25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE tB.1 Kfibuslon selümele çıhılacak yol Prof. Dr. Bülent Nuıi ESEN ne ölçiide yıpranabüir ki?.. Bir de geldim, korkunç tabiat âfeHerinin yapabileceğinden çok daha büyük yıkılmalar olmuş. Elâlrm Çekoslovakya ile, Vietnmmis, Biyaîra Qc, Rodezya ile uğrasıyor. Bütün çabalar İnsan Haklannı t&nıtmaya, saydırmaya yönelmis. Onlar «fraç* dursunlar. Yoklugumda birikmiş basmi karıştınyorutn. Bir yerde komünistleri yıldırma namazı kılınmı?. Beş • altı yaslarınd» Kur'an Kursu dğrencilerine özel ttniforma giydirilmis. Ve... rurt dışınd» O nbeş güne yakın birramandır bir memleket idim. Böyle tasa aralıkta Sadece devletin dayandığı lâiklik prensipine aykırı hareket etmemek zorundadır. Dini siyasete âlet edecek bir siyasî partinin kapatılacağı bir ülkede devlet okulunun din, hem de belli bir din öğretîmi yapabîleceğini düşünmek kartezven mantığa ve akla aykırıdır. Dini siyasete karıştırmayacaksınız; ama, öğretime karıştıracaksınız. Hiç böyle şey olur mu?.. Lâkin. siz yapıyorsunuz, oluyor. Sizden öncekiler yaptılar, oldu. Fakat, \ine haber vereyim: Bu böyle sürerse devlet yıkılacaktır. Hâlbuki, siz bir sorumluluk altındasınız. Devleti yaşatmak. lâik devlet olarak yaşatmak ödevindesiniz. Bugiin Türkiye'yi ibadet yerlerinin harimine sığınmış örümcekli kafalar idare ediynr. Hiç bir soTumluluğu bulunmayan, vâiz adı altındaki birtakım mecnunlar yönctiyor. Halkı zehirleyen bunlardır. Içlerinde bir iki vicdan sahini olanı, insana saygının ne olduğunu idrak edebileni varsa da, hemen hetnen hepsi dediğim gibidir. Bunlar sadece safsata ve taassup aşılarlar. Diişmanlık telkin ederler. Ayıncılık öğretirler. Devletin Kamu kuvvetine hükmeden onlar. Hükumet olarak bu giiruha karşı âcizsiniz. Emriniz altındaki silâhlı kuvvet dahi bir işe yaramavacaktır. Çünkü, mâbedi kontrol edemiyorsunuz. Adam mâbet içinde devletin temelini dinamitlemekle meşgul. Lâik devletin ödevini yerine eetiremiyorsunuz. Parti kongrelerinde devletin lâiklik ilkesine aykın faaliyetlerde bulunuluyor. İpin ııcunu tutamazsanız, böyle giderse halimiz fecid:r. Hükumet olarak sonımsuz kuvvetlerin tahakkümü altmdasmız. Anayasa'nın teferruat hiikümlerini bilmemek herkes için, bir Başbakan için de miimkündür. Lâkin, Türkiye Devletinin lâik olusunun gerçek anlamım bilmemek. devleti yüriitreek ödevindekiler için göz yumulabiltcek şey değildir. Olaylar " ^ r iizin Wri, «Hilâfet'in gelmesi sarttır» de' mif, Laik Hukuk Devletini, yani meşra devlet ana dflzenini savunan devrimci, ilerici, adı yurt dısına tasmış bir aziz Anayasa Profesörtine (Satılmıs!, Uşak!) ulumalan ile saldırılmjş. Bir ınitingde Arapca yazılı dualar dağıtılmıs. Hükumet Başkanı tekbirler arasında yeni bir tmamHatip Okulu'nun temelini atmış. Biri, Çeyh Saltln yolunda kavgay» devamdan söx etmis. Bu, 1968 yıhnın Eyltil ayı sonunda Tfirkiye Cumhuriyeti'dir. O Türkiye ld, devlet olarak rarbfc, hayatı ve yaşamada devamı (L&ik) ounasuıa ve öyle kalmasına bağlıdır. Sorumlu kamu otoriteleri bn hll karsısında ae yapmışlar dersiniz?.. Bir Devlet Bakanı lâikllgin viiıler t»rafjnd»n çlğnendiğini, bu adamlar üzerindeki kontrolün yetersis oldnğunu söylemek cesaretini göıtermiş. Bu, gfizel!.. Hiç olmazsa resmi bir gözlem, bir tespit. Hükumet Başkanı: Politika ile Din birbirine yftbancıdır; politika vicdan hürriyetine kanşamaz. Türkiye'de laik devletin sınırlan belirsiıdir. Ama, Ibmdet hürriyetinin limlti Anayasa'da çİTİlnüstir. Anayasa din öğretiminin geliştirilmesini emreder. TUrk vatandaşı dinini ötrenecektir. Din »damı otorite kuracaktır, demiş. Diyanet tşleri Başkaru d» konusımış: VMıter Iraat görevindedirler; bu görev itikat. ibadet ve ahlftk konulannda vaaı yolu ile aydınlatma demektir. Ehil görülen kimselere bu yetklyi veriyoru*. Görevini kötüye kullanan olursa kanuna jöre tereği yapılıyor, diye beyanda bulunmuş. Bir iki tavsiye M Acı bir teşhis İM heraen haber vereyim: Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı lâik olraak zorunda olduğu hâlde lâik bir kişi değildir. L&ikllgin ne olduğunu bilmemektedir. Bu Anayasal tetnel prensipi anlamamıştır. Anlamadıği hâlde anladığını anmaktadır. Türkiye'de fert, lâik olmak zorunda değildir. Devlet lâik olacaktır. Devleti temsU eden Devlet Başkam, Va!i, Elçi; Devleti yöneten Yürütme Or.ganı mensupjarı ve bütün kamu hlzmetlileri lâik t olmak zorundadırlar. Ânayasa'nın 119 uncu mad'desinin anlanu budnr. Türkiye'de Dijaııel t?teri • Baskanlığı ve onun bütün memurlan, Hazineden para alan tekmil eletnanlan lâik olmaya mecbordurlar. Türkiye'de (Lâik Devletin Sımrlan) diye Mr PTOblem yoktur ve olamaz. Çünkü, Türkiye Dev. leti lâik olmadıkça Türkiye Devleti diye bir sey olmayacaktır. Türkiye'de sınırlan çizilmek gereken lâiklik değil, dindir. Dinin sınırlan lâik devlete hîç bir suretle gBlge düşürmeyecek biçimde ve ölçüde çizilmek gerekir. Ve bunu hükumet yapmak ödevindedir. Bir adam çıkacak, «Hilâfct gerektir!» diyecek. Türkiye Cunburiyeti Başbakaaı da Lâikliğe sımr çbdlınesi gerektiğini söyleyecek. Bu sının çizmeğe de kalkışacak. Anayasa'nın devlete din öğretimini emrettiğini beyan etmekle: «Bana göre, tâIk ievlet, din ögretimi yapan devlettir» diyecek. Papahk da, Suudî Arabistan da, Ispanya da birer lâik devlet olacaklar. Bu anlayn içinde lâik dev. lette bir de lâik olmayan ve bir din inancına üst&nlfik veren ikinei bir Hukuk dısı devlet ort»y» çıkmış olnr. Cumhuriyet Hükumetinin b»?ı «Türk vatandaçı djnini öğrenecektir» demekle herkesin bir din inancına sahip olması gerektiğini ifade rtmiş. Aynca, din adamının otoriteye sahip kütnmasım isttmiş. S âbedi kontrol altma alınız. Vâiz, devlet Anayasa düzeninin dayandığı prensiplere dil uzatamaz. Vâizlerinizi aydınlardan seçiniz. Bu görevi seve seve karşılıksız yapacaklardır. Diyanet Işlerini düzeltiniz. Devlet hayatının lâikliğine karşı ağız açacak olan mâbet mensubunun din adamlığı sıfatını kaldınnız. Tavsiye ederim: Bütün kıır'an kurslannı devlet resmi okulu haline sokunuz ve ilkokul programlanna bağlayımz. Günahsız Türk çocuğunun körpecik kafatasını anlamadığı bir dilden manâsını bilmeksizin ezberlemek zorunda bıraktığımz şeylerle değil; müspet, memleketin yannını hanrlayıcı bllgilerle donatmaya bakımz. Aksi hâl.ie, yan.ıı koruyacak insanlar değil, Devlet anıtmı yerle hir edecek yıkıcılar yetiştirmiş olursunıız. Anadolu'da çilingir ynk, camcı yok, lehimci yok, tenekeci yok. Ama, kur'an ezberletilen zavallı yavrucuklar dolu.. Tavsiye edelim: İmam Hatip Okulu açmayınız. Açık olanlara bundan böyle ycni öğrenci almayınız. San'at ve teknik okullan kurmaya bakın. Ne islâmla, ne de her hangi bir dinle devlet olarak, hükumet olarak, Başbakan sıfatı tssıdıfnnr mtiddetçe ttgHemneymlz. *'' Tavsiye ederim: Içinizden Millî Mücadele 5ncesinin hasretini söküp atınız. Türkiye, 1919'dan sonra dünyaya gelmiş yeni bir devlettir. Anadolu'dan birçok uygarlıklar gelip geçti. Hitit var, Sümer var, Yunan var. Roma var, Selçuk var, Osmanlı var. Şimdi de Türk var. Türkiye her şe> i ile yeni olmak zorundadır. İnsanı yeni olacaktır. Siz de bu anlamda yeni olmak zorundasınız. V'ıtam kurtaran, Devleti kuran adam kanunları, kıyafeti, yazıyı, dili, rakamları, ölçüleri, okullan, aileleri. davranışlan, düşünüşleri değistirip yenileştirmiş; dainıa ilerici, uygar bir devlet hayatı düşünmüş; bunun ana şartını dini devlet hayatından uzaklaştırmakta görmüştür. O ne yapmışsa, onu yapınız. Yapmazsanız o mübarek eileri ile, o benzersiz dehası ile kurdusu devlet makinesi aksar, bozuluT. Devlet adamı kaldığınız sürece sakın devlet işi görürken dinle uğraşmaym. Ağzınızdan din sözü çıkmasın. Vic dan hürriyetini koruma sizin işiniz değil. Mahketnelerin işi. Siz lâik devleti uygarlığa yakışır biçimde yürütmeğe bakımz!.. Değerinizi yakından billyorum. Sonra, gençsiniz, dinamiksiniz, hürriyetçisiniz, mükemmel bir fizik kudretiniz var. Omuzlannızda Türkiye'yi kurmuş olanla izinde yürüyenlerin özledikleri devleti tamamlamaya yetecek kudret mevcut olduğunu kabul ettiriniz. (Halk) mış gibi görünen sayı kalabalığının önemi olmaz. Bu yurdu uygar bir insanlar topluluğunun ülkesi görmek emelini taştyanlann Atatürkçü devrimcilikleri önemlidir. Bütün gerçek tikir insanları sizi behemehâl tasrtp ve takdir etmeli. O fikir adamlarınm desteği olmadıkça devlet idare edilmez.. ütün bunlan Başbakan söylüyor. Uik Tür. kiye Devletinin Başbakanı!.. Hükumet Başkanı lâik okulda din öğretiyor. Vatandaşı din sahibi olmaya zorluyor. İnanç bürriyetini baskı altmda tutuyor. Bunlan da din adatnuıa tanıyacagı otorite ile sağlamak istiyor. Düşündüm. Acaba bir kâbusta mınm, diye dütündüm. Hayır, değil'... 1968 Türkiyesindeyim. Türkiye hükumetinin ba^ındaki zat devletin Anayas« düıenir.in istediği vasıfta değUdir. Devle+in dayandığı temel prensipi, lâikliği bilmemektedir. Ve, bu bilmeme yüzünden Türkiye karanhk bir âkıbetin kucafına düşmek tehlikesindedir. İyice belleyelim: Din, Devletin kontrolfi altında olacaktır. Devlet bu kontrolü kurmak zormıdadır. Kurmayacak olursa. din. devleti yıkar. tbadet hürriyetinin sınırı çizilmi?tir. diyen kimsenin bunu bilmesi cerekir. Lâife devlet din öğretimi yapamaz. İhtilâlin affedilmez günahı bunu anlayamamak olmustur. Gerçi. Anayasa'yı yapanlar isi farketmişlerdir. Fakat. açıkça anlatamamışlardır. Başbakan Anayas'nın 19. maddesini okuyor. «Din. eğitim ve öğrenimi ancak kişilerin kendi isteçine ve kücfıklerin de kanuni temsilcilerinin istefine bağlıdır» diye hir hüküm görüyor. Bnndan devlet için dîn ögretimi yapmak jörevini çıkarıvor. Demek ki. her Başbakan kendine göre bir Anayasa yoruırvu tutturacak. Biz de istikrarlı hir Anavssa düzeni vaşayacaçız?.. B Ve içimizin hasreti ı kalabalığı ne verirseniz onu alır. Önce ' demokra«:iyi, insanı, insana saygıyı, insanlar arasında ayirım gözetilemeyeceğini onlara öj;retmenin yolunu araytnız. Din ögretimi ve din fiğretütıi yapan müesseseler ayıncıdır. Biz ise, her zamandan çok dayamşma içinde olmak zorundayız. Lütfen bunu sağlayınız. Bizim, Başbakan olmanız dolayısiyle size değil, ebedî Türkiye'ye ihtiyacımız var. Elbet siz de aynı fikirdesinizdir. İktidarda olun veya olmayın, nnutmaym ki, Türkiye yalnız lâik Türkiye olarak yaşayabilir ve bu lâiklik bilimin anladığı lâikliktir. Türkiye, devlet olarak, hiç bir dinin lalalığını yapamaz. Herkesin dini kendisine!.. Din hürriyetinin gerçekten mevcut oldnğu yerde devlet kendi okulunda, kamu hizmeti rordüğü yerde din dersi veremez. Din adamı yetiştirici müesseselerle uğraşamaz. Çocuklannın rasyonel ve pozitif olmayan müesseselere gönderilmelerine göz yumamaz. Eziyet ve işkence yasaktır. Size söyleyeyim: Xe baraj, ne yol, ne fabrika bir şey ifade etmez. Bunlar uugün vardır, yann yoktur. Bugün yoktur, yann yapıhr. Fakat Türkiye'yi, onun barajlannı, fabrikalannı, uygar davramşlı insanlarını yapmış olan Atatürkçü zihniyet bir kere yıkılırsa bir daha dünya tarihinde Türkiye diye bir şey olmaz. Biz ise. öğrencimiz. öğretmenüniz. kentlimiz, köylümüz, işçimiz, işverenimizle. çoluk çocuğumuz, ana babamızla, devleti idare edenlerimiz ve idare edilenlerimizle Türk kalmak istiyoruz. Bu isteğimizin gerçeklrşmesi çarelerini almanızı istemek baklamızdır. Başbakana hîtap »k aziz Başhakan!.. Kisi P devletin eörevi hürrivetin hakları alanımla hukuk rejimini Mirdürmektcn ibarettir, Devlet. hiirriyetlerdPn favdalar!ilm3«!na en*el çıkarılmamasını sağlamakla görpvlidir. Kisi haklan vöniînden kendısine vükletilmis iki nlumlu odev vardır. Biri. hasın ve haber alma hürriyetini sağla yacak tedbirleri almak; öteki de. haksız yere tutuklanan kimsenin zarannı ödpmek. Anavasa'nın din nîretiıtıi konusundaki hükmii kişinin din inancında zorlanamavacağı esasının bir sonucudur. Hâlhuki. sİLİn anlayışınıza ç5re, devlet. din öçretimi vapmakla kisİM din inancı «ahibi kilmava mrlavıoı va«ıta olmaktadır. Ama. diveceksiniz ki:ftvle'v.r.«ftrenimin isteğe baclı oldutunpn Anavasa'da «övlenmesine ne hacft vardı?.. Var idiî.. Zira. bu hüküm devlet resmi okullan lcip d»*pil: din öğretimi vaparak ftze) okul'ar içindir. Lâik devlet resmî okulunda din ocretimi yapamayacaeına eöre. ba$ka bir manSlandırma imltânvdır. Din nfTetimi yapacak olan ÖZPI bir nkul kişinin isteğini almadıkçs onu bSyle bir öjrrtim* »okamaı. Bn da normaldİT. öt«l olral Itik ögretbn yspmata rnecbnr Sonuç rri ürki?e'yi mutlaka ve muhakkak Lâik bir •• Devlet olarak yaşatacağız. Zıddını düşünen* ler varsa bizden değildirler. Diyeceklerine kulak asmayımz. Sözüm ona hürriyet namma cinayetler işlenmesine fırsat vermeyiniz. Gerçek hürriyet Lâik bir Hukuk Devleti olması zaruri bulunan Türkiye Cumlmriyetinde yeşerebilir. Bunun dışında yalnız anarşi, yalnız zulüm vardır. Hükumet Baskanı olmanızdan ötörü sizden, çok, ama çok vahim bir tarihî buhran eşiğinde enfin feraaet ve mfitena bir vatanperrerlik bekU îsmet Paşa seksen beş yaşına sirdi, Tirmi yaşından beri memleket dâvalarıyla hasırneşir bir ömrün iki ayaklı tarihi gibi aramızda dolasıvor; halkla açık oturumlar düzenliyor, sohbet edivor; partisine yön ve eenclere öğüt veriyor. Bir opera sanatçımız, tsmet Paşa'yı 85inci yıldönümünde çok popüler bir şarkıyla selâmlamıştı: Bir şarkısm sen, ömur boyu sürecek.. Ne var ki, Savın lsmet Inönü'nün sarkısı ömür boyo sürecek olanlardan degildir, aramızdan ayrıldıktan sonra da Paşa'nın şarkısı uzun bir süre kulaklarımızda yankılanacaktır. DoŞrnsnna ısterseniz kendisi de bunu saŞlamak için elinden geleni yapmakta ve son fünlerde üstüste tekrarlamaktadır : « C.HP. sosyalist değildir, olmıyacaktır.» Halk Partisinin sosvalist olmadığı bilinen bir seydir. Sınıf kavramı üstüne oturtulmamıs bir partiden sosyafist partı diye soz açılamaz. Ama Paşa, gelecesin üstüne ısrarla neden parmak basmak istiyor? Kafasındaki hangi tilkinin kuyruğu hangısıne dokunmustur? bilenıeyiz. Rildi*imiz kadarıyla su hesabı yapabılıyornı : Busünkü insan toplumlan çeçmis /amanlarda böyle değildiler; nyordu. Bizim ki'a'.cıkların ve mu toplum yapan, topluma ayın Ecvet Güresin «Meclis ve kölelik tasf!^e edilmis. derebeylik çoğu yerde kökünden kaıınmısmılyonerlerımızin adlarını burater ve kışılik kazandıran ögelerin Avans Tasarısı» başlıklı yazısmtır; kapitalizmin de ilerde sosyalizme dönüsecefi bilim adamları başında ge'.dıği bir dönemde, dil da tekrarlamıyacağım. da. avanstan yararlanamayan tarafından oııavlanmıs hir bilim gerçeğidir. Çok değil 1980 yılına siz bir bağımsızlığm, dilsiz bir kurumların personelinin durumlaO gece giyilen eelin elbisesinın doğru tsmet Paşa'nın C.H.P.'si sosyalist olmamakta ısrar eden bir halkçıhğm, diKiz bir kaüksızlık ve rına değinmektedir. Yazı bu farkPans'te Dior'a 50,000 Uraya, ge kıvamlılığm düşünülemiyeceği de linin annesinin elbıs«sinin de yi parti olarak caSdısı bir manzara gösterebilir. Dünya hı*U ilerlilı işlemin haksızlığmı ortaya koyyor. ve kosullar deeisiyor. apaçık ortadadır. Kurtuluş Savaşı, ne Dior'da 75.000 liraya dıkürimaktadır. halkçı bir eylemdir. Halkçı bir ey lip getirildiğini, diğeı akraba ve Ancak bu konunun temeldeki Bu de»isken ortamda geleceğe mühür basmak iddian tsmet lemde, diün de, düşüncenin de, apersonel sorunları ile bir ilgisi dâvetlilerin hanımların:n çojuPaşa'nın meshur ihtiyat politikasına tümden aykın bir tavır değil raç ve gerçeklerin de halka, halk yoktur. Nitekim çıkarılacak bir nun da bu düğüre ozel olarak midir? kaynağına bajiılık zorunluğu ise, kanunla bu durumun cüzoltileceğ: Avrupa'dan getirtilmıs elbi?ele Bununla beraher busün Halk Partisinin sosyalist bir parti oltoplumbilimsel bir gerçektir. Eysöylenmektedir. Genel ve katma ri giydikleri haberını rerıvormadığinda kimsenin kuskusu yoktur. C.H.P., •solcu ama sosyalist lemi bir kaynaktan. düşünceyi başbütçeden ayhk alan personele vedu. olmıvan» bir partidir. Bn niteliğini Türkiyenin koşullanna göre ka bir kaynaktan beklemek, hem rilen avans, Personel Kanununun antıemperya'ıst bir parti olmakla gerçekleştirebilir. Çünkü bngünTakılan milyonluk mücevherinsan doğa ve gerçeğine, hem de eşuygulanmasmda bir parmak bal okü Tiirkiye antiemperyaüst bir mücadelenin içindedir. Halk Parlerden Ve içılen on binlerce liyanın doğasına aykın bir davranış larak kullanılmış ve bütün sorunralık şampanyadan soz edecek tisi yapısına ve liderlerinin vasıflarına göre bu kesimde tarihi göolur. Anadolu halkını. İstanbuldan lar askıda bırakılmıştır. Bu ?efer. revini vaparak Türk toplumunun gelismesinde önemli bir temel değılım ama; Paris'trn 1S5.O(X) kopararak kurtuluşa akıtan, temel genelleştirroenin yeni bir savsaktasını yerine oturtahilir: emekçi sınıflanyla beraber millî burjuliraya iki elbise n?sıl cetirilietmen budur: Halk gerçeği. lama olanağı vermesinden korkuvazivi ve ara tabakaları antiempervalist mücadelede sürüklemek vor? Bu ne cür'ettır? Dövız tahlur. Yazüarında zaman zaman perHalk Partisinin geçerli karakteri olabilir. didi var, kambiyo ve gümrük sonel konularına geniş anlamda vasakları var. eğilen saym Güresin'in bu gevçeği Ancak bu noktada karsımıza ikinei hir som çıkıvor. tsmet Pade gözden uzak tutmaması yararlı urtuluş Savaşıyla birlikte. Türk Geçenlerde yurda rlören bir sa, son zamanlarda sık sık tekrarladiğı bir sözü, C.H.P. tstanbnl tl olacaktır. Dili de. tıpkı Kurtuluş Sava doktorumuzun gümrükte iç ça Genclik Koneresine yolladığı meşajda bir daha mimlemiştir. P»ş« şının temel gerçeğine, özüne masırına kadar atanması üze gençliğin kulağmı bükerek, demistir kl : Kamu personeline, kendi ekonouygun olarak: Devingen, halkçı, mik ve sosyal durumunda etkilı rıre, adamcağuırı ü/'!»ıtii=ün<ien « Amerika ve Ru'sva'ya karsı düsmanlığa karşıyız..» dirlik ve kıvamlı bir kişilik kazanolabilmesi için gerçek anlamda ağlarken çekilmiş resıri gazetetlk bakısta bu söz çok haklı ve yerinde görülmekttdir. Zaten sendikal hak ve özgürlükler verilmıştır. Kurtuluş Savaşını başlatan lerimizde çıkmıştı. Bunlar naAtatürkcüliiğün bir ilkesi. .iç renmleri dolayısiyle hiçbir devlete memiştir. Oysaki mevcut kısıtlı ve sürdüren güçlerin elinde Türk fil ve neden orıyor an'ıv&mıvı»du«man olmamak. tır. Türkive komünist Rusya ile dostluk ilişkihakların kullanılması ise, personel çe, devinim kazandıran, yankılarnm. Bu kıraloKİarınuzın devlerine girebilir. kapitalist AmeriUa ile dostluk iliskilerini sürdüre•«•• için tek çıkış yoludur. Bu da, uynan bir ses bayrağtdır. Yazını, di.tti, hükump'i hıçe «J.';>THIÎ: â\t<*bilir. Bir devlet adamı olarak îsmet Pasa'dan ba«k» türltt «ö» ve gulanması beklenen Personel Kali ve düşüncesiyle halktan kopmuş to onlarla. mil'tle nlgv f,İP"?k düsünce beklenemez. nununun belirli bir ölçüde de bir yönetici kadrosunu bir yana Türkiyemizin dövizlerini böyle Am3 ilk bakısta yerinde sörülen bu likir 1968 Türkiyesinin soolsa kamu personeline getireceiterek. silâha sarılan, kurtuluşa kosavurmaları Bolıvye teneke kıramnt sartlarında çatallaşmaktadır. Zira 1968 Türkiyesinde Halk Parği görev emniyetine, teminata bağşan ve kendi bağımsızbğını azılı lının harcamasına oranla çok dalıdır. Bu takdirde, kamu personeli tisi antiempervalist olmak şiarını benimsiyorsa C.HJ*. gençliğine düşmanlarmın elinden koparırcasıha fazladır gibi geliyor bana. kendi menfaat grubu içinde yeride çoU önemli «örevler düşmektedir. BugSn bir yabancı devlet nüna çekip alan bir halk, doğaldır ki, ni almanın ve gerekirse kanunsal fuzunun kademe kademe içişlerimizde yetkiler kaıandıgım bilikurtuluş türkülerini de kendi dieylemlerde bulunmanın bilincine yoruz. öylesine ki, Türkiyenin herhançi bir iç politika meselesini • •!.liyle söyleyecek, kendi bayrammı •••• varacaktır. Bu aşamanm ilk şartı, •••• etkili ve sorumlu kambiyo Amerikayı konu dışında tutarak ele alabilmek artık mümknn dekendi diliyle yapacaktır. Alfabeyle •• • • •*•• büyük merkezlerde toplu halde • ••• ve doktoru ağlatan gümrük ğildir. Birkaç elle tutulur örnek verelim bu yolda : başlatılan köklü dil dönüsümünün • ••• • ••• bulunan yüz bini aşktn personelin, • ••• mercileri bu işe neden el temel inde bu vardır. Halk kendi •*•• E!*er C.H.P. çençliği tabiî kaynaklarımııın miUîleftirilmesl•••• adı geçen kanunla memur statüsükoymazlar acaba? diliyle düşünecek, kendi diliyle oni istivorsa, isteristemez Amerikaya karşı cephe almak cornndane girmesidir. kuyup yazacak, kendi diliyle türMUZAFFER ATAÎMAN dır.. küsünü çağıracak. ağıdmı kendi Küçükyalı tstanbnl SONUÇ C.H.P. eençliği millî "petrol dâvasını savunnyors», Isteristediliyle yakacaktır. Türk dili. Türk ersonel Kanunundan beklenemez Amerikaya karsı cephe almak zorundadır. halkınm kaynağından beslenen bir nin, aylıklara üç beş kucuş zara C.H.P. eençliği Türkiyenin atomik üslerden «nnmasını lstiorganizmadır. Onunla birlikte can•••• yapılmasj değil; fakat insanca yorsa, isteristemez Türkiyedeki Amerikaya karsı eeptae almak IO•••> •••• h. onunla birlikte dirik, onunla • ••• yaşamamn îartlaruıı sağlamak için rundadır.. • ••• •••• birlikte devrimci ve dönüşümcüyapılacak uğraşta kamu personeliKadınhan'lı merhum ömer C.H.P. gençliği Karadeniz bakır kompleksinln Amerikan dür. Onu bu akışından çevirmeye ne nispî bir garanti getirmesidir. ve merhume Fatma Dağlar'ın kumpanyasına peşkes çekilmesine karsıys», lsteriıtemeı Türkiyeartık kimsenin gücü yetmiyecekPersonel Kanunu ile ilgili çabalaroğlu, merhume Sıdıka Ozdağ•••• deki Amerikaya cephe almak zorundadır. •••• tir. da tutulacak yönün bu olması gelar ile merhum Fikret Açkın' C.H.P. eençliği gavrimilli komprador sınıfına ve sBmürüeü rektiği kanısındayım. m ve Avukat Yalçın Dağlar, Ali DÜNDAR yabancı kumpanvalara karsıvsa isteristemeı Türkiyedeki AmeriAyhan EKENMAN Izmir Batı Koleji Müdürü kaya cephe almak zorundadır. Türk Dil Kurumu üyesi Kadıkby Lütfü Dağlar, tstanbul Kız •••* •••• •••• Söziin kısası Türk gençliîi millt bağımsızlıgi savnnnrken ve Lisesi öğretmeni Safure Dağbüyük dcvletlerin küçükler üstündeki sultasın» karşı çıkarken islar'm kardeşleri, Melâhat Dağlar'ın sevgili eşi. Fatoş teristemez Türkivedeki Amerikaya karşı olacaktır. Bnnun da ağvmızın sosyal bilimcileri, dil Gelengül Dağlar'ın sevgili günahı vebali, eençliğin değil, Amerikayı emperyaliımin bflyük sorunu üzerinde daha bir önembabası Yüksek Mimar Sermet temsilcisi olarak Türkiyeye buyur edenlerin boynundadır. Amerile. daha bir dikkatle duruyorIçlisesin kayınpederi Ali kaya düşmanlık, Rusyaya düşmanlık gibi elbette tasvip edileeek lar. Başlangıçta önemsenmeyen dil bir tutum degiiair. Ama TÇrkiyedekl Amerikan nfifnznnnn »8ınü• Haydar özdağlar'ın kayın bi: gerçeği, hızla oluşan sanayi devririisünün, yetkisinin. kadejfcelerinin tasfiyesi bugünkii Türk fençraderi ' Tftr vl tWntBl 'SCmjfB ulaıuK peş ••Münyada Bugün» koşetın • ' Heybeliada SanatoTyunra liğinin antiemperyalist siaTWır. Bu çiar, gençliği Türkiyedeki Ame*••* «••• peşe meydana gelen sosyal patla • I I I de sayın Mehmet Barlas, Klinik Seflerinden •••« rikayla karsı karşıya getirmektedir. •••• •••• malarla ön plâna geçmişür. Artık ••••bir gece eğlencesinde 3 milDatailiye Mütehassısı •••• Hem antiemperyalist ve solcu olmak, hem de Türkiyedeki •••• •••• bir noktadan itibaren, toplumsal yon harcayan Bolivya teneke kı•••• Amerikayla çatısmaya girmemek gibi bir politika dehası tecrübeDr. Mustafa DAĞLAR olgular sırasında yerini alan dil ol ralını yazısına kona etmiş. •• • •• • •• si2 gençlerimizde yoktur. Kafasında yedi tilkiyi dolaştınp hiçbi•• • gusu; toplumsal yapı araştırmalaMustarip olduğu hastahktan Sanki bizim mem.'rkettc benrini ötekivle çarpıştırmayacak kadar büyük siyasi yetenefe sahip rında olsun, toplumun nitelenmekurtulamayarak 6/X/1968 güzeri israf luks olmuyormuş giPaşamıt, hem antiemperyalist olmak hem de Türkiyedeki Amerisinde olsun. temel ögelerden sayılnü Hmkkın rahraetme kavuşbi! kaya dokunmamak ve ilişmemek gibi bir siyasi trafik ieat etmifse mıştır. Başkaldınlar, nüfus patlamustur. Degprli na'şı 7/X/1968 bunu Türk gençligine açıklamalıdır, maları, hızla gelişen teknolojinin, Pazartesi öğle namazını rnüMe=elâ bir akçam pazrtesi geekonomiyi ve kültürü etkisi altına E5er bu trafik açık seçik belirtilemezse, Atatürk gençliği Büteakip Şişll Camiinden kaldıCen Parar »avi"inda b;r önceki •••• alması, durgunlukları yırtmış ve Cumartesi gecesi Hilton salon•*•• rılarak Zincirlikuyu'daki ebeyük Nntuk'taki «Hitabe» nin emirlerini yerine getirecek, ve hiç • ••r büyük, önemli kavram değişmele larında sabaha kartür süren bir dî istirahatgâhında Ulu Tankimseye kulak asmadan kendi bağımsız inancı yolund» cesaretle • ••I aaaı • ••ı rine yol açmıştır. Milliyetçilik gibi, sanayi kıralımuın! oelu ile bir rımn mağliretine tevdi edileyürümeye devam edecektir. ::: bağımsızlık gibi, toplumları sarsan, mılyoner cektir. tüccarımızm kî?ıııın • ••ı • ••I toplumlara kişilik kazandıran kav• ••ı düğünune ait reııklı resımlerle • ••I ramlar, bu dönemin en belirgin ü bezenmiş entcresan bügiler ve• ••I (Cumhuriyet: 11R97) • ••1 rünleridir. Karma topluluklar te• ••I • ••I meline dayanan. büyük dünya im::: ••••••••••••• :::: paratorlukları dönemi de, yukan• ••I • ••I • •«I da sözünü ettiğimiz nedenlerden ö• ••I • *•< türü, önce Avrupadan başlayarak •• < • •••< yavaş yavaş çökmüş, çözülmüş ve »••I • *•< yerini, miltiyetçilik ve bağımsız•*•( • ••L. • ••• îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Profesörü, lık kavramlarıyla kişilik kazanan, •••• Turk Pen Kulübünün Başkanı, ünlü sair, gazeteci, mütercim daha küçük fakat daha dirik ve daha kıvamlı devlet yapılarına bırakmak zorunluğunda kalmıştır. ! Statumüzün, 11 inci maddesi gereğince aidat taahhütlerini ağınık, kıvamsız bir yapıya sa I üstüste uç yıl öd'emeyen âzalarımızın İdare Heyeti kaTarı ile Kuhip olan Osmanlı împaratorlu | rumdan çıkarılacağı, âmir hükmüne istinaden îdare Heyetimiz kısa bir hastahktan sonra vefat etmistir. • ••I ğunun Batıdan etkilenmeye \ • ••l aşağıdaki kararı almıştır : • •• Cenazesi, 8 Ekim Sah günü Beyazıt Camiinde öğle namazınbaşlaması. 19. yüzyılın başlarına 1964 ilâ 1968 senesi (dahil) aidat borçlannı âzalarımızın ödedan ve Istanbul Üniversitesinde yapılacak törenınden sonra rastlar. Yazm yönünden îran'a, bimelermi teminen tanzim edilmiş borçlular Hsteleri, Kurum merZıncirlıkuyu mezarlığında toprağa verilecektir. lim yönünden de Arap Yarımadakezinde mesai saatleri içinde, askıya çıkarılmıştır. sına bağh olarak yetişen Osmarılı EŞt 2 Ekim 1963 tarihinden 21 Ekim 1968 pazartesi günü akşamına aydını, Osmanlı yazar ve düşünürkadar borçlu üyeler, borçlannı Ödeyebilirler. Bu tarihten sonraleri. Tanzimat hareketiyle birlikte, ki müracaatlar nazarı itibare ahnmtyacağmdan Kurumdan çıkamillet. milliyet, hürriyet. dil gibi, Cumhuriyet: 11893 rılacaklardır. kavram ve olgular üzerinde işleÇıkarılan âzaların âzalık sıfat ve vasfı kalmıyacağmdan meye başlamışlardır. Ümmet kav30 Ekim 1968 de ekseriyet olmadığı takdirde 2 Kasım 1968 tariramınm yerini vatandaş kavramıhinde statü tadili için toplanacak olağanüstü toplantıya îştirak nin zorlaması, vatandaş kavramı edemiyecekleri sayın üye'.ere duyurulur. içinde de dil şrerçeğinin, dil bilincinin temel öge olarak ahnmasını tDARE HEYETt gerektirmiştir. Osmanh aydınmın, Tanzimattan başlayarak 20. yüzyılm başlarına kadar, dil sorunuyla (Cumhuriyet: 11894) soyut bir uğraşması vardır. Eu dönemde Osmanlı düşünürünün kafasında dil, müliyet gibi, hürriyet gibi, soyut. çağrışımsız, bulanık, sınırsız, nitelikleri olmayan bir kavram olarak belirmistir. Henüz I devlet bu durumdan bile habersiz ' dir. Eğitim programları, iki gözlü • Amasya Şeker Fabrikası Küspe îşin adı doğu kaynağına bağlı olarak sürKurutma anbar inşaatı dürülmekte: yurtsever. milliyetçi \ TL. 3.500.000, Keşif bedeli Osmanlı aydmlannm soyut, bulaTL. 120.000, Geçici teminatı nık dil anlayışları bile horlanmak15.10.1968 Saat 12.00 Teklif verme tarilü ta, yadırganmak*adır. Öğretim 15.10.1968 Saat 14.00 Eksiltme tarihi programlarında geniş yer tutan, Belgre için son müracaat farsça ve arapça öğretiminin ya12.10.1968 Saat 12.00 tarihi ve saati nında, bir türkçe öğretiminden geçtik. sağlam bir osmanlıca ögre1) Eksiltme, günü yukarıda gösterilen tarih ve saatte Ankara" timi bile yoktur. Osmanlı İmparada Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel' Müdürlüğü eksiltme torlugu içinde, Türk Diline yer komisyonunda birim fiatlar üzerinden kapalı zarf usulü île yavermek, türkçeye kisilik kazanpılacaktır. dırmak isteyenlerin sesi 1910'lar2) Eksiltme şartnamesi ve ekleri dosyası Mithat Paşa Caddedan sonra yükselmeye baçlamıştır. si No. 14, Türkiye Şeker Fabrikalan Genel Müdürlüğü tnşaat Saray yazınının dışında bir halk serv'isinde mesai saatleri dahilinde görülebilir. Yeterlik belgesi yazını ve bir halk bilgisinin varlıalmaya hak kazananlar en son 14.10.1968 günu saat 16.00 ya kadar ğı da gene bu sıralarda akla gelir. TL. 200, (îkiyüz lira) rrmkabilinde ihale dosyasıra alacaklardır. Türkçe, halkçı, vatancı, milliyetçi Yeterlik belgesi almayanlara dosya verilmez. ve islâmcı bir açıdan savunvılar. 3) Yeterlik belgesi alınabilmesi için: Dilde halk gerçeğinin anımsanmaa Bu işin teknik öneminde en az TL. 3.000.000, lık ben=ı, halk kaynağına işaret olunmazerl betonarme karkas bir inşaatı tek taahhüt me\zuu olarak mii'i bu yıllara rastlar. teahhit sıfatı ile muvaffakiyetle başardığına ve geçici kabulünü ürkçemizin, türk dilinin gerçek yaptırdığına dair resmî makamlardan almış olduğu İş Bitirme anlamda değer kazanması ve Belgesinin aslı veya Noter tasdikll sureti ile en az aynı meblâğ toplumdaki yerine oturması, tutanndaki müteahhitlik karnesi, Kurtuluş Savaşıyla birlikte olmusb Maklne ve Teçhizat, Teknik personel ve taahhüt beyantur. 19. vüzyılın başından itibaren Vaniköy, Hayrettin Süleymangil Esh. Kom. Ort. nameleri istenir. batıyla ilgilenmeye başlayan OsEminönü Zindan Han. 113114Tel 22 49 36 c tlânda istenilen Belgeler müracaatla beraber verilmedlkmanlı aydını kaynağından gelere^, çe Yeterlik Belgesi verilemez. bir dar boğazda Türk ulusuTvun 4) Şirketimlz 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp, ibaleyi yapıp başına geçen Mustafa Kemal'de yapmamakta veya İşi dilediğlne yaptırmakt» serbesttlr. sağlam bir dil büinci verdır. Ey5) Postada vakl olacak geclkmeler kabul edilmez. lemleri bize göstermiştir ld. MusUfm Kemal: B&ğımsız, halkçı, k«tıknx, kıvamlı bir toplum yapı»toplu» ( B u m : A. 1S583 • J8826/11889) (Yenj AJans : 5483/11863) MECLIS ve Tilkilerin kuyrukları üstüne.. Avans Tasarısı S İİİİ Sonuç K Sonuç Y P VEFAT Dil üstüne Teneke kıralının partisi Ç Türkîye Turizm Kurumundan: ACI BİR OLUM D Sabri Esai SiyavuşgH ••••••' Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğünden: Yapı İşi İlânı DAİMA TAZE DAİMA SAF T # MUTFAĞINIZ VE SIHHATİNİZ İÇİN. İDEAL YAĞ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear