiz. CKendisi filitreli bir sigara yaktı^. O kadın onu fena halde üzdü. Sigara, içki nedir bilmeyen adam rakıcı oldu çıktı. Neyse ki sigaraya başlamadı..» Şef, yukarki konuşmaları birbir kafasına yazmıştı. Düşündü. «Ben ne akrabasıyım, ne de dıjarıya bir şey göndereceğim. diyerek kapıyı açtı, yardımcılarmı içeri çafcrdı ve birini Uaret ederek «Götürün» dedi. K i ve niçin?.., ^ Vasiyetname Ingiltere'nin bir numaralı sanayicilerinden Herbert Richardson geçenlerde öldü. Bıraktığı milyonlar saymakla bitmeyecek kadar çok. Buna mukabil kansı mirastan faydalanamıyor. Sadece ayda 6 bin lira tutarında bir para alma hakkına sahip. Çünkü, kocasının bıraktığı vasiyetnamede boyls bir kayıt var. Baş aktörden hoşlanmamış # FİLMİN adı «Comando Verite». Heyecanlı bir kordelâ. Fransa'ya bağh Quimper'deki salonların birinde gösterilirken, bir seyirci yerınden fırhyor, sahneye çıkıp perdeye uzanıyor, bıçağını çektiği gibı başaktörün kalbine sapüyor. Salon karışıyor, ışıklar yanıyo?, perde süratle tamir ediliyor, film tekrar başlıyor. Bu arad%, isminin Christian le Gall olduğunu söyleyen sanık yakalanmış ve karakola götürühnfistür. Davranışının sebebi sorulunca şöyle diyor; «Filmin konusu berbattı. başaktörün de suratından hoşlannıadıra.. Bütün sebep but^»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear