29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAJdFE DÖRT liıı öliiın Dfğerl Ige bir milyonerin torunu idi. O da Eton ve Cambridge' de okumuştu. Dünya çapmda bir playboydu. Alfonso Francis Austin Smith dostlarına sadece Frank isminde olan bu hovarda 37 yasında idi ve kısa zamanda yarım milyon sterlingi har vurup harman savurmuştu. Bu iki güngörmüş adany orta hallilerin yaşadıgı bu muhite kim getirmişti? Kafama takılan bu suaümi komşular şöyle cevaplandırdılar: «Kathleen Smith adında çok gtizel bir kadın. Frank'ın taparcasına sevdijfci ve kendisinden on yaş genç olan kansı.» Aslında aile oldukça mesutmuş. Frank bütün parasını içkide, kumarda ve eğlencede bitirmesine rağmen çalışmak ihtiyacında değilmis. Zira Kathleende olan onbin sterlinglik sermayenin geliri geçimlerine ve üç çocuklanna bakan dadının ücretine yetiyormus. Frank'ın fırtınah hayatından sonraki günler artık bir biri ardmdan sükunetle yuvarlanıp giderken 1926 yılının Ocak ayında bir dostu ona Jack Derham'ı tanıştınr. Ayni mekteplerde okumuş olmalan bu iki adamm kısa zamanda samimi dost olmalanna yeter. .Tack Derham 4f) yaşındadır ve bosanmak istemiyen kansından ayrı yaşamaktadır. Kendisinden Üç yaş büyük olmasına rağmen daha genç ve dinç göriinen Jack Derham'ı karısına tanıştırmakta bir mahzur görmez Frank. Kısa zamanda Jack Derham, Smith ailesinin en iyi dostu o lur. Fakat bir an gelir ki Vrank karısından şüphelenir ve onıınla sık, sık kıskançlık münakaşası eder. Kansının «Aramızda sadece dostluk var» demesine rağmen iki defa da Jack Derham'la yumruklaştıktan sonra Frank, Temmuzda (Herne) koyundaki evini terkeder ve Londra'ya Relir. Kathleen ise Uç çocuğunu ve dadıyı ahr Jack Derham'ın babasına ait olan Canterbury yakmındaki köy evine yerleşir. Fakat Jack Derham ayni eve gitmeyip o da Frank gibi Londra' nın yolunu tutar. 24 Ağustos 1968 CUMH1TIÎYET cinayeî nıi? 1 lıfi/il 1111, Şüphenin Parmağı Fenton Bresler çeviren: Aziz Kaylan çirdiği şeyleri parçaiadıktan sonra Frank, kansının avukatının yazıhanesine gider. Orada bulunan kâtibe: • Derham'ı geberteceğim. Ikisini de öldüreeeğim. Isterlerse tevkjf etsinler beni.» Diye bağırır. Tehditleri yalnız sözle değildir. Nitekim Derham'a yazdığı bir mektupta, «Kahrolasıca domuz. cesaretin varsa karşıma çık. Pis korkak. Bana yalan söyledin. Cezam çekeceksln» gibi cümleler vardır. Kathleen'e ise şunları yazar: «Izdırabımdan deliye döneeeğim. Tekrar soyliiyorum, sensiz yasavamam. önce o Derham denen ırz düşmanım temizleyeceğim. Oraya gelip ikinizi de usulünce ortadan kaldıracağim. Oğlumuz Jack'ın etıafında elâlemin «Anası fena idi, babası da onu öldürdü sonra intihar etti» diye konuşmalarını istemiyorum. Bana dön kadınım. Benim ııazlı küçük sevgilim.» Yazı sekli belki tamamiyle dramatik görünüyorsa da içten gelerek kaleme ahndığı da muhakkaktır bu mektubun. Bu olaylardan sonra Kathleen, Derham'ın babasına ait olan evden ayrılır, yanında çocuklan ile onlann dadısı ve genç kız kardeşi oldugu halde Tankerton'daki Deniz Yıldızı isimli villâyı kiralayarak oraya yerleşir, Dokuz agustos pazartesi günü de kocası, cebinde bir tabanca ve 6 şarjör ile çıkagelır. Kathleen Smith, güzel olduğu kadar maymun istahlı bir kadındır. O akşam geç vakte kadar otururlar. Frank kansına tabancasını gösterir ve «Aşkımı ii'kâr edersen kendimi bununl» öldürecefim» der. O gece ayrı odalarda vatarlar. Ertesi sabah kadın, Derham'ı bir daha görmiyeceğine dair kocasına söz verir. O gün ikinci bir balayı yasarlar. Fakat onu takip eden Çarşamba sabahı işler değişir. Postacı, Kathleen için Derham'dan bir mektup getirmiş ve onu Frank yırtmıştır. Kadın soğuklaşır. Bu ılefa Frank oturup kendi odasmda olan karısına şu mektubu yazar: «Hayranı olduğum kancıcım. Sen beni ümit ettiğimdrn ve her zamankinden daha fazla mesut ettin. Ben son zamanlarda (ieli gibiydim. Cehennemde yaşadığımi zannediyordum. Şimdi sen hana Cennetten bir parça RÖSterdin. Fakat sakın ha, düştüğüm bu gırdaptan beni kururmak için İp atıp d a tam tutacağım zaman çekmeye kalkma. Senin öyle iyi bir kalbin ve cesaretin var ki, ben onlara her zaman muhtacım.» Soğukluğu bu mektup da gidermez. Kadın kocasına evi terketmesini söj'ler. Frank çılgın gibi yalvanr ve her şeye rağmen o gece yine Deniz Yıldızı'nda kalır. Ertesi gün 12 ağustos perşembedir. Kalkar Derham'a Kathleen'in imzasıyla bir telgraf çekerek onu dâvet eder. illâ'mn adı defişmiş. Eskl romantik «Stelia Maris» Deniz Yıtöızı isimli plâka yok jısında artık. Fakat görünüşü t az farklı 42 sene evvelıne aran. Kent eyaletinin Tankerı kasabasmdaki tepenin üzeden her zamanki gibi denize uyor. Jüneşli olmasına rağmen sot bir sabahtı. ön cephedeki çok camlan kınlmış pencerei içeriye baktım, fakat bir ' göremedim. 3enim bulunduğum bu nokta12 ağustos 1926 da da bir r\ş\l durup içeriye bakmış ve erkekten birisinin ölümüyle en bir dövüş seyretmişti. 5u bir cinayet mi, yoksa bir « nuydı? şte bu sualin cevabmı bulabim Umldiyle gelmlştlm buraya, y tarihinden 42 yıl sonra. 3len adam 40 yaşındaki John rham idi ve iyi bir ailedendi. 3n ve Cambridge'de okumuşZengin, neşe dolu ve beynellel şöhret sahibi bir sporcu GÖZYAŞLARI athleen boşanmak için avukatına müracaat eder, fakat Frank bu işe razı değilrtir. Günden güne kendisini içkiye verir, gitükçe asabüeşir ve sık sık sinir krizleri geçirip ağlar. Ayni zamanda aşın derecede mütecaviz olmaya başlayan Frank, bir gün Jack Derham yokken onun odasına zorla girer ve Kathleen'in fotoğraflarını alarak Jaek'ın babasınm evine gelerek kendi çocuklannın dadısına: «Çabuk eocuklan çıkar buradan. Şimdi etrafı kırıp dftkereğim ve karımla Jack'ı öldiirecegim.» Der. Bir şans eseri olarak Kathleen evde yoktur. Eline ge K Yarın: SUCLU KİM? Dişf Bond MODESTY BLAISE İ ST\MBUL Acılı, ve orosrun Ciînavdın II) Köve haberlfr Oiinavdın 'II> Haberler ve hava durumu İstanhul'da buırün Kücjk ilânlar ve müzik Hafif batı müîlji B'ıaber ve solo sarkılar Aro soloları M *keün'den türküler Tv icin S. AvlA'dan «arkllal Sosval konular Ara haberler Hafif batı müziSi P Özer'den sarkılar S?b?h konseri Arkan varın M Ervürckten ttirküler Ara hab«rl« ve ilinlar Bu hafıa dlnleNec^klefiniz V. Doçu ve arkadasları Eerabtr io\o satkilar ' Haberier: Sfirai Gazete B Pikencik'ten sarkılar Eeklâm ııre«r»tnlın Ara haberier Cocuk behcesi Koro İle ezgiltr Türküler ve ovtm havalsrı Hafif batı müzlii P. Rit'der, sarkılar Cumartesi konseri Ara haberler Dans orke?traları Yurdun sesi Rpklam Droaramlan Haberlpr ve hava durumu KücüV: ilânlar P Kbvencten çarkılar KitaDİar srisında Ezellerimizin eetirditi C»ncler icin 24 ssatin olavlan vt ilânlar Beraber ve solo sarkılar Ülkeler ve melodileri Reklâm Droeramları Haberier FU'ıklar arasmda Gece n'üzici Özetler' Droffrarn ve kawanıs tST,»XBUL tL RADYOSU Acîlıs ve nroeram niskotecJmizden Karı«'.k sololar Cp5i\U müziK Lled saati Koncerto saatl Gençl»r için Caz müzie: Cumartesi konseri Cav saatt Kiicük konser Genrlere müzik Senfonik müzik Ha'if müzik Radvo ile Fransızca Akcaın konseri Oerıderln sevdikleri S».inaI Sineers toolulueu Ses müziei Gece Konseri Ncler dinleveceksiniz? Pivano soloları Halif sarkılar Hafif batı müzlH Proaram ve kaoanıs 123456789 (iki kelime ve argo terımıdır). % nizlerdeki yükselme hareketi (cog Ümit ederek. 3 Bir hareketi rafya terimi). 8 Bazı kurullabirine lftyık görme lşi. «ilâve olarm halkla terak vücude gelmiş yerleşip kalmasta bulunan mı$ tesir» mânasına iki söz. 4 şubelerine veriOsmanhlık devrinde büyük melen adlardan, en murlara hükümet tarafından vegel. 9 Geçrilen rütbelerden birinin adı idi, miş zamanlan bir zaman parçası, bir edat. 5 ınceliyen bilime Yiyip tçme ve faydalanma makkonu olacak desadiyle bir kurula girmiş olanlar gerde. insaru (çoğul). 6 Her şey onunla ldhem meşgul erâk ve muhakeme edilir, bir erder hem faydakek adı. 7 Av (eski terimV den.jn•« w>n landırır. Tiffany Jones riFFANY JONES N259 < SOLDAN SAC.A: 1 Saman gibi olmuş eski ye»şiltt* çayır.(i}«'Söz). 2 .Ç«m( ' surette elde edilmiş hMtaülHryi etme yolu (iki söz). 3 Tersi eski ve rahmetli bir sefirimiz olan Suat Beyin soyadı idi, temizlenip yok edilmesi gereken şey. 4 Seciye ve karakter (yeni terim), «fazla söz dinlemez durumda» mânasına iki söz. 5 Nezaketsiz insanları belirten kelimenin yarısı, girgin atılgan ve becerikli. 6 «Beyaz renkteki hayvan yavrusu» anlamına iki söz, bir takı. 7 Tekrarlanınca «parça parça» karşılığı bir soz belirir. 8 Gelecek zamanda (bir sbz ve bir edat), eski Türk imparatorluklarından. 9 Yüksekten bakıp kon trol etme (eski terim). YUKARIDAN ASAGlYV. 1 Birine faydalı oluyormuş gibi görünüp onu ziyana sokan UÜNKO BULMALANIN NASIL HALLED1LECEK Yukandaki rakamlı bulmacad» *»dece 4 tane anantar (ipııcu) ve 8 tane sonuç vardır B05 kalao 12 karenio içioe 1 den 9 a kadar uygun birer rakirD koyarak ve tot>lama. çarpn*. çıkartma. h o lme if»»tlerine dikkat ederek snldan sağa ve yukandan aşağıyb hıılnıarada gösterileo sonuçlan bulunuz. Bua* vaktiatoi alır ama. boş vaktinizi üosça ceçirmij olursunııl. PREIORIfl H İDEKOBRA 1 \nnc Maricl ÖIUSI 1 8t' B MAURICE 95 Mrs. Sandra'nm gerçeği söylediğini düşüneHm. Halvan'ın yardımı ile onu hapishaneden kaçırttığını kabul edelim. Bu dertten kurtulan James'in yeniden tevkif edilmek tehlikesi varken hâlâ Pretoria'da kalacağına inanıyor musunuz? Nişanlınız oradan kurtulursa Halvan onu ne yöne gönderir? Transvaal dışına, Mozambik'e değil mi? Demek ki, en kısa zamanda oraya gitmeniz için verdiği fikir çok mâkul.. Problemi her yönünden uzun uzun inceledikten sonra, Patricia, Guilledieuze'ün sonuçlarını kabul etmeyi uygun bulmuştu. Sâdık Miss Weeds ile beraber, Lourenço Marques'e giden trene binmiş ve Ani cia'nm tavsiyesine uyarak Vasco de Gama oteline in mijti. Dört gün bekledi. Dısarı hemen hemen hiç çık mıyordu. Bazan biraz nefes almak için, sahile ince kumun üzerinde yürümek üzere iniyorlardı. Otele yorgun yorgun dönüyorlar. Miss Dunham'ı kimsenin arayıp aramadığmı soruyorlar ve kapıcıdan her gün ayni menfi cevabı alıyorlardı. Biraz daha üzgun oda larma yatmağa çıkiyorlardı. Patricia en kötü şeyleri düşünüyordu. James'in yakalandığını, kaçacsğı zaman yaralandığını, polislerin peşine takıldıklannı, tam sınırdan geçerken ta nmıp yeniden tevkif edildiğini görür gibi oluyordu. Bir gün, Weeds, istasyondan aldığı Pretoria gazetesi ile geldi. Aşağıdaki satırları okuduğu zaman genç kızın heyecanı son haddini buldu: «Punda Maria'dan firar.. Artık, firarını daha önce anlattığımız Schroeder adındaki casusun Alman olmadığı tesbit edilmiştir. Birkaç gün sonra mahkemesi yapılacak olan adam, aslında Mackenzie admda bir îngiliz subayıdır. Bu yalancı asker kaçağının, Transvaal'e gizlice ge çerek, düşmana boer hareketleri hakkında bilgi ver mek amacını güttüğü anlaşılmıştır. Bu firar esnasmda görevinin kurbanı olduğu tah min edilen gardiyan Vermaas'ın cesedinin bulunma sı için gerekli araştırmaiara başlanmıştır. Ladysmith veya Natal çevrelerine. Ingiliz hatlarına yakm bir yere kaçtısı tahmin edilen eski SchroeH"r. hain Maekenzie titizlikle aranmaktadır..» Patricia. dadısı ile bu yazıyı uzun uzun inceledi. Proteria makamları Mackenzie'yi tngiliz hatları tarafından arıyorlarsa. Halvan da onu Mozambik'e dos nı sevketti ise. ümidi kaybetmemek gerekiyordu Gü ney yerine doğuya giden genç adam '»hlikeden nisbeten uzaklaşıyordu. Genç kız da. Miss Weeds de bu iyi haberin verdiği ümitle yirmi dört saat avundular.. On günlük bir bekleyişten sonra Patricia gene James'in başarısızlığı hakkında endişeye ba^ladl. Da dısı, nafile yere onun moralini kuvvetlendirmeğe ça Malkoçoğlu Tekrar beraber Sevgili Cumhuriyet okuyucusu, Uzun bir ayrılıktan soura yann bu köşede >Ialkoçoğlu, Ejder, siz ve ben tekrar beraber olacağız. Pek apansız olda sizlerden aynhşım, allahaısmarladık demeye bile fırsat bulamadan. Ama bilmiyordum ki ayrılacağımızı... Bir bakıma bu Malkoçoğlundan ve Ejdcrden de ayrılmak detnekti. Kimin îönlii razı olurdu buna. Gel gör ki oHu işle. Bir senedir ayrı kaldık birbirimizelcn kara saçlı Malkoçoğlundan sevgili Ejderdeıı... Akmcılar nasıl giderdi mor dağların cizdiği uf\ık vizgisinden ötelere ve nasıl döncrlerdi bir akşanı vakti doludizgin, yorguıı ve nıutlu çizmelerinde toz ve yürekleıinde ozlem.. Akmcılar gidcr de akıııcıları çizen ressarn gitmez mi? Esti i^te. fırçanıı. kagıdımı dürdüm koydum hsybcye. «l'akında dönerim. benim romanın yedekleri bitene dek» dedim y^zı işleri müdürüne. Bulgaristan, Yngoslavya, Avusturya, Macarislan... Tuna. Sava, Drava... Nigbolu. Kosova, Budin.. Dört bir yanını dnlaştım Balkanlann. Kulaklarımda nal sesieri akıncıların. Her gittiğim yerde taze bir heyecan, her kale taşmda akmcılatdan bir hâtıra. Nasıl geçmişlerdi kimbilir buralardao rüzgâr misali. Peki, nasıl aşmışlardı şu ipek bakışlı durgun Tunayı? Nasıl varmışlardı Sava ile Dravanın hırçuılaşiığı ycrdeki Belgrad kalesine? Ellerimi ve jüzümü Savanın serin su'armda ıslattım. Sonra Almanyaya çıktım. Münihte Ralf Kauka müessesesi Almanya için resitnli roman yapmamı istedi. Hcle şimdi kalsın, dönüşte konuşuruz» dedim. Berline vardım. TJtanç Duvarınuı altından geçtim. Doğu Almanya... ve İsveçe gittim. Vikinglerin ülkesi İsvw;. Vlking miizesini gezdim. Pek fakirdi. Daha iyisi Norveçte, Ojloda, dfdiler. Oraya da uzanctım. l'zun gemileri, Viking baltalaruıı yakından gördüm. Not defterim yanımdaydı, hep çizdim, çizdim.... Kuzeyin sarı saçlı ilâhlarını seyrettim.... Sonra Londra. İşte ne olduysa orada oldu. Malkoçoğlunu tanıtmak için temas ettiğim Fleetway yetkilileri rnmanda değişiklikler yapmamı istediler. Gönlüm razı olmadı. Peki, burada kal bizimle çalış dediler. Fleetway dünyanın en ünlü resimli roman ressamlarının harman olduğu bir yayın müessese»idir. Ingilizlerin yanında Ispanyanm ünlü üç ressamı. İtalyanın gene ayni değerde iki ressamı vardır orada. Yapılan resimli romanlar Ingilterede yaymlandıktan sonra dünyanın dört bir tarafındaki gazete ve dergilere dağıtılır. Fleetway İngiltere İçişleri ve Çalışma Bakanlığına başvurarak İngilterede kalmamı sağladı. Orada •Bir defa Ölünür» adh bir resimli roman çizdim. O güne dek çizgilerini gazete ve dergilerde gördüğüm ünlü ressamlarla çalıştım, çahşma şekillerini gördüm. Sonra ünlü SUN gazetesinde doslar edindim. «İki yüzlü adam» isimli romana basladun. t ' m i dimin üstünde bir alâka topladı. Malkoçoğlunu çizdiğim zamanki mcktuplan hatırlatan binlerce mektup geliyordu. Bu arada Fleetway'a da •Nefrete yer yok» İsimli bir resimli roman çizmek zorundaydım. Cumhuriyet gazetesi yetkilileri ise Malkoçoğlunun yeni bir mâcerasımn tamamını çizerek s;öndeımemi istiyor, ve yollarda kaybolabileceği endişesi ile parça parça kabul etmiyordu. Şiiphesiz haklıydılar. Ne varki ben kurtulamayacağım bir çarkın içine girmistim... Ve Malkoçoğlu kesildi. Malkoçoğlu olarak çizdiğim resimler Londrada rastladıj;ım Cumhuriyet okuyucularınm benden hâtıra olarak istedikleri çizgilerden ibaret kaldı. Zaman zaman onları özlüyordum. Ve bu özlemle belki iki yüzlü adamın kahramanı Cliff hep Malkoçoğluna benziyordu. Hayatını fırçası ile kazanan bir insan olarak en başanlı olabileceği saha en mutlu olduğum konudıır. Cliff'in helikopterli gangsterlere karşı savaşı hep bana gıırbette olduğumu hatırlatıyordu âdeta... İşte gördüğönüz gibi bir RÜıı fırçam» heybeye koyup yuvaya döndüm. Yarın bu sütunlarda «BUDİN KÖPRÜSÜ» a d h bir maceraya ,• başlayacağız. Malkoçoğlu, Ejder siz ve ben... gene beraberiz. Balkan iilkelerinden size akıncıların nal seslerini, onlann dönüşünü bekleyen taze gelinlerin hasret türkülerini getirdim. Batıda öğrendiğlm telcnik yenilikler ve en taze Rumeli hâtıralarıyla yarın karşmızdayım. Sevgilerle 24.8.1968 Ayhan BAŞOÛLU A NKAR A Acılıs ve G'inavdın (l\ Kövc haberler Günavdın (11^ Haberler ve hav» durumu Sabah müzifii Aııkara'da bueün Kiîc.ik ilânlar Sabah sarkıları O T'irerı'den türküler Ev icin Sabah konseri Arlsası varın Kücük ilânlar N Camhdardan türküler Albüırılerden secmeler İ Yazar'dan sarkılar Cocuk bahcesi Konser saatl Ara haberler ve lllnlar Ovun havalan Kıbrıs saati Küeük ilânlar Sarkılar Haberler Resml Gaıete Hafif müzik Kad:nlar TODIUIUSU A. Gürkan'dan türküler Heklâm oroeramları Ars haberler ve ilânlar Sarkılar S. Ercrhan'dan türicület Dinleviri istekleri Cesitli müzik An? haberler ve ÜİIÜK Cocuk saati Rcklâm Drofframları Haberler ve hava durumu Kiicük ilânlar N Erol'dan türlcüler Uaftanın konuk «anateıl&n Genclik İtalva'dan müzik Bir varmıs: bir vokmus 24 saatin olavlan ve İlânlar S Deran'dan sarkılar Türküler Yenl Dİâklar Sarkılar ve ovun havalan Haberler Caz müziM Daruı müziît ftzetler; Droeram ve kaoanı» ONK Ootmi«t» *t«nıın«taJ> » t ı r •ıınmıitn lışıyordu. Evet, kaçtığını biliyoruz.. Ama sonra? karşılaşacağı zorlukların farkmda mısmız? Ya yolda izini buldularsa? Afrikaan düîni konuşmuyor.. Bir madende iş arayan bir adam süsü veremez kendisine.. Bir akşam otelin yemek salonunda yemeklerini bitirirlerken. masalanna bir adam yaklaştı Bu Vermaas'tı. Holânda şivesi ile Patricia ya hitap etti: Siz Miss Dunham'sınız degil mi? Genç kız şaşkınlıkla dadısına bakıyordu. Birden Transvaal'den gelen bir poüsin ona kötü bir haber vermesinden korktu. Evet, benim. dedi. Neden? Çünkü sizi 27 numarah odaya götüreceğim Sizinle konuşmak isteyen birisi var.. Peki ama siz kimsiniz? Daha fazla bilgi vermeden Vermaas: Pretoria'dan gelen bir yolcuyum, dedi. Burada başka bir şey söyliyemem. Pretoria sözünü duyunca Patricia bu adamın James hakkında bir şeyler bildiğini ve bunun da önem li olduğunu anladı. Titreyerek jerinden kalktı ve tereddüt etmeden: Peki, dedi, geliyorum.. İkinci kata çıktılar Tahta merdivenîerin basamaklarından çıkarken, kalbi sert sert atıyordu Sevdiği adamm ölüm haberini mi getiriyorlardı. 27 numarah oda koridorıın ucunda idi Kapıya yaklaşınca. genç kız hafif bir fenalık şeçirdi Düşmemek için duvara yaslandı. Vermaas. kapıyı vurmadan açtı ve Buyurun Miss Dunham. dedi. Patricia bir kukla gibi söz dınledi Fakat bağırmaktan da kendini alamadı: Karşısında James ayakta duruyor, ona kollarını uzatıyordu XXVII TILSIMI Vermaas yavaşça kapıyı çekmişti. Genç kız koştu. baygm gibi nişanlısının boynuna atıldı ve kekeli yerek: James.. Jimmy.. sevgilim. böyle bir saadet olabileceğini sanmıyordum dedi. Ah. yavrum.. bende. Çok u?.akİ3Trian geri gel dim... Pretoria'dan çok daha uzaktan.. Höcremde se kiz gün daha kalsa idim. son yolculuğs çıkıyordum.. Patricia alnını okşuyor. yiizünü öpüyordu. James de ayni siddetle mukabelp ediyordu Uzun dakikalar, odanın ortasında ayakta birbirlerine sarılmış, kenetlenmiş gibi kaldılar Dudaklan yaklaşmış, birbirine anlasılmaz aşk kelimeîeri fısıldıyorlardı. James kanapeye oturdu Genç kızm ince vücudu nu kendine yaklaştırdı. Onu daha yakm hissetmek Utiyordu. Patricia içini çekerek: (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear