23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHÎFE DÖRT 26 Ekim 1968 CUMHUTIÎYET. CAN PAZARI yazılar .FIKRET OTYAM .ORHAN PEKER ARA QÜLER ,„,„«„„ desenler , Mal, haraç mezattır, Can, pazarpazar...,, fiD ' «VIV... VIV...» diye geçiyordu kamyonlar, lüiüs binek arabalan, dev yüklü traktörler naylonlu, otobüsler burunsua, minibüsler ölüm hısayla.. «Vıv...» diye geçiyordu. Bereket yüklü, para jrüklü, dert yüklü.. «Vuv.» diye.. Buram, buram bir şeyler çıkıyordu yerden. Tarlalardan. Astalt yoldan. Pamuk tarlalan ta gök çizgisinde. Aklı, karau, yeşüli, ölü yeşilli. Adana Tarsus arası. Fabrikalar. Fabrlkalar. Fabrikalar.. Atölyeler. Yapım evleri... Fabrik&l&r.. Yolun iki yarunda. Adana nerde başlar, Tarsus nerde biter? Tarsus nerde başlar, Adana nerde biter, belli degüdir. Uçaklar, uçaklar.. T.H.K. nun, ftzel kuruluşlann aon model, gıa r gıcır llâçlama uçaklan, nazenin, kelebek gibi göklerde.. Topraklar, bereketli topraklar daha bereketlensln, UrUnlertnl kurtlar kuşlar yemesin diye ilâç pusktirten kelebek uçaklar, oyuncak gibi güzel, sevimli.. Gübrelenir topraklar, toprak an» beıeketlensin, daha iyi döllensin diye.. Binlerce kilo gubre atüır bereketli topraklara.. «Sandon» un ovası, bereketli ovaaı daha bir bereketli olsun diye.. Toprak ana verir, daha bereketli olur ürünler sonra.. Üriin bol olunca para da bol olur. Küçükler büyümek ister topraklann, «mrdan yana.. Büyükler gide gide daha bir büyür.. Fabrikalar daha bir büyür, binlerce işçl bezler dokur fabrikalarda. Kumaşlar dokur, pazenler, poplinler, basmalar allı pullu, lâhana kadar güllü, perdelikler, tülbentler, kaput bezleri.. însanlann terleriyle, güçleriyle dokunmuş, poplinler. basmalar, kaputlar.. Çırçır fabrikalannda pamugun tohumu atom gibi parçalanır; küspesl, yağı, linteri ayrı ayn alınır, değerlendirilir. Yağ fabrikalan hele onlar, insan emeğl kokar en namuslusundan.. Doğru çalışsınlar.. 1952 yılmdan bu yana, çekirdekli pamugun (kütlü) kilosu 220 kuruştur. Ol yıldan bu yıla tanm makina ve âletlerinin fiyatları arttı, akaryakıt, gübre, ilâç arttı kat kat.. Kütlü fiyaüarı artmadı.. Verim arttı ama, fiyatlar artmadı.. Diyorlar ki «îşçi ücretleri de» arttı.. • Pamuk işçisine asgarl Ucretten daha fazla ücret vermek gerekirse ki, bunu gönülden istiyoruz, pamuk taban fiyatları da hiç değilse ikinci cihan harbinden öncesi fiyatlarına nazaran 15 misli, yani 750 kurus olmaaı gerekir. Bunu da DEVLET'in ka mu teşebbüsleriyle, meselâ Sümerbank ıle ayarlaması gerekir. Biz, işçilerin her şeyini kabul edıyoruz, tek istegimiz, doğru çalışsmlar» dedi bir büyük üretici. Doğru çalışmak için, kannlannı doyurmak için onbinlerce topraksız, yoksul köylü, cümbür cemaat, kundakü bebeler dahil Çukurovaya indi. Urfa'nın Siverek ilçesinden, Siverek'in Göl ve Zirkat köylerinden de topraksız, yoksul köylüler indi Çukurova'ya, ova bunlan da yuttu diğerleri gibi. Çalıştılar. Çahştılar kızgın gtineş altında... îlk ağız kütlüyü devşlrdiler.. Bir kısmı açmamıştı pamugun, cPambuğun sahıbi. n'itsin? «Yallah» çekti dört gün çalıştınp!.. «tşinizi beğenmedim» dedi. Ağa kayboldu, elçi kayboldu ortadan! Onlar n'itsin? Vanp Adana Tarsus yohınun şaranpoluna çoluk çocuk kaykıldılar sersefil:. Yataklar, yataklar yufka gibi.. Kara tencereler.. Bocutlar.. Savanlar.. Sıcak, sinek kucak ku ANLATIYORLARDI caga.. Can olarak hcpsi 74 can.. Doğru çalışıp kannlannı doyurmak için lndiler Çukurova'ya.. Sırtımdakl yorganı atıp, 74 dü 75 can ettim. Kaykıldım yanlarına, içlerine.. Bir oğlan vardı, Hasan.. «Ha»an» dedim, «Can Hasan, okula gidiyor musun?» «Cık» dedi Hasan.. «Narim Mektebi'..» «Mek tebe gitmiyorum» demeittir «N» rim mektebi...» demek.. Hasan oğlanın babası Hü?eyin, Siverek'li. Bir karı? toprâğa hasret. Sekiz nufus yıkıldılar Çukurovaya. Siverek'in Halihye Mahallesi Başıpiyar sokağındaki kerpiç evi bırakıp. Okutamami5 bebelerin hiçbırini, hükümet mektebinde, okutamamış ama. Hasan «Hoca mektsbioe git ti, Kur'an'ı tamam hatim etti» sonra düştü Çukurovaya baba«ıynan.. lıştım. Sabah güneşle çıkıyor, jüneşle nitiriyorduk. Bir ay çabştık. l ş bitti. Dohıştuk kamyona. Siverege kırk Mlometre kala, tankerle yarışan kamyonumuı devriliverdi. hepimiz tohom gibi saçıştık, oraya buraya. HHvan candarmisi aldı hastaneye bizi. Ondan sonra hep geldik. Şimdi dp bu iş geldi başımıza.. Gerisini biliysin.» Sustu Şeyhmuz. Cıgaralan tazeledik. Deli Memet. «Benim yazım yok8a da kafam çok çalişir» dedî. Dert yandı «hallarından». Dedi ki: «Biz Türk değil miyiı? Harp olacak beraber gitıneyecez? Bagl»ı vardı harapoluu dolu vurunca. Yardıma yazıldık. alamadık. Selsefil oldik. BaşmuhUr nutuk sSyledl. Çalışın, dedl. Dedim sayin basbakanim is nerde? Polisler tutup çektiler. Nerede çalişalim? Hani nerde? Çah» demek kolay.» Eliyle «selsefil» insan yığınını gösterdi: «İşte. Rfldik çalışmak için. Görirsin halimizi? Siverek son derece zayif olmiş, hepsi yekün fakir tabaka Adanaya dağümiştir. Yalan değil, hakikattir bu, hepsi tasdikli..* «Blzzim için çalişirsln. anlamaı bunnar. Deli Memet anlar işin doğrisini...» « Kör boğaz, nafaka uğrun» Haldan düşmüş, Tebdil gezer...» (2) Cıgaralarımızı tazeledik, küll»r rini a\ uçlarımıza silkeledik. Sıısuştuk. «Vıv.. \IV..T> diye Reçiyordu *• raçlar.. Uçaklar, kelebek gibi (11 Çirkin: Akıllı, nareketli (21 Ahmet Arif «Hasrettnden Prangalar Eskittim» şiir kitabından. Bilgi Yayınlan. Memet kızdı ••• Konuşuyordu benim akıllı Momedim. Bazılan engel olmak lstedi. Kızdı Memet. söylendi M«met Kürtçe! Sonra kulagıma eğildi, yavaşça «Tebdili hukümeti mamirin, tebdilsin?» <DeğU> dedim. «Gasetecl». YARİN «... Senin pazann olamaz.» Dişf Bond MODESTY BLAISE SONRA ÛCÜNCÜ B<Ş Deli Memet Deli Memet birden sevdi beni, dost bakışından anladım. «Tam beş nüffis indik ovaya» dedi Memet.. «Tam beş nfiftisi» vurdu pamuk tarlasına.. Yapmışlardı hesabını, hafta'.arca çalışacaklar, çalışacaklar sarı sıcak altmda «Bin beş yüs llrra» ya yakın para kazanacaklar.. Bütün bir yıl yiyecekler.. Adam başına yüzotuz kayme düşer.. Günde dört buçuk la!an, Giyimi, kuşamı, tuzu cili, garı, ilâcı milâcı.. 57 Kendimi balığı ürkütmemek için yavaş yavaî ona çektim. O voltayı balığın ağzana takmakl» beraber, can ipinin balıktan öte yanını çekerek, beni hemen yukarı çekin, işaretini verdim. B«ri balık parpuç ve ipler hepimiz birlikte yukarı doğru çıkalım, dedim. Ben çıkarken Ali Banıt'un çıplak olarak inmekte olduğunu gördüm. Imdadıma ytti5mekte olduğunu anladım. Yarı yolda kolund»n tuttum. Onu da beraber getirdim işte. Daha dunyada içeceğimiz su varmış» dedi. Karabatak: Ulan Aliş bu Orfos ne? Artık bir mf orfos çorbası içeriz» dedi. «Ben hepinizin izniyle Aliş'e orfos lâkabını taktım. Artık bundan sonra Ali», (Orfos AU> dir.» diye ekledi. Herkes güle güle • Merhaba Orfos Ali!« diye ünledi. îşte bu olay, Çağanoz'un anlattıklarının etkisini bastırdı. Herkesin neşesi yerine geldi. O akşam dalışlar tamamlandıktan sonra, dalgıçlar ve çengelciler yemek ve yatmak için gene depozitoya toplandılar. Güneşin batmasına bir saat vardı. Kuzey ufkunda birkaç pebme bulut uyuk luyordu. tster yol alırken, ister demirlemiş dururken olsun, denizcilerin dört yanındaki yakın ya da uzak denizleri hep gözden geçirmeleri doğal bir âdettir. Hangi rüzginn eseceğini, görülen bir geminin nereye gitü'ğini. yük mü taşıdığını, ya da balık mı avladıgını hangi milletten olduğunu hep tahmin ederlerdi. Kuzeyde, Kara Ada önünde bir beyaz tulum yelkenli gemi görünüyordu. Akşam gölgesinde kıyı kıyı giden bir yelkenlinin garipsi bir ağartısı vardı. Teleskop Mehmet Kaptan dalgın dalgın denizlere bakarken: • Kara Ada'nın önünde, belki bizd«n altı mil açıkta bir yelkenli. var. Demineekten beri gözlüyorum. Bize doğru volta vuruyor,» dedi. Dürbünü ge Aldı Şeyhmuz Garth Şehmuz 15 yaşında, fijek gibi. O da sahip çıktı Deli Memet gibi bana. Konuştuk, okmliptüslerin bir çirociklik gölgeSine sığışarak.. Koyuniar gibi, güneşin altında.. Omuz omuza, başbaşa.. Sıkışık düzen.. «Cçe kadar okndum» dedi Şeyhmuz. «On yıldır çıkarım eurbete. Babsm ömer.. Dokknz kisiyiz. Beşimiz çalışabilecek darumda. Okuma bilen yok Sen den başka. Beş yasımdaydım ilk gurbete çıklıSımda. Adana'nın Ynnusoglu'na çapaya çeldiydik. Hafta 40 lira geliyordu. O (a manlar ben çirkindim (1) Anam, babam çalıştılar, hiç bi şey kazanamadılar. Babarnlar voru? tu, babam hastaneye zötürüldü. Sonra 500 lira aldık, o da hastaneye gitti.. Dayım kahvabana ya gitmiş, çay may içraif. Demiş, al şn elli lirrayı, nfalt.. O dedi, yoktur. Dedi ılayım, yok başka param. Tutnştular kavga ya.. Çapadaki yerliler, kanları marıları kazma kürek geidiler, kavga büyüdü, köy vıkıldı kaffa mıza.. Babam falan yarslandı, dayım ilen. Babam agırdı, ölecek baban dediler. Dediler, size parra verelim, vaz çeçin dSvâdan. Dayım dedi, istemem sızin parranızı, ben sizi Sldfireceğim. Derken Sivereğe dBndük,. para kazananlar kamvonla gitti. Dayım tekrar döndü Adsna'ya. Gene gitti o kahvahanays, otur dn oraya. Tanıdılar aeraen, ibbar ettiler bıçak var diye. Dayım dev gibidir, herkiil gibi! Bıçak çıktı üstiinden. vakalandı. lki gün nazaratta kaldı, elli lira para ceza verdi Sonrs dediler tekrar, saana parra verelim vazeeç bn isten, barışalım. AImam dedi dayım, almam lizin parranızı, almam. Sonr» nıı? Sonra barıştılar. Dört yıl ara verdik. Yine döndük Adanaya. tlk pamnğa çıktığımda 9 yaşındaydım. Elçimiz vardı başımızda. Hemen işe boyuştuk. Kilosu 22 kumstn. O zaman aileden 4 kişi çahstık, 800 falan aldık, Elçi dedi, sen bilmey. sin.. Dedim, nasil biUniym? Ça tirip baktılar. Çağanoz: « Kayık, küçük bir trandil. Volta vuruyor. Bura kıyılarına doğru yükselmek. ya da gelmek istiyor. Rüzgftr değismezse bir buçuk saat sonra burdadır,» dedi. Oturup yemek yediler şakalaşa çakalaşa... Hava çok gıcaktı, gece bütün yıldızlarıyla gürül gürül kıprıyordu. Uzanan denizciler, örtü gerekmediği için, soyunup uykuya vardılar. Birçok denizci de örtülerinin üzerine bağdaş kurdular, halka olarak günün son cıgaralannı tellendirdiler. Yavas yavaş konuşuyorlardı. Gece nöbetçisi Sarı Ali idi. O da bağda» kurmuştu. Bir ara topuz Mustafa: « Susun, bir kayık yanaşıyor bize. Kürek fıIiltısmı duyuyorum.» dedi. Çağanoz dizlerinin üzerine kalkıp, küpejteden denize baktı ve: « Bize kürek çekerek kayık yanaşıyor, Demincek uzaktan volta vuran tirandil. Içindeki adamın kim olduğu seçilmiyor,. dedi. Dizleri üzerin» kalkan Çağanoz'un basını gören trir.dildeki adam gür bir sesle: « Merhaba arkadaşlar! Ben Hırsız Selim'im. Sizlere geliyorum.» dedi. Orada oturanlarm yüzleri güldü. Dalgıç Cavdarpili Selim'i hepsi tanıyordu. o delikanhyı hepsi de seviyordu. Depozito'dan «Hof geldin» ler, «Sefa buldun» lar fişekler gibi havalsndı. Uyuyanlann kimisi uyandı ve kalkıp oturdu. Az sonra Hırsız Selim küpeçteden tırmanıp gümm'. diye güverteye hopladı. Kayıkdakiler, «tn» •allah hayırlı haberler getirdin,> dediler. Selim: « tlk önce çunu söyleyim, sonra sırasıyla havadisleri veririm.» dedi. Göğsünden bir tomar banknot çıkardı. Ateşoğlu'na verdi. «Bu sekiz yüz lira Madruha'da kazandığım paradır. Birliğinize ben de katılıyorum, kabul ederseniz yani. Bu parayı birliğe veriyorum. Aranızda çalışmak niyetindeyim,» dedi. Or» dakiler: ', Ark*s» »arl Tiffany Jones TIFFANY JONES Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğünden Ortaklığırruz teşkilâtınd» çalıstınlmak üzer» tttmlnkâr Ucretla asağıda yazılı sartlan haiz, asker lifini yapmıs eleman alınacaktır. Isteklilerin engeç 15 kasım 1968 tarlhlne kadar ymn U« veya blzaat Müdaîaa cad. 22 dekl Genel MüdürlUğümüze muracaatlan rica olunur. Alınacak eleman miktan 2 1 U Onvam Aramlstı Stratigral (LitoStratlr Jeolog veya MUhendis Jeolog en az 5 sene kuyu ve saha tecrübesi olrafi) mak, tngilirce, Fransızca veya Almanca dillertnden binni iyi bilmek. Stratigral Mikropaleon Master veya tercihan doktora dereceli, en az 5 sene ve tercihan Pettolog rol Sanayiinde tecrübeli, tngilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birini iyi bilmek ve diğer birini de okuyarak anlayabilmek. Saha Kuyu ve Lâbora Petrol aramalannda 23 yü saha ve kuyu (eolojisi tecrübesi bulunan, Master veya doktora dereceli Jeolog, tnsilizce, Almanca veya Fran tuvar Jeoloğu siîca dillerinden birini iyi bilmek. Jeolog Ana dalı, Jeoloji ve fitik veya leofizik ve eiektrik bilgisi olmak, Îngili2ce, Fransızca veya Almanca dillerinden birini iyi bilmek. Petrol aramalannda çalışmış, saha yeraltı ieolojisi ve Log EnterpreFoto Jeolog tasyonu hakkuıda asgari 89 yıl tecrübeli. iyi tngüizce bilir, Foto Jeolojisinde teertlbe sahibl olmak. (Basın: A. 1404 26362/12834» Î L Â N İstanbul 18. Asliye Hukuk Hâkimliğinden 1968/133 tnyol Kollektif Şirketi: Bankalar Caddesi. Yanıkkapı sokak, Çingir Han (Çilingir) kat 3, No. 8 de ikamet etmekte iken halen lkametgâhı meçhul: Köy îşleri Bakanhgı (Y.S.E. Genel MüdürlüğU) tarafmdan aleyhinize açılan alacak davasında tebligat yapılamamış olduğundan ilânen tebligat yapılmasma karar verilmiştir. Duruşma günü olan 21/11/14J68 saat 9.30 da Mahkemede hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil marifetiyle temsil ettirmeniz, tebliğ yerlne kaim olmak Uzere ilân olunur. Konya ve Givarı Sü! Sanayü A.Ş. Yöneüm Kurulutıdsn Kurulmakta olan Fabrikamı^ın Süt M?kınalan alım şartnamesinin son teklif verme tarihi 21 Kasım 1968 Perşembe akşamı saat 17.00 ye kadar uzatılmıstiT. Duramu bütün iştirakçi firmalara duyururuz. KONTA VE CtVARI S f T SANATtt A. Ş. (Basın: K. 170726767/12808) Nevt Vergi ve ceza mad. 344 Dönemi •P64 1P64. 1985, 1968 19«4 (Basın: 26842 128201 Adı ve Soyadı Salim K&raşim eşi Mvıksddes Mehmet NUzhet Ertongur Hüseyta Şanh Bilinen Adresi Kavaklı Mah. ve Sok. r o . 21 Bursa Atatürk Cad. Orhan Sok. No. 4 kat 2 Bursa Hoca îlyas Mah. Dinç Sok. No. 29 Bursa Bursa 1 No. lu Verji Dalresi m'Ucelleflerinden olup yukanda kimlikleri yazıh şahıslar adına dUzenlenen versi ve ceza ihbar naemlerl, b .nen adreslerinde bulunamamalan sebebiyle tebliğ edilemediğinden 213 sayıh V. V. K. nun 103 106. a maddelerine göre ilgililerin ilftn tarihinden baslıyarakbir ay içinde Vergi Dairesine biszat veya büvekâle müraraat prmplen •«yahut taahhütlü mektup veya telgrafla açık adreslerinl bildirnıeleri halinde kendilerine süre ile kayırlı tebliğ vamlacaŞı. bir ayın hita mında mürmcaatla «dre»lerini bildlrmiyenler hakkında lgou ilânjn neşir torihinden ltibaren blr ay sonunda teblif vanümıs savriaragı ilan olunur B. 122R 2RR19 128111
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear