28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE fRİ 80 Ocak 1978 CTTMHTTRÎYET Pencere SUL Kanunumuzun, çağdaş Usul Kannnlanndan geriligini en fazla ortaya koyaa tarafı, sanıfın müdafii oLmaksmn, ceza davalannın görülebilmesine imkan vermi» olmandır. Sanığın müdafiî olmasa da, en ağır bir cezaya çarpılabilmesini mümkfin gören bir uygulama, savunmanın lüzumuna inanmış sayilamaz. Halbuki «savunma hakkı» Anayasa müesseselerinden biridir. Ceza üsulfi Kanunu (M. 138) ancak ba» hallerde ve takdiri mahiyette olmak üzere resen mfldafl tâyinini kabul etmiştir. MECBURİ NUDAHUK Faruk EREM tur. Bu makam, müdafaa makamıdır» (2). Haksız hükmu önlemek bakımından müdafiin gorevi, sonuçta, toplum faydasına olduğundan. mecburilik esas tutulmalıdır. n« htkSa vardır. Saruga «ar*rlı olaMlecek bir ifadenin, Federal memurlar tarafından, mudaftl raunr olmaksızın, t«spıti. Anayasa'nın kabul etigi «müdafıe sahıp olmalc hakkı» nın ihlalidir». (S) Bıyık ve favori Eükiden paşalar/n himayesinde yaşamak simdi de bBvleleri \ar ya memleket aydınlan için alısılagelmii bir usul ve teminat imiş. Taıuimat edrbiyatının ilk ismi Şinasi de ömürbovu pasaların himayesinde yaşamış. önce Tophan* Müsirı Fethi Paşa elinden tutmus Sinasi'nin; sonra Sadrazam Resid Paşa; ve Resiti Pasa'mn ölümü ardındtn Tusuf Kâmil Paşa Ama bu pasy'lar içinde Şinisi'nin gönlü en çok Resıd Pasa y» yatıkmıs. Onun sayesinde Meclisi Maarif'e üye olmuş. Reşıd Pa«a sadrazEmlıktan atılıp yerine Ali Pasa gelince : «Rutbesının ref'ı Memurıyetten def'i Maa«ının kafı» dly« SJnari'yi kovmus Meclısi Maarıften. Avnıpa'da sa^kıran'a vakalandıgı için Şinasi sakalını tıraş etmiş imiş. Başta Ali Paşa olmak ftıere. lamanın ileri gelenlerı, şinasinin basını yemek için : Mademkı sakah yok. Medi«i Maarıf'e üye olamaz.. oemişler. Eskiden büyüklerimi» böyleymiş. ZaroanU işler dejtismis. «akala bıyığa karşı bir duşmanlık voğunlaşmaya başlamn. Batılılar gibi «matruş» gezmek oys»rlık işareti sayılmış. B« konuya defgin acılı gülünçlü bir olav Nadir Nadi'nin .Perde Aralığından. kitabında var. 1943 yılı başlarında birgün, Ankara Palas'ta Hasan Ali Tücel'e raslamıs başyaıanmn Ama Tticel'in vüıünde bir tuhaflık. daha dogrniu bir eksiklik »e/iliyoı Me|er bıyıklarını kesmemiş mi Tücel ! Nadir Nadl : « Havrola jstad. neden kestın o güzelım bıyıklarını? Sorma ! Mıllî Sef oyle ıstedı » Evet. tsmet Paşa. başta Saracoglu olmak üzere bütün büku met üyelerine bıvıklarını kazımalarını emretmiş. Hepsi de «bı yık rfevrımi»ne uymuslar. Talnıı Suad Hayrı Ürgüplü «kesersem uğursuzluk oiur» gerekcesiyle direnip. bıyıkları kurtarmıs. Göriilüyor ki zaman degistikçe. insanların sakal bıyık konu«unda diisünceleri de defisiyor. Tanzimat'ta sakalı olmıyanlann Maarif Meclisinde veri vok, Cnmhuriyet'te bıyıklan olanın hükfimette veri yok. Sakal ile bıyık arasında •Garplılık* veya yeni adıyla «Batıcıhk» oyunu oynıyarak gelmisiz buttinlere Ne \ar ki, Batılılar isi inada hindirmisler eibi. vrniden sakal bnık . saç merakına sarmasınlar mı ! Simdi Batı'da saçları omuzlara dek uzatanlar mı istersiniz.. bıvıkları alahtldiçinr ko\\eren mi.. fa\orilere çeneve kadar volveren mi.. Bir ^ac sakal merakı ki demevin ! Batı'da gelişen hu moda hiç kusknsuz bire «ırrı\acaktı, Avrupa Konsevi'ne five. Ortak Pazar'a ü\e adavı toplomur hiz. Avrnpa Fntbol Kupasında ovnnvoruT. Batı ile kucak kncaga va»ıvor««. Bir moda çıktı mı Pariste Londra'da. cıppadak tstanbnl'da Ankara'dadır. Ne var ki Batı'vı bu kadar yakından izlemek. politika havatımızda bazı önemli problemler dojurmaktan geri kalmıvor. Devir. Mıllî Çef devri değil ki, bıyıkları. favorileri şefin emrıne çöre kestirip uzatalıra. Nitekim çok partili hayatımızın yıldızlarından Tüksel Menderes'in gönlü çekmiş, favori koyvermi» Koyverir ya ! Devir demokrasi devri !.. îsteyen IstedUıni yapar. Tüksel Mendere» de çeneye dogru alengirll bir favori bırakmakta zarar gönnemlş. Amma velSkln.. Mesele olmu» Tüksel Mendereatn favorileri »lya«J kulislerde . A P.'nin iç çatışmalanndakl »on gelişmeyl biliyorgunuı : Tüksel Menderes. Bılgıç ya da Takunyalılar takımının üder olarak ileri sürdügü isimdir. Böylece babadan kılma soyadının parti teskilâtına işliyecegi hesap edilmistir. Ne var kl, Tüksel Menderesin favorileri geliştirmesine Bllgiççi takımından boznlanlar olmns. Bazı eahlller : « Favorivı komünistler bırakır..» demişler. Bazılan da : € Bizim (rupumuzda favori yakıştnaz, ke* sunlan . de> mişler. Ama diretiyormuf Menderet : Favori medeni Avrupa'da yaygın modadır, komünistlikle ilri*i yoktur, kesemem. Kesersln kesemem tartışması • gazetelerin yazdığina bakılırsa Tflksel Menderesin liderliğini tehlikeye atacak bir düzeye varmtş. öyle görünflyor kl Sinasi'nin başına gelen, tavallı Tüksel Menderes'in de başına gelecek, cfavorili lider olmaz» diyenler aforoz edecekler genc milletvekilinl. Şimdi bu dununda yirdan mı gtçsin serden mi Tüksel Menderes? tmet Paşa'nm Bakantan bıyıkları kazıtıp dnrnmu kurtarraışb»r. TakjnjabUnn 'fderi de favorileri kesip tehlikeyi atlatacaii mi? "^ Bu sorunvn eevabını veremeyiı biz.. Bildiğitniı, demokras) yollarında ne kadar ileriedigimizdir : Şef devrinde lider, çevresindekilerin bıyığına hükmedermiş: çok partili rejimde çevredekiler Iiderin favorisine bükmediyor. Şom agızlılar ne derlerse desinler. blı Batılılaşms yolunda çok yol aldık, çok yol.. Sontıç DURCM: M EMLEKETtMtZDEKt Kanunu» ağtrolan Usul Kanunundan evvel yürürlükte «Usulfi Muhakematı Cezaive c*xalı suçlarda mecburi müdafilik usulünü kabol etmişti. Bn usulden ayrümak isabetli olamamıştır (6). Ceza dâvalannda mecburt müdafilik n«ulflnün memleketimizde de ihyası icabeder (7). Afır Ceza Mahkemelerinde sanıjhn (hangi settepie olursa olsun) müdafii bulunmaması çağdaş ceza adaleti anlayışına tamamile aykındır. Sanığın geliri voksa adlî yardımdan, imkanlan mevcui olmasına rağmen hrrhangi bir sebeple müdafi tutmamıs ise ücretl kendisinden slınmak suretile bn konn çözülmelidir. Çağdaş usul hukuka. müdafiî olmayan bir kimseye «sanık» denilmeslne biie karsidır. fl) Bk. Hint Anayasası, 52. (2) Kunter (N.), Ceza Muhakemesi Usura(Istanbul, 1961), n. 129,131. (3) Bk. Braas. Precis de proc^dure penale. (Bnuelles. 1951). nn. 1498. (4) ttalyan C.M.Ü.K. 125; ttalyan Yg. kv ran: 15.3.1960. Bk. Lattanzı (G ). 1 codlci penali (MUâno, 1962), ». 935. nt: Bk. Leone (G.>. Trattato di dıritto processuale penale (Napoli, 1961), I, s. 585. (5) Bk. R«vue de la commıssion lnternatlonale de juristes, 1965. n. 2. s 371. (6) Kunter (N.), Ceza Muhakemesl Hukuku (Istanbul, 1961). n. 131, B (7) Hukuk dâvalannda. dâvasını gereğı gıbt takip edemeyen kimsenin vekü tutmasmı, mahkememn emretmesı volundakı hıiküm (H.M.U.K. 71) hemen hemen tatbık görmemekt«dir. Halbuki «bazı memleketlerde bir kısım dftvajar içln avukat tutma mecburiyeti vardır. Meselfl Almanya'da, bizım Ashye Mahkemelerıne tekabül eden Land Mahkemelerinde, tanflar dftv&lanru arukatla kovuşturmaya mecburd'urlar». (Bılge, N. Medenl Yargılama Hukuku, Ankara, 1967. s 115). Hak arama hürriyeti I T AK ARAMA HtÎRRtYETÎ: «Herkea, • •• mcşru bütün vasıta ve yollardan fayda• • lanmak suretile yargı mercileri önönde d&vacı veya dâvalı olarak, iddia ve savunma hakkına sahiptir» (Anayasa 31/1). Bu «hak arama hürriyeti» dir. Bazı Anayasalarda (1) açıkçm «bir avukat tarafından savunulma hakkından ldmse ttıahrum edilemez» şeklinde hükflmler 7er almaktadır. Haklann niteliği, onlann kullanıhnamnm tmkânlara bağh olması halinde, eşitlik kavramı üzerinde de dunılmasını gerektirir. Usul hukukunda «herkes Için eşit adalet» en önemli ilkelerdendir. Fakat bn ilkeyi, adaletin. huzuruna gelen herkesi eşit tuttagu anlamında, sınırlı sayarsak, faydasmı da daraltmış olunız. Hak aramada eşitlik adalete basrurabilmekte gerçek eşitliktir. AK aramada eşitlik Anayasamızda «toH mel haklar» dan sayılmıştır. Temel haklann kullanılması koşnllanm sağlamak görerl devletindir (Anayasa 10). Adlî yardımın Anayasa hukukundaki yeri bflylece açıklanmıs olacaktır. Geniş anlamda «adlî yardım» kavramma «adli müzaheret» ve «mecburi müdafilik» ( = müdafii olmayan sanığa ceza dâvalannda resen miidafi tâyini usuIO) dahil savılmahdır. Adll müzaharet ile mecburi müdafüik usulü arasında yakın ilişki vardır. Mecbnri müdafilik usulünü «toplumsal mfldafaa makami» kavramı ile de izan mtimkundür: «Müdafaa fonksiyonunun hukuken teşkilâtlanmış toplum olan devlet bakımmdan öneml dolayısile, toplumsal müdafaa için ayr bir makam ihdasma zaruret duyulmuş TÜRK1YE BAROLAR BİRLÎĞÎ BASKANI sonraki islemler bfttıl aavilır. Cünha 1;lerinde fakirUği kabul edilmiş sanık durusmadan en az üç gün evvel bir avukatın kendisine yardım etmesini istemis ise, talebi Baskan tarafmdan, «ücretslz istişare bürosu» delegesine gönderilir ve bu delege aracılığı ile kendisine bir miidafi tâyin olunur. Ilk »omsturmada, talep Sorgu Hakimine yapılır, hâkim bu talebi «ücretsiz istişare bürosu» delegesine, bulunmadıği takdirde Mahkeme Başkanma havale eder ve bu suretle sanığa bir miidafi tâyin olunur (3), ttajyan Ceza Usulü Kanunnna gore. cezası hafit kabahatlerden gayn suçlann davalannda her sanığın mutlaka bir müdafiî bnhınacaktır. Eğer müdafiî yok ise vapılan islemler hükümsüzdür. Italyan Targıtayı sanığın kendisi avnkat olsa dahi, islemlerin hükümsüz sayılacağını belirtmlstir. Müdafii olmayan sanığa resen mfidafi tâyin edilir. Sanık, adlî müzaheretten faydalanmıyorsa avukatın ficreti sanıktan alımr (4). MERİKA.N Yüksek Mahkemesine IntiA kal eden bir olayda, uyu?turucu raaddelere Uişkin kanuns muhajefetten sanık olan ve kafeletle tahliye edilen bir şahsın, suç ort&ğı durumunda olan kimsenin arabasına, onun rızaaı ile, bir verici liet ycrleştirilmiş, bu suretle sanığın kendi aleyhine olan bazı sözleri bu şekilde tespit edilmis ve bu ifadeye göre sanık mahkâm edilmistir. Yüksek Mahkeme, bu Ifadelerle sanığın mahkum edilemeyeceği neticesine BU cerekçe De varmıstır: «Amerıkan Anayasasına gore, her çeşıt ceza dâvasında her sanığın bir avukatın yardımı Diğer ülkelerdeki nsuller T * | ÎGER MEMLEKETLERDEKt USÜ1, ** LER: Fransa'da ceza dâvalannda adli yardım, Usul Kamınunun 114. maddesine g5redir. Bu hülriim geliri ne olursa olsun sanıklara bir müşavir istemek hakkını verir. Bn müşavir Mahkeme veya Baro Başkanı tarafındaıı seçilir. Müşavire ücret ödenmez. Alman sistemi de, Fransa'dakine, bazı farklarla benzer. Alman Ceza Usulü Kanunnnun 140. maddesine göre bir müşavire sahlp obnak hakkı sanığın fafcirliği şartına bağlanmamıştır. Cinayet veya ağır bir cünha bahis konusu ise müşavir tâyin olunnr. Fakat Fransa'dakinin akaine avukata ücret verilir. Mahkeme sanığı, kendisini savunan avukata ücret ödemeğe mahkâm edebilir. Danimarka'da da afır suçlarda, müdafii olmayan sanıŞa mahkeme resen mfldafl t&yin eder ve mahkeme sanığı, avukata kendislnin tâyin edeceçi öcreti ödemeğe mahkum edebilir. Eger sanık beraat ederse avukata ödedigi öcret kendisine devletçe iade edilir. Ceza B ELÇİKA'da Agır sanığaMahkemesi (Cftur d'assises) Baskanı durusmadan evvel, müdafii olmayan her bir miidafi t&yin eder. Boyle Wr tftyin yapılmamıs ise, bondan BUGÜNE KADAR SIR VERMEYEN . KEFREN PİRAMİDÎ PIRÂMITLERIN ESRÂR1 keşif ve ÇOZULUYOR Attığı tokadın azabını çeken baba sırlardanbcri bütün dünyanın dikkatini üzerlerinde toplamakta olan Mısınn üç dev piramidinden bi ri hâlâ sır vermemekte devam etmektedir. Crizeh piramitleri dijre isimlendirilen Keöps, Kefren ve Mikerinos yıllardanberi geniş araştırmalara sahne olmuş, bunlardan en büyüğii olan Keops ile en küçüğü Mikerinos'un sır diye bir şeyleri kalmamış, içlerinde bulunan mezar odalan hırsızlar tarafından soyulmuştur. A HAZiRUYAN Vecdl KIZILDBMIR hi2 vermişlerdlr. Mısınn en zengin kıraUanndan blri olan Kefrenin mumyasmın lçinde bulunduğu odada çok zengin hazınelerin buluoacagına inanılmaktadır. Bu da araştırıcıların hırslannı arttırrnaktadır. zun süren aramalar hiç bir sonuç vermemiş bulunmaktadır. Hâlen bilınmekte olan kondorlann ıçınde yapılan araş tırmalar sonunda duvarlarda, yerde veya tavanda en ufak bir çatlak, çizlk gibi herhangi bıjr j d«bilzin mevcudiyetlnl gösteren bir şeye rastlanamamışüı. Yıllar yılı devam eden bu tıp muşahade ile aramaların bir sonuç vermemesi üzerine teknığın verdiği imkinlardan istifade yoluna gidilmesi dUştlnulmüştür. Kapalı bir kutu balindeki I Ui başka birşey bulunup oulunmadığı tesbit edilmektedir. Şu ina kadar pıramkUn lçi detektörun bulunduğu noktadan saga ve sola dogru olmak üzere 35'er derecelik bir açı nisbe tinde t&r&nmif buIunmaktEclır. Memur, «geçinemiyorumî» diye feryad ediyor, postacı, kuru ekmeğine katık vaadeden sözlere güldü. öğretmen boykotunu yaptı ama, uygarlık yaşantısına duyduğu insanca hasretl gideremedi. Bütün bunların karşısında tek teselli, Sayın Maliye Bakaıunın bu acı çeken insanların ömürlerini uzatacağım vaadeden •özleridir. Bir postacı Bakanın bu demecinl okumuş. «Nasrettin Hoca dikenlerı ekti, onlar büyüyecek, süriiler gececek yapağılan • dikenlere takılacak biz de ömrümüzün sonuna doğru örekemizi alrp o yünleri eğıreceğiz!» diye bana dert yandı. Bir öğretmen arkadaşımın her duygulu insam dertn derin «tflsündürecek yazısını nakJediyorum: «Biz, diyor, artık nefes almakta zorluk çekiyoruz. Sanki Ekvatorda yaşıyor gıbiyiz. Bakın şu başuna gelene!.. Öğle yemeği için eve dönüyordum. Manavı gördüm, çeşitli yaz meyveleri bir tablo gibi gözüme battı... Uzümler, karpuzlar, şeftali ve kayısılar. Bu rengârenk meşher içimi kabarttı. Çocuklanm şeftali Istemişlerdi. Ayın da son günleri, bir kilo şeftali alayun dedim, dört tanesi bir kilo geldi. Kilosu üç lira. benim de ceblmde dört buçuk Ura var. Evdc altı kişiyiz. Dört şeftalinin üzerine İM tane daha koydum. Cebimdekî paranın tamamnu verdim ve inanın evlâtlanma şeftali yedireceğim hevesiyle sevinerek evin yolunu tuttum. Sokağa girdiğim zaman duvann dibinde oynayan tcücük ofrnm elimdekı kesekâğıriım görünce kostu. şeftalilcri görünce sevindi. Gözleri prladı.. (bir tanesini bana ver ne olur? baba) diye yalvartnca (yemektp yersin!) diye mukavemet ettimse de o şeftaUye ben de ojun yakarışlarına dayanamadım, bir tanesini verdim. Yemeğtmiza yedikten sonra sıra şeftaliye gelince, (ben bir tane daha yiyeceğim!, diye tutturmaz mı? Bütün ev halkı (sen hakkını yedin!) diye itiraz ettiksc de çocuğa meram anlatamadık Ben kendi »eftalimin jarısını verdim, onu yedi, yine istedi, rica ettim oltrtadı, sonra alınm, dedim dinlemedi. Nihayet ben de onu bir güzel pataklattîm. Bir tek şeftali için yemek de zehir oldu; ev hayatımızda. Siz biç bir tek şeftali için evlâdım döğen baba gördtinüz mü? Işte o benim!.. Onbir yıldır vicdanımı saran bu ateş, kalbimi kor gibi yakar. Oğlan büyüdü fakat ben bir tek şeftalinin acısım kalbbnden söküp atamadım..» Bn mektubun sahibi, ştandi koskoca bir delikanh olan evUV dma karşı mahçup... *** ZüğürtlüU devip geçmeyin!.. Köprünün üstünde vaya dolastrketı tzmir'dc hordonda gezerken, Ankara'da Atatürk Bulvannı arsuüarken bu insanlar niye gülmüyor? Neden bunların yüzleri mk'. diye sormayın. Neden birtakım insanlarda voliden para kazaırma bevesı. nfden nüfuz ticareti gayreti? Neden karaborsa efilimi? Neden lüşvet, irtikâp?.. Memurun en olacak ise olmaz demısi; neden bu devlet makinesinin işlememesi?.. Hepabün aebehi bu züğürtlük yüzunden şeftali isteyen çocuga vurulan tokattır!.. Her gün memurun, öğretmenin, postacırun, devlet hizmetinde çalışan insanlann vüzüne vurulan züğürtlüğün tokadı... Asıl olan •ürüne sürüne ömrümüzü uzatmak değildir. AUahın verdiği 6mre mutluluk katmakttr. •••••••••• Milâttan önce 2265 yüında yasayan Kıral Keops'un oglu olan Kefrenin mezannı içinde muhafaza eden ve ortanca boydaki piramid hala sırlarmı vermemektedir. MEHMET | i! V TAŞKENTE DOĞRU Fiatı 10 TL. Yazar'ın diğer bir eseri: Fiatı 3 TL Butun kitapçılarda arayınız. Dagitım: BATEŞ BATEŞ: 14/973 '••••••••••••••••••••••••••••••••••••a Güzellik ve Makiyaj Uzmanı İ0 Matmaıel Orange, Orlanın en lon bakım ve makiya] teknığinı göstermek ürere özel olarak Pırn'ten gelmıştir. Bu vesile ile asağıdaki dükkanîarda ve «»«tlerde. Onanın ton icadı olan «SİYAH IŞIN»la muşterılerm güzellik ihtiyaç ve problemlerrne cevap verecektır. 30 ve 31 Ocak Cuma ve cumartesi Hilton Kuaföründe 2 ve 3 Şubat Pazartesi Sah Gala Parfümeri Aksarav 4 ve 5 Şubat Çarşamba Perşembe Tılsım Parfümeri Kadıköv 6 ve 7 Şubat Cuma Cumartesi Rebnl Eczanesi Beyoğlu Rusya gezisi notlan: TURGUTUN Sadece bir oda Y ıllardan beri yapılan ara* malar sonunda toprak sathının altında bulunan ve Ud ayn yoldan girilebüen bir oda keşfedilebilmıştir. Burada bulunan mumyamn Kefrene alt olmadığı btlinmektedir. Mumyamn Kefrene alt olmadı ğının öğrenilmesinden sonra adına piramit yapılan şahsın mumyasının mutlaka gizli bir odada bulunacagını düşunen arayıcüar çalışmalartna daha da DOSTLUĞA DAİR l V'ORLANE BTJGÜNE KADAR YAPILAN ARAMALARIN TTOtM GÖSTEREN ŞEMA Kefren piramidinin içindeki oda veya dehlteleri bulabilmenln tek imkânı, insanın İçindeki organlarda yapılan araşbrmalarda kullanılmakta olan rontgen sıstemırun tatbık odılmesidir. Aynı ls« daha aşagılara yanl plramidin etekiertne dogru devam edilmektedir. Sır verecekmi? Kozmik şıalar S erçekten kozmik sualar sayesinde içi açılamayacak her hangi bir şeyin bütün »ırlannı çozmek mümkün olmaktadır Bu konuda dünyanın en büyuk uzmanlanndan Diri olan Profesör Luis Alvarea Kefren Piramidinin sırrını çözme ışinı üzerine almış bulunmaktadır. Profesörün kullanmakta olduğu âlet son derece basit kozmik şua neşreden bir Slettlr. Kefren Piramidinin içinde daha önce bulunmus olan mezara yerieştırilen detektörle muayyen açılar dahilinde ışırüar yayılmakta bu suretle ışınlann geçtikleri yerde herhangl bir boşluk DBTEKTÖRÜN NASIL ÇALIŞTIĞIrn GÖSTEREN ŞEMA ugUno kadar yapılan arastırmal&r Kefrenin ıçinln ta ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• (t!ânctl:k . 6459,983) tnamen tasla dolu oldugunu göstermiştlr. Fakat eteklere doğ ru devam edilecek aramalarda belki de bir boşluga rastlanabilecektir. Aksl halde, yani ana gövde Uzertnde herhangi bir se ye rastlanamaması halinde, me zarlan saklamakta olan odanın toprak altında oldugu anlaşılaSicilNo: 59820/3802 rak detektör bu sefer de yeral1969 yılı bilânçosunun müzakere ve kabulü için hissedarlar alelâtına doğru tevcih edllerek arade Umumi Heyet toplantısı 23 Mart 1970 Pazartesi günü saat 1030 da malara devam edilecekür. Istanbul, Harbiye Cumhuriyet Caddesi Ferah Apt. No: 233,4'dekı şırket bürosunda yapılacaktır. Profesör Luis Alvarez, bugune Bilânço, kâr zarar hesabı, tdare Mecliâ ve murakıplar raporu kadar yapılan çalışmalardan bir 9 Mart 1970 tarihinden itibaren aynı adreste sayın hissedarların tetsonuç alınamamasına rağmen kıkine âmâde buhındurulacaktır. gelecekteki çalışmalardan üınitAjağıdaki gündemin müzakeresi için hissedarlarımızın toplantı var oldugunu belirtmektedir. gününden bir hafta evvelinden itibaren hisse senetlerinı tevdi ederek giriş kartlannı almalkrı, iştirak edemıyecek hissedarların vekıl göndermeleri rica olunur. B Türk Ambalaj Sanayii Anonim Şirketinden NIMBUS ACI BİR OLUM Rahmetli H. Hilmi tren ile Samiye İren'in oglu. Mediha İren'ın eşi, Ufuk, Hilmı, Derya'nın biricik babalan, ercekli Denız Albayı Cemil tren'ın kardeşi. Yücel GOner, Oöksel, Fusun, tzzet İren'in amcalan. YOksek Mimar İDARE MECLtSt vefat etmüjtir. Cenazesi 30 Ocak 1970 Cuma günü (bugun) ögle namazından sonra Fatih Camünden kaldınlarak Ed'.rnekapı Şehitl' indeki aile mezarüğına «Jpfnedüecektır rriTnhnrivet 987 M. CEVAT İREN GÜNDIM: 1 1969 yılızta ait Idare Meelisi ve murakıplar raporunun okunması. 2 31.12.1969 tarihine ait mevcudat, bilânço, kâr ve zarar hesaplarının kabulü ve temettüüri dağıtımı hakkında karar itühazı 3 Idare Meelisi âzâlanyle murakıpların ibrası. 4 Esas mukavelenin 24. maddesi gereğince kıdem stran ile aynlacak olan idare Meelisi âzâsından 3 kişinin yerine yeniden Mçim yapılnusı. 5 Murakıpların seçimi. 6 tdare Meelisi *rA«min huzur haklan v« murakıpların ücretlerinir. tâyini. 7 Cirketin ortaklarıvle if ya^abihneai İçin karar ittihazı. S Umumi Hevet zaptt imrası için divan âzâsına yetki venlmesı (Moran. 208; 985
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear