23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
TAHİR ALANGU'nun Biyoğrafya romanı ÖMEE SEYFEDDİN 600 sayfa, resimli 20 Uradır. MAHMUT MAKAL'ın takibata ugrayan eseri Yer Allında Bir Anadolu Upton Sinclair'in İki romanı ŞİKAGO MEZBAHALARI v* PETROL MAT YAYTNXARI, Atasaray Cağaloğlu İSTANBUL. umhuriye KURUCUSU: TUNUS NADİ Maksim Gorki rimi Kazanırken İkinci basdış 10 TL. İJenim Ürriversitelerim 5TL. Çeviren:4îasaiı ÂJj Ediz ^ Kitabevi tâncüık: 5329/3025 •«n T»emM BS ese 44. Y'l *ayı 15**2 Telgraf ve mektup adresi: Curahuriyet İstanbul Posta Kutusu: Istanbul No. 246 Telefonlar: 22 42 90 22 42 96 2 2 4 2 9 7 2 2 4 2 9 8 2 2 4 2 99 Perşembe 28 Mort 1968 Seyfi Demirsoy, "Bu akımların sahiplerine yumruğumuzu indireceğiz,, Bursa Yüksek Tahsil Gençliği sert bir bildiri Gerici davranışlar geniş tepkilere yol açtı yayınladı, önlemek caiz değildir» lanus, fasveLibyap CIM0 içine alacak Askerî bir plan Komife, londra'da inceleniyor toplandı LONDRA (AP) alı güniinden itibaren burada çalışmalara başlayan 5 devletin savunma şefleri CENTO'nun kapsadığı bölgenin çeşitli askeri meselelerini ve bu cümleden olmak üzere teşkilâtın Akdenizde ge nişletilmesi, Akdenizde Sovyet donanma gücünün artışını gözden geçirmeye koyulmuşlar dır. konu dün Meclis'te görüşüldü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) «Milliyetçi ve mukaââesatçı» harekât adı altında girişilen son gerici faaliyetlere karşı tepkiler devam ederken, konu âün Millet Meclisi'ne getirilmiş; Devlet Bakanı Müftüoglu, Bursa toplantılarındaki konuşmalarda suç olup olmaâığının ancak Adli makamlar tarafından tesbit edilebileceğuıi söylemiştir. Bu arada Bursa Savcılığı da konuşmalan izlcmeğe başlamıştır. jehire göçü «KÖYden S Nesini Araştırsın? KÖYDEN İNDİM ŞEHİRE ŞAŞIRDIM BİRDENBİRE.. Bu arada, MTTB ve bazı teşe'*küller dün yaptıkları bir basrn toplantısuıda, 30 Mart Cumartesi günü Başkentte «İkinci Şahlanış MitingUni yapacaklarını bildirmişlerdır. irvu iM yıllık çok partili yaşantımızda biçbir hükumet, bugün olduğu kadar, gericiliğe yüz vermemistir. Rejimin temel kurumlarına yapılan dolaylı dolaysız saldınlar karsısında en yüksek devlet sorurilnları daima ilgisiz kalmışlar, durnmdan kim yakınsa «Canım ne olnyorsunuz yani? Memlekette hürriyet yok mn?» diye kesip atmışlardır. Daha geçenlerde artık iyiden iyiye gemi anya alan irtic» tehlikesine hükömetin dikkatini çekmek istediği zaman Ismet Inönü'ye Meclis kürsüsünden Başbakan büyük bir umursamazlık içinde «Nerede irtica? Eğer var diyorsanız delil gösteriniz» diyerek omnz silkmemiş miydi? Ba itibarls Millî Birlik Gruptından sayın sekiz senatörfln istediği Senato arastınnasına iktidar çevrelerince «ruyi iltifat» gösterileceğini biz biç ssnnuyorur. Bnrsa'da toplanan «milliyetçi ve mukaddesatçı» knrulnşlar kongresinde cumhnriyetin ve devrimlerin özüne kastedici konnşmalar, aydın ve Ataturkçü çevreleri dehşet içinde bırakmıştır. Neler söylenmemistir bn kunçrede? Mahkemeler din esası üzerine kurulmalıdır denmiştir, Islâmda din ve devlet işleri beraber yürütülür denmiştir, vatan uğrunda ölenlere değîl, ancak din uğrunda ölenlere sebit denir denmiştir, yürürlükteki Anayasaya cEvet» dedirtenler masonlar, Yahndiler ve devrimbazl&rdır denmiştir, «Egemenlik ulnsundur» söıfl yanhştır, «egemenlik Müslümanlanndır» denmiştir, kadınlann namusu kılık kıyafetleriyle ölçülür, denmiştir. Her cfimlesi Anayasaya aykırı düsen ve zaten genel olarak Anayasaya meydan okuyan bn konuşmalar Türkiye sımrları içinde ilk kez söyleniyor sanılmamahdır. Ataturkçü aydınların dehset içinde kalraası, bunları topluca bir halde gazete sahifelerinde yerlesmis görmelerinden ötürii olmalıdır. îoksa bn sözler, bu propagandalar yıllardanberi gittikçe şiddetlenerek alttan alta ynrdnn her köşesinde tekrarlanmakta, hele son ikiüç yıldır sanki siyasal bir partinin doktrini imiş gibi kökeni nerede bulundnğnnn pek bilmedigimiz örgütler tarahndan bilinçli bir gayretle ynrt dfizeyine yayılmaktadır. Son zamanlarda açıkça su yüzüne çıkan din sömürücülüğflnü besleyen kaynaklar hangileridir? Bunlann dışan ile ilintileri var mıdır? Varsa ne ölçüdedir? Bizim bilmedi|imiz bu sorunları bükumet simdiye de|in çözmüs olmasın, aklın alaca|ı sey değildir bu. Ama ne yaparsınız ki, hükumctin yetkili kişileri, bir gün rejimi çok tehlikeli bir çıkmaza sokacağından hiç şüphe etmediğimiz bu yeraltı ve yerüstü çalısmalara karsı nmursamaz davranmakta, onları yok (arzetmekte battâ yüzde yüz ters bir yorurnla bn rejim yıkıcı davranışları vicdan hürriyetinin bir gereği saymaktadır. Nihayet, iste görüyoruz, fazla sıkıştırıldı mı Başbakan «Delil gösteriniz» deyip başını öteye çevirmektedir. Bu kosullar altın^a iktidar gericilik hareketlerinin içyüzünü aydınlatmak üzere bir Senato araştırmasını kabnl eder mi? Biz sanmıyoruz? tnsan bildiği ve bile bile üstüBÜ örttüğu bir snçun ortaya çıkmasını biç ister mi? Hele sunun surasında seçimlere iki ay kala? Meclis'te Millet Meclisinde gündem dışı konuşan Reşit Ülker (CHP), «Bursa'daki mukaddesatçılar topIantısında. Cumhuriyete, Anay.ısaya ve lâiklik ilkelerine karşı bir kampanya açıldığını, buna karşılık, Adalet, İçişleri Bakanları ile Savcıların susmuş olmalannın nedenini» sormuştur. Ulker'e cevap veren Bakan Müftüoglu sunlan söylemiştir: «Türkiye'da toplanma, hiijonyeti vardır. Bu konuda bir (on izin) söz konusu değildir. Her İsteyen, kanunî çerçeve içinde kalmak kaydiyle toplanabilir.» Başbakan dün tes/s açtı ve temel attı Turgut, «Her ailenin bir otomobili olacak» dedi Başbakan Suleyman Demirel dün dört tesisin açılışını yapmış, üç tesisin de temelini atmıştır. Başbakan, açılış ve temel atma törenlerinde konuşmıış ve «Bitirdiğimiz tesis, yapacaRimız tesisin müjdecisidir. Türkiye böyle fukarahktan kurtulacaktır. Yoktur başka çaresi. Tuttuğumuz yol, doğru yoldur» demiştir. Sanayi Bakanı Mehmet Turgut, CHP'ne çatmış, Bülent Ecevit'e «Ortanın solculanmn Genel Sekreteri» demiş ve sözlerını «Bilgiden mahrum, iktisadî gelişmenin şartlaruıdan ve sanayi kalkınmasının vasıtalarından habersiz Genel Sekreter, otomobil fabrikalannın lüzumsuzluğunu iddia ediyor, lüks olduğunu ileri sürüyor. Bunlar benzemeye çalıştıklan. Bulgaristan, Yugoslavya *e Romanya'dan en ufak matıV matı olmıyan kimselerdir. Bul garistan, üç firma ile otomobil yapmak için anlasmıstır. Türkiye'de de otomobil fabrikalan kurulacaktır. Her ailenin bir otomobili olacaktır» diyerek, tamamlamıştır. Başbakan DemiTel önce, Maltepe yolu üzerinde 500 yataklı Huzur Evinin temelini atmıştır. Burada konuşan Demirel, fukaralık ve düşkünlük üzerinde durmuş. 75 yıl önce Darülâcezenin yapıldığını, gecen yıllara rağmen düşkünlerin unutulduğunu ileri sürmüşfür. (Arkası Sa. 7, Sü. 4 de) Demirsoy Türklş Genel Başkanı Seyfi Demirsoy, konuyla ilgili olarak verdiği demeçte, «Aşm sağ vo sol ile mücadelenin Türkİş'in temel amaçlanndan biri olduğunu» soylemiş ve «Yurdumuzu orta çağ karanlıklanna götürecek hilâfetçilik ve ümmetçilik akımiarını» Atatürk Türkiyesinde gelişmesini üzüntüyle takip etmekteyiz. Gerektiğinde de bu gibi akımların sahiplerine yumruğumuzu indireceğiz» demiştir. (Arkası Sa. 7. Sü. 5 de) Ancak CENTO Askeri Komitesini teşkil eden Türkiye, tngiltere, Iran ve Pakistan Genel Kurmay Başkanları ile ortak üye sıfatı ile toplantılara katılan Amerikan askeri şeflerinin bu konuda varmış olabılecekleri sonuçlar gizli tutulmaktadır. Müttefik askeri şeflerden bâzıları, Ortadoğunun kuzey sınır ları boyunca uzanan CENTO savunma sisteminın daha da kuvvetlendirilmesine taraftar olduk ları belirtilmiştır. Bu cümleden olmak üzere Libya, Tunus ve Fasın kayrak ve topraklarını CENTO'nun savunma tertıbatına ithâl edecek yeni bir plân üzerinde durulduğu söylenilmiştir. Yetkili çevreler; işbirliği kurulması fikrinin benüz resml hattâ gayrl resml safhaya ulaşmadığını, bu konuda teklifler teati edilmediğini belirtmişlerdir. Akdeniz'de; Amerikan donanma gücü Sovyet donanmasının arzettığı tehlikeyi bertaraf edebüecek durumdadır. Halen Akdenia'de 40 Sovyet harp gemisine karşılık, ikisi nükleer güce sahip Jçak gemisi olmak üzere 60 Amerikan harp gemisi vardır. Bu arada îngiliz ve Amerikalı yöneticiler, Tunus Devlet Başkanı Burgiba'nın birkaç gün önce «LTkesinin müşterek bir sarunma sistemine katüabileceği» yolundakl sözlerini araştırmaya koyulmuşlardır. o Girne Lefkoşe yolunun dört tarafında yükselen tepeler, kayalann arası Türk mücahitleriyle doludur. Fotoğratta, günlük tslime çıkan jönüllüleri görüyorsunuz. YILMAZ CETİNER'İN Röporfajı HEY GIDI KIBRIS lcraya karşı tedbir teklif, Mec/îste kabul edildi 0 Maaşların ancak dörtte biri kesilebilecek Tef ecilik konusunda Meclis araştırması yapılacak ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Millet Meclisinde dün, tefecilik konusunda bir Meclis araşM. Kemal Çilesiz (Giresun. CHP), Çoşkun Kırca (İstanbul GP) ve Hilmi İncesulu (Çorum Bağımsız) nun bu konuda verdikleri önergelerin oylanması sırasında, bazı AP'liler aleyhte oy kullanmışlardır. 18 kişilik bir komlsyon, 3 ayhk bir süre içinde raporunu hazırlayacakdır. Çilesiz konuşmasmda; «Köylüyü merhametsizce somürcn tefecilere karsı Parlâmento hayatımızda ilk defa olarak ciddî bir mücadele açılıyor^ demiştir. Beyulı grili bulutlann pek alçaklara indiği, yağdı yağacak yağmut beklenea bir pazar günü; o ünlü Gime Lefkoşe yolu üzerinden geçiyorduk. İki ta rafımızda uzanan yeşil ovalann çok yeri ekUi değildi. 10 u, 29 si bir arada veya tek tek. çam ağaçlan, tepesinde sadece saçlan kalmış iskeletler gibi eciş bücüş halleriyle karsunıza çıkı yorlardı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Haklarında icra karan çıkaıı borçlu memur ve ücretlilerin aylıklannın dortte birinden fazla kesilmesini nlemek amacıyla Turan Bılgin (AP) ve Reşat Özarda (Bağımsız) tarafından hazırlanan kanun tekiıfı, Millet Meclisi Anayasa ve Adalet Komisyonunda dün kabul edilerek, sür'atle Meclis'e sevkedilmiş ve gece onaylanmıştır. Millet Meclisinde öncelik ve ivedilıkle görüşülerek kabul edilen teklıfe göre maaş ve ücretlerden haciz olunacak miktar, dörtte bir nispetinden fazla olamıyacaktır. Teklif bugün Senatoda görüşülerek, bu ay içinde kanunlaşmasına çahşılacaktır. BAŞBAKAN DEMİREL PAŞABAHÇE CAM FABRIKASINDA IIALKA HİTAP EDtYOR Fotograf: Selçuk AYBATAR Hamido sokakta hadise çıkarmadı. Gazetenizde yayınlanan haberiniz asılsızdır. Ben ailemle birlikte ev ihtiyaçlarını karşılamak üzere pazara çıkmıştık. Gözlüğümü değistirmek için fennî gözlükçüme gittim. Arabamı sağ tarafta bulunan iki arabanın hemen arkasma bıraktım. Bu sırada trafik polisi arabamı oradan çekmem ihtarını yapmış ve aramızda şu konuşma cereyan etmiştir. Bir iki tfakikahk işim var gözlükçüye uğrayıp hemen çıkacağım. Burada duramazsınız ama ben ıkı arabanın arkasına park ettim. Herhalde onlar uzun zaBir iki gün sonra Ankarada yemandan beri burada duruyorlar ni bir şahlanış mitingi yapılacak. ben yeni geldim onlara da şimMiting'te kim konuşacak, neler di ceza yazacağım diyen polise koDuşulacak bilmiyoruz. Ancak aynı muameleyi benim için de öyle tahmin ediyoruz ki Ankayapın. Zaten ceza yazıp bitinra toplantısı da Taksimdeki <şahceye kadar gözlukçüden dönelanış»a benzeyecek, Atatürk ve devrim düşmanlığmın sesi bu rım. Burada duramazsınız aksi defa Ankara meydanlarında çuılayacak. Türkiyede kanunlar çerçevesinde açık hava toplantılan düzenlemek serbesttir. Usülüne göre izin alınır, yapılır. Açık hava toplantılan demokrasilerde halkın fikirlerüıi açıkça söylemesi, içine kapanıp kalmaması bakımından faydalıdır da. Şu var ki toplanhlar halka fıklrlerini söylemek, düşüncelerini serbestçe açıklamak imkâmnı verirken önce kanunlann sınırlan dısma taşmamalı, sonra da topluHAMİT FENTOGLU mn tedirgin edici mahiyette olmamalıdır. Bir toplantı. genel (Hamido) gorünüşüyle, hükümlerin açık takdirde plâkanızı sökerim dekapılarından faydalanarak yapıyınce ben Milletvekili olduğumu lan konusmalarla, kanunlann hatırlatmak mecburiyetınde kal(Arkaıı Sa. 7. SU. i de) Kıbrısta hâlâ Îngiliz usul ve âdet leri bırakılamadığı için; otomobiller sağdan değil, soldan gidiyor; dar yollarda buna alışamıyan yaban cılar bir bayli güçlük çekiyordu... On kişide bir kişinin otomobil sa hibi olduğu Yeşilada halkı ve hele ufak bir bölgede etrafları sarılmış olan Türkler, tâtil günlerinde soluğu böyle açık yerlerde alıyordu. Ama herkes birbirini tanıyor, ve biliyordu nesi var, nesi yok! Arabalarını yol kenarlarına çekip, Bursanın Çekirge ovasıhı andıran manzarayı seyredenler... Veya hiç ilgi çekici bir tarafı olmayan başka bir yerde durup, otomobil in içinde sohbet edenlerle doluydu etrafımız... Bir çift sevgili göremedün yollarda el ele tutuşmuş! Yahut da direksiyon mahallinde başbaşa vermis!.. İstikbal kaygusu, ne olacağız endişesi ile nobel tuianlar tik. Barış gücüne ait bir d p çıktı karşırnıza bu defa. Yavaşlamamızı işaret etti. Durduk. Meğer Girneden Lefkoşeye giden bir Rum koa voyunu haber veriyormuş bize... Ar kasından son süratle ilerleyen üç tane hafif tank hırıltısıyla kulakla rımızı sağır edercesine yanımızdan geçti... Beresini sağ lraynın üzerina indirmiş bir sarışın asker. tnnirinalı tüfeğin tetiğine dayalı parmağmı hafifçe oynattı. Önce gözleriyle, bi zi şöyle bir taradıktan sonra rüzg&r gibi geçti yanımızdan... Ama, siyah namlunun üzerimizde bıraktıgı soğuk ürperti pek kolay terketmedl arkadaşımla beni... Ya şüphelensey di! Ya yanlış bir kanı ile parmağını oynatsaydı ne olurdu? Kim kimden hesap sorardı Kıbru yollannda..? (Aıkan S«. 7. 80. 3 de) llhan Setçuk ve Etol Dallı'nın yargtlanmasına devam edildi Gazetemizde yayınlanan «Tarih Düşürmek» başlıklı yazısı ile «Cumhurbaşkanına hakaret etmekten» sanık olarak hakkında dâva açılan yazar tlban Selçuk ile Yazı İşleri Müdürümüz Erol Dallı'nın vargılanmasına, dün de devam edilmiştir. Toplu Basın Mahkemesinde yapılan ve çok kısa süren durusmada, gerek sanık avukatlan, gerekse Savcı, kendi iddıalarını doğrulıyan çeşitli beyanat ve yazılan yayınlıyan gazeteleri delil olarak mahkemeye sunmuşlardır. BUindiği gibi, bu dâva; başlangıçta «Cumburbaşkamna molla bozuntusu sıfatı kullanılarak hakaret edildiği» iddiasıyle açümış, Başbakan Demirel de, bilâhare özel avukatının aracılığı ile, duruşmalara müdahil olarak kaUlmıştır. Dünkü duruşma, bazı delillerın mahkemeye verilmesi için, 15 Mayıs tarihıne bırakılmıştır. CHP Müteşebbis Yönetim Kuınlanu Necdet Uğnr knracak Uğur, îstanbul Belediye Reis adayı Silâhlann gölgesinde yaşayan insanlar Az sonra, daha ileriye doğru git Şahlanış suç saydığı alana kaymayabilir. Ama onun yanında toplumu tedirgin edebilir. ona huzursuzluk verebiltr. Bu huzursuzluğun objektif hukuk kurallarına uygun ya da aykırı davranışlarla ilgisi yoktur. Belirli inançlara, temel anlayışlara aykın hareketler, toplumun değer yargılanna ters düşen konuşmalardır ona huzursuzİuğu veren. Şahlanış mitinglerini bu açıdan incelediğimiz zaman görürüz ki, toplantıların devamı, toplumda açıkça tedirginlik yaratmakta, tedirginlik arttıkça tepkiler de gelişmektedir. Gelişmektedir çünkü. mitingler Türk toplumunun temel anlayışını, Türkiye Cumhuriyeti hakkmdaki temel inançlan yıkıp yerine geriye dönük bir düzeni getirme hareketi olarak belirleniyor. Yine mitinglerde ortaya çıkan gercek şudur; Gerici hareket, Türkiyede temel kurumları sadece sözle.yıkma çabasında değildir. Aynı zamanda bir aksiyona girmek iste r OAKİKA: ^ Çok meçhullü Bir tarihte bizim baca tutuştuydu. İtfaiye geldi, çabucak söndürdü. Arkasından yüz liralık bir ce«a yedik. Bacayı temiz tutmayıp, ateslenmesine sebebiyet venne cezası. Haklıydı. Odedik. Şimdi memlekette. bambaşkn, bir takım bacalar ateş alma istidadı gösteriyor gibi. Alır mı, almaz mı bilinmez. Ahrsa, söndürülmesine söndüriiliir ama, ne derece çabuk söndürülür, o da bilinmez. Hele cezası? Raça ve nelere mftlolnr bu lş, orası hiç bilinmez! D. N. Sıhhî sebeplerden CHP tl Başkanlığından ayrılan Ali Sohtorik'in istifasının kabulünden sonra, dun İstanbul îl Yönetim Kurulu istifa etmiştir. CHP Genel Merkezi, tstanbul Müteşebbis Yönetim Kurulunun, Necdet Uğur'un Başkanlığında kurulmasına karar vermiştir. istanbul eski Belediye Başkanlanndan ve Emniyet Müdürlerin(Arkası Sa. 7. Sü. 4 de) OLAYLARIN AROINDAKİ Böfüfcbaşı "iç hatalar öfdürmer ama çektirir,, KAMAN Bugün partislnin Kaman'da düzenlediği açık hava toplantısında konuşan ve «1969'un mustakbel Başbakanı» dıye tanıtılan Osman Bölükbaşı beş saatlık konuşmasmda; «tçerdeki hatâlar müzmin romatizmaya benzer. öldürmeı çektirir* demiştir. NADİR NADİ mektedir. Bu aksiyon ise bütfin orneklerinde olduğu gibi kurulu düzeni silip süpürerek değisttrecek ve yerine şer'î hükümlere dayalı yeni bir düzen getirecektb. aksiyon, «Türk» kavramınm yerine islâm ümmeti kavramını yerlestirmek yolundadtr ki, kavram şüphesiz «Osmanlı»ük anlayışından da geridir, dolayısiyle toplumu temellerinden sanmaktadır. fşte bu sarsuıtı, bu tedirginlflc Türkiyenin geleceğini karartryor. Zira toplum huzursuzluğu, sonunda aksiyonun karsısma mutlak» >^ni bir hareket tıkazacaktur. Tati^ıimiz aksiyon reakltyon çatışmalarının ömekleriyle doludur.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear