23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 16 Mart 1968 CUMHURİYET ZJcinci YAZAM: Madalyonun ters tarafı Hiç bir övünme payı gütmeden pe buna hakikaten ihtiyaç duymaian, ama bir takım gerçekleri harekete getirmek için, Menderesle aramızda geçen bir konuşmadan bir parçayı burada vermek zorundayım. Bunun bir kısmı hayata gözierini yummuşlarsa da, bugün de :anlx şahitleri vardır. Hattâ bu ja•ütlerden birinin, Yassıadadan geen mektubunda, bende hazin duy guiar uyandırarak, bu sahnelere emas edilir. O gece aramızdaki ko ıu inşa işleriydi. Ona, evvelce Na:illi fabrikasınm duvarlarını bile iöven, zaman zaman bu fabrika iş;ilerinin yarısına yakın kısmını sıt na yataklarına seren eski Menderes ıehri bataklıkları ile, bu konuşnalarımızm geçtiği günlerdeki Na :illi Aydın yolunun, insanda kaıatlanıp uçmak hisleri uyandıran emiz, giizel, bereketler yaratıcı nanzarasını anlatıyordum. O gun erdeki bir gezimde, her şeyi ne ka lar değişmiş bulmuştum: Sayın Başvekil, dedim, sizin Jiyağramınız düşmedi, ama düşe»Ur. Sizin asıl mücadele sloganarınız, sadece iş ve inşâ olmahdır. iiz de dahil olduğunuz haide, bi:im gençliğimizin hasreti, büyük akamlara, büyük iş, inşâ, kalkınna kararlarına değıl miydi? Siz imdi bu hamlenin adamı olacaksıuz. Yoksa, dcreden geçtiniz, ama :umda boğulabilirsiniz! Menderes kızmadı. Hattâ mahcup ıır iftihar ve gurur hah içindeydi le. Gelişmelerin adımlarmı rakanı akam sayıyordu. Ama gene de iurup dururken küçük politikanın nelun bir fitnesi, birden masada ıçramaya bajlıyordu. Küçük Men leres Büyük, yâni inşacı Menderei oyuna getirmek için, hemen ig'âlarını canlandırıyordu. Öyle ki, z sonra Menderesın içindeki arka ahsiyet, hemen dile geliyordu: Pek iyi ama, ya düsmanlarınız? Ya şu karşımızdaki .? Biz bu ;ün bir rejim emniyeti ve onu şu nsafsız saldınlardan koruma dâ•ası karşısında değil miyiz? Meseâ bir rejim emniyeti kanunu?.. Ve ondan sonra her şey, onun îinden tastığı gibi diie geliyordu. îu içten taşıp gelen dalgalar, mâ;ul anlarında. mantık ve inşâ adanı olan Menderesi, bir takım yeriz, lüzumsuz tehevvürlere sürükeyip götürüyordu.. ŞflfKET SÜREYYA AYDEMİR Menderesin bayrağı, büyük rakamlar, büyük inşâ kararlan ve kalkınma hamleleri oJacaktı. Menderes düşerken bile bu alanda Diyağramı henüz düşmemişti. Ama ne var ki küçük politika ve Partizan Türediliği, büyük ve cesur hamleyi, kendi içinden yedi, bitirdi. Dış Vesâyet ise, bunu tamamladı. ma bağlanmasa bile, bu iktisadi ha rekethhği yaratmak, Demokrat Partıye nasıbolmuştu. Bu kitapta, 1950 l%0 arasmda, bu iktisadi ha reketlerın. butün kollar itibariyle, rakam ve gelişmeleri verilmiştir. Ama bu gelişme manzarasında, Ma dalyonun, ne çare ki bir de ters ta rafı vardı. hassa köylerde, kentlerde böyle ce reyan ettı. DP çok partıli bir rejimle tek parti idaresinin yerine geliyordu. Siyaseti halka götürmüştü. Köylere ulaştırmıştı? Siyaseti halkın malı yapıyordu. Bu hareket her tarafta binlerce ve bınlerce kü çuk mahallî hderler meydana attı. Meselâ; Ocak, Bucak Başkanları şeklinde, halkm içinden sayısız önderler ve söz sahipleri yarattı. 1darî mekanizmantn karşısına bir de siyasi mekanizma dıkildi. Bunlar; mudürlerin. kaymakamlarm. vâlilerın, vekillerin kapılarını diledik leri gibi aşındırabiliyorlardı. Devır ise. tahsisier devriydi. Az olan, fakat ihtiyaç duyulan birçok maddelerin halka dağıtımı işi kârlı iş ]er haline gelmişti. Bütün bu işlerde parti mensuplarmdan faydalamlmak istendi. Fakat işlerin kontrolü de kabil değildi. Hulâsa, bir parti türediliği meydan aldı. Bunlann doğru veya yanlış hareketleri. halk efkânnda partiye karşı yavaş yavaş bir kırgınlık havası yarattı. Halkın bu antipatisi, daha yüksek kademedeki yolsuzluklarla da besleniyordu. şartlar gösteren birine gizlice veril miş olduğunu öğrenebiliyordu. Değişir fiyatla ihale ise başka bir buluştu. Ve aslında gerekli gibi görü nen bir sistem içinde, kötü bir key filik nizarmna vanyordu. Bu suret le meselâ; büyük bir işi. rakiplerini daha baştan safdışı bırakacak şe kilde. yâni çok düşük bir fiyatla kabul eden bir müteahhit, şahıs veya firmanm az zaman sonra ve piyasa fiyatlarmdaki değişiklik sebep gösterilerek ardarda yapılan yeni zamlarla kıyasıya beslendiği görülüyordu. Diğer rakipler ise, ileride böyle bir himayenin şekil ve dere celenne elbette guvenemedikleri için, bu işlerde fiilen teşebbüs dışı kalıyorlardı. Bu işlerin bu yürüyü şünden doğan haklı yergiler de tabiî DP. hükumetınin üstüne kalıyordu. Müteahhitlerin daha önceden ve işlere girmeden veya döviz tahsıs lerini sağlamadan evvel özel temaslarla partiye teberru teahhütleri de çirkm bir usuldü. Bu teberru işleri; özel, gizli bir surette ve Iş Bankası çatışı altında yerleşen yük sek ve seçilmiş bir zat tarafından yürütülürdü. Bu teberrulann hesap ve âkibeti hiç bir zaman meydana çıkmamıştır. Nihayet, bunlara dovız tahsisi ve Döviz Tahsis Ko misyonu alanmdaki sakat davranış ları da eklemelidir. Gerçi, demokratik parlâmento re jimlerinde; iktidar çevresmde bir afairisme. bir iş kombinezonculuğu her memleket için bir gelenek halindedir. Ama bunlar. Turkjye gibi geri ulkelerde, bazan çok pespâ ye seviyelere düşebilirler. Nitekim, bilhassa 1954 seçimlerinden sonra Türkiyede bu işler, bu seviyelere inebılmiştir. gördüklerinin cezasından daha ağır kıldı... Başarısız bir iimit yolculuğu: Hulâsa, madalyonun ters tarafında düşündürücü şeyler oluyordu. Gidiş iyi değildi. Bu dengesizlik bir gün patlak verirdi. Nitekim 1958 de Türk ekonomisi, aslında bir iflâs manzarası gösteriyordu. Hükümet yeniden gozlerini yabancı ülkelere ve kasalara dikti. O kasalar ki, 1954 Ocak sonunda, bizzat Reısicumhur Amerikaya s? yahate çıktı. Fakat bu seyahatin sonuçlan, yola çıkarken beklenen yardım kapılarını bu ümit yolc/Jsuna haşin bir şekilde kapamışlardı. Halbuki o zaman bütün *stenen para 300 milyon dolardan ibaretti! Ve Celâl Bayar, yolculuğa ne iyi niyetlerle çıkmıştı. Meselâ, yolculuk başlarken onun Menderes'e gonderdiği mesaj ne kadar ümitliydi. Bu mesajı okuyahm: «Sayın Adnan Menderes, Başvekil Ankara «Üzerime aldığım mılli vazifenin hazzı içinde ve büyuk bir kaıb huzuru ile yolculuğa baslıyorum. Allahaısmarladık der ve bütün ar kadaşımın gözlerinden öperim.') 18 Ocak 1954 Reisicumhur C. Bayar Evet. mesajlar hareketliydi. Ve ümitliydi. Nitekim Başvekil Adnan Menderes de ona ne güzel hitaplarda bulunuyordu: «Sayın Celâl Bayar Türkiye Reisicumhuru «Tarihi seyahatinizin gönül dolu huztır içinde yapılabilmesi ıçin, Allaha çok şükür, memlekette en müsait şartlar hâkimdir. «Ta düsmanlarımız? l a karşımızdaki?.. Meselâ bir rejim emniyeti kanuno?.. Sağlık ve saadetle gidip gelmenizı ve memleket için büyük kıymetı haiz olacak başarüar temin buyurmanızı bütün kalbimle temen ni etmekteyim. Hükümet adına ve âcız şahsım namına hayırlı seyahatler temenni ederken, en samımi ihtiram hislerimizle ve bağlılıklarımızla sizi teşyi etmekte olduğumuzu arzeylerim.» 17 Ocak 1954 Başvekil Adnan Mender^s Evet, mesaljar hararetliydi. Ve bizim yakın tarihinıızde bu kadar ümitli ve gostenşlı mesajlar yoktur. C. Bayarla eşi ve maiyetlerındeki zatlar, meml:ketten İngiliz Hava Yollannm bir luks uçagı ile evvelâ îngiltereye uçtalar. Oradan Amerikaya gittiler. Mutat merasimle karşılandılar. Hattâ Bayar, Amerikan Temsilciler Meclisinde, o Meclıste dinlene.ı belki en uzun nutuklardan birinı de verdi. Fakat, iş para ve yardım müzakerelenne gelince, Sam Amca'nın; bütün komplımanlaıa ve hattâ sonunda ısrarlara rağmen. yuziınün çizgileri bile kıptrdamıyordu. Butün müzakerelsr tam bir fjyasko ile bitti. Karşılılclı mesajlardaki dilek, temenni V3 umıtlerden hıç bıri tahakkuk etmemişti. Tarihi vazile başarılama mıştı! Bayar asık bir çehre ve kır gın bir kalble, bıraz da mahcup dönuyordu... Hukumetın ise buna karşı bütun tedbıri, Bayar İstanbula ayak basarken bütün mektepleri, bir kısım daireleri hattâ bazı mahkemeleri bile tatü ederek Reisicumhura parlak olmaktan ziyade, gürultülü bir karşüama merasimi hazırlamak oldu. Ama, gürültü vs gosteriş, gerçeği örtemiyordu... Gerçi Amerika Devletinin kurucusu Washington, bu türlü dıs yardım istemeleri, kelimelerin en ağırlan ile yerer, ayıplar. Bunlan milli istiklâle suikast sayar. Anu bugün dünya değişmiştir. Bugün kü Sam Amca, kasasırun basında, kendisinden yardım dilenecek müşteriler bekler. Fakat ona rajmen Türkiye Reisicumhuru eli boş donmüşse, demek ki bu kasanın açılması için bazı şartlar henüz tamam olmamıştı. Nitekim adına istikrar programı olarak dikte edilen iktisadi vesayet sistemi, onun ardından geldi... Madalyomn ters larafı ve degişmez bir kanun. Demokratık Parlâmento rejimle rinde seçimlerin neücelerine ve iktidarlann âkibetlerine etki yapan faktörler. elbette ki tek değildir. Bu faktörler arasında. ruhi, si yasi ve iktisadi olanlar başta gelirler. Ama bunlann içinde de öy le samyorum ki ruhî faktör. yani halk psikolojisinin hali ve gidişatı. bu rejimlerin seçim kampanyalannda en güçlü faktör olsa gerektir. Bu belki pek de Materyalistçe bir değerlendirme değildir ama, gene de bir mânâ taşımaktadır. Ama hiç şüphe yok ki bu halk ruhiyatının hal ve Ridışatında. diğer siyasi ve ekonomik etkenlerin ayrıca müessir olduğu da şüphe götürmez bir gerçektir. Kısacası bu gibi rejimlerde partiler iktidara halkm oyu ile gelirler. Seçimlerde partilenn elemanla rı halkm ayağına kadar giderek onun oylannı kazanmaya çalışırlar. Bunun için de halka birşeyler vâdederler. Halk bu vaitlerin tesiri altında bir tarafı tutar. Oyunu verir. Kazanan Parti iktidara gelir. Ama denebilır ki. bu iktidara gelinen günden itibaren de, yıpranma başlar. Çünkü hiç bir Demokralik parti. halkı, lıatti kendine oy verenlerin hepsini tatmin edemez. Bu neticeden faydalananlarla faydalanamıyanlar arasmda derhal çatısm;» başlar. Sonra muha lefet de iktidarın daima karşısında dır. Bu iktidarın icratmda ise elbette ki aksaklıklar olacaktır. Eğer dır. Bu iktidarın icraatmda ise elbette ki hatalar edecektir. Hülâsa iktidar partilerine, en güçlü sanıldığı zamanda bile kayıplar, hattâ yenilgiler mukadderdir. Bu değişmez bir kanundur. 19501960 arasmda DP de bu âkibetten kurtulamadı. Yarın: Ağır bir çecenin hikâyesi Ben Başvekilim, * müfsftş defıils Haydi Bayar'ı bir tarafa bıraksak bile. bütün bu gidişattan fiilen so rumlu olan Adnan Menderes. işlerin bu ve buna benzer gıdişatını acaba görmüyor muydu? 27 Mayıs ihtilâlinden önce bir ge ce Başvekâlet evinde Adnan Menderes'in. bu sualleri kendi sözlerinin gelişi içinde gene kendisinin ce vaplandırdığmı dinlemişimdir. Ko nuşmalar yukandaki konulara kayınca, Menderes birden sertleşti ve yıımruğunu masaya vurur gibi dik leşerck haykırdı. Aynen şunları söyledi: * Çalıy»rlar birader, çalıyorter! Ne<liyeyim. Allah belâlarını v^rsin! Ama, ben ne yapayım? Ben Başvekilim, müfettis değilim ki . Şımdi bu satırları yazarken, Adnan Beyın o sıradaki içten gelen isyan ve lâneti hâlâ kulaklanmda çınlar. Yumruğunun tıtreyışı ve yüzünde dalgalanan hıddet ifadeleri, sanki bır çaresizliğın şı kâyetiydi. Şahsen afif bir adamın, yüklendiği tarihi sorumluluğun derecesini bilmesınden, fakat kendi peşinden gelen ve kendisinin hayata dâvet ettiği insanların beşeri zaaflarını da görmesindar. doğan bu şahlanışta, kalbe rikkat veren bir hal ,ardı. Evet, demek ki çalıyorlardı. Ve Allahın lâneri elbette ki, bu çalanların üstüne olacaktı. Ama, ne çare ki, olayların akışı, onun tarihi sorurnluluğunun hesabmı, bu lânete Spekülâtif sislemler! Bu alt kademedeki parti türediliği üst kademede de daha nüfuzlu surette kendini gösterdi. Kredi ilti masları. döviz tahsisleri. ihalelerdeki tercihler, büyük ölçüde. fakat göze batan birer kudret suiistima li halini aldılar. Hele büyük rakam lara yönelen, buyük inşa kararlarına dayanan ve dolayısiyle yurt ya pısında olumlu sonuçlar veren işlerdeki ihale şekilleri, iktisadi me kanizmada ve çevrelerde parli itibarını çidden sarsan şekiller aldı. Meseîâ;5Öyle bir usul bulvuKkı: Gizli ihale. Dilediğine ihale. Değişebilir fiyatla ihale... Bu öyle bir mekanizmaydı ki, me selâ; barajlar. suişleri gibi çok bu yük ölçüde rakamlarla yürüyen bnemli işlerin tam veya kısmi ihale lerinde de; hak, adalet ve emniyet unsurunu birden ortadan kaldırıyordu. Meselâ; bu gibi büyük ihaleierde alâkadarlar ve işe girmek isteyenler bazan hattâ ihale günü nü bile öğrenmeye imkân bulama dan ihale yapılmış oluyordu. Gizli ihale usulünün bütun yergileri de DP nin üzerine yükleniyordu. Dilediğine ihale ise. ayrı ve kara bir sistemdi. Çok büyük rakamlı bir ihalede, bütün şartları haiz olsa ve en elverişli fiyatı teklıf etmiş bulunsa bile bir iş adamı veya firma, ihalenin tamamen aksi ~] 4 ^^ 6 8 9 ! ISUNBUL 06 25 0S 30 07 00 07 «5 07 30 07 45 07.50 08 00 08 15 08 45 09 00 09.15 09 25 09 40 Acılıs. Droaram Cunavdın I Krive ha&erler G u n a v d ı u II Haberler ve Hava d u r u m u Istanbul'da B u e u n K ılânlar ve Hafıf muzik Hafıf Batı muziei Beraber s a r k ı l a r Valsler T u r k u l e r eecıdi Sosval Havatta k a d ı n İnci C a v ı r h ' d a n s a r k ı l a r Ev için 2 3 1 1 23 4 5 6 7 8 9 11 1 1 U U M I C.H.P. ikfidarının suçu... Halbuki Sosyal yapıda ne kadar elişmelerle gelişse de, temel •apıda Türkiye bir hızlı kuruluş ha indeydi. Bu kuruluşu, günlük kav [alara kaymadan yürütmek müm;ündü. İnönü fobisi, lnönü kompeksi ve buna benzer dalâletler, r ersiz ve verimsizdi. Yeni kalkınnanın. yeni kuruluşlann sosyal ya ııda yarattığı çelişmelerin sorumusu ise, asıl CHP idi. Çünkü Harb çinde kendilerinin hazırlattıklan • çok cepheli iş, inşa ve kalkınma e ılân ve proğramlarını harb sonraında kendileri bir tarafa itmişlerli, değerlendirememişlerdi. Demok at Partinin, plânsız diye suçladıkarı kalkınma ve yatırımlanna zenin hazırlayan, bizzat Halk Parisi iküdan idi. Ama ne var ki, )lânlı ve birbirine ekli bir proğra •ı• j Mr • 10 00 10.05 Ara Haberler Hafif Batı muziei Partizan türedilizi. DP iktidar ve itıbannın ilk kemi ricileri. onun hayat sahasına çıkar dığı yeni insanlar oldular. Bu ış bil Dtei Bond MODESTV BLAISE SlUMllM BOŞ... A ŞI'MPI *ı r>n&=rre.) PILI ÜSTÜNEİ AT1LMAS1 Nİ SA&lfZLi. BLihj' oo&Bu UZA LEJZt H.Kara'dan s a r k ı l a r Arkası Yarın Sabah konseri N C a m l ı d a e ' d a n tur\,ıler Ara h a b e r l e r . ilânlar Bu hafta dinlevecekleriniz V. Doeu ve Arkadasları Beraber ve Solo s a r k ı l a r Haberler v e Resmi Gazetede A. Sensov'dan s a r k ı l a r Reklâm Droeramları Ara h a b e r l e r Mac nakli Ovun h a v a l a r ı G e r c l i k Saati S a r k ı l a r eecidi Radvo Armonı m ı z ı k a s ı Ara haberler Siıhevl Denizi Orkestrası Yırdun Sesi Reklâm urofiramları Haberler ve Hava d u r u m u Ovun h a v a l a n Kltaolar Arasında Ezcılerimızın eetirdiai Liseler Arası Bilei Yarısması 24 Saatin Olavları. ilânlar Solistler Gecidi Cumartesi Aksamı Reklâm Droeramları Haberler 23 00 Caz müziffi 23.55 ö z e t l e r Droeram kan.mıs. İ S T 1 N B L L İL RADYOSU 11 55 Aeılıs ve Droeram Dıskoteğimizden K a r ı s ı k Sololar Charles Aznavour SövlıivOr 13 00 1.1 30 Lied Saati 1400 Marianne Faithful ve J a c k 11 Koncerto Saati 15 00 Genclpr icm 15 30 Caz miıziei 16 00 Cumartesi konseri C?u Saati 1700 17 30 Kucıık konser Genclere muzik 18 00 19 00 Rav Charlcs'den sarkılar Aksam konseri !130 Genclerln sevdikleri 20 21 00 F ı k r a l a r vc müzik 22 00 Gece konseri 10 20 10.40 1100 11 45 12.00 12.05 12 15 12.30 13 00 13 15 13 30 15 00 15 05 15 51 16.00 16 20 16 45 17 00 17 05 17 20 17 50 19.00 19 35 19 45 20 00 20 30 21 00 22 10 21 40 22 00 23.45 SOLDAN SAĞA: 1 Bir efsaneye göre yansı balıjc yarısı da güzel yüzlü bir kadın olan yaratık (karma söz). 2 Elbisedeki düğmenin gırecegi deliğı hazırlayan (iki söz). 3 Rusların Birleşmiş Mılletler toplantılarmda sık sık kullanarak o tekilerin verdikleri kararları hükümsüz bırakma vasıtalan, bir atalar sözüne göre her kapıyı açmak için kullanılanlardan. 4 Yavaş yavaş beyaz renge gırme hali, bir hayvan. 5 Süveyş kanalı çevresındekı akar sulardan, tavan makamdan taban makama verilen. 6 Durgun sular ortasındaki taşlann diplerinde zaHALLEDİLMIŞ SEKLİ manla bırıken şeyin iki başı, bir NASIL HALLEDİLECEK Vukandaki mliamlı bulmacada sakonuyu ayrıntılariyle anlatma ışı. 7 Birini aldatıcı sözlerle kan dece 4 tane anahlar (ipucu) ve 8 tane sonuç vardır. Boş kalan it birer rakam koyarak ve topdırıp zaman geçmesini sağlama karenin içine 1 den 9 a kadar ma. 8 Tersi «köle» gibi bir şev Biraz vaktinizi aJır ama, boş vak<inizi hoşça geçirmiş olurstınuz. dir, uykusu gelenin içine girmeye lama, çarpma, çıkartnıa, bölme isaretlerine dikkat ederek soldan can attığı. 9 Her problemi ken sağa ve yukarıdan aşağıya bulmacada göstenlcn sonuçlan bnlonuz. l dısinden iyi çözecek başka kimse tekl adı, idare bölümlerimizden. bulunmadığına inanan ve karşı 5 Yerleşip kalmış tesirin tersi, sındakını de inandırmaya çalışan, meziyetler (eski usul çoğul). 6 en mukemmel ve bizi memnun Açık olan yeri edecek durumda. 123436789 ortmeme. 7 YUKARIDAN AŞAGlYA: Tersi eskiden SEMlBlll «zaviye» adını ta 1 İstanbulda Sultanahmet parkı ile Çarşıkapı arasmda uzaşırdı, etrafıru ç» nan cadde (karma söz). 2 «Kuvırıp kuşatma. çuk kalburu fazla çukur vaziyet8 Ziyan, dünte» mânasına ıki söz. 3 Şaır ya zenginlikleVırgıle bu toplundan idi (tersi rinden. 9 Ter okunmahdır), eskı Turk gruplası «ahbap ol!» rından birının mensubu. 4 Ta Ottnku tmlmacanın dur, bir deniz nınmış besteci Stravinski'nln ö hallfdllmls »elcU vasitasi. DUNDEN BUGÜNE 14 Ne iyi olacak, hep beraber.... İnşallah hastaya filân çağırmazlar. Yüzme dediniz de, hatınma geldi: tanıdığım bır doktor vardı, Manhattan Clinıc'te baş asıstan. Yüzmeğe de merakh. Bır pazar, karısını almış, plâja, Long İsland'a gidecekler... Çok eğlenceli bir olay. Gülüyorlar. Ayla, şakalar ediyor. Ömer Rüştü bey memnun. Servis yapmağa gelip giden hizmetçilerin bile yüzleri güleç, efendilerinin neşesiyle. Nevin hanımın gözleri ınutlulukla parlıyordu: Bak, Özer, bu enginar senin için yapıldı. Böylesini yememişsindir Newyork'ta. Ne hoş, evlâtlarını ağırlamak! Sevdiğin çukulatalı krema, Ayla. Ne güzel, onlarla bir sofrada olmak! Yemekten sonra, tarasada oturdular. Güzel bir temmuz akşamıydı. Karşıda, ay ısığıyla gümüşlenen sular... Profesör Ömer Rüştü bey, ağır ağır kahvesini yudumlıyarak denızi seyredıyordu. Yorulmuştu uzun gün sıcakta. Hastane, muayenehane, peşpeşe hastalar... Hiç aralıksız. Gcç saatlere kadar. Ama onun için hayat, bu: çaiışmak. Dinlenmenin keyfi bile çalışınca olurdu. İşte şimdi yorgunluğunu gideriyor ailesinin arasmda. Öyle rahat ki! Doktor Özer, Mıamı'de geçırdiği bir tatilini anlatıyordu. Oranın lüks otellerini; dıbi saydarn bir vapurla, denizin altmdaki çeşitli balıkları izliyerek yapılan gezintiyı... Ayla, Ankaradaki ahbaplanndan, kışın kocasıyla gittikleri eğlence yerlerinden, gördüğü tiyatrolardan bahsetti. Ana baba tatlı tatlı dinliyorlar. Bir ara, Nevin hanım kocasına baktı. Gözgöze geldiler. Birbirlerine gülümsediler. tkisi de sonsuz bir mutluluk duygusu lçindeydi. XII Semih Arda'nın defterinden: Tarasamdan kumluğu gözledim: oldukça kalabalıktı. Bugün pazar defil; kadınJar çogunlukta. Arr.a doktor Özer oradaydı. İlerde yüzüyordu. Ben de mayomu giyip gıttim. Plâjın merdivenıni inerken. karşıdan Meida Tekin'i gördüm. Kızlı erkekli bir grupun arasındaydı. Bana el salladı: Hello.... Yanıma geldi: Siz çok geç giriyorsunuz denize. Kumda az kalıyorsunuz. Aadamakıliı yanmamıssınız bile. Ben saban dokuzda artık burdayım. Saatlerce güneşlenirim. Kapkara oldum; baksanıza... Sırtmı, kollannı gösteriyordu. Gerçekten kap karaydı. Derisi meşinlenmiş, sanki. Ordan burdan derme çatma birkaç lâkırdı daha söyledi. Sonra: Hah... tşte!... diye haykırdı. Kırnızı bir motör yanaşıyordu. Onunla Modaya gideceklermiş. öğle yemeğini klüpte yiyeceklermiş. Bay bay... dedı. Arkadaşlanyla birlikte lskeleye koştu. Hepsl teknenin içine doldular. Birkaç homurtudan sonra, kırmızı motör arkasında beyaz bir iz bırakaralc Moda yönüne doğru uzaklaştı. Kumlukta kımler var, baktım: Duvann dibindeki gölgelikte, mal sahiplerimizin kızı Ayla hanım oturmUijU.. Seher hanım, torunu Sevinçle beraber kıyıda duruyordu. Güneşten korunmak için başmı bir gazeteyle örtmüş. Üstünde benekli basmadan elbisasi... Ortada, yüzükoyun uzanmıç hanımı ilkin ta. nıyamadım. Benden yana dönünce. anladım: Bayan Tekin'di. Melda'nın annesi. Bir kenarda, san ketenden bir plâj çantası; bir ha'r şapka; oyuncak kova.. kürek... Gözlerimle etrafi araştırdım: Aylin'le annesi demzdevdiler Bıraktıklan eşyanın önünden reçerken. çanfanm altına sıkıştınlmış bir kitap merakımı çekti. Sıgara yakmıya durarak açıkta talan üst yanmda, yazannm adını okudum: Aldous Hıucley. Memnunluk duydum EŞer sıradan bir isim olsaydı. hayal kınklıgına ugravacaktım. Güneşlenmek için kendime herkesten uzak bîr köşe seçtim. Siyah gözlüsümün arkasından rahatça ızliyebiliyorum çevremdekileri. Bayan Tekin'i ilk defa yatandan görüyordunı. Güzel kadındı. Kızından çok güzel. Genç duruyor daha... hanım, entarisiyle yere oturdu. Romatizmalanna iyi gelir diye bacaklarını kızgın kuma RC)müyor. Bu eylemde, küçük Sevinç ona yardım ediyor. Doktor özerle uztın boylu genç bir adam, Ayla hanımuı yanma geldiler. Karşı kayalıklan gristeriyorlar: oraya kadar vüzmüşler. Aralannda tngilizce konuşuyorlar. Yabancı erkek. doktor Özer'. tn Amerikadan bir arltadaşı olmalı. (Arkası var) 22 30 Bu hafta 22 45 23 00 23.10 01 00 neîer dinlevecek Pivano Soloları Hafif «arkılar Hafif Batı muziei Proeram ve kaoanıs. A N K A RA \ EE VT X Acılıs. Droeram Gunavdın I Kove haberler Gunavdm II Haberler ve Hava durum • S^bah muziei Ankara'da Bueun Sabah sarkıları K. Karasulevmanoelu'di Turkuler Ev ıcin Sabah konseri Arkası vaıın Ara haberler. ilânlar V. Gurselden sarkılar M Erdal'dan turkuler Cesitli muzik N Demirdöven'den sarkılar Konser Saati Ara haberler ilânlar A. Sezeın'den turkuler Kıbrıs Saati A. Senozan ve T TokvaVdan sarkılar Haberler ve Resmi Gazetede Hafif müzik Kadınlar T sarkllar N İnnaD'dan türkuler Reklâm Droeramları Ara haberler. ilânlar H. Gökmen'den sarkılar N. Mercanlı'dan türkuler Dinlevici istekleri Aıa haberler. ilânlar Cocıık Saati Reklâm Droeramları Haberler ve Hava durumu Gurkan'dan turkuler Hafif müzik Lâtin Dünvasından müzik N Demircav'dan sarkılar Kadinlar T turkuler 24 Saatin Olavları ilânlar 16 Soru Bilei Yarısması Turk M. Ö oroeramı İtaîva'dan muzik Baelama T. turkuler ve Ovun havaları Haberler Caz muziei Yeni Dlâklar 09 00 09 20 09 35 09 55 10.00 10 20 Î0 35 11 05 11 25 11 55 12 00 12 15 12 30 Tıfrany Jones TIFFANY JONES 13 00 13 15 13 35 14.00 11 15 15 15 15 35 15 55 16 10 16 55 17 00 17.50 19.00 19 35 19 50 19 55 20 15 20 35 21.00 21 10 21.40 22.10 22 30 22 45 23 00 23 30 n .15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear