23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHfFE DÖRT 9 Subat 1«68 CUMHURİYET iyi bir Aktör, Başanlı bir Rejisör ve kişiliğini bulmuş bir Şair bir nsak yafmur yağar öpfişme•lz eski bahçelerin birinde bir gtil can verir SUAT TAŞER mimizde ismini duyurmaya çahşıyordu. Ankara Radyosu'nda açılan spiker imtıhanına katılan yuzlerce aday içinde guzel sesi, temiz diksiyonu ile başan kazanmış ve hemen spiker kadrosuna aünmıştır. 1945 yılında da Devlet Tiyatrosu yüksek kısmmdan mezun oldu. Bir İM ay stiren radvo denemelerinden sonra Suat Taşer bütün radyo dinleyicileri arasında parlak, kadife sesli spiker diye anılmaya başlamış, çeşıtli programlara katılmış, Radyo Tiyatrosu saatlerinde, şıır saatlerinde, masal saatlerinde daima aranan ve sevılen bir ses halıne gelmiştır Şairimiz, bır taraftan Devlet Tiyatrosu'ndaki çalışmalan, diğer taraftan radyonun titizhk, dıkkat ve özel bir kabiliyet istijen çünlük ışleri içinde kendi kendine Ingıhzce öğreniyor, şiirler yazıyordu. Çok kısa zamanda Ingılizcesini bir hayli ilerletti. Ve kuçuk kuçuk kıtaplar çevırmeye başladı. Ingılızce bilen bazı hocaları ve dostlan, Suat'ın bu kadar kısa zamanda bır yabancı dılı yeteri kadar bğrenmesıne hayret edıyorlar ve onun çalışma gucunü takdirle anıyorlardı. Genç ozammız, Radyo'ya spiker olarak gırmeden once, 1942 yılında «Bır», 1943 yılında Fethı Gıray'la birlıkte «1943», 1945 yılında Omer Faruk Toprak'la birlikte «Hürriyet» adlı şiir kitaplarım çıkardıktan sonra artık gıicünü ve hızını almış bir şair olarak tek basma 1952 yılında «Merhaba., 1954 yılında «Haraç Mezat» ve 1960 yılında da «îkinci Kurtuluş» adındakı kitaplarını yayırüadı. llk siır kitaplannda Suat henüz kişiliğini arıyor, fakat zaman zaman kendine özgü bir biçim ve öz yaratmasım biliyor, hele ahenge büyük bir önem venyordu. Şiırleri daha çok iç Yazan: BAKI SUHA EDIBOGLU yunları yönetmış, bu arada destaa ve masal türünde halkımıza mal olmuş bir çok eserleri kendi güzel sesi ile ve titiz bır zevkle seçtiği müziklerle radyofonize etnuştır. Şimdi onun aeveceğinizi umduğum iki şiirini sunuyorum: YA StZ Evrende en güzel bir akşam üstü vapıır düdüklerinde öter yalnız. lığım bir de bakarım telgraf t«Uerl boyiınca uıamış gitmi? sevgisiz zamanlar içinde ölümüm. Bir yıldız doğardı çocuklufumds geceleri bir çiçek büyürdü kırüc saksıda sessiz umutlarım büyürdü ben büyürdüm dünya büyürdü dost hilesiz. Yok şimdi eski yafmurlar eski merhabalar hele türkülerimiz nerde bir gülen görsem ağlamakb olurum Şimdı de son günlerde duyduğu yalnızlığı ve içinde ağır ağır birıkmeye başlayan karamsarlığı anlatan «Bır Varmış Bır Yokmuş» adlı şiirini okuyalım: Yazık gülen gillfin gülümsüz günü ne bilcyim gelecek giinlerimin öldütünü denize karşı suakun soğuk daracık bir yalnızhktan düşünür seven çocuk Yazık dünyanın en sevgili sabahntda bir balık bakışlı kızın akünda bir Gece Camlarda damlalar Bir kadın Solgun bir çiçek Yalnızlıklar içinde Kapısı kapah perdesi Inik Ayak sesleri gelir geçer Riizgâr sınlsıklam Son kadehini içer Basık tavanh bir meyhanede Yalnız adam. Suat TASER Uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü, tam anlamıyla yakışıklı bir insan... Sesinin güzelliği ile şairler arasmda, radyocular arasmda, oyuncular arasında ayrıca ün yapmış olan Suat Taşer, tiyatro dünyamızın ön sırada gelen kıymetlerinden biri. 48 yaşını doldurmuş olan şairimiz, yaşından daha genç, daha dinç gorünüyor. Hâlbuki küçük yaşından başlıyarak çileli, cefalı, yorucu hayatı onu fazla yıpratmamıs. Sahne hayatı, Ankara Radyosu'ndaki mikrofon hayatı, şaırliği. çeviricilişi onu çok yönlü. çok çalısmak zorunda bırakmıştır. Sabahın erken saatlerınden baslıyarak gece yanlanna kadar bu savdıgım alanlarda çahşmağa mecbur olan Suat Taşer, daima güler yüzlü, hayatmdan memnun gibi görünür. Oysa ki iç âlemi öyle değildir. Çok az olan boş zamanlannda. sohbetlerinde, içki sofralarında bu çok yonlü çalışmanın yorgunluklannı çıkanrken: Bu hayat bana dinlenmek, Bülmek, eğlenmek için boş bir dakika bırakmamıştır, diye dert yanar. Yalnız insandır Taşer. Onu 19431944 yıllannda Ankara'da tanıdım. O zamanlar Devlet Konservatuvan Tiyatro Bölünm'nün yüksek kısmma devam ediyor, sahnede ve edebiyat âle ten ziyade dışa bakıyor, toplumun uzakyakin ortak kaderiıu günlük olaylar, savaşlar içinde dıle getiriyordu. Çok relut oldugu o günlerde şiirlerini dergilerde yaymlamadan önce çoğunlukla kendi agzından dinlediğim için olacak bende teetral bir hava yaratıyordu. Taşer artık şiirde kişiliğine ka vuşmuş, dıli annmış, içe ve dışa bakış dengesıni tara anlamıyla bulabilmıstir. Yukanda saydığım ağır devlet görevleri, sanat çahşmalan ara smda 1941 yıhndan başlayarak bugüne kadar telıf, tercüme 26 eser yayınlamış olan şairimiz, roman, hıkâye, tiyatro ve deneme türlennde başanlı örnekler vermistir. Öğrendigime gore yakında «Hayret Beyın Serüveni. adlı bir şiir kitabı daha yayınlı yacak. Sahne hayatında iyi bir aktör olduğu kadar, başanlı bir rejisör olan Taşer, kitaplıklanmızda ve tiyatro okullarımızda yokluğunu şıddetle hissettiğimiz tiyatro san' atı %re nazariyatına dair bazı kitapları Ingilizce'den dilimize çevirmiş ve böylelikle kendi mesleğinde gelecek kusaklara cidden büvuk hizmetlerde bulunmuştur. Bu konuda onunla konuşırken bana şunlan söyledi: Biz kitapsız, sadece notlarla, hocalanmızın dersleri ile güç sartlar altında oyuncu Olduk. Kitapsızlığın ızdırabım öğrenciliğimde yaşadığım için, Tiyatro a!a nında çalışmak istiyenlere bir hizmette bulunabilmek için, kendi mi son yıllarda bu çeşit çalışmalara adadım. Konuşmamız sırasmda söz ister istemez döndü dolaştı şiire geldi. Taşer'e sordum: Pekj ya şairlik ne ftlemde? Gülerek cevap verdi. Ondan o ilk goz agnsından Yazık • güneşli kıyılard» unntulmuş ayak izleri yeşil şetırin karanlıgı gözlerim çözleri rüzgârLı hendekJere düşen yıldızlarımız yaban otlan sannıştır şimdi oturduğumuz yeri Yazık gül pündüzü gül akşamı gül yitik yollan tüketelim derken kendimizi tükettik Mrı s a n kigıtlarda buruşuk zaman nssıi oldu bilmem başlamadan bittlk Yartn ATİLLÂ İLHAN BULMACA 123456789 • 7. 3 4 6 SUAT TAŞER ayrılmama imkan var mı hiç. Yazıyorum, hem de çok yazıyorum. Fakat bana bır titizlik, kendi ken dimden bir kuşkulanma geldi son yıllarda. Yazdıklarımı bozuyor, çızıyor tekrar yazıyorum. Yakında da «Hayret Beyin Serüveni» adlı bır kıtabım Yedıtepe yayınları arasında çıkacak. Taşer bıraz güldu, derin bir nefes aldı ve ıçli bir sesle: Tiyatro çok guzel. Çok seviyorum. Alkışlar alkışlar... Bunlar bır yerde bitiyor. Seyirci dağılıp gıdiyor, kalan alkış ses'.ermi sanki bir odacı salonu temizler gıbi supürüp götürüyor. Alkışlardan bi ze pek bir şey kalmıyor. Onun ıçın yalnız başuna kaldıgım evimde şiirin vefalı koynuna sıguııyorum. Suat Taşer, tiyatro sanatında hem amelı hemde nazari bilgilerı dolayısiyle sahneden baştca radyolarımız için de eşine ar rast lanır mukemmellikte bır çok o î E •^ 9 Dısı Bond •> ,r\S> Acılıs. Droeram Kur'anı Kerım. scıklamasl ve vorumu Saz eserleri Kove haberler Gıınavdın Haberler ve h»v» durumu İ^tanbulda bueün IlânİRr ve hafif muzik Hafif Batı miiziSi BerabT ve solo sarkılar Taneolar Turküler eecidl Keman soloiarı Onıp baval»T| . \ 1 f • • \X Ev lcin Ara haberler Humba ve C» Ca'lar al Kaleden sarkılar ArVası vartn Sabah konseri Solistler eccidl Ar» haberl'r ilânlar v M'rraniıdan türlaıler ıilc nrkcrtra r> Bir^ittpn çarkllar Haberlor vc R G. de bueün <=a7 rserleri SOLDAN SAĞA: 1 «Badı badı yuruyen henüa evlenmemış genç dışi insan» anlamına ıkı soz. 2 «Duşuk kahtede kocaoğlan bulmaya çalış!» mânasına üç sözlü bir emir. 3 Tersi bazı erkek ve kadın kovlülerımızın gıydıklerı elbıse kısımlanndanır, idare bölümlerimızden. 4 Bır hayvanın bağırtısı, bu kadar maaş ve gündelıkle aıle zor geçındirlır, tersı «birınci ve siftah» demektir. 5 Kendi kendini teselliye çalışma hareketi, bir soru takısmm tersi. 6 Develerde bu huy son dersce kuvvetlidır diye bir atalar sözü vardır, tersi «ılâve olarak seçılmiş üye» karşılığı iki sözdür. 7 «Kusursuz ve mükemmel ara>;lar» anlamına iki söz (ikinci soz eski usul çoguldur). 8 Çevrilince «genel kurallar dışı ve müstesna» mânasına gelir, pratık esaslara dayanan. 9 «Sicimi yeter derecede ulaşır» karşılığı bir söz ! I III 1 1 1 1 1 J bir takı ve bir çekim. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Esaslı suç işlemiş tutukluların dosyalarına konulmak uzere Emniyet Mudürlügünde elleri mü rekkepli ıstampaya bastırılıp alınan (karma söz). 2 «Etrafı su ile çevrıli yerde konut insa et!» karşılığı üç sözlü bir emir. 3 Vıdalarm etrafuıda bulunan gırinti çıkıntı, «buğday tozu messlesi» anlamına iki söz. 4 Yağma (eski terim). 5 Hıristiyanlar tarafından kutsal sanılan su kaynaklan ve onlaruı Uzerine kurulmuş küçük binalar (çoğul). 6 Bu yıl çok şiddetli gelerek dtinyayı ve yurdumuzu kar ve fırtına alanı haline ko>fan mevsım, bır işin veya hareketın en yüksek sınıra varmış olanı için kullanılan terim. 7 7 «Baş» m yarısı, üşüdügümüz zaman aradıklarımızdan 8 Büyükçe çapta olma ha i, bır sıfat takıs;. 9 «Merhamet»•ıfi huimacamD s i z karakterde h«lledllmlj jekll s a v a ş tutuğU.» DÜNKtî BULMACANLV ŞEKLİ »»• HALLEDILMİŞ NASIL RALLEDİLECEK YnkandakJ rakamh boimacada dece 4 tane anahtu (ipuco) ve 8 taııe soouç vardır. Bo; kalan 12 karenin içine 1 den 9 a kadar uygnn birer rakam koyarak ve lool*nın. çarpn». çıkartma. bölme isaretlenne dikkal ederek soldan olursunux. sağa ve yukarıdan «şağıy» bulmacada giisferilen «onılan bulunıız. Bina vaktinizi alır ama, bos vaktinizi bvsça geçirmij f : ü W1LL1AM,M Garfh SAROYAN 2ÜNYBA BİR GÜK >Çuiren: T A R I K O U R S U N K. 37 Aceleyic taksıye geldi. Goz açıp kapayıncaya kadar stadyuma geldıler. Yep, Zak'ı engellemek lstedi: «Ya'u anlasana Zak, bu nengâmede nerden nasıl bı'et bulabılırız?» «Nıye bulamazmışız?» ^ofor de dondu. «Bulursunuz canım. Niye bulamayasınız? Yırmi, ya da otuz doları bayıldınız mı pekalâ da bulursunuz. Var mı nıyetıniz, onu söyleyin?» «Tabu.» dedi Zak. «Nasıl olsa bılet bulurız, keyfine bak.» Hemencecık bır karaborsacıyı yakaladılar. Zak: «Dö * bılet istiyorum.» dedi. «Tan si kırktan.» dedi adam. «tster alın ister almayın. Aslında ellıye veriyordum.» Zak paraları verdi, büetleri aldı. Gırdiler. Yerler, Yep'in düşündügunden çok daha iyiydL Daha iyisi can saglıgıydı yani. Maç aşırı coşkun bır taraftann dediğl gibi canavar bir maç oldu; «Dodgers» ler sekiz beş ka^andılar. Zak, ermenıce: «Vay canma, kaybettim be!» dedi. «Paraya boş veriyorum ama, şimdi ne halt kanştıracağımı şaşırdım, ona yanıyorum.» «Ben, Rosey'le Van'i alın «Karadeniz Lokantası» nı yemeğe götürecegim. Ordan da «Place»a gideceğiz. İstersenız Juan'la siz de gelin.» «Çok isterdim ama, ımkânsız, olamaz. Çok üzgünüm şimdi. Oğlanı dogruca eve götünnen de gerek. Annesiyle bir konuşayım bakayım, ne diyecek. Birşeyler yapıp bir çözüm yolu bulmalıyım. Yarm sabahleym de Otah'a döneceğim, uçakla. Şaşırdım kaldım birader, n'apacagımı iyıce şaşırdım.» Biraz yürudüler, sonunda bır taksi buldular. Zak, şoföre Plaza dedi; ama uzak gelince caydı, «Palm Court» a gittiler, bir masaya yerleştiler. Çocuklar ne istediklerıni henüa söylemişlerdi ki, Yep kalkıştı: «Bana bir kaç dakika izin vertr misiniz? Şimdi geliyorum.» dedi. Fırladı dışarı, bir taksiye atladı. Çiçekçi Rum: «Eh,» dedi. «En yaman takımı siz seçmişsiniz. N'apacaksımz, kimiîeri kaybeder, kimileri de kazanır bu ışte. Olağandır.» Beklemekte olan taksiye atladığı gibi yine gerisin geriye döndü. Masada Zak bir başma otaruyordu. «Çocuklar ellerini yıkamaya tuvalete gittiler.» dedi. Yep, bir deste banknotu Zak'm önüne sürdü. «Sana danışmadan bir iş yaptımdı» dedi. «Hani bir aralık geri dönmüştüm ya çiçekçiye, hatırladın mı? O zaman senin bahsini değiştirtim; şimdi kazandın, paran iki katı oldu.» «Peki ama nasıl yaptın bunu? Ya «Yanks» ler kazansalardı?» «Kazanmadılar ki Zak. Kaybettiler, sen kazandın. Hadi bakalım, kalk, bizimle yemeğe gelin şimdi siz de.* «Yok, hayır. Ben kazanmıs falan değilim. «Yanks» lere oynadım, onlar da yenildiler. Onlar yenilince ben de kaybetmiş oldum. Bu para benim degil, senin asıl.» «Dinle beni Zak. Bugün senin tçin olağanüstil bir gün. Deli dolu bir gün yani. Benım hayatımda öyle günlerim çok oldu. Ben sana bir parça iltunas geçtim, hepsi o. Bunun dışında birşey yapmışlığım yok. Bir fırsattı, yakalayıverdim. Hayatımda elime çok geçtl öylelerl. Bir gün kumarbazlık Uzerine güzel bir roman yazacagımı sanıyorum, okursun da hayatımda ellme peçen fırsafların neler olduğunu ne del) dolu jrünler vaşadıSınn ftgrenirsın Bu. hiç birşey degil. Hadı, sok bakülım şu paraları cebıne şimdi. orkestrası *ra V>abprler r Tıın«'Men sarkılar 17 on 17 05 17 30 17 w Ara haberVr K=dınlar fasli Knv odası Potlâm Droera Wpr ı » hava durumu Tiffany Jones TIFFANY JONES İŞİMİM SuPGCE AÇAkr ÖBTMEK 10 40 s Kntbavdan sarkılar 20 00 Acık otıırıım 20 40 1 A l h n ü j } Tüfekciden turkiller 21 00 24 safıtin olavlan. flânlaı A Yava'cadan surkılar Mercekdeki böcek "i»n «ololarl 2 ' oo Reklârrı oroeramları Haberler 23 00 Plâklar arasında Öze'ipr DrOTam ve kananıs İSTIVBlI, fT, R4DYOSU 16 55 Acıh* ve nroeram 17 po m<;kote"imi7den 17 30 Kücük konser 18 00 Genclere müzik 18 30 Senfonik müzik 19 00 Kafif müzik 19 30 Ak«am konseri 2015 Genelerle beraber 21 00 Oda muziği 21 30 Liedler ve ozanlar 21 45 Hafif Tnüzik 22.00 Gece konseri 23 00 Caz muziei 23 30 Hafif Batı muziği 11.00 Program ve kapanıj, A N K A R A Dev!eJ Crman jşlelmesi Yenice (Çanakkale) ^fiîdürlüğünden: 1 îşletmemızin Kalkım, Yenice, Engece, Pazarköy depolarında mevcut, aşağıda yazılı emval açık artırma suretiyle satışa çıkarümıştır. Cins ve nev'i Parti Ad. 1 II. S.U.Ç. Tom. III. S.U.ç. Tom. 2 I. S.N.Ç. Tom. 1 II. S.N.Ç. Tom. 3 III. S.N.Ç. Tom. 31 7 III. S.K.Ç. Tom. Iskarta N.Ç. Tom. 22 Iskarta K.Ç. Tom. 5 II. S.Ç. Mad. D. 6 KI. Yuv. Ç.S. od. 28 [II. S.N.M. Tom. 1 III. S.K.M. Tom. 12 3 I S.M. Mad. D. KI. Yuv. M.S. Od. 1 123 Miktan 31.82Ü 76.387 9.892 •68.520 2294.023 385.226 1556.016 401.590 454.606 1961.121 38.174 626.521 238.158 28.583 8170.437 İstanbuS Has'anesi Ba^hekîmlislndens 1 Hastanemizu) bir yıJlık ihtiyacı olan 160000 kilo ekmek şartnamelen esaslan dahilinde kapah zarf usulü ile satuıalır.acaktır. 2 Bu işin ihaîesi 20 Şubat 1968 »alı günü saat 15.00 de Kocamustafapa^a'daki Hnstanemiz Sa^malma Komisyonunda yapılacak olup, buna ait şartnaıreler Komisyonumuzdan ücretsiz olarak temin edilebilir. 3 İhaleye iştirak etmek istiyenlerin hazırlıyacaklan kapalı zarflarını ihaleder Hr saat öncisıne kadar makbuz mukabili Komisyonumuza vermeleri VP/I bu saatten önce Komisyonda olmak üzere posta ile göndrmeleri garttır. Postadaki pecikmelf kabul edilmez, 4 Kurumumuz hastantsi ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta aerbesttir. Sosyal Sigortolar Kurumu Muhammen bedelı 380.00 320.00 375.00 285.00,300.00 180.00,190.00 110.00,115.00 66.00,120.00 80^)0 90.00 60.00.100.00 100.00 85.00,105.00 110.00 100.00 (Basın: 11169/1352) 2 Açık artırma 21/2/968 tarıhine rastlayan Çarşamba günü saat 14/30 da Yenice (Çanakkale) Müdürlüğünde yapılacaktır. 3 îsteklüenn iştırak edecekleri partilere ait •» 7.5 muvak/ kat termnatı ışletme veznesme yatırarak belli gtin ve saatte komisyona müracaatlan, 4 Bu işe ait ölçü listelerl ile şartname Çanakkale, Ankara, Başmüdürlükleri, îzmır, Bursa, Balıkesir, Bandırma, Biga, Edremit Orman tşletme Müdürlükleri ile işletmemiz muhasebtv sinde görülebilir. ANKARA ÇIMEMÎO SANAYİİ T.A.Ş. HUDURLUGUNDEN Fabrikamıı Kredili vt Pe«in bedell» olmak üzere 1968 yılı çımento utışlarına baç!»mıştır. Altkalılann, Rüzgarlı Sokak U W. Hın 2/1 dekl Çimento Sstıs Büromura mflmraaflan onrml* duvurulur 0S.25 Acılıs Droeram 06.30 Kur'anı Kerim. acıklaması ve vorumu 06.50 Saz eserleri 07.00 Kove haberler 07.05 Günavdın 07.30 Haberler ve hava durumu 07.45 Sabah müziM 08.00 Ankarada bueün 08.10 M Uffurlu ve N. Ersöz'den sarkılar 08 40 Türküler eecidi 09 00 Cocuk ve eelisiml 09.20 Sabah konseri 09.35 Arkası varın 09.Î5 Ara haberler ilânlar 10.00 Okul radvosu 1100 Hafif müsik 11.05 M. Güverden sarkıİM 11 25 Konser saati 11.55 Ara haberler ilânlar 12 00 T.Eneinden türküler 12 15 Kıbrıs saati 12.30 Beraber ve solo sarkılar 13.00 Haberler ve R.G. de bueün 13.15 Hafif müzik 13.30 Reklâm oroeramlan 14.00 NAkoldm türküler 14.15 H Gökmenden sarkilaı 14.35 Albümlerden secmeleı 14.55 Ara haberler ilânlar 15.00 Okul radvosu 16 00 TÖzkandan türküler 16.15 S.Derandan sarkılar 15.35 PlâkJar arasmda 15.55 Ara haberler. ilânlar 17.00 Yurtt»n sesler 17.30 KBv odası 17.50 Reklâm oroerımUrı 19.00 Haberler ve hava durumu 19JÜ Ü. YörükoHudan türküler 19.50 Uvkudan önce 19 55 Tabiat ve İnsan 20 05 K. Pjvaslldan sarkılar 20.30 Dinlevici istekleri 21.00 24 taatin olavlaYl Ulnlar 21.10 Gece konseri 23.05 TBMM saati 23 45 Hıberler 23 0O Hıftanm berteeisi 33.4S Gec« varııın* dotru 23.55 Azetler. r>ro»r»m v* k ı o ı n ı ı Dogruca oğlanın anasını ziyarete git, tatlı taflı konuş onunla. B?n seni on bire doğru «Great Northern» de bekleyeceğım. Ya gelırsin, ya *elefon edersin. Eğer kazamrsam n'apacagımı billrim diyordun, işte kazandın, n'apacagını da biüyorsun: Hadi bakalım, göster kendini. Sıra sende.» «Pakat... Ya'u... Koca Burun, emın misin, k * zaiıdım mı, ben mi kazandım yani şımdı?» «Carum, tabii. Elbet sen kazandın!» «Peki, peki. Ama bu paranın yarısı senin hakkın. Almazsan ben de bir kuruşuna elimi sürmem.» «Yalnız yüzde on bir pay alacağım, o kadar. Niçın olduğunu da soyleyeyim: ihtıyacım var çünkü. Bın beş yüzünü alıyorum ıçınden. Artık ermenice tartışmaya da bir son versek iyı olacak.» De»teden sdyledıği parayı çekti, gerisini Zak'ın önüne sürdu; Zak da aldı. cebine koydu. Çocukların masaya dönüşleriyle birlıkte, garson da sıcak kakao. yanında küçük sandvıçler, pastalar getırdi. Rosey ile Juan hem yediler, hem içtiler. Zak, baktı bakü, başını salladı sonra. Takside. Rosey: «Gerçekten çok iyi bir çocuk... dedi. «Evet, öyle.. <Bana dedi ki, bütün istediğim hayatımda bir kerecik babamla karşılaşmaktı, dedi. Sonunda bu dileği olmuş ama, bir türlü de inanamamış. Dedi kı. ın îallah babam hoşlanmıştır benden, benı sevmiştir, dedi. Hep babasıyla kalsın istiyormuş. Oyle dedi.» «Öyle mi dedi?. •Hani arada bir bizi yalnız bırakıyordunuz ya, o zamanlar hep öyle dedi bana. Eğer ondan daha küçük biri olsaydım, konuşmazdı benımle böyle. Yaşlı başlı biriymişim gibi konuştu benımle hep Bana dedi ki, eğer babam beni sevdiğini söylerse; duyaısan sen de, bana söyle emi. dedi Oysa her baba oğlunu sever. Ama Juan bunu bilmiyor ki Nasıl olur da sev mez babası onu? Çıldırmış olmalı ki.. Değıl mi?. •Evet, öyle olmalı. Babası çok seviyor onu. Uste lik dünyada en fazla da onu seviyor. Herkesten fazla hem.» «Senin Van'i sevdiğinden fazla değil, değil mi?» •Belki o kadar değil ama, yıne de çok seviyor oğîunu.» «Senın beni sevdijnnden de mi çok?. «Kimse seni benim sevdığım kadar sevemez, Ro=<y.» «Sahiden mi babacı'm?» •Sahiden, evet.» «Hattâ, senin Van'i sevdiğınden de çok değil mi? Van'i ne kadar çok sevdiğini bıhyorum babacı'm.» «Evet. seni Van'i sevdiğimden de çok sevıyorum.» «Hih, babacı'm, babacı'm! Niçin dyle?. «Çünkü sen kızsın. Babalar, kız çocuklarını oğullarından daha çok severler Bu, hep böyledir.» «Ama niçın?. «Bunu açıklamak mümkün değil. Böyle gelmiş, böyle gidiyor da ondan.» «Çok mutluyum babacı'm. Çünkü kızım. çünkü babam beni annemden daha çok seviyor. Niçın öyle bilmiyorum ama, öyle.. Park Avenue'ye geldüer; girdiler eve. asansöre bindiler. Laura evdeydi, Van'le Kitty daha dönmemiş lerdi. Laura: «Kitty biraz eline sıkıdır» dedi. «Daima metroyIa gelirler maçtan sonra. O yüzden oğlanın her maç. dönüşü hasta oluşuna pek şaşmamalı.» Anlamsız anlamsız güldu bu dediklerine. Eğildi, küçük kızı tutup kaldırdı. kıçına bir şaplak attı. Çok eüzelleşmışsin, hakkettin şaplağı» dedi. Rosey kıkırdadı, bayan MacDougal öteden bakıp gülumsedi, kaşlaruıı kaldırdı. •Bu iki küçük kızdan hangisine dadılık edeceğimi. valla'i ben de şaşınp kaldım desem yeri hani..» dedi. "Arkası var) (Basın: 11115/1351) „ (Basın: 108.3 A. 679/1346)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear