26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
iAHİFE DÖRT AJJustos 1967 CUMHURÎYET lilyonlarca lira ödeme îtkisi olan ir eksper latte 225 ııruş alır açlan hafifçe dökülmil» kartal burunlu genç adam, elini masaya vurdu ve ayağa fırlayıp: • Ber dedi.. Bütiin kahahati ekis e yiikliiyorlar. Yok 2,5 yaprak ine. 5 yaprak alıyormujuz.. Fiın 300 kiloluk maluıı deftere I kilo diye geçiriyormuş, ödeme tınyormuçuz da aonra onlarla üşuyormusaz . Aslı yok bunla!.. Helâl *üt emmiyen her yerde . Bizim içimizde de pek az olar.. Ama bu, butün ekisperlerin letin malmı, paraıuıı yediğinl tennes!.. iiriketle örülü. demir kepenkleri n lptidai tarzda yapılmıı bir blım içindeydik.. Upuzun garaj gi blr yerdl burası. Sıcağın tesiriy canlılıfcıu ksybetmiı yes.il çay ıraklarıyla kaplanmıjtı her ta^apıya demiyeyim de, genlş keıgin önüne yakrn köşeye bir ma konmuftu. üzerinde defterler dı bir yıgın... Baıında da bir k i rı, k&tip. Onun yanında kantaroturuyordu Kantann üzerine dık gibi, hattâ sandığın çok bü rü bir tahta kap konmuftu.. Çay »rağı fazla yer isgal ettiği için :ak bir tepete bu kâfi geliyordu. ıra kâğıtçı ile kantarcının yanında «Ekisper» vardı. köyün çay alım yerinde bana, hayli dertli olarak yukarıdaki leri (öyleyen ifte bu ekisperlerı biriydi.» lununla konujurken çok kimse liyordu bizi... Sepetini getirip ıtara boşaltanlar, eksperin beğen yip de ayıklaması için bir ke• y^ladığı satıeı hepsi kulak » »rtayordu soylenenlere... Cartal burunlu, dökük aaçh ım yerden bir çay yaprağı aldı parmakları »rajmda onu kıra nellikle 2,5 yaprakta buiunuyordu. Topladığğı çayı ıılıra merkerine götüren işçi elinde defterl, sırtında kiifesi köyc dönüyor. Üzerindeki elbisenin eskiliğine bakmaJTB, zira onn lşte (fiymektedir. rak... Ha bu çayı dedi, ben kendu ellerumla fabrikadan daha iyl yaparum!.. Kalitesiz çay, (beş yaprak) satın almakla ilham edilen «eksperler»in en çok kızdıkları da buydu. Hattâ bazıları daha da ileriye gidiyor. «İki buçuk yaprak diye bir jey yoktur. Mcsele, yaprağuı körpe ol masında, kırıldığı zaman lif vermeden aynlmasındadır» diyorlardı. Ancak sonradan öğrendiğimc göre, bu pek o kadar makbul bir iddia değildi. Evet, esas olan dalın körpe olmasıyuı ama, bu da zaten ge ay yapımı öyle değişik yönleri olan bir isdi ki, eksperlerin de haklı oldukları taraf vardı, kapasitesinin çok üstünde çalısan fab rikalarda fazla sürat, zaman darlığı ve bilgili eiemanların azlığı yü zünden kalitesiz çay imâl ediliyordu... Ama çayın bütün sorumluluğu kendilerine yüklenilmek istenince Eksperler de basıyorlardı feryadı'.. Çay yaprağını Tekel adına satm alan 700800 kadar eksper vardı Ttize ve civarında. Bunlar vazife gör dükleri köylerin, bölgelerin insanlanydı. Asıl önemlisi eksperlerin yüzde 95 i çay müstahsiliydi!. Nasıl olur bu diyeceksiniz.. Oluyor is te!.. •Kendi bahçeslnd* 2v2$ llraya isci çalıştıracağına gidip malınm basmda dursa ya!.. Bu şekilde konuşan pek çok kim se diyordu ki: Eksperlikte insanın bası belaya girer. Yorucu isür. Üstelik runun, bunun husumeü kazamhr. Bü tün karşjihğı da saatte 225 kuruştur. Adam günde 12 saat çalışsa 27 lira yövmiye alır. kesintisi, vergisi. ayda eline 600 lira ya geçer ya geçmez... O halde çay bahçesi sa hibinin eksperlikten n« kazancı var?.. Üstelik, eksperlik yılın 45 ayında yapılan bir isti. Çay alımsatımı bitince, onların da hiç bir görevi kalmıyordu. Yâni, şu kısa süre içinde eksper, ailesinin blr yılhk geçimini sağlayacak kazancı bile C BİR YUDUM ÇAY İÇİN... 350 milyon lirayı eksperler nasıl dağıtıyor? G JpKTİNER elde edemiyordu!» üneş öğle vakti tam tepemizde, âdeta beynimizi kavuruyor.. Ri zenin köylerini dolaşıyoruz... Sa ğırr.ız, solumuz çay bahçeleri... Sırtında küfe, önünde, arkasında çocuklar ve yanında bir inekle çayını satmaya götüren kadmlarla dolu yollar... Belli ki sabah karanlığı kalkmış onîarı toplamak için.. Ancak bu saate kadar küfeyi doldurabilmiş... Saliha da işte 0 yollardaki. sırtı küfeli binlerce kadından biriydi.. Çocuklarını çay alım yerinin kapısma bıraktı. Peştemalı ile yüzünden yere damlayan teri iyice sildikten sonra. gölgede biraz serinledi ve koynundan çıkardığı siyah bir defteri uzattı kâube... Kartal burunlu çıplak başlı eksper, kadının yüzüne bakmadan: Devir bakalım küfeyi: dedi... Bir hayli kirlenmiş bcyaz çarşafın üzerine boşaltılan çsy yaprakları cenderedçn çıkınış gibi. rahatlayıp, açıldı... Ve tâze taptâze bir Eksper hafıiçe omuzunu eğip kolunu aşağı sarkıttı. sağ eliyle yaprakları laramaya bajladı.. Üç beş Unesini kend: ayıklayıp attıktan sonra; kadına dör.dü... Kaç kilo ağam?. 60 yaz... O kocamanlarını temizle sonra kantara vururuz!. Kaciın hiç itiraz etmcdi. Beyaz çarşafın uçlarını birleştinp çay boh çasını binanın tenha bir yerine taşıdı. Ve orada yere çömelip, tekrar açtığı bohçadaki yapraklajrı süratie ayıklamaya başladı... Bütiin gün çay toplayan peştemailı çaycı kadm ekspere yaprakları teslim ediyor kabul edildiği hakikaÜ ortaya çıkıyordu... 1966 yılında Rizede müstahsil 181 bin ton çay yaprağı satmiîtı. Kilosuna 350 kurus veren devletin böy lece bir yılda 353 milyon lira öde dİRİ anlasılıyordu... Bu çok büyük serveti kimler. dağıtıyordu vatandaşa? Eksperler! Ve sadece bir kantar, iki kayıt defteri ile 350 milyon liranın sorumluluğunu yüklenen o insanlar kendi vicdanlanndan ba^ka kimseye hesap vermek mecburiyetinde değildiler... Akşam olmaya başladı Rize kBy lerinde.. Dağlardan aşağı ciple, y u varlanır gibi iniyoruz Bahçe faslı bitmiş, şimdi ağaç altlannda, çejme başlarında yarenlik ediyor insanlar. Bütün bir gün çahşmanın yorgunluğunu çıkarıyor hepsi Biz de biraz yüzümüzü yıkayıp, serinieyelim dedik. buz gibi sular akan çeşmenin önünde.. Kadınlar, erkekler aralarında ko nuşuyorlar.. Peştemalla örtülü olanı simdı biraz daha aralamıs yüzünü... Arkadasına diyor ki: Ha bu eksperden çektuğumuı ncdur.. Guzelum yaprağu peğendurcmeduk.. Ayikla diy.. Ayıkla.. Geriye nesi kaldi U!.. Etluler çayı parmak kadar!.. Ötekisi hak vererek haşını sallar ken hafifçe eğiliyor, sesi biraz ya vaş... Ama yine de etrafa duyurur casına, daha önce de çok yerde işittiğim hikâyelerden birinl anlatıyor... R... dayinm çay bahçesi Içl dö döniim.. Dijlnl slks«, dünyayı bir araya ceturse plr metere büyümez.. 10 ton çay garmuj... Neredeo bulmu? da satmı? oni!.. Elinde su göğümü ile «ıra bekeyen orta yaşlı kadm söze kanaıyor: İçi döniim çaylik vernr 1200 çllo mehsul!.. Ettu ont bef yaprak oldi k i bin kilo.. Fidanlnl gokse yina tutmaz o kadar.. Geçen akşam kantaıet, eksper beraber görmüşler onl... Konuşmaları can kulağı İle dinleyen ve bunlan anlatan kadınlar bu son haber üzerine dayanamayıp, hep bir ağızdan yardıklan karan açıklıyorlar... Oyyy domll! Ver defterinl... Siyah ,kaplı bir hayli hırpalanmış defter, tekrar kâtibin önüne geldi... 60 kilo yazıldı oraya.. Sonra, aynı rakkam ana deftere de geçti. Saliha kadm defterinde gittikçe ka baran rakkamlardan habersiz'... Ama, ay sonunda "Hükumetten, Ama, ay sonunda «Hökürnattan, H3 kümatın pankasından> bir hayli sağlam para alacağını bilerek yeni küfeleri doldurmak üzere bahçesine doğru yürümeye başladı.. lşte çay alım yerlerinde her gün; bazan 10, bazan 16 saat müstahsil ile devlet arasmda yapılan alışverişin bütün formalitesi buydu!.. Eksperler günde ortalama 60 ton Çay yaprağı mübayaa ediyorlardı.. Bilhassa mayıs ayiarında «kim ne alır, ne verir?» anlamaya imkân yoktu. Bir eksperin 24 saat içinde 60 ton. hadi diyelim 40 ton yaprağın kalitesini tesbıt etrnesine imkân var mı? Böyie her gelen sepetin, kalitesi anlaşılamadan bir keşmekej içinde YARIN Yağ, balık ve meyva ile ambarda yolcuiuk yapan çay! Azaklıhoca köyünde bir çocuk, jay yapragı küfesini kantara boşaltıyor Dişi Bond MODESTV BLAISE radyo İ S T A N BU L 06.25 06.30 06.45 06.50 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 03.20 08.40 09.00 M 10 09.30 09.45 10.00 10.15 10 25 10.41 11.00 11.05 11.45 li.10 12.15 12.30 12.45 13.00 13.20 13.30 14.00 14.20 14.35 14.50 1.1.40 15.55 16.00 16.40 16.55 17.15 17.20 17.50 19.00 19.40 19.45 20 00 20.10 20.45 2100 21.05 21.25 21.50 22.00 22.45 23.no 2.", .10 2".5.î 24.00 lfi.hö 17.no Acıhs ve DroJram Turküler Köv avukatı Ovun havaUrı Köve haberier Istediemiz turküler Haberier \e hava durumu İs'.anbul'da hueün Kücük ilânlar v e müzik Bu sabah sizinle Val«ier İstnnbu'i'un «esl Kadınlar icin Fransa dan vankılar Ovun havalan Pıvano soiolarl î'uzik kutusu Gelin tanısalım K e n d i m l a tanıvalım Tülin Yskarcc'iikten sarkılar Arkası varın Kîsa habcrlrr Srbah konseri Karısık sololar Kücük ilanlar Seha O k u s ' u n turküler Sarkılar Farkılar Habcrkr Hjfif nuızik Reklâm m o e r a m l a n Sarkılar V UcaroBİu orkestrası Sarkılar Konser saati Turküler Kısa haberier Okul radvosu Cocuk bahesi Beraber turküler Kısa haberier Kaıma [asıl tooluluSu Reklârn nroiramları Haberier vc hava durumu K.'cuk ilânlar Türkuler ( Kentimizin sorunları Me'odiden melodive Sarkılar 24 saatin olav'.arı Zulme karçı ReceD Bıreit den sarkılar Hsvat ve kitaolar rtrk'.ânı oroâramları Haberler ve hava durumu Rtdvo senfoni orkestrası Caâdas müzlk Cunür. haoerleri Vjrsnı». İST.VNBIL İL RADVOSU Acılıs vç Droerara Sızın icin 123456789 rruna iki sözlü bir emir. 2 «tş • kence yap!» rnânasına iki sözlü bir emir. 3 Esld ve değerll eşyanın halka teşhir olunduğu yerler (çoğul). 4 Komşu bir devlet. tersi «dere ve nehirlerin yaptıkları hareketi yapan» dır. 5 Çevrilince etçok» un aksi olur, blr zaman parçası, barbutçuların ustalıkia kullandıklan oyun aracı. 6 Tersi «vaktiyls 156 yaşında run adıdır, şehirlerde kalabalık kaybettiğimiz meşhur bir aga» DOnM balmacanın arttıkça bunun da sayısı ziyade baUedilmlt fckll leşir. 7 Ber berlerin müşterilerin saçlarını kestikten sonra nların baslarına tatblk ettikleri hareketler (çoğul). 8 Ümit eden, btr hayvan. 9 B'r emir, bir çeşit deri tşleri İle uğraçan sanat karlardan. Garth Tifffany IFFANY JONES Jones ZEMutM OtAGıiBiVPf SOLDAN SAĞA: 1 yediğimia zerzevat çeşltl»rinden biri (karma söz). 2 «Mazeret bulmaya çalışma» anlamına iki söz. 3 Tersi bir erkek adıdır, âlet ve vasıta. 4 «Kendine taraitar âza tedarik et!» mâ • nasma iki sözlü bir emir. 5 Fransanın güney bölgesindekl tarihl kulelerden birinin adı (söylendiği gibi yazılmıştır). 6 Kumarda karşısındakini yutan, dünjada hiçbir yaratığa nasip olmıyacak daimt yaşama hali (eskl t»rim). 7 Tartı ile mal satan rnüesseselerde mutlalta bulunması gereken araçlar (çoğul). 8 Bir musiki aleti, Kuzey Afrikada bir devlet. 9 «lçkiyi fazla kaçırma!» karşılığı iki sözlü bir emir. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 «Vaadinden dönme!» anla SüUltACANtN NASrt HALLEDtLECEK Tnkanrfak) rakamb bulro»c»d» «dece 4 tane anahtat (ipucu) re K tane eooac rardu 8os kalao t kurenıo ıçine 1 deo 9 s kadaı aygiıo bireı rakam koyarak ve • »' ! lama. çarpraa. çıkarrma. bdlme isarellerine dikkat oderek *oldu> •aea ve rukarıdaD asasıya balmacada gösterileo tonoçlan bnlunu/ Binu raktinizi alu ama, boş raktinizl bo^a feçlrmia olursunj, MalkOÇOğlU I konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU BEYAZGÜL i • Meytea vb. 17.5(1 Kıicük k n n s e r İS 00 Tvi a k s a m l a r İS 30 Senfomk rriizik 1900 Hafif nıuzik 19 30 Akspm k o n s r d i 20.:ö Gencler'.e b e r a b e r 21.00 Akder.iz ulkelerinde müzik 21.İS Sonat faati 21.45 itp.lvanca s a r k ı l a r 22.00 Gece konseri 22 45 T a n e o v e rjasodobleler 23.00 Csz saati 23.30 G ü n u m ü z ü n etirdiklfcr 24.00 Gece v a r ı s ı İcin 01.00 P r o S r a m v e k a o a n ı s FRtEDRİCH DÜRRENMATTj 12 Çocuklar gözlenm merakla hana dikmi?lerdi. «Günavdın efendım,» diye cevap verdiler. «Güzel bır şarkıydı söylediğıniz.ı Öğretmen, «Giritlı'nın ccnaze törernnce okuyacağımız ilâhıyı prova ediyorduk» dedi. Kum havuzunun içine Rnbenson Kruzo'nun adası kurulmuştu. Duvarlara raptiyeyle çocukların çızdikleri resimler asılmıştı. Tereddütle, «Giritli nasıl bır çocuktu% diye sordum. ÖJretmen «Hepimiz onu çok severdık,» dedi. «Zekâsı nasıldı?.» «Hayâl kuvveti son derece genış olan bir çocuktu.» Gene duraladım. «Çocuklardan bazı şeyler sormak istiyorum.» «Buyurun.^ Sıralara biraz daha yaklaştım. Kızlardan çoî'J çok küoiik oldukları için saçları örgulüydü. Ve önlerıne parlak renkl; önlükler bağlamıslardı. «Giritli Moşer'ın başına gelenleri herhalde duydunuz,» dedim .Ben polis Komiseriyim. Göreyim Giritlı'yı öldüren adamı bulmaktır. Sizinle «imdi çocuk değil de büyükmüşsünüz gibi konuşmak istiyorum Aradığımız arlam delidır. Bu çeşit seyler yapan hütün o adamlar delı sayılır. Deli oldukları \cın küçük çocukları kandırıp tenha yerlere götüerek incıtmeğe, acıtmağa çalışırlar. Bodrum çibı. orman gibi tenha yerler. Bu gibi iş!er sık sık olur Her yıl biz polisler kaç tane böyIe olayla karşılaşırız, Bazan bu delı adamlar çocukları öyle fena acıtırlarki çocuklar ölür. Onun İçin böyle adamları yakalayıp bır yere kapamamız gerekir. Onların serbest gezmeleri çok tehlikelidir çünkü. Çimdi bana helkî, bu gibi adamları neden daha önce. kötülük yamazdan önce tutup kapatmadığımızı soracaksınız. Bunu yapamıyoruz çünkü bu çeşit akıl hastalarını ayırt edemiyoruz. Deliliklerı içlermde kalıyor, dışardan belli olmuyor.» Çocuklar nefes bils almaktan çekinerek beni dinlivorlardı. «tste bu yüzden sımdi Gritıli Moser'i ölriüren adamı bulabilmemiz için bana yardım edeceksınız.» Konuşurken ılerlemıştım ve şımdi sıraların arasmda durııyorium. «Grıtili size kenrlisi i!e konuşan yabancı bir adamdan fitân hiç bahsetti mi?» Çocuklar ?es çıkarmariılar. hir tu ÇMİren: ( NIHAL YEĞİNOBAU A N K A R A 06.25 05.SO 07.00 07.05 07.30 A c ı l ı s v e Drooram Günavdın Köve h a b e r i e r Sarkılar ve ovun h a v a l a n Haberier ve h a v a d j r u m u 07.45 Cî.OO 08.05 0S.10 08.40 OS.O0 SabRh m'JZiâi Ankara'da buaun Kücük ilân'.ar Her telden Sarkılar Po?ta kutıi5'.ı 09.20 09,35 09 40 10.00 10.40 10.55 11.15 11.30 12.00 12.55 12.25 12.30 13.00 13.20 13.20 14.03 14.15 14.35 14.00 15.00 15.15 15,45 16.05 16.25 16.40 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19,40 19.45 20.00 20 15 20.35 20.55 21.00 21.05 21.25 21.55 22.05 22.25 22.45 23.00 23.45 23.55 Sabah konseri Kısa habcrkr ve ilânlar Arkası varın Okul radvosu Lmel Savmdan ?arkllaj Meiodiden melodive Cocuk bahcesi Baiete casrı Ovun havalan Kıorts ss^ti Kıicük ilânlar S.'.rkılar H^ber Hafif müzik Fitklam oroârsmlan Cocuk bahcesi Sarkılar B;i5ün icirı sectiklerimlı Kısa haberier ve ilânlar IJacı Tasan'dan turküler Konser sasti Ceiitlı müzlk Sarkılar Y AİDdoSan'dan turküler Müzik dinlivelim Kısa haberier ve ilanlar Ince saz İs dönüsü Reklâm rjroîramjarı Haberier ve hava durumu Kücük ilanlar Turküler Anılarl» Atatürk Yüksel Kio'ten sarkıltr SevdiSiniz sesler Uvkudan önce 24 saatln olavları r « İlânlar Evliv» Celebl Klâsik Türk müzlM Hafif müzik TBMM saati Nivazi Yılmazdan TOrküler Haberier ve hava durumu h e r hafta bir vorumcu Gece Tanıına doiru Günün önemll haberleri Çocuklar hiç bir ıey bilmiyorlardı. «Gritili'nin elinde son zamanlarda yeni bir çey Rormüş müydünüz?» Çocuklar cevap vermiyorlardı. «Gntüı'nm en «amimi arkadaşı kimdiT» 1 Bır kız, «endim», diye fısıldadı. Minnacık bir feydi; kestane «açlı, kestane gözlü. • Adın ne senin?» diye lordum. «Ursula Fehlrnann». • Demek sen Gritli'nin arkadasıydm, öyle mi, Ursula':» • Yan yana oturuyorduk». O kadar yavaj konusuyordu ki işitebilmek için eğ:lmek zorunda kalıyordum. «Onun halinde hiç bir tuhafhk görmemiştın, öyle mi?» • Öyle». «Gritli'nin bulujup konuştuğu hiç kimsı yok muydu?» Kız «Vardı», diye cevap verdi. «Kim?» «İnsan değildi». Bu cevap beni jasalattı. «Ne demek istiyorsun, Ursula?» diye sordum. Kız «Gritili hir devle bulujuyordu», diye fısıldadı. «Dev mi?» «Evet». «Yanı iri yan, uzun boylu bir adamla mı konuşuyordu?» «Yoo.. Benim babam iri yarıdır ama dev değıldır.» «Ne kadarmıı bu devin büyüklüğü?» «Dag kadar, hem de kapkaraymtş». «Peki, bu dev Gritli'ye birşeyler veriyormuymuş'ı Kız «Evet». diye cevap v di. «Ne veriyormui bakalım». «Mmımini kirpiler». «Kirpı mi?» diye sordum. Tamamen sfallamıştım. «Ne demek istiyorsun Ursula?» Çocuk. «Bütün dev minicik kirpilerle doluymus» diye cevap verdi. • Amma saçmalık bu» dedim, «Devde kirpİ ne arasın?» • Kırpı deviymis bu». Kız bu hus'' Nuh diyor da peygamber demiyordu. Kürsüye döndüm. öğretmene, «Hakkınız varmış», dedim. «Gritli'nin hayali gerçekten senışmis, Matmazel Krumm». Öğretmen yüzüme bakmıyarak, «Şair ruhlu bir yavruydu», dedi. Gözleri uzaklara çev
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear