23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 Ağustos 1968 CUMHTJRİV ET SAHtFE ÜÇ OUNYADA BUGÜN Çekoslovakya olayı ile farkedilenler ekoslovak bağımsızlığına yönelen tecavüz, bu ül, ke halkı ve uluslararası ilkeler bakunından onulmaz yaralara yol açmıştır. Ancak bu olayın ortaya değişen bir dünyayı çıkartması ve bu değişikliği herkesin kabtıle tnecbur oluşu, Çck Faciasınm tek olumlu sonucudur diyebiliriz. Yeni bir dünyanın doğduğu gereeğini kabule, bizi zorlayan gelişmeler Çek faciasmdan önce de vardı. Bunlar Avrupa'da baslayıp, Fransa'da mayıs devrimine dönüjen olaylardan. Amerika'da Ketınedy'lerin birer birer katledilmesine kadar uzanan çelişmelerdi. Moskova Pekin »nlaşmazhğı, nükleer dengenin bloklaşmayı geriye itmesi. Vietnam, Ortadogu, üçüncü Dünya hep gözümürün önündeydi. Fakat nedense yorumlarımızı, •yeni bir dünya>ya yöneltmedik. İnsani zaaflardan biri olan «alıskanlık», hepimizi, bütün dünyayı geriye itti. Teni sentezler kurmaya çalışırken bile, dialektiği geriye çalıştırdık. Aramaya çalıstığımız, eski düzenin nasıl devam edeceğiydi... Bu düzenin değişmesi gerektiğini, sağ da, sol da kabullenemedi. Sağ kabul edemedi. Çünkü onlar tçln düzen değisikliği, sol anlamına geliyordu, Solun kabul edememesi ise, eelişmelerin partizan kadıolat tarafından dondurulması çabasuıa dayanryordu. Çin'de Mao bu engeli atlamak istedi; ama acaba, kendisini Peygamberleştiren bir kadronun, Mao'nun sözleri dısına çıkıp yeni çelişkiler aramasıoa iziıı verdl mi? Sovyetler Birliği ise, 5» yılm yabancılaşmasım atamadı. Gerçi çalıfanlar yâni işçiler devrünin merkeziydiler teoride; fakat parti, işeilerin lokomotifi olmayı yanlış bieimde benimsedi. İşçiler lokomatiHn ÖDÜne hiç gecemediler ve gençlik İle aydıolar, öncülük zorunda kaidılar. Bu defa da, parti, onlan gericilikle sueladı. Akdenizde yeni blı dengenin kunılduğu, paktlann çatışmalannı Avrupa dışına sürüklediği günleri yaşayıp, farkettik. Fakat ne Batıya, n« de Dogu'ya derinden, insan, topltun açısmdan eğilmedik. Dış politika, bazan Türldye'nhı dışında, bazan da insanlann üzerindeymiş gibi ahndı. Halbuki her şey insandan gciiyordu ve her sey insan içindi. Bütün kutsal jeyleri yaratan insan olduğu halde, insanlar kutsal »eylcr uğruna kurban edildi. Ve bugün, Doğu da, Batı da bu yanlış hesabı yeni farkediyor. CHİCAGO Demokrat Partinin Başkan adayını seçecek kurultay, dün 6.000 polisin koruduğu salonda, 2622 delegenin katılmasiyle başlarnıştır. Son nabız yoklamasma göre, adaylardan hiç birl ilk turda seçılmek icin gerekli 1312 oya sahip değüdir. A.P. ajansının nabız yoklaması, Humphrey'nin 889, McCarthy'nin 476, McGavern'in de? 37 oyu olduğunu göstermektedir. Aday seçiml yarın yapüacaktır. Kurultayda kaderi tâyin edecek delegasyonlar, 674 oylu California ve 118 oylu Chicago heyetleri olarak gösterümektedir. Chicago Valisi, hangi adayın destekleneceğine oy verilirken kararlaştıracaklarını açıklamıştır. California delegasyonu ise, müteveffa Robert Kennedy'ci bir adayı oylıyacaklardır. Başkan Johnson, Teksas'taKl çiftliğinden henüz Chicago'ya gel memiştir. Chicago'ya hareketinden bir kaç saat önce Washington televizyonu na bir demeç veren Senatör Eugene McCarthy, Başkan Yardımcılıgı adaylığını kabul etmesi ihtimalini resmen bertaraf etmemekle birlikte, bunun için «Cumhuriyetin tehlikede olduğuna» karar vermesi gerektiğini gülümsiyerek «öylemiştir. Bu ihtimalin kendisine en olmıyacak ihtimallerden biri gibi geldiğini söyliyen McCarthy, Hum phrey ile Vietnam konusunda arasında bulunan görüş ayrılıkları dolayısiyle, Humphrey. Chicago kurultayında Başkan adayı seçilse dahi, kendisinin, Humphrey'i, Ntocon'la yapacağı Başkanlık mücadelesi kampanyasında desteklemesine imkan olmadıgını kaydetmiştir. Bu arada MacCarthy'nin kendi«ini fazla şansh görmediği de göz den kaçmamıştır. McCarthy, Başkan adayı seçilme si halinde, Başkan Yardımcıhğı için işbirliği yapmayı kabul edeceği kimseler arasında McGovern, Sena tör Edvard Kennedy, ve Senatonun Vietnam savaşı aleyhtarlarının bafinda gelen İdano Senatörü Frank Church'un bulunacağını ifade etmistir. Demokrat Başkan adayı yarın belli oluyor DIŞ HABERLER SERVİSİ Kurultayda, deiegeden çok po/ıs var Rusya neden Çek topraklarma girdi? Edvard CHRANKSHAV7 usların biriki ay önce Çekoslovakyayı işgal etmemelerinin nedeni ahlâk kurallan veya hislerinin inceiigi defildir. O zaman ortada Rusların böylesine bir prestij kaybını göze almalarını gerektirecek bir âcil durum yoktu. Sonra aniden fikir değiştirdiIpr. Askeri plânlar zaten hazır olduğundan Brejnev'in telefonu Bçıp, generallere bir emir vermesi yetti. Fakat Brejnev'in, bu emri, kukla hükumeti hazırlamadan vermesi, işgal karannın çok acele alındıgım göstermektedir. Gerek Çekoslovakya ve gerekse dış dünya, Ruslan böylesine âni karar değiştirmeye itecek bir harekette bulunmadıklarına göre, bunun nedenini Rusyanın içinde aramak gerekir: Rus saldırısmın »sıl nedeni, Sovyetler Birliğinde ve hattâ Kremlindekl buhrandır. Çekoslovakya'nın özgürlük yolunda yürümesine izin verildiği takdirde, diğer komünist liderlerinin otoritelerinin zayıflayacajı tezi bir dereceye kadar doğrudur. Polonya'da Gomulka ile, Macaristan'da Kadar'ın başları zaten dertte olup, Çekoslovakyadaki liberal akım bu derdi çok daha ciddileştirebilirdi. Halk tarafından hiç sevilmeyen ve iktidarda bulunmasım Sovyet Ordusunun desteğine borçlu olan Doğu Almanya üderi Ulbricht'in ise, en büyük kaygısı, Moskova'nın, Dubcek'i hoş görmesi ve günün birinde kendisinl terketmesi idi. BflSlNDAH Yeni bir dünyaya General J. Beaufre ünya stratejisinin bugünkü konjonktürü, Sov^et Rusya'nın içine gömülü bulunduğu ve Amerika Birleşik Devletlerinin biraz daha az saplandığı tezatlarla dolu bir batakhğa benzemektedir. Ufuklar, her ne kadar karanhk bir manzara gösteriyorsa da, olayların hakiki yüzünü gizliyememektedir. Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya'nın birbirine zıt tutumları karşısında, harb sonrası dünyası ikiye bölünmüş bulunmaktadır. Her iki devlet, müttefikieri veya peykleri yardımiyle, Batı Avrupa sömürge imparatorluğu kahntıları üzerinde kurulmakta olan yeni «Üçüncü Dünya» ya nüfuz etmeğe ve kontrolleri altına almağa çalışmaktadırlar. Bu ikıli mücadele, 1950 yılı soğuk harbini yarattığı gibi, Küba olaj'i da, bir nükleer harbin muazzam rizikolannı Sovyetlere açıklamıştır. Bu durum karşısında bir «çözülme» başlamıştır. Avrupa'da hava yumussmış, hattâ nükleer silahların kontrolünü derpiş eden müşterek bir Sovyet Amerikan »nlaşma projesi, atom silâhlarından mahrum ülkelere incelenmek üzere tevdi edılmiştir. Bu durum, yani «yumoşama», Amerika Birleşik Devletlerinin Vietnam harbine gösterd'iklerı artan ilgiden sonra, yeniden sertleşmeğe baslamıştır. Çin'in peşinde koştuğu Komünist Dünyası liderliğini muhafaza edebilmek amaciyle Sovyet Rusya, Amerika Birleşik Devletlenni, GiineyDoğu Asyadaki hareketinden vazgeçirebilmek için vasıtalı baskı çarelerine başvurmuştur. Nitekitn Moskova, Kuzey Vıetnama büyük miktarda askerî malzeme göndermiştir; Sovyet silâhları ile tepeden tırnağa donanmıs, Ortadoğuda derin bir buhran yaratmıştır. Rusya, Akdenize, bir ucundan diğer ucuna kadar kateden bir donanma yerleştirmistir. Berlinde yeni olaylar çıkarmaga başlamıştır. Amerikalıların, geçmiş görüşme.lere dayanarak, atom silâh yarışını önlemek gayesiyle «füze savar» silâhlar hakkınanlaşma teklifi. Kosigin tarafınd'an «savunma silâhlannın sınırlanması» bahis mevzuu edilemiyeceği mütalâası ile sert bir şekilde reddedilmıştir. Bu menfî cevabı, Amerikalılar için psikoloük bir mağlubiyet olan Tet taarruzu takip etmiştir. Her taraftan sıkıştınlan Amerikalılar, sert ve kesin tedbir taraftarı olan kamuoyunun büyük bir kısmının tazyiki altında tehlikeli bir tepki gösterebilirdi. Öte yandan Sovyetlerin, Amerikan Cumhurbaşkanlığı seçim hazırlıklarınrian devamlı surette yararlanmak tesebbüsü, son derece tehlikeli sonuçlar yaratabilir. Son günlerde, Sovyet oyunu, endise verici bir hal almaktadır. Glaâboro'da neler olup bittiği malum d'eğildir. yalnız bir «yaklasma> «iyasetinin tesisi için Kosigin'in iieri sürdüğü sartlar açıklanmıştır. Kosigin, Vietnam sulh görüşmelerine başlanılması ve nükleer silâhları tahdit edecek bir anlaşmanın akdini ileri sürmüştür. Bugüne kadar müspet hiçbir sonuç vermemiş olmasma rağmen Vietnam barış görüşmeleri, Johnson'un cesaretli bir hareketidir. Bu karar deney mahiyetinde bir hareket de olsa, kıymeti haizdir. Aynı iddia, atom silâhlarının tahdidi hakkında yapılan anlaş ma için varittir. öte yandan bu anlaşma, lüzumsuz oldugu kadar pahah bir silâhianma yarışını, bugünkü fiili durumunda muhafaza edecektir. Bu iki şartın yerine getirilmesini müteakıp Sovyet Rusya, vakit kayhetmeden derhal bir «ynmnşama» siyaseti takmmıştır. Bu tutum, Sovyet Rusya'nın 19671968 sert siyasetinin tek gayesi, AmeTika Birleşik Devletleri ile genel bir anlasmaya varmak olduğunu göstermektedir. Bu anlaşma, vnrucn, ya da savunma silâhlarının tahdidini, Vietnam'ı, Ortadogn gibi konulan kapsamaktadır. Kremlin, bir taraftan propaganda. diğer taraftan kendine, ImkSn dahilinde. geniş çapta menfaatler temin edecek, topyekun Sovyet Amerikan ilişkilerin gözden geçirilmesi teklifinde bnlunmuştnr. Fakat maalesef tam bu sıra Çekoslovak buhranı patlak vermiştir. Bu sorun. Stalin taraftar ve tesirini ortadan kaldırılması ile sosyalist cephesinde başlıyan huzursuzluğu biraz daha gün ışığına çıkarmıştır. Bu olay ve Fransa'da vukubulan mayıs «ihtilâli», Batıda, Batı usulü bir kültür ihtilâlini inkişaf ettirmeğe çalışan Çin veya Küba taraftarlannm mevcudiyetini açıklamıştır. Bu faaliyetin, komünist ideolojisine olan bağhlıklan yavas yavaj azalan sosyalist ülkeleri gençlerine hulul ettiği görülmüştür. Bu durum karşısında, düne kadar Amerika Birleşik Devletleri tarafından bir neyi ihşt,a edüen ve Ma.0 Çin'i tarafmdan bir hayli »iddetli hücumlara maruz kalan Sovyet Rusya, bugün, Güney Amerika ve Çin'de yayılmağa ve eskisine nazaran çok daha usta ve kurnaz hareket eden ihtilâlci komünizm tarafından sanlmış bulunmaktatfır. Rus ihtilâlinin başında, Lenin ile Troçki'yl birbirine karşı koyan görüş ayrılığı mücadelesine benzer bir çatışma bugün, dünya çapında başlamıştır. Sosyalist dünyası liderliğini sarsan, manevl kudret ve biriiğini tehdit eden, Merkez ve Doğu Avrupadaki nüfuzunu baltalayan bugünkü endise verici vaziyet karşısında Sovyet Rusya, Brejnev aracılığıyla, komünist geleneksel ilkelerine başvurarak Stalin usulü askerî baskı yoluna sapmıştır. Bu faaliyete paralel olarak, Amerika Birleşik Devletleri. NATO ve Federal Almanya, Batıda meydana gelen huzursuzluğa rağmen, apaçık bir şekilde müdahale etmekten sarfınazar etmişlerdir. Bu tezatlann üstüste yığılışı, Vietnam, Ortadoğu, Silâhsızlanma. Berlin, Almanya'nın bölücüsü, Çekoslovakya gibi birçok ç\kmazlar meydana getirmiştir. Bu soruların halli, ancak taraflarm umumî efkâr.larının baskısından kurtulmalan ile mümkündür. Bu kadar karışık bir duruma pek ender rastlanabilir. Bu gerçek kannaşıklıklara rağraen, yavas yavag İki dönüşüm meydana çıkmaktadır: Kendi lehlerine statükoyn muhafaza etmek isteyen İkinci Dünya Harbinden »onra doğan süperbüyüklerden Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyet Rusya'nın birbiri ile yaklaşmak arzusn ;striiktürel ve doğmatik Stalin komünizmi ile değişiklik taraftan kuvvetler arasında artan sürtüşme! Atomlnsilâh yarışı ve bu yarışın yararsızlığına inanan bir devrin çöküşü başlamıştır. Açılan yeni devrim, îkinci Dünya Harbi ile tesis edilen düzenin yerini alacak ve XXI nci ytiıyıl medeniyetinin te«elini teşkil edecek yeni prensiplerin tesisine başlamıştır. Bu prensiplerin tesisinde, Avrupanın ve Bzellikle Fransa'nın rolünün önemli ve değerli olabileceğine inanmaktayız. (Le Figaro) hadiseler arasında Liflar ve mânalar • 1 ürkçenin «lüzat» kit; vjj P J bı yoktur. Osmanhc; fi \ nın varsa da bunlard ^" da bütün türkçe kel meleri, yani Türklerin kullaı dıkları bütün sözleri bulmak k bil değildir. Bu, bir büyük H sikliktir ki; yirminci ası»d medeniyet âleminde yer tntmt bir millet için mazeret kabul e mez. Tek mazeretimiz, yıllar y lı muharebeden başka şeye kt lak asmadığımız veya asamad eımız için böyle olmuştur, diyı lim.. Şimdi bir büyük basın müe gesesi bu noksanı doldurma> çalısıvor. Yakından takip etmf fırsatını bnlduğumuz bu çalıı malarında ne kadar zorluklar Karşılaştığını görüyoruz. Bu zo lukların baslıcası türkçede b kelimeye yüklenmiş olan türl mânaları toplıyabilmektir. B türkçe sözün 1520 mânaya ge mesi olağan şeylerdendir. Ras gele bir kelime alalım: Meselâ: «Orta». Çok konuşulduju için bu kı limenin mânasını herkes bil tabü... Fakat bunları eksiks toplamak nihayet bir hafıza \ intikal dâvasıdır. Bu mânala sıralıvalım: Orta, ilkönce bir $ yin göbeği mânasına gelir. Tej sinin, meydanın, bahçenin, od; nın ortası... Ve sonra diğer mânalara g( lelim: Orta Hususi olarak leniçı ri taburu. Ortaoyunu Meydanda oy nanan dekorsuz ve sahnesiz o yun. Orta boy Vasat boy.. ne bii yük, ne küçük. Orta boyl adam. Orta çömleği Ortalarda do laşan kimse. Ortalar Ortalarda görünmt yorsun'.. Meydanda yoksun mâ nasına. Ortalık Ortalık ağardı.. sa bah oldu.. ortalık karıştı. Orta kabve Şekeri kara kahve. Mutedil mânasına. Ortaçağ Kurunu vüstaN ilk, ne son zamanlar. Ortahalliler Orta tabaka ne fakir. ne zençin. Orta kat Cç katlı binanıı ikinci katı. Uluorta Paldır küldür sö söylemek.. Orta elçl Büyük elçiden bi derece küçük. Beiki daha da vardır. Bütüı bu kelimelerin, başka diller de ayrı ayrı karşılıkları var Bizde kelime azlığı, böylece bi kelimeye birçok mânalar yükle meye sebep oluyor. Bir lisan bilmek değil, tedvin ve tesci etmektir güç olan. Bu duruma göre arapçadan farsçadan alınıp türkçeleştiriler kelimeleri dil milliyetçiliği yaparak atmava kalktığımızda dil sizleşeceğimizi düşünmemek ka bil olmuvor» bu hal bazılan • mızı uydurma kelimeler yapmaya sevkediyor. Halbuki yapılacak şey yabancı kelimeleri de* ğil. dilimize yabancı, Türk dili selikasına yabancı gelen, kimsenin anlamadığı, »öylemediği sözleri atmak, yerine türkçenin mevcutlanndan. Türk gramerin» göre iştikaklar yaparak yadırganmadan kelime doğurtmaktır; ama bu iş şimdi bir politika, bir sağ sol dâvası baline geldiği için münakasasında fayda yoktur. Çünkü iş inada, bem de en kötüsü, siyasî inada binmiştir. Bır vakitler büyüklere yaranmak ve onların fikirlerinin ne kadar dahiyane olduğunu göstermek için girişilen frenkçe benzeri keliTie yapmak gayretini, bin yıllık «mektep», «İıesap» kelimelerini, iki bin yıllık «AUah» kelimesini türkçeden kovarken, şimdi de dil mecrasını politika tarlalarından geçirerek türlü tikir bitkilerinin yeşerip sürmesine gayret sarfediyor, bn uğurda küçüklü, büyüklü hepimiz dsli kendi tarafımıza cekerek isi sirazesinden çıkanyoruz. Halbuki şöyle halk arasına insek de bir baksak. ne konuşuyorlar? Nasıl konuşuyorlar?. Mademki halk iradesi. halk hükumeti. halk yararı.. bunda da halka bir söz yok mu?.. Yeni ve snn'î dil mucitleri, edipleri, muharrirleri ve tiryakileri ile halk arasında anlaşılmaz bir zümre olarak dolasıp duruyor. Aydınları halktan ayır mak ve türkçeyi bir dar zümre dili haline getirmek için bundan daha tesirli tedbir bulunamaz dıTürkçenin hâlâ bir sarf kitabı yoktur. Türkçenin hâlâ bünyesine ve realitelerine uygun biı imlâsı yoktur. Ve ne saklıyoruz türkçenin yeni alfabesi de kâf değildir. Her ses vazılamaz de nebilir ki: Başka dillerde ne yapılı yorsa öyle yapılır.. yunancad; B sesi yoktur. Bunun için M İ yazarlar. Fransızca $ sesi yok tur; cb yazarlar. Doğrudur N var ki bütün bunlardan o dil lerin sahipleri de sikâyetçidiı Bunlara gelinceye kadar o dille rin daha ne imlâ güçlükleri va dır. Ama onlar bizim gibi * sene evvel Arap harflerini bırj kıp yeni bir altabe almıs deSi lerdir. Mademki yeni bir m; kine alıvoruz. En mükemmeiit almak lâzım değil midir? San yorum ki: başka dillerde oldı ğu gibi zamanla bizim alfabe c belki bazı harfler ilâvesi « muhakkak çıft harfli seslerin k bnlü ile biraz daha islek ha gelecektir. Hâlâ okumus, yaz mıs eençlerimiz meselâ. Hakk ri vilâyetinin adını doğru di rüst sövliyemivorlar. Su sıralarda herkes eğiti meselelerivle mesgul. Çocukl avaklanınca akıllar basa geld (tnsaallah!) eğitimi venilemf için harıl barıl. tüzükler. m zükler. suralar mnralar.. Avol'. Su çocoklara. hattâ hiivüklere türkçe nasıl okunu Na«ıl siivlenir? Btr ders hovs nızal Eskiden kıraet lectn (ArkMi 7. ttyfad D R Meksika Oliınpiyatlarına gidecek meşale, Atina'da aktris Maria Mossol.vıı tarafından yakılırken. Mesaleyi daha »onra atlet Şaris Avalyotls ilk yolculuğuııa çıkaracaktır. Vietkong taarrnzu ikinci hattada: Dün 96 Vıetkoüg 6 fimeribalı öldü SAYGON, (aj. RadyoUr) ün Vietkong'un büyük taarruzu ikinci haftasına girmiştir. Onceki gün, Lay Ninh'in M km. güney doğusunda, 25 inci Amerikan piyade tümenine bağh bir Amerikan askeri konvoyu sal dırıya uğramıştır. Tümenin merkez üssü olan Ku Şi'den gelmekte olan konvoy tuzağa düşmüş, ancak Amerikan uçak ve helikopter leri sayesinde saldın önlenmiştir. Çarpışmalarda. savaş alanında 96 Vietnamlı sayılmıştır. Amerikalılar da 6 ölü ve 51 yaralı »ernıiştir. Pazar gtinü kurtulan Duk Lap kampında ise, kat'i olmıyan rapor lara göre, 58 güney Vietnamlı v« 6 Amerikalı ölmüş, 5 Amerikan uçagı düşmüştür. Vietkongun kayıplan 200 den yüksektir. Kısaca• • • KAHtREDE Sudan Başbakanı Muhammed Mahcup, berabcrindeki beyetle birlikte Libyadan Kahireye dün çelmiştir. Mahcup, Kahirede kalacağı 2 gün içinde Mısır yetkilileri ile görüşmelerde bnlunacaktır. Verdiği bir demeçte, Mahcup, bütün Arap filkelerinin hedeflerini birleştirmek için bir Arap zirve konferansı toplanmasının üzerinde durmuş tur. • 3 MÎLYON Yetkili kaynaklardan bildirildigine göre, tngiltere yakında Güney Yemen Cumhuriyetine 3 milyon sterlin tutarında yardımda bulunacaktır. • O.E.C.D. tktisadi Kalkınma ve İşbirliği Teşkilâtı (O.E.C. D.) nın raponına göre Türkiyede iktisadi gelisme memnunluk vericidir. 1967 yılında kaydedilen '• 6,6 lık gayri safi millî hasıla artışının 1968 de devam edeceği sanılmaktadır. Rapora göre, tasarı alanında 1968 de kararlaştırılan hedeHerin ötesinde bir kalkınma hın kaydedilmesi ihtimıli de var dır. • MÜSLÜMANLAR Bir Müsltlman ülkeler konferansı topla ma yolunda çabalar yapılmaktadır. Abdurrahman Bin Yakup yönetimindeki bir Malaysia Islâm heyeti dün öğleden sonra Cezayire gelmiştir. Fiji'de bir tabut gömüldüğü yerden fırladı SUVA Ftjt (a*.) Flji'de 45 yaşındaki bir köylünün cenaze törenl için mezarhkta toplananlar, tören sonunda tabut birden topragın Ustüne çıkınca dehşet içinde kalmışlardır. Törenden sonra mezann etraiın daki toprak dağılmış ve tabut dıçan fırlamıştır. Jeologlara göre. olaya toprak altında biriken tabü gazın mezan »arsması yol açmıştır. Köylü başka bir yere gömülmüş tür. D Bu nokta bizi temel soruna yaklaştırmaktadır. Uzun süreden beri Kremlinde iki grupun mevcut oldugu ve son Çekoslovakya olaylan ile bu gruplann arasındaki anlaşmazhgın da çck arttığı bilinen bir gerçekti. Bu gruplan teşkil edenlerin hepsinin ismini henüz bilmiyoruz. Fakat Brejnev'in katı parti bürokrasisini temsil etmesine karşılık, Kosigin'in (iktisadi sorunlarda) reformcu kanadın sözcüsü oldugu bilinen bir gerçektir. Son iki yıl içinde, Brejnev, dahili disiplin konusunda, ağırlığını giderek daha fazla hissettirmiş ve aydınlara karşı güçlü bir savaş açmıştır. SinyavskyDaniel, Ginsburg Galauskov ve son Solzhenytsin vakaları, bu savaşın dramatik örnekleridir. Ukranya'nm bağımsızlığını veya Rusya'dan aynlmasını istemiyen, fakat tek suçlan, Rusların' Ukranyalıların miUiyetçi duygulartnı öldürmelerine engel olmak isteyen, Ukranya aydınlarına karşı ise, son zamanlarda merhametsiz baskı metodlan uygulanmaya başlanmıştı. Ukranyayı, Moskova narnına yöneten Shelest, katı yürekHliği ve zulmü ile tanınmıştır. Cierna toplantısında, Dubcek'e en fazla saldıran b idi. Öte yanda, 3rejnev tarafından devamlı tesir altında tutulmalarına ve Stalin dönemindeki temizleme hareketinde, arkadaşlarının cesetlerine basarak yükselmelerine rağmen (Kosigin de bunlara dahildir) kafaları işleyen ve Neo Stalincilerden daha tarafsız düşunebilen bir grup ise, Rusya ve komünist hareketinin geleceği hakkında kendi kendilerine ciddi sorular sormaktadırlar. Brejnev'in ordulannı Prag'a göndermesinin tek nedeni, Çekoslovakyadaki hareketin diğer uydulanna ve hattâ Rusya'ya sıçramasından korkması değildi. Brejnev, ayni zamanda Çekoslovakyadaki liberalizasyon hastalığına çoktan tutulmuş, kendi meslektaşlarından fcorkuyordu. Brejnev, askerlerinl Çekoslovakyaya saldırtmakla bir bakıma Rusyanın içindeki düşmana karşı da savaş açmıştır. (The Observer) Mehmet BARLAS Sayın doktor ve eczacılara Karın ıçi organlarının SPAZM KRAMP ve KOÜKLERİNDE spazmol kompoze kuvvetli spazm çözücü,aqrı kesici PİYASAYA VERİLMİŞTİR D.E.V.A. SANAYI ve TICARET A.Ş. (3025) 8BM . (3085) 9988
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear