Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE DÖRT 17 Afcustos 1967 Akdeniz, çeşitli yönlerden dünyanın altıncı AHADOLUnun kıtası sayılabilir JARIH ve HELLENÎZM Anafloiu, ya da Tüıkiye, çak (teğiştk aşamaiar göslerea upuzun taıüundE, «ncak dokazyüz yıldan beri tam J*rr « x ı k butünloğe ve bîrhğe kavuçBiııştur. îsa'dan iki tain y ü önce koca Hitrt, tmöan sorrr» Frig, Ladya, PCTÎ, î ü r ü k îskentter, Berg»ma, Rtrma TC Brzans imparatoTÜıklan bite Anatiblu'tia birfairlikn g lıyanHtmrelarth. Etmk ve kültürel bakundan Türkiye doğal ol» rak Milrî üffisak smırfan içindeflrr. Çnnkü, şirndi Tirrkîye ister geri densin, ieter ileri, Anadoln'da ernik vc üîltni'el hir tütiin ve bir lece üç kıta Akdeniz'i kıyılamış oluyor. Akdeniz'deki kıyılar Avrupa, Asya ve Afrika değildir. Akdeniz'dir. Afrika büyük kum sahrasının güneyinde başlar. Yu nanistan, Marsilya, îspanya. Avrupa değildir, topu da Akdeniz' dir. Dünyanın en ücra yönünden insanlar ahnsın, Akdeniz kıyılarına serpilsin; altıncı kıtanın büyüsüyle çok geçmeden iliklerine dek Akdeniz'li olurlar. Akdenîz, suları gibi, akıcı ve mas mavi bir insanoğlu tarihidir. Bundan dolayı «Ordular, ilk hedefiniz Akdenizdir» sözleri (artık bunlara da «sözcük denemez a!) askerce bir etnirden çok öte, derin bir anlam taşır. Çünkü Anadolu Asya değildir, Akde nız'dir. lan ve saldırılara itilmesi olabilir. Bu göçler Türkistan ve Ural Altay yönlerinden kopar. Însan sürüleri karışakaynaşa dört yana, ama özellikle batıya dağıhr. Bu insan kalaba lığının kanşım ve kaynaşımindan Sümer uygarlığı gelişir. Çün kü uygarlık öyle bir üründür ki, onun tohumunu salt bu soy, ya da şu soy ekmiş olamaz. Insansal olan uygarlık, hiçbir zaroan salt bir soyun tekeli olmamıştır. Hep çeşitlerin hallu hamur olmasır.dan gelekoymuştur. Gelişimi sağlamak için doğa, bireylerde dişilik ve erkeklik ayırımına zorunlu kalmıştır. Kan karışımı olmasın, ve katkıfiz soyluluk sağlansın diye, kar rîeşler arasında evlenen Mısırlı Faravonların aileleri bile, birkaç kuşak sonra sönüyorlardı. Demincek Orta Asya'da yapılan göçlerden sözedilmişti. Anadolu yanmadasmm üç kıta Av rupa, Asya ve Afrika arasında olması ve Anadolu'nun öteki ya rımadalar gibi (Yunanistan, Ital ya, îspanya gibi) kuzeyden güneye sarkmayıp, doğudan batıya yönelmesi, göç eden insan seüerine köprülük etmesine yaramış, ayrıca üç kıtanın ortasın da oluşu üç kıtayı birbirine bağ lamıştır. Bundan başka, Anadolu'nun, sanki ateş, mavi çakan sıcak denizlere açılan ikibin de niz mili uzunluğunda kıyıları vardır; bunlar, girip çıkan insan kalabalığına kapılık etmiştir. Anadolu'nun bu özellikleri, kan ve soy karışımma başka her yerden ziyade yardım etmiştir. mer kültüründe, Türkistan Türk lerinin payı büyüktür. Sümerlerin eski kutsal ilâhilerinde Tann'nın adı Türkçe'dir: «Lulu nammah dingirrana» tnsan tannsının ululuğu,..) «Dingir», Tann'dır. Ama, kimi Türk ırkçılan onca aşırı davranmışlardır ki, sütten ağzı yananın yoğurdu üflemesi gibi, insan Sümer uygarlığındaki Türk etkisini bile çekine çekine ileri sürüyor. Bu belki doğaldır çünkü ÎndoAvropaiciler ve Sami ciler, aşırı ırkçılardan pek aşağı kalmamaktadırlar. UNESCO taVafsız bir insanoğlu tarihi yazdıracakmış. Çok güç, ama başarırsa, insanoğluna büyük bir hizmette bulunmuş olacak. Çün kü dünyayı atom bombasıyla berhava etmezlerse, bciyle bir tarih gelecekteki dünya birliğıne doğrtı atılan ilk adım olur. Tarihten önceki çağlardan beri, başta Anadolu, sonra da Suriye ile Filistin, doğudan ve ku zeyden dalga dalga geîen insan akınına uğramıştır. Etnik akınların çoğu Türkistan'dan kopmuş, Kafkas ötesinden, Ermenis tan yoluyla Anadolu'ya, Suriye ve Arabistana, hatta Süveyş üzerinden Afrika'ya varmıştır. Bu insan selleri Anadolu üzerinden göç ederken son neferine kadar geçip gitmemişler, bir kısmı Anadolu'da kalmıştır. Batı Anadolu'ya karışa karışa gelen halk, Mezepotamya uygarlıkları nı Ege'ye getirmiştir. TâfcijsIııiV Türkiye'niıv ve Türkiyelilerrn fki bunlara Jasaca Tiirk dertuiyar) tarihî Türkiye'de jehniş gecmiş kaşuHarca ctküenmiş ve o koşullaTi etkÜEmiş "bötira «tnik ve kültiirel varlıklaTHi tari hidir. Bu tarîh de, Anadohı'ıran tarih öncesi seçmiçinden göbek bagı kesüerek dipdiıi elc alınır. Torkrye tarOüm Selçuk, ya da Osmttnlı İmparatorluğnndan, $u sultan, bu EUİtandan başlatmak, onn göbek hjtğından değil, belinflen, sepetlemesİDe kesskektir. Türkiye tarihıni kecdi doğal aizerine dikzaek gerekir. etxıik ve baçka baknnlardan dünyanın altıncı kıt «61 sayılabiHr. Coğrafyacılar key fi Clarak, feuyük kara pançalanm, çuraBJ Avrupa, burast Asy» diye kitaJara »yınnışlardır. Böy Ama, Akdeniz'in asıl aşırılıkla Akdeniz olduğu yer, Doğu Akdeniz'dir. Bu edebiyat, ya da siir değil, gerçektir. Dünyanın başka yerleri o da varsa yal nız biricik uygariıkla övünebilirler; ama, Doğu Akdeniz ve çevresi, Sümer, Akad, Babil, A»ur, Mısır, Hitit, Iran, Minos, lyonya ve Yunan uygarlıklanyle goğüs kabartabilir. Anadoludaa Bab Akdenize ve başka yerlere föçler habire dalıp çıkan burunlar, ma vilerde inciler gibi dizi dizi ada lar sıralar. Kıyıyı bulan halk, enginin çağrışına dayanamaz, adadan adaya hoplaya hoplaya Girit'te, Anadolu'nun ve dünyanın ilk deniz uygarlığı olan Girit uygarlığını yaratır. Neden? Çünkü toplumları statikliğe ve statükoculuğa apıştıran ve ıktıran görenek ve geleneklerdir. Ama, halklann karışımı geleneklerin birbirine karşıt sivri uç lannı ve keskin köşelerini sürtüşme sonucu giderir ve düzeltir. însanlar böylece birbirine uyar ve giderek ayn ayn edinil miş bilgi ve meharetlerini birbitine katarak gelişip yükselir. Yabancıların birbiriyle evlenmesi de yabancüığı ortadan kaldınr. Doğudan gelen ticarl mallann takası fikir takasını da geliştirir. Böylece her göç dalgası ve onunla gelen ticarî alavere, toplum yapısını insansallığa ve uygarlığa götürüyordu. Eski Mısırlılar, Anadolu'nun bu halkma «Denizin yüreğindeki adalar halkı» diyorlardı. Anadolunun işareti olan çift yüzlü baltanın (Labrisin) bir yandan Babilon ve Asur'da, öte yanda da Girit'te bulunması. Girit'in «Minos» uygarlığının Anadolu'nun bir yavrusu oldugunu ve «Ex Oriente Lux» sözünü doğrular. Oraıan Genel Müdürlüğünden 1) Genel Müdürlüğümüz ihtiyacı için 10 adet Voltaj Regülâtörü kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. 2) Muhammen bedeli 25.000 lira olup geçici teminatı 1875 liradır. 3) Şartname Genel Müdürlük Levazım Müdürlüğü ile Istanbul ve tzmir Orman Başmüdürlüğünde görulebilir. 4) Eksiltme 4.9.1967 pazartesi günü saat 15.30 da Genel Müdürlük binasında Satınalma Komisyonunda yapılacaktır. 5) Ihaleye gireceklerin 1967 yılı Tıcaret ve Sanayi Odasına kayıtlı olduklarım gösterir belgeyi haiz olmalan şarttır. S) 2490 sayıh kanuna göre hazırlanacak teklifler ihale saatından bir saat önce Satınalma Komisyon Başkanlığına verilecektir. 7) Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. tlân olunur. fiöçler însan denilen yaratık, günümüzün insanı olarak yani Rodin'in «Penseur» u olarak Orta Asya'da bir yerde gelişmiş ve orada türeyip üremiştir. Son buz çağından sonra, ilkel insanoğlunun anayurdu kuruyup çöl olunca, insanoğlu göç zorunda kalmıştır. Göçe zorlıyan nedenlerin arasmda <erozyon> başta, depremler, bir de nüfusun yoğunlaşmasıyla, komşuların ta Ege kıyısı Ege kıyısı da bir körfezler ve burunlar kargaşahğıdır. Ulu doruklu koca burunlar, denize dalar çıkar, ada olur. Böylece Sümer kültürii Insanoğlu'nun ilk uygarlığı, ya da ilk uygarhğı sanılan Sü YARIN SOYLARIN MİTOLOJİSİ (Basın: 20725) A9930) 9701 Bond İSTANBUL 08JÎ5 06.30 06.45 06.50 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08.20 08.40 09.00 0S.10 OS.^0 09.45 10.CO 10.15 10.25 10»0 l'.OO lt.05 H.4î İ^.İS 12 :<0 12.»5 ':>C0 13.20 13.r!0 14.00 14.20 14.35 H.50 15.40 15.15 16.00 16 40 16.55 17.15 1720 17.50 19.00 19.45 20 00 20.15 2030 20.45 21.00 21.05 22.00 22.45 23.00 24.00 16.55 17.00 17 :0 'S0O 18 30 19.00 19 30 20.15 21.00 22.00 22.15 23.00 23.00 24 00 01.00 Acılır v e orobr»m Türküler S a i l ı k öeiitlert Ovun havaları Köve haberler Sabah melodiltrt Haberler v e hava durumu İstanbul'da busun Hafif müzik Bu sabah sizinle Müzikli ovunlardan Her telden Sosva! hizmette kadın Fransa'dan vankılar Sabah lürkülert Gitar soloiaıı Muzik kutusu Pratik bileiler SarkıUr Arkası varm KISF haberl»r Ssbah konscrt Minvatür muzik Türküler Ssrkılar Saz eserleri HnBPiler v e Rcsmi Gazctede bueiın Hafif müzik Reklâm orosramları Sarkılar Ma%i Cocuklar orkestrası Sarkılar Konser saati Oyun havaları Kısa habcrler Okul radvosu Cocuk bahcesi Sevilen sesler Kısa haberler Karma fasıl tODİuluSu Reklâm Drosramları Haberler ve hava durumu Türküler Kitaolar arasında R. Hafil M. Ork. S. YüzbajıoSiu orkeetrası Sarkılar 24 saatın olavları Radyo tiratrosu ReklUm DrOBramiarı Haberler v e hava durumı Caz severlerle basbasa KaDanısİSTANBUL İL RADYOSU Aıılıs v e oroâram Sizin lcin Küçük konset İvi aksamlar Senfonik müzik Hafif müzik Aksam konseri Genolerle heraber Klâsik Batı m ü z i ü Ciean melodileri Gece konserl Dansedelim Caz müziîi Gece yarısl icln KaDanıs. 1 2 3 4 5 6 8 9 1 23 4 56789 •Ma •«• Garth I B E ^ iuiMi.vi AiaS) 1 Tiffany Jones TIFFÛNY JONES SOLDAN SAGA: 1 Gümrüklere gösteriltrieden gizlice yurad sokulan mallar (iki söz). 2 Ulak tefek şeyler (karma söz). 3 Dil tutuklugu ve pel tekliği (eski terim). 4 «Herhaa gi bir işi görmeyi tenbelliği yüzünden kendine bir yük sayan üye» anlamma iki söz. 5 Pasaklıların içine gömülüp kaldıkları, «peder» in yansı. 6 Tanınmış bir yabancı opera parçasmm adı, doğum uzmanı. 7 «Konuştuğumuz işi ilgi ile torşılayıp çaba gösterl» mânasına iki sözlü bir emir, kapıya veya cama vurulan hafif parmak darbesinin çıkardığı ses. 8 Canlıian defilelerde boy gösterir cansızları ise kadın terzi evlerinde bulunur, çevTilince bir hayvan olur. 9 Herhangi bir şeyin genişlik tarafı, «koca kaia» anlamına iki söz. • n r 1 1: i 2m uı • m\ karma bir emir. (bu tarz UadoYÜKARIDAN AŞAĞITA: 1 Sönmek üzere olan bir a ye eski manzume ve şiirlerda rastlanır) 8 teşin yenlden canlanmasını sağlamak için yapılan iş. 2 Yanmış 12345678» Yurtta balkın rahatını korukömür veya odunu ele geçiren (iki söz). 3 Bir şeyin kendi tamaya memur orafına doğru gelmesinl sağhyan lan kuvvet v« hareketi yaparken. 4 Bir emir, teşkllât. 9 Akdeniz tkliml hftkim bölgelerinKabul edılemlde yetişen yabani bltkilerden. S yecek bir teklit Dilleri tutularak tconuşanlar için verilen ce(çoğul). 6 îstefine kavuşan, vap, toprağa to çevrilince «dağ Kovugu» olur. 7 ODnkiı bounacaniD hum atış hars«Hemen acele koş!» mânasına halledllmls ftkü keti. BULMACANTN HALLEDÎLMİS SEKLİ NASIL HALLEDİLECEK Tukandakl rakaml) buimacad» sadece 4 tane anahtar (ipucu) ve 8 Une sounc vardır. B03 kalan 12 kareuin içine 1 den 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve top* lama, çarpma, çıkartma, böbne işaretlerine dikkat ederek soldan sağa ve yukandan aşaeıy« bulmacada gösterilen sonuçlan bulnnuz. Biraz vaktinizi alır ama, boş vaktınizi hoşça geçirmi; olursuntu. (tvinı: NIHAL YEĞİNOBAU Yaz bastırdı bunaltıcı, sonsuz.. Hava buğu ha linde titriyor ve sıcak bazan öfkesini almamış gibi sağanaklar halinde boşanıyordu. Böylece uzun yaz tâtili başladı. Matthai'nin beklediği fırsat gelmişti, Artık Annemarie hep yanındaydı, yâni yoldan geçen herkes görebilirdi onu. Matthai bekliyor, bekliyordu. Küçük kızla oy« nuyor. ona masallar söylüyordu. Grimm'in, Andersen'in ve binbir gecenin bütün masalları tükenince kendisi hikâyeler uydurmaya başladı Kızı yanı ba şmda, j'oldan gelip geçenlerin göre'ıileceği yerda tutabilmek için yapmadığı kalmıyoıdu Çocuk masailar ve hikâyelerle avunarak onun yanından ayrılmıyordu. Gelip geçenler pek doku» naklı buluyorlardı bu ideal baba kız tablosunu. Bir çoğu durup çocuğun saçlarını okşuyor ve onun la konuşuyorlardı. Matthai. tetikte onları seyrediyordu. Cani bu uzun boylu, ağır cüsseli adam mıydı acaba? Ya da şu ince uzun yapılısı. Matthai bekliyor, bekliyordu Annemarie onu çok seviyor. onunla beraber mutlu oluyordu. Matthai'nin aklında ise tek birşey vardı: Cani! Caninin bir gün çıkıp geleceğine dair duyduğu inançtan başka hiç bir şey var değildi onun gözünde sadece bu ümit, bu özleyiş. Kaatilin gelişini hayalinde canlandırıyordu tri, güçlü, kaba, saba. ,ucuksu bir yaratık Şefkatle ve öldürme isteğiyle dopdoiu. tekrar tekrar gelecekü istasyona; dudaklannda dostça bir gülümseyiz. sırtında bayramhk kostümü. Belki eraeklı bir tren kondüktörüydü, belki bir gümrükçü. Zamanla, usul usul çocuğu çekecekti kendine uzaklaştıracaktı onu evden. Matthai de peşlerine düşecekti. Çömelerek, gizlenerek. sinerek ormanda izleyecekti onları ve sonra tam can alacak dakikada caninin üzerine atılacaktı. O zaman müthiş, kanlı, erkek erkeğe bir dövüştür başhyacaktı O amansız kavrayış ve sonraki gevşeyiş ve cani Matthai'nin ayakları dibinde uzanıp kalacaktı, perişan, bitkin ve hıçkırarak suçunu itiraf edecekti. Lâkin Matthai bir süre sonra bütün bu kurduklarının imkânsız olduşunu kendi kendine söylemek zorunda kaldı. Zira çocuğun başında nöbetçi gibiydi. Hiç ayrılmıyordu ondan Sonuç alabilmek için çocuğu biraz serbest bırakması gerekti. Böylece Mathai onun dilediği yere gitmesine göz yummaya başladı. Ama kendisi de gizlice peşine düşüyor ve istasyonu boş bırakıp gelen müş terileri kızdırıyordu. Böyle zamanlarda Annemarie yarım saat kadar ötede olan köye gidip orman kena rmda köy çocuklarınm oyununa katılıyor vc az sonra gene evine dönüyordu. Yalnızhğa alışık, utan gaç bir çocuktu. Diğer çocuklara pek sokulamıyordu. ve bu yüzden onlar da onu biraz ayrı tutuyorlardı. Böylece Matthai bekliyor, bekliyordu yılma dan, bıkmadan, azimli... (Arkası rar) # konu ve resim: AYHAN BAŞOĞLU BEYAZ tÜL A\KARA 06.23 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 0S.10 06.40 0S.00 09.20 09.35 09.40 10.00 10.40 10.55 11.1? 11.30 13.00 12.1 S 12.30 13 00 13.20 13 30 11.15 14.15 14.35 14.5î 15.00 1S.15 15.45 16.05 16.25 16.40 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.45 2000 20.10 20.15 20.35 20 55 21.00 21.05 21.30 21.45 22.05 22.25 22.45 23.00 13 45 24.00 Acıiıs ve Drofcram Kove haberler Sarkıiar Haberler ve hava durumu Sabah müİDEİ Ankara'da bueün Her telden Sarkılar Hafif rouzik Sabah konseri Kısa haberler Arkası varın Okul radvosu Türküler istejSinize eöre Cocuk bahcesi Oueralardan aecmeler Türküler Kıbrıs saatl Sarkılar Haberler ve Resml Gazetede bucün Hafil müzik Reklcra DroDramları Cocuk bahcesi Sarkılar Buffüıı icin sectiklerimiz Kısa haberler Türküler Konser saati Cesitli müzik Sarkılar Türküler Müzik dinliyelim Kısa haberler İnce saz Tarım saati Reklâm Droramları Haberler ve hava durumu Türküler Dln v e ahlâk sohbetl Saz eserleri Sarkılar İstekleriniz mikrofonda Uvkudan önce 24 saatin olavları Sanat olavları Türküler Kücülc konser TBMM saatl Sarkılar Haberler ve hava durumu Gece konseri Gece varısına doSnı Ksoanu. «Hayır» diye cevap verdi. «Ona sadece hizmetimi yapacak bir kadın aradığımı söyledim.» İçim hiç rahat değildi. Matthai beni etkilemişti. Bu muhakkak. Kullandığı metodun şâhâne bir yönü de vardı. Elimde olmadan onu takdir ediyor, başan kazanmasını diliyordum. Belki de sırf o ukâlâ Henzi'nin burnu kınlsm diye? Bütün bunlarla beraber Matthai'nin giriştiği işi ümitsiz, göze aldığı tehlikeyi çok büyük ve kazanma şansmı çok az buluyordum. Onu bir kere daha makul olmağa zoılamak için, • Matthai, Ürdün'deki o görevi kabul etmen için henüz iş ışten geçmiş değil», dedim. «Yoksa başka birini gönderecekler.» • Göndersinler.» • Bizim yanımızdaki görevine dönmek istemez nisin?» diye direndim. <Yoo», «Seni eski maaşınla merkeze ahrım gene>, • îstemiyorum», •Ama düşünsen iyi olur. Hiç olmazsa para cihetinden.' Matthai. alaylı bir ifade ile, «Buradaki kazancım hükümetin verdiği maaştan yüksek değilse aşağı da değil», diye cevap verdi. Bak yeni bir müşteri geldi. Eiesel'ın yemek hazırlaması gerek». Kaîktı ve dışan çıktı. Yeni gelen müşteri de bijim gediklilerden Cici Leo'ydu. Matthai onun işine bakıp bitirinceye kadar ben kendi arabama binmiştim. Onunla vedalaşırken. • Sana lâf anlatmaya imkân yok, Matthai», dedim. •Öyle,> diye cevap vererek gcçmem için \%axei verdi. Yanında, kırmızı etekliğiyle Annemarie.. Kapı eşiğinde duran Liesel bana doğru gene kuşku dolu şözlerle baktı. *** işte böyle, Matthai beklemeğe koyuidu. Sabırla, sebatla, ihtirasla bekliyordu. Müşterilerine bakıyor, işini yapıyordu. hep makine gibi. Annemarie ya onun yanında, ya okulda, ya da oyundaydı. Etrafta sekerek zıplıyor, hayaller kuruyor. kendi kendine konuşuyor ya da o san örgüleri ve kırmızı etekliği uçuşarak salmcakta sallanıp sarkılar söylüyordu. Matthai ise bekliyordu. Sayısız otomobiller eskisi yenisi. Matthai bekliyordu. Grisons tabelalı ara baların numaralannı yazıyor, sonra sahipleri hakkmda tetkikat yapıyordu. Liesel Heller köyün yakınlarında, dağların eteğindeki küçük bir fabrikada çalışıyor ve akşamları filesi ekmek dolu olarak eve dönüyordu. Geceleri çok zaman penceresinin dibinde ayak sesleri yürüyor, hafif ıslıklar duyuyordu ama Liesel kapıyı açmıyordu.