23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 7 Haziran 1968 CUMHURÎYET YEHIBIR Robert DÜHYfl'Yfl DOGRU Kennedy BALCI Yazanr Der.eyen: Amerika, her geçen gün daha yalnız kalıyor B u kitaptald yaalar, 1965 Ocağında Senatoya girmem den bu yana yaptığım seyahatlerdeki izlenimlerimj ve Senatodald konuşmalanrru kap samaktadır. Senatoda, giinlük problemler ve buhranlar tartışılır ve bu bubranlara, o an için en uygun çözüm yolunun bulunma8ina çalışılır. Bundan ötiirü bu Utaptaki yazılanm, Amerika ve dünya için uzun vâdell plSnlan kapsamaktan çok son iki buçuk yıl Içinde karsımıza çıkan dünya sorunlanna kar$ı olan tepkimizi ve bu konudaki düşüncelerimizi ifade etmektedlr. Düşünmekten, bile ürperdiğimiz, korkunç gücümüse rağmen, gençlerimiz Asyanın bir köşesinde ufak bir iilkede ölmekte, bir türltt kazanamadığımız savas iktisat sistemimizi, temellerinden gars makta, en yakın dostlararnz bizden giderek uzaklasmakta, ve Amerika her geçen gün dün yada daha yalnız kalmaktadır. Işte bu kltap, Ameriksmn gerek içte ve gerekse dışta düştüfii bu gaç durumun temel nedenlerine ınnıeye ve çık mazdan kurtulabilmek İçin yeni yollar bulmaya çabalamaktadır. Abraham Lincoln'un d* bir ramanlar dediği çibi: «Yeni çartlar karşısmda, dfl şüneelerimizi ve eylemlerim:zi de yeniletnek zorundayız.» lann danslannı taJüit etmektedir. Güneyli zencileri ayaklandıran ve 1964 te Medeni Haklar yasasının çıkmasım sağUyan oturarak; yapılan pasif direnrae hareketi, ilk önce lise öğrencileri arasında başlarmstı. Bu gençlerin bize verdikleri ilhama ve jvünce rağmen, onların bugünkü durumu bizi üzüyor ve düşündürüyor. Kuşaklar arasındaki uçurumun giderek genişlediğini, gençlerimizin giderek daha karamsar oiduklarını kaygı ile izliyoruz. Bob Moses Parise gitmiş, onun yerini Stokely Carmichael ve Rap Brown almışlardır. Banş gönüllüieri eskisi gibi istekli çalışmamakta, getto'larda öğrerüm programlanna eskisi gibi sık rastlanmamakta, Los Angeles'te ve okullarda her dem ayaklanmalar olmakta, gençler arasmda intihar olaylanmn sayısı gittikçe yükselmektedir. Gençler arasında, güçlü kişüerin ahlâksız olduklan, devlet yönetiminin ben cil kurallar üstüne oturtuldugu, hayatm bizi kaygılandıran dertlerinden kurtulmak için yepyeni bir yaşanıma yönelmek gerektigi kanısı giderek yayılmaktadır. Bir takım gençler esrar ve L.SD. gibi Uâçlarla hayal âlemine kaçmayı, günümtizün katı gerçekleri ile uğraşmaya tercih etmektedirler. Bu gençlerin umutsuzluğu, kendilerini çevrelerine karşı Ugisizliğe sürüklemektedir. Bu koşullar altında bir önderin görevi bu gençleri suçlamak veya cezalandırmak değil fakat bu umutsuzluğun, bu ilgisizliğin nedenlerini araştırmak olmalıdır. ki sefaleti ve ıstırabı seyretmemizi affedememekte, hazmedememektedirler. Fakat günümüziin gençliğinin umutsuzlufunun köklerini sadece Vietnam savaşında aramak doğru olmaz. Bu kökler daha derinlere inmektedir. Meselâ, iktisadi sistemimizi ele alalun: Bizi dünyanın en zengin ülkeleri yapan bu sistem.ış iktisadıdır. Halkımızın çoğunluğu bu iş iktisadında çahşır, ama buna ragmen son joklamalardan anlaşıldığına göre, lise mezunu gençlerin ancak yüzde onikisi iş çevrelerinde çahşmayı istemektedir. Bunun en önemli nedeni, Amerika'nın toplum hayatında devasa rolü olan büyük «Korporasyonlar» ın, bu toplumun hayati problemlerini çözmede çok yet«rsiz kalmalarıdır. Medenî haklar. yoksulluk, işsizlik, sağlık ve egitim gibi temel sorunlarda, iş çevrelerinin olumlu katkıları çok az olmuştur. Ulusal Fabrikatörler Birliğinin, eğitim kurlarını. Ford ve Rockfeller fonlarınm olumlu çabalarını her ne kadar saygı ile anıyorsak da, i? çevrelerinin genellikle ulusal sorunlarla uğraştıklarını ileri süremeyiz. Buna karşıhk, iş çevrelerinin temel amaçlarının kâr etmek olduğu iddia edilebilir. Fakat günümuzün gençliği, «General Motors» gibi bir firmanın yıllık kârının, dünyamızdaki yetmiş geri kalmış ülkenin herhangi birinin milli gelirinin üstünde olduğunu öğrenince isyan etmekte ve tüm sorunları kâr açısından görme çabası genç kusağı çileden çıkarmaktadır. Kişileri esrar içtiklerinden ötürü hapse atarken, her yjl binlerce Amerıkalının ölümüne sebep olan sigaranın, ilânları için milyonlarca dolar harcamamızı, Yasalara aykırı suç örgütlerinin yalnız büyümekle kalmayıp. aynı zamanda iş çevrelerinee de desteklenmeleri, gençlerimizi düşündürmekte, onlan kuşkuya yöneltmektedir. Gençler, Amerikan toplumunun maddeci görüşünden giderek soğumakta ve kendilerine yeni mora! değerler aramaktadırlar. Onlara göre, biz, kişinin gerçek değerini aldığı ücret veya elinde bulundurduğu emlâk ile ölçmekteyiz. Biiyfik kalabahklar içinde yalnız insanlar yaşar Amerika'da... Baksrıınız kiiçök bir zenci kalsbalıktan sıynlır ve tıpkı Bsfkan Kennedy, Robert Kennedy ys d» Dr. King gibi vnrulan Lincoln ün biUtünde bir doıtlnk arar.. Aklınıza Robert Kennedy'nln »özleri gelir o anda: «Amerika dftnya içinde yalnif fcalmaktadır». Uyuşmazhk kaynauan Bu gençler, toplumumuzun hangi kurallan ile uyuşatnamaktadır lar ve bizden istedikleri nedir? Bu gençlerin bizimle uyusamadıkian konulann başında Vietnam savaşı geünektedir; çünkü Vietnam her şeyden önce gençlerin savaşıdır. Orada yiğitçe savaşan ve canlarını veren askerler yaslan yirmi beşi aşmamış Amerikan gençleridir ve bu gençler bu savaşın nedenini, anlamıru sorduklan zaman a]dıkian cevaplar doyurucu olmamaktadır. Gençler, bizim antikomtinizm adına işimız olmıyan bir ülkeyi yıktığımıza inanmaktadırlar. Onlann görüşüne göre dUnyanın en güçlü ulusu, uzak bir ülkede masum çocuklan öldürmekte, yoksul halkı daha da yoksullaştırmaktadır. Bu genç ler, biz savaşa milyarlarca lira harcarken, kendi ülkemizde yoksullugun ve sıkıntının hüküm sür mesıni, Vietnamda sözde bağımsızlık adına savaşırken, Alabama, Missisipi ve Kuzey Gettolarında Gençlik ı Thomas Jefferson'un Cumhurlyetin kurulması dolayısiyle yazdığı Bagunsızlıi Bildirisinden bu yana, bu ulus bugunkU kadar tah silll, zeki ve idealist bir gençlik /etiştirmemiştir. Banş gönüllüleinin çaJışmalanndan Kuzey öğenci Birliğinin çabalarına, Apjalachia'dan, Missisipi'nin tozltı 'ollanna kadar, bu gençlile Ameikan ulusunca kendine beslenen •üvene lâyık olduğunu her fırsata ispat etmistir. Aynı şekilde Vmerikanın yaşh kuşaklan da ;enç kuşağa karşı duyduklan hay anlık ve saygıyı her fırsatta beirtmişlerdir. Detroit fabrikaları, ttomobillerini gençlerin yaptıklaı modellere uygun olarak imal tmekte, yüksek sosyete, gençlein müziğini dinlemekte, ve on . siyle bu huzursuzluğu gereğinden fazla önemsemek doğru olmaz. Kanıma göre bu görüş tamamen Amerikalıların ço|unluğunun gö yanus ve sıhhatsiz bir görüştur. Gençliğin protestosu, yaslıların zünde haksızlıklara karsı yiğitkendilerine güvensizliklerini ve çe savaşmış, yoksulları koruysn yanlış politikalarını yansıtmakörgütlerdir; oysa gençler, sendikalarda ahlâkın bozulduğuna, bü tadır. Genç kuşak, Vietnam konusunda huzursuzluk duyarsa rokrasinin sisteme hâkim olduğuna, üyeleri arasında ayınm ya yaşlının da bu mevzud'a huzursuzluk duyması gerekir; çünkü pıldığına inanmaktadırlar. bu felâketin sorumluluğu gence Eğitim sistemimiz de gençler değil, ona aittir. Eğer genç kutarafından eleştirilmekte ve bu şak tutucu politikayı reddeder ve sistemin, duyguları ile düşünüşbizim ideallerimiz ile alay ederleri benzer olan, kişisel özellikse, bu aynı zamanda bizim de bu ten yoksun, insanlar yetiştirdiği ideallere içtenlikle bağh olmadıöne sürülmektedir. Bu iddialarğımızı. darda kaldığımızda bu da kişinin üniversite bürokrasiidealleri terkettiğimizi gösterir. sine karşı başkaldırmasını, iıyan Büyük savaşlarda savaştık, buetmesini görebiliriz. günkü durumumuza erişebümek Kişinin bu ezilmesini, ufalmaiçin büyük fedakârlıklarda busını politik sistemimizde rfaha iyi lunduk. Buna rağmen ne elde etizliyebiliyoruz. Televizyon, radtığimizi ve elde ettiğimiz şeyleyo, gazete ve mecmualar, devlet ri beğenip beğenmediğimizi kenyöneticılerinden vatandaşa, bir dimiz de bilmiyoruz. çağlıyanı andırır biçimde akan Gençlerin başkaldırmalannı sözler ve bildirilerle kaplıdırlar. Amerikan vatandası bu çağlıyanın akışı karşısında sendelemekte ve ezilmemek için direnmektedir. Amerikan vatandaşı, yöneticilerimiz tarafından uyutulmakta ve sürekli olarak afyonlanmaktadır. Savunmadan yoksun köyler havadan bombalanmakta, sakinieri evsiz barkM.25 Acılıs ve nroeram 06.30 Kuranı Kerim acıklaması fiz kalmakta, hayvan sürüleri 06.50 Saz escrleri makinah tüfek ateşi ile biçilmek07.00 Köve haberler te, konutlar yangın bombaları 07.05 Oünavdjn ile kül edümekte ve bunun actı07.30 Haberler vc hava durumu 07.45 İstanbul'da bueün na «pasifikasyon» denmektedir. 07.50 K. İlâniar ve h.fif tnüzik Milyonlarca köylü yerlerinden, 08.00 Hafif Batı müzlei yurtlarından alınarak kilometre08.15 Beraber ve solo sarkılar lerce uzağa gönderilmekte, b«08.45 Aro soloları nun adına «halkın nakli» yahut 09.00 M. Akkus'dan türküler 09.15 Ev icin da «sınır düzeltilmesi» denmek09.35 Kenıan soloları tedir. İnsanlar yıllarca hapisler09.50 Ovun havaları de çürütülmekte, bazen ensele10.00 Ara luhrrler rine sıkılan bir kurşunla öldürül10.05 Müzlkaller 10.20 R Krten'den sarkılar mekte ve buna da «tehlikeli ele10 40 Arkası varın manların ortadan kaldınlması» 11.00 Sahsh konseri denmektedir. Böylesine bir or11.45 S Czerden sarkılar tamda, gençlerimizin, umuttan 12.00 Ara haberler ve ilânlar 12.0S Tıirlnıler eecidi "nihilizme, mücadeleö*en LSD'ye 12.25 Kilciilt Orkestra kaçmalarının nedeni kolaylıkla 12.4) Sarkılar anlaşılabilir sanırım. J3.00 Haberler. Resmî Gazete küçümbiyemeyız; çünkü günümuzün modern toplumunda gençlik, ayrı bir grup, başhbaşına bir kuvvet olmuştur. Bu gençler, düşüncelerini ve duygulannı kendilerinden daha genç olanlara aşılamakta ve sonuç olarak gelecegin dizginlerini sıkı sıkıya ellerinde tutmaktadırlar. Gençlik, toplumda herdem ağırlığım hissettirecektir. Bu ağırlığın olumlu olmasını ayarlamak da yaşlılara düşen bir görevdir. Amerikanın yaşlı kuşağı bu görevini hiçbir zaman unutmamahdır. Diğer uluslar ve diğer gençler Gençliğin isyanı yalnız Amerikaya özgü bir oluşum değildir. Lâtin Amerikada gençler yıllardır kendi toplumlannı eleştirmisler, Kore, Endonezya ve Türkiyede öğrenciler hükumetleri devirmişlerdır. Güney Afrikada, öğrencilenn hükumete karşı direniîleri giderek güclenmektedir. Avrupada ise Ingiliz öğrencileri hükumetlerinin dış poütikasına karşı ayaklanmakta, Çekoslovakya ve Rusyada öğrencilerin özgürlük istekleri gittikçe kuvvetlenmektedir. Komünist gençliğinin dîrenişi ve ayaklanması, Amerikan gençliğinin direnişinden farklı bir nitelik gösteriyor. Amerikan gençliğinin hiç olmazsa direnme ve baş kaldırma hakkı vardır; komünist gençlerinin bu temel haklardan da yoksun olduklan hatırlanacak olursa, mücadelelerinin çok daha zorlu olduğu anlaşılabilir. Fakat komünist ülkelerinin gençlerinin, Amerikan gençlerine olan en büyük üstünlükleri onlann daha yüksek bir hayat standardına ulaşabilmek ve daha zengin olmak amaçları ile mücadele etmeleridir. Onlar bu amaçlarından kuvvet almaktadırlar. Amerikan gençleri ise zaten zengin olup, en büyük dertleri bu zen ginlikleri ile ne yapacaklarını bilememeleridir. Faaliyete geçmek gereği Gençlerin problemlerini sadece £örmek ve anlamak yetmez. Tüm pücümüzle genç kuşakla aramızdaki mesafeyi daraltmaya, onlara yaklaşmaya ve onlann istemlerini ciddiye almıya mecburuz. Günümüzün' gençliği, kişinin kufsalhŞına, yüceliğin e inanmaktadır. Bu gençler, fazla gücün, hükumetleri dikta rejimine gotürdüğüne inanmakta ve vatandaşlarla dürüst ve dolaysız komısan, onlan aldatmıyan bir yönetimin özlemini duymaktadıriar Bize dü?en görev, bu amaçlariTT elde edilebilecegini onlara gö?termek. ve bu ideallere ulaşmak için onlarla beraber omuz omuza mücacfele etmektir. Yarın : Irk ve şehir: Sefalet Mahalleleri ve Toplum TÜLMACA 123456789 YLKARIDAN AŞAGlYA: lerinde en güzel erkek, bir kısaltılmışı. 8 «Be1 Mutfaklarda kullamlan a edatın büjük annemin evine raçlardan bir grupuna toptan nim doğru yola çık!» böyle denilir (karma söz). 2 iki «Herhangi bir görevi yerine geanlamına tir» karşılıgı iki sözlü bir çekirn. bir eJ234S6789 3 Cimriliği sonucu hasta ve mir. 9 Güç perişan hale düşmüş insan« anbir işi bitirip geniş nef.es alamına iki söz. 4 «Unu hayalan bir kimse tına son vermek suretiyle yoklu^aaaaa nin sevinçle çığa kanstır!» mânasına iki sözHHC3 93011 113 D333 kardıgı sesler • lü bir emir. 5 «Gönülden ve HMGaa den, sevdiği ingerçekten inan!» karşılığı iki sana fedakârca. sözlü bir emir, bir zaman parçabağlant» göster*' sının tersi. 6 O üfürür, su götürür, utanma duygusu (eski te DunkU Dulmatanın me hali (eskiterim). rim). 7 Eski Yunan efsane haiıiiimi, «mi SOLDAN SAGA: 1 Kıbrıs Rum yönetiminin Dışişleri Bakanı. 2 Caka, birini övüp göklere çıkarma işi. 3 Şimdi kadınlann da, erkekierin de giydikleri dış elbise kısımlaruıdan biri. 4 Kendisinden bez dokuma yapılan bitkilerden. yağmurlu havalarda atmosferi kaplayan. 5 «Kalitesi düşük durumda maden eşyayı yapıştırmakta kullamlan madde» anlamına iki söz. 6 «Vücudünün üst kısmına giydiğin elbise parçasını yere yay!» 7 Bilgin ve sezişi kudretli kişi, yani irfan sahibi, kuşlann ağızlannın yansı. 8 «Her zaman neşeli olan hayatıru ilme ve araştırmaya adamış kişi» mânasına iki söz. 9 Çok eskiden ortaokul ve liselerde bir çeşit yazı yazrna ve edebiyat bilgisi gibi verilen dersin adı (eski terim). Fark eder mi ? Aramızdan birtakımı, gençlerin bu umutsuz davranışını kabul etmekle beraber, bu davranışın mânasını anlıyamamaktadır. Bunlara göre, genç kujaklarla yaşlı kuşaklar arasında her dem çekişme olmuş ve bu çekişme genç kuşaklar yaşlandıkça kendiliğinden ortadan kalkmıştır; dolayj Liberallere de kar$ı Kanıma göre, rallere karşı da te ve onlara da tfirler. Örneğin, bu gençler libetepki gösterraekgüvenmemekteişçi sendikaları DişlIBoncf MOOESTY BUAISC 13.15 13.30 14.00 14.30 14.15 14.45 15.00 15 05 15.20 l«.00 18.15 17 00 17.05 17.30 17..10 19.00 19.30 19.35 19^0 20.00 21.30 21.40 22.00 22.45 23.00 23.55 16.55 17.00 17.30 18.00 18J0 19.00 19.15 19.30 20.15 21.00 21.30 2T.45 22.00 23.00 23.20 0100 N. H. Culha'dan sarkılar Reklâm Droeramları Acareil Orkestrası TT. Aksu Orkestrası T. Uvırun'dan « r k ı i a r Â. Daiml'den türküler Ar a haberler Cocuk Bshcesl Yaz Okuiu Kadvo ile Fransızsa On»ra konseri Ara baberler Kadınlar faslı Köv Odası HeklSm oroeramları Haberler ve hava durumu Küciik ilânlar G. Ersel'den sarkılar Din Ahlâk sohbetl Mevlid vavını Saz eserleri A. Yavasca'dan sarkılar Reklâm Drocramları Haberler Caz müzigi Proeram ve kaoani's İSTANBUL RADYOSU İSTANBUL İL RADYOSU Acılıs ve croeram Diskotefimizden Küciik konser Genclere müzik Senfonik müzik Haflf müzik Radvo ile İnsrilizce Aksam konseri Genclerle beraber Oda müziffi T.icdler ve Ozanlar Hafif müzik Gece konseri Caz miiziei Hafif Batı müziŞi Proeram ve kaoanıs CÜNKt) BULMACANIN HAU.EDÎLMİ9 SEK.Lİ NASIL HALLEDİLECEK Tukandaki raksmlı bulmacada sadece 4 tane anahlar (ipucu) ve 3 tane sonuç vardır. Boş kalan 2 karenin içine 1 den 9 a kadar uvin" birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bölme işarellerine dıkkat ederek soldan sağa ve yukandan aşağiya bulmarada gösterilen sonuçlan bulnnuz. Biras vaktinizi alır ama, boş vaktiniz : ho.jça geçirmis olmsauuı "PRETORIA ATUSI,, Emin değilim. Ben eminim.. Bu sebeple aramızdaki centilmen anlaşmasına bir iki ek madde teklif etmek için geldim. Cecil Rhodes, başuıı koltuğuna dayayarak daha büyük bir dikkatle: Sizi dinliyorum, dedi. Bugüne kadar, madenlerimizin işletilmesinde ve elmasların satışında tröstümüzün şartlanna uymağa kararlı idik. Savaş hali yalnız birbirimizin karşı olan sorumluluğumuzu değil, aynı zamanda tesislerimizin emniyet bakımmdan da bir tehlike teşkil etmektedir. Ingilizler Orange'a girerlerse sizin Kimberley'deki işlerinize zarar gelmez. Ama Johannesburg ve Pretoria'ya kadar gelirlerse Trekfontein, bir daha düzelemiyecek hale düşebilir. M. Halvan çok karamsarsınız. Holândalı tebessüm etti: Hayır, sağduyuluyum. Rhodes rakibine baktı. İlgisiz görümnek isteyen bir sesle: Peki ne demek istiyorsunuz? diye sordu. Benim elmas istihsalimin mikdarını yarın kratına kadar biliyorsunuz. Fildişinden bir kâğıt kesecekle devamlı surette oynayan Cecil Rhodes, şaka etti: Trekfontein'in her galerisinde olduğunu bilmesem, sizin rakibiniz olmaktan utanınm. Hükumetten, yazılı olarak. savaşın sonuncu ne olursa olsun, bana ait madenlerde en küçük bir hasar yapılmayacağına dair bir teminat istiyorum. Sabırlı bir adam olmayan Cecil Rhodes, Misafirinin sözlerini gizliyemediği bir asabiyetle dinliyordu. Savaş ve sonucu galip gelen kuvvetleri ilgilendirir. Bîzim menfaatlerimizi de baltalayabilecek şartlar, emirler vermek bence imkânsız bir şey. Halvan, Cecil Rhodes'dan daha sabırlı değildi. Der hal sesini yükselterek: Tarafsız bir vatandaşın emlâkini korumaktan âciz olduğunuzu öğrenmek beni üzdü, dedi. Üstelik bu vatandaş, ikimizin de faydalandığımız bir tröstün ortağı olursa.. Benim haklı dileğimi reddediyorsunuz. Demek ki, aramızda mevcut olan centilmen anlaşmasınm bozulabileceğini önceden kabul ediyorsunuz. Ben de kendimi savunmak zorunda olduğumu bildiririm Bu işi nasıl yapacak«ınız? Holândalı iki koltınu oturdugu koltuğa yerleştirdi, öne doğru ilerledi ve görüşünü kar§ısudakine \tam: MAURICE DEKOBRA Annc Mariel 20 ANKA R A 08.25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 0S.05 0«.10 08.40 08.00 09.20 09.40 10.00 10.05 10.25 10.55 11.15 11.30 1200 12.05 12.20 12.25 1230 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.40 15.00 15.05 15.30 15.45 16.05 16.45 17.00 17.05 17.30 17.50 1900 19.30 19.33 19.50 20.15 20.55 20.45 22.15 22.25 22.45 23.00 23.45 \ 23.5S Aeıhs. Droeram Kxır'anı Kerim Köve haberler Günavdın Haherler ve ha\*a durumu Sabah müzi*i Ankara'da bueün Küciik ilânlar Her teldeıı N. DadaloSlu'dan türküler Cocuk ve eelisimi Sabah kon«eri Arkası varın Ara haberler. ilânlar Türküler aecidi A!hıimlerden secmeler D. Balkan'dan sarkılar Cocuk bahtesi Konser saati Ara haberler. ilânlar Tıirkiiler Kıbrıs saati Kücük ilânlar Beraber ve solo sarkılar Haborler. Resmt Gazete Halif müzik Reklâm Droeramları N. Akol'dan türküler Cesitli müzik N. Güver'den ^ r k ı l a r Ara haberler ve ilânlar Plâklar arasında Ovun havaları Sarkılar Yaz okulu Radvo ile Fransızca Ara haberler ve ilânlar Yurttan sesler K«v Odası Reklâm nroeramları Haberler ve hava durumu Küciik ilânlar N. Tiifekci'den türküler Dinlevici istekleri Türk folklörü Saz eserleri Mevlid vavını Saz eserleri V. Gürsel'den » r k ı l a r Haberler Haftanın bestecisl Gece varısına doSru Öretler oroeram. kananıs. Tıfffony Jones Bu eser ONK CoDvrieht Aiansmdan satıc alinmırtır. daha iyi anlatmak ister gibi bir poz alarak: Çok basit bir şekilde, diye cevap verdi. Dünyanın elmas piyasası ikünizin elinde. Siz hisse sahiplerinizin, ben de benimkilerinin menfaatlerinl gözönünde tutarak, kıymetli taşlarımız'.n fiyatlarını tesbit ettik, ve bu fiyatlan düşürmemeğe karar verdik. Son beş yıllık bir de istihsal kotası çıkardık. Şimdi size bildirmek istediğim şu: Ingilizler sınırdan geçmeden önce hükumetinizden mallarımın ko runacağına dair bir teminat alamazsam, anlaşmanu zın, sizin yüzünüzden bozulduğuna inanacağım. Başbakan doğrulmuştu. Soğuk bir sesle: Yâni? diye sordu. Yâni, kendi kârımı sınırlandırarak, uluslararası piyasaya süreceğim elmas roikdarı, hissedarlannıza iftiharla ödediğiniz dividandları sıfıra indirecektir. Halvan, Cecil Rhodes'a dik dik bakarak tehdidinl savurmuştu. Rakibi hiddetini yenmeğe çalışarak. kı sık bir sesle: Demek buraya hir ültimatom vermek için geldiniz? diye sordu. Hollandalı omuzlarını silkti: Ne derseniz öyle olsun. Yalnız şunu bilîn ki, Jameson seferine göz yumarak bu savaşa güveniyor ve bu vesile ile beni elmas piyasasından yok etmeyi düşünüyorsanız, pişman olursunuz. Madenlerimdeki stoklar ve yedek kıjTnetli taşlarımla. De Beers'in be» lini, bir daha doğruItamıyacağı şekilde bükebilirim. Kısacası.. Size bir tavsiyede bulunacak kadar iddiah olmamakla beraber, işlerinize yatırım yapmış olan büyük ve küçük kapitalistlerin menfaati, sizden iste diğim teminata değer.. Cecil Rhodes öylesine kızmıştı ki, misafirini kov durmak üzere az kalsın yerinden fırlıyordu. Fakat centilmence, soğukkanlılığım muhafazaya çalıştı: M. Halvan. benimle böyle konuşarak hata edl yorsunuz, dedi. Öbürü alayla: Paralı kaatiller tarafından beni öldürtecek rai siniz acaba? diye sordu. Sadece askerlerimiz Transvaal'e girdiklerinde ve Krüger'in hükumetime sulh yapması için yalvara cağı gün madenlerinize el koymak.. Halvan kahkaha ile güldü: • Hollandalı bir vatandaşın mallanna el mi koy mak? Saym Başbakan.. Hollanda belki küçük ttfr memlekettir. Bir filin yanında pire gibi kalır. Fakat sizi temin ederim ki. mallanma el koydu&unuz anda Lahey Milletlerprası Divanı îngiltereyi suçlu bulur ve mallarımı iade ettirir. (Arkası ?ar)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear