25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
BâStFE DÖRT A.â a F 2x1UE 2X2:^ x\ 25 Kasım 1968 CUMHURİYET +2 HURLnRIMIZIH Röportaj*Neclâ S E Y H U N feald ttrmtr' Srto deffl. ç« daha değisik, daiıa gfizel roV ler vermek mümkun sahneye. Ayten Gökçer'i balerin yapmak aslında annesinin riiyası. Bu gaye ile ilk okulu bitirir bitirmez kızını Konservatuann bale böltlmüne veriyor. Orada ikl mutlu yıl. Sonra ailevî anlaşmazlıklar, anne • baba ayrılıkları yüzünden altüst oluyor her şey. Erzurum'a, bir yüzbaşı ile evli olan ablasının yanına gönderiyorlar Ayten'i. Bir yıl kalıyor orada. Her gününde baleye dönmeyi hayâ! ettigi uzun bir yıl! Döndüçiitn zaman Çocnk TIyatrosuna çirnıem için ısrar ettiler. «Hem de baleye devam edersin» dediler. Şeref Gürsoy'un Isran ile Çocuk liyatrosuna baslamıs oldum. Baçlayış o başlayış! Bir daha da arrılamadım. # Oknl yıllarmdan ente bir oUyT Ablanun yamndaydım burad», Hanfi sene pek hatırlamıvonım simdi. Okulda bir arkiul.işım devamlı bana resim yaptırırdı. Benim de resmim berbattır. Katiyyen resim yapmayı beceremem. Ama resim dersi Belince. kızcağiz bana uzatırdı kâğıdı. Ben de «herhalde iyi yapıyorum» diye düşünür kurumlanırdım. Bir dere, ikj ev, iki tane çöpten adam. Baska bir şey bildiğim yok zaten. Onlan yapar, verirdim. Hoca miithiş sinirlendi sonunda. Dedi ki: «Ya bu bunda.ı kopya çekiyor, ya bu bundan. Bu iki resim birbirinin aynı.» Kaldırdı beni: Bn resml sen mi yaptın? dedi. Evet. ben yaptım. öteki? Onu da ben yaptım. Niye sen yaptın? diye sordu. O veriyor, dedim. 1 Kaldırdı kızi . Niçin, dedi ona yaptırıyorron resimlerini? Meğerse kızın babası müftü Imiş. «Resim yapma. çünahtır» demiş. Bu yüzden resmi habire bana yaptınrmış kız. Bütün %al nahlar bize tabiî... l ç yıldır da resimlerini ben yaparım!.. Düşünün artık siz.. Kalkmadan önce, oku! hatıralarmı aşka bağlamak isîedim. öğrencilik yıllarmdan bir ask? dedim. Fırsat kalmadı ki, dedi. Dedim ya, çok yaramaz bir çocuktıım diye.. Kim bana âşık olurdu? (Jeleni dö\üyor, gideri dövüyordıun!.. Kahkahalarla gülüyordu. 1 Peki onlar cesaret edemezdi ya siz, siz âşık oldunuı DD? Ben de aynı durumdaydım, dedi. Adam dövmekten âçık olmaya vakit mi vardı? KONSERVATUARDA BİR YABAN ÖRDEĞİ Ali kıran, baş kesen!.. Nasıl bir öfrenciydiniı Hk okulda? O!... Hiç de İyi bir öğrenci defildim. Dehşetli yaramazdım bir defa. Sadece müzikle çok ilfiliydim. Kulagım çok kuvvetliydi. Hocanın iğrettiği şarkıyı ilk defa ben öfrenirdim sınıfta. Tekrarlamaktan bıkar: «Ayten Sğret•in size» der, bırakır giderdi. Sor ra şarkı söyleraeye baska sımflara pnnderirdi beni. Mfizik dergim çok parlak reçerdi. O zaman kendiml çok knrvetU hissederdim. AYTEN GÖKÇER'in .Çiroz» luktan, .yaban ördek. liğine gectiği yıllar. Resmin arkannda bir tarih: 5 1 1953... Ve bir ithaf: Canım ablama...» Ama onun dışındaki bütun der» lerden de paylamrdım. Çok yaramazdım, çok çocnk dörerdim. Mahalle ve okul arkadaşlanmı da yaktan kırar geçirirdim. Daha okula ilk başladığun çün. bir arkadaşımın kafasını cama itmiştim. Cam kırıldı. tkimizi birden başöfretmcn odasına çıkardılar. O gün öyle basiadı hadis«.. Ondan sonra da ilk okul boyunca »ürüp gitti. Annem benim yaramazhklanm yüzünden her ay okula üç dört defa gelmek zorunda kalırdı. Şimdi sokakta basan dövdB£üm arkadaşlanma rastlıyorum da, çok mahçup oloyorom: Ayten hanım, diyorlar, batan buradaki yara izi siıin yüzünüzden!... Kahkahalarla gülüyor... AYTEN GÖKÇER Alabüdiğine ?ık! Sırtmd» koiuz, spor dildşli kahverengl bir tert eibise. Içıne a n san yttnden ilc yakalı bir süeter giyjrus. A•aklarmda süetere «9 renkta uon skn çorstplax TS kabverengl por pabuçlar. Kryafet kenct kreayooa. Saçlarmı önden stmsıia ekip toplamış. Bir yanda kan bir örgü, omuaundan aaağı, eline dogru iniyor. Giylminâe » a modasının öncülerinden Car in'in ve Courreges'in havasmdan Mr şeyler» var. 2000 yılının kadını sarud. Ay*» «1den bir fUzey» pek&la yatoşır. Ama o: Modaya hiçblr zaman dflşkfkn değilim, diye iddia ediyor. Normai fiyinirim, o kadar. Meselâ defOelere çıkanm çok kere. Defile aahipleri dostlarun, arkadaşlarnn. 3IM0 eibise üzerime prova edillr. Bana ısrar ederler: «Bnnlardaa hiç olmazsa, besinl aJ» derter. Anu hiç hoşuma ptmez nedense.. Defilelerde güzel olnyor o tip şeyleri giymek ama.. Bakar bakar: «Bo benim için Eret, Aytjn len bir sahne kadar, sevilen ken de.. Ama artık. Bundan Şimdl sokakta bazan dövdüğiim arkadaşlarıma rastiıyorum da!.. mfibalafalı» der, bırakınm. îçiçe ikl büyük salon. BIz, «gönlünce» döşediğl kısımda soh bet ediyoruz. Ültra modern kıyafetı ile bu modern salona pek yarasıyor. Zamanla zevkini Otekl salona da ulaştıracak, eşyalan ve dekoru değiştire, değiştire ona da hayallndeki biçimi verecek. Yanda kalan rüya... Gökçer takdir edisanatkân olduğu ve aranan bir man defilelere çıkmıyor böyle kendini sa dece sanatına verecek. Hayatında ondan önemli bir şey yok zaten. Sahnede ihtiyarlamayı hayal edlyor. Halbuki ailevi anJaşmazhüar o kul yıllarını altüst etmese, «eyirci onu sahnede bir balerin olaraJc alkışlıyacaktı bugün. Çocuk lulc rtiyasını gerçekleştiremediği ne üzgün mü? Hiç de defil!. Bale biraz nankör bir meslek, diyor. Bir yere kadar insanı iyi bir şekilde getiriyor. Ama ondan sonra ya hoca olacaksınız, ya evde oturacaksımz. Baska bir çaresi, bir çıkar yolu yok. Hâl düm. «Buradan nasıl geçeceğim».. Biri bana bir lâf söylerse..» diye. Oemek ki büyüme çağı başlamış. Çocukluktan genç kızlığa geçiş... Kimse benim genç krzIjça pfftiînnıin farkında değil tabii. Kendi kendinıe gelin güvry oluyorum. Hâlbuki geçerken kim farkedecek beni.. Böyle iiskacık bir şey!.. Koridorun basında on beş dakika düşünüp, o hızla karsı tarafa bir koşardım... «Geçti yine yaban ördeçi!..» derlerdi. î A R IN : Bülent Ecevit [Di$l Bond BtR AH (ÇthJOE ÇBNESİNB. BHZ /üMP İNPfOJR • • Yaban ördeği.. Etrafı kasıp kavu:.jasına, okula dehşet salmasına rağmen ashnda gayet çelimsiz, zayıf bir çocuk. Mahallede adı «Çiroz» Çok kızardım, dell olurdıım bu ada. Ama tesadüf han(i mahalleye gitsem, gene «Çiroz» derlerdi. Oradan bir baska mahalleye tasınırdık. Gene iroz!.. SanM adım d* benimle beraber (iderdi. îlk okulu bıtirip de Konservaruara gittiği yıllarda gene sıskacık, gene çiroz. Ama iç dünyasında büyük bir değişiklik var. Okulun ali kıran, baş keseni değil artık. Dışı çocuk, içi genç kız bir garip varatıkl Dış görünüşün iç dünyasmın gelişimine ayak uyduramadıgı nankör yıllar bunlar. tlk oknlun ataklıjh iritmis, bir ürkeklik gelmisti üzerime. Orada da bana «Yaban ördeği» derlerdi. Koridorlardan kaçıp rittigim için... Koridonın basına gelditn mi, hep »onunu düşünür HALİkARNAS BALIKCISI ta, Yunus'un gittiği kayalik Madruha buraunun üzerinde ise, denix kuslan çark ediyordu havada. Bunların kanatları günesi kapvnca, konfettiler gibi pırü îçerisi önce bir geçitti. Yunus yürüdü, birçok gapınl buruna dökülüyorlardı. Takkis onlara doğru yülerilere rastgeldi. Bu geçitleri deniz binlerce yıldan rüdü, buruna geldi. Kuşlar gökte çember gibi dönüberi oymuştu. Kimi yerde Yunus'un başı geçitlerin yorlardı. Burunun üzerinde Takkis'i gördüler. Butavanına deyiyordu. Yunus el yordamıyla yoklaya runda yabancı var diye. uzağa denize indiler. Orada yoklaya dikkatle adım atıyordu. Kimi yerde geçidin aralarmda bir süre lâkırdadılar. Sonra kalkıp buruna tabanı deniz düzeyinden aşağıya iniyordu, o zaman doğru uçdular. Kuşlar yeterince yaklaşınca, Takkij su yükseliyordu. Hattâ bir yerde su düzeyi tavana tüfeği kaldırdığı gibi ate; etti. değdi. Yunus tavanı avucuyla sıvazlaya sıvazlaya, Eski ve paslı tüfek yaman patladı. tavanm ötesinin su düzeyinden yüksek olduğunu Takkis tüfeğin bir gözünü ateş etmişti. Ama saranladı; daldı ve geçidin ötesine geçti. Böyle yüriiy» «ıntıyla öteki gözün horozu da düşmüştü. Tüfeğin kun yürüye geçidin tünel denebilecek kadar genislediği dak ve mekanizmasıntn ötesi, sanki bir bomba parbir yere ulaştı. Artık taban su düzeyinden adamakıl çafanmış gibi, «Jört yana savruldu. Sanki Takkis'in h yükselmişti ve kupkırfHyıhı. T»a"Qz«J*în donü)t' btr gün fsığı geliyordu. Oray» doğrc ytrüdü v» ^•îriizüBe, kecaman bir kara avuç bütün gücüyle çarp;! kendini, olağanüstü koskoca bTr" mağafahm* kefta ''* '*»ış ve onu yıkıp sırtüstü düşürmüstü. Kısa süre onu yerde barut kokulu bir mavi bulut örttü. Az sonra rında buldu. Mağaranın altı kapkara suydu Her kıçüstü oturdu. Güneş birdenbire dip söndü. Tam yanı kapah olan bu kubbemsi mağaranın içi, suyun bir karanlıktı ortalık. tki gözü de akmıştı. Bumunun dibinden gelen bir ışıkla aydınlanıyordu arasıra. yerinde koca bir delik vardı. Yüzüne sanki bir kırYunus, yurdu olan Ege kıyılarında böyle mağaramızı maske takmıştı. Neye uğradığmı anlamadan, lar görmüştü. Denizin az üstünde olan kimi böyla yerde oturakaldı^ Rüzgâr mavi dıımanın tellerini mağaralann içleri büyük kıriangıcımsı ebabil kuşüfürdü. Eüerini acımaya başlayan gözleri ve yüzüne larıyla dolu olurdu. Yunus'un gozlerı loşluğa ulaşgötürdü. Ellerinin ıslandığını duydu. Kapah gözkatı suyun dibinde koca bir kemer gördü. Işık o kepakların karanhğı değildi bu. Elleri karaniık perdesi merden yukanya doğru, şafak sökercesine ok gibi ni yırtamıyordu. Işık yok da yokdu. Hopladı. zıplaışınlan yeipaze gibi açıyordu. Su yemyeşil erimiş dı ama bu büyük karanhğın üstunden sıçrayamadı. bir zümrüttü. Tavandan pırlantalar gibi su damlaEllerini ileri fırlatarak, bağırarak koştu. Önündeki ları düşünce, mandolin gibi tıngırdıyorlardı. Suyuo uçurumu görmüyordu. Çığlığı öttü. Sustu. Denizin ışığı tavana vuruyor ve orada ışıktan bir ağın örgügürîeyişi duyuluyordu. sü kıpraşıyordu, sanki ışık karıncalaşıyordu. Dışarıdaki engin mağarada yankılanıyor, bir soluyuş Yunus, fok bahğının mağaraya girip çıktığı kedüzeniyle su bir kalkıyor, bir iniyordu. Yosunlar merin altından dalarak dısarıya çıktı. Uçurumun üsda, su da kordelalar salıyor, baska deniz bitkileri tünden bir bağınş du\uyordu. Acaba nedir diye düve yaratıklan yanıp yanıp sönüyorlardı. Birden şünürken önündeki bölük pörçük kayalaruı üzerine bire dışanda top patlar gibi bir gürültü oldu. Dısaçuval gibi bir şey düstü. Kanlıydı, debelendi »onra rıdaki bu gürleyiş. sanki suya, tuz buz olmuı gökdurdu. kuaaklan parçalarını pırıl pınl yığdı. Yunus, suya Yunus'un aklına Takkis gelmedi. Ama depozitone oldu diye, saçarak bakarken kemerin altından dan Takkis görülmüştü. Onlar hemen sandallara davbüyük bir fok bahğı içeri girdi. Ama Yunus'u görandılar. Takkis'i denizden kaldırdılar. Ama iş işten rünce korktu ve yallah gerisin geriye dalıp dısarıya feçmiş, Takkis ölmüştü. fırladı. Mağarada bir renkler kıyameü koptu. San Bu ölümden Türklerin duyduğu acı hiç de Sümki peri parmaklan mağaranın dibini gıdıkladılar bekililerinkinden az değildi. Aylarca fukaralar yaban da, renkleri güfdürdüler. ellerde beraberce ekmek parası çıkarmaya ugraşmışlardı, aynı çanakdan yemişler, aynı katı galetayı kırTakkis tüfeğiyle karaya çıkmca, Yunus'tan aynlmışlardı. Durum böyle olunca, Barba Vangel fırtınaindı, kum çölüne doğru yürüdü. Öyle inceydi ki kum, nı beklemek olmazdı. Tayfa arasmda kısa bir tartışrüzgârın en hafif bir yelpazeleyişiyle, havaya bir tül gibi savruluyordu. Ksyı dalga dalga kum oluyordu. ma oldu. ölüyü kuma mı, denize mi gömmeliydi, yok Takkis bir iki kez tüfeğin mekanizmasım işletti. Kumsa ahp Sümbeki'ye mi götürmeliydi. Takkis'i denizde dan tüfek cakıl çukul ediyordu. Tüfeği ağzından dol ya%da kumda bırakmaya kimsenin gönlü razı olmadurdu. Ama ortada kuş değil, kumla tamtakır kuru dı. Hemen Depozito ve öteki tekneler alesta oldu ve bakır mavi ateş bir gökten başka şey yoktu. UzakSümbeki'ye doğru denize açüındı. 4Artuuı »ar » 84 Uçak ve Otobüs biletl bastınlacaktır ifnrj "Z. j&yîrCîÂ* Muhammen bedeli 124.850,00 liradır. Şartnamesi tstanbul, Taksim. Gümüssuyu, Dümen •okak, Gümüspalaı A p ı r t m ı nında Ortaklık Levazım Müdürlügü'nden alınabilir v« numuneler görülebilir. Son tekllf verme tarihi 4 Aralık 1968 Çarşamba fünfl •aat 13.00 e kadardır. TÜRK HAVA IOLLAR1 A.O (Basm: 27979) 14390 Tıffany Dr. KEMAL ÇAĞLAR tdrar Yollan ve Tenatül Hastalıklan Miitehatsın Galatasaray Turnacıbafi Sok. No: 12 Uğur Apt. Saat 1 0 1 2 ve 13 18 Tel: 44 14 36 (Ilâncıhk: 9417/14369 konu veresim: AYHAN BAŞOĞLUfe|B U D I N K O P R U S Ü İ L N HURDA SATILACAKTIR Maden Tetkik veArama Enstitüsii Genel Müdiirlüğünden: 1 Aşağıda cinsleri yazıü hurda malzeme açık Krtırma ile satışa çıkanlmıştır. a) SondaJ matkaplan b) Oto hurdalan c) Saç ve demir hurdalar d) Oto dış lâstikleri e) Oto Jantlan 2 Birinci maddede yazılı hurda malzemenln açık artırma suretiyle satışı 6 Aralık 1968 Cuma günü saat (10) da, Enstitümüzün Etimesut'taki, Ankaraİstanbul asfaltmın 17 inci Kim. sinde Askerî Hava Alanı karşısındaki deposunda yapılacaktır. 3 Hurda malzeme, iş günlerinde, saat 1016 arasında yukanda belirtilen mahalde görülebilir. 4 Satış şartnamesi. iş günlerinde, çalışma saatleri dahilinde Enstitü Satınalma Serrisinde ve Etimesut'taki Depo Amirliğinde görülebilir. Fazla bilgi edinmek isteyenler ve aynı servise ve Dpeo Amirliğine başvurabilirler. (Basın: A. 15354 27862/14383) ARANIYO Türk Sevk ve ldare Derneğinin Program Kısmı'na Istihsal Sevk ve Idaresi konularında çalışmak üzere eleman alınacaktır. Bu eleman, eğitimi için 3 ay yabancı memleketlere gönderilecektir Namzetlerd» aranan vasıflar şunlardır: A (?) O (î) # 28 45 yaşian arasında oimak Mühendis oimak (Makine Mühendisi tercih sebebidir) Asgarî 3 sene iş tecrübesi oimak îngilizce lisanını iyi bilmek Askerlik hizmetinl bitirrnis oimak. Yanlı müracaatların 2 Aralık 1968 tarihine kadar aşağıdaki adrese yapılması, mümkün oldugu takdirde bir fotoğraf ilıştirümesi rica olunur. Müracaatlar gizli gizli tutulacak ve uygun görülecek namzetler aynca görüşmeye dâvet edilecektir. SEVK VE tDARE GELİŞTİR>IE MERKEZİ: Meclisi Mebusan Caddesi 323 Orya Han, Kat 7 FDfDIKLI (Reklâmcıhk: 4631 14412) Tnrla Pivade Cl;3 K. dan: TUZLA Piysde Okulu *u tesisatı yapım ve onanm ışlerinde çalıstınlmak üzer» lkı adet tesısaıçı ustası daimt isçl olarak imtihanla alınacaktır Ücret lmtihanda başan derecesıne göre tâyın edıiecek, tâyin edilen ücretin haricind* prım ve ıkı maaş tutarı ikramiye verilecektir tmtihan 3 Aralık 1968 tarihınde «aat 1U3U da Fıyarte Okulunda (TUZLA) yapılacaktır tsteklilerin aynı gün ve saatte Plyade Ukulu trtihkâm Şubesinde imtîhan için hazır bulunmaları il?n olıınıır Sayı: 19İS (Basm: 26713/14386) P.T.T. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN P€L RESMt YARIŞMASI Bu yıl çıkanlacak sürekli seri pullanna konu oimak Uzere 5 adet pul resmi yaptınlacaktır. Sonucu 10/12/1968 günü tesbit edllecek olan bu yarujmaya karılma şartlan, verilecek ödül ve diğer bllgiler P.T.T. Oenel MUdürlflgU Posta Dairesi Başkanlıeından ögrenilebillr. (Basın: A 15651 2S271 143841
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear